Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
20 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
19 Mayıs Sabahı...
O fotoğrafa baktım uzun uzun...
Sevgiyle donatılmış bir yaşamı... Zorluklara göğüs
gerişini düşündüm.
Bir yandan hastalığıyla savaşım verirken, okula gön-
derilmeyen kız çocuklarına sahip çıkışını...
Sevgiyi, aşkı, tutkuyu..
Dışarıda poyraz vardı.
İki gündür yağan yağmur dinmişti.
Köpürüp akan bir ırmağı düşündüm...
Gizemli hüzünleri, ölüme meydan okumaları.
Yaşamı, coşkuyu, kalleşliği.
İhaneti, satılmışlığı.
Timsah gözyaşları döken zibidileri...
Yürekleri çölleşmiş, vicdanları körleşmiş, insan sev-
gisi yok olmuş din bezirgânlarını.
Yaşamını çocuklara adamış, onlar için hastalığını
unutmuş kadını.
Ölüme meydan okuyan, başı dik, onurlu bilim in-
sanı Türkan Saylan’ı...
Mavisi çalınmış bir gökyüzü altında yürürken,
İdil’e, Şırnak’a doğru gittim.
Acılar hüzünler topladım...
Umudun alaca öfkesinde barışın, kardeşliğin ne
denli önemli olduğunu düşündüm.
Ankara Tandoğan Alanı’nda on binlerin haykı-
rışını, demokrasiye ve özgürlüklere nasıl sahip
çıktıklarını.
Ve dün sabah, Türkan Saylan’ı uğurlamaya hazır-
lanırken, Atatürkçü, yurtsever, demokrasi sevdalısı
gençlerin Anıtkabir’e bir coşkulu ırmak gibi akışını.
Çocuklarımızı düşündüm bayraklaşan...
Sabahın içinde toprağın sesiydi dalga dalga ya-
yılan.
İnsanın eylemiydi insanı insan yapan.
Bir gümüş dumanıydı çiçeklerin üstünü örten...
Ben bunları düşündüm dün sabah saatlerce...
Mustafa Yurtkuran’ı, Erol Manisalı’yı, Ferit Ber-
nay’ı, Mehmet Haberal’ı düşündüm...
Dört Kemalist, yurtsever bilim insanını.
Yurtkuran ve Bernay’ın rektörlük dönemlerini.
YÖK Yasa Tasarısı’nı, sıkmabaş tartışmalarını... Van
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın tu-
tukluluk günlerini, yapılan saldırıları.
Hrant Dink cinayetini, Malatya Zirve Yayınevi kat-
liamını, Danıştay’a yapılan kanlı baskını.
Cumhuriyet’e atılan bombaları...
Ucu açık bir süreçte tutuklu olan bilim insanları, ga-
zeteciler.
Mustafa Balbay’ı düşündüm, Tuncay Özkan’ı,
Gürbüz Çapan’ı...
Türkan Saylan’ı düşündüm...
Kuşatılmışlığı!
Mardin katliamını, faili meçhul cinayetleri...
Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i...
Lice’nin kırsalında yaşayan yoksul insanlarımızı,
PKK terörünü, devlet, ağa, şeyh baskısını.
Güneydoğu’yu kuşatan feodal yapıyı.
15 yaşında evlendirilen kız çocuklarını...
Çocukluklarını yaşamadan anne olanları.
Yaşamı düşündüm, yaşamı.
Umudu ve umutsuzluğu.
Demokrasi ve özgürlüklerin laiklik temelinde yük-
seleceğini.
Din bezirgânlarını düşündüm, laik demokratik
cumhuriyetin altını oyanların bugün nasıl demokrat
kesildiklerini.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını.
Kurtuluş Savaşı’nı...
İzmir’de ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’i.
Cumhuriyet kadınlarını, özgürlüğü, eşitliği.
Acının kanadında, Fırat’ın ve Dicle’nin sularında,
Kızılırmak, Meriç, Sakarya’nın can ırmağında umu-
du aramayı.
Irmakların ve denizlerin kumunda, asırlık ağaçla-
rın gövdelerinde, çocukların gözlerinde seni düşün-
düm yaşam!
Sen zaman zaman kaçıp gitsen de peşindeydim.
Peşindeyim demokrasi ve özgürlük.
Peşindeyim kimi zaman durgun kimi zaman hırçın
sular.
Dışarıda poyraz var...
Güvenli bir umut, güzel bir Türkiye.
O fotoğraf duruyor karşımda...
Türkan Hoca ve kızları.
Kızların gözlerinde bir ışık... O ışık Türkiye’yi ay-
dınlatıyor.
Can Yücel’in dizeleri geliyor aklıma...
Mırıldanmaya başlıyorum:
“Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi
Gözlerinde çırılçıplak çocuklar
Rüzgâr esiyor rüzgâr, meltemdir
Güzel dünya üzerinde matemdir”
Eskitilmiş yıllar, acılar, hüzünler...
Bazen bir zalim yalnızlık... Bazen çoğalmışlık.
Bulutlara çevrilmiş gözlerimizde ne var bizim?
Anlatmak isteyip anlatamadıklarımız...
Umudumuz, tutkumuz, sevgimiz!
Kendi sessizliğimiz sanki sesimiz...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Bahçeli AKP’yi
uyardı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli, dün
yaptõğõ yazõlõ açõklamada,
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün yanõ sõra, AKP’nin
başlattõğõ “Kürt açõlõmõ”
ve buna dönük anayasa
değişikliği girişimlerine
sert tepki gösterdi. AKP
hükümetini, “Devletin
bağõmsõzlõğõna, ülkesi ve
milletiyle bölünmez
bütünlüğüne aykõrõ
fiillerin odağõ
olmamalarõ” konusunda
uyaran Bahçeli son
dönemde, merkezinde
terör örgütünün
siyasallaştõrõlmasõnõn
bulunduğu bir senaryonun
Türkiye’ye
dayatõlmasõnda ileri bir
aşamaya gelindiğini
belirtti.
Karasu’da
gömülü 22 varil
SAKARYA (AA) -
Sakarya’nõn Karasu
ilçesinde, Darõçayõrõ
Belediyesi ekipleri, ihbar
üzerine Körkazanõ Bayõrõ
mevkisindeki boş bir
arazide kazõ çalõşmasõ
başlattõ. Önceki gece
saatlerinde başlayan kazõ
çalõşmasõnda 21’i metal
ve 1’i plastik olmak üzere
toplam 22 varil çõkarõldõ.
Kazõ alanõnda inceleme
yapan Adapazarõ İl Çevre
ve Orman Müdürlüğü
yetkilileri ile Sivil
Savunma Müdürlüğü
ekipleri, varillerde mikro
gram düzeyinde ve tehlike
arz etmeyen boyutlarda
radyasyona rastlandõğõnõ
bildirdi. Karasu
Cumhuriyet Savcõlõğõ da
olayla ilgili soruşturma
başlattõ.
Çelik’in atamaları
yargıdan dönüyor
İstanbul Haber
Servisi - Eski Milli
Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik’in görevi
bõrakmadan iki hafta önce
imzaladõğõ 700’ü aşkõn
atama birer birer yargõdan
dönmeye başladõ. Çelik’in
takdirine dayalõ olarak
yaptõğõ atamalardan biri
Mersin 2’nci İdare
Mahkemesi tarafõndan
bozuldu.
Yunan mahkemesi
reddetti
Dış Haberler Servisi-
Batõ Trakya’da kapatõlan
İskeçe Türk Birliği’nin
(İTB) Avrupa İnsan
Haklarõ Mahkemesi’nin
(AİHM) kararõ uyarõnca
yasal haklarõnõn iadesi
için Yunan yargõsõna
yaptõğõ iki başvurudan
birincisinin reddedildiği
bildirildi. İskeçe
mahkemesinin ret kararõnõ
hayal kõrõklõğõyla
karşõladõğõnõ belirten
İTB’nin avukatõ Orhan
Hacõibram, “Karar
elimize ulaştõğõnda kesin
bir şey söyleyebiliriz.
Ancak mücadelemiz
devam ediyor” dedi.
Yabancı dil yasağı
SOFYA (AA) –
Bulgaristan’da lise
düzeyine kadar okullarda
öğretmenler okul içinde
ve dõşõnda öğrenciler ile
sadece Bulgarca
konuşabilecek. Eğitim ve
Kültür Bakanõ Daniel
Võlçev tarafõndan
hazõrlanan yeni
yönetmelikle
öğretmenlere öğrencileri
ile sadece Bulgarca
iletişim kurma
mecburiyeti getirildi.
Yönetmeliğe göre
öğretmenler
meslektaşlarõyla da sadece
Bulgarca konuşabilecek.
Danõştay, Adalet Bakanlõğõ’nõn telefon dinleme düzenlemesi yapamayacağõna karar verdi
Yargõdan‘dinleme’dersiANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danõştay İdari Da-
va Daireleri Kurulu, telefon
dinleme yönetmeliğinin bazõ
hükümlerinin yürütmesinin
durdurulmasõ isteminin kõs-
men kabulüne ilişkin karara
Adalet Bakanlõğõ’nõn yaptõğõ
itirazõ reddederken, hukuk der-
si de verdi. Danõştay kararõn-
da, Adalet Bakanlõğõ’nõn tele-
fon dinleme konusunda yö-
netmelikle düzenleme yapma
yetkisi bulunmadõğõna dikkat
çekildi. Adalet Bakanlõğõ ise
yönetmeliğin yasaya dayanõ-
larak çõkarõldõğõnõ bildirdi.
İstanbul Barosu, 14 Ocak
2007’de Resmi Gazete’de ya-
yõmlanan Adalet Bakanlõğõ yö-
netmeliğinin, bazõ hükümleri-
nin iptali ve yürütmesinin dur-
durulmasõ istemiyle Danõş-
tay’da dava açmõştõ. 10. Daire,
yönetmeliğin bazõ hükümleri-
nin yürütmesinin durdurulma-
sõ istemini reddetmiş, bazõ hü-
kümlerinin ise yürütmesini
durdurmuştu. Adalet Bakanlõ-
ğõ, kararõn kabule ilişkin kõs-
mõna itiraz ederek, kaldõrõl-
masõnõ istemişti. Danõştay İda-
ri Dava Daireleri Kurulu, ba-
kanlõğõn itirazõnõ yerinde gör-
medi ve reddetti. Kurulun ge-
rekçesinde, şu belirlemeler ya-
põldõ:
“Yargının bağımsızlığı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin
toplumun huzuru, ulusal da-
yanışma ve adalet anlayışı
içinde, insan haklarına say-
gılı, Atatürk ulusçuluğuna
bağlı, başlangıçta belirtilen
temel ilkelere dayanan, de-
mokratik, laik ve sosyal bir
hukuk devleti olmasının do-
ğal ve zorunlu sonucu, kişi-
lerin ve toplumun refah, hu-
zur ve mutluluğunun, kişi
temel hak ve özgürlüklerinin
en önemli güvencesini oluş-
turan hukuk güvenliğini sağ-
lamanın tek aracıdır. Ana-
yasa, yürütme erki ile yargı
arasında, yargının işlevsel
etkinliğini arttırmak, faali-
yetlerini hızlandırmak ve ko-
laylaştırmak için kimi orga-
nik bağlar kurmakla birlik-
te, fonksiyonel bir etkide bu-
lunulmasına, yani yargı yet-
kisinin kullanılmasına ve yü-
rütülmesine karışmaya ke-
sinlikle izin vermemiştir.
Mahkemelerce yapılan faa-
liyetlerin neler olduğunun
belirlenmesinin yürütme er-
kine bırakılmaması, hatta
yürütmenin etki ve gözeti-
minin dahi bulunmaması hu-
kukun genel ilkelerinin ve üs-
tün kamu yararının mutlak
gereğidir.”
Yargõlama usulü içinde dü-
zenlenen bir konunun idari
alan sayõlabilmesi için bu ko-
nularõn neler olduğunun ve sõ-
nõrlarõnõn yasa koyucu tara-
fõndan açõkça gösterilmesinin
zorunlu olduğuna işaret edilen
gerekçede, “Yasa koyucunun
düzenleme yapma yetkisi
vermediği hususların da ida-
rece düzenlenebileceğinin
kabulü, yargı yetkisinin ida-
re tarafından kullanılması
anlamına gelir ki, bu duru-
mun diğer bir ifadesi fonk-
siyon gaspıdır” belirlemesi
yapõldõ.
Gerekçede, yasa koyucu-
nun, birçok temel hak ve hür-
riyetle ilgisi olan iletişimin
denetimi kapsamõndaki faali-
yetlerin özellikle yönetmelik-
le düzenlenmesini öngörmediği
ve bu konularõ yasada ayrõntõ-
lõ olarak düzenlemeyi tercih et-
tiğinin görüldüğü vurgulandõ.
“Mahkemeler tarafından
uygulanacak olan yargıla-
ma usulüne ilişkin kanunla-
rın, idarenin görev alanı ile
ilgili olduğundan söz etmeye
olanak bulunmamaktadır”
denilen gerekçede, “Ceza Mu-
hakemesi Yasası’nda dü-
zenlenen telekomünikasyon
yoluyla yapılan iletişimin de-
netlenmesi ve gizli soruştur-
macı ve teknik araçlarla iz-
leme konularında Adalet Ba-
kanlığı’nın düzenleme yetkisi
bulunmadığından, yürüt-
menin durdurulması istemi-
nin bu gerekçeyle kabulü
gerekirken dairece işin esa-
sının incelenmesi suretiyle
verilen yürütmenin durdu-
rulması kararında sonucu
itibarıyla hukuka aykırılık
bulunmamaktadır” denildi.
Danõştay 10. Dairesi, söz ko-
nusu yönetmeliğin iptal iste-
mini daha sonra karara bağla-
yacak.
68 hâkim dinlendi...
Adalet Bakanlõğõ’ndan ya-
põlan yazõlõ açõklamada, yö-
netmeliğin yürütmesinin dur-
durulmasõna karar verilen mad-
delerinin Adalet Bakanlõğõ’na
dinleme yetkisi vermediği be-
lirtilerek yönetmeliğin yasaya
dayanarak çõkarõldõğõ kayde-
dildi. Açõklamada, “Burada
yeni hükümler getirilmemiş,
ilgili yasa maddelerinin tek-
rarları ile bunların nasıl uy-
gulanacağı gösterilmiştir.
Danıştay’da görülmekte olan
davanın esası hakkında bir
karar da verilmemiş olup,
dava devam etmektedir” de-
nildi. Açõklamada, Adalet mü-
fettişlerince son 5 yõl içerisin-
de 69 hâkim ve savcõ hakkõn-
da mahkemelerden dinleme
kararõ alõndõğõ bildirilirken,
bugün itibarõyla müfettişlerin
aldõklarõ karara dayanarak din-
lenen yargõç bulunmadõğõ be-
lirtildi.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanõ (TBB) Özdemir Özok,
Danõştay’õn kararõyla Adalet
Bakanlõğõ’nõn Türkiye’de her-
kesin üzerine korku saldõğõ din-
leme işlemini iptal ettiğini söy-
ledi. Özok, şunlarõ kaydetti:
“Türkiye’de Genelkurmay
Başkanı’ndan Anayasa Mah-
kemesi Başkanı’na, yargıç-
lardan sıradan vatandaşlara
kadar herkes dinlenme kor-
kusuna girdi. Bunun adına
hukuk devleti denemez. Da-
nıştay Türkiye’nin hukuk
devleti rayından çıkmasına
neden olacak bir uygulama-
ya engel oldu. Ben kimse
hiçbir koşulda dinlenmesin
diye söylemiyorum. Ama bu-
nun kuralları, yasalardaki
yeri belli. Bunu genelleştir-
seniz, insanların özel yaşa-
mına, özel yaşamının gizlili-
ğine müdahale edersiniz. Bir
yerden dönecektir. Dönecek
yer de bağımsız yargıdır.
Ben bu kararı çok anlamlı
buluyorum. İyi ki Türki-
ye’de Danıştay var, iyi ki
Türkiye’de hukuka bağlı
yargıçlar var.”
Adalet Bakanlõğõ’nõn telefon dinlemelere ilişkin yaptõğõ yönetmeliğin,
idarenin yargõ erkinin görev alanõna girmesine neden olduğu belirtilen İdari
Davalar Genel Kurulu kararõnda, “Mahkemeler tarafõndan uygulanacak olan
yargõlama usulüne ilişkin kanunlarõn, idarenin görev alanõ ile ilgili olduğundan
söz etmeye olanak bulunmamaktadõr” denildi. TBB Başkanõ Özok, bu kararla
Adalet Bakanlõğõ’nõn Türkiye’de herkesin üzerine korku saldõğõ dinleme
işleminin iptal edildiğini söyledi.
Kayõplar
anõldõ
Yakınlarını Kaybeden Ailelerle
Yardımlaşma Derneği, 17-31
Mayıs Kayıplar Haftası
kapsamında yakınlarını
kaybeden tüm alileler için anma
töreni düzenledi. Gazi Cemevi
önünde başlayarak Gazi
Mezarlığı’na kadar yapılan
yürüyüşte, yakınlarını kaybeden
ailelerle birlikte İHD, SDP, ESP
gibi sivil toplum örgütüyle siyasi
partilerden temsilciler katıldı.
İki yüzü aşkın kişinin katılımıyla
gerçekleşen yürüyüşün ardından
Gazi Mezarlığı önünde toplanan
grup, gözaltında kayıplara karşı
mücadelenin simgesi haline
gelen Hasan Ocak ile Rıdvan
Karakoç’un mezarları başında
anma töreni gerçekleştirdi.
(Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
AKP’de ‘ifade’ kaygısı
DTP’nin TBMM’de yaşanan ifade krizini bir koz olarak kullanmaya çalõştõğõnõ
düşünen iktidar, bu konuda TBMM Başkanlõğõ’nõn inisiyatif almasõnõ istiyor
EMİNE KAPLAN
ANKARA - DTP’li milletvekilleriyle il-
gili ifade krizi, AKP’yi kaygõlandõrdõ.
AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda
(MYK), kritik bir süreçten geçildiği,
DTP’lilerin polis zoruyla ifade vermesi du-
rumunda Türkiye’nin Avrupa karşõsõnda
zor duruma düşeceği, DTP’nin krizi koza
dönüştürmemesi için TBMM Başkanlõ-
ğõ’nõn konuya netlik kazandõrmasõ gerek-
tiği dile getirildi. AKP’de, konuyla ilgili
olarak şimdilik anayasa ve yasa değişik-
liği düşünülmüyor. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, bugün partisinin grubunu
genel merkezde toplayarak siyasi geliş-
meleri değerlendirecek.
DTP’li milletvekilleriyle ilgili ifade
krizi, AKP’de de masaya yatõrõldõ.
AKP’nin önceki gün toplanan MYK top-
lantõsõnda gelişmeler değerlendirildi.
MYK’nin hukukçu üyeleri, DTP’li mil-
letvekillerinin anayasanõn 14. maddesine
dayanõlarak yargõlandõğõnõ, ancak devle-
tin bölünmez bütünlüğüne karşõ suçlara
hangi eylemlerin gireceğinin net olmadõ-
ğõnõ belirttiler.
AKP yöneticileri, konunun acil olarak
çözümlenmesi gerektiği, DTP’nin bu kri-
zi koza dönüştürmeye çalõştõğõna dikkat çe-
kerken “1994 yılında yaşanan olaylar or-
tada. Benzer bir görüntünün yeniden
yaşanması, DTP’li milletvekillerinin
polis zoruyla ifadeye götürülmesi Tür-
kiye’yi çok büyük sıkıntıya sokar. Bu-
nun önüne geçebilmek için TBMM
Başkanlığı’nın konuyu araştırarak bir
netlik kazandırması lazım” görüşünü di-
le getirdiler.
Toplantõda, parti yöneticilerinin uzun sü-
redir üzerinde çalõştõğõ anayasa paketiyle
ilgili herhangi bir değerlendirme yapõlmadõ.
‘YARGILAMAYA MECLİS KARAR VERMELİ’
DTP’li milletvekilleri
geri adım atmıyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - DTP’li-
lerin “ifade vermeyi
reddetmeleri” nedeniy-
le gündeme gelen “zor-
la ifade” kriziyle ilgili
AKP’nin “ifade yerine
dokunulmazlık fezle-
kesi” hazõrlanmasõ önerisine DTP’li-
lerden olumlu yanõt geldi.
DTP Grup Başkanvekili Selahat-
tin Demirtaş, AKP Grup Başkan-
vekili Bekir Bozdağ’õn gündeme ge-
tirdiği “fezleke” formülünü doğru
bulduklarõnõ söyledi. Demirtaş, Mec-
lis Başkanlõğõ’nõn ilgili mahkeme-
lerden “dokunulmazlık fezlekesi
göndermelerini istemesi” önerisi
getirmesinin yerinde olacağõnõ be-
lirterek, “Zaten baştan beri yapıl-
ması gereken buydu. Milletveki-
liyle ilgili yargılamaya Mec-
lis karar vermeli.” dedi. De-
mirtaş, krizin çözümüne yö-
nelik bir formül bulunamazsa
milletvekillerinin ifade ver-
meyeceğini vurguladõ.
DTP Muş Milletvekili Sır-
rı Sakık “ifade vermeme”
kararlarõndan kesinlikle geri dönüş
olmayacağõnõ söyledi. Sakõk, Baş-
bakan Tayyip Erdoğan hakkõndaki
yolsuzluk dosyasõndan yargõlana-
mazken, kendilerinin “düşünceleri”
nedeniyle yargõlandõğõna işaret etti.
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu ise anayasanõn 14.
maddesi kapsamõna giren suçlarõn
yasama dokunulmazlõğõ dõşõnda tu-
tulduğunu belirterek, Yargõtay 9.
Ceza Dairesi’nin kararõnõn da bu çer-
çevede olduğunu söyledi.
ERDOĞAN, AKP TÜZÜĞÜNE DİKKAT ÇEKTİ
‘Bir dönem daha
vekil olup, bırakırım’
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - “Herkes
çekilmesini bilecek ve öğ-
renecek” diyen Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
parti tüzüklerine göre bir
dönem daha milletvekili
hakkõ olduğunu ve ondan
sonra bõrakacağõnõ söyledi.
19 Mayõs Atatürk’ü Anma, Genç-
lik ve Spor Bayramõ nedeniyle 81 il-
den ve KKTC’den gelen gençleri
kabul eden Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan konuşmasõnda önümüz-
deki seçimlerde gençleri milletvekili
adayõ göstereceğini açõkladõ. Genç-
lerin önünün açõlmasõ gerektiğine
değinen Erdoğan şöyle konuştu:
“Bir defa herkes çekilmesini bi-
lecek ve öğrenecek. Bizim tüzü-
ğümüzde arka arkaya 3 dönem
milletvekilliği yapabi-
lirsiniz. Ondan sonra bı-
rakmak durumundası-
nız. Benim şu anda, bu
dönemden sonra bir dö-
nem daha hakkım var.
Ondan sonra bırakmak
durumundayım. Daha
ileri gitmem, gidemem. Aynı şe-
kilde genel başkanlık da 5 dönem.
5 dönem genel başkanlık yapabi-
lirim, ondan sonra ayrılmak zo-
rundayım. Niçin? Arkadan ge-
lenlerin önünü açmak zorundayız.
Veyahutta bir rekabet alanını
doğurmak zorundayız. Ben genç-
liğimizi bu noktada çok farklı
görüyorum. İşte Gazi Mustafa
Kemal, 19 Mayıs 1919’da Sam-
sun’da istiklal meşalesini yaktığı
zaman yaşa bakıyorsunuz 38.”