24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 14 HAZİRAN 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethullahçı Falı, İrtica Planı... İlkyaz sabahı neler düşünür insan... Hava esintili, güneş pırıl pırıl... Mavi göğün altında dolaşmak, İstinye kıyısın- da kahvelerin birinde oturmak, Yeniköy’de ba- lıkçılarla sohbet etmek istiyor canım. Sonra vazgeçtim, Ortaköy’e indim kahve içmek için... Gazeteleri masanın üzerine koydum, bilgisa- yarımı açtım. Her zaman olduğu gibi kendi kendime sordum: “Bugün ne yazmalıyım?” Hayat ırmağının akıntısına bırakmak istiyordum umutlarımı, hüzünlerimi ve sevinçlerimi. Bitmemiş şiirleri, anlatılmamış masalları din- lemek istiyordum çocuksu düşlerimi çoğaltarak. Yapabilir miydim? Marc Levy’nin “Özgürlük İçin” kitabını (Can Ya- yınları) okumuştum. İkinci Dünya Savaşı sürerken, Nazilere teslim ol- muş Fransız askerine, adaletine, polisine, Vichy hükümetine, hatta halka karşı direnmeye geçen çocuk denecek yaştaki bir avuç gencin öyküsünü anlatıyordu Marc Levy. Alman işgali altında kalan Fransa... İşgale bo- yun eğmeyen ve başkaldıran gençler. İnsan direnme gücünü hiç yitirmemeli... Zul- me, baskıya karşı mücadeleyi hep sürdürmeli ya- şı kaç olursa olsun... Gerçek dirilik insanın beyninde ve düşüncele- rinde değil midir? İspanyol şair Jorge Gullen’in dizelerinde olduğu gibi: “Biliyorum, öleceğim. Dayanılmaz Quevedo, Beni kasırgana katıp savurma. Sevdim, sevindim, acı çektim, yazdım. Daha ne isterim. Kısacası: ellerindeyse, alsınlar elimden, yaşa- dıklarımı.” Kimse alamaz elimden, elimizden yaşadıkları- mızı... İzin vermeyiz almalarına! Direniriz tüm gücümüzle! Son yıllarda benim güzel ülkem, din baronla- rının, madrabazların, sahtekârların, hırsızların, tokatçıların ülkesi oldu. 12 Mart’ın zindanlarını, işkencelerini ne yazan var ne çizen... 12 Eylül’ün kıyımını, yakılan kitapları, zin- danlarda öldürülen, çürütülen gençleri. Peki hesap soran var mı? Aklıma geldi ama avukat Serdar Öztürk’ün bü- rosunda ele geçtiği iddia edilen “İrticayla Müca- dele Eylem Planı” belgesinin içeriğine değinme- yeceğim. Çünkü yayın yasağı konuldu... İlginçtir, Fethullah Gülen 8 Nisan 2009’da yaptığı konuşmada, “Yakında 28 Şubat’taki gibi tezgâh kurulabilir” deyip devam etmişti: “Allah korusun, yarın tahşiye (ürpertme) diye bir şey icat edebilirler. Kitap okuyan Müslümanlarla, okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışanların içine sokmaya çalışabilirler. Kitapların sahibi za- tın posterlerini evlerine asabilirler; ellerine de Kalaşnikofları verirler. İki yerde eylem yaptırıp, de- mek ki fırsat bulunca bunlar da silaha sarılabi- lir derler. Çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vurabilirler.” Gülen’in bu konuşması Öztürk’ün bürosunda ele geçtiği öne sürülen “İrticayı Önleme Planı”na benzemiyor mu? On iki gün önce Zaman yazarı Hüseyin Güler- ce, THY uçağıyla ABD’den İstanbul’a dönüyordu. Gülerce, ABD’ye ne yapmaya gitmişti? Elbet Fethullah Gülen’in elini öpmeye! Merak ettim, acaba Gülerce ve Gülen baş ba- şa oturup neler konuşmuşlardı? Taraf gazetesi daha önce bir haber yapmıştı, anımsadınız mı? “Fethullah Gülen’e Suikast Girişimi!” Bu haberi Zaman gazetesi Taraf gibi büyüt- memişti... Taraf’ın haberi bir gün sonra Zaman’da manşet oldu: “Millete ve hükümete kirli tezgâh!” Fethullahçıları iyi tanıyan bir arkadaşım, bir sü- re önce şöyle demişti bana: “Hikmet, kendine dikkat et, Fethullahçılar adım adım seni izliyor...” Fethullahçılar 28 Şubat’la hesaplaşırken ne- den 12 Mart ve 12 Eylül’le hesaplaşmıyorlar? Din baronunun müritleri, canla başla TSK’yi köşeye sıkıştırma eylemlerinden vazgeçmiyorlar? Amaçları ne? Boğaz’dan geçen gemileri seyrediyorum kıyıda dolaşırken. İlkyaz sabahının keyfini çıkarmak istiyorum. Gazeteleri okuyorum. O anda aklıma Başbakan Erdoğan’ın sözleri ge- liyor: “Orgeneral Büyükanıt’la yaptığımız konuşma be- nimle birlikte mezara kadar gider. Büyükanıt ko- nuşursa ben de anlatırım!” Bu bir gözdağı mıydı? Elimde Levy’nin “Özgürlük İçin” kitabı, çantamda gazetelerim... Sıcak bastırıyor... Otomobilime atlayıp Şişli’ye gazeteye gidiyo- rum... Dilimde bir tekerleme:“Fethullahçı falı, irtica pla- nı!” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 İnfaz memuru alınacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, sõnavla 3 bin sözleşmeli infaz ve koruma memuru almak için duyuru yaptõ. Duyuruda, adaylarda aranacak özellikler şöyle ifade edildi: “18 - 30 yaşõ arasõnda, KPSS’den en az 70 puan almõş, lise veya dengi mezunu, kamu haklarõndan mahrum olmayan, erkeklerde 170, kadõnlarda 160 cm’den kõsa boy uzunluğu ile kilo arasõndaki fark, 13’ten fazla, 17’den az olmayan, askerlikle ilişiği bulunmamak.” Sõnavõ kazanan adaylar ise15 Eylül‘den sonra çeşitli ceza ve tevkifevlerinde görevlendirilecek. ABDÜLLATİF ŞENER’DEN ÇAĞRI CHP lideri Baykal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ Tasarõsõ’nõ eleştirdi ‘Bu faşist ülkelerde olur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müste- şarlõğõ tasarõsõnõn Meclis’te olduğuna işaret ederek, “Bu yasayı dikkatle izlememiz gerekir. Bu düzenleme fa- şist ülkelerde, diktatörlük- lerde olur. Yasada çok sa- kıncalı düzenlemeler var, mayında olduğu gibi buna da Meclis’te muhalefet ede- ceğiz” dedi. CHP lideri Deniz Baykal, önceki gün parti meclisi top- lantõsõnda Kürt sorunu, PKK’ye af tartõşmalarõ ve Irak’a yapacağõ ziyaretle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Toplantõda özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinin tem- silcisi olan PM üyeleri “Böl- gelerimize daha sık gelin” çağrõsõ yaptõ. Baykal da, “Ha- zırlığınızı yapın o zaman, geliriz” karşõlõğõnõ verdi. Edi- nilen bilgiye göre Baykal, bu konularda şu mesajlarõ verdi: Kimliğe özgürlük: Biz Türkiye’de herkesin etnik kimliğini özgürce yaşamasõ gerektiğine inanõyoruz. Et- nik kimlik şereftir diyoruz. Kimsenin etnik kimliğine devletin müdahale etmemesi gerektiğine, herkesin anadilini özgürce öğrenip öğretebil- mesine, kullanabilmesine, her türlü katkõnõn, fõrsatõn veril- mesi gerektiğine inanõyoruz. Ancak atõlacak adõmlarõn bi- zi birbirimizden koparmaya, ayrõştõrmaya değil, kaynaş- tõrmaya, bütünleştirmeye yö- nelik olmasõ gerektiğini dü- şünüyoruz. Ayrõştõrõcõ politi- kalara, çatlaklara izin ver- memek lazõm. Kimliğe öz- gürlük ve toplumsal bütünlük diyoruz. İsmet Paşa da affetti: 27 Mayõs ihtilalinden sonra Al- bay Talat Aydemir Anka- ra’da Harbiye öğrencilerini hükümete karşõ yürüttü. Baş- bakan İnönü devreye girerek “Bak şu ana kadar yaptığın da büyük bir suç. Ama eğer bunu burada kesersen af mekanizması senin için iş- leyebilir” demişti. Bunun üzerine Aydemir de eylem- den vazgeçmiş ve özel bir ya- sayla affedilerek idamdan kurtulmuştu. Ama uslu dur- mayõp bir yõl sonra tekrar darbe yapmaya kalkõnca bu kez cezasõ uygulanarak idam edildi. Siyasiler af konusunu çok geniş düşünmeli. Yeri ve zamanõnda kullanmalõ. Eğer terör örgütü silahlarõnõ bõrakõr, cephanesini teslim eder, terör tamamõyla izole olursa o zaman bir barõş pro- jesi olarak af gündeme gele- bilir. “Hayır, ben hiçbir za- man affa izin vermem” an- layõşõ yanlõştõr. Bazen olaylarõ daha az hasarla toparlamak için siyasetçiye böyle bir gö- rev düşebilir. Terörün bittiği, silahlarõn imha edildiği yerde, yok geçmişte bunu yaptõnõz, diye intikam duygusuyla ha- reket edilerek konuya yakla- şõlamaz. Siyasetçiye bu tür zamanlarda bir görev düşer. Terör sorununun çözümü için af düşünülemez ama terör bittikten sonra barõşõ sağla- mak için siyasetçiye böyle bir görev düşebilir. Yargõtay Baş- kanõ’nõn affa karşõ çõkmasõ, bir hukukçu için ve teknik yaklaşõm olarak doğrudur. Ama biz de siyasetçi olarak olaya böyle bakmalõyõz. Top- lumsal barõşõ ve ülkenin ge- leceği açõsõndan konuyu de- ğerlendirmeliyiz. Talabani ile affı konuş- mam: Bağdat ziyaretinde Kürt sorununu, PKK’ye affõ da konuşabilirmişiz gibi bir hava var. Ben bu konularõ Ta- labani ile konuşmam. Biz yõllardõr terörün Irak’tan kay- naklandõğõnõ açõklamaya ça- lõştõk, kimse kabul etmiyordu. Hatta Başbakan, Irak’ta o kadar terörist yok, asõl sõnõr- larõmõz içinde demişti. Ce- nevre’de Sosyalist Enternas- yonal toplantõsõnda da ben bu- nu anlatmaya çalõştõm, Tala- bani’yi dinledim, ama o be- ni dinlemedi. Şimdi beni da- vet etme noktasõna geldi. Bağdat’ta biz kendi iç so- runlarõmõzõ konuşmayõz. Terör müsteşarlığı dü- zenlemesi faşizmdir: Kamu Düzeni ve Güvenliği Müste- şarlõğõ tasarõsõ Meclis’te. Bu yasayõ dikkatle izlememiz gerekir. Bu düzenleme faşist ülkelerde, diktatörlüklerde olur. Yasada çok sakõncalõ dü- zenlemeler var, mayõnda ol- duğu gibi buna da Meclis’te muhalefet edeceğiz. CHP lideri Deniz Baykal, önceki günkü PM toplantısında güncel sorunlara değindi. ‘Yenilenme isteyenler bu çatıda var olabilir’ Abdüllatif Şener, ekim ayõnda tüm il, ilçe ve beldelerde teşkilatlanma çalõşmalarõnõ tamamlamayõ hedeflediklerini, daha sonra pek çok ilde miting düzenleyeceklerini söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye Partisi Genel Başkanõ Ab- düllatif Şener, “Türki- ye’de siyasetin yenilen- mesi gerektiğine inanan herkesin partisinin çatı- sı altında var olabilece- ğini” bildirdi. Şener, dün düzenlediği basõn toplantõsõnda ekim ayõnda tüm il, ilçe ve bel- delerde teşkilatlanma ça- lõşmalarõnõ tamamlamayõ hedeflediklerini, daha son- ra pek çok ilde miting dü- zenleyeceklerini söyledi. Şener, bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan, ‘Ben cumhurbaşkanlõğõ- nõ elimin tersiyle ittim’ dedi. Bunu nasıl değer- lendiriyorsunuz” sorusu üzerine, Mevlana’nõn söz- lerini anõmsatarak “Bu- gün yeni şeyler söyleme zamanıdır” dedi. Şener, “Siyasi partilere, ku- rumlara bakacaksınız, hayalleri mi çok, hatıra- ları mı çok? Hatıraları çok olanların Türki- ye’nin geleceğine vere- cek hiçbir şeyleri yoktur. Bizim hayallerimiz ve ideallerimiz çoktur. Bizim Türkiye diye bir idealimiz ve aşkımız var. Biz önümüze ve Türki- ye’nin geleceğine bakı- yoruz” dedi. Şener, “AKP ve Gülen’i Bitir- me Planı” başlõklõ haber- le ilgili soru üzerine, ha- berde belirtilen belgenin olup olmadõğõna dair kesin bir bilgi bulunmadõğõnõ ve konuya ilişkin bir de- ğerlendirme yapmak için erken olduğunu söyledi. Şener, “Partinizin ka- pıları eski siyasetçilere kapalı mı” sorusuna da “Partimizin ilkeleri or- tada. Türkiye için ben de varım diyen herkesin kadromuz olduğunu, kattığınız her düşünce- nin de programımız ol- duğunu ifade ediyoruz. Eskiden siyaset yapmış veya yapmamış diye bir ayrım gözetmiyoruz” ya- nõtõnõ verdi. Bazõ partilerin sağda birlik sağlanmasõna yö- nelik çalõşmalarõ anõmsa- tõldõğõnda da Şener, “Tür- kiye’de eski siyaset tar- zı son bulmalıdır. So- ğuk Savaş dönemi yön- temlerine göre siyaseti var kılmaya çalışan, si- yaset tarzını buna göre ayarlayan, Türkiye’nin geleceğini kapatmaya ça- lışan mevcut siyasetin ve siyaset tarzının son bulması gerektiğine ina- nıyoruz. Türkiye’nin yeni bir siyaset tarzına ihtiyacı vardır. Biz de yeni siya- set tarzını benimseyen demokratik bir merkez partisiyiz. Buna göre yo- lumuza devam ediyoruz. Türkiye’de siyasetin ye- nilenmesi gerektiğine inanan mevcut veya es- ki, siyasette veya siyaset dışında herkes bu çatı al- tında var olabilir” dedi. Baykal, “Mayõnda olduğu gibi bu tasarõya da Meclis’te muhalefet edeceğiz” dedi. Ahşap heykel sempozyumu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Belediyesi’nce 15-26 Haziran tarihlerinde ahşap heykel sempozyumu düzenlenecek. Çankaya Belediye Başkanõ Bülent Tanõk, Sakarya Caddesi’ndeki bir restoranda gazetecilerle bir araya gelerek sempozyuma ilişkin bilgi verdi. Çankaya Belediye Başkanõ Bülent Tanõk, sempozyumun, geçen yõl belediye statüsünü yitiren Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlõ Değirmendere’de yõllardõr düzenlendiğini anõmsattõ. Abdüllatif Şener. Türk hakkındaki takipsizlik kararı kaldırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 2. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, TBMM grup toplantõsõnda Kürtçe konuşan DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ve DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş hakkõnda verdiği takipsizlik kararõnõ kaldõrdõ. Ankara Başsavcõlõğõ, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün 24 Şubat’ta TBMM grup toplantõsõnda yaptõğõ Kürtçe konuşma ile ilgili inceleme sonucundan takipsizlik kararõ vermişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear