28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 26 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dilinin Cezası... AKP’nin grup toplantısının basına kapalı parti merkezinde yapılacağı haberini duyduğum andan başlayarak ilgili haberci arkadaşlarımı uyarmaya, ku- laklarımı açmaya çalıştım. Tahmin ettiğim gibi kapalı toplantının içeriğinin anlamının haber kokusu, gün- ler sonra yavaş yavaş, şok haber değeri kazana- madan, tabii ki kitlelerin algılamasından, etkilenme- sinden uzak çıktı... Başbakan AKP içinde, Suriye sınır hattı boyunca mayınların temizlenmesine ilişkin kararlarına partili- lerden gelen tepkilere, ayak sürümelerine kızgın, mil- letvekillerini kendi dili ile uyarmış, parti disiplini adı- na tehdit etmiş, talimat niteliğinde direktiflerini ilet- mişti. AKP’yi izleyen gazetecilerin ortak kanısı, yine de milletvekillerini ikna edebildiği yolunda değil. An- cak Başbakan Erdoğan’ın parti içindeki tek güç bas- tırması ile Meclis’ten istediği yasayı çıkarabilecek oyu bulacağı kanısı ağırlıkta. Başbakan her zamanki gibi tartışma gündemini değiştirmeye yetecek yeni bir incisini patlatmıştı. Med- ya tarihi özeleştiri vurgulaması ile, farklı etnik kimliklerin kovulmasına ilişkin “faşizan” suçlaması ile ne yapmak istediği, hangi tarihi gerçekleri kastettiği üzerinden konuyu tartışıp duruyor. Bu sözlerin Suriye sınırı hat- tı üzerindeki mayınlı arazilerin temizlenmesi, daha doğrusu İsrail şirketine verilmesi kararı ile ilgili hü- kümetin çıkmazından kurtulma için en ucuzundan si- yasi bir taktik olduğu biline biline... Başbakan’ın ne kadarı Kasımpaşalı raconu, ne ka- darı önlenemez öfkesi, tutamadığı dili, ne kadarı us- ta siyaset taktiği olduğu hiçbir zaman tam ölçüle- meyen ataklarından, sanal gündem yaratan söy- lemlerinden biri olduğu kanısı yüzde yüz olsa bile, söy- lenen sözlerin sivriliği, etkisi tartışma dışında kalma olanağını vermiyor... AKP’ye, Başbakan’a çok yakın medya yorumcu- ları bile, bu kez sivri çıkışa, gündem değiştirme ma- nevrasına konu olan gerçek nedenin, AKP içinde ma- yınlı arazilerin temizlenmesi kararı ile ortaya çıkmış dalgalanmanın hafife alınamayacağının altını çiz- mekteler. Erdoğan’ın kendisine seçimde birkaç pu- an kazandırdığı söylenen “One Minute” şovundan sonra İsrail’e ödemekte olduğu bu diyetin sonuçla- rı öyle kolay saklanacak gibi değil. Veriler, mayın te- mizleme maliyeti sonrası 40 küsur yıl kullanma hak- kı verilen, organik tarıma elverişli çok verimli top- rakların iki-üç yıllık ekimi sonucu elde edilecek ka- zançla maliyetin karşılanabileceğini gösteriyor. Temizleme maliyeti için özkaynaklarla bütçeden esirgenen para, AKP’nin lüks, gösteriş tutkunu ma- kam uçaklarının devlet bütçesine maliyetlerini de kat- lamıyor. TSK stratejik olarak bu temizlik işleminin NA- TO uzmanlık kurumu eliyle yapılmasını açık açık öner- miş bulunuyor. En çarpıcısı da Ortadoğu’da siyasi dengeler bu kadar duyarlı iken, sıcak savaş, gerilimler ortada dururken, İsrail’in bizim topraklarımız üzerinden Suriye’ye komşu olmasının politik sonuçları... Seçimler sonrası uğranılan iktidar gücü, prestij, ka- muoyu desteği kaybının ardından siyaseten ABD, AB siyasi iktidarlarına çok daha gebe AKP iktidarının ka- palı kapılar arkasında vermek zorunda kaldığı ödün- lerin boyutları bilinmiyor... ABD yeni iktidarının yeni siyasi arayışları, bölgedeki çıkmazında, sıkışıklığın- da, Türkiye’den ABD’nin rahatlaması adına iste- nenlerin çok fazla sıcak, yaşamsal konusu var; ger- çi uzaktan ABD’nin sorunlarını azaltmaya yönelik ola- rak tarafları uzlaşmaya zorlaması kulağa çok hoş ge- liyor. Ancak AKP Hükümeti’nin iktidar olarak dik du- ramayışının, Türkiye’yi hep ödün veren taraf yapmak gibi çok ağır bir bedeli, riski de ortada... Ermenistan yakınlaşmasındaki tek taraflı Cum- hurbaşkanı-Başbakan ittifakında gündeme gelen atakların bedeli şimdiden biraz ağır oldu; Azerbay- can’ın ilişkilerimiz için onur kırıcı tehditlerinin ardın- dan bu kez tersine çıkışlarla, ödünler, güvenceler sı- ralandı... Gerçi kimileri Başbakan Erdoğan’ın Azer- baycan Meclisi’nde milletvekillerine Karabağ soru- nu çözülmeden Ermenistan sınırının açılmaycağı sö- zünü vermiş olmasının da fazlaca bir anlamı olma- dığını, gerekirse yine usta zikzaklarından birini ya- pabileceğini de anımsatıyorlar.. Bu arada sıcak gündemdeki mayınlı arazilerin te- mizlenmesi, kullanıma açılması kararında, AKP içi- ni de çok sallayacak, iç politikamız üzerinden duyarlı gelişmeler de var; arazilerin mayınlanması sürecin- de toprakları ellerinden alınan eski sahipleri köylüler ortaya çıktılar. Mayınlarda sakat kalmış insanların gö- rüntüleri, köylülerin sesleri öyle kolay susturulacak gibi de gözükmüyor. Tam da aynı süreçte, Cumhurbaşkanı-Başba- kan ikilisi Kürt sorunu üzerinden ABD’nin çok bas- tırdığı besbelli çözümler için “Sorunun çözümünün tam zamanıdır” çıkışları, DTP’lilerin yargılanma sü- reci, yeni çıkışları, Büyük Kürdistan Projesi kap- samına giren bölgeler, taraflar çıkışları ile çok fe- na çakıştı, karıştı... İçinden çıkılacak gibi değil... Üs- tüne Kıbrıs gelişmeleri zamanlama olarak tuz bi- ber olacağa benziyor... soner@cumhuriyet.com.tr Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, “büyük finansal kriz ola- rak başlayan olay, çok derin bir ekonomik krize dönüştü ve şimdi büyük işsizlik krizine doğru gidiyor. Eğer önlem almazsak çok önemli siyasi etkileri olan, ciddi bir insa- ni ve sosyal kriz haline gelme ola- sılığı bulunuyor” diyerek dünyadaki ekonomik krizin ne denli ciddi bir durumda olduğunu ortaya koymuş durumda. Yani başkana göre fi- nansal iyileşmelere aldanmamalı- yız, borsaların yükselişe geçtiğine bakmamalıyız, üretim kapasitesi kullanımı artmadığı sürece işsizlik büyük bir insani ve sosyal krize ne- den olacak... Finansal sistemin rehabilitesi ya- nında üretime önem vermek ge- rektiğini belirten başkan, geleceğin büyük belirsizlikle dolu olduğunu vurgulayarak 1930 krizine benzer bir kriz beklemediğini ama belli de ol- mayacağını söyleyerek dünyanın ekonomisinin gerçekten arapsaçı- na döndüğünü tespit etmiş du- rumda. Diğer yandan hep kredi notu dü- şen gelişmekte olan ülkeler yanın- da kredi derecelendirme kuruluşu Standart&Poors İngiltere’nin AAA olan kredi görünümünü negatife çe- virdi. ABD kredi notunun da 3, 4 yıl- da düşebileceği uzmanlarca belir- tiliyor. Bu durum İngiliz tahvillerinin ve ABD Doları’nın değer kaybet- mesine ve altına yönelişe yol açtı. ABD 10 yıllık tahvillerinin faizi bu en- dişe ile yüzde 3.5 oldu. Euro/dolar paritesi 1.4’e geldi. ABD’nin 2009 yılı bütçe açığı 2008 yılı bütçe açığının 2 katı, 1.2 trilyon dolar. Bu rakam 1982’de ABD borcundan bile yüksek. Ulu- sal borç İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en yüksek seviyesinde. Ama ABD ve dünya “şükür ulusal borç GSMH’nin yüzde 75’inin altında. Ya yüzde 100’ü geçse” diye teselli buluyor. Goldman Sachs’a göre ABD mali yıl bitimi olan 30 Eylül 2009’da 3.25 trilyon dolar borçla- nacak. Kanada’da sanayi genel ekono- minin yüzde 14’ü büyüklüğüne düştü ve “güçlü sanayi sektörü” ta- rihe karışmış durumda. ABD’de ev ve dayanıklı tüketim mallarında satışın giderek artması olumlu sinyal olarak görülüyor. Mart ayında yıllık ev satışları 4 mil- yon 930 bindi. Nisan ayında bu ra- kamın 5 milyon 20 bine yükselme- si bekleniyor. Ev fiyatlarındaki dü- şüş de yavaşlamış durumda. Buna krizin güç yitirdiğinin, 16 aylık re- sesyon döneminin sona erdiğinin göstergesi olarak bakılıyor. Buna karşılık ABD’de iflasın ertelenmesini isteyen Chrysler otomotiv devi ma- yıs ayında 22 fabrikasında üretime ara verdi. General Motors üretim- de kesintilere gidiyor. ABD hükü- meti otomobil kredi şirketine (GMAC) 7.5 milyar dolarlık ek kre- di sağlayacak. ABD Fed tahminleri iyimser de- ğil. ABD GSYİH ilk çeyrekte 14.1 trilyon dolar olacak. 2008 son çey- reğinde bu rakam 14.2 trilyon do- lardı. 2009 küçülme oranı tahmini yüzde 1.3-2. İşsizlik oranı yüzde 9.6. Bu tahminlerin yanında bir de eski Fed Başkanı Alan Greenspan ABD’de piyasaların toparlandığını ancak bankaların sermaye yeter- sizliği ile karşı karşıya kaldığını be- lirterek piyasalara, tekrar kötüle- şebileceği uyarısında bulundu. Küresel krize odaklanma başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde süregelen siyasi krizleri unutturmuş durumda. Siyasi çözümsüzlükler ve çatışmalar dün- ya ekonomisini de olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Bütün bunlar, şu anda günlük, haf- talık, aylık verilere göre yorum ya- parak krizin neresinde olunduğu ve nereye gideceğinin tahmin edildiği- ni gösteriyor. Bizde ise borsalar bi- raz yükselse, dolar düşük seviyede gitse hemen “işte kriz bitiyor” diyo- ruz. Oysa dünya ekonomisi arap- saçına dönmüş durumda. Gele- cekle ilgili iyimser tahminler de var, kötümser tahminler de. Dünya böy- le iken ülkemizde sanki hiçbir şey yokmuş gibi rahat davranıyoruz. Oysa ayaklarımızı yere çok sağlam basmamız ve ekonomiyi yöneten- lerin daha gerçekçi olması gerekiyor. Dünya Ekonomisinde İşler Arapsaçı M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Kredi kuruluşlarõna göre, Türkiye’nin IMF ile anlaşmasõ ya da anlaşmamasõ notunu etkilemeyecek Ekonomi Servisi - Reyting kuru- luşlarõ, Türkiye’nin IMF ile bir an- laşma yapma ihtimalinin gittikçe za- yõfladõğõnõ ancak herhangi bir anlaş- ma yapõlmamasõ halinde de kredi no- tunun değiştirilmeyeceğini ifade edi- yor. Reyting kuruluşlarõ, Türkiye’yi yakõndan izlerken şu ana kadar kre- di notunu olumlu ya da olumsuz et- kileyebilecek bir gelişmenin olmadõğõ görüşünde birleşiyor. Kuruluşlar, Türkiye’nin, IMF ile bir anlaşma yapmamasõ halinde yeni bir programõn gerekli olduğunu ve böy- le bir programõn da orta vadeli he- defler içerecek nitelikte olmasõ ge- rektiğine dikkati çekiyorlar. Reyting kuruluşlarõ, IMF ile hemen bir anlaşma yapõlmamasõ halinde, 20 ile 30 milyar dolar arasõnda olduğu hesaplanan bir dõş finansman gerek- sinimini karşõlayacak programõn ge- cikmeden hemen uygulamaya ko- nulmasõ gerektiğini vurguluyor. Değerlendirme kuruluşlarõ, IMF ile anlaşma olmamasõ halinde yeri- ne konacak bir programõn, yaban- cõ sermaye çõkõşõnõ da frenleyebi- leceğini, kredi notunun değişme- mesinin de bu durumu destekleye- ceğini kaydediyorlar. İngiltere’den daha iyi Öte yandan, uluslararasõ yatõrõm bankalarõna göre, Türkiye’deki bankacõlõk sektörünün dayanõklõlõ- ğõ, reyting açõsõndan, Türkiye’yi İn- giltere’den daha az kõrõlgan hale ge- tiriyor. Yatõrõm bankalarõna göre ABD, İngiltere, Japonya ve diğer ülkeler, bankalarõna yönelik önlem alõr- ken Türkiye’deki bankalar böyle bir desteğe ihtiyaç duymadõlar. Uluslararasõ yatõrõm bankalarõ, reyting kuruluşlarõ, eskiden ilk ön- ce Türkiye’nin kredi notunu dü- şürerek işe başlarken şimdi ise Türkiye’nin bankacõlõk sektörü- nün kõrõlgan olmamasõ nedeniyle İngiltere gibi diğer büyük ülkele- rin ekonomik görünümlerini in- dirdiğini vurguluyorlar. Uluslararasõ kredi derecelendir- me kuruluşu S&P, geçen hafta içinde İngiltere’nin ekonomik gö- rünümünü, “durağan”dan “nega- tif”e çevirmişti. S&P, görünümün negatife indi- rilmesine neden olarak, bankacõlõk sektöründeki sorunlar ile kamu borç yükünün, milli gelirin yüzde 100’üne yaklaşabileceği kaygõsõnõn etkili olduğunu bildirmişti. Moody’s ve S&P’nin, benzer gerekçelerle, Japonya ve diğer ül- kelerin de kredi notlarõnõ indirebi- leceği belirtiliyor. Moody’s: Kredi notu düşmez Moody’s Türkiye analisti Kristin Lindow, Türkiye’nin, IMF ile anlaş- mamasõnõn kredi notunu etkilemeye- ceğini ancak, piyasalardaki belirsizli- ği ortadan kaldõrõcõ bir önlemin hemen alõnmasõ gerektiğini söyledi. Reyting kuruluşlarõ, Türkiye’de eko- nomik canlanmada ana belirleyicinin halen iç talep olduğunu belirtirken iç talep artõşõnõn da özel sektör değil, ağõr- lõklõ olarak kamu maliye politikasõndaki gevşetici önlemler ile sağlanabileceğini ve Fon destekli olmayan bir program- da ağõrlõğõn, iç borçlanmaya verilebi- leceğini vurguluyorlar. Bu arada, Türkiye’nin, kendi başõna yaptõğõ bir programda, dõş finansman açõğõnõ finanse eden ve içerde de bor- cun milli gelire oranõnõ kademeli ola- rak düşürüp sürdürülebilir bir yapõya kavuşturabilecek bir program olmasõ gerektiği ifade ediliyor. 1500 ÇALIŞANI VAR JAPON MERKEZ BANKASI Toparlanma hafif hafif KANAZAWA (Reuters) - Japon- ya Merkez Bankasõ (BOJ) Başkanõ Masaaki Shirakawa, dünya ekono- misinin büyüme yõllarõnda oluşan aşõrõlõklardan kurtulmasõ gerekeceği için, küresel bir toparlanmanõn fazla güçlü olmayacağõnõ söyledi. İşadamlarõyla yaptõğõ bir toplantõ- da konuşan Shirakawa, “Bu krizden önce yıllarca yaşanan yüksek eko- nomik büyümeyi hesaba aldığı- mızda, aşırılıkların düzene kavuş- turulmasının oldukça uzun bir sü- re alacağı olasılığını göz ardı ede- meyiz” dedi. BOJ Başkanõ, ABD’deki konut piyasalarõ gibi bazõ “aşırılıklar”da ilerleme sağlanmasõ- na rağmen, bunlarõ devreden çõkar- manõn ve finansal sistemi onarmanõn zor olduğunu söyledi. Krizde bile satõşlarda sorun yaşamadõlar ama vergiyi de ödemediler Lüks konutta büyük vergi kaçağı ANKARA (AA) - Hesap Uzmanlarõ Kurulu’nun önceki yõl gayrimenkul sektöründe başlattõğõ vergi denetimleri geçen yõl da devam etti. Ankara, İs- tanbul ve İzmir’de grup başkanlõkla- rõ, diğer illerde ise turneye çõkan ekip- lerce gerçekleştirilen incelemelerde devlete 8 milyar liralõk beyanatta bu- lunulmasõna karşõn 2.7 milyar lira vergi kaçõrõldõğõ ortaya çõktõ. Kayõtlarda satõş adedi fazla olan in- şaat firmalarõ ve müteahhitler ile bun- lardan gayrimenkul alanlar belirlendi. Hesap uzmanlarõ, 2008’de bu çer- çevede 141 inşaat şirketi ve müteah- hit nezdinde incelemede bulundu. 908 rapor düzenlendi. Bu raporlarda 141 mükellefin dev- lete 8 milyar 348 milyon 731 milyon 965 lira gelir beyan ettiği, buna karşõlõk 2 milyar 710 milyon 522 bin 494 lirayõ devletten kaçõrdõğõ görüldü. Ankara’da incelenen 26 mükellefin beyan ettiği gelir 1 milyar 331 milyon 743 bin 193 lira, kaçõrdõklarõ gelir 200 milyon 58 bin 898 lira, İstanbul’da in- celenen 15 mükellefin beyan ettiği ge- lir 3 milyar 969 milyon 635 bin 713 li- ra, kaçõrdõklarõ gelir de 832 milyon 848 bin 27 lira olarak saptandõ. İzmir’de beyan edilen gelir 317 milyon 51 bin lira, kaçõrõlan tutar 75 milyon 529 bin lira olarak tespit edil- di. Söz konusu incelemelerde An- kara’da yüzde 15, İstanbul’da yüz- de 21, İzmir’de yüzde 23.8, genelde ise yüzde 32.5’lik bir kaçak oranõna ulaşõldõ. İflas bile belirsizlikten iyi Otomotiv sektörünün gözü kulağı iflastan korunma başvurusuna hazırlanan General Motors’a çevrildi. ABD hükümeti şirkete bir kaynak daha sağlarken bazı analistler iflas başvurusunun kötü olmayacağını belirtiyor. CNBC’ye konuşan J.D. Power yatırım danışmanlığı şirketi otomotiv sektörü analisti Jeff Schuster, GM’nin iflası durumunda piyasaların uzun süredir devam eden belirsizlik ortamından da kurtulacağını söylüyor. “Belirsizlik yatırımcının en büyük düşmanı” diyen Schuster, GM’nin iflasının dahi belirsizlikten daha iyi bir seçenek olduğuna dikkat çekiyor. Birçok analist, GM’nin iflas koruma yasasına başvurması halinde dahi, satışlarının ciddi oranda düşmeyeceğini de öngörüyor. Bu arada ABD hükümeti, 1 Haziran’da iflastan korunma başvurusuna hazırlanan şirketi ayakta tutmaya çalışıyor. Obama hükümeti bu doğrultuda şirkete 4 milyar dolarlık kaynak daha sağladı. Diğer yandan Fortune, Detroit’in 3 büyük otomotiv şirketine not verdi. İflas koruma başvurusunda bulunan Chrysler en düşük notu aldı. Alman çiftçiler Berlin meydanında Ekonomi Servis - Küresel krizin en çok sarstõğõ kesimlerden biri olan çiftçiler Avrupa’da sokaklara dökül- dü. Almanya’nõn Berlin kentindeki Bradenburg Kapõsõ’ndan traktörleriy- le birlikte geçen çiftçiler, hükümeti krizde yeterli önlem almadõğõ gerek- çesiyle protesto ettiler. Traktörlerinde Almanya Maliye Bakanõ Peer Stein- brueck’in posterlerini taşõyan göste- riciler, “Avrupa’nın tarımsal alan- daki en pahalı dizel motoru için te- şekkürler” pankartlarõ taşõdõlar. Belçika’nõn başkenti Brüksel’de bir araya gelen 1000’den fazla tarõm ça- lõşanõ da süt fiyatlarõndaki düşüş ne- deniyle protesto eylemi düzenledi. Avrupa Birliği’nin genel merkezi önünde bir araya gelen göstericilere, polis sert bir şekilde müdahale etti. Dünyanõn en değerli şirketi artõk bir Çinli Ekonomi Servisi - Çin’in kamuya ait petrol şir- keti PetroChina, piyasa değeri açõsõndan ABD’li Exxon Mobil’i geçerek dünyanõn en değerli şirketi haline geldi. Cuma günü itibarõyla PetroChina’nõn piyasa değeri 336 milyar 400 milyon dolara yükse- lirken, Exxon Mobil’in piyasa değeri 335 mil- yar 900 milyon dolarda kaldõ. PetroChina hissesi, Çin’in canlandõrma paketi sayesinde yakõt tüketiminin artmasõyla bu yõl yüzde 30 değer kazandõ. Exxon geçen yõlõ 45.2 milyar dolarlõk rekor kârla kapatõrken, Pet- roChina’nõn kârõ 16.7 milyar dolar oldu. Kuruluşlar, IMF olmasa da ülkenin 20-30 milyar dolarlõk bir orta vadeli programa her hal ve şartta gereksinim duyduğunu ve hükümetin bunu bir an önce duyurmasõ gerektiğine dikkat çektiler. IMF’ninkarneyeetkisiyok İnşaat şirketleri 2.7 milyar lirayõ devletten kaçõrdõ. Gayrimenkul piyasasõndaki kaçak oranõ yüzde 32.5’i buldu. Ekonomi Servisi - Avrupa Mer- kez Bankasõ çalõşanlarõnõn sendika- sõ, 3 Haziran’da “uyarı grevi” ya- põlmasõ için çağrõda bulundu. Banka tarihinde böyle bir şey ilk kez olu- yor. Sendikayla banka yönetimi arasõnda çalõşanlarõn statüsünün re- forma tabi tutulmasõ ve özellikle emeklilik sistemi konularõnda an- laşmazlõk bulunuyor. Bankada çalõ- şan 1500 daimi çalõşanõn yüzde 40 kadarõnõ temsil eden sendika, uyarõ grevinin 90 dakika süreceğini bil- dirdi. Sendika, emeklilerle de toplu- sözleşme yapõlmasõnõ istiyor. Konunun mahkemeye yansõmasõ bekleniyor. Banka yönetimi ise, grev çağrõsõnõ ‘üzüntüyle’ karşõla- dõğõnõ açõkladõ ve emeklilik refor- munun şart olduğunu bildirdi. 500 banka çalõşanõ, haziran ayõn- da yürürlüğe girecek olan emeklilik reformunu protesto etmek için 2 Ni- san’da Frankfurt’ta bankanõn bulun- duğu gökdelenin önünde gösteri yapmõştõ. Avrupa Merkez Bankasõ’nda uyarõ grevi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear