Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Cinayeti Görün Artık!
Dünkü Milliyet’te Ahmet İnsel ile yapılmış bir
söyleşi vardı. Bunu söz konusu etmemin amacı İn-
sel ile polemiğe girmek değil, bir zihniyet çarpıklığı-
nı gözler önüne sermek. Zaten o da kimi uygulama-
lara eleştirel yaklaşıyor.
Ancak böylesine eleştirel yaklaşanlar da bile kimi
büyük yanlışlar var.
Örneğin, Devrim Sevimay Ergenekon davası do-
layısıyla neyin birinci sırada olduğunu soruyor. İnsel’in
cevabı ise şu:
- İlla bir hiyerarşi yapmak gerekirse, Ergenekon ile
mücadele birinci sırada. Çünkü orada çok daha va-
him bir şey var. Cana kasıt var, suikast var, darbe var...
Hemen belirtelim, amacın önemi, hatta kutsallığı de-
mokrasilerde, hukukun gereklerinin görmezden ge-
linmesini haklı kılmaz.
- Benim amacım çok kutsal, ben darbecilerle uğ-
raşıyorum. Onun için hukukun gereklerini yerine ge-
tirmeyebilirim, diyemez hiç kimse.
Demek ki:
1- Konusu ne olursa olsun, bir davada hiyerarşi var-
sa birinci sırada hukuka uygunluk yer alır.
2- Darbeye karşı demokrasiyi savunuyorum der-
ken hukuku bir kenara koyarsanız, bu da hukuka kar-
şı darbe demektir ki, demokrasi açısından silahlı dar-
be ile aynı sonucu doğurur.
3 - Ergenekon davasında ilk sorulacak soru, “Bu
işin içinde gerçekten darbe girişimi var mı, yok mu”
sorusu değil, davanın usul yasalarına ve hukuka uy-
gun yürütülüp yürütülmediğidir. Ardında darbe olsa
bile bu hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz ve meş-
ru göstermez.
Yine İnsel, konuşmasının bir yerinde şunları söy-
lüyor:
- Ya bunlar saygın insanlar. Biraz hata yapmışlar-
dır, ama o kadar üzerine gidecek ne var idari mas-
lahatçılığı içinde olan bir çevre var...
İnsel’in bu konuda hukuksuzluğu savunanların
düştüğü yanlışa düşmesine üzülmemek elde değil.
Bizler muteber insanların suç işlemeleri halinde gör-
mezden gelinmesini savunmuyoruz. “Bunlar muteber
insanlardır” görüşü onların kovuşturulmalarına değil,
tutuklanmalarına karşı söylenmiştir. Bunu aşağıda aça-
cağım.
Ayrıca İnsel, Ergenekon davasının sanıkları içinde,
cinayet ve cana kasıt suçlarını işleyenlerin bulundu-
ğunu söylüyor.
Ben de diyorum ki, sanıklar arasında böyle kişile-
rin bulunması, soruşturma sırasında cinayet ve ca-
na kasıt suçlarının işlenmesini haklı göstermez ve bu
davanın sanıklarından Kuddusi Okkır, ölümcül has-
ta haliyle top gibi oradan oraya atılarak bir cinayete
kurban gitmiştir.
Benzeri tehdit, şu anda Prof. Dr. Erol Manisalı ve
Mustafa Yurtkuran için de geçerlidir. Bu iki mute-
ber kişi de haklarındaki suçlamalardan kaçma, de-
lilleri karartma, sanık ve tanıklar üzerinde baskı oluş-
turma şüphesi olmadığı için tutuklanmadan da yar-
gılanabilirlerdi.
Dikkat buyurunuz, “Bunlar muteber kişi neden yar-
gılanıyorlar” demiyoruz, “CMY’nin 100. maddesinde
ileri sürülen koşullar gerçekleşmediği halde neden tu-
tuklanıyorlar” diyoruz.
Manisalı’nın koroner bozukluğu, ritm bozukluğu ol-
duğu, iki defa kalp krizi, kısmi felç ve konuşma bo-
zukluğu geçirdiği biliniyor. Son olarak da, Manisalı’nın
beyinde tümör teşhisi ile Haseki Hastanesi’ne sevk
edildiği haberi geldi.
Manisalı’nın çok ciddi sağlık sorunları var. Ne kaç-
ma kuşkusu ve ne de bu halde delilleri karartma ola-
sılığı mevcut.
Aynı şekilde, geçmişte iki dönem Uludağ Üniver-
sitesi rektörlüğü yapmış olan Prof. Dr. Mustafa Yurt-
kuran’ın da “koroner damar hastalığı, anjina pekto-
ris, paroksismal atriyal fibrasyon, hiperlimidemi. Hi-
pertansiyon ve diyabet mellitis”ten mustarip olduğu
belirtiliyor. Ayrıca, son olarak, Prof. Yurtkuran’ın sol
testisinde habis tümör teşhisi konmuş.
Bütün bunlardan mustarip iki bilim adamını, daha
neyle suçlandıkları bile belli olmadan, tutuklu olarak
hapishanede tutmak cinayet değil mi?
Türkiye’nin kendilerini aydın demokrat sayan in-
sanları, bu cinayeti nasıl görmezden gelebilirler?
Bir cana kasıt olayı var. Bunu görün artık ki cina-
yeti görmezden gelmekle suçlanmayın ileride...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Yeni partisini kurar kurmaz AKP’ye yüklendi, hükümeti ülke ekonomisini batõrmakla suçladõ
Şener’den sert başlangõçANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Eski Devlet Bakanõ Abdüllatif Şe-
ner, bir süredir Yeni Oluşum Hareketi
adõ altõnda sürdürdüğü siyasi çalõş-
malarõnõ Türkiye Partisi (TP) adõyla
partileştirdi. Partinin amblemi Türki-
ye haritasõ üzerinde tokalaşan iki el
olarak belirlendi. Bir süre önce
AKP’den ayrõlan Yozgat Milletveki-
li Yaşar Öztürk de kurucu üye ola-
rak partiye katõldõ. Şener, AKP hü-
kümetini sert ifadelerle eleştirirken
ekonominin küresel merkezlerin ihti-
yaçlarõna göre yapõlandõrõldõğõnõ söy-
ledi. Şener, “Bunlar Titanik batar-
ken üst katta koltukların yerini de-
ğiştirmektir” dedi.
Şener’in de kurucularõ arasõnda yer
aldõğõ partinin kuruluş dilekçesi dün İç-
işleri Bakanlõğõ’na verildi. Partinin ku-
rucu üyelerinden avukat Mehmet
Erşahin, eski Vali Abdülkadir Sarı,
Yasemin Öney Cankurtaran ve Si-
nan Kolcu, İçişleri Bakanlõğõ’na gi-
derek kuruluş dilekçesini teslim etti.
33 kişiden oluşan Kurucular Kuru-
lu’nda 9 kadõn ve bir süre önce
AKP’den ayrõlan Yozgat Milletveki-
li Öztürk ve Demokrat Parti’de siya-
set yapan bazõ isimler de yer aldõ.
AKP’den farklõ olarak türbanlõ kuru-
cu üyenin yer almadõğõ parti Meclis’te
bir milletvekiliyle temsil edilecek.
Şener, partinin kuruluşunun ardõn-
dan bir basõn toplantõsõ düzenledi.
Toplantõya eski AKP’li milletvekilleri
Mustafa Nuri Akbulut, Halil Öz-
yolcu, Mahfuz Güler, Ahmet Işık’õn
da katõlmasõ dikkat çekti.
TP ile siyaseti yeniden şekillendi-
receklerini belirten Şener, gençlerin
ve kadõnlarõn önünü açacaklarõnõ,
ekonomide ve dõş politikada Türki-
ye’yi bağõmlõlõktan kurtaracaklarõnõ
söyledi. AKP hükümetine de eleşti-
riler yönelten Şener, AKP’nin Türk
ekonomisini ülkenin ve milletin ih-
tiyaçlarõna göre değil, küresel mer-
kezlerin ihtiyaçlarõna göre yapõlan-
dõrdõğõnõ belirterek dõş politika ve iç
siyasette de buna benzer bir politika
yürütüldüğünü söyledi.
Küresel krizin iyi yönetilemediğini,
bu konuda ciddi önlemler alõnmadõğõnõ
vurgulayan Şener, alõnan önlemlerin
sadece ithalatla çalõşanlarõ rahatlattõ-
ğõnõ söyledi. “Krize önlemler alıyo-
ruz” diyerek kamuoyunun aldatõldõ-
ğõnõ belirten Şener, “Bunlar sadece
Titanik batarken üst katta mobil-
yaların yerini değiştirmektir” dedi.
Şener, ekonomide tüm sektörlerin
tasfiye sürecine girdiğini, ekonominin
sahipsiz kaldõğõnõ vurguladõ.
Şener, TP’nin demokratik mer-
kez partisi olduğunu, ayrõştõrma ve
kutuplaştõrma politikalarõna karşõ-
lõk “ötekileştirmeme, 70 milyon
olarak biz olma” politikasõ yürüte-
ceklerini söyledi.
Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtla-
yan Şener, Meclis’te grup kurup kur-
mayacaklarõna yönelik soru üzerine,
Meclis’te 1 milletvekillerinin bulun-
duğunu, hedeflerinin iktidar ve Mec-
lis çoğunluğuna ulaşmak olduğunu be-
lirterek “Siyasi süreci hep birlikte iz-
leyeceğiz” dedi. Şener, eleştirdiği
AKP hükümeti döneminde bakanlõk
yaptõğõnõn anõmsatõlmasõ üzerine, hü-
kümetin ekonomide bakanlõk yaptõğõ
dönemin kredisini kullandõğõnõ belirtti.
Şener, Demokrat Parti’de de bir ha-
reketlilik yaşandõğõ, seçimlerde iş-
birliği gibi bir düşüncesinin olup ol-
madõğõnõn sorulmasõ üzerine, çizgile-
rinde herhangi bir kõrõlma olmadan
güçlenerek yollarõna devam edecek-
lerini söylemekle yetindi.
MHP’Lİ VURAL
Erdoğan’a
bölücülük
suçlaması
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vu-
ral, Meclis’te düzenledi-
ği basõn toplantõsõnda, Su-
riye sõnõrõndaki mayõnlõ
arazinin temizlenmesi ve
arazilerin işletmesinin
“yap-işlet” modeliyle ya-
bancõlara satõşõ yolunu
açan tasarõyõ eleştirdi.
Mayõnlõ arazilerin te-
mizlenmesine değil, ya-
bancõlara satõlmasõna kar-
şõ olduklarõnõ belirten Vu-
ral, bu arazilerin gereksi-
nim sahibi yurttaşlar ile
Türk işletmecilere veril-
mesi gerektiğini söyledi.
Ancak Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn bu öneriyi
getirenleri “faşizanlıkla”
suçladõğõnõ kaydeden Vu-
ral, “Başbakan’ın Türk
milletini bu konuda dış-
laması, ayrılıkçı, bölücü
yaklaşımın tezahürü-
dür” diye konuştu.
CHP’li Canan Arıt-
man da Erdoğan tarafõn-
dan yanõtlanmasõ istemiy-
le verdiği soru önergesin-
de, “62 milyon dolara
mal olan üçüncü uçağı-
nızı almaktan vazgeçe-
rek, bu kaynakla sınır-
daki mayınların, sınır
topraklarımızı yabancı
şirketlere vermeden te-
mizlenmesini sağlama-
yı düşünür müsünüz”
sorusunu yöneltti.
250 MİLYON DOLARLIK KAYIP
Mayınlarla
birlikte petrol
geliridegidecek
AKP’nin mayõn temizliği karşõlõğõnda 44
yõllõğõna yabancõlara devretmeye hazõrlan-
dõğõ arazilerdeki petrol rezervlerine dikkat
çeken MHP’li Günal, tasarõnõn yasalaşma-
sõyla Türkiye’nin yõllõk 250 milyon dolar
gelirden mahrum kalabileceğini söyledi.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - MHP’li
Plan ve Bütçe Komisyo-
nu Üyesi Mehmet Günal,
Türkiye Petrolleri Ano-
nim Ortaklõğõ (TPAO)
yetkililerinden aldõğõ bil-
giye göre, tartõşmalõ ma-
yõn tasarõsõnõn yasalaş-
masõ durumunda Türki-
ye’nin yõllõk 250 milyon
dolar civarõnda bir petrol
gelirinden mahrum kala-
bileceğini söyledi. Günal,
“Bu rakam daha da ar-
tabilir” dedi.
Meclis’te büyük olasõ-
lõkta bu hafta içinde ya-
salaşacak olan “Suriye
sınır şeridinin mayın-
lardan temizlenmesi
karşılığında, temizliği
yapacak firmaya orga-
nik tarım yapmak üzere
44 yıllığına verilmesi-
ne” ilişkin tasarõnõn bir sa-
kõncasõnõn da, Türkiye’nin
kaybedeceği petrol gelir-
leri olduğu ortaya çõktõ.
MHP’li Plan ve Bütçe
Komisyonu Üyesi Günal,
tartõşmalõ mayõn tasarõsõ-
na ilişkin Türkiye Petrol
Anonim Ortaklõğõ
(TPAO) yetkililerinden
Alt Komisyon’da bilgi al-
dõklarõnõ belirterek şunla-
rõ söyledi: “Bize verilen
bilgilere göre, sınırda
TPAO’nun açtığı kuyu-
ların 10’undan günde 2
bin varil petrol üretili-
yormuş. Aynı bölgenin
Suriye tarafında ise 560
civarındaki kuyudan
günde 450 bin ile 500 bin
varil petrol çıkarıltılı-
yormuş. TPAO yetkili-
leri yeni açılacak 12 ku-
yudan yaklaşık 2 bin
500 varil petrol çıkarı-
labileceğini tahmin et-
tiklerini söylediler.”
Tahkime gidilebilir
Türkiye’nin buradan,
55 dolarlõk petrol varil fi-
yatõ hesabõyla yõlda 250
milyon dolar civarõnda
gelir elde ettiğini ve bu ge-
lirin daha da artacağõnõ
ifade eden Günal,
“TPAO yetkilileri bu-
radaki petrol hakları-
nın yasa gereği elimizde
olduğunu söylüyorlar.
Ancak sınırın uluslar-
arası bir firmaya veril-
mesi durumunda bir an-
laşmazlık olursa, geçer-
li olacak Türk yasaları
değil, ulusalararası tah-
kim olacaktır” dedi. Gü-
nal “Firmalar bu tahki-
me gidecek olursa Tür-
kiye buradan gelecek
petrol gelirini kaybede-
bilecektir” diye konuştu.
Günal, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn “Suriye
sınırının mayınlardan
temizlenmesi karşılı-
ğında 44 yıllığına İsrailli
firmalara verileceği”
eleştirilerini “Paranın di-
ni milleti olmaz. Bu fa-
şizan bir yaklaşımdır”
diyerek “yalanlamama-
sının” da, burayõ ver-
mekte kararlõ olduğunu
gösterdiğini söyledi. Gü-
nal, “Biz mayınların te-
mizlenmesine değil sı-
nırın 44 yıllığına ya-
bancılara teslim edil-
mesine karşıyız. Mayın
temizleme işini istedi-
ğinize verin. Yeter ki
organik tarım işinden
ayırın” dedi.
Gemiciler ailelerine kavuştu
Hindistan açıklarında mahsur kalan yük
gemisindeki Türk ve Azeri mürettebat,
Türkiye’ye döndü. Atatürk Havalimanı’na
Air India Havayolları’na ait uçakla gelen
16 Türk ve 8 Azeri mürettebat, burada ai-
leleri ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin
Soysal tarafından karşılandı. Havalimanın-
da gazetecilere bir açıklama yapan Soysal,
mahsur kalan mürettebatın ailelerinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sesini
duyurduğunu anlatarak yetkililerin yaşa-
nanlara kulaklarını tıkadığını öne sürdü.
Soysal, “155 gündür bir dram yaşanıyordu.
Kayıt dışı çalıştırılan ve orada açlığa, su-
suzluğa mahkûm edilen gençlerimiz ailele-
rine kavuştular” dedi. Mahsur kalan Pana-
ma bayraklı “Mira” isimli geminin kaptanı
Hasan Sandıkçı ise gemide 3 ay kaldıkları-
nı anlatarak okyanusta yaşanan hava şart-
ları nedeniyle geminin daha fazla dayan-
masının mümkün olmadığını dile getirdi.
Sandıkçı, geminin su aldığını ve yakıtları
olmadığından gemideki suyu tahliye ede-
mediklerini ifade ederek Dışişleri Bakanlı-
ğı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Hindistan’da-
ki büyükelçilik yetkililerinin kendileriyle
yakından ilgilendiğini söyledi. Atatürk Ha-
valimanı’ndan ayrılan Türk mürettebat,
çalıştıkları şirket aleyhine dava açmak için
hukuki süreci başlatması amacıyla, kendi-
lerini karşılamaya gelen bir avukata veka-
letname vermek üzere notere gitti. Noterde
verilen vekaletin ardından şirket alyehine
dava ıçılacağı belirtildi. (Fotoğraf:AA)
Kurduğu Türkiye
Partisi’nin merkezde
yer aldõğõnõ söyleyen
Şener, AKP’yi
Titanik’e benzeterek
“Titanik batarken
bunlar üst katta
mobilyalarõnõ
değiştiriyor” dedi.
ÇİÇEK: ÇALIŞMALAR HIZLANDIRILACAK
Yargõ Reformu
Stratejisi hazirana
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, Adalet Ba-
kanlõğõ’nõn yürüttüğü Yargõ
Reformu Stratejisi’nin çalõş-
malarõnõn hõzlandõrõlmasõ ve
haziran ayõ sonuna yetişme-
sini istediklerini söyledi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu
toplantõsõnõn ardõndan yaptõ-
ğõ açõklamada, TBMM’nin
aksine karar alõnmamasõ ha-
linde 1 Temmuz itibarõyla
tatile gireceğini anõmsatarak,
haziran sonuna kadar önce-
likli bazõ yasa tasarõlarõnõn ka-
nunlaşmasõnõ istediklerini
söyledi. Çiçek, “Adalet Ba-
kanlığı tarafından yürü-
tülmekte olan ‘Yargõ Re-
formu Stratejisi’nin çalış-
malarının hızlandırılması
ve mümkünse haziran so-
nuna yetişmesini arzu edi-
yoruz. Bu çalışma yapılır-
ken yargı makamlarıyla da
gerekli istişareler ve de-
ğerlendirmeler yapıldıktan
sonra buna son şekli veril-
miş olacaktır. Yolsuzlukla
Mücadele Stratejisi Tasla-
ğı’nın Başbakanlık Teftiş
Kurulu tarafından bir an
evvel nihai hale getirilmesi
ve onun hızlandırılması söz
konusu olacaktır” dedi.
Gazetecilerin sorularõnõ da
yanõtlayan Çiçek, “Yargı
Reformu Strateji Belgesi
taslağıyla ilgili yargı ku-
rumlarının başkanlarından
eleştiriler gelmişti. Nasıl
uzlaşmaya varılacak” so-
rusuna şu yanõtõ verdi: “Bel-
ge hazırlanırken, ilgili ku-
rumların itirazları olabi-
lir. Onun için Adalet Ba-
kanlığımız yargı kurumla-
rımızla da değerlendirerek
nihai görüşünü bu noktada
almış olacaktır. Onun için
haziran sonuna kadar ye-
tiştirilirse bu Türkiye’nin
AB müzakereleri açısından
da olumlu bir belge niteli-
ğini taşıyacaktır.”
MURAT ÖZÇELİK BAĞDAT’A ATANIYOR
Özel temsilci
büyükelçi olacak
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Ahmet Da-
vutoğlu’nun Dõşişleri Baka-
nõ olmasõndan sonra hazõrla-
nan “Büyükelçiler Karar-
namesi” ile Derya Kan-
bay’dan boşalan Bağdat Bü-
yükelçiliği’ne atanan Irak
Özel Temsilcisi Murat Öz-
çelik’in yeri boş kalacak. Bu
kararnameyle, Irak Özel
Temsilciği’ne atama yapõl-
masõ öngörülmüyor.
Hükümetten veya Çankaya
Köşkü’nden aksi yönde bir
telkin gelmemesi durumunda,
Özçelik’in Bağdat’taki
görevine başlamasõndan son-
ra Irak Özel Temsilciliği de
fiilen ortadan kalkmõş olacak.
Özel temsilciliğin görev ala-
nõna giren faaliyetleri yine
Özçelik bu kez “Bağdat Bü-
yükelçisi” sõfatõyla yürütecek.
Özçelik, Atina’ya atanan
Büyükelçi Oğuz Çelikkol’un
yerine geçen yõl mart ayõnda
“elçi” sõfatõyla Türkiye’nin
Irak Özel Temsilcisi olmuş-
tu. Özçelik, bu görevi üst-
lenmesinin hemen ardõndan,
hükümetin Kürt gruplarla
doğrudan üst düzey temas
kurma politikasõnõ uygula-
maya sokmuş, önce bölgesel
Kürt yönetiminin Başbakanõ
Neçirvan Barzani daha son-
ra da bölgesel Kürt yönetimi
lideri Mesud Barzani ile
görüşmeler yapmõştõ. Özçe-
lik’in görev yaptõğõ dönemde,
Kürt gruplarõnõn da katõlõ-
mõyla Türkiye, Irak ve ABD
arasõnda üçlü mekanizma ya-
şama geçirilmişti.
New York’taki BM Daimi
Temsilciliği ile NATO ve
Avrupa Konseyi nezdindeki
daimi temsilcilikleri de kap-
sayan ikinci bir karaname
hazõrlõğõnõn da başlatõldõğõ
öğrenildi. BM’ye Dõşişleri
Bakanlõğõ Müsteşarõ Ertuğ-
rul Apakan’õn atanmasõ ön-
görülüyor.