24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 2 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr O R H A N K E M A L A N M A S I V E Ö D Ü L T Ö R E N İ Kültür Servisi - 38. Orhan Kemal Roman Armağanõ’nõ ‘Son Ada’ adlõ romanõyla ka- zanan Zülfü Livaneli‘ye, ödülü bugün saat 10.30’da İstanbul Beyazõt’taki Orhan Kemal Kütüphanesi Konferans Salonu’nda düzen- lenecek törenle veriliyor. Törende Orhan Ke- mal ölümünün 39. yõlõnda anõlacak. Sunuculuğunu tiyatro sanatçõsõ Salih Kal- yon’un üstleneceği törende Orhan Kemal Kü- tüphanesi Müdürü Ayten Şan’õn ‘hoşgeldi- niz’ konuşmasõnõn ardõndan, Işık Öğütçü ‘Ölümünün 39. Yılında Orhan Kemal’ baş- lõklõ bir konuşma yapacak. Tiyatro sanatçõsõ Mehmet Önder’in oku- yacağõ Orhan Kemal şiirlerini, Özyeğin Üni- versitesi Edebiyat Bölümü öğretim görevli- si Çimen G. Erkol‘un yapacağõ ‘Orhan Ke- mal’in Küresel Sesi’ başlõklõ konuşma izle- yecek. Nebil Özgentürk’ün ‘Bir Yudum Or- han Kemal’ belgeselinin gösteriminden son- ra, yazarõn yakõn arkadaşõ Erol Şadi Erdinç anõlarõnõ anlatacak. Müjdat Gezen’in ‘Orhan Kemal ve Mizah’ konulu konuşmasõnõ, yazarõn oğlu Na- zım K. Öğütçü‘nün konuşmasõ izle- yecek. Ödül töreni, Yaşar Kemal‘in ‘Orhan Kemal’den Zülfü Livane- li’ye’ başlõklõ konuşmasõndan sonra ödülün Livaneli’ye verilmesiyle sona erecek. YAŞAR KEMAL ANLATIYOR CELAL ÜSTER 2009 Orhan Kemal Roman Armağanõ’na, ‘Son Ada’ adlõ yapõtõyla Zülfü Livaneli de- ğer görülmüştü. Tahsin Yücel, Osman Şa- hin, İnci Aral, Semih Gümüş, Refik Dur- baş, Özdemir İnce ve A. Kemali Öğüt- çü’den oluşan seçici kurul, Livaneli’nin ro- manõnõ “toplumsal sorunlara gerçekçi yaklaşımını fantastik bir anlatımla yan- sıtmadaki başarısı” nedeniyle ödüle değer bulmuştu. Livaneli, ödül ve romanõyla ilgi- li sorularõmõzõ yanõtladõ. -‘Son Ada’ adlı yapıtınız, Orhan Kemal Roman Armağanı’na değer görüldü. 38 yıldır verilen bu ödül, edebiyatımızın en köklü birkaç ödülünden biri. Yazarları- mız adına oluşturulan bu tür ödüller siz- ce nasıl bir işlev görüyor? - Ödüller, özellikle genç yazarlarõ yürek- lendirmek, edebiyat yolunda denemelerini sürdürmelerini sağlamak için çok önemli. Be- nim yaşõmdaki insanlar ödül falan düşüne- cek çağõ geçmiş oluyorlar. Ama Orhan Kemal gibi bir ustanõn, yazdõğõm romanla birlikte anõlacak oluşu heyecan verici bir şey. Aynõ şey Yunus Nadi, Sait Faik ve Necati- gil için de geçerli elbette. Ayrõca yazdõğõnõz roman ne kadar ilgi görürse görsün, edebi- yat çevrelerinin beğenisini kazanmasõ ayrõ bir önem taşõyor. Orhan Kemal Roman Arma- ğanõ seçici kurulunda birbirinden değerli ede- biyat insanlarõ var. Onlarõn, yazdõğõm romanõ ödüllendirmeye layõk bulmalarõ ve yazdõk- larõ gerekçe benim için çok değerli. -Günümüz gözüyle Orhan Kemal’i na- sıl değerlendiriyorsunuz? - Ne yazõk ki Orhan Kemal’le hiç tanõş- madõm ama Yaşar Kemal’den onunla ilgi- li çok anekdot dinledim. Romanlarõyla beni yetiştiren ustalardan birisidir. Orhan Kemal’in yazõş tarzõnda müthiş bir sõcaklõk, insan sevgisi ve “küçük insan”õ anlatma özelliği var. Hani Charles Dickens’õn bir yazõ sõrrõ var denir ya, bence Orhan Kemal’in de böyle bir yazõş sõrrõ var. Onun her eserini oku- dum, hatta bazõlarõnõ birkaç kez. Bugün genç kuşaklarõn daha çok Orhan Kemal okumasõnõ isterdim. Özellikle genç yazarlar için bir okuldur o. -‘Son Ada’ adlı romanınız, yakın geç- mişin tüm ülkeyi siyasal açıdan derinden etkilemiş bir olay ve kişisinden yola çıkan bir yapıt. Edebiyatın ya da sanatın siya- setle bağıntısı konusunda neler söylemek istersiniz? - Edebiyatõ Stendhal’in yolda gezdirdiği bir ayna olarak kabul edersek -ki etmeliyiz bence- bu aynanõn içine hayatõn her alanõ yan- sõr. Aşk, ölüm acõsõ, hasret, ihtiras, özveri, in- tikam duygusu nasõl edebiyatõn konusuysa, siyaset de hayatlarõmõzõ etkileyen önem- li bir öğe olarak bu aynaya yansõmalõ. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde siya- setten tamamen kopuk bir edebiyat yap- manõn zor olduğunu düşünüyorum. Çün- kü bizler bir haber bülteniyle hayatlarõ de- ğişen insanlar topluluğuyuz. Sanatla uğ- raşan insanlar olarak hepimiz en az bir- kaç yakõnõmõzõ siyasi saldõrõlarda yitir- mişiz. İçimizde çok ağõr bedeller öde- yenler var. Şairlerimiz hapis yatmõş, yazarlarõmõz öldürülmüş. Böyle bir ülkede siyaset ve hayat etle kemik gibi iç içe geçiyor. Bunlarõ ayõr- mak ve kendini tamamen siyaset dõşõn- da tutmak için çok özel bir gayret gerekli. Ama siyasi roman, doğrudan doğruya si- yasi gelişmeleri ve siyasetçileri anlatmak zorunda değil. ‘Son Ada’ romanõnda ol- duğu gibi alegorik yapõlar da kurulabi- lir. Kaldõ ki dünya edebiyatõnda Thomas More’dan, Francis Bacon’dan, Cam- panella’dan bu yana adayõ bir siyasi sim- ge olarak kabul etme geleneği var. Seçici kurulun, romanõn bu özelliğine dikkat çekmesi ve gerçeğin anlatõlmasõnda fan- tastik unsurlarõn devreye girebileceğini vurgulamasõ özellikle hoşuma gitti. Kafka “Gerçeğe ancak gerçek dışından ulaşıla- bilir” demişti. İddialõ görünmek istemem. Belki de tek yol bu değildir, ama en azõndan bir yol. ‘Siyasetlehayatetlekemikgibi’ “Orhan Kemal’in yazõş tarzõnda müthiş bir sõcaklõk, insan sevgisi ve ‘küçük insan’õ anlatma özelliği var. Özellikle genç yazarlar için bir okuldur o.” IŞIK ÖĞÜTÇÜ O rhan Kemal’in “Vukuat Var” kita- bõnõ okurken, Elci Cemşir’in keder- lendiği anlarda Giritli kebapçõdan çal- masõnõ istediği plaktaki şarkõnõn ismini duyun- ca duraksadõm: “Dünya bir pencereymiş, her gelen bakıp geçti…” Unkapanõ’nda soğuk kõş gecelerini anõmsadõm. Evdeki sobanõn tasarruf olsun diye akşamõn pek geç olmayan bir saatinde söndürüldüğünü, üşü- memek için yorgan ve battaniyenin altõnda kõ- põrdamadan durduğum karanlõklarda, sabahõn hiç olmayacağõnõ düşüne düşüne uykuya dalardõm. Saatler geçerdi… Bazen yağmur şõkõrtõsõ bazen de rüyamda sandõğõm bozkõrda dört nala giden atlõlarõn “dıgıdık dıgıdık” seslerini duyardõm. Üzerimde bulunan örtülere daha bir sõkõ sarõlõr- dõm, yağmurun seli, koşan atlõlarõn rüzgârõ be- ni kapõp götürmesin diye… Yõllar yõllar sonra evdeki baba yadigârõ dak- tilonun başõna oturup yazõ yazmak için her tu- şa basõşõmda yağmurun ve atlõlarõn sesini ben de çõkarmaya başlamõştõm. O zaman anladõm ki, seslerin rüyamda değil gerçekte, yaz- makta olduğu yapõtõnõn satõrlarõ olarak kâğõ- da dökülmekteydi. “Vukuat Var” kitabõ da bu ses cümbüşü içinde kendi deyişi ile yirmi günde yazõlõp çõkmõştõ. BİR TOPLUMUN SORUNLARI HİÇ DEĞİŞMEZ Mİ? Yazõmõndan elli beş yõl sonra, 1950 yõlõnõn Türkiye’sini anlatan bu kitabõnõ okurken salt şar- kõnõn ismi değil, günümüzü anlattõğõ için de önemli buldum. Bir toplumun sorunlarõ onca yõl geçmesine rağmen değişmez miydi? Zenginle- şen ülkemizde eğitim ve kültür alanlarõnda ge- lişme hõzlõ bir şekilde sağlanamaz mõydõ? Ör- neğin, çeşitli kurumlarõn yaptõğõ kitap kam- panyalarõ, yayõnevlerinden ve bizlerden istenen kitaplardan anlõyorum ki, hâlâ okullarõmõza kitapla dolu kütüphaneler kuramamõş, öğrenci- lerimizin okuyarak aydõnlanmalarõnõ sağlaya- mamõşõz. Eğitimdeki bu en basit örnek bile so- runlarõn bir hayli süre daha değişmeyeceğini gös- termektedir.. Öyleyse, “Dünya bir pencereymiş, her ge- len şöyle bir bakıp geçti” mi? Sanatçõ, düşünce ve eylemleriyle toplumun de- ğişim öncüsüdür. Düşüncelerini yapõtlarõna yansõttõğõ yazõm eylemcisi mütevazõ üstadõn, sa- natõnõ “insan soyunun müspet bilimler doğ- rultusundaki en bağımsız koşullar içinde, en mutlu olmasını isteme çabası” olarak tarif et- mesi; milyonlarõn insanca yaşamak, doymak, mutlu olmak isterken karşõlarõna çõkartõlan en- gellerde dahi ümitsiz olmamalarõnõ istemesi; ses- sizlerin sesi olarak bu uğurda boyun eğmeden onuruyla eserler verirken “Kursağımdan hak- kım olmayan bir tek kuruş dahi geçmemiş- tir” diyebilmesi, Orhan Kemal’in bir pencere olan bu dünyadan sadece bakõp geçmediğinin açõk ifadesidir... Yazõlõşõndan 55 yõl sonra Orhan Kemal’in ‘Vukuat Var’õnõ okurken Dünyabirpencereymiş...Dünyabirpencereymiş... KİTABI YAYINA IŞIK ÖĞÜTÇÜ HAZIRLADI Kültür Servisi - ‘Abdülkadir Ke- mali Bey’in Anıları’ adlõ kitabõn yeni basõmõ Everest Yayõnlarõ ta- rafõndan yapõldõ. Edebiyatõmõzõn önemli isimlerinden Orhan Ke- mal’in babasõ olan Adbülkadir Kemali Bey, bu kitabõnda “19. yüzyılın sonlarında Osmaniye’de başlayan hayat öyküsünü” anla- tõyor. Yazarõn tanõklõğõ, Osmanlõ İm- paratorluğu’nun çözülüşünden Türkiye Cumhuriyeti’nin do- ğuşuna uzanan süreci de içeri- yor ve bu döneme farklõ bir açõ- dan bakma olanağõ sunuyor. Kitap, bu basõmõnda Abdülka- dir Kemali Bey’in torunu Işık Öğütçü tarafõndan yayõna hazõrlan- dõ. Öğütçü, metne büyük bir titizlikle sadõk kalarak, kitabõn dilini günümüz okurlarõnõ dü- şünerek sadeleştirdi. ‘Abdülkadir Kemali Bey’in anõlarõ ‘OrhanKemal’denZülfüLivaneli’ye’ ‘Son Ada’ romanõyla ‘Orhan Kemal Roman Armağanõ’nõ kazanan Zülfü Livaneli: Haydn sultanlarla buluşuyor Kültür Servisi - Avusturya Kültür Ofisi’nde 4-5 Haziran günleri “Osmanlõ İmparatorluğu&Avrupa Tiyatrosu II” başlõklõ Joseph Haydn dönemi (1730-1809) ve ona paralel olarak I. Sultan Mahmut’tan II. Sultan Mahmud’a (1730-1839) kadar olan dönemdeki opera, müzik, tiyatro alanlarõndaki Avrupa Osmanlõ kültürel etkileşimi ele alõnacak. Amaç bu alanlarda çalõşacak olanlara bilimsel temel kaynak oluşturmak. Sempozyum İngilizce olarak gerçekleşecek. 4 Haziran Perşembe günkü sempozyum programõ saat 19.30’da “Haydn Sultanlarla Buluşuyor” temalõ konserle noktalanacak. Konserin solistleri piyanist besteci Aydõn Karlõbel ve soprano Alin Aylin Yağcõoğlu. ‘İstanbul Müzik Festivali Okullarda’ Kültür Servisi - Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen 37. Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali, konserlerden önce okullarda başlayacak. ‘İstanbul Müzik Festivali Okullarda’ sloganõyla geçen yõl başlatõlan proje çerçevesinde ünlü piyanist Gülsin Onay, bugün 14.00 - 15.00 saatleri arasõnda Özel Şişli Terakki Lisesi’ni ziyaret ederek Terakki Kültür Merkezi’nde öğrenciler için anlatõlõ bir resital verecek. Ayrõca, önemli trompet solistlerimizden Erden Bilgen 4 Haziran’da Nişantaşõ Anadolu Lisesi’nde ve 5 Haziran’da Beşiktaş Anadolu Lisesi’nde, ünlü İsveçli gitarist Göran Söllscher ve viyolonsel sanatçõsõ Jian Wang 8 Haziran’da Pertevniyal Lisesi ve Vefa Lisesi’nde olacak. TMK mağduru çocuklar için gala Kültür Servisi- Çocuklar İçin Adalet Çağõrõcõlarõ, bugün Diyarbakõr’da altõ çocuğun yargõlanmasõyla eşzamanlõ olarak, New York Uluslararasõ Bağõmsõz Film Festivali’nde ‘Nobody’s Pet’ adlõ filmin galasõnõ yapõyor. Filmin yönetmeni Ayşegül Güryüksel. Film gösteriminin ardõndan Diyarbakõrlõ TMK mağduru çocuklarõn gözaltõna alõnrken ve gözaltõnda yaşadõklarõ işkenceleri begeleyen bir de saydam gösterisi yapõlacak. Olcay ve Ortaçgil düeti Kültür Servisi - İstanbul (Erkek) Lisesi, gelenekselleşmiş Kültür Etkinlikleri Haftasõ’nõn açõlõş konserinde Zuhal Olcay ve Bülent Ortaçgil İstanbul Lisesi’nin 125. yõlõ için düet yapacak. Etkinlik, bugün saat 19.00’da Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde yapõlacak. Konser ücretsiz. Davetiye temini için İstanbul Lisesi rehberlik bölümüne başvurulmasõ gerekiyor. ( www.istanbullisesi.k12.tr ) Nida Ateş dinletisi Kültür Servisi- Bağlama ustasõ Nida Ateş, 4 Haziran’da Oyun Atölyesi’nde konser verecek. Sanatçõ, bu konserinde sesiyle ve sazõyla Türk Halk Müziği’nden sevilen örnekleri seslendirecek. (0 216 345 39 39) OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 -
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear