28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Adam Öldürüyorlar Kimse Yok mu!’ Bir süre ülkeden ve günlük konularından uzak kaldıktan sonra dönüşte, hep aynı soruyu sora- rım: - Nerede kalmıştık? Nerden başlamalı? Bu sefer o duyguyu yaşamadım. Çünkü bütün bu soruları anlamsız kılan bir cinayet işlenmekteydi ve bu cinayete seyirci kalmaktan sorumluydu top- lumun çoğu, bir bölümü de azmettirici olarak ka- tılmakla suç ortağı konumundaydı. Bir toplumda, herkesin tanıdığı bir kişinin üze- rine kolektif olarak böylesine abanıldığı, böylesi- ne göz göre göre taammüden öldürülmeye çalı- şıldığı rastlanmış olay değildir. Söz konusu kişi Ergenekon soruşturması çer- çevesinde tutuklanmış olan, eski Uludağ Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran. Hem kanser, hem de kalp damarı tıkanıklığı olan Yurtkuran’ın tedavisi bir süre savsaklandı. Belki bu tutum daha da sürdürülecekti, ama daha önce iş- lenmiş olan Kuddusi Okkır cinayetinden sonra, kimilerine karşı soruşturma açılmış olması ikinci cinayet teşebbüsünde daha ileri gidilmesini biraz engelledi. Türkiye’nin yapısı, yalancı demokrasinin cali utancı aleni girişimi engellemeye yetmedi, yal- nızca etrafa karşı biraz çekingen davranılmasına yol açtı; hepsi o. Ama Mustafa Yurtkuran’ın eşi Merih Yurtku- ran’ın, hastanede eşinin yanında refakatçi olarak kalmasına bile önceleri izin verilmedi. Neymiş efendim, yetkili mercilerden verilen ra- porda, Prof. Yurtkuran’ın yanında eşinin refakat- çi kalması “uygun olur” denmiş, “gereklidir, zo- runludur” denmemiş. Türkiye Cumhuriyeti’nin insanları, bütün bunlar, sizlerin gözleri önünde oluyor. Sesiniz çıkmıyor. Kimileri haykıyorlar: - Adam öldürüyorlar, kimse yok mu müdahale edecek? Maşallah ses çıkmıyor ya da çıkıyorsa bile cı- lız çıkıyor, bir yere ulaşmıyor. Sinmiş, korkmuş bir toplum. Üniversite profe- sörleri, cüppeleriyle yürüyerek cinayet girişimine karşı tepki bile koyamıyorlar. Bir ülkede, böylesine alenen taammüden cina- yet işleniyorsa, geriye kalan her şey teferruattır. De- mokrasilerde öncelik insandadır, gerisi teferruat- tır. Bırakın toplumun cinayete karşı demokratik tep- kisini ortaya koymasını, ama kimi etkili cemaatler, kimi kendilerine liberal diyen sapına kadar liboş- lar, kendilerine aydın diyen sivil cunta satılmışla- rı ile onların destekçileri emperyalist güçlerin maşaları, cinayetleri engellemek isteyenlerin kar- şısına dikilip baskı yapmakta, aslında bu sağlık du- rumundaki hastanın dünkü ameliyatı öncesinde tahliye edilmesini engellemektedirler. Sağlık durumu bozuk olan bir tutuklu generali tahliye etmiş, yani hukukun gereğini yerine getir- miş olan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hâ- kimi Necat Ede, çeşitli çevrelerden ve bir kısım rezil medya kalemşorlarından gelen baskı üzeri- ne, davadan çekildi. Aslında, Necat Ede Hurşit Tolon hakkında ver- diği kararla hukukun gereğini yerine getirmişti. Bu husus, AİHM’nin eski yargıçlarından, Emekli Bü- yükelçi Rıza Türmen’in yazısında da, AİHM’nin iç- tihadından örneklerle bezenerek belirtilmişti. Yargıç Ede’nin çekilmesi Mustafa Yurtkuran hak- kında verilmesi gereken tutuklamanın kaldırıl- ması kararının neden geciktiğini açıklamaktadır. Sağlık durumu nedeniyle Mustafa Yurtkuran’ın kaçma, delilleri karartma olasılıkları yani tutuk- lanmanın gerekçesi ortadan kalkmış bulunmak- tadır. Ama garip bir şekilde, hukukun bütün temel il- keleri çiğnenerek yürütülen bir soruşturma sıra- sında işlenen cinayetlerin önlenmesine kimsenin gücü yetmemektedir. Evet, bir süredir yurtdışında, Avustralya’daydım. Yurda dönüşte ilk gördüğüm şey, ülkede herke- sin gözü önünde taammüden bir suç işlenmekte olduğuydu ve geriye kalan her şey teferruattı. Çaresizliğime isyan ediyor ve bir kez daha haykırıyorum: - Heeey adam öldürüyorlar, koskoca Türkiye’de kimse yok mu!.. asirmen@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Baykal’õn ‘12 Eylül’le hesaplaşalõm’ çağrõsõna siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri tam destek verdi ‘Darbeciler yargõlansõn’İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn, AKP’nin 12 Eylül askeri darbesinin sorumlularõnõn yargõlanmasõnõ en- gelleyen anayasanõn geçici 15. mad- desinin kaldõrõlmasõ için yapacağõ düzenlemeye katkõda bulunacaklarõ- nõ açõklamasõna, siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinden tam des- tek yağdõ. DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi, halka yõllarca unutamayacaklarõ acõ- lar yaşatan ve ülkeyi 50 yõl geriye gö- türen ekonomik ve politik uygula- malara imza atan 12 Eylül cuntacõ- larõnõn yargõlanmasõ gerektiğini söy- ledi. Darbeciliğe karşõ demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyenlerin 12 Eylül’ü gerçekleştirenlerle ve Su- surluk’la hesaplaşmadan, 1 Mayõs 77, Çorum, Kahramanmaraş ve Sõvas katliamlarõnõn, eski DİSK Genel Baş- kanõ Kemal Türkler cinayeti benzeri siyasi cinayetlerin gerçek sorumlu- larõnõ açõğa çõkarõp yargõlamadan kimsenin demokrasi mücadelesi ver- diği yalanlarõna inanmasõnõn mümkün olmadõğõnõ belirten Çelebi, “Sendi- kal ve siyasal örgütlenme özgürlü- ğünün önündeki engeller kaldırıl- madan; demokratik içerikte yeni bir anayasa oluşturulmadan; ül- kemiz antidemokratik yasalardan arındırılmadan gerçek bir de- mokrasiden ve demokrasi müca- delesinden bahsedilemez” dedi. ÖDP Genel Başkanõ Alper Taş ise darbecilerin yargõlanmasõnõn demok- rasi güçlerinin yõllardõr savunduğu, mücadele ettiği bir öneri olduğunu ve CHP’nin bu konuda bir adõm atmasõ- nõ sevindirici bulduğunu belirtti. Taş, “Şimdi sıra hükümettedir. AKP’nin bu kez, ‘bizi engelliyorlar’ diyebile- cek hiçbir bahanesi yoktur. Darbe- cilerin yargılanması 12 Eylül düze- ni ile hesaplaşılması açısından önem- li bir adım olacaktır” diye konuştu. Demokrat Parti (DP) Genel Baş- kanõ Hüsamettin Cindoruk, ana- yasanõn geçici 15. maddesinin kal- dõrõlmasõ önünde bir engel bulun- madõğõnõ söyledi. Cindoruk, “Bay- kal’ın söylemek istediği anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılma- sı gerektiği. Bence de kaldırılma- lıdır. Kim, eğer bir dava açacaksa, açabilmelidir” dedi. Sosyal Demokrasi Vakfõ (SODEV) Başkanõ Erol Kızılelma, CHP’nin 12 Eylül’e hesaplaşõlmasõ yönündeki çağrõsõnõ çok önemsediklerini söyle- di. Kõzõlelma, bu çağrõyõ küçümseyen arayõşlar yerine bu çağrõya destek verilmesinin, darbeci anlayõşõn geri- letilmesi açõsõndan önemini vurgula- mak gerektiğini belirtti. Çelebi, ülkeyi 50 yõl geriye götüren ekonomik politik uygulamalara imza atan 12 Eylül cuntacõlarõ yargõlanmadan demokrasi mücadelesinden bahsedilemeyeceğini söyledi. Cindoruk, darbecilerin yargõlanmasõnõ engelleyen geçici 15. maddenin kaldõrõlmasõ gerektiğini belirtirken Taş, “AKP’nin bu kez, ‘bizi engelliyorlar’ diyebilecek hiçbir bahanesi yoktur ” dedi. YARGITAY ÜYELERİNİN YAZDIĞI KİTAPTA GEÇMİŞTEKİ KARARLAR YER ALIYOR Kenan Evren başkanlığındaki Milli Güvenlik Konseyi 12 Eylül 1980’de yaptıkları darbenin ardından Türkiye’yi 50 yıl geriye götüren kararlara imza attılar. Binlerce insan işkencelerden, kıyımlardan geçirildi, ülke büyük bir karanlığın ortasına sürüklendi. 78’liler tanıklığa hazır Darbecilerin yasayla yargõdan korunmasõnõn eşitliğe aykõrõ olduğunu belirten Celalettin Can, açõlacak davaya bilgi ve belge yağdõrmaya hazõr olduklarõnõ söyledi 78’liler Girişimi sözcüsü Ce- lalettin Can, CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal’õn, 12 Eylül’ün sorumlularõnõn yargõlanmasõ için anayasa değişikliği çağrõsõnõ se- vindirici bulduğunu belirterek, “Sayın Baykal’dan ve hükü- metten isteğimiz Ergenekon da- vasıyla mütekabiliyet kurmadan 12 Eylül darbecilerini yargıla- yalım. Bu yargılamaya 78’liler tanık olmaya, bilgi belge yağ- dırmaya hazırdır” diye konuştu. Can, anayasanõn geçici 15. maddesinin, darbecilerin ve dar- be hükümetlerinin, darbe döne- minde yetkili organlarõn ve bu or- ganlarõn görevlilerinin 12 Eylül 1980’den 9 Kasõm 1983’e kadar geçen süre içerisindeki mali, hu- kuki, siyasi ve her türlü karar ve tasarruflarõndan dolayõ yargõ kap- samõ dõşõnda bõrakmasõnõn, İnsan Haklarõ Evrensel Bildirgesi’nde yer alan “Yasalar önünde her- kes eşittir” maddesine ve her- kesin yasalarõn koruyuculuğun- dan eşit olarak yararlanma hak- kõna aykõrõ olduğunu söyledi. ‘Bağlantılar açığa çıkmalı’ Anayasanõn 10. maddesinde yer alan “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felse- fi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle kanun önünde eşit- tir. Hiçbir kişiye, aileye, züm- reye veya sınıfa imtiyaz tanı- namaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlem- lerinde kanun önünde eşitlik il- kesine uygun olarak hareket et- mek zorundadırlar” düzenle- mesini de anõmsatan Can, “Dar- becilerin yargılanmasının hu- kuki yolunun açılması için 1982 Anayasası’nın geçici 15. maddesinin kaldırılması gere- kiyor” dedi. 5 bin gencin 12 Ey- lül darbesiyle yaşamõnõ yitirdi- ğini, 1 Mayõs, 16 Mart, Balgat, Bahçelievler, Sõvas, Maraş ve Malatya katliamlarõnõn gerçek bağlantõlarõnõn da açõğa çõkarõla- madõğõnõn altõnõ çizen Can, 12 Eylül’e yargõ yolunun açõlmasõ- nõn bu katliamlarõn gerçek bağ- lantõlarõnõ da açõğa çõkaracağõnõn altõnõ çizdi. ‘Siyasi irade önemli’ 12 Eylül darbesini yapan isim- lerin yargõlanmasõ konusunda iddianame hazõrlayan, ancak ha- zõrladõğõ iddianame hakkõnda ta- kipsizlik kararõ verilen ve yü- rürlüğe konmayan savcõ Sacit Kayasu, 12 Eylül darbesinin yargõlanmasõna ilişkin “Eğer si- yasi irade olursa 12 Eylül dar- becileri yargılanabilir. Hiçbir engel yok” dedi. ‘Fotokopi olan belge hukuki sonuç doğurmaz’ ANKARA (ANKA) - “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” baş- lõklõ fotokopi belgedeki imzanõn Albay Dursun Çiçek’e ait olup olmadõğõ araştõrõlõrken, Yargõtay üyeleri Kubilay Taşdemir ve Ramazan Özkepir’in birlikte yazdõklarõ, “5237 Sayılı TCK’de Açıklamalı-İçtihadlı Sahtekârlık Suçları” isimli kitapta, “Foto- kopiden ibaret belge hukuki sonuç doğu- ramaz” şeklindeki bir Yargõtay kararõ ya- yõmlandõ. Yargõtay üyeleri Ku- bilay Taşdemir ve Ramazan Öz- kepir, Turhan Kitabevi tarafõndan bu yõl basõlan söz konusu kitapta, Yargõtay 19. Dairesi’nin “fotokopi belge”ye ilişkin kararõnõn sonuç bölümünü şöyle aktarõyor: “Vekâletname fotokopileri üzerinden inceleme yapılıp ra- por düzenlenmiş olduğu anla- şılmaktadır. Fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılarak sağ- lıklı bir sonuca varılamaz. Bu durumda mahkemece iddia olu- nan ve savunma özetleri göze- tilerek davacının mukayese im- zaları bulunan belgelerin asılları celp edildikten sonra dosyaya ib- raz edilen tüm kredi sözleşme- leriyle birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan veya konu- sunda uzman üç kişilik bilirki- şi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı ge- rektirmiştir.” Taşdemir ve Özkepir, kitabõn ta- nõtõm yazõsõnda, “Yargıtay ka- rarlarının seçiminde, en son uygulamaları yansıtan yeni ta- rihli kararlara öncelik vermekle birlikte halen geçerliliğini ko- ruyan ve emsal nitelikte olan es- ki kararlara da yer ver- dik” ifadesine yer veri- liyor. Kitapta, sahtekâr- lõk suçlarõ, “Sahtekârlık suçlarında teşebbüs, sahtecilik suçlarında iş- tirak, kamu görevine karşı suçlar, mührü bozma, resmi belgede sahtecilik” başlõklarõ altõnda in- celeniyor. Taraf gazetesi tarafõndan gün- deme getirilen “İrtica ile Müca- dele Eylem Planı” belgesinin as- lõna bugüne kadar ulaşõlamazken, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, em- niyetin elindeki belgenin fotoko- pi olduğunu açõklamõştõ. DİNCİ ÖRGÜTÜN İDDİANAMESİ ‘VasatTSK’den bilgi sızdırdı’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn 11’i tutuk- lu 17 sanõklõ Hizbullah Vasat davasõna ilişkin id- dianamesi tamamlandõ. İddianamede sanõklarõn Emniyet Genel Müdürlüğü ve Türk Silahlõ Kuv- vetleri’nden bilgi sõzdõrdõklarõna dikkat çekildi. İddianamede örgüt lideri Şahmerdan Sa- rı’nõn örgütü 1996’da Gaziantep’te çõkardõğõ “Vasat dergisi” çevresindeki kişilerle birlikte kurduğu belirtildi. İddianamede örgütün amacõ- nõn “Türkiye’de var olan anayasal düzeni yı- karak, yerine şer’i esaslara dayalı İslam dev- leti kurmak” olduğu, bu çerçevede örgütün 1997 yõlõnda gerçekleştirdiği 5 bombalõ saldõrõ arasõnda, Gaziantep fuar alanõnda Hõristiyanlõk ile ilgili yayõmlarõn bulunduğu kitap satõş reyo- nuna bomba atõlmasõnõn da yer aldõğõ vurgulan- dõ. İddianamede, sanõklardan Y.P’nin güvenlik- le ilgili belge ve krokileri izne geldiğinde Vasat sorumlusu İ.B’ye teslim ettiği öne sürüldü. Sa- nõklarõn ayrõca Kardelen Yardõmlaşma Derneği çatõsõ altõnda bir araya gelerek taban bulmaya çalõştõklarõ da kaydedildi. Sanõklarõn 10 yõldan 25 yõla kadar hapisle cezalandõrõlmasõ istendi. ‘CHP ÜYE VERSİN’ ÇAĞRISI AKP uzlaşma komisyonunu adres gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmak için anaya- sanõn geçici 15. maddesinin kaldõrõlarak dar- becilere yargõ yolunun açõlmasõnõ öneren CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’a, “Uz- laşma komisyonuna üye ver, bu konu da- hil tüm anayasa değişikliklerini ele ala- lım” yanõtõnõ verdi. AKP, CHP liderinin önerisini “memnu- niyet verici” olarak nitelendirirken topu uzlaşma komisyonuna attõ. TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õn anayasa değişikliği için partilere uzlaşma komisyonu kurulmasõ yö- nündeki davetini anõmsatan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP’nin bu komisyona üye vermesi durumunda tüm değişiklikleri konuşabileceklerini söyledi. Bozdağ, “Uzlaşma komisyonuna üye gönderme konusunda CHP’nin elini tu- tan bir şey yok, mani bir hal de yok. Bu konuların lafı değil icraatı ancak böyle olur” dedi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nda hazõrlandõğõ ileri sürülen “AKP ve Gülen’i bitirme planı”yla ilgili olarak darbeye kar- şõ ortak bir tavõr oluştuğunu kaydeden Boz- dağ, bu ortak tavrõn icraata dönüşmesinin yolunun CHP’nin uzlaşma komisyonuna üye vermesi olduğunu söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Ergün ise zamanõnda yapõlmayan işlerin 30 yõl sonra “bu sayfayı yeniden açalım” gibi bir yak- laşõmla çözülemeyeceğini söyledi. 12 Eylül darbesi yapõldõğõnda birçok insanõn darbe yapanlarõ darbeci değil vatan kurtaran kah- raman olarak görüp alkõşladõğõnõ kaydeden Ergün, “Ama şuna sevinerek bakmalıyız ki 30 yıl sonra Türkiye’de herkes darbe karşıtı bir yere oturtmuş kendisini. Siyasi aktörler ‘bu işler yanlõştõr, bu düşünce içe- risinde olanlar oluşum bile olsa tasfiye edil- meli’ düşüncesinin bile oturmuş olması kazanımdır” dedi. Taşdemir ve Özkepir’in birlikte yazdõklarõ kitapta Yargõtay 19. Dairesi’nin kararõna da yer verilerek “Fotokopi üzerinde imza incelemesi yapõlarak sağlõklõ bir sonuca varõlamaz” deniliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear