Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2009 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
Hedef Yine Üniversite
Bir ülkeyi yok edecekseniz, düşünce üretme, bi-
lim ve araştırma yapma kapasitesini ortadan
kaldırmakla işe başlayacaksınız. Amerikalıların ve
şeriatçı güçlerin, elbirliğiyle Irak’ta 700’ü aşkın
üniversite üyesini öldürmesi gibi...
Bu oran, Irak’taki toplam bilim-eğitim insanının
yüzde kaçıdır bilmiyorum. Irak’tan kaçıp savaş pis-
liğinden canlarını kurtaranları da buna eklemeli-
siniz; ayrıca tahrip olan üniversite ve eğitim alt-
yapısını da... Ülkenin kendisini toparlaması için on-
yıllar gerekecek.
Dünya, bilgi ve insan kaynakları üzerinden ge-
lecek savaşı veriyor: Daha iyi bir üniversite, da-
ha iyi bilim, daha iyi eğitim, daha araştırmacı bir
insan ve ülke yapısı...
Eğitim ve üniversite, nesnel dünyanın, zengin-
lik ve refahın bir numaralı anahtarı!
Türkiye kadar, sağcısı ile, eski-yeni solcusu
ile, gericisi ile, faşisti ile geçmişte askeri ile üni-
versitesine ve düşünenlerine bu kadar düşman,
politika sepetinde hep bir yok etme, ele ge-
çirme, kendisileştirme, tırpanlama araçları
olan ülke bulamazsınız!
İşte yine öyle bir dönemin içine düştük. Şimdi,
üniversitenin düşmanları, solcu eskileri, siyasal din-
ciler, köktendinci şeriatçılar, cemaatçiler vb..
Elbirliğiyle üniversitelerimiz için “darağaçları” ku-
ruyorlar!
Ergenekon Rejimi, üniversitelere el atınca re-
jimin şakşakçıları ve medyadaki uygulayıcıları ina-
nılmaz bir sevinç gösterdi! Mesela, Fetocuların li-
beral tetikçisi gazeteye verdiği demeçte, yeni re-
jimin her açıdan tepe tepe kullandığı bir solcu es-
kisi, utanılacak şeyler söylüyor!
Muhabirin “Günümüzde üniversite hocalarının
gözaltına alınması tartışılırken, 27 Mayıs askeri dar-
besine destek verenler arasında üniversite hoca-
larının bulunduğu unutuluyor..” şeklindeki pasına
girip başka yerlere havale ediyor: “27 Mayıs üni-
versitelerde hazırlandı; üniversiteler, ordu yürü-
yüşleri, gençlik yürüyüşleri ile direnişe geçti...”
Bellek nasıl da “içinde bulunduğu maddi şart-
lara göre” insan beynini yeniden kuruyor! Evrimsel
mekanizma böyle bir şey, insanın içinde bulun-
duğu yeni koşullarda ayakta kalışını sağlayacak
yeni bir düşünme kalıbı sunuyor!
27 Mayıs’tan önce üniversiteler özgürlük ve de-
mokrasi mücadelesi vermiyorlar mıydı? Mende-
res kara cüppeliler diye üniversite hocalarına sal-
dırmıyor muydu? Sıddık Sami Onar’ı polisler yer-
lerde süründürmüyor muydu? Ya Turan Emek-
siz?
Hayır, beyni bunu unutmuş, şimdi şöyle çalışı-
yor: Özgürlük mücadeleleri darbecilere zemin ve
darbe için gerekçe hazırlar, bu nedenle üniversi-
teler sakın parmaklarını kımıldatmasınlar! Sokağa
dökülürseniz faşist, darbeci olursunuz!
Kendisini hâlâ “solcu” olarak nitelendiren ve dur-
madan Deniz Gezmiş ticaretini de her fırsatta ya-
pan ve üstüne üstlük “Gezmiş yaşasaydı ulusal-
cı olmazdı” gibi zırvalıklar yumurtlayan, Ergene-
kon ve AKP rejiminin gözdesinin yeni bakışı
böyle...
Zaten Cumhuriyet mitingleri korkulu rüyası ol-
muştu! Bu özgürlük mitingleri de ona göre dar-
becilik! Oysa milyonlarca elleri öpülesi pırıl pırıl ka-
dınlar ve kızlar, Cumhuriyet mitinglerinde ana slo-
gan olarak “Ne şeriat ne darbe, özgür ve ba-
ğımsız Türkiye!” diye bağırdılar!
Kaderini AKP ve Ergenekon rejimine bağlarsan,
gideceğin nokta burasıdır!
Cemaat tetikçisi aynı gazetenin “polis yazarla-
rı” da üniversiteleri hedef almış. Bilim insanlarımızın
nasıl sorgulanması, nasıl delil ele geçirilmesi ge-
rektiği üzerine, kimliklerinden gelen içgüdü ile yol
göstericilik yapıyor. Diyorlar ki; bunlardan biri mut-
laka askerlere “darbe yapın artık” diye bir mektup
yazmıştır, onu arayıp bulun! Ayrıca üniversite öğ-
rencisini de hedef gösteriyorlar!
Üniversitelerimiz her dönem iktidara gelenlerin
saldırısına uğramış, “çıban başı”, “baş belası” ola-
rak görülmüş ve defteri dürülmeye çalışılmıştır!
Şimdi, iktidar, YÖK, bütün cemaatçi yapılar, ye-
dekteki liberal solcu eskisi güçleriyle, bu saldırı-
nın çok daha ağır bir versiyonunu sahneye ko-
yuyorlar!..
obursali@cumhuriyet.com.tr
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
“Ergenekon” adı verilen operasyo-
nun ardında güvenlik birimleriyle bü-
rokrasiye sızmış cemaatlerin etkisi uzun
süredir tartışılıyor. Fethullahçıların muhalif
kesimleri sindirme uğruna operasyona
destek vermesi, hatta yayın organları üze-
rinden Atatürkçüleri hedef göstermesi
dikkat çekiyor. Peki, DTP’ye yönelik
operasyonun ardında da aynı cemaat mi
duruyor?..
DTP 29 Mart seçimlerin-
de Güneydoğu’daki bele-
diye başkanlığı sayısını yüz-
de 100 arttırdı. Güvenlik bi-
rimleri, en az 300 DTP’linin
gözaltına alınmasıyla so-
nuçlanan operasyonu işte
bu seçim zaferinin ardın-
dan başlattı. DTP’liler, bu
yanlış zamanlama nedeniy-
le operasyonun siyasi oldu-
ğunda ısrar ediyor. Ancak
hem DTP’lilerin hem de PKK kaynakla-
rının operasyonla ilgili başka kaygıları da
bulunuyor. Bu kaygının gerekçesi ise Gü-
neydoğu’da yaklaşık iki yıldır PKK ile Fet-
hullah cemaati arasında süren gerginlik.
İlginç olan şu ki, PKK’nin siyasallaşma
çalışmaları Güneydoğu’da nasıl yoğun-
laşıyorsa cemaatin bu örgütün tabanın-
da erozyon yaratma çabaları da o den-
li artıyor. Cemaatin özellikle Kuzey Irak’ta
Kürt sorununun çözümünde aktör olma
girişimleri de PKK ve DTP’nin tepkisini
çekiyor.
Bu girişimlerden tedirginlik duyan
PKK, son bir yıldır cemaate yakın eko-
nomik merkezlere küçük çaplı saldırılar
gerçekleştiriyor. Cemaat yanlısı Gaze-
teciler ve Yazarlar Vakfı’nın Diyarbakır’da
düzenlemek istediği Kürt konferansını
tehditle engelleyen örgüt, zaman
zaman Fethullahçları hedef gös-
teren açıklamalar yapmaktan
kaçınmıyor.
Örgütün yayın organlarında
önümüzdeki süreçte PKK-Fet-
hullah gerginliğinin büyüyece-
ğine ilişkin sinyaller veriliyor.
Güvenlik birimlerinin, istenme-
yen olayların yaşanmaması için
bölgeyi dikkatle izlemesi gere-
kiyor.
DTP’ye yönelik operasyonun
başlamasından iki gün sonra örgütün ya-
yın organlarından ANF’de yayımlanan il-
ginç bir analiz de, PKK-cemaat arasın-
daki sıkıntının boyutlarını dışa vurdu. “Fet-
hullah Gülen 2. Abdülhamid’in intikamı-
nı alıyor!” başlıklı yazıda, “AKP ve onla-
rın ABD’deki stratejik liderleri Fethullah
Gülen’e yollar sonuna kadar açılmıştır.
Fethullahçı hareket 1908’de 2. Abdül-
hamid ile aldıkları darbenin rövanşını yüz-
yıl sonra 31 Mart girişiminin temsilcileri-
ne yaparak almışlardır” denildi.
AKP’nin, Ergenekon operasyonuyla
Kemalizmin direnç noktalarına vurduğuna
dikkat çekilen yazıda şu görüşlere yer ve-
rildi:
“Tasfiye süreci gelişirken Fethullahçı
oluşum durumdan vazife çıkararak ken-
di derin devleti ve Ergenekon’unu kur-
maya başlamıştır. Şimdi Türkiye’de ya-
pılan Ergenekon operasyonlarının te-
mel hedefi budur. Onun için Fethullah ce-
maatinin yayın organları bu operasyon-
ları bir kurtuluş ve yeniden doğuş olarak
yansıtmaktadır. Cumhuriyet bu operas-
yonlarla ulus-devlet paradigmasından
Türk-İslam paradigmasına kaymaktadır.
Ama Gülen cemaati şunu unutmamalı-
dır ki, Kürtler eski Kürtler değildir. Ke-
malistlere yaptığınızı Kürtlere yapama-
yacaksınız.”
Türkiye’de etkinliği giderek artan bir ce-
maatin kolları ülkenin tüm dinamiklerine
müdahale mi ediyor? Eğer öyleyse bu re-
jim ve demokrasi için büyük bir vahamet
içeriyor! Bu kapsamda salt PKK-DTP iliş-
kisinin sorgulandığı son operasyona
değil, DTP Diyarbakır Milletvekili Sela-
hattin Demirtaş’ın, “Merak ediyoruz
Fethullah bu operasyonun neresinde”
şeklindeki sorusuna da odaklanmak
gerekiyor!..
Fehman Hüseyin, PKK içinde 20
yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Su-
riyeli bir terörist. Örgütün askeri ka-
nadı olan “Halk Savunma Güçleri”nin
(HPG) lideri. Örgüt içinde ona “ana ka-
rargâh komutanı” deniliyor! Özellik-
le Hakkâri sınırında son beş yıldır sal-
dırıya uğrayan ve 60 civarında aske-
rin şehit edildiği karakol baskınlarının
ardında işte bu militan vardı. Hüseyin,
örgüt içinde “Dr. Bahoz Erdal” kod
adını kullanıyor.
Anadolu Ajansı son
dönemde Fehman Hü-
seyin ile ilgili ilginç ve
tartışmalı haberler ya-
yımladı. Bu teröristin ör-
gütün üst düzey yöneti-
cisi Murat Karayılan’la
anlaşamadığı, hatta çıkan
çatışmada yaralandığı öne sürüldü.
PKK’nin yayın organları ise bu ha-
berleri sürekli olarak yalanladı. Ör-
neğin örgütten 27 Ocak’ta yapılan
açıklamada, Erdal’ın görev başında
olduğu duyuruldu.
Ancak bu tartışmalara karşın PKK
içinde ciddi yönetim rahatsızlıkları ol-
duğu yolunda bilgiler medyaya sızdı.
Nitekim spekülasyonların ardından
Erdal’ın sesi kısıldı. Örgütün yayın or-
ganlarına sık sık demeçler veren Er-
dal’la ilgili en son röportaj, 22 Mart’ta
ANF’de yayımlandı. Erdal o röpor-
tajda Türk ordusunun Kuzey Irak sı-
nırına yeni karakollar inşa ettiğini
öne sürmüştü.
Bu röportajın ardından Bahoz Er-
dal’ın sesi bir daha duyulmadı. İşin il-
ginç yanı onun görevden alınmasıy-
la ilgili haber de PKK’nin “çatışma-
sızlık” yani ateşkes sürecini 1 Hazi-
ran’a kadar uzattığını açıklamasının
hemen ardından geldi!..
15 Nisan’da Kandil
Dağı’nda yapılan top-
lantıda Bahoz Erdal’ın
yerine Nurettin Sofi ad-
lı militanın getirildiği du-
yuruldu. Erdal, “Mahsun
Korkmaz Akademisi” ola-
rak adlandırılan örgüt ka-
rargâhında yapılan toplantıda, ça-
tışma alanlarında görev alabileceğini
söyledi.
Toplantıyla ilgili olarak örgütün ya-
yın organlarında yayımlanan fotoğ-
raflar PKK içindeki ayrışma ve ger-
ginliğin ipuçlarını veriyordu. Örneğin
örgütün bir numarası Murat Karayı-
lan, PKK’nin böylesine önemsediği bir
toplantıda yoktu. Onu lider kadrodan
yalnızca Duran Kalkan temsil etmişti.
Bu durum Karayılan-Bahoz Erdal
kavgasıyla ilgili iddiaların hiç de da-
yanaksız olmadığına işaret ediyordu!
PKK, acımasızlığıyla bilinen Bahoz
Erdal’ı son dönemdeki siyasallaşma
çabalarının sekteye uğramaması için
mi geri plana çekti? Özellikle son bir
yıldır örgüt içinde artan kayıplar da bu
süreci tetikledi mi? Ya da Erdal özel-
likle Diyarbakır’da sivillerin ölümüne
yol açan bombalı araç saldırısı ben-
zeri kontrolsüz eylemler nedeniyle mi
geri plana itildi? Şüphesiz tüm bun-
ların PKK’nin askeri kanadındaki de-
ğişimde etkisi bulunuyor!
Tartışılamayan bir gerçek daha
var; PKK’nin askeri kanadı içinde Su-
riyelilerin etkisi sürüyor. Çünkü
PKK’nin HPG’nin başına getirdiği
Nurettin Sofi adlı terörist de tıpkı Ba-
hoz Erdal gibi Suriye doğumlu. Er-
dal’ın yardımcılığını yapan Rüstem
Cudi’nin de Suriyeli olduğu biliniyor.
Öcalan’ın örgütü 20 yıl boyunca
Suriye’den yönettiği düşünüldüğün-
de, bu ülke vatandaşlarının PKK
içindeki etkinliğinin nedeni anlaşıla-
biliyor. Genelkurmay Başkanı Orge-
neral İlker Başbuğ, geçen yıl yaptı-
ğı basın toplantısında sayıları 5 bin
500 ile 6 bin arasında değişen PKK’li
teröristlerin üçte birinin Suriyeli ol-
duğunu açıklamıştı.
‘Fethullah, DTP Operasyonunun Neresinde?..’ Kandil’deki ilginç değişim!..
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Selahattin Demirtaş
N. Sofi - M. Karayılan
Hükümet sözcüsü Çiçek, Bakan Günay’õn Ergenekon soruşturmasõyla ilgili sözlerine yanõt verdi
‘Kimseninayrõcalõğõyok’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek,
Kültür Bakanõ Ertuğrul Günay’õn
“Ergenekon sürecinin AKP’nin
aleyhine işlediği” yönündeki sözle-
rine “Eğer Türkiye hukuk devletiyse
herkese düşen, sıfatımız ne olursa
olsun, hangi mesleği icra ediyorsak
edelim, bu kurallara uyma konu-
sunda kimsenin bir imtiyazı, bir ay-
rıcalığı yoktur” yanõtõnõ verdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantõsõ-
nõn ardõndan yaptõğõ açõklamada,
gündemlerine ilişkin açõklamalarda
bulundu.Türkiye-Azerbaycan-
Ermenistan ilişkilerine değinen Çiçek,
şunlarõ söyledi: “Hükümet olarak da
en evvel komşularımız olmak üze-
re, mevcut sorunların diyalog yo-
luyla çözülmesi yolunda bir politi-
kayı sürdürüyoruz... Asılsız bir kı-
sım haberlere itibar edilerek, kar-
deşliğimize gölge düşürülmesini
biz arzu etmeyiz. Türkiye kapalı
kapılar ardından Azerbaycan’ın
menfaatlarını hiçe sayan bir tavrın
içerisinde olmamıştır.”
“Türkiye’nin Karabağ politika-
sı bellidir ve hiçbir şekilde değiş-
memiştir” diyen Çiçek, Türkiye’nin,
Yukarõ Karabağ sorununu Azerbay-
can’õn toprak bütünlüğü çerçevesin-
de barõşçõ ve kalõcõ bir çözüme ka-
vuşmasõnõ arzu ettiğini bildirdi.
Bir gazetecinin “Genelkurmay
Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un
geçen günlerde çeşitli mesajları ol-
du. Bu mesajlardan bir tanesi de
bölücü terör örgütünün dağdan
inmesine yönelik mevcut düzenle-
melerin de ötesine geçilmesi yö-
nündeydi. Bu mesajlar Bakanlar
Kurulu’na yansıdı mı” sorusu üze-
rine Çiçek şunlarõ kaydetti:
“Bir niyet beyanı, bir açıklama-
sı gözüküyor ama onun çerçevesi
nedir, kastedilen ne, nasıl bir dü-
zenleme bu orada belli değil. Böy-
le bir noktada yoruma dayalı bir
açıklama yapmak yerine, önü-
müzdeki günlerde Milli Güvenlik
Kurulu var. Orada bu muhtemel-
dir ki konuşulabilir.”
Çiçek, Günay’õn “Ergenekon sü-
recinin AKP’nin aleyhine işlediği”
yönündeki sözleriyle ilgili soruya da
şu yanõtõ verdi: “Bu konu Bakanlar
Kurulu’nda konuşulmadı. Hukuki
olmayan bir konunun konuşulma-
sı mümkün de değildir. Anayasanın
138. maddesi var. Bu değerlendir-
meyi yasalar açısından yapmak la-
zım. Nelerin yapılacağı anayasada
yazılı. Ayrıca TCK’de de madde
var. CMK yasasının maddesi de
var. Görülmekte olan davalarla il-
gili soru soruluyor. Bunları doğru
bulmuyorum. Kuvvetler ayrılığı
gereği herkes kendi işini yapacak-
tır. Hukuk devletine vurgu yapı-
yoruz. Ancak gereğini ne kadar
yapıyoruz tartışılması gerekir. Sı-
fatımız ne olursa, konumumuz ne
olursa olsun herkes bu kurallara uy-
mak zorunda. Kimsenin ayrıcalığı
yoktur. Evvela hukuka uymalıyız.
İnsanlar kendileri hukuka uyma-
dıkları zaman hukuk devleti söyle-
minin anlamı kalmaz. İnsanları
baştan suçlu ya da suçsuz kabul ede-
rek tartışmaya girmek doğru değil.”
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantõsõnõn ardõndan yaptõğõ açõklamada Günay’õn yaptõğõ
değerlendirmeleri konuşmadõklarõnõ belirterek “İnsanlar kendileri hukuka uymadõklarõ zaman
hukuk devleti söyleminin anlamõ kalmaz. İnsanlarõ baştan suçlu ya da suçsuz kabul ederek
tartõşmaya girmek doğru değil” dedi.
Türk-İş de
‘1 Mayıs’ta
Taksim’ dedi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türk-İş
Başkanõ Mustafa Kum-
lu, 1 Mayõs 1977’de Tak-
sim Meydanõ’nda yaşanan
olaylarõ anõmsatarak,
“Kanlı 1 Mayıs zihin-
lerde bir travma etkisi
yaratmıştır. Bu trav-
manın geride bırakıl-
ması içindir ki Türkiye,
1 Mayıs’ı Taksim’de
kutlamaya mecburdur”
dedi. Başbakan Tayyip
Erdoğan’a seslenen
Kumlu’nun “Taksim ol-
mazsa kutlamaları Ka-
dıköy’de yaparız” diye-
rek açõk kapõ bõrakmasõ da
dikkat çekti.
Kumlu, konfederasyon
genel merkezinde yaptõğõ
basõn toplantõsõnda, daha
önce 1 Mayõs’õn resmi ta-
til ilan edilmesini õsrarla
istediklerini anõmsatarak
şunlarõ söyledi:
“Kanlı 1 Mayıs zihin-
lerde bir travma etkisi
yaratmıştır. Türkiye 32
yıldır Taksim Meyda-
nı’nda yaşanan kanlı 1
Mayıs’ın yarattığı zi-
hinsel örselenmenin kâ-
busu içindedir. Bu trav-
manın geride bırakıl-
ması içindir ki Türkiye,
1 Mayıs’ı Taksim’de
kutlamaya mecburdur.
Taksim kutlamalara ka-
palı kaldığı sürece, bu
öfkeli acı her 1 Mayıs’ta
patlayacak, acı ve Tak-
sim ısrarı her yıl daha da
büyüyecektir. Türkiye
1 Mayıs’ı Taksim’de
kutlamaya mecburdur.
Çünkü emekçiler, kut-
lamalarda kaybettikleri
o 36 canı, kaybettikleri
yerde, bir kez bile olsa
kitlesel olarak anmak,
onlara karşı var olan
toplumsal vicdan bor-
cunu ödemek istemek-
tedirler. Bu bir ihtiyaç-
tır. Hükümet bu ihtiya-
cı anlamalı ve 1 Ma-
yıs’ın tam da tatil edil-
diği bu yıl, Taksim’i
emekçilere açmalıdır. 1
Mayıs’ın tatil ilan edil-
mesi, Taksim travması-
nın atlatılması açısın-
dan önemli bir adımdır.
Ama bir önemli adım
daha vardır ki Tak-
sim’in kutlamalara açıl-
masıdır. Buradan Sayın
Başbakan’a sesleniyo-
rum; 1 Mayıs’ı tatil ilan
ettirdiniz, teşekkür ede-
riz. Ama 2009 yılının 1
Mayıs’ında geçmişin bü-
tün olumsuz izlerini sil-
mek ve Taksim’i bir
bayram alanı haline ge-
tirmek sizin elinizdedir.
Taksim’i kutlamalara
açınız. Yüzbinlerce in-
sanın eşleriyle, çocukla-
rıyla Taksim’e ellerinde
karanfillerle gelmesine
izin veriniz.”
Belgeler
yakıldı
iddiası
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ankara’nõn
Gölbaşõ ilçesine bağlõ
Hallaçlõ köyünde bir tar-
lanõn yanõna açõlan çukur-
da, eski başbakanlardan
Tansu Çiller’e ait olduğu
sanõlan, aralarõnda gizli
evraklarõn da olduğu çok
sayõda belgenin yakõldõğõ
ortaya çõktõ.
Bir telefon ihbarõ üzeri-
ne olay yerine giden ha-
berciler, tarif edilen yerde
çok sayõda yakõlmõş ev-
rak, plaket, klasör ve şilte
rastladõ. Haber verilmesi
üzerine olay yerine gelen
jandarma ekipleri çevrede
geniş güvenlik önlemi
alõrken, jandarma olay ye-
ri inceleme ekipleri ihbar
yerine gelerek çalõşma
yaptõ. Olay yerindeki ev-
raklarõn arasõnda başba-
kanlõğõ döneminde Tansu
Çiller’e bir bakan tarafõn-
dan verilen tayin talep no-
tu, üzerinde Tansu Çiller
işlemesinin bulunduğu
çok sayõda şilt, gazete ku-
pürlerinden oluşan klasör-
ler, İbranice bir kitaba ait
olduğu sanõlan sayfalar
bulunurken fazla miktar-
da da küle rastlandõ. Kep-
çe ile açõldõğõ tahmin edi-
len çukurda 3 binin üze-
rinde klasörün yakõldõğõ
belirtilirken, devlete ait
arşiv belgelerinin kim ya
da kimlerce Gölbaşõ’na
götürülerek yakõldõğõ ise
henüz bilinmiyor. Belge-
ler savcõlõğa teslim edildi.
‘Kanlı 1 Mayıs araştırılsın’
Haber Merkezi - CHP İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı, tarihe “kanlı 1 Mayıs” olarak geçen 1
Mayõs 1977 olaylarõyla ilgili Meclis araştõrmasõ
açõlmasõ için önerge verdi. Baratalõ dün TBMM
Başkanlõğõ’na verdiği önergede, “Aradan geçen 32
yıla rağmen bir bayram havasında Taksim’e
doğru ilerleyen yüz binlerce kişiye ateş açanla-
rın kimler olduğu sorusu hâlâ aydınlanmış de-
ğildir. Kimi yetkililerce kontrgerilla ya da özel
harp operasyonu şeklinde dile getirilse de failler
ve sorumlular henüz açığa çıkarılamamıştır. 36
yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan ve bütün
toplum üzerinde bir travma yaratan 1977 kat-
liamıyla ilgili yüzleşmenin yapılması,
sorumlularının ve faillerinin açığa çıkarılması
ahlaki ve vicdani bir sorumluluk olduğu gibi de-
mokrasimiz açısından önemli bir dönüm noktası
olacaktır” dedi. TBMM İçişleri Komisyonu’nda
söz alan CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel de
1 Mayõs’õ kutlarken güvenlik güçlerinin, yaşattõğõ
vahşeti andõran görüntülerden kurtulmasõ gerektiği-
ni kaydetti. CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal
da, dün İstanbul’da Hattat Rakõm İlköğretim Oku-
lu’nda gazetecilere yaptõğõ açõklamada, Taksim’in
1 Mayõs’la özdeş olduğunu belirterek, “İstanbul
Emniyeti Müdürlüğü’nün özel günleri Tak-
sim’de kutlanabiliyorsa, işçilerde 1 Mayıs’ı Tak-
sim’de kutlayabilmelidir.” dedi.
ÇİLLERKUMLU: TRAVMA GERİDE BIRAKILMALI
CHP, 1977’deki olaylarla ilgili Meclis araştõrmasõ için önerge verdi