Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
21 NİSAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
‘No Be Annem’
Erken seçim için sandığa giden Kuzey Kıbrıs-
lı seçmenlerin yüzde 67.82’si, oyları ile önceki ak-
şama kadar iktidarda olan Cumhuriyetçi Türk
Partisi’nin politikalarını desteklemediğini ortaya
koydu.
Anavatandaki o “taraf”ın gazetesi, dün birinci
sayfasından KKTC’de sandıklardan çıkan sonuçla
ilgili haberine en kestirme ve doğru başlığı “Ha-
yırcılar Kazandı” olarak koymuş.
Beş yıl önce 2004 Nisan’ında ünlü “Annan Pla-
nı”nın adanın iki tarafında da yapılan referandum
oylaması için sandık başına giden Kuzey Kıbrıs-
lı Türklerin, “evet” dediğini anımsayanlar için 20
Nisan 2009 erken seçiminin sonuçları ayrı ve özel
bir anlam taşımaktadır.
Her iki oylamada beklediği sonuçların alınma-
sı için ağırlığını koymaktan çekinmeyen AKP ik-
tidarı da pazar günkü sonuçları en az Talat ve So-
yer kadar mutsuz karşılamış olmalıdır.
Pazar günkü seçimlerde iktidarı fiilen yitiren
CTP’dir. Ama sandıklardan çıkan sonuç, aynı za-
manda anavatan Türkiye’deki iktidarın da işbaşına
geldiğinden bu yana adada ısrarla yürüttüğü dış
politikanın da geçerliliğini kaybettiğini söyle-
mektedir...
Daha doğrusu olmayan politikanın iflası
Kıbrıslı Türk seçmenlerin çoğunluğunca onay-
lanmıştır...
AB tarafından Erdoğan’a dikte ettirilmiş olan o
politikayı, Başbakan “monşerler” olarak değer-
lendirmekte ısrar ettiği Dışişleri Bakanlığı’nın
diplomatlarını dışlayarak, Egemen Bağış’lara, Cü-
neyd Zapsu’lara ihale etmiş olmanın sonuçları-
nı soğukkanlılıkla inceleyerek düşünmelidir.
Ergenekonlu komplo teorileri
Bağış, Başmüzakereci Devlet Bakanı olarak ta-
şıdığı kimlik kartı ile Kıbrıs’taki seçim kampan-
yasına doğrudan katılmakta sakınca görmemiş,
Zapsu bir zamanlar Rauf Denktaş ve Ertuğru-
loğlu’na açık açık şiddet yöneltmek girişimlerin-
den kaçınmamış kişiler olarak Kuzey Kıbrıs poli-
tikasında iz bırakmış “parlak zekâlar” olarak anı-
lacaklardır.
Hangisinin ya da kimin girişimidir şu son Er-
genekon dosyalarındaki bazı dipnotlarından
oluşan raporlarla Sayın Rauf Denktaş ve Derviş
Eroğlu’nu da komplo teorilerinin içine sokmaya
çalışmak?
Genel seçimlere beş gün kala, Türkiye’den Ku-
zey Kıbrıs’a uzanan o karanlık elin kimliği henüz
aydınlığa çıkmamıştır.
Ama umulur ki, KKTC’nin yeni iktidarının ilk ya-
pacağı işlerden birisi, başsavcılığa verilen o dos-
yanın, hangi eller tarafından Ferdi Sabit Soyer’e
kendisi ve CTP için bir can simidi olarak kullan-
ması için ulaştırılarak seçimde başlıca kampan-
ya olarak kullanmasının beklendiği ortaya çıka-
rılmalıdır.
Bu el altı soruşturmasının üstündeki örtünün kal-
dırılması Türkiye’deki adalet makamlarına da
büyük yardım olacaktır.
Yeni başbakanı bekleyen
özverili davranış
Seçim sonucu, ilk bakışta UBP’nin tek başına
iktidar olabileceğini gösterse de, deneyimli Der-
vişoğlu’nun, özellikle dikkatli ve soğukkanlı gö-
rüşme trafiğini bir koalisyon kabinesi ile yürütmesi
daha gerçekçi sonuçlar vereceği için göz ardı edil-
memelidir.
Öylece bugün Hristofyas ile yeniden buluşa-
rak görüşmelerini “ekonomi” konularında sürdü-
recek olan Talat’ın da eski alışkanlığı gereği uy-
guladığı stratejiden bir an önce vazgeçmesi de da-
ha kolaylıkla sağlanabilecektir.
Cumhurbaşkanı, her ne kadar dışa vuran ko-
numu ile partiler üstü olsa, dahası eski başbakan
Soyer ile kişisel açıdan yol ayrımına girmiş bulunsa
bile, böylesine yaşamsal bir görüşmeyi tek başı-
na üstlenmekte devam etmemelidir.
Görünen köy kılavuz istemeyecektir. UBP’nin
de DP’nin de, Talat’ın görüşmeleri kendi bildiği
gibi yürütme alışkanlığından vazgeçmesi ve
KKTC dış politikasının saptanmasında Cumhu-
riyet Meclisi ile o meclisin güvenoyu verdiği so-
rumlu bir hükümetin en az cumhurbaşkanı kadar
olaylarda söz sahibi olduğunu Talat’a anlatılacağı
beklenebilir.
Yeni Başbakan Dervişoğlu’nun zafer gecesi yurt-
taşlarına seslenişte, AB ülkelerine güven vermek
amacıyla söyledikleri, olgun ve gerçekçi bir dev-
let adamından beklenilen söylemler olmuştur.
KKTC’deki yeni dönemin başarısı, anavatandaki
sağduyu sahiplerinin de beklentisi olacaktır.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Nilgün Erdem Niord, Kepirtepe’yi kurtarmak gibi bir hayalin peşine takõldõklarõnõ söylüyor
‘KöyEnstitüleriyaşatõlmalõ’
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Siz Uluslararası Lions Kulüp-
leri Birliği 118 E Federasyonu’nun
bu dönem genel başkanısınız. Çok
önem verdiğiniz bir eğitim projeniz
var. Bunu anlatır mısınız?
N.E. - Evet, bu projeye çok önem
veriyorum. Bu, gençler arasõ deği-
şim programõ. Tüm dünya boyu-
tunda uygulanõyor. Türkiye’de her
yõl altõ ile sekiz arasõ kamp düzen-
liyoruz. Yurtdõşõndan 200’e yakõn
öğrenci geliyor. Biz de 200’e yakõn
öğrenciyi yurtdõşõna gönderiyoruz.
Bu öğrencileri önceden belli bir
formasyondan geçiriyor, bilgilen-
diriyoruz. Bu öğrenciler yurtdõşõna
gittikten sonra kendilerine birer
network (ağ) oluşturuyorlar. Bu
çalõşmalar yõllar boyu sürüyor. Her
yõl da 200 kadar genç bu gruba ka-
tõlõyor.
Bence bu gerçekten önemsen-
mesi gereken bir proje. Bu öğren-
ciler hem kamplarda kalõyorlar hem
de bir hafta boyunca bir ailenin ya-
nõnda kalõyorlar. Dolayõsõyla da
Türk kültürünü öğreniyorlar.
Buna ek olarak her kampõn bir te-
masõ oluyor. Örneğin ya barõş ya
çevre oluyor. Dolayõsõyla hem dost-
luklar kuruyorlar, hem diyalogla so-
runlarõ çözmeyi öğreniyorlar.
- Her kampta kaç genç oluyor?
N.E. - Her kampta her ülkeden
20-25 kadar genç oluyor. Bu ço-
cuklarõn çoğu yurtdõşõna çõkmõş,
artõk dünyanõn farkõna varmõş öğ-
rencilerden oluşuyor. Türkiye’ye
gelen bu çocuklar ülkelerine Türkiye
sevdalõsõ olarak dönüyorlar.
- Bir hafta boyunca kaldıkları ai-
leleri nasıl seçiyorsunuz?
N.E. - O konuda çok dikkatli
davranõyoruz. Aileleri seçiyoruz.
Rastgele her ailenin yanõna vermi-
yoruz.. Bu programõ her yõlõn tem-
muz ayõnda yapõyoruz.
- Bir de Köy Enstitülerinin yıl-
dönümüne denk düşen bir Kepir-
tepe projeniz var. Bu projeyle ilgi-
li bilgi verir misiniz?
N.E. - Bizim beyin takõmõyla,
Cumhuriyetin değerlerine sahip çõk-
ma söyleminin altõnõ daha doldur-
mak için ne yapabiliriz diye dü-
şündük. Cumhuriyetin en önemli
eğitim reformlarõndan birisinin Köy
Enstitüleri olduğu gerçeğinden yo-
la çõktõk. Bunun sõrrõ, özelliği, öne-
mi neydi sorgulamasõna girdiği-
mizde pek de artõk bilinmeyen,
unutulmaya yüz tutmuş, küllenmiş
bir efsaneyle karşõlaştõk. Bu, Ata-
türk’ün emriyle oluşturulmuş, çağ-
daş, on parmağõnda on marifet öğ-
retmenler yetiştiren inanõlmaz bir
eğitim sistemiydi.
UNESCO’nun en iyi eğitim ör-
neği olarak nitelediği, Japonya’nõn
ve Rusya’nõn temel eğitim modeli
olarak aldõğõ Türk ürünü bu efsane-
vi programõ gündeme taşõmak ve ye-
ni kuşaklara aktarmayõ hedefliyoruz.
Çok kõsa sürmüş bir eğitim siste-
mi olmasõna rağmen Köy Enstitüleri
kapatõldõktan sonra da dönüştürül-
dükleri öğretmen okullarõnda da
bu eğitim paketi sürdürülmüş. Bu-
gün ilk kuşak mezunlar 80-90 yaş-
larõn üzerinde. Ama ondan sonraki
öğretmen okullarõnda yetişen kişi-
ler hâlâ öğretmen olarak ya da de-
ğişik mesleklerde çalõşmalarõnõ sür-
dürüyorlar. Bunlar her anlamõyla
gerçek aydõnlar. Vatansever, küre-
sel düşünebilen, barõşçõ, inanõlmaz
biçimde donanõmlõ öğretmenler
bunlar.
Bu çağdaş, aydõnlõk eğitim siste-
minin günümüze yeniden uyarlan-
masõ araştõrmalarõnda Köy Enstitü-
lerini gündeme almaya karar verdik.
Bu çalõşmalar sõrasõnda bölgemiz-
deki tek Köy Enstitüsünün Lüle-
burgaz’daki Kepirtepe olduğunu
gördük. Onun muhteşem bir öykü-
sü var. Cumhuriyetin en önemli
mimarlarõndan Emin Onat’õn ora-
da altõ ay çadõr kurup çizdiği pro-
jeyle, köyden gelen öğrencilerin
imece usulü kendi elleriyle A’dan
Z’ye yaptõklarõ bir yerleşke. Kepir-
tepe’yle ilgili yaşanan öyküleri, ki-
taplarõ okuduktan sonra da büyü-
lendik ve burayõ kurtarmak gibi
bir hayalin peşine takõldõk.
- Peki, kurtarabiliyor musunuz?
N.E. - Bakõn, Kepirtepe’nin şu an-
da üç binasõ iyi kötü ayakta. Anõt-
lar Yüksek Kurulu’ndan onarõm
izni çõkmõş. Ama öbür binalar ha-
rabe durumunda. Çok hüzünlü bir
mekân. 1992 yõlõnda çõkan bir ya-
sayla Köy Enstitülerinin kullanõm
hakkõ en yakõnõndaki üniversitele-
re verildi.
Bu bağlamda Kepirtepe Köy Ens-
titüsü’nün yerleşkesi de Trakya
Üniversitesi’ne aitken Kõrklareli
Üniversitesi kurulunca oraya dev-
redilmiş. Ama üniversitenin kurul-
masõ, rektörün atanmasõ biraz zaman
aldõğõ için biz konuyu geliştireme-
dik.
Geçen ay rektör ve ekibiyle yap-
tõğõmõz son toplantõda Kepirtepe’nin
bir eğitim fakültesi olarak değer-
lendirilmesine olumlu baktõklarõ-
nõ, ancak eski binalarõn arkasõnda
yepyeni bir fakülte binasõ oluştu-
rulmadan hiçbir işleme başlamaya-
caklarõnõ söylediler. Bu bizim için
çok üzücü oldu. Çünkü ön binala-
rõn düzenlenmesi, çevrenin temiz-
lenip güzelleştirilmesi için sponsor
da bulmuştuk. Bu konuda epeyce de
yol almõştõk.
- Sponsorluğu kimler üstlenme-
yi kabul etmişti?
N.E. - İMSAK yani İnşaat Mal-
zemeleri Sanayicileri Derneği, ay-
rõca Ülkü ve Ersin Arıoğlu’nun sa-
hibi olduğu Yapõ Merkezi şirketi
müthiş destek verdiler. Hem üye-
lerimiz hem Trakya halkõnda müt-
hiş bir heyecan oluştu. Candan
Erçetin gibi Lüleburgaz’da yaşayan
sanatçõlar son derece heyecanlan-
dõlar.
Biz Kepirtepe’yi yapabilirdik.
Hâlâ da yapabiliriz. Ama böyle bir
koşul olunca ne yazõk ki ilerleye-
miyoruz. Çünkü 10 bin metreka-
relik yeni bir inşaat alanõ söz ko-
nusu. Kaldõ ki üniversite, fakülte
oluşturmak çok kolay bir iş değil.
Bu çok uzun soluklu bir iş. Şöyle
bir fikir aklõma geliyor. Keşke
Köy Enstitülerinden sorumlu üni-
versiteler değil de Kültür Bakanlõ-
ğõ olabilse. Buralar Cumhuriyet
tarihinin en önemli eğitim reform-
larõnõn yaşandõğõ mekânlar. Trak-
ya’daki Kepirtepe Köy Enstitüsü
yerleşkesinin bir müze olarak ko-
runmasõnõ canõ gönülden istiyo-
ruz. Ama bu nasõl olur? Bir yerde
durduk, kaldõk.
‘Keşke hepsine el verebilsek’
- Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bu gibi ça-
lışmalara çok sıcak bakan bir kişi olarak ta-
nınıyor. Sizce bu verdiğiniz mesaja olumlu
bir yanıt verebilir mi?
N.E. - Bunu içtenlikle umuyoruz. Çünkü
projemiz, binalarõn yaşatõlmasõnõn ötesinde
Trakya’da yepyeni bir anlayõşla bir eğitim ve
sanat merkezi olarak değerlendirilmesini içe-
riyor. Kepirtepe’nin en azõndan bir köşesinin
müze haline getirilmesi gerektiğini düşünü-
yoruz. Bu unutulmamasõ ve unutturulmama-
sõ gereken bir efsane. Orada olağanüstü bir dö-
nem yaşanmõş. Şu anda genç kuşaklara bunu
anlatmak, öğretmek bile onlarda bir özgüven,
Cumhuriyete sahip çõkmak, geçmişiyle gu-
rurlanmak duygusu yaratacaktõr. Türkiye kap-
samõnda 22 Köy Enstitüsü var. Çoğunun da
Kepirtepe’yle aynõ durumda olduğunu bili-
yoruz. Keşke hepsine el verilebilse...
- Lions’un yerel çalışmaları olduğu kadar
Uluslararası çalışmaları da olduğunu bili-
yoruz...
N.E. - Evet. Tüm bu yerel çalõşmalarõmõz
çok değerli ve ihtiyacõ olan toplumumuza kat-
kõ sağlõyor. Ancak bizim özelliğimiz sizin de
söylediğiniz gibi küresel oluşumuz. Bu bağ-
lamda fazla sivil toplum kuruluşu yok. Dola-
yõsõyla rotamõzõ daha çok uluslararasõ çalõş-
malara ve ülkemizin sivil alanda dõş dünya ile
bütünleşmesini sağlamaya çevirmek istiyoruz.
AB üyeliği yolunda çağdaş hukuk norm ve
değerleri ülkemize taşõma çalõşmalarõmõzõn da
çok önemli olduğuna inanõyoruz. ABD Baş-
kanõ Obama’nõn vurguladõğõ “değişim”in
ve daha adil, daha barõşçõl yeni dünya düze-
ninin önemli bir sivil aktörü olabiliriz. Sivil di-
yaloglarõn ülke politikalarõna nasõl olumlu yan-
sõdõğõnõ Yunanistan’da yaşadõk. Sizin de üye-
si olduğunuz Türk-Yunan yakõnlaşma plat-
formlarõnõn çalõşmalarõ, Lions’un destekledi-
ği Winpeace-Türk-Yunan Kadõn Barõş Girişimi
ile kurulan ilişkilerin ve çalõşmalarõn iki ülke
ilişkilerini nasõl değiştirdiğini hep birlikte
yaşadõk.
Çok güncel olan Ermenistan’la ilişkilerimiz
konusunda Ermeni Lionslarõ ile bir araya
gelmeyi ve ortak projeler yapmayõ planlõyo-
ruz. Azerbaycan’da henüz Lions Kulübü yok.
Bunu oluşturma girişimini başlatmak istiyo-
ruz. Dünyaya açõlmanõn, “Türkün Türkten
başka dostu yok” dogmasõnõ kõrmanõn, böl-
gemizde barõşa katkõda bulunmanõn yolunun
birbirimizi tanõmaktan geçtiğine inanõyoruz.
Bu bağlamda önce kentimizde yaşayan yabancõ
görevlilerle diyalog kurmaya ve onlarõ üyeli-
ğimize davet etmeye başladõk. Salt tanõtmak
değil, tanõmanõn da gerekliliğine, göz göze, in-
sani temaslarõn gelişmesiyle empatiyle, diya-
logla sorun yumaklarõnõn çözülebileceğine
eminiz.
‘Eğitimde reform gerekli’
FİGEN ATALAY
Ünlü eğitim gönüllüleri, eğitimde
reform istedi. Sabancõ Üniversitesi,
Sakõp Sabancõ’nõn ölümünün beşinci
yõlõ anõsõna, “Değişen ve Gelişen
Türkiye’nin Eğitim ve Kültür San-
cıları” başlõklõ bir sempozyum dü-
zenledi. Bu kapsamda, eğitim refor-
mu konusundaki çalõşmalara destek ol-
mak amacõyla ünlü eğitim gönüllüle-
rinin yer aldõğõ bir film de hazõrlandõ.
Sakõp Sabancõ Müzesi’nde düzen-
lenen sempozyumun açõlõşõnda ko-
nuşan Sabancõ Üniversitesi Mütevel-
li Heyeti Başkanõ Güler Sabancı, eği-
timde reform ihtiyacõnõn, Türki-
ye’nin önceliği olduğunu vurguladõ.
Bir gün süren sempozyumda “Bü-
yüyen Türkiye’nin Daralan Viz-
yonu”, “Özgürlük ve Yaratıcılık” ve
“Kültürler Buluşması” başlõklarõ
altõnda üç oturum yapõldõ. İlk otu-
rumda konuşan Gazi Üniversitesi öğ-
retim üyesi ve eski Talim ve Terbiye
Kurulu Başkanõ Prof. Dr. Ziya Selçuk,
“Gelişen ve değişen Türkiye’ye dar
gelen kabuk” başlõklõ bir konuşma
yaptõ.
Türkiye’yi “dünyanın en dikkati
dağınık ve hiperaktif ülkesi” olarak
tanõmlayan Prof. Selçuk, Türkiye’nin,
eğitim sistemi kalitesi açõsõndan dün-
ya sõralamasõnda 70., matematik ve fen
bilimleri alanõnda da 60. olduğuna
söyledi.
Sabancõ Üniversitesi’nin sempozyumunda ünlü eğitim gönüllüleri ortak duyuru yayõmladõlar
Nilgün Erdem Niord bir iş kadõnõ. Aynõ zamanda 20 yõldõr
sivil toplum kuruluşlarõnda gönüllü olarak çalõşõyor.
Uluslararasõ Lions Kulüpleri Birliği 118 E Federasyonu’nun
bu dönem genel başkanõ. İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve
Edebiyatõ mezunu. Nilgün Erdem, Lions Kulüpleri içinde
eğitim projelerine çok ağõrlõk veriyor. Genç kuşaklara
Cumhuriyetin çağdaş eğitim değerlerini aşõlamayõ
hedefliyor. Bu bağlamda birkaç projeyi yürütüyor. Ancak
Köy Enstitülerinin yaşatõlmasõnõ amaçlayan bir Kepirtepe
projesi var ki şu anda tõkanmõş görünüyor. Erdem, bu
bağlamda Kültür Bakanõ Ertuğrul Günay’dan acil yardõm
bekliyor. Onun ağzõndan bu projeleri dinledik.
Nilgün Erdem Niord.
Sempozyum için hazõrlanan filmde yer alan eğitim
gönüllüleri, şu metni okudular:
Çağdaş Türkiye’yi büyük ölçüde eğitim yarattõ
ve bugünlere getirdi. Bundan sonra da yolumuzu aça-
caksa gene eğitim açacak. (Bülent Eczacıbaşı)
Dünya hõzla değişiyor. Ülkemizin bu değişimin
gerisinde kalmamasõ ve kalkõnabilmesi için eğitime
daha çok odaklanmalõyõz, daha yenilikçi, araştõrma-
cõ, sorgulayan eğitime.. (Güler Sabancı)
Ülkemdeki bütün çocuklar için eğitimde fõrsat
eşitliği istiyorum. (Ayşen Özyeğin)
Eğitim bence olmazsa olmaz. Türkiye, ancak
iyi eğitilmiş, derinlemesine düşünebilen, sorgula-
yabilen, kendi görüşlerini özgürce ifade edebilen
vatandaşlarla arzu edilen standartlara yükselebi-
lecek. (Semahat Arsel)
Çoğulculuğa, insan haklarõna, özgür düşünceye
dayalõ bir iklim ancak çağdaş ve nitelikli bir eğitim-
le gerçekleşebilir. (Türkan Saylan)
Özgürlüğe, çoksesliliğe, bireyin haklarõna değer
verecek bir eğitimi özlüyorum. (Cem Boyner)
Asla değişmez sandõğõmõz doğrular ve keskin slo-
ganlar yerine eleştirel düşünce ve bilimi, çekişme-
çatõşma kültürü yerine dinleme-anlama kültürünü be-
nimsersek çağdaş uygarlõk düzeyine ulaşma yolunda
hõzla ilerleriz. (Tosun Terzioğlu)
Okuyan, anlayan, okuduğunu ve anladõğõnõ öz-
gün ve özgür biçimde ifade edebilen, bunlarõ tartõşan
ve sonuca varabilen bir toplum için, bir kuşak için, eği-
tim şart. (Doğan Hızlan)
E Ğ İ T İ M D E R E F O R M İ S T E Y E N L E R . . .
Sempozyuma çok sayıda eğitim gönüllüsü katıldı.