28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2009 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com Şeriatçı Hizb-ut Tahrir örgütüne yönelik olarak geçen hafta Ankara, Van, Erzurum, Konya, Şanlıurfa ve Ko- caeli’nin aralarında bulunduğu 23 kentte düzenlenen eş- zamanlı operasyonlarda 165 kişi gözaltına alındı. Güvenlik birimleri yürütülen teknik takipte örgüt üyelerinin İstan- bul’da sansasyonel eylem hazırlığında olduğunu belir- lemiş ve operasyon için düğmeye basmıştı. Bursa’da ad- liyeye getirilen militanlar, “Allah’ın izniyle bu pis demokrasi yıkılacak, hilafet kurulacak” diye bağırdılar. Peki, Anka- ra’nın göbeğinden yönetilen bu örgüt ne istiyor?.. Hizb-ut Tahrir (Kurtuluş Partisi), Mısır’daki El Ezher Üniversitesi me- zunlarından Filistinli Şeyh Takiyyud- din en-Nebhani tarafından 14 Mart 1953’te Ürdün’de kuruldu. Ancak Ür- dün yönetimi partiyi bir hafta sonra ya- sakladı. Suriye’ye kaçan Nebhani bu- rada tutuklandı. Daha sonra serbest bırakılan örgüt lideri, Lübnan’a yerleşti ve faaliyetlerini sürdürdü. 11 Aralık 1977’de yaşamını yitiren Nebhani, Beyrut’ta toprağa verildi. Örgüt şimdilerde Filistinli fıkıh âlimi Ata Ebu’r Raş- ta tarafından yönetiliyor. Mısır’da medrese eğitimi alan Raşta, Kâhire Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşa- at Mühendisliği’nden mezun olmuş. Örgüt ağırlıklı olarak Sudan, Ürdün, Suriye, Tacikis- tan, Özbekistan, Yemen, Irak, Endonezya, Filistin, Bangladeş ve Pakistan gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Almanya’nın 15 Ocak 2003’te anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yasakladığı bu örgütün Anadolu’daki ya- pılanması ise “Hizb-ut Tahrir Türkiye vilayeti” olarak ad- landırılıyor. Örgütün “Türkiye’deki sözcüsü” Yılmaz Çelik, 21 Temmuz’daki son basın açıklamasında, “Hi- lafetin zamanı gelmiştir” demişti! Ankara’da, Kazım Karabekir Caddesi’ndeki bir bina- dan yönetilen örgüt, yayımladığı dergileri kullanarak pa- neller düzenliyor ve hilafet bayrağı taşıyan üyeleriyle bir- likte başkentte şeriat çığlıkları atıyor! Tek hedef hilafet!.. Tahrirciler kendilerini, “İdeolojisi İslam olan siyasi bir parti” olarak tanımlıyor. Onlara göre Hizb-ut Tahrir, “Ümmetin İslamı ken- disine dava edinmesi için, hilafeti geri getirmesi maksadı ile ümmete önder- lik etmek için çalışıyor!” “Sosyalist, komünist, kapitalist, milliyetçi, vatancı, mezhepçi veya masonik partileri küfür partileri” diye tanımlayan Tahrirciler, hi- lafet düşünü ise şöyle anlatıyorlar: “Hizb-ut Tahrir’in gayesi, İslami ha- yatı yeniden başlatmak ve İslam dava- sını âleme yaymaktır. Bu gaye; bir İs- lam ülkesinde, içinde hayatın bütün işlerinin şer’i hü- kümlere uygun olarak yürütüldüğü bir toplumda, Müs- lümanları İslamı yaşamaya tekrar döndürmektir.” Şeriatçı örgüt, hilafeti geri getirmek için “Kültür ver- me”, “Ümmetle kaynaşma” ve “Yönetimi teslim alma” şeklinde üç aşamalı bir planı uygulamak için eylemler yapıyor. Tebliğ ve cihat için 23 kitap yayımlayan örgüt, merkez karargâhının adresi ve telefon numarasını da web sayfasında yayımlayarak başkentin göbeğinde rahatlıkla başkaldırıyor! Başkentteki Hilafet Merkezi!.. Perdedeki Eski Film!.. Zılgıttan Molotofa!.. İmralı’da yatan Abdulah Öcalan’ın siyasallaştırmaya çalıştığı en önemli kitleyi ka- dınlar oluşturuyor. PKK’nin 1999 yılından bu yana uygu- ladığı her toplumsal eylemde kadınlar öne sürülüyor! Polislerden copları onlar yiyor. Polis panzerlerinin önünde onlar duruyor! DTP mitinglerinde zılgıt çalarak kitleleri on- lar coşturuyor. Öcalan’ın kadınla- rı önemsemesinin en önemli nedeni, öldürülen terörist- lerin analar üzerin- de yarattığı trav- mayı yok etmek!.. PKK’nin ve DTP’nin kadınları, Kürt siyasetinin legalleşme faaliyetinde öncü görevi üst- leniyor. Ancak son haftalarda çok ilginç bir gelişme oldu; PKK’nin molotoflarla ev ve araç yakma eylemlerini yürü- ten milis gruplar içinde kadın hücreleri oluşturuldu! Kendi- lerine “Apocu Kadın İnisiyati- fi” adını veren bu hücreler, bi- raz da ahlak bekçiliğine so- yunarak eylemlere başladılar! Örneğin 4 Temmuz’da Ur- fa’nın Birecik ilçesinin eski be- lediye başkanı Kadir Yük- sel’in otomobilini yaktılar! 16-19 Temmuz’da, İstan- bul’un Maltepe, Kartal ve Ataşehir ilçelerinde 17 aracı ateşe verenler de Öcalan yanlısı kadın mili- tanlardı. 24 Tem- muz’da Diyarba- kır’ın Bağlar ilçe- sinde esrar satışı ve fuhuş yapıldığı öne sürülen iki iş- yerine molotof atanlar da aynı gruptandı! 26 Temmuz’da Ataşehir’de İslami sermayeye ait bir mağazayı kundaklayan kadın milisler, Mersin’de de bir polis mer- kezine taş ve molotof attılar! PKK yalnızca siyasallaş- ma açısından değil eylemsellik açısından da şaşırtıcı bir de- ğişim geçiriyor! Zılgıttan mo- lotofa uzanan kadrolaşma çizgisi ilginç işaretler veriyor! Asit kuyuları, toplu mezarlar, faili meçhul cinayetler ve gi- zemli kayıplar!.. Bunlar bir dö- nem Güneydoğu’da sıradan- laşmış olaylardı. Abdullah Öca- lan’ın 1999’da yakalanması ve Hizbullah örgütünün 2000 yılı başlarında çökertilmesinin ar- dından bu olaylar önemli ölçüde azalmıştı. Terörle mücadele sırasında kendilerine yasadışılıktan görev çıkartanların yanlış ve ürkütücü eylemleri PKK’nin büyümesi ve milis yapısına kavuşmasından başka bir işe yaramadı! Ancak görülüyor ki, birileri karanlığı an- latan o eski filmi yeniden per- deye taşıyor ve belki de uzun sü- re vizyonda tutmayı amaçlıyor!.. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçe- sinde önceki gün başları taşla ezilerek öldürülen Ferhat Erdiş ve Necman Ölmez adlı DTP yandaşlarını kim hedef almıştı?.. Hayvan ticareti yapan Erdiş ve Ölmez, Uludere’den Beytüşşe- bap’ın Beşağaç köyüne gel- mişlerdi. Yakınlarına göre kur- banların herhangi bir kimseyle bir sorunları yoktu! Şırnak Valiliği, “Olayın hayvan alım-satımı ve buna bağlı mad- di menfaat temini amacıyla iş- lenmiş olabileceği değerlendiril- mektedir” diye açıklama yapsa da, kurbanlardan Necman Öl- mez’in bir kardeşi ile bir yeğe- ninin PKK içinde olması siyasal cinayet kuşkusunu gündeme getirdi! Bu olayın ardında kan davası, alacak verecek meselesi ya da töre kavgası gibi bölgenin kla- sikleşmiş çatışma gerekçelerin- den biri yoksa, tehlike çok bü- yüktür!.. Eğer bu cinayetler ideolojik bir öfke yüzünden işlendiyse, biri- lerinin Güneydoğu’yu yeniden faili meçhullerin bataklık yarattı- ğı o kanlı günlere geri götürme- ye çalıştığı ortaya çıkıyor! PKK’nin siyasallaşma uğruna milis yapılanmasına ağırlık ver- diği bu dönemde, provokatif eylemlerin bölgeyi yeniden ka- ranlık döneme sürükleyeceğin- den kimsenin kuşkusu olma- sın!.. O yüzden ilgili birimlerin, ka- os senaristlerini deşifre etmesi ve kanlı dönemin o siyah beyaz fil- mini bir an önce perdeden in- dirmesi gerekiyor! ŞEVKİ YILMAZ ‘Medya çıktı şeytan emekli oldu’ Eski Refah Partisi Milletvekili ve Rize Belediye Başkanõ Yõlmaz, medyanõn aile yapõsõna zarar verdiğini söyledi. MURAT UYGUN SAKARYA - Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle ceza alan eski Refah Partisi Milletvekili ve Rize Belediye Başkanõ Şevki Yılmaz, Sakarya’da bir kermeste ortaya çõktõ. Harem-seramlõk kermeste konuşan Yõlmaz, medyayõ şeytana benzetti. Yõlmaz, “Avrupa’da köpekler olmasa intihar patlaması yaşanır” dedi. Sakarya’nõn Arifiye ilçesinde, Damla İlim Kültür Derneği’nin açõlõşõnda konuşan Yõlmaz, yine garip açõklamalarda bulundu. Avrupa’da köpekler olmasa intiharlarõn artacağõnõ ileri süren Yõlmaz, “Annesinde babasında bulamadığı samimi sevgiyi köpekte buluyorlar. Eşinde bulamadığı vefayı, çocuklarında bulamadığı sadakati köpekte buluyorlar. Eğer Türkiye yanlış bir rejme girerse zengin bir ülke olur ama köpekle yapayalnız kalan aileler artar” diye konuştu. Allah’õn kendisinden başkasõnõn sevilmesini kõskanõğõnõ iddia eden Yõlmaz, “Almanlar neden cennete giremeyecek? Çünkü İsa’yı Allah’tan daha çok seviyorlar” dedi. Medyanõn Türk aile yapõsõna zarar verdiğini savunan Yõlmaz, şöyle devam etti: “Rize’de bir cinayet oldu. Halk beni sevdiği için Emniyet Müdürü beni çağırdı ve ‘Bu cinayet kan davasõ olmasõn’ dedi. Aynı sırada oturan iki çocuk bıçakla arkadaşını öldürmüş. İşte bu diziler, filimler böyle yapıyor. Televizyon kanalları çıktıkça, şeytan emekli oldu. Birileri ‘Hocam yuvam bozuldu. Bizim duvara domuz yağõ sürmüşler’ diyor. Bu malum medya varken domuz yağına ne gerek yuva yıkmak için. Bunun cinle muska ile alakası yok. Tamamen beyin yıkama.” Yobaz kelimesinin insanlarõ kültürlerinden koparmak için kullanõldõğõnõ ileri süren Yõlmaz, İslam ülkelerinin bu yolla parçalanmak istendiğini iddia etti. Yõlmaz, “Sen namaz kılana yobaz dedirtirsen, başına açana çağdaş, kapayana ise çağ dışı dersen... İşte bu bombalar muskadan daha etkilidir” diye konuştu. Akay kavşağõnõn alt geçitlerinin kapatõlmasõnõn 1 milyon kişiyi etkileyeceği kaydedildi Ankara’da trafik felç olacak MAHMUT LICALI ANKARA - Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştõrma Derneği Genel Başkanõ İhsan Memiş, 1 Ağustos’tan itibaren Akay kavşağõnõn alt geçitle- rinin Ankara Anakent Belediyesi ta- rafõndan kapatõlmasõnõn kentte en az 1 milyon kişiyi etkileyeceğini kaydetti. Memiş, Dikmen’den gelip Kõzõlay- Meşrutiyet’e giden bir aracõn kav- şaktan geçme süresinin ortalama 1-2 dakika olduğuna, kavşağõn kapanma- sõnõn ardõndan bu sürenin 30 dakika- ya çõkacağõna dikkat çekti. AKP’li Melih Gökçek yönetimin- deki Anakent Belediyesi’nin 1 Ağus- tos’tan itibaren yargõ kararõ gereği Akay kavşağõnõn alt geçitlerini ka- patmasõ kentte trafiği ikiye katlayacak. Gökçek, davayõ açan Çankaya Bele- diyesi’ni suçlarken, kent trafiğinde ya- şanacak sorunlara ilişkin herhangi bir çözüm üretmiyor. Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştõrma Derneği Genel Başkanõ İhsan Memiş, kavşağõn kapanmasõ durumunda trafikte yaşa- nacak sõkõntõlar konusunda başkentli- leri uyarõyor. Memiş, Ankara’da 1 mil- yon 800 bin sürücü belgeli yurttaş ve 1 milyon 200 bin motorlu araç bu- lunduğunu kaydetti. İstanbul’dan son- ra en fazla yeni araç girişinin Anka- ra’da olduğunu belirten Memiş, baş- kentte 2009 yõlõ araç artõş hõzõnõn yaklaşõk yüzde 10’u bulduğunu vur- guladõ. Ankara’daki araçlarõn 900 bi- ninin otomobilden oluştuğunu kay- deden Memiş, Ankara’nõn kuzey-gü- ney aksõna bakõldõğõnda en fazla araç ve sürücü sayõsõnõn Çankaya ilçe mer- kezinin sõnõrlarõ içinde olduğunu, ay- rõca yabancõ büyükelçilik araçlarõnõn da burada bulunduğuna dikkat çekti. Memiş, Büyükşehir Belediyesi Ya- sasõ’nõn 7. maddesine göre her türlü kent içi ulaşõm ve trafik düzenlemesini yapmak, yaptõrmak, işletmek ve iş- lettirmenin anakent belediyelerine ait olduğunu belirtti. Yasanõn 3. madde- si gereğince de metropol ilçe mer- kezlerinin de Anakent Belediyesi ta- rafõndan düzenlendiğine işaret eden Memiş, anakent belediyelerinin kent merkezlerinde ya da mücavir alanlarda çok önemli katlõ kavşaklar ve yeraltõ geçişleri yaptõklarõnda mutlaka araç sa- yõmõ, yolcu kapasitesi gibi temel ih- tiyaçlarõ takip ederken ilçe belediye- lerinin de görüşlerini almasõ gerekti- ğini belirtti. Memiş, Akay kavşağõnõn kapanmasõnõn ardõndan yaşanacakla- rõ şöyle sõraladõ: Ankara’nõn anayollarõna paralel alternatif yollarõ yoktur. Bağlantõ yol- larõ da çok yetersizdir. Dikmen’den gelip Kõzõlay-Meş- rutiyet’e gidecek bir otomobilin alt ge- çitlerden geçme süresi sabah saatle- rinde ortalama 2 dakika, normal sa- atlerde ise 1 dakika, otobüslerin de geçme süresi 2-3 dakika arasõnda ol- maktadõr. Kavşağõn kapanmasõ halinde de bu süre ortalama 30 dakika olacak. Kavşağõn kapanmasõ ile işçi ve memurlarõn işine, öğrencilerin okuluna gitme veya ailelerin hastalarõnõ has- tanelere yetiştirerek kurtarma gibi te- mel ihtiyaçlarõn karşõlanmasõnda sõ- kõntõ yaşanacaktõr. Geciken adalet, bu yolu kullanan en az 1 milyon nüfusun her gün zarar görmesine neden olacak. Kavşağõn ka- panmasõ kent içi trafikte zaman kay- bõ, enerji kaybõ ve çevre kirliliğine yol açacak. Yasağõn yurttaşa baskõ olarak gösterilmeye çalõşõldõğõna dikkat çekildi ‘Sigara ekonomiye zarar’ MAHMUT LICALI ANKARA - Sigara ve Sağlõk Ulu- sal Komitesi (SSUK) Başkanõ Prof. Dr. Elif Dağlı, 19 Temmuz’dan be- ri uygulanan sigara yasağõnõn yurttaşa baskõ olarak gösterilmeye çalõşõldõ- ğõna dikkat çekti. Dağlõ, Türkiye’de yõlda 20 milyar dolarõn sigaraya, 30 milyar dolarõn da sağlõk harcamala- rõna ödendiğini belirterek “Yılda 12 milyar dolar vergi bırakan sigara firmaları 20 milyar dolarımızı al- makta ve bizi 30 milyar dolar sağ- lık harcamasıyla bırakmaktadır. Bu tabloda mantıklı tek bir aşama yoktur” dedi. Prof. Dağlõ, sigara tüketiminin azaltõlmasõ için yapõlacak her girişimin anti-emperyalist bir girişim ve Türkiye’nin bağõmsõzlõğõ için bir adõm olduğunu vurguladõ. SSUK Başkanõ Prof. Dr. Elif Dağ- lõ, 19 Temmuz’da bar ve restoran- larda dahil tüm kapalõ alanlarda uy- gulanmaya başlanan sigara yasağõnõn baskõ olarak değerlendirilmesini eleş- tirdi. Sigara yasağõnõn baskõ değil an- ti-emperyalist bir mücadele olduğu- nu belirten Dağlõ, 1986-1996 yõllarõ arasõnda uluslararasõ sigara firmala- rõnõn ihracatlarõnõ yüzde 260 oranõn- da artõrdõğõnõ kaydetti. Aynõ yõllarda Türkiye’de ise sigara tüketiminin yüzde 50 oranõnda arttõğõna dikkat çe- ken Dağlõ, Türkiye’de 1984-1991 yõllarõ arasõnda sigara ithalatõnõn da 7 kat arttõğõnõ ifade etti. Prof. Dağlõ, şunlarõ kaydetti: “1990 yılında Tekel denetimin- den bağımsızlık kazanmak iste- yen firmalara isim vermeden adres gösteren bir kanun çıkıyor ve 2 bin tondan fazla üretimi olan firmalara fiyatlandırma ve dağıtım yetkisi verliyordu. İşte dünyanın en ucuz sigaralarını içmemize neden olan ilk hamle budur. Halkının sağlığı- nı korumak için ilk yasa teklifini hazırlayan Sağlık Bakanı 1990 yı- lında Cumhurbaşkanı vetosu ile karşılaşıyor ve daha sonra istifa ediyordu. Yıllar sonra bir Ameri- kan firması belgesinde vetoyu ken- dilerinin sağladığı yazacaktı. İkin- ci yasa denemesi 1991 de adalet ko- misyonuna ulaşacak ve 1996 yılına kadar orada bekleyecekti. Ameri- kan sigara devinin belgeleri Ada- let Komisyonu ile görüşme eylem planı içeriyordu. 1996’da reklam yasağı çıkıncaya kadar Türkler yabancı sigaralara alışmışlar, Türk sigaralarında bile yabancı tütün kullanılır olmuştu. Artık Türk tü- tünü pazarını kaybediyordu. Tekel aldığı tütün yapraklarını silolara sığdıramıyor ve yakıyordu.” Dağlõ, Türkiye’nin 1988 yõlõnda 3.5 milyon dolar karşõlõğõ toplam 610 ton ile başlayan tütün ithalatõnõn, 2008 yõ- lõ sonu itibariyle 81 bin tonu bularak 350 milyon dolarõ aştõğõna dikkat çek- ti. Türkiye’de sigara içen 22 milyon insan bulunduğunu belirten Dağlõ, Türkiye’nin sigara pazarõnõ ele ge- çiren Amerikan, İngiliz ve Japon firmalara yõlda 20 milyar dolar siga- ra parasõ verdiğini kaydetti. Dağlõ, şunlarõ belirtti: “Tütün ekmesin diye köylümü- ze para verip dışardan tütün yap- rağı ithal etmekteyiz. Bu tabloda mantıklı tek bir aşama yoktur. Si- gara içmek Türk ekonomisine za- rar verir, dışa bağımlılığı arttırır. Sigara tüketiminin azaltılması için yapılacak her girişim anti- emperyalist girişimdir ve ülke- nin ekonomik bağımsızlığı için bir adımdır.” Bir aracõn Dikmen’den, Kõzõlay-Meşrutiyet’e gitmesinin 30 dakikaya çõkacağõna dikkat çekildi. 1 Ağustos’tan itibaren Akay kavşağının alt geçitlerinin kapatılması Ankara’daki trafiği ikiye katlayacak. Prof. Dağlõ, ‘Sigara tüketiminin azaltõlmasõ için yapõlacak her girişim anti- emperyalist girişimdir” dedi. Sigara yasağının başlamasıyla birlikte kahvehanelerde sigara içemeyen yurttaşlar kendilerini dışarı attılar. GENÇ’TEN TEPKİ Bakan’ın elini sıkmadı TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Ka- mer Genç, protokole çağrõlma- masõnõ protesto etmek için festivali terk etti. Genç, Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a da tepki gösterdi. Çemişgezek Dut ve Peynir Fes- tivali’nin açõlõşõna Genç’in tepki- si damgasõnõ vurdu. Halkõn arasõ- na karõşarak yaklaşõk 1 saat et- kinliği izleyen Genç, Devlet Ba- kanõ Bağõş’õn konuşmasõnõn ar- dõndan hõzla protokole yöneldi. Göreve yeni başlayan Tunceli Va- lisi Mustafa Taşkesen ile toka- laştõktan sonra Bağõş’a dönen Genç, “Ben halkın temsilcisi- yim. Tunceli milletvekiliyim. Belediye başkanınız festivale partizanlık yaparak beni davet etmiyor. Bu haksızlıktır” dedi. Bağõş’õn hoş geldin demek için eli- ni uzatmasõ üzerine Genç, “Senin elini sıkmam. Kürsüde konuş- tuğun her şey yalan. Bu memle- kete ne hizmet yaptınız? Bu- nun hesabını size Meclis’te so- racağım” diye konuştu. Şevki Yılmaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear