Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞENDÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Yazarımız yurtdışında olduğundan yazısını
gönderememiştir.
HUGH POPE
ABD Başkanõ Barack Obama, seçim
kampanyasõnda verdiği söz ve
Ermenistan ile Türkiye arasõndaki
ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik
güncel fõrsat arasõnda, ince ahlaki bir
çizgide yürüdü. Obama’nõn uzlaşõsõ bazõ
Ermenilerin kuşkulandõğõ ve bazõ
Türklerin umduğu gibi ABD-Türkiye
stratejik çõkarlarõnõn reel-politikasõna
teslim olduğu anlamõna gelmiyor. Bu aslõnda
her iki tarafõ tarihi çõkmazlarõ aşmaya davet
ediyor. Bundan daha iyi bir fõrsat olamaz. On
yõllõk sivil toplum ve resmi çabalarõn ardõndan
Ermenistan ve Türkiye diplomatik ilişkileri
kurma ve sõnõrlarõ açmaya yönelik İsviçre
arabuluculuğunda erişilen bir anlaşmayõ
duyurdu. İki taraf bunun yanõ sõra Ermenilerin
her 24 Nisan’da 1915’te Osmanlõ Türklerinin
kendi halklarõna karşõ soykõrõmõn başlangõcõ
olarak andõklarõ ve Türklerin 1. Dünya Savaşõ
sõrasõnda tehcir, isyan ve katliam olarak
tanõmladõklarõ olaylara yönelik ikili bir
komisyon oluşturacak. Anlaşma yürürlüğe
konmadan önce Türkiye, Ermeni güçlerinin
1992-94’te Dağlõk Karabağ savaşõnda işgal
ettiği Azerbaycan topraklarõndan çekileceğine
ilişkin Ermenistan’dan taahhüt istiyor. Ancak
Ankara’nõn Erivan’la yakõnlaşmayõ müttefiki
Azerbaycan’õn protestolarõ yüzünden
durdurmasõ mantõksõz olur. Aslõnda
Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi
Türkiye’nin aynõ etnik kökeni ve aynõ dili
paylaşan Azeri kuzenlerine yardõm etmek için
en iyi yol. Bu Ermenistan’õn kendini daha
güvende hissetmesine ve Dağlõk Karabağ
konusunda uzlaşõya daha açõk olmasõna yol
açabilir. Son 16 yõldõr sõnõrõn kapalõ
olmasõnõn tartõşmalõ bölgeye yönelik bir
çözüm bulunmasõ konusunda hiçbir
faydasõ olmadõ. 1994’teki ateşkes
anlaşmasõnõn kõrõlganlõğõ yeni bir yol
bulunmasõnõ zorunlu kõlõyor.
ABD Kongresi Obama’nın
yolunu izleyebilir
Türkiye ve Ermenistan normalleşmesi,
Erivan ve Bakû sonuçta Ermeni askerinin
çekilmesine yol açacak Dağlõk Karabağ’a
yönelik uluslararasõ barõş görüşmelerinde
anlaşmaya varmadan uzun vadede
sürdürülebilir olamaz. Bu Obama’nõn
diplomatik dilini açõklayan karmaşõk bir
durum. Bu yõlki 24 Nisan açõklamasõnda ABD
Başkanõ 1915 olaylarõnõ tanõmlamak için
“soykırım” sözcüğünü kullanmadõ. Türkler
olaylara yönelik kendi görüşlerinin de göz
Obama, kampanya sözü ile ilişkilerin normalleştirilmesi fõrsatõ arasõnda ince ahlaki bir çizgide yürüdü
‘Tarihi çõkmazlarõ aşõn’ çağrõsõ
önüne alõnmasõnõ istediklerinden ve olasõ
tazminat ve taviz taleplerine yol açabilecek
yasal sonuçlarõ nedeniyle bu ifadeye kõzõyor.
İsviçre arabuluculuğunda yapõlan anlaşma
Ermenilerin Türkiye’nin sõnõrlarõnõ
tanõmasõnõ sağlarken uzun süreli toprak
taleplerini uzaklaştõrõyor.
Bunun yerine Obama katliamlara yönelik
“insan eliyle yapılmış büyük felaket”
anlamõna gelen Ermenice “Mets Yeghern”
ifadesini kullandõ. 17 Mart’ta Ermeni
soykõrõmõnõn tanõnmasõna yönelik bir yasa
tasarõsõ sunulan ABD Kongresi de başkanõn
yolunu seçerek Türkiye-Ermenistan
arasõndaki normalleşme sürecine bir şans
vermek için çatõşmadan kaçõnabilir.
Ermenilerin geçen on yõlda uluslararasõ
Ermeni soykõrõmõnõ tanõyan yasa tasarõlarõ ve
açõklamalarõn Osmanlõ’nõn hatalarõnõ
Türkiye’nin inkâr etmeye son verdiği
yönündeki görüşlerinde haklõlõk payõ var.
Ancak bu tür dõş baskõlar Türkiye’nin
soykõrõm sözcüğünü kabul etmesine yardõm
etmeyecek. Özellikle de Kongre’de ve diğer
parlamentolarda bekleyen yasa tasarõlarõ iyi
düşünülmüş görüşlerdense açõkça iç
politikaya yönelik hesaplamalar sonucu
olduğu sürece.
Türk-Ermeni ilişkileri gelişiyor
Ermeni meselesine gelince hükümet
görevlilerinin de dahil olduğu pek çok Türk,
yitirilmiş Ermeni yaşamlar için kamuoyu
önünde üzüntülerini dile getiriyor. 1915
olaylarõnõ açõkça konuşmanõn tabu olduğu
80 yõllõk bir sessizlikten sonra, Türk
kamuoyu bu olaylar hakkõnda yeni bir
gerçekler ve görüşler hücumunu sindiriyor.
Son on yõlda Türkler ve Ermeniler
arasõndaki yakõnlaşma sonucu 1915
olaylarõnõ anlamaya yönelik akademik görüş
alõşverişi arttõ ve bilgi yaygõnlaştõ. 2005
yõlõnda Ermeni meselesine yönelik bir
konferans Türk entelektüellerinin, ülkenin
akademik ve kültürel elitinin eski milliyetçi
savunmalardan kurtulmak istediğini
gösterdi. Türkiye’nin doğusunda Ermeni
mirasõnõ korumaya yönelik çabalar başladõ.
Türk-Ermeni ilişkilerini kötüleştirmekten
öte, Ermeni asõllõ Türk gazeteci Hrant
Dink’in 2007’de karanlõk milliyetçi bir çete
tarafõndan öldürülmesi İstanbul’da 100 bin
kişinin “Hepimiz Ermeniyiz” pankartlarõ
taşõdõğõ bir yürüyüşe neden oldu.
Kamuoyu yoklamalarõ Türklerin üçte
ikisinin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün
Ermeni mevkidaşõ Serj Sarkisyan’õn futbol
maçõ davetini kabul etmesini desteklediğini
gösteriyor. Aralõk ayõnda ise önde gelen
Türk aydõnlarõ Ermenilerden “Büyük
Felaket” nedeniyle özür diledikleri bir imza
kampanyasõ başlattõ. Bugüne kadar yaklaşõk
30 bin kişi buna imza attõ. Genel olarak
Türkiye’nin çabalarõ diğer komşu ülkelerle
ilişkileri geliştirmeye yönelik on yõllõk
çabalara uyuyor. Ankara; Suriye,
Yunanistan ve Irak Kürdistan’õ ile başarõlõ
bir biçimde gergin ilişkilerini
normalleştirdi. Ankara ayrõca Kõbrõslõ Türk
ve Rumlar arasõnda uzlaşõ için elinden
geleni yaptõ.
Ermenistan’da da yeni eğilimler görünür
oldu. Ermeni devletinin gururu ve güvenliği
arttõkça, soykõrõm kabul ettirme çabalarõ
diğer ulusal çõkarlarõ çiğnemiyor. Daha fazla
ekonomik fõrsatlar, geniş bölgesel strateji ve
Batõ’ya direkt geçiş yolu anlamõna gelen
Türk sõnõrõnõn açõlmasõ daha önemli
sayõlõyor. Ermeniler giderek daha fazla Türk
kõyõlarõnda tatil yapõyorlar. Ermenistan’õn
nüfusunu geçen ve Erivan’da önemli bir
etkiye sahip diyaspora içinde de belirgin bir
değişim var. Fransa’daki Ermeni topluluğu
uluslararasõ bir kampanya başlatarak
Türklerin özür çabalarõna “teşekkürler”
yanõtõnõ verdi. Fransõz Ermeni aydõnlarõ
giderek daha fazla miraslarõyla bağ
kurabilmek için Türkiye ve Türklerle ilişki
kuruyor ve İstanbul’u ziyaret ediyor.
Obama’nõn dediği gibi bu yakõnlaşma bu iki
ülke arasõnda sõnõrlarõn açõlmasõ, Türkler ve
Ermenilerin donmuş anlaşmazlõklar,
milliyetçi yüzleşmeler ve geçmişin
hayaletleri tarafõndan tutsak edildikleri bir
asõrõ aşmak için en iyi fõrsatõ sunuyor.
İngilizceden çeviren: Elçin Poyrazlar (Wall
Street Journal, ABD, 27 Nisan 2009)
Barış görüşmelerinde risk yüksek
JUDY DEMPSEY
Aylar boyu Türkiye ve Ermenistan’õn
liderleri, Avrupa’nõn eteklerinde yer
alan her an patlamaya hazõr bir bölgede ki
ihtilafõ çözüme ulaştõrabilmek için gizli
görüşmeler de bulunarak ülkelerindeki
milliyetçileri karşõlarõna aldõlar. Türkiye
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Ermeni
Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan son derece
hassas pazarlõklarda bir noktaya ulaştõlar.
Geçen hafta, diplomatik ilişkilerin yeniden
başlamasõ ve sõnõrõn tekrar açõlmasõ için bir
yol haritasõ üzerinde anlaştõlar.
Eğer anlaşma başarõya ulaşõrsa bu, bölge için
büyük önem taşõyacak. TBMM Dõşişleri
Komitesi sözcüsü Suat Kınıklıoğlu “Güney
Kafkaslar sonunda istikrarlı ve yatırımcı
için cazip bir yer haline gelecek” dedi.
Eğer böyleyse, bölgeyi kontrol eden güçler,
bu barõş sürecini cesaretlendirmek adõna çok
az katkõsõ olan ABD veya AB olmayacak.
Onlar yerine, gaz ve petrol açõsõndan zengin
ve Avrupa’ya önemli bir transit geçiş
sağlayan bölgedeki etkilerini tekrar tesis
etmeye çalõşanlar -iki eski imparatorluk-
Rusya ve Türkiye olacak. Burada en kârlõ
çõkan Türk başbakan, İslami kökenli
AKP’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan
olabilir. İktidara geldiği 2003 yõlõndan bu
yana Erdoğan Türkiye’yi AB üyeliği için
reformlarõ yavaş yavaş gerçekleştirmekte.
Türkiye’nin ulusal çõkarlarõnõn komşularõ
Bulgaristan, Suriye, Azebaycan, Gürcistan,
Irak ve İran’la olan ilişkilerine göre
tanõmlandõğõ bir “komşuluk politikası”
geliştirdi. Bunlarõn arasõnda Ermenistan en
çetrefil olanõydõ. Merkezi Erivan’da olan
Ermeni Ulusal ve Uluslararasõ Çalõşmalar
Merkezi yöneticisi Richard Giragosian,
“Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme
kararı bir Türk girişimidir... Bu ABD’yi
memnun etmek veya AB’yi teskin etmek
için yapılmış bir plan değildir. Bu
Türkiye’nin ulusal çıkarı ile ilgilidir” dedi.
ABD uzun bir süre önce Türkiye ile
Ermenistan ilişkilerinin yeniden başlamasõ
için çağrõda bulunmuştu. Ama ardõ ardõna
gelen ABD başkanlarõ, güçlü Ermeni
diyasporasõnõn baskõsõ altõnda kaldõlar.
Erdoğan’õn bu meselenin diplomatik çabalarõ
raydan çõkarmasõnõ önlemek adõna
Ermenistan’la özel bir tarih komisyonu
kurulmasõna razõ olmasõ için çok büyük bir
adõm atmasõ gerekti.
AB’nin hiçbir rolü yok
Türkiye’nin Brüksel’le üyelik müzakereleri,
karşõlõklõ suçlamalarla batağa saplandõğõ için
AB’nin bu konuda hiçbir rolü olmadõ.
Türkiye’nin Avrupa’nõn bu bölgesindeki
stratejik rolüne ve reformlarõna rağmen,
Fransa ve Almanya Türkiye’nin üyeliğine
hararetle karşõ çõktõlar. Neticede, Suat
Kınıklıoğlu “AB burada her geçen gün
popülaritesini daha fazla kaybediyor. Bu
da reformlar konusuna ciddiyetle
yaklaşan bir iktidar için oldukça rahatsız
edici” dedi. Böylece ABD ve AB kenara
itildi ve Erdoğan, Türkiye’nin ulusal
çõkarlarõnõ yansõtan ama riskler taşõyan bir
stratejiyi uygulamaya koydu. Yurtiçinde
Erdoğan Ermenistan’la yakõnlaşmaya karşõ
çõkanlarla başa çõkmak zorunda. Bölgede
Türkiye kendisine dil ve ekonomi
bakõmõndan yakõn ve gaz ve petrol zengini
bir ülke olan Azerbaycan’la ilişkilerini
bozabilir. Türkiye, 1992’deki Dağlõk
Karabağ savaşõ sõrasõnda Azerbaycan’õ
desteklemişti. 1994’teki ateşkes
antlaşmasõndan bu yana Türkiye,
Ermenistan’la sõnõrlarõnõ kapatarak,
ekonomik bakõmdan var olabilmesi için
Ermenistan’õ Rusya’ya mahkûm ederken
Ermeni kuvvetleri Azerbaycan’õn en az
sekizde birini işgal ettiler. Türkiye’nin dõş
politikasõndaki vites değişikliği karşõsõnda
Azerbaycan gerginleşiyor. Azerbaycan,
Dağlõk Karabağ sorunu çözülmeden Türkiye
Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinden
korkuyor. Azerbaycan’õn Avrupa’daki
Entegrasyonu Ulusal Komitesi Başkanõ Leila
Alieva “Eğer Azerbaycan Türkiye-
Ermenistan yakınlaşmasında ihanete
uğradığını hissederse, yüzünü Rusya’ya
dönebilir” dedi. Dağlõk Karabağ savaşõnda
Ermenistan’õ destekleyen ve şimdi de
Ermenistan’õn telekomünikasyon, enerji ve
demiryollarõ ağõnõ elinde tutan Rusya,
arabulucu rolü için harekete geçti bile.
Türkiye’nin desteği ile Azeri mültecilerin
dönmesini sağlayacak şekilde Ermenistan
kuvvetlerinin Azerbaycan’õn işgal altõndaki
topraklarõndan çekilmeleri için pazarlõklara
başladõ. Ödül büyük. Azerbaycan
Avrupa’nõn Nabuko gaz hattõna gaz tedarik
etmek için pazarlõklarõ sürdürüyor bile olsa,
topraklarõnõn büyük kõsmõnõ tekrar kontrol
altõna alabilecek ve Rusya da Azerbaycan’la
bir enerji antlaşmasõ yaparken daha güçlü bir
pozisyon elde edebilecektir. Rusya herhangi
bir barõş antlaşmasõnõn garantörlüğünü
üstlenmek için, Karabağ’a barõş gücü
ordularõnõ göndermek suretiyle bölgedeki
etkisini teminat altõna da alabilecektir.
Son olarak, Ermenistan ve Türkiye
ilişkilerinin normalleşmesi Gürcistan’õ da
zayõflatabilecektir. Richard Giragosian’a
göre, sõnõrlar açõldõğõ anda Ermenistan enerji
ve diğer mallar için yeni transit yol haline
gelebilir. Bu da Rusya’nõn amacõna uygun
bir şekilde Gürcistan’õ marjinalleştirebilir.
ABD ve Avrupa için bütün bu sürecin
sonucu oldukça belirsiz. Yolsuzluk,
uyuşturucu, insan ticareti ve sorunlu
hükümetler için verimli bir bölge gibi
görünen hassas yapõlõ Güney Kafkaslar çok
daha müreffeh ve huzurlu bir hale gelebilir.
Ama eğer Avrupa ve ABD, Türkiye’de
gerçekleşmekte olan bu büyük değişimi
kucaklayamazlarsa Türkiye ve Rusya,
bölgenin yeni süper güçleri olarak, tarihi etki
alanlarõna geri dönerlerken, onlar büyük bir
güç kaybõna uğrayabilirler.
İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp
(International Herald Tribune, 30 Nisan 2009)
E
rmenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi Türkiye’nin Azeri kuzenlerine yardõm
etmek için en iyi yol. Bu Ermenistan’õn kendini daha güvende hissetmesine ve
Dağlõk Karabağ konusunda uzlaşõya daha açõk olmasõna yol açabilir. Son 16 yõldõr
sõnõrõn kapalõ olmasõnõn tartõşmalõ bölgeye yönelik bir çözüm bulunmasõ konusunda hiçbir
faydasõ olmadõ... Türkiye ve Ermenistan normalleşmesi, Erivan ve Bakû sonuçta Ermeni
askerinin çekilmesine yol açacak Dağlõk Karabağ’a yönelik uluslararasõ barõş
görüşmelerinde anlaşmaya varmadan uzun vadede sürdürülebilir olamaz.
Ankara-Erivan arasõndaki sürecin başarõya ulaşmasõ ABD ve AB’nin bölgede
güç kaybetmesine yol açarken süreç, Türkiye ve Rusya nüfuzlarõnõ arttõrabilir
Gül ve Sarkisyan’ın maç diplomasisi. (AA)
ASLI KAYABAL
MİLANO - Kuzey İtalya’da Siloe adlõ
havuzun sahibi olan Bergamo
Piskoposluğu Müslüman kadõnlarõn
havuzu haftada bir gün, bir saat
kullanmalarõ yönünde yeni bir uygulama
başlattõ. Erkek müşterilerin kabul
edilmediği özel havuz uygulamasõ 17
yõldõr İtalya’da yaşayan ve kültürel uyum
rehberi olarak görev yapan İranlõ Maida
Ziarati’nin belediyeye önerdiği projenin
uygulanmasõyla hayata geçti.
Bergamo Piskoposluğu’nun bu kararõ
Kuran’a saygõ adõ altõnda aldõğõ açõklandõ.
İranlõ Maida Ziarati’nin “uyum projesi”
Müslüman kadõnlarõ çarşaf, başörtüsü ve
burkalarõnõ evde bõrakarak havuza
gelmeye ve mayo ile yüzmeye davet etti.
Bu daveti başlangõçta büyük bir
tedirginlikle karşõlayan kadõnlarõn şimdi
hiçbir günü kaçõrmadõklarõna dikkat
çekildi. Çoğunlukla Mõsõr, Tunus, Fas ve
İranlõ kadõnlardan
oluşan Müslüman
kadõnlarõn
başlangõçta sudan
çok ürktüğü,
mayo giymekten
ve bacaklarõnõ
göstermekten
çekindiği
belirtildi.
Müslüman
kadõnlarõn
üzerindeki
baskõdan
sõyrõlmalarõnõ
hedefleyen
projeye ilginin
artmasõ
durumunda
işletmeciler kadõnlar için kadõn yüzme
öğretmeni de sağlayacak. Ancak haberin
duyulmasõnõn ardõndan bazõ Arap
ülkelerinden yetkililer, gelenekleri gereği
kadõnlarõn havuza mayoyla
gidemeyeceğini, havuzda kamera
olabileceği nedeniyle bu uygulamadan
derhal vazgeçilmesi gerektiğini iletti.
Bergamo Belediyesi’nde Kuzey Birliği
partisinin danõşmanõ olarak görev yapan
Daniele Beliotti ise “Müslüman
ülkelerin geleneklerini etnik gettolar
yaratarak uygulamak yerine onların
bizim geleneklerimize uyum
göstermelerini sağlamalıyız”
yorumunda bulundu.
Dış Haberler Servisi - İngiltere İçişleri
Bakanlõğõ, ülke genelinde daha önce
gözaltõna alõnmasõna karşõn hakkõnda
resmi bir suçlama getirilmeyen ya da
mahkeme tarafõndan suçlu bulunmayan
yaklaşõk 800 bin kişinin DNA
örneklerinin polis kayõtlarõndan
silineceğini açõkladõ. İngiliz Guardian
gazetesinin haberine göre, ülkede
yaklaşõk 5.1 milyon kişinin DNA
örneğinin polis veritabanõnda yer
aldõğõna dikkat çeken insan haklarõ
örgütleri, Londra’nõn kararõnõ
memnunlukla karşõlarken, bu konuda
atõlmasõ gereken daha pek çok adõmõn
bulunduğu uyarõsõ yapõyorlar.
Polisin gözaltõna alõnan kişilerden aldõğõ
saç, kan örneklerini de içeren DNA
profilini bir veritabanõnda toplamasõ,
ülkede bu kişisel bilgilerin güvenilirliği
kuşkulu üçünçü taraflarõn eline
geçebileceği tartõşmalarõnõ
alevlendirmişti. DNA veritabanõ
oluşturulmasõna karşõ çõkan gruplar,
özellikle sağlõk sektöründe faaliyet
gösterenlerin ve ilaç şirketlerinin,
araştõrmalarõnda kullanmak üzere bu
örneklere ulaşmak isteyebileceğine
dikkat çekmişti. Bu örneklerin õrksal
özelliklerin belirlenmesinde, hatta
kişilerin genetik kodlarõna göre suç
işleme meyillerinin ortaya
çõkarõlmasõnda kullanõlabileceği öne
sürülmüştü.
Müslüman
kadõnlara
özel havuz
800 bin kişinin
DNA kaydõ
silinecek
İNGİLTERE’DE POLİS VERİLERİ
İTALYA’DA YENİ UYGULAMA
Bazı Arap ülkeleri yet-
kilileri, gelenekleri ge-
reği kadınların havuza
mayoyla gidemeyeceği
gerekçesiyle uygula-
maya tepki gösterdi.