Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
ABD’den Gelen Yanık
Helva Kokusu
İddia odur ki, Barack Husseyin Obama’nın Baş-
kan seçilmesiyle birlikte ABD’nin emperyalist karak-
terinde, uluslararası politika ile ilgili projeksiyonların-
da köklü değişiklikler olmuştur. Hiç kuşkusuz bir si-
yasi partinin, bir liderin, o lideri iktidara taşıyan rüz-
gârların,sınıfsalkonumlanışlarınciddiyealınmasıge-
rekir.
Ama bir süper gücün dünya ekonomisi ile sıkı sı-
kıya bağlı, enerji kaynaklarına bu kadar bağımlı, dün-
yaya yön verme konusunda yüz yıllık deneyime sa-
hip bir ülkenin siyahi bir Husseyin işbaşına geldi di-
ye değişivermesi mümkün değildir.
Değişmediği görülüyor.
Turnosol kâğıdı Ortadoğu politikaları ve Hondu-
ras’tır.
Irak’tan geri çekilme düğmesine basan ABD böl-
gede kalıcı olmanın askeri olan, olmayan yöntemle-
riniarıyor.Irak’taKürt,Sünni,Şiiparçalanmasıenbü-
yük tehdit. Tercih petrol kuyularının bulunduğu böl-
gelerdir.Büyükplanlaragereksinimolduğugözlegö-
rülüyor.
Başkanegörülüyor?Bölgedekiherülkenin,hersi-
yasi gücün bu planlarda bir yeri olması gerektiği de
görülüyor mu?
İkinci kanıt Honduras’tır. Barack Husseyin Oba-
ma’nın bu macereda, imajını bozmayacak, kestane-
leri ateşten çekecek gönüllü 24 kahramanlarına ge-
reksinimi vardı.
İktidarı paylaştığı güçler Honduras darbesinin ar-
kasındaydılar.
Latin Amerika’nın zayıf halkası Honduras’tır. Artık
tehlike işaretleri veren sola kayışı durdurmak istiyor-
sanız bu halka en uygunudur. Honduras’ta iktidara
gelen Liberal Parti’nin başkanı Zelaya Latin Ameri-
ka’daki genel gidişten etkilenmiş ve bu darbeler ül-
kesinde bir anayasa değişikliği gerçekleştirmek iste-
miştir. Onun talihsizliği ABD’nin her zaman bölgede
bir üs olarak kullandığı ülkeyi dönüştürmek, esen
rüzgâra uymak istemesedir. Honduras’ta gerçekle-
şen darbe, ordu destekli sivil bir darbe oldu. Zelaya
derdest edililip sürüldü. Bir general değil, bir sivil Ro-
bert Micheletti başkan oldu.
Prof. Dr. Korkut Boratav, Sol internet sitesindeki
yazısında Honduras’ta olup bitenler konusunda yine
uzman bir tarihçinin görüşlerini aktarıyor:
“İmmanuel Wallerstein’a göre, (Honduras) La-
tinAmerika’daegemensınıfların,Amerika’nınaşı-
rı sağ çevreleriyle ittifak halinde başlattıkları kar-
şı hücumun ilk hamlesidir. Guatemala, Nikara-
gua, Salvador’da benzer hamleler gündemdedir.
Latin Amerika’da sol, ABD’nin zafiyeti ve dünya
ekonomisindeki canlanma konjonktürü sayesin-
de iktidarlara geldi. Amerika’nın zafiyeti devam
ediyor; ama, uluslararası iktidarlardaki solcu yö-
netimleri cezalandıracaktır. Öncelikle de, ‘zayıf
iktisat politikaları‘ nedeniyle, Brezilya, Uruguay,
Arjantin ve Şili’deki ılımlı sol yönetimler, iktidar-
ları sağa devredeceklerdir. Wallerstein’in Latin
Amerika genellemesi (devrimci dönüşümlere yol
açan istisnalar dışında), bence de doğrudur: Si-
yasi sonuçları bakımından ekonomik canlılık dö-
nemleriemekçisınıflaravesola;bunalımyıllarıise
egemen sınıflara ve sağa yaramaktadır.”
Özellikle son cümleye dikkatinizi çekmek isterim.
Hani umutsuzluğu derinleştirmek için değil, “siyasi
dönüşüm için siyasi güç gereklidir” diyebilmek
için.
Ama asıl söylemek istediğim bu değildi. Söylemek
istediğimi geçenlerde Husseyin Obama’nın Dışişleri
Bakanı Hillary Clinton dile getirmişti. Özetle demiş-
ti ki; “Biz bundan böyle devletler arası ilişkilerle
hükümetlerle yetinmeyeceğiz, başka güçlere de
bakacağız,siviltoplumkuruluşlarınıgözdenuzak
tutmayacağız, cemaatlere eğileceğiz.”
Böyle demişti.
Ben de demiştim ki, “yandı gülüm keten helva.”
Yoğundu çünkü kokusu...
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Akli dengeleri bozuk olduğu öne sürülen baba ve oğullarõ rasgele ateş açarak etrafa dehşet saçtõ
Elazığ’da vahşet: 6 kişi öldü
Yurt Haberleri Servisi - Elazõğ’õn Baskil il-
çesine bağlõ Karaali köyünde, akli dengesi yerin-
de olmadõğõ belirtilen bir baba ile oğullarõ etrafa
dehşet saçtõ. Rasgele ateş açan saldõrganlar, 6 ki-
şinin ölümüne 7 kişinin de yaralanmasõna neden
oldu.
Haşim Yükselen (50) oğullarõ Metin, Bayram
ve Naim ile birlikte Karaali köyünün Babilez bel-
desinde oturan ve yõllardõr küs olduğu kardeşi Meh-
met Yükselen’in evine gitti. Evin önünde yengesi
Emine Yükselen’i (36) öldüren Haşim Yükselen,
kardeşini de yaraladõ. Ardõndan yakõndaki kayõsõ
bahçesine giderek rasgele ateş açan baba ve oğul-
larõ daha sona dağlõk alana kaçtõ. Saldõrõda bahçede
çalõşan İbrahim Esendemir (80), oğlu İzzet
Esendemir (35) ve torunu Samet Sis (12) yaşa-
mõnõ yitirdi, 9 kişi ise yaralandõ. Ağõr yaralanan-
lardan Nafiye Coşkun (54) ile oğlu Mustafa Coş-
kun (28) ise kaldõrõldõklarõ Fõrat Üniversitesi Has-
tanesi’nde tüm müdahalelere karşõn kurtarõlama-
dõ. Böylelikle saldõrõda ölenlerin sayõsõ 6’ya yük-
seldi. Yaralõlar Mehmet Hanefi Coşkun (24), Or-
han Coşkun (61), Mehmet Yükselen (49), Ke-
nan Sürekli (27) Fõrat Üniversitesi Hastane-
si’ne, adlarõ öğrenilemeyen 3 yaralõ ise Elazõğ Dev-
let Hastanesi’ne kaldõrõlarak tedavi altõna alõndõ.
Olaydan sonra Baskil Kaymakamõ Mustafa Ir-
mak bölgede incelemelerde bulunurken köyün gi-
riş çõkõşlarõ kontrol altõna alõndõ. Kaçan saldõr-
ganlarõn yakalanmasõ için jandarma ekipleri geniş
çaplõ operasyon başlattõ. Haşim Yükselen’in 14 ya-
şõndaki oğlu N.Y. de jandarma tarafõndan evinde
gözaltõna alõndõ. Haşim Yükselen’in, 4 yõl önce eşi-
ni kaybettiği, bir oğlunun da askerde olduğu öğ-
renildi.
Eski köy muhtarõ Hanbey Esendemir, Yükse-
len’in 4 yõl önce eşini kaybedip, 4 çocuğuyla kal-
dõktan sonra psikolojik sorunlar yaşadõğõnõ ifade
ederek şunlarõ söyledi:
“Eşini kaybettikten sonra kardeşi Mehmet
Yükselen’e pompalı tüfekle ateş etmiş. Olayın
güvenlik güçlerine bildirilmesiyle evinde bu-
lunan pompalı tüfeği alınmış, ancak kendisinin
bir süre sonra yeniden tüfek ruhsatı aldığını
duyduk. Haşim ve oğulları anneleri öldükten
sonra kendilerini köylülerden soyutlamışlardı.”
Ölenlerden Mustafa ve Nafiye Coşkun’un ak-
rabasõ olan Rıfai Coşkun, akli dengesi bozuk ba-
ba ve oğlunu jandarmaya birkaç defa şikâyet et-
melerine karşõn netice alamadõklarõnõ vurguladõ.
Dört yõldõr saldõrganlarla uğraştõklarõnõ anlatan Rõ-
fai Coşkun, en son köylülerin imzasõyla birlikte jan-
darmaya tekrar şikâyette bulunduklarõnõ anlattõ. Şa-
hõslarõn silahlarõnõn olduğunu ifade eden Coşkun,
jandarmanõn ise silahlarõ alamayacağõnõ söyledi-
ğini dile getirdi. Savcõlõğõn da bir işlem yapmadõğõnõ
ileri süren Coşkun, “İşlem yapılması için ille de
birilerinin mi ölmesi gerekiyordu?” diye isyan
etti. Akrabalarõnõ kaybeden Bayram Erkuş da Ha-
şim Yükselen ile çocuklarõnõn yaklaşõk iki yõldõr
köyde ellerinde silahlarla gezdiğini belirterek
“Köylülere sürekli asarım, keserim, öldürürüm
gibi tehditlerde bulunuyordu. Biz de Baskil İl-
çe Jandarma Komutanlığı ile savcılığa baş-
vurduk. Ancak bir girişimde bulunulmadı” di-
ye konuştu.
Komutanlõkta ceset aranõyor
DİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hakkâri’nin
Şemdinli ilçesinde 1994 yõ-
lõnda 12 korucunun gözaltõna
alõndõktan sonra öldürüldükleri
ve askeri birlik içine gömül-
dükleri iddialarõ üzerine De-
recik Tabur Komutanlõğõ’nda
kazõ çalõşmasõ başladõ. Öldü-
rülen kişilerin yakõnlarõndan
kan örnekleri alõndõ.
O dönemde silah altõnda
olan bir askerin gönderdiği
ihbar mektubu üzerine öldü-
rülen korucularõn aileleri ha-
rekete geçti. Ailelerin başvu-
rusu üzerine Van Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla
Derecik Tabur Komutanlõ-
ğõ’nda kazõ çalõşmasõ başlatõl-
dõ. Kazõya Van Cumhuriyet
Başsavcõ Vekili Bahadır Sa-
kaoğlu, Şemdinli Cumhuri-
yet Savcõsõ Mustafa Dağlı,
İHD Hakkâri Şubesi avukat-
larõndan Salih Akbulut, mağ-
dur ailelerin avukatlarõ Va-
tan Erler, Abdulrezzak Er-
taş, Mehmet Ekici de katõldõ.
Kazõ, Derecik Belde Bele-
diyesi’ne ait iki iş makinesiy-
le yapõldõ. 12 kişinin aileleri de
kayõp olan yakõnlarõnõn fotoğ-
rafõnõ ellerinde taşõyarak De-
recik Tabur Komutanlõğõ önün-
de toplandõ. Savcõlõk talima-
tõyla kayõplarõn aralarõnda ka-
dõnlarõn da bulunduğu birinci
derece yakanlarõ olan 8 kişi
içeri alõndõ. Kazõ çalõşmalarõ-
na 2 görgü tanõğõnõn da geti-
rildiği öne sürüldü. Kimlikle-
ri gizli tutulan görgü tanõkla-
rõnõn yer gösterecekleri belir-
tildi.
Kayõp yakõnlarõ Emrullah
Öztürk, Bekirhan Şengül,
Adil Selvi, Hamit Selvi, Azi-
me Çelik, Mihraç Çelik, Ha-
miyet Kılıç da Şemdinli cum-
huriyet savcõsõ nezaretinde
Derecik Sağlõk Ocağõ’nda
DNA testi için kan örneği
verdi.
Kazõ çalõşmalarõnõ takip et-
mek için bölgeye giden gaze-
tecilerin çekim yapmasõna da
izin verilmedi. Doğan Haber
Ajansõ (DHA) muhabiri Azer
Demir, Sabah gazetesi Mu-
habiri Ercan Tatlı ise çekim
yaptõklarõ gerekçesiyle asker-
ler tarafõndan gözaltõna alõndõ.
Askerler kazõnõn yapõldõğõ alan
çevresinde yoğun önlem aldõ.
Kazõlara ilişkin değerlen-
dirmelerde bulunan Hakkâri
Baro Başkanõ Necip Kork-
maz, ihbar mektubu üzerine
başlatõlan çalõşma sonucunda,
ailelerin kan örneklerinin de
uyuşmasõyla soruşturmanõn
kamu davasõna dönüşeceğini,
kendilerinin de kamuoyu nez-
dinde mağdurlar adõna so-
rumlularõn cezalandõrõlmasõ
için girişimde bulunacaklarõnõ
söyledi.
HAKKÂRİ (Cumhuriyet) -
Eski Hakkâri milletvekili Esat
Canan, gözaltõna alõndõktan son-
ra öldürülen 12 korucunun tabur
komutanlõğõna gömüldüğü id-
dialarõnõ olayõn yaşandõğõ dö-
nemde Cumhurbaşkanõ Süley-
man Demirel’e ilettiğini, ancak
“Devlet vatandaşını öldürmez”
yanõtõnõ aldõğõnõ söyledi.
19. ve 22. dönem Hakkâri
milletvekili Esat Canan, 1994 yõ-
lõnda Şemdinli ilçesine bağlõ
Ortaklar köyü Ormancõk mez-
rasõnda gözaltõnda kaybolan 12
kişi ile ilgili açõklamalarda bu-
lundu. Canan, olayõn herkes ta-
rafõndan bilindiğini belirterek “İddia de-
ğil, yaşanmış, herkesçe bilinen bir olay.
Herkes çok iyi biliyor ki o dönem çok
karanlık bir dönemdir. O kadar faili
meçhul cinayet vardı
ki hangisi ne zaman
yaşandı, çok iyi bilin-
miyor” diye konuştu.
Yüksekova Tabur Ko-
mutanlõğõ’nõn da gün-
deme gelmesi gerekti-
ğini savunan Canan,
“Araştırılsın, Yurtse-
ven ailesinin 3 ferdi
Yüksekova taburun-
da gömülmüş. O dö-
nem ben SHP’den
Hakkâri milletvekiliy-
dim. Bize her gün bir
yerden bir faili meçhul
haberi gelirdi” dedi.
Ormancõk mezrasõnda
12 köylünün faili meç-
hul cinayete kurban git-
mesiyle ilgili olarak da
Canan şunlarõ söyledi:
“Vatandaşlar şikâyetlerini dile ge-
tirdi. Ben de konuyu gündeme taşımak
için basınla paylaştım. Ancak bir türlü
konuyu gündemde tutmayı başarama-
dık. TBMM’de bir günlük
açlık grevi eylemi yaptım.
Daha sonra DYP-SHP koa-
lisyon hükümetinin insan
haklarından sorumlu bakanı
Algan Hacaloğlu’nu Şemdin-
li’ye getirdim, vatandaşla-
rın şikâyetlerini bizzat din-
ledi. Başka çarem kalmayın-
ca konuyu dönemin Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mirel’e de ilettim. Demirel
bana ‘Böyle bir şey yok, dev-
let insan öldürmez, vatandaşõ-
nõ hiçbir şekilde öldürmez’ di-
ye yanıt verdi. Hükümetin
SHP kanadı olayın üstünde
durmaya çalıştıysa da dönemin başba-
kanı Tansu Çiller bu tür sorunların hü-
kümetin gündemine getirilmesini iste-
miyordu.”
ESKİ HAKKÂRİ SHP MİLLETVEKİLİ ESAT CANAN KAYBOLAN 12 KİŞİ İLE İLGİLİ KONUŞTU
O dönem çok karanlıktı
İstanbul Haber Servisi - Hükümetin Alevi-
lerin sorunlarõnõ çözmek için başlattõğõ Ale-
vi Çalõştayõ’nda Bektaşiler adõna katõldõğõnõ
öne süren bazõ davetlilerin, Bektaşi babala-
rõ için devletten kadro ve maaş, din dersleri
müfredatõnda da Bektaşiliğin yer almasõ ta-
lebinde bulunmasõna, Bektaşi dedebabasõ
ve halife babalar tepki gösterdi. Bektaşi
dedebabasõ Ali Haydar Ercan, kendisi ve
halife babalar adõna yaptõğõ açõklamada,
Babagan kolu Bektaşileri olarak Alevi Ça-
lõştayõ’nda muhatap alõnan kimselerden ba-
zõlarõnõn, kendilerini tüm Bektaşi toplumu-
nun sözcüsü gibi gösterdiğine ve yetkili
makamlarõn onayõ alõnmamõş olmasõna
rağmen bazõ taleplerde bulunmasõnõn Bek-
taşileri bağlamadõğõnõ belirtti. Ercan, “Bu
çalıştayda Bektaşilerin talepleri, istekle-
ri varmış, ayrıca tüm bunlar da doğru-
dan ve ilk elden hükümete aktarılıyor-
muş gibi gösterilmek isteniyor. Öne sü-
rülen talepler ve temsilin dedebaba ve
halife babalarımız tarafından onaylan-
madığını kamuoyuna bildirmek ihtiyacı
içindeyiz” dedi.
Türkiye ve dünya Bektaşilerinin 12 Aralõk
1997’den bu yana dedebabasõ ve Hünkâr
Hacõ Bektaş Veli Dergâhõ postnişini ve tür-
bedârõ bulunan Ali Haydar Ercan Dedeba-
ba’nõn bugüne kadar hiçbir siyasi oluşuma
katõlmadõğõnõ ve hiçbir siyasi oluşumu ka-
muoyunda desteklediği yolunda bir açõkla-
masõ olmadõğõnõn vurgulandõğõ yazõlõ açõk-
lamada Dedebaba Ali Haydar Ercan ile ha-
life babalar görüşlerini şöyle dile getirdiler:
“Babagan kolu Bektaşileri olarak, dede-
babanın, Bektaşi topluluğu halife baba-
ları ile babaların ve mürşitlerine bağlı
diğer canların bu açılıma ve çalıştaya
dahil olmadığını bildirmek isteriz. Bu gi-
rişimde muhatap alınan kimselerden ba-
zıları, kendilerini tüm Bektaşi toplumu-
nun sözcüsü gibi göstermektedir. Yetki-
lilerimizin onayı alınmamış olmasına
rağmen Bektaşiler adına bazı isteklerde
bulunulmuştur. Basında yer alan haber-
lerde de izlendiği üzere, Bektaşi Mey-
danları için kadro verilmesi, babalara
maaş bağlanması ve din derslerinde
Bektaşilik hakkında da bilgi verilmesi
talep edilmektedir. Kendine otorite ve
statü vermiş görünen ve Bektaşiler adına
yetkin olmaya çalışan bazı katılımcıların
bütün Bektaşileri temsil ettiği söylene-
mez. Bektaşi babalarına maaş bağlan-
ması talebini onaylamıyoruz. Herhangi
bir maddi talepte bulunmuyoruz.”
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr’õn Bismil ilçesinin DTP’li Beledi-
ye Başkanõ Cemile Eminoğlu hakkõnda yerel
seçimler sürecindeki bir mitingde Kürtçe selam
verdiği gerekçesiyle soruşturma başlatõldõ.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TRT-
6’nõn açõlõşõ öncesinde Kürtçe olarak “TRT 6
hayırlı olsun (TRT Şeş Bi Xêr Be)” dedi. Bir-
çok AKP milletvekili ve bakan da yerel seçimler
döneminde özellikle Güneydoğu kentlerindeki
mitinglerde ve toplantõlarda yurttaşlarla Kürt-
çe konuştu. Ancak birçok DTP’li belediye
başkanõ gibi Bismil Belediye Başkanõ Cemile
Eminoğlu hakkõnda da 27 Mart’ta ilçede dü-
zenlenen mitingte alanda toplananlara Kürtçe se-
lam verdiği gerekçesiyle soruşturma başlatõldõ.
Soruşturmanõn adil ve demokratik olmadõğõnõ
belirten Eminoğlu, “Mitingi belediyeyle ilgi-
li projelerimizi halka açıklamak için yaptık.
Yüzde sekseninden fazla Kürtlerin yaşadığı
coğrafyada tüm konuşmamı Kürtçe yapmam
gerekirken, sadece halkın diliyle Kürtçe se-
lam verdim” diye konuştu. Erdoğan’õn TRT
6’daki Kürtçe konuşmasõnõ anõmsatan Eminoğlu
“Başbakan seçim yatırımı olarak açtığı TRT
6’da propaganda yapıp Kürtçe konuşuyor,
ancak bizim halkımızın içinde kendi dilimizle
konuşmamız suç oluyor” dedi.
‘Kürtçe selam’ soruşturmasõ
28 yõllõk davada
karar çõkmadõ
İstanbul Haber Servisi - 12 Eylül 1980 askeri cun-
tasõnõn ardõndan, sõkõyönetim mahkemesi tara-
fõndan açõlan 28 yõllõk devrimci Sol ana davasõ,
savunmalar hazõrlanamadõğõ için yine karara
bağlanamadõ. Sõkõyönetim mahkemesi tarafõn-
dan 1981 yõlõnda, “Anayasal düzeni silah zo-
ruyla değiştirmek, silahlı örgüt kurmak ve ka-
tılmak” iddialarõyla 1243 sanõk hakkõnda açõlan
Devrimci Sol ana davasõna dün Üsküdar 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Du-
ruşmaya 20 sanõk ve sanõk avukatlarõ katõldõ. Du-
ruşmada, sanõk ve sanõk avukatlarõnõn esas hak-
kõndaki savunmalarõ soruldu. Sanõk avukatlarõ,
yõllardõr taraflarõna verilmesini bekledikleri “ka-
yıp” dosyalara hâlâ ulaşamadõklarõnõ söylediler.
Taraflarõna verilen DVD’leri ise açamadõklarõ-
nõ, açõlanlarõn da silik ve eksik olduğunu belir-
ten avukatlar, savunma yapmak için ek süre is-
teminde bulunarak müvekkileri için beraat iste-
diler. Sanõklardan Ali Osman Köse, Ferudun
Osmanağaoğlu ve Mehmet Akdemir de 12 Ey-
lül rejiminin devam ettiğini ifade ettiler. Bu da-
vanõn seyri sõrasõnda tutuklu bulunan çok sayõ-
da kişi yaşadõklarõ hak ihlalleri nedeniyle ölüm
orucu eylemine başlamõş, 3’ü bu davanõn sanõ-
ğõ olmak üzere toplam 4 kişi yaşamõnõ yitirmiş-
ti. Duruşmalara katõlma haklarõ “tek tip elbise
giyme” koşuluna bağlanan tutuklular, zorla giy-
dirilen tek tip elbiseleri parçalamõşlar ve duruş-
malara iç çamaşõrlarõ ile çõkmõşlardõ. Devrimci
Sol ana davasõ, dava dosyasõnõn 1/4’ünün kayõp
olduğu için mahkûmiyet hükmünü bozan Yar-
gõtay kararõ sonrasõnda “kayıp dosyaların bu-
lunduğu” iddiasõyla tekrar Üsküdar 1. Ağõr
Ceza Mahkemesi’ne görülmeye başlanmõştõ.
DEVRİMCİ SOL
19. ve 22. dönem
SHP’den Hakkâri
milletvekili seçilen Esat
Canan, 12 korucunun
tabur komutanlığına
gömüldüğü iddialarını
olayın yaşandığı
dönemde
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel’e
ilettiğini ancak “Devlet
vatandaşını öldürmez”
yanıtını aldığını
söylediğini iddia etti.
BEKTAŞİ DEDEBABASI ERCAN:
Hükümetten
maddi bir
talebimiz yok
Yakınları öldürülen köylüler olayı
duyunca sinir krizleri geçirdi. (AA)
Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Derecik beldesinde 1994 yõlõnda İç Güvenlik Taburu’nda 12
korucunun öldürülüp gömüldüğü iddialarõ üzerine taburda savcõ gözetiminde kazõ başlatõldõ
Alevi Çalõştayõ’nda maaş ve kadro tale-
binde bulunulmasõ üzerine bir açõklama
yapan Dedebaba Haydar Ercan, “Bir tasav-
vuf ve mana okulu nazeninliği olan Bekta-
şilik, bu özelliğinden dolayõ mensuplarõna
yol ve hizmet ile ilgili maddi veya bireysel
çõkar edinimini öngörmez” dedi.