Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Perihan
Mağden,
‘ P l a n
Y a p m a
Plan’ klibini
eleştirdiği için 3 bin
480 TL cezaya mah-
kûm edildi. Haftalõk
‘Özgür Yorum’,
‘Politika’, ‘Analiz’,
‘Ayrıntı’ gazetesinin
yayõnlarõ bir ay süreyle
durduruldu.
‘AMPUL
TAYYİP’E CEZA
Bursa’da “Ampul Tayyip”
sloganõnõn atõldõğõ iki eylemden
sorumlu tutulan üniversiteli Ber-
na Özaslan, Eğitim-Sen’li Hasan
Özaydın ve Betül Öztürk ile Hal-
kevleri’nden Mehmet Emre Battal,
11’er ay 20’şer gün hapse mahkûm edildi-
ler. “İstanbul’da doğdu, ABD’li oldu,
katil Bush’un oğlu Tayyip Erdoğan” slo-
ganõ nedeniyle Emek Gençliği’nden Şera-
fettin Gökdeniz, Sercan Bakır ve Ekin
Can Kınık hapis cezasõ istemiyle yargõlanõyor.
Türkiye, AİHM’de ‘ifade özgürlüğünün ihlal
edilmesi ve adil yargılama yapılmaması’ nedeniyle
açõlan altõ ayrõ davada toplam 58 bin 122 TL tazmina-
ta mahkum oldu. Küresel video paylaşõm sitesi www.you-
tube.com’a Türkiye’den erişim tam bir yõldõr yasak.
İstanbul Haber Servisi - TRT,
Cumhuriyet gazetesinin dünkü sayõ-
sõnda “Basın özgürlüğü mü?” soru-
suyla sansürü sorgulayan kapağõnõ
sansürledi. TRT 2’de saat
11.10’da başlayan “Medya
Medya” programõnda gün-
lük gazeteler okunurken
gazetemizden de haber-
lere yer verildi. Ancak 3
Mayõs Dünya Basõn Öz-
gürlüğü nedeniyle boş bõ-
rakõlan ve parmaklõk-
lar arkasõndaki
“Basın özgürlü-
ğü mü?” soru-
su yazõlõ bulu-
nan kapak at-
lanarak ha-
berlere geçil-
di.
İstanbul
Haber Servi-
si - Türkiye’de
düşüncelerini öz-
gürce ifade etmek
isteyenler, 3 Mayõs
Dünya Basõn Özgür-
lüğü Günü’ne tama-
men güvencesiz ve mü-
dahalelere açõk bir or-
tamda girdi. Basõn ve ifade
özgürlüğü, ağõr kõsõtlamalara
uğruyor, hükümet uygulamala-
rõndan da çok yönlü olarak zarar
görüyor.
Bağõmsõz İletişim Ağõ (BİA)
Medya Gözlem Masasõ’nõn rapo-
runda, 2009’un ilk üç ayõnda, 60’õ ga-
zeteci 110 kişinin ‘düşünce’si nedeniy-
le sanõk haline getirildiği belirtildi. TCK’nin
301. maddesinden, 11’i gazeteci toplam 26
kişinin sanõk olduğu, ‘terör örgütü pro-
pagandası yapmak’ suçlamasõyla, 11’i ga-
zeteci toplam 16 kişinin karşõlaştõğõ ifade edil-
di. Gazetecilerin PKK, MLKP ve Ergenekon
gibi “silahlı örgütlerle ilişkili” gösterilip tu-
tuklanmasõnõn tepkileri arttõrdõğõ belirtilerek “Cum-
huriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay,
6 Mart’ta ‘Ergenekon üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandı.
İzmir Demokrat Radyo Yayın Koordinatörü Nadi-
ye Gürbüz, MLKP ile ‘mali ilişki’ suçlamasıyla tu-
tuklandı. Tutuklamaların gazetecilik faaliyetleriyle bağ-
lantılı olup olmadığı suçlamalarda açıkça bildirilmiyor”
‘Baskılar nefes
aldırmıyor’
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazete-
ciler Sendikasõ (TGS) Başkanõ Ercan İpekçi,
Türkiye’de tam anlamõyla uygulanan basõn ve
ifade özgürlüğünden söz etmenin mümkün ol-
madõğõnõ söyledi.
TGS’nin Avrupa Gazeteciler Federasyonu
ile ortaklaşa düzenlediği “Türkiye’de İfade
Özgürlüğü İçin Gazeteciler Sendikası’nın
Güçlendirilmesi” programõ kapsamõnda ger-
çekleştirilen “Avrupa Birliği Yo-
lundaki Türkiye’de Basın ve İfa-
de Özgürlüğü Engeller ve So-
runlar” konulu iki günlük konfe-
rans dün Taksim’deki Nippon Otel’de
başladõ. İpekçi, basõn çalõşanlarõnõn
medya patronlarõ karşõsõndaki güç-
süzlüğünün, sendikal örgütlenme hak-
larõnõ kullanmaktan yoksun bõrakõlma-
sõnõn, medya sahiplerinin ticari kaygõlar-
la siyasi iktidarlarla yakõnlaşma eğilimlerinin,
sansür ve otosansürü birlikte getirdiğini ve böy-
lelikle basõn ve ifade özgürlüğünün kullanõ-
labilmesi koşullarõnõn da yok edildiğini söy-
ledi. İpekçi, 301. madde kapsamõnda Adalet
Bakanlõğõ’na 719 dosya gönderildiğini ve 73
dosya için soruşturma izni verildiğini belirte-
rek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ergenekon operasyonu kapsamında dal-
galar halinde evlere düzenlenen operas-
yonlarda gazetecilerin, yazarların, öğretim
üyelerinin, dernek yöneticilerinin, sendi-
kacıların gözaltına alınmaları ile polis ifa-
delerinin gazetelere servis edilmesi, kişile-
rin peşinen suçlu veya suçsuz ilan edilme-
leri, yine medya yayınlarıyla kişilik hakkı
ihlallerinin başlıca örnekleri arasındadır.”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş-
kanõ Orhan Erinç ise “Türkiye’nin basın ve
ifade özgürlüğü alanındaki
durumu hiç de iç açıcı değil”
dedi. Türkiye’de sendikalaşma
örgütlenmesinin önünün kesildiğini
belirten Erinç, “Meslektaşlarımız is-
teseler de üye olamıyorlar. Taşeron-
laşmalar var. 3 Mayıs’ların tıpkı 1 Ma-
yıs’larınki gibi önemli bir gün olduğunu
kabul etmek zorundayız” dedi.
Avrupa Gazeteciler Fe-
derasyon (EFJ) Baş-
kanõ Arne König
ise özellikle sendi-
kalaşmanõn önünde-
ki siyasi engellerin kal-
dõrõlmasõ gerektiğini
söyledi.
Türk-İş Sen-
dikasõ Genel
Sekreteri Ke-
mal Türker de Türki-
ye’de de örgütlenmenin
önünde önemli engeller
olduğunu anlatttõ ve sen-
dika olarak gazete-
cilerin örgütlen-
me sorunlarõyla
her zaman ya-
kõndan ilgi-
lendiklerini
belirtti.
ANKARA (AA) - BM Genel Sekreteri Ban Ki-
mun, hükümetlerin, bağõmsõz ve sorumlu med-
yayõ bastõrmaya veya engellemeye çalõşmasõnõn
aslõnda ne kendilerinin ne de vatandaşlarõn
çõkarõna hizmet ettiğini belirtti. Yayõm-
ladõğõ mesajda Ban, basõn mensuplarõ-
na yönelik saldõrõlarõn dünya genelin-
de şoke edecek derecede fazla oldu-
ğuna işaret ederek “CPJ verilerine
göre sadece bu yıl içerisinde dün-
ya genelinde 11 basın mensubu gö-
rev başında öldürüldü. CPJ
verilerine göre 1 Aralık 2008
tarihi itibarıyla dünya ge-
nelinde 125 basın men-
subu hapiste bulunuyor.
Hapistekilerin yarısı
Çin, Küba ve Eritre’de
toplanıyor” dedi. Ban,
bazõ hükümetlerin
internet erişimine
getirdikleri kõ-
sõtlamalarõn da
kendisi için
bir diğer endi-
şe kaynağõ ol-
d u ğ u n u
kaydetti.
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye’deki medya kuruluşlarõna yö-
nelik baskõnõn, “basını nefes alamaz
hale getirdiğine” dikkat çeken ile-
tişimciler, “Demokrasinin varlığı ve
devamı için basın özgürlüğüne de ki-
şilerin ifade özgürlüğüne de sınır
konulmamalı” uyarõsõnõ yaptõ. Türki-
ye’deki basõn çalõşanlarõnõn yaşadõğõ sõ-
kõntõlarõ ve medyanõn içinde
bulunduğu durumu iletişim
alanõnda çalõşma yürüten aka-
demisyenler değerlendirdi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ)
İletişim Fakültesi Öğre-
tim Üyesi Prof. Dr.
Nurdoğan Rigel,
Türkiye’de basõn
özgürlüğünden söz etmenin
mümkün olmadõğõnõ vurgu-
layarak “Türk basını, üze-
rindeki baskılardan dola-
yı nefes alamaz du-
rumda” dedi. Basõn
kuruluşlarõnõn bü-
yük bölümünün,
“yandaş medya”
ve “holding
medyası” olarak
2’ye bölündü-
ğünü, bunun da özgür çizginin yitirilme-
sine neden olduğunu belirten Rigel, “Bir
grup egemen siyasi görüş çizgisinde
yayın yaparken, diğer grupta ise ticari
kaygılar öne çıktı” ifadesini kullandõ. Ri-
gel, “Medya kendi kendine kelepçe tak-
tı” nitelemesinde de bulundu. Prof. Rigel,
“Basın önce siyaset ve ticaret baskısın-
dan kurtulmalı, özgürlüğünü yeniden
kazanmalı. Aksi takdirde
önümüzdeki yıllarda basın
özgürlüğü sahası giderek
daralabilir” diye konuştu.
İÜ İletişim Fakültesi Öğ-
retim Üyesi Doç. Dr. Arzu
Kihtir de “Demokrasinin
varlığı ve devamı için basın
özgürlüğüne de kişilerin
ifade özgürlüğüne de saygı gösterilme-
li” dedi. Kihtir, şunlarõ kaydetti: “Basın
özgürlüğü ifade özgürlüğünün bir yan-
sımasıdır. Türkiye bu güvencesinin ko-
runması için 4 Kasım 1950’de Temel Öz-
gürlüklerin Korunmasına İlişkin Söz-
leşme’yi imzaladı. Basın özgürlüğünden
bahseden her kişi bu sözleşmeyi hatır-
lamalı. Sınırlamalar olmalı ancak bu sı-
nırlamaların da sınırı var. Hükümetle-
rin eleştiriye açık olmadığı dönemlerde
basına yönelik baskılar artıyor.”
CMYB
C M Y B
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Sanatçı ve Sanat’ın Gücü
“Fazıl Say ve Arkadaşları” konserlerinde, en-
der görülen bir “sahne dinamizmi” ve “sahne ba-
şarımı” sundu. Bu konseri böylesine üstün kılan,
“sahici” olmasıydı! “Sahici olmak” ne demek?
Arınmış olmak: Normal bir konserin “sanatçı din-
leyici”; sanatçı-sahne ilişkisinden.. sanatçının
para beklentilerinden.. seyircinin para-perfor-
mans (başarım) umurundan..
Daha önemlisi, bu konserin arkasında bir “si-
yasi isyan”ın saklı olmasıydı!
Fazıl Say’in “öfke ve başkaldırı” olarak nite-
lendirdiği bu isyan sahneyi ateşledi! Hepsi “üstün
sanatçı”ydı ve yarısı da deliydi! Fazıl Say, “ken-
disine benzer”leri birer birer sahneye getirdi! Ci-
hat Aşkın’ı, Güvenç Dağüstün’ü, Burcu Kara-
dağ’ı... Tolga Salman bandoneon’u, Çağ Erçağ
viyolonseli ile dans etti... Ve Patricia Kopetc-
hinskaja adındaki yarı çılgınla tanıştık.
Fazıl Say müthiş bir kişilik. Hem sanatçı hem de
aydın insan olarak.
Liberal görünüşlü dinci faşistlerin, Çağdaş Ya-
şam’ı ve başta Türkan Saylan ve Ayşe Yüksel
olmak üzere onun cumhuriyetçi demokrat yiğit ka-
dınlarını yerle bir etme girişimlerine karşı, hesapsız
kitapsız, arkasını önünü düşünmeden ani ve he-
men tepkisini ortaya koyması, özgür ve eleştirel
insanın üstün davranışı olarak tarihe geçmiştir.
Say, daha önce de “bu ülkeyi terk ederim..” uya-
rısıyla, ülkesinin dikkatlerini iktidara çevirtmişti!..
Facebook’unda Sezen Aksu’ya yaptığı “çok ih-
tiyaç var kadın sana...” çağrısı, Aksu’nun “Türkan
Saylan’ın askeriyim” anında yanıtı... Arkasından,
çok kısa sürece bu müthiş konser! Hepinize te-
şekkürler... Üstelik aşıladığınız büyük umut için..
Ülkemizdeki bazı “mütefekkir”lerin, İslamcı, ce-
maaatçi ve dinci iktidarın bize bahşedeceği “de-
mokrasi”, “demokratik hak ve özgürlükler” üzeri-
ne yıllardır derin tefekküre yattıkları...
...bu süre içinde eleştirici aydını mezara göm-
dükleri...
...üstüne üstlük herkesi iktidara kul köle olma-
ya çağırdıkları şu alçaklık dönemlerinde...
...Lütfi Kırdar’ın sahnesinden ateşledikleri öz-
gürlük havai fişekleri ile, müziğin ve sanatçının
müthiş değiştirici bir güce sahip olduğunu bir kez
daha kanıtladığınız için...
Sanat, bütünüyle, en saf haliyle ve yaratıcılığıyla,
insanlığın bütünleştiricisi ve kurtarıcısı olabilir dü-
şüncesini uyandırdığınız için...
Evet olabilir! Bu olabilirliğin heykelini dikenler-
den Genco Erkal da bunu bize söylüyor!
Aydın Doğan Vakfı’nın Tiyatro Ödülü’nü ver-
diği bu büyük sanatçımızı, ödül töreninde büyük
bir keyifle dinlemiştik. Biliyorsunuz, o da 60 bin
liralık ödülü Türkan Saylan’ın kızlarına bağışlamıştı.
Saylan, evi o gün basıldığı için geceye katılama-
mıştı! Genco Erkal, “ben uç noktaların adamı de-
ğilim” demişti, özgürlük ve çağdaşlık üzerine ayak-
larını basıyordu ve bir itirafta bulunuyordu:
“Bu yüzden onlarca yıl beraber olduğumuz ar-
kadaşlarımla konuşamaz ve bir araya gelemez ol-
dum..”
Çünkü, liberallik postuna bürünen bağırgan bir
kısım aydın, “cemaatçiliğe, dinci iktidara” karşı çık-
manın ve üstüne üstlük yurdunu sevmenin, “dar-
becilik” ve “faşistlik-ırkçılık” olduğu korkutmaca-
sını yaydı!
Bu öcüyü yaratan bağırganlara bakınız, hepsi,
medyalarında, bu “işleri” için iyi para kazanıyor-
lar! Belki de başka hiçbir iktidar döneminde gö-
remeyecekleri kadar “paralanmış” durumdalar!
Onların “ekmek parası” bu; peki ekmek para-
sını kendi yaratıcılığından ve kendi alın terinden
kazanan insanlarımız, nasıl oluyor da onlarla öz-
deşleşiyor?
Genco Erkal gibi, iktidarlar ve büyük güçler kar-
şısında bükülmeyen insanlarımızla bu ülke varo-
labilirse varolacaktır. Onların sayısı hiç de az de-
ğil!
Erkal’ın “Marx’ın Dönüşü”ndeki büyük oyunu,
sadece seçtiği metnin değil, aynı zamanda tek bir
insanın, bir sanatçının, yaratıcılığı ile bütün bir or-
du karşısında kazandığı zaferin de adını fısıldıyordu
kulaklarımıza!
Ayşe Yüksel, ÇYDD’nin inatçı ve çalışkan ka-
dını, 100 bin öğrenciye ulaşacağız, dedi. Türki-
ye, ÇYDD’nin örgütlenme gücü, üye sayısı ve
maddi kaynak olarak, en az üç-beş misline çı-
kartmalıdır. 100 bin değil, 200 bin öğrenciye ulaş-
malıdır Çağdaş Yaşam!
Liberal ve dinci faşizmin saldırısına en iyi ve bü-
yük yanıt bu olacaktır!
obursali@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2009 PAZARTESİ
6 HABERLER
Ekonomi Servisi - Fransa Cumhurbaşkanõ
Nicolas Sarkozy, krizden büyük darbe yiyen
basõn sektörünü 600 milyon Avro’luk acil yar-
dõm paketiyle kurtaracak. Plan kapsamõnda 18
yaşõndan büyük her Fransõza istediği gazeteye
ücretsiz bir yõl abonelik hakkõ tanõyacak olan Sar-
kozy, bu yolla hem okuma alõşkanlõğõnõ, hem de
gazetelerin cirolarõnõ arttõracak. Ayrõlan fon basõnõn
küresel krizin etkilerinden korunmasõ için 3 yõllõk bir
program dahilinde kullanõlacak. Fransa, Avrupa’da
İngiltere ve Almanya ile kõyaslanõnca basõnõn küresel
krizden en büyük darbeyi yediği ülke oldu. Gazete
satõşõ yapõlan kiosk sayõsõnõn yetersiz kalmasõ ve tira-
jõn çok büyük düşüş yaşamasõ sonucunda sektör Av-
rupa’da en büyük küçülmeyi yaşadõ. Ül-
kenin büyük gazete ve televizyon patron-
larõ ile iyi ilişki içinde olan Sarkozy, bu
yardõmõn basõn özgürlüğüne zararõnõn do-
kunmayacağõnõn garantisini de verdi. Sarkozy
zordaki basõn sektörüne otomotivden farklõ bakõl-
mamasõ gerektiğine de dikkat çekti
TRT’DEN CUMHURİYET’E
SANSÜR
denildi. Dört muhabiri cezaevinde bulunan Dicle Haber
Ajansõ’ndan Abdurrahman Gök’ün ve Devrimci De-
mokrasi dergisi sorumlu müdürü Erdal Güler’in de
aynõ suçtan cezaevine gönderildiği kaydedildi.
GÖKÇEK’İN SALDIRISI
Seçim ortamõnda ya da toplumsal eylemleri iz-
lerken saldõrõya uğrayan gazeteci sayõsõnõn 15 ol-
duğu belirtilerek, Ankara Belediye Başkanõ Melih
Gökçek’in, “Seçimden sonra, Mehmet Ali Birand
ve Uğur Dündar’a bu Türkiye dar gelmezse, ba-
na yazıklar olsun” dediğine dikkat çekildi.
Mersin’de MHP’li bir başkanõn Cemal Dolaş-
maz’a yönelik tehdit içeren sözlerinin mahkeme-
ye yansõdõğõ anõmsatõldõ.
Muğla’da yazar Latife Tekin’in üzerine yü-
ründüğü, medyaya açõklamalar yapan eski Su-
surluk Komisyonu Başkanõ Mehmet Elkat-
mış’õn bürosuna “sesini kes” notunun bõ-
rakõldõğõ kaydedildi. Son 30 yõlda işlenen Abdi İpekçi, Uğur
Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve Hrant Dink cinayetle-
rini “azmettirenler”in henüz ortaya çõkarõlamadõklarõ ifa-
de edilerek, 2007 ve 2008’deki “1 Mayıs” ey-
lemlerinde habercileri hedef alan güvenlik
kuvvetleriyle ilgili hiçbir cezai işlemin ya-
põlmadõğõ belirtildi.
Nedim Gürsel, Doğan Yayõncõlõk’tan
çõkan “Allah’ın Kızları” adlõ kitabõ ne-
deniyle, Richard Dawkins’in “Tanrı
Yanılgısı” kitabõ nedeniyle de yayõncõ Erol Ka-
raaslan, “dini değerlere hakaret” iddiasõyla ha-
pisle yargõlanacaklar.
Yayõncõ Ragıp Zarakolu’nun da aralarõnda
bulunduğu 4 kişi ‘halkı askerlikten soğutmak’
iddiasõyla yargõlanõyor. 13’ü gazeteci 2’si ka-
rikatürist toplam 24 kişi, “hakaret” veya
“iftira” suçlamasõyla 61 yõl hapis ve 1 mil-
yon 673 bin 480 TL tazminat veya adli pa-
ra cezasõyla karşõ karşõya kaldõ. Gazeteci
İstanbul Haber
Servisi - Türk hukuk
sisteminde “basın öz-
gürlüğünü kısıtlayan
veya engelleyen” yasa
maddesi sayõsõ 1200’ü aşõ-
yor. Türkiye dünyada basõn
özgürlüğünün tanõndõğõ ül-
keler sõralamasõnda “orta dü-
zeyde”, kõsõtlanmanõn görüldü-
ğü ülke sõnõfõnda Afrika ve Orta-
doğu ülkeleriyle birlikte yer alõ-
yor.Türkiye’deki ifade, basõn özgür-
lüğünü engelleyen demokratikleşme
hedef ve çabalarõna aykõrõ düşen yasal
düzenlemelerin başõnda
1982 Anayasasõ, Terör-
le Mücadele Yasasõ,
Türk Ceza Kanu-
nu’nun (TCK) bazõ
madde ve düzenle-
meleri geliyor. 12 Ey-
lül rejimince hazõr-
lanan 1982 Anaya-
sasõ, özünde “öz-
gürlükleri istisna,
sınırlamalarıysa ku-
ral” kabul eden bir ni-
telik taşõyor. 1982 Ana-
yasasõ’nõn 13 ve 15’inci
maddelerinde genel hatlarõyla
belirlenen ifade özgürlüğü anayasanõn 26,
17, 28, 30 ve 31’in-
ci maddeleriyle dü-
şünceyi açõklama,
yayma, bilim, sanat, ba-
sõm ve yayõm özgürlük-
lerini sõnõrlandõrõyor.
TCK’de yer alan hüküm-
ler de anayasadaki maddelerle
aynõ doğrultuda. “Milli gü-
venlik”, “kamu düzeni”, “ge-
nel ahlakın korunması”, “suç-
ların önlenmesi” gibi muğlak kav-
ramlar da basõn özgürlüğünü düzen-
leyen maddeye eklenerek gerektiğin-
de yayõnlarõn “toplatılmasının” önü
açõldõ. 3713 sayõlõ Terörle Mücadele Ya-
sasõ da basõn özgürlüğünün önündeki en
önemli yasal engeller arasõnda yer alõyor. Ya-
sanõn 6, 7 ve 8’nci maddeleri “bilgi
e d i n m e
hakkını” ön-
leyen, ifade
ve düşünce öz-
gürlüğünü kõsõt-
layan hükümler
içeriyor. Bunun dõşõn-
da RTÜK Yasasõ, TRT
Kanunu, Basõn Kanunu’nun
da aralarõnda bulunduğu pek
çok diğer yasal düzenleme de ifa-
de ve basõn özgürlüğünün önünde
ciddi engel oluşturuyor.
Mustafa
Balbay
ÇGD: Medyaya baskı var
ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağ-
daş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şubesi, 3
Mayõs Dünya Basõn Özgürlüğü Günü nede-
niyle yaptõğõ açõklamada iktidarõn medyaya
baskõsõna dikkat çekti. ÇGD’den yapõlan
açõklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bir
yandan hapis tehdidiyle karşõ karşõya kalan
gazeteciler, öte yandan idarecilerin keyfi tu-
tum ve davranõşlarõ, yüklü tazminat talebiyle
açõlan davalar, basõn özgürlüğünü kullanmayõ
olanaksõz hale getirmektedir. Diğer yandan
mahalli idarecilerden, ülke yönetiminin en
üstünde bulunanlara kadar, gazetecilere yö-
nelik düşmanca tavõr, özgürlükleri kullanma-
larõnõn önünde engeldir.”
‘İktidarı halka şikâyet ediyoruz’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir
Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ Erol Akõncõlar,
iktidarõn basõn özgürlüğünü engelleyen bir
tutum içinde olduğunu belirterek “Basõn öz-
gürlüğünü engelleyenleri ve hiçe saymaya
yeltenenleri halkõmõza şikâyet ediyoruz” de-
di. 3 Mayõs Dünya Basõn Özgürlüğü Günü
nedeniyle yaptõğõ basõn açõklamasõnda, de-
mokrasiyi içine sindiremeyen çevrelerin basõ-
nõn özgür olmasõndan rahatsõzlõk duyduğunu
dile getiren Akõncõlar, basõna sansür çabasõ-
nõn anayasal bir suç olduğunu kaydetti.
TGC BAŞKANI: DURUM HİÇDE İÇ AÇICI DEĞİL İLETİŞİMCİLER: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK
2009’un ilk üç ayõnda, 60’õ gazeteci 110 kişi ‘düşünce’si nedeniyle sanõk haline getirildi
Düşünüyorum öyleyse hapis
‘Sendikalaşmanın
önü kesiliyor’
Özgürlük
karşõtõ
yasalar
F R A N S A ’ D A G A Z E T E L E R 1 Y I L B E D A V A
B M : S A L D I R I L A R
Ş O K E E D E C E K D Ü Z E Y D E
Prof. Erol
Manisalı