Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2009 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sahi, Ruanda’da
Neler Olmuştu?
1994 yılıydı.
Ruanda’da (Bir Afrika ülkesiydi) Hutularla Tut-
siler birbirine girmişlerdi.
Palalarla birbirlerini kesiyorlardı.
Ateşli silahlar yetmemişti de palaları çekmişlerdi.
Bir milyon dolayında insan ölmüştü.
Erkek, kadın, çoluk çocuk dememişlerdi.
Birbirlerinin kökünü kurutuyorlardı.
Biz de uzaktan okuyorduk, dinliyorduk.
Afrika kabileleriydi işte.
Eğitimsiz, ilkel, boyuna çoğalan kabilelerdi.
Sonra yavaş yavaş bir şeyler aydınlanıyordu.
Hutular daha kalabalıktı, tarımla uğraşıyorlardı.
Tutsiler azınlıktı ama Belçikalılar onları des-
tekliyordu.
Ülkeyi Tutsiler yönetiyordu, Hutular da onlara
kızıyordu.
Nüfus hızla artıyordu, ekmek hızla azalıyordu.
Hutular fakirleşip öfkeleniyordu.
Ama Belçikalılar Ruanda’yı Tutsilerle yönetmek
istiyorlardı.
Onlara silah veriyorlardı, güç veriyorlardı.
Onlar da buldukları yerde Hutuları eziyorlardı.
Sonunda olanlar oldu.
Hutular ayaklandılar, onlar da silah buldular, ik-
tidara el koydular.
Ruanda’da katliam başladı.
Tutsilerin kökü kurutulacaktı.
Ekmek kavgasıyla başlamıştı.
Kardeş kavgasıyla sürüyordu.
Birbirlerini vuruyor, öldürüyorlardı.
Ama şimdi Hutular güçlüydü.
Silah olan yerde kurşunlar, olmayan yerde
palalar işe karışıyordu.
Avrupa olanları anlamadı, anlamak da istemedi.
Amerika karışmadı.
Ruanda büyük bir felaketi böyle yaşadı.
Biz de ne olduğunu pek anlamadık.
İşte, Afrika kabileleriydi sonunda.
Hızla çoğalıyorlardı, üretim yapmıyorlardı.
Silahları da bir yerden bulmuşlardı demek ki.
İnsan hayatının de değeri yoktu ki oralarda.
Birbirlerini öldürüveriyorlardı.
İlkellikti işte.
Bir iki gün sonra gündem değişiyordu, başka
konular öne çıkıyordu.
Baksanıza kaç yıl geçmiş.
1994-2009. On beş yıl geçmiş aradan.
Jared Diamond’un ÇÖKÜŞ adlı kitabını oku-
yordum.
Ruanda bölümü önüme geldi, yeniden anım-
sadım olayları.
İnsanların ekmek kavgaları, toprak kavgaları.
Eşitsizlikler.
Sonra haksızlıklar, adaletsizlikler, öfke, kin
beslemeler.
Çözülmeyen, kemikleşmiş sorunlar.
Kemiğe dayanan bıçak.
Şiddeti çözüm olarak görmek.
Vurmalar, kırmalar, öldürmeler, savaşlar.
Silahlar, modern tüfekler, zırh delen kurşunlar,
çelik çekirdekler.
Keyif için ateşlenen tabancalar.
Erkeklik kanıtı olan ateş açmalar.
İşte, bunlar böyle diyenler.
Yüzyılın hataları, ne diyeceksin yorumları.
Ölenin öldüğüyle, kalanın kaldığıyla yaşanan
coğrafyalar.
Ama ben Mardin olaylarını yazmaya niyetlen-
miştim.
Neye niyet, neye kısmet? Bu da böyle olsun...
erdalatak@gmail.com
EMO’DAN GÖZ@LTI RAPORU
İstanbul’da yaklaşık
2 bin kişi dinleniyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - Elektrik
Mühendisleri Odasõ’nca
(EMO) hazõrlanan ra-
porda, korku impara-
torluğu yaratan siyasi
iktidarõn, özel yaşama
saygõyõ düzenleyen ana-
yasa ve yasalara aykõrõ
olarak keyfi hareket et-
tiği belirtilerek yurttaş-
larõn bu ortamda kendi-
lerine otosansür uygu-
lamaya başladõğõ kay-
dedildi.
EMO tarafõndan ha-
zõrlanan “e-Göz@ltı -
İletişim Özgürlüğüne
Müdahale Raporu”,
Türkiye’de yasadõşõ ve
yasal telefon dinleme-
lerinin boyutunu ve top-
lumda yarattõğõ korkuyu
ortaya koydu.
Raporda, milyonlarca
yurttaşõn haberleşme ve
özel yaşamõnõn ihlalin-
den hiçbir sõkõntõ duy-
mayan ve korku impa-
ratorluğu yaratan siyasi
iktidarõn, özel yaşama
ve haberleşmeye saygõ-
yõ düzenleyen Anaya-
sa’nõn 13. ve 22. mad-
delerine, BM Medeni
ve Siyasi Haklar Söz-
leşmesi’nin 17. Madde-
si’ne, Avrupa İnsan
Haklarõ Sözleşmesi’nin
8. Maddesi’ne ve Ceza
Muhakemeleri Usulü
Kanunu’nun 135. Mad-
desi’ne, genel gerekçe-
sine aykõrõ hareket ede-
rek elektronik haberleş-
me alanõnda keyfi uy-
gulamalar ortaya koy-
duğu belirtildi.
Raporda, Ceza Mu-
hakemeleri Yasasõ’na
dayanõlarak iletişim tes-
piti, sinyal bilgileri de-
ğerlendirme, görüşme-
leri dinleyip kaydetme
uygulamasõ yapõlmõş
olup, kovuşturmaya ge-
rek olmadõğõ için kayõt-
larõ imha edilen kişi sa-
yõsõnda 2007 yõlõnda bir
önceki yõla göre yüzde
83, 2008 yõlõnda ise yi-
ne 2006 yõlõna göre yak-
laşõk yüzde 93’lük bir
artõş olduğu belirtildi.
2006 yõlõnda 2 bin
699, 2007 yõlõnda 4 bin
947, 2008 yõlõnda ise 5
bin 212 kişinin gereksiz
yere dinlendiği ifade
edilen raporda, iller ba-
zõnda 3 yõllõk kayõtlarõ
imha edilen dinlemeler
incelendiğinde en fazla
sayõda kişi dinlemesinin
1912 ile İstanbul’da ger-
çekleştiği kaydedildi.
EMO tarafõndan ha-
zõrlanan raporda, açõk-
lanan verilere göre Tür-
kiye nüfusunun binde
1’i düzeyinde yõllõk din-
leme ve kayõt yapõldõğõ-
na dikkat çekildi.
Raporda, iletişim öz-
gürlüğü açõsõndan Tür-
kiye’deki hukuksal dü-
zenlemelerin son de-
rece yetersiz kaldõğõ
belirtildi.
Kart, anayasa değişikliği paketi hazõrlayan iktidarõn ‘dokunulmazlõk’tan vazgeçmediğini söyledi
‘AKP devleti kuruldu’
Atilla Kart.
TÜREY KÖSE
ANKARA - TBMM Anaya-
sa Komisyonu üyesi CHP Kon-
ya Milletvekili Atilla Kart,
anayasa değişikliği paketi ha-
zõrlayan iktidarõn “dokunul-
mazlık” zõrhõndan vazgeçme-
diğine dikkat çekerken
“TBMM’ye gelen fezlekelerin
yüzde 23’ü milletvekilliğiyle
bağdaşmayan suçlarla ilgili.
Yandaş bürokratlar, daha
sonra milletvekili yapılıp do-
kunulmazlık zırhına bürün-
dürülüyor. Emniyette F tipi
yapılanma etkili. Anayasa
Mahkemesi’nin tarafsızlığını
kaybetmiş başkanı, ‘teleku-
lak’ gibi ivediliği olan bir ya-
sayı 3.5 yıldır bekletiyor” de-
di. Kart, bu tabloyu, “Türkiye
Cumhuriyeti Devleti içinde
AKP devleti kuruldu” diye yo-
rumladõ.
CHP Konya Milletvekili Atil-
la Kart, dokunulmazlõğõnõn kal-
dõrõlmasõ mücadelesini
AİHM’ye taşõmõş bir siyasetçi.
Anayasa değişikliği tartõşõlõr-
ken bu konunun hiç gündeme
getirilmemesine dikkat çeken
Kart, sorularõmõzõ yanõtladõ:
- AKP dokunulmazlık zır-
hından neden vazgeçmiyor?
- Geçen dönem dokunulmaz-
lõklarõn kaldõrõlmasõ istemiyle
gelen 329 dosya vardõ, bu dö-
nem 360’a ulaştõ. Yüz kõzartõcõ
nitelikteki dosyalar Başbakan ve
bazõ bakanlarla, AKP’nin üst
düzey yöneticileri hakkõnda.
İGDAŞ dosyasõ çok önemli,
350-400 milyon dolarlõk bir
kamu zararõ söz konusu. AKP
Mersin Milletvekili Ali Er’in
oğlunun karõştõğõ bir trafik ka-
zasõ var, ölümlü kazada so-
rumluluğu üstlendiği ortaya çõk-
tõ. Yalan beyanda bulunmak
nedeniyle hakkõnda fezleke var.
Dokunulmazlõk zõrhõnõn bu ka-
dar kişisel konular için kulla-
nõlmasõ kabul edilebilir mi?
AKP’lilerin bekleyen dosyala-
rõ içinde kalpazanlõk, sahtecilik,
vergi kaçakçõlõğõ gibi millet-
vekili seçilmeye engel teşkil
eden yüz kõzartõcõ suçlamalar dõ-
şõnda, milletvekilliği görevinin
saygõnlõğõ ile bağdaşmayan suç
tipleri de var. Hükümet, benim
açtõğõm davada AİHM’ye gön-
derdiği yazõda, yolsuzlukla ilgili
dosya sayõsõnõn yüzde 7 sevi-
yesinde olduğunu söylüyor.
Doğru değil, milletvekilliğiyle
bağdaşmayan dosya sayõsõ yüz-
de 23 seviyesinde. 73 dosyada
ciddi suçlamalar var. Önceki dö-
nemlerde 53 dosya için doku-
nulmazlõk kaldõrõldõ. AKP ikti-
darõ döneminde ise bir tek dos-
ya için bile kaldõrõlmadõ. Ayrõ-
ca bazõ fezlekeler kayboluyor.
Bu kanunsuzluğu yapan savcõ-
lar himaye ediliyor. Bu arada;
MEB, Sağlõk Bakanlõğõ müste-
şarlarõnõn, Başbakanlõk Müste-
şarõ Ömer Dinçer’in yargõ ka-
rarlarõnõ uygulamadõklarõ için
dosyalarõ vardõ. Bu kişiler ka-
nunsuz emirle suç işliyorlar,
sonra, milletvekili yapõlõp
zõrha büründürülüyor, hat-
ta bakan yapõlõyorlar.
- AKP’lilere dokunul-
muyor, ama DTP’li Ay-
sel Tuğluk yargılanı-
yor...
- Aysel Tuğluk, suçu ve
suçluyu övmek suçlama-
sõyla yargõlanõyor. Bu ko-
nu akademik olarak da
tartõşõlmalõ. Onama kara-
rõ çõkarsa, milletvekilliği
düşer ve infaz başlar.
Benzer durumda 7-8
DTP’li daha var. Bu süreç
işler ve infaz süreci baş-
larsa Türkiye 1991-1994
dönemindeki travmayõ da-
ha ağõr yaşar. Çözüm bul-
mak zorundayõz. Acil ola-
rak, adil bir ölçü konul-
malõ.
- “AKP devleti kurul-
du” diyorsunuz, bu sap-
tamanızın temel daya-
nakları neler?
- Kamuda, özerk ku-
rumlarda, yargõdaki kad-
rolaşma ortada. RTÜK,
TRT, TÜBİTAK gibi ku-
rumlarõn durumu ortada,
SPK Kanal 7 ile ilgili ra-
porunu 3 yõldõr işleme
koymuyor. Deniz Feneri
davasõyla ilgili süreç göz-
ler önünde. İdari meka-
nizmalar bir yana, yargõ-
da da ciddi mesafe aldõlar.
Emniyet’te F tipi yapõ-
lanma özellikle dinleme,
istihbarat birimlerinde et-
kili. AKP iktidarõ, hem si-
yasettte hem de kamu yö-
netiminde yandaşlarõna
dokunulmazlõk sağlõyor.
Türkiye parti devleti olu-
yor, devlet içinde AKP
devleti kuruluyor. Sadece
milletvekilinin değil, bü-
rokratõn da dokunulmaz-
lõğõ olmamalõ.
Adalet müfettişlerinin
bakanõn emrinde olmak-
tan çõkarõlmasõ,
HSYK’nin özerkliğinin
sağlanmasõ çok önemli.
Anayasayõ değiştirecek-
lerse, getirsinler bunlarõ
konuşalõm.
DENİZ FENERİ’NE BAĞIŞ
Hükümet
yasasıyla
cemaat bağışı
Deniz Feneri’nin de aralarõnda
bulunduğu dernek ve vakõflara 2004-2008
yõllarõ arasõnda toplam 2 milyon 15 bin 723
TL bağõş yapõldõğõ ortaya çõktõ.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Hüküme-
tin, Deniz Feneri’nin de
aralarõnda bulunduğu gõda
bankacõlõğõ faaliyetinde
bulunan dernek ve vakõf-
lara yapõlan bağõşlara ge-
tirdiği vergi muafiyeti
kapsamõnda, 2004-2008
yõllarõ arasõnda toplam 2
milyon 15 bin 723 TL ba-
ğõş yapõldõğõ ortaya çõktõ.
Sadece 2008 yõlõnda, gõda
bankacõlõğõ kapsamõnda 6
milyon 233 bin 467 TL’lik
mal, Katma Değer Vergi-
si’nden (KDV) istisna
edildi.
AKP hükümeti, 2 Ocak
2004’te yürürlüğe giren
5035 sayõlõ ve 31 Aralõk
2004’te yürürlüğe giren
5281 sayõlõ yasalar ile Ge-
lir Vergisi Yasasõ’nda de-
ğişikliğe giderek “Fakir-
lere yardım amacıyla gı-
da bankacılığı faaliye-
tinde bulunan dernek
ve vakıflara bağışlanan
gıda, temizlik, giyecek
ve yakacak maddeleri-
nin maliyet bedelinin ta-
mamının, beyanname
veren gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerince
gider olarak indirilebil-
mesi”ni sağladõ. Böylece
faaliyet konusu içine “gı-
da bankacılığı” ibaresini
ekleyen tarikat ve cema-
atlerin vakõf ve dernekle-
rine yapõlacak “gıda, te-
mizlik, giyecek ve ya-
kacak” bağõşlarõnõn, ta-
mamõyla vergiden düşül-
mesi sağlanõrken, bu ba-
ğõşlar KDV’den de muaf
tutuldu.
Unakıtan bilgi verdi
CHP Antalya Milletve-
kili Hüsnü Çöllü’nõn ko-
nuya ilişkin yazõlõ soru
önergesine, Eski Maliye
Bakanõ Kemal Unakı-
tan’õn verdiği yanõtta da
şu ifadelere yer verildi:
“Gıda bankacılığı faa-
liyetinde bulunan der-
nek ve vakıflara 2004-
2008 yılları arasında ge-
lir vergisi mükellefle-
rince toplam 2.015.723
TL bağış ve yardım ya-
pılmıştır. Kurumlar ver-
gisi beyannamesinde bu
konuda veri bulunma-
maktadır. Mükelleflerce
gıda bankacılığı kapsa-
mında 2008 yılında ya-
pılan 6.344.467 TL tuta-
rındaki mal teslimi kat-
ma değer vergisinden is-
tisna edilmiştir. Dolayı-
sıyla bağış yapılan bu
maddelerle ilgili olarak
yüklenilen KDV’nin de
indirimi mümkün değil-
dir.”
Unakõtan’õn yanõtõnda,
bu bağõşlarõn hangi der-
neklere gittiğine yönelik
soru ile ilgili ise “Der-
neklere yapılan bağış ve
yardımlar, yıllık gelir
veya kurumlar vergisi
beyannamesi üzerinden
dernek ismi belirtilmek-
sizin topluca indirim ko-
nusu yapılmakta olup
dernek bazlı ayrım ve
konuya ilişkin istatistiki
bilgi bulunmamaktadır”
denildi.
Gõda bankacõlõğõ kap-
samõnda yüzde 100 vergi
muafiyetine sahip olan
bazõ dernek ve vakõflar
şöyle:
“Kimse Yok Mu Yar-
dımlaşma ve Dayanış-
ma Derneği, Deniz Fe-
neri Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği, İn-
san Eğitimi Kültür ve
Yardımlaşma Vakfı, Ke-
pez Deniz Yıldızı Sosyal
Yardımlaşma ve Daya-
nışma Derneği, Günışığı
Derneği.”
AKP’nin “yüzde 100
vergi muafiyetinden ya-
rarlanamayan” çağdaş
vakõf ve dernekler arasõn-
da ise “Atatürkçü Dü-
şünce Derneği, Türk Si-
lahlı Kuvvetler Vakfı,
Mehmetçik Vakfı, Anne
ve Çocuklarını Eğitim
Vakfı, Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakfı, Çağ-
daş Yaşamı Destekleme
Derneği, Çocuk Esirge-
me Kurumu” yer alõyor.
Enes Ata adõna uçurtma şenliği
Diyarbakır’da 2006 yılında çıkan olaylarda
öldürülen 6 yaşındaki Enes Ata anısına
uçurtma şenliği düzenlendi. 2006 yılında
Muş’un Şenyayla ilçesi kırsalında yapılan
operasyonlarda öldürülen 14 PKK’liden
dördünün Diyarbakır’daki cenazesi sırasında
çıkan olaylarda 6 yaşındaki Enes Ata yaşamını
yitirdi. Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi de Enes
Ata anısına düzenlediği uçurtma şenliklerinin
üçüncüsünü gerçekleştirdi. Kırklar Dağı’nda
yapılan şenliğe öğretmenleri ile birlikte katılan
350 çocuk uçurtmalarını gökyüzüne saldı.
Öğretmenleri ile birlikte halay çeken çocuklar,
gönüllerince eğlendi.
Silahların sustuğu, barışın konuştuğu,
çocukların kendi dillerinde ve özgürce
kardeşlik şarkıları söyledikleri bir dünya
istediklerini belirten Eğitim-Sen Şube Başkanı
Abdullah Karahan şöyle konuştu:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in
Filistin’e yönelik tutumunu eleştiriyor. Ancak
kendisinin başbakan olduğu ülkede çocuklara
uygulanan vahşet karşısında neden sessiz
kalmaktadır? Küçük Enes’in öldürüldüğü
28 Mart 2006 olaylarında ‘Kadın da
olsa çocuk da olsa gereken yapılacak’
diyerek ölümlere davetiye çıkaran yine
Başbakan değil miydi?”
CHP’li Kart, “Fezlekelerin yüzde 23’ü milletvekilliğiyle bağdaşmayan
suçlarla ilgili. Yandaş bürokratlar, daha sonra milletvekili yapõlõp dokunulmazlõk
zõrhõna büründürülüyor” dedi.
İHD Adana Şubesi Başkanõ Ethem Açõkalõn’dan tepki
‘Çocuğa ceza demokrasiye aykırı’
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - İnsan Haklarõ Der-
neği (İHD) Adana Şube Başkanõ
Ethem Açıkalın, son bir yõlda
Adana, Mersin ve Tarsus’ta 67 ço-
cuğa yasadõşõ eyleme katõldõklarõ
gerekçesiyle verilen 290 yõl 3 ay
hapis cezasõna tepki gösterdi..
Ayrõ davalardan 63 çocuğun tu-
tuklu bulunduğunu, 150 çocuğun
ise hâlâ yargõlandõğõnõ aktaran
Açõkalõn, “O çocuklar gelecek
için tehlikeli görüldü. ‘Ceple-
rinden çõkan bilyeler, attõklarõ
sloganlar cezasõz kalmamalõ’ de-
nildi. Eğer o çocuklar Filistinli
olsalardı, hükümet onlara fark-
lı yaklaşırdı” dedi.
Açõkalõn, çocuklara verilen ha-
pis cezalarõnõn demokratik anla-
yõşa ters olduğunu söyledi. Bir-
leşmiş Milletler (BM) Çocuk
Haklarõ Sözleşmesi’ne göre ço-
cuklarõn Ağõr Ceza Mahkemele-
ri’nde yargõlanamayacağõnõ öne
süren Açõkalõn, 14-17 yaş arasõn-
da 150 çocuğun ‘yasadışı terör
örgütü üyesi olmak’, ‘polise taş
atmak’ ve ‘örgüt propaganda-
sı yapmak’ suçlamasõyla yargõ-
lanmasõnõn eleştirilecek çok yönü
olduğunu vurguladõ.
67 çocuğa 290 yõl 3 ay hapis ce-
zasõ verilmesini de eleştiren Açõ-
kalõn , u çocuklardan bazılarının
18, çoğunun da 15 yaşından
küçük olması nedeniyle cezala-
rında indirim yapıldı. Yani bu
cezalara yapılan indirim dahil
değil. Ayrı davalardan 63 çocuk
hâlâ tutuklu. Adana, Mersin
ve Tarsus’ta gözaltına alınan
150 çocuğun yargılaması da sü-
rüyor” diye konuştu.
Şehit annesine anlamlı ziyaret
AYDIN (AA) - Denizli 11. Motorlu Piyade Tugay
Komutanõ Tuğgeneral Ergüdar Toptaş, 12 gün önce
Diyarbakõr’õn Lice ilçesine bağlõ Abalõ köyü
yakõnlarõnda terör örgütü üyelerinin yola döşediği
mayõnõn patlamasõ sonucu şehit olan er Emrah
Polat’õn, Aydõn’õn Nazilli ilçesindeki ailesini Anneler
Günü dolayõsõyla ziyaret etti. Tuğgeneral Toptaş,
şehit Emrah Polat’õn annesi Nuran Polat’õn elini öptü
ve Anneler Günü’nü kutladõ. Polat ailesi ile Kars’õn
Sarõkamõş ilçesinde yõllar önce komşu olduklarõnõ
anlatan Tuğgeneral Toptaş, “Hatta şehidimizin babasõ
Yaşar Polat ile aynõ okulda okuduk” dedi.