28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sekreter Formülü ile Kriz Çözülemez 6 DTP milletvekili hakkında “terör örgütü lehine pro- paganda, suç ve suçluyu övme” suçlamasıyla açılan dava, haftalardır politikanın doruğunu kara kara dü- şündürüyor. Milletvekilleri, “dokunulmazlıkları olduğu”nu ileri sürerek yargıç önüne çıkmamak için direniyorlar. Baş- ta TBMM Başkanı Köksal Toptan olmak üzere, po- litikanın doruğundaki isimler, iki arada bir derede kal- manın sıkıntısı içinde kıvranıyor, ortaya çıkan krizi çöz- mek için çare arıyorlar. Yargı, parlamentonun kendisine verdiği yükümlü- lüğü yerine getirerek, söz konusu altı milletvekili hakkında dava açmış. Milletvekilleri, anayasada ken- dilerini koruyan dokunulmazlık kalkanını göstererek haklarındaki soruşturmanın dönem sonuna bırakılması; ya da Meclis’in dokunulmazlıklarını kaldırması ge- rektiğini söylüyorlar. O söylem zaman zaman bir mey- dan okuma gibi de algılanarak, DTP’li seçmen tara- fından alkışlanıyor. Yandaşlar arasında “bizimkilerle ba- şa çıkılamaz” söylemleri e-posta iletilerine dönüşerek dört bir yana gönderiliyor! Öylelikle yargı ile altı milletvekili karşı karşıya geti- rilmiş oluyor. Adına, “celp” dediğimiz yargının çağrısına bu altı mil- letvekilinin uymaması, elbette sade yurttaşlarla, üzer- lerinde dokunulmazlık zırhı taşıyan seçilmişler ara- sındaki duvarı da bir Berlin Duvarı haline getirdiği için toplumdaki kamplaşma ister istemez büyüyor. Dün bu “altılı”dan üçünün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadelerinin alınması gerekiyordu. Devreye Adalet Müsteşarını sokmak! Ulusal basınımız, Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın bulduğu bir ara formül ile krizi -şimdilik- durdurduğunu müjdeleyen haberlerinde, TBMM Genel Sekreteri’nin imzası ile gönderilen yanıt yazısında, “... adı geçen mil- letvekillerine yoğun programları ve seyahatleri nede- ni ile ulaşılamadığı için celp çağrılarının sekreterleri- ne teslim edildiğinin bildirildiği” duyuruluyordu. O arada Meclis Başkanı’nın, Adalet Bakanlı- ğı Müsteşarı ile bir araya gelerek bu çözüm üze- rinde görüştüklerine ilişkin haberler de gazetelerde yer almıştı. Bu ara haber, yasama organının ricası ile yürütme erkindeki ilgili yüksek bürokratın, yargıya bazı tel- kinlerde bulunduğu anlamını taşıyıp taşımadığını, dileyenler, istedikleri gibi tartışıp yorumlayabilir- ler. Ankara Mahkemesi’nin, kendisine gönderilen o “kriz topunu”, 29 Eylül’e kadar derin dondurucuya koy- maktan başka bir ara çözüm bulamadığı görülüyor. Eğri otursak da doğru konuşmamız Sayın Köksal Toptan’ın da onu dokunulmazlıkların kalkmaması doğrultusunda sürekli baskı altında tutan Başbakan’ın da içlerine sindirmesi gereken noktaya gelinmiştir. Bütün dokunulmazlıklar kalksın DTP’liler, kendilerinin de dokunulmazlıklarının kal- dırılması istemi ile TBMM’de Adalet Bakanlığı tarafından gönderilmiş olan yüzü aşkın talepten yararlandırılan öte- ki parlamenterlerle eşit işlem görmesi gerektiğini söylerken haksız değillerdir. Dolayısıyla bu yargıya meydan okuma eyleminin so- na ermesi isteniliyorsa Meclis ve hükümete düşen tek görev, TBMM’deki bütün dokunulmazlık dosyalarını arka arkaya görüşerek küçük kabahat suçları dışın- dakileri, özellikle yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak, yar- gı önünde hesap verebilecek bir seçeneği yürürlüğe koymaktır. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, uzun zaman- dan beri, sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkeme- si’ne de taşıyarak, dokunulmazlığı bir koruma kalka- nı olmaktan çıkarmak amacıyla uğraş veriyor. Karşısında ise hakkında onca dosya bulunan poli- tik güçler var. Başta Başbakan var. o dosyalar tozlu raflarda dururken Ahmet Türk ve arkadaşlarını, politik düşünceleri için, yargı önüne çı- karmaya kalkışmak, sonra da karşılaşılan sıkıntıyı ört- mek amacı ile yargıya sekreterleri çıkarmak... İyi ki Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri,TBMM’den ge- len o yazıyı Nasrettin Hoca’nın ünlü öyküsündeki “ev- den gelen sese mi, yoksa sekreterlere mi inanalım” di- ye geri çevirmediler. Ahmet Türk ve arkadaşlarının günlerden beri televizyon ekranlarında “gitmiyoruz” meydan oku- malarını duymazdan gelmeyi yeğlediler. Adı geçen “şüpheli”lerin TBMM tutanaklarına gö- re Meclis’in hangi birleşimlerinde bulunduklarını araş- tırma yoluna da gitmediler. Ama çözümü de yine yasama organına bıraktılar. Hem de gün belirleyerek. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Bursa’daki Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nde çõkan yangõn büyük paniğe yol açtõ Hastanede facia: 8 ölüLEVENT GENCELLİ BURSA - Bursa’daki Şevket Yõlmaz Dev- let Hastanesi’nde dün saat 02.11’de görün- tüleme bölümündeki elektrik kontağõndan çõ- kan yangõn 5 kat yukarõdaki yoğun bakõm ser- visinde yaşam destek ünitesine bağlõ 8 has- tanõn ölümüne yol açtõ. Ölümlerden 7’sinin hastanede, 1’inin ise sevk sõrasõnda yolda ger- çekleştiği belirtildi. Kentin merkez Yõldõrõm ilçesindeki 514 ya- taklõ Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nin A- 2 zemin katõnda bulunan Tomografi Servi- si’nde dün saat 02.11 sõralarõnda elektrik kon- tağõndan yangõn çõktõ. Alevler kõsa sürede bu katõ sardõ. Hastane personeli panik içinde has- talarõ dõşarõ çõkarmaya çalõştõ. Sağlõk mü- dürlüğü de kentte bulunan tüm ambulansla- rõ, hastalarõn diğer sağlõk kuruluşlarõna ulaş- tõrõlmasõ için Şevket Yõlmaz Hastanesi’ne sevk etti. Hastanenin 3. katõndaki 16 hasta- nõn bulunduğu yoğun bakõm servisinde ise tam bir facia yaşandõ. Yangõn nedeniyle Gülbey Şahin (80), Fatma Yalçındağ (74), İnciser Bulut (68), Hakkı Özdoğan (45), İsmail Uysal (46), Muhlis Karaağaç (79), İbrahim Turgut (54), Aliye Aktok yaşamõnõ yitir- di. Yangõnõn tamamen söndürülmesinin ardõndan dumandan etkilenen hastalar ye- niden servislere alõndõ. YANGIN MERDİVENİ KİLİTLİYDİ Yangõnõn çõktõğõ saatlerde ilk doğumu için bekleyen Nesrin Arslan, itfaiye ekip- lerince kurtarõldõktan sonra sevk edildiği Zü- beyde Hanõm Doğumevi’nde kõz bebek dün- yaya getirdi. Arslan’õn eşi Hüseyin Arslan olay anõnõ şöyle anlattõ: “Her yeri aniden du- manlar kapladı ve elektrikler kesildi. Ka- ranlıkta insanlar koşuşturmaya başladı. Pencereleri açmak istedik ama kolları olmadığı için başaramadık. Yangın mer- divenine açılan kapı kilitliydi. Elimize geçirdiğimiz sert cisimlerle bu kapıyı zor- layarak açtık. Ağlayanlar, bağıranlar vardı. Eşimi ve doğmamış bebeğimi kay- betmekten çok korktum.” Ölümlerin nedeni konusunda ise çeşitli id- dialar ortaya atõldõ. Yangõnõn kõsa süreli elektrik kesintisine yol açmasõ ve yaşam des- tek ünitelerinin devreye girmemesinden kay- naklandõğõ öne sürüldü. Kõsa sürede hasta- nenin bütününe yayõlan duman nedeniyle or- taya çõkan kargaşa sõrasõnda yoğun bakõm ser- visindeki hastalarõn özensiz olarak dõşarõya çõkarõlmak istendiği, bu arada yaşam destek ünitelerinin fişlerinin çekilmiş olabileceği de iddialar arasõnda yer aldõ. DUMANDAN ZEHİRLENDİLER Bursa Valisi Şahabettin Harput, ölüm- lerin nedenlerinin araştõrõldõğõnõ, Sağlõk Bakanlõğõ, Bursa Valiliği ve Bursa Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nõn ayrõ ekiplerle so- ruşturmayõ sürdürdüğünü söyledi. Bursa Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Recep Altepe, ölümlerin, yangõndan dolayõ değil, dumanõn havalandõrmadan diğer servislere sõzma- sõndan kaynaklandõğõnõ açõkladõ. Bursa İl Sağlõk Müdürü İsmail Hakkı Çe- lik, yangõn tüplerinin boş olduğu yönünde- ki iddialarõ yalanlarken hastane SSK’den dev- ralõndõktan sonra 2004 yõlõnda elektrik sis- teminin gözden geçirildiğini ve değiştirildi- ğini açõkladõ. İHBAR SİSTEMİ ÇALIŞMIYOR TMMOB üyeleri ise hastanede yaptõkla- rõ ön incelemede gördüklerine inanamadõ- lar. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Elek- trik Mühendisi Emir Birgün, şunlarõ söy- ledi: “Hastanenin tüm kabloları hasar görmüş.. İçeride kokudan çok zor kaldık. Hangi yetkili yüzlerce kişiye bu koşul- lardaki hastanede hizmet edilmesi ka- rarını vermiş? Bunu merak ediyorum. İncelememiz sırasında hastanenin yan- gın ihbar sisteminin 3 yıldır çalışmadığı bilgisine ulaştık. O sistem çalışsaydı, ilk dumanın ardından ihbar olacaktı. Bu, yangın kadar vahim.” Mevzuata göre kullanõlmamasõ gereken kablo kullanõmõ faciaya neden oldu MAHMUT LICALI ANKARA - Bursa’daki Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nde yoğun bakõm servi- sinde 8 hastanõn yaşamõnõ yitirmesiyle so- nuçlanan yangõn faciasõna, sağlõk hizmeti satõn alõnan taşeron firmanõn havalandõrma boşluğundan radyoloji servisine çektiği kalitesiz kablolarõn kullanõldõğõ elektrik tesisatõnõn neden olduğu belirtildi. Mevzuata göre hastanelerde yanmayan (halojensiz) kablolarõn kullanõlmasõ gerekiyor. Şevket Yõlmaz Hastanesi’nde çõkan yan- gõnõn ardõndan yoğun bakõm servisinde kontrol altõnda tutulan 16 hastadan 8’inin hayat destek ünitelerinin elektrik kesintisiyle devre dõşõ kalmasõ ve dumandan zehirle- nerek hayatlarõnõ kaybetmeleri elektrik te- sisatõnda ihmal iddialarõnõ gündeme getir- di. Bursa Tabip Odasõ Başkanõ Dr. Bülent Aslanhan, yangõnõn çõktõğõ radyoloji ser- visini taşeron bir firmanõn yönettiğini ve ya- tõrõmlarõn da firma tarafõndan yapõldõğõnõ kaydetti. Sağlõkta piyasalaştõrma ve taşe- ronlaştõrmanõn dramatik sonuçlar yarata- bileceğine ilişkin kaygõlarõnõ sürekli olarak dile getirdiklerini belirten Aslanhan, “Yan- gına neden olan kabloların yanmayan özel kablo olması, yansa bile duman çı- karmaması gerekirdi. Bir üst katta bu- lunan yoğun bakım servisinin de du- mandan etkilenmemesi lazımdı” diye konuştu. Sağlõğõ piyasalaştõrma ve kârõ arttõrma mantõğõyla taşeron firmanõn kali- tesiz kablo kullandõğõnõ ve yatõrõmlarõ da dü- şük teknolojiyle yapmayõ tercih ettiğine dik- kat çeken Aslanhan, facianõn yaşandõğõ has- tanede nisan ayõnda yapõlan başarõlõ tatbi- kata karşõn yangõn sõrasõnda aynõ başarõnõn gösterilemediğini belirtti. GÖSTERMELİK UYGULAMALAR Yaşanan faciada kötü bir yönetim örne- ği ve sağlõğõn piyasalaştõrõlmasõnõn sonucu olduğunu belirten Dr. Bülent Aslanhan, şun- larõ dile getirdi:“Kalite belgeleri ve top- lam kalite mantığıyla yalnızca göster- melik yapılan bu uygulamalar bir işe ya- ramıyor. Biz yıllardır hastanelerde ça- lışanların iş güvenliği kurullarının ku- rulmasını istiyoruz. Bu tür olağanüstü durumlar için bir öngörüde bulunmayı, risk değerlendirilmesi yapmayı ve bir plan dahilinde hareket edilmesi gerek- tiğini belirtiyoruz. Ama maalesef böyle bir çalışma yapılmıyor. ” Sağlõk ve Sosyal Hizmet emekçileri Sendikasõ (SES) Bursa Şubesi Başkanõ Dr. Candan Coşkun da, yangõnla birlikte sağ- lõkta taşeronlaşmanõn ve özelleştirmenin sorgulanmasõ gerektiğine vurgu yaptõ: “Hastanelerimiz çok yoğun marketlere dönüştürüldü. Sağlığın pazarlanan bir meta haline getirilmesi, insanların par- çabaşına sağlık hizmeti alır hale dönüş- türülüyor. Havalandırma boşluğundan elektrik kablosu çekmek ne demek? Akıllı hastanenin havalandırma boşlu- ğunda kablo geçmesi olur mu?” Ankara Elektrik-Elektronik Teknisyenleri ve Esnaf Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Yusuf Aslantürk, elektrik tesisatõnõn yet- kili ve teknik bilgiye sahip kişiler tarafõn- dan yapõlmasõ gerektiğini kaydetti. Vasõf- sõz kimselere yaptõrõlan tesisatõn tehlikeye neden olabileceğine işaret eden Aslantürk, “Havalandırma boşluğundan kablo çe- kilmez. Bu uygun değildir” dedi. TAŞERON KENDİNİ SAVUNDU Hastanede görüntüleme hizmeti veren BURTOM Şirketi Yönetim Kurulu Baş- kanõ Dr. Erol Kılıç, “Çalışma sistemimiz şöyle. Hastane bize bir yer temin ediyor. Elektrik, su gibi temel ihtiyaçları hastane karşılıyor. Bizim tüm sorumluluğumuz hizmet vermekle ilgili. Bizim cihazları- mızda sorun yok. Yangın hasta kabul ye- rinde çıkıyor. Burada bizim sadece bir bilgisayarımız var” dedi. Yangõn Yönetmeliği’ne uyulmuyor OKTAY EKİNCİ İtfaiyenin kõsa sürede söndür- mesine rağmen 8 kişinin yaşamõ- nõ yitirdiği Bursa Şevket Yıl- maz Devlet Hastanesi’ndeki yan- gõnda öncelikle sorgulanmasõ ge- reken; “kurallara aykırı” yapõ- laşma... Zemin kattaki radyoloji servisi kayõt bölümünde başlayan yangõ- nõn, hastane içinde yayõlan “du- man” nedeniyle faciaya dönüş- mesi, binanõn tasarõm ve inşaatõnda “yönetmeliklere uyulmama- sı”nõn sonucu. Yõllarõnõ yapõ ve imar yönet- meliklerinin çağdaşlaştõrõlmasõna adayan Mimarlar Odasõ uzmanla- rõndan Ratip Kansu, ülkemizin yangõn yönetmeliğinin “tüm ba- kanlar” tarafõndan imzalanan en- der imar düzenlemelerinden biri olduğunu vurguluyor. Uluslar- arasõ normlarla hazõrlanan yönet- meliğe göre öncelikle okul ve hastane yapõlarõnõn, kat büyük- lükleri ne olursa olsun en az “iki zon”lu tasarlanmasõ gerektiğini belirtiyor. Yönetmelikteki “zon” tanõmõ, hastanenin “bölüm”leri anlamõna geliyor. Birbirinden yangõna kar- şõ kesin önlemle ayrõlmõş adeta “ikiz mekân”larõn yapõmõnõ “ön- koşul” olarak getiriyor. “Zonlar arasında da yangına ve dumana dayanıklı kapılarla ayrılma imkânı olmalıdır; her zonun elektrik devreleri ayrı ayrı beslenmelidir. Her zonun havalandırma ve klima devreleri bağımsız çalışabilmelidir...” di- yen Kansu, ameliyathaneler gru- bu, yoğun bakõm, ilk doğum üni- teleri gibi kõsõmlarõn projede ve ya- põmda en az iki zon olarak dü- zenlenmelerinin “zorunlu” oldu- ğunu anõmsatõyor. Bu konudaki her türlü teknik ve idari koşullarõn 12 Haziran 2002 günü yayõmlanan “Türkiye Yan- gından Korunma Yönetmenli- ği”nde mevcut olduğunu belir- ten Kansu’ya göre, bunlara uyul- duğu takdirde yangõnda tahliye için yardõma muhtaç hastalar düşey tahliyeden önce yangõnõn yayõla- mayacağõ zona yatayda kolaylõk- la nakledebiliyorlar... Türkiye’de 30.50’den yüksek konut hastaneler ve 3000 m2’den büyük kamuya açõk yapõlarõn 12 Haziran 2002’den sonra Yangõn Yönetmenliği’ne uygun hale ge- tirilmesi ve yenilerinin de buna uy- gun yapõlmasõ gerekiyor. Ne var ki Bursa faciasõ, bu “yasal zorun- luluğun” da diğer imar kurallarõ gibi önemsenmediğini kanõtlõyor... 8 kişinin yaşamõna mal olan Bursa’daki hastane, 2002’de yürürlüğe giren Yangõn Yönetmeliği’ne aykõrõ BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’daki yangõn faciasõnõn ardõndan Sağlõk Bakanlõğõ’nõn sorumluluktan kurtulmaya yönelik ma- nevrasõ, Türk Mühendis ve Mimar Oda- larõ Birliği’ne (TMMOB) bağlõ meslek odalarõnõn tavrõ dolayõsõyla yarõda kaldõ. Yõldõrõm ilçesindeki Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nde yangõnõn ardõndan dün Bursa’ya gelen Sağlõk Bakanõ Re- cep Akdağ, yangõnõn çõkõş nedenine iliş- kin rapor açõklamak istedi. Bursa Valisi Şahabettin Harput’un girişimleriyle ön inceleme heyetine alõnan TMMOB’ye bağlõ meslek odalarõnõn temsilcileri, çok acele rapor hazõrlanamayacağõnõ bildirdi. Bunun üzerine Akdağ, Sağlõk Bakanlõ- ğõ’nõn bürokratlarõ tarafõndan kaleme alõ- nan raporu okumak zorunda kaldõ. Ra- porda itfaiyenin yangõna zamanõnda mü- dahale ettiği, yangõn söndürme çalõşma- larõyla ilgili gerekenlerin yapõldõğõ öne sürülerek “Hizmetlerin aksamaması için kamu ve özel tüm hastanelerle ge- rekli koordinasyon sağlanmış. Hasta- nenin afet ve felaket durumlarına kar- şı 2008’de yapılmış, 2009’da revize edilmiş Afet Tahliye Planı bulunmak- tadır. Yangın tüpleri periyodik kont- rol ve bakımları yapılmış olup olay es- nasında da kullanılmıştır” görüşüne yer verildi. Akdağ’õn hastanenin bahçe- sinde yapacağõ açõklama da sivil toplum örgütlerinin protestosu üzerine Bursa Valiliği’nde yapõldõ. Akdağ basõn top- lantõsõ yaparken, Halkevleri ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri hastane bahçesinde gösteri yaptõlar. “Bakan isti- fa”, “Taşeronlaşma ölüm getirir” slo- ganlarõ atan göstericiler, hükümetin sağ- lõk politikalarõnõ eleştirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ ve Bursa Milletveki- li Onur Öymen, 8 kişinin hayatõnõ kaybettiği Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nin acil tahli- ye planõnõn bulunmadõğõ, yangõn merdivenine açõlan kapõlarõn kilitli olduğu iddialarõnõ gün- deme getirdi. CHP’li Öymen, CHP Bursa Milletvekili Ab- dullah Özer ile Bursa Şevket Yõlmaz Hastane- si’ndeki yangõn faciasõyla ilgili TBMM’de ba- sõn toplantõsõ düzenledi. Konuyla ilgili TBMM Başkanlõğõ’na soru önergesi verdiklerini ifade eden Öymen, kendilerine ulaşan bazõ bilgilere göre, yangõnõn çõktõğõ bölgede, ilgili cihazlara bağlanan kablolarõn, standart olarak hastane- lerde kullanõlmasõ gereken kablolar olmadõğõnõ bildirdi. Öymen, daha ucuz ve tehlikeli kablo- larõn döşendiğine işaret ederek hastanenin açõ- lõşõnõn “akıllı bina”, “Türkiye’nin en mo- dern hastanelerinden biri” şeklinde yapõldõ- ğõnõ anõmsattõ. Yangõnõn çõktõğõ yerde yangõn dedektörü ve otomatik söndürme cihazlarõnõn olup olmadõğõnõ soran Öymen, ölümlerin bir bölümünün, elektrik kesintisinden kaynaklan- dõğõna yönelik iddialarõn bulunduğunu belirtti. CHP’Lİ ONUR ÖYMEN ‘Otomatiksöndürme sistemivarmıydı?’ ‘Sağlıkta piyasalaştırma ve taşeronlaştırmanın acı sonucu’ Akdağ’a protesto AÇIKLAMAYI VALİLİKTE YAPABİLDİ Bursa’daki Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde çıkan yangında hastane personeli panik içinde hastaları dışarı çıkarmaya çalıştı. (Fotoğraflar:AA) Bursa’ya giden Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, yangõnõn çõkõş nedenine ilişkin rapor açõklamak istedi. Ön inceleme heyetinde yer alan TMMOB, raporun aceleye getirilmesine karşõ çõkõnca Akdağ, Sağlõk Bakanlõğõ bürokratlarõnõn hazõrladõğõ raporu açõkladõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear