24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2009 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER CMYB C M Y B dishab@cumhuriyet.com.tr 2 NİSAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr Obama muhalefetle ayrı ayrı görüşecek ABD Taliban karargâhına saldırdı Irak’ta ‘uyuyan’ hücreler uyanıyor Kremlin muhalifinin kuşkulu ölümü ‘Laik düzen erozyona uğruyor’ diyen Gaffney’a göre, Obama bu gidişata destek verir gibi görünmemeli: TürkiyegözgöregöreyokoluyorELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - Frank Gaffney Was- hington’da AKP’ye muhalif bir tutum sergile- yen sayõlõ uzmandan biri. Gaffney bundan bir sü- re önce Washington Times gazetesindeki köşe yazõsõnda ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Türkiye’ye giderek İslamcõ bir hükümete hürmet edeceği görüşünü öne sürmüştü. Türkiye’de laik düzenin erozyona uğradõğõnõ söyleyen Gaffney, Obama’nõn bu gidişata destek ve- rir görünmemesi gerektiği kanõsõnda. Gaff- ney’e göre Ergenekon davasõ “Klasik to- taliter bir oyun.” - Washington Times gazetesinde çıkan makalenizde Obama’yı Türkiye’ye gi- deceği için eleştirdiniz. Bunun neden kö- tü bir fikir olduğunu düşünüyorsunuz? GAFFNEY - Obama’yõ Türkiye’ye gi- deceği için değil orada yapacaklarõ için eleş- tiriyorum. Medeniyetler İttifakõ Obama’nõn katõlmamasõ gereken bir toplantõ. Oba- ma’nõn bu toplantõya katõlmasõ ABD’nin Türkiye’nin İslamlaşmasõna ilgisiz kaldõ- ğõ görüşünün yanõ sõra İslam Konferansõ Ör- gütü üye ülkelerin saldõrgan politikalarõna ve Batõ toplumlarõnda giderek artan bir şe- kilde şeriatõ dayatma gündemlerine destek verdiği görüşünü güçlendirecek. - Medeniyetler İttifakı’na neden kar- şı çıkıyorsunuz? - Bugünkü uluslararasõ örgütlerin çoğu gibi Medeniyetler İttifakõ da zengin bir azõnlõğõn gündemini yansõtõr oldu. Şeriata hakaret edilmesine karşõ cephenin loko- motifi haline gelen İslami Konferans Ör- gütü gibi. Ve bu örgütün çok kültürlülük, çe- şitlilik, Müslümanlara hassasiyet adõ altõnda Ba- tõ toplumlarõna kurnazca yakõnlaşmak için bir di- zi adõmlarõ var. Bu gündem Batõ dünyasõnda öz- gür insanlarõn yaşamõna kattõğõ ve önemsediği değerler ve özgürlüklere aykõrõ. - Sizce Obama neden Türkiye’ye gidiyor? - Obama Müslüman bir başkente giderek bü- yük bir konuşma yapacağõnõ açõkça söylemişti. Bu konuşmayõ Türkiye’den yapacağõ belli değil ama bu gezi bunun için bir fõrsat. Obama’nõn ay- rõca Müslüman dünyasõna “saygıyla yaklaşmak” gibi de bir gündemi var. Benim endişem bunun sunulma tarzõnõn Müslüman dünyasõnda ço- ğunluk tarafõndan saygõ değil bir boyun eğme olarak algõlanacak olmasõ. Bu düşmanlarõmõz ara- sõnda en kötü dürtüleri güçlendirecektir. - Obama’nın Türkiye’ye giderek siyasi İs- lama destek verdiğini mi düşünüyorsunuz? - Ben büyük bir Türkiye hayranõyõm. 20 yõl- dõr Türkiye’nin İslamlaşmanõn yayõlmasõna karşõ önemli siper olduğunu savunuyorum. Türkiye Batõ için dünyanõn çok önemli bir böl- gesinde bir çapa. Ancak Türkiye gözlerimizin önünde yok oluyor. Obama dikkatli olmazsa İs- lamlaşma olgusunun giderek daha fazla parça- sõ olan, kurumlarõna sõzõlmõş, Atatürk tarafõndan öngörülmüş politikalarõn ve anayasadaki ilke- lerin bir tarafa atõldõğõ bir Türkiye’yi destekle- miş olacak. Ondan önceki başkan Bush da yeterince dikkatli değildi. Laik ve İslam- laşmamõş bir Türkiye’yi takdir etme konusun- da her iki yönetim altõndaki dõşişleri bakanlõğõ da dikkatli değil. Pek çok Avrupa ülkesi de bu konuda dikkatli değil. Türkiye’de laik düzen İs- lamlaşan bir ülkenin önünü açacak şekilde erozyona uğruyor.Obama dikkatli olmazsa ora- dayken bu sürece destek vermiş görünecek. - Bush yönetimi AKP’yi açık bir biçim- de destekledi, Türkiye’yi ‘õlõmlõ İslam ülkesi’ olarak tanımladı. Yeni yönetimin tutumu ne olacak? - Eğer ben yönetimde olsaydõm Türkiye’de- ki geleneksel uygulamalara, anayasal ilkelere ve yerleşik laik kurumlara vurgu yapardõm. Bu Müs- lüman Kardeşler yaklaşõmõndan çok daha iyidir. Bu ilkeleri terk eden bir ülkenin kesinlikle AB’nin parçasõ olma şansõna sahip olmadõğõnõ açõkça söylerdim. Ülkede baskõcõ bir ortama ne- den olan bu erozyonun sürmesi hem Türkiye için hem de Batõ ile olan ilişkileri açõsõndan zararlõ. - Obama bu konuda sizce Bush’tan farklı bir tutum belirleyebilecek mi? - Obama’nõn Bush’un çizgisini takip etmesi hatta daha da az dikkatli olmasõ yüksek ola- sõlõk. Clinton ve Bush yönetimi altõnda- ki dõşişleri bakanlõğõ İslamcõlar seçimle gel- diği sürece bunun kabul edilebilir olduğunu savundular. İslamcõlarõn ülkeyi nereye götüreceğine, demokrasinin kurumlarõna neler yaptõklarõna bakmadan bunun iyi bir şey olduğunu düşündüler. Ben kişisel olarak bunun iyi bir şey olduğunu düşün- müyorum. ABD’den gelecek bu yöndeki bir mesaj Türkiye’yi ve Avrupa’yõ gerçek tehdide karşõ aşõlayacaktõr. Erdoğan AB’yi kullanıyor - Obama’nın İslam dünyasına yöne- lik politikası nasıl olmalı? - Benim görüşlerim Obama’nõnkinden çok farklõ. Eğer başkan olsaydõm kapsamlõ, dini, siyasi, yasal bir program olan ve acõ- masõz bir biçimde baskõcõ küresel bir te- okrasi yaratma hedefine odaklõ şeriat ile dindar Müslümanlarõ birbirinden ayõrõrdõm. Ki bu Müslümanlarõn çoğu böyle bir rejim altõnda yaşamak istemediği gibi kimseye de bunun dayatõlmasõndan yana değil. - Türkiye’nin AKP yönetiminde Ba- tı’dan uzaklaştığı görüşüne katılıyor mu- sunuz? - Bence Başbakan Tayyip Erdoğan bundan çok daha karmaşõk bir oyun oynuyor. AB süre- cini, zaman kazanmak, orduyu baskõ altõnda ve yargõyõ emrinde tutmak, devletin kurumlarõnda gücünü pekiştirmek için kullanõyor. Bağõmsõz medyayõ ortadan kaldõrarak, eğitimdede ege- menlik kurmayõ ve iş dünyasõndaki kontrolünü arttõrmayõ hedefliyor. Ve Avrupa’nõn parçasõ ol- ma projesi bunun gibi hedefleri gerçekleştirmeye yardõmcõ oluyor. Erdoğan’õn aynõ zamanda Ba- tõ’nõn düşmanlarõna da ulaşmaya çalõşmasõ NA- TO’dan uzaklaşma ve Batõ yanlõsõ bir ülke ge- leneğinden kopma olarak yorumlanõyor. AKP’nin bahanesi yoğun gündem ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu toplantõsõ için Brüksel’de bulunan Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB-Türkiye müzakere sürecinde yeni başlõklarõn açõlabilmesi için gereken hazõrlõklarõn kõsa bir süre içinde yerine getirilmesinin yoğun gündem yüzünden güç olacağõnõ söyledi. Avrupa Komisyonu açõlabilecek iki başlõk için hükümetin hazõrlõklarõnõn tamamlamasõnõ bekliyor. Vergilendirme başlõğõnõn açõlabilmesi için Bakanlar Kurulu’nun rakõya uygulanan verginin arttõrõlmasõ veya ithal içkilere uygulanan vergilerin azaltõlmasõ yönünde bir kararõ imzalamasõ gerek. Hükümeti zor durumda bõrakacak bu karar için görüşmeler sürerken, Bağõş, iki başlõğõn açõlmasõ için gerekli hazõrlõklarõn zamanõnda yapõlamamasõ olasõlõğõnõ G20 zirvesi, NATO zirvesi ve ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Türkiye ziyareti, küresel kriz ve dönem başkanlõğõnõ üstlenmiş olan Çek hükümetinin güvenoyu alamamasõna bağladõ. Sosyal adalet ve istihdam başlõğõnõn açõlmasõ için de Türkiye’yi ILO standartlarõna yükseltecek yasal düzenlemelerin yapõlmasõ gerekiyor. Şu zamanda açılacak diye bir şey yok Her iki konuda da bu ay içinde gerekli adõmlar atõlmadõğõ takdirde başlõklarõn açõlmasõ ihtimali zayõflõyor. Bağõş, konuyla ilgili olarak “Şu kadar faslı bu dönem, bu kadar faslı şu dönem açacağız diye bir şey yok” dedi. Bağõş, yapõlmasõ gereken reformlarla ilgili olarak “Top muhalefette” derken Cumhuriyet’e konuşan CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, “Reform yapılması gereken 11 konu var, bu konuların hiçbirisi henüz Meclis’e sunulmadı. Top muhalefette demek tamamen gerçekdışıdır” diye konuştu. Öymen, KPK’de Egemen Bağış’a “Türkiye İspanya ile Medeniyetler İttifakı müzakereleri yürütüyor. İspanya Batı medeniyetini temsil ettiğine göre, Türkiye hangi medeniyeti temsil ediyor? Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri ilan ettiği gibi Batı medeniyetinin bir parçası mıdır, değil midir?” sorusunu yöneltti. Bağõş’õn yanõtõ ise “Türkiye Doğu’nun en batısında, batının en doğusundadır. Hem Avrupa hem Asya hem Kafkas ülkesidir” diye oldu. Dış Haberler Servisi - İsrail’de oluşturduğu koa- lisyon hükümeti parla- mentodan güvenoyu alan Binyamin Netanyahu, başbakanlõk görevini Ehud Olmert’ten devral- dõ. Likud, İsrail Evimiz, İş- çi Partisi, Şas ve Yahudi Evi partilerinin katõldõğõ sağ ağõrlõklõ koalisyon hü- kümeti, 120 üyeli parla- mentoda 45’e karşõ 69 oy- la güvenoyu alõrken 5 mil- letvekili çekimser kaldõ. Hükümetin görevi devral- masõndan sonra aşõrõ dinci partilerden Birleşik Tevrat Yahudiliği ile de koalisyon protokolü imzalandõ. Böy- lece hükümete katõlan par- ti sayõsõ 6’ya yükseldi. Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’in huzurunda yapõ- lan devir teslim töreninin ardõndan konuşan eski baş- bakan Olmert, Filistin ve Suriye ile barõşõn gerçek- leştirilememesinden dola- yõ üzgün olduğunu, bazõ hatalar yaptõğõnõ ancak bu hatalarõ dile getirmekten utanmadõğõnõ söyledi. Ne- tanyahu ise “Kollarımızı sıvayıp hemen işe koyul- malıyız” demekle yetindi. Cumhurbaşkanõ Peres ise barõş için iki devletli çö- zümün önemini vurgula- yan bir konuşma yaptõ. Netanyahu hükümetinin güvenoyu almasõndan son- ra ilk tepki Filistin Yöne- timi Devlet Başkanõ Mah- mud Abbas’tan geldi. Ab- bas, Netanyahu’nun barõ- şa inanmadõğõnõ söyleye- rek, uluslararasõ toplumu, Filistin devletini tanõmasõ için Netanyahu liderliğin- deki sağ hükümete baskõ yapmaya çağõrdõ. Halk memnun değil Haaretz gazetesinin, hükümetin güvenoyu al- masõnõn hemen ardõndan yaptõğõ bir kamuoyu yok- lamasõ, İsraillilerin yüz- de 54’ünün yeni hükü- metten memnun olma- dõğõnõ ve hükümete faz- la süre tanõmadõğõnõ or- taya koydu. Aşõrõ milli- yetçi İsrail Evimiz parti- sinin lideri, dõşişleri ba- kanlõğõna atanan Avig- dor Lieberman, katõ- lõmcõlarõn ancak üçte bi- rinden destek alõrken, büyük çoğunluk, Lieber- man’õn ülke dõşõnda İs- rail’i temsil etmemesi ge- rektiğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Köksal Toptan, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn muhalefet partisi liderleriyle kendi makam odasõnda ayrõ ayrõ görüşmesinin planlandõğõnõ açõkladõ. Toptan, Obama’nõn muhalefet liderleriyle görüşme isteğini kendilerine ilettiğini ve kendisinin de çok olumlu karşõladõğõnõ söyledi. Toptan, “Büyük bir aksilik olmadığı takdirde kısa süreli de olsa Sayın Obama muhalefet liderleriyle muhtemelen benim odamda özel birer görüşme yapacaktır” dedi. Bu görüşmenin Obama’nõn kendisiyle 15 dakika baş başa görüşmesinden sonra olacağõnõ belirten Toptan, daha sonra ABD Başkanõ’nõn genel kurula hitap edeceğini belirtti. Obama’nõn Devlet Bahçeli ile görüşmesi konusunda, TBMM Başkanlõğõ’yla temaslarõn olduğu yönündeki bir soru üzerine Toptan, “Ortada bir kriz yok, daha kesinleşmiş bir şey de yok. Muhtemelen dediğim gibi, kısa süreli de olsa liderlerle Sayın Obama birer görüşme yapacak” diye konuştu. Toptan, Obama’nõn ziyaretinin sadece Türkiye açõsõndan değil, dünya açõsõndan da büyük önem taşõdõğõna dikkat çekti. Dış Haberler Servisi - Pakistan’da bir ABD insansõz uçağõnõn Taliban’a ait olduğu belirtilen bir tesise düzenlediği füze saldõrõsõnda 12 kişi öldü, 13 kişi yaralandõ. Yetkililer ve görgü tanõklarõ, Peştun aşiret bölgesindeki Orakzai’nin Hadizai köyünde Taliban karargâhõnõn ABD’ye ait olduğu sanõlan insansõz bir uçaktan atõlan füzeyle vurulduğunu bildirdi. Taliban, ABD’nin ülkedeki saldõrõlarõna yanõt olarak önceki gün Lahor kentindeki bir polis eğitim merkezine düzenlediği saldõrõda 8 polis akademisi öğrencisini öldürmüştü. Şiddet olaylarõnõn fazla yaşanmadõğõ Orakzai’nin, Taliban’la çatõşmalarõn giderek arttõğõ ülkedeki en sakin bölgelerden biri olmasõna karşõn Taliban’õn son dönemde burada da güçlendiği belirtiliyor. Dış Haberler Servisi - Rusya’da Kremlin karşõtõ görüşleriyle tanõnan bir gazetecinin uğradõğõ saldõrõ sonucu öldüğü iddia edildi. Başkent Moskova’nõn Himki semtindeki Grajdonskoy Soglasiye isimli yerel gazetede çalõşan Sergey Protazanov’un geçen cumartesi günü kimliği belirsiz kişilerçe feci şekilde dövüldüğü ve hastaneden taburcu edildikten sonra önceki gün yaşamõnõ yitirdiği belirtildi. Olayõ duyuran gazetenin editörü Anatoliy Yurov, Protazanov’un Himki’deki belediye başkanlõğõ seçiminde meydana gelen usulsüzlüklere ilişkin bir haber yaptõğõnõ kaydetti. Polis ise bu iddialarõ reddederek gazetecinin evinin merdivenlerinde yanõnda ağrõ kesici maddelerle birlikte kendinden geçmiş halde bulunduğu ve zehirlenerek öldüğü yönünde açõklama yaptõ. Himki’de son aylarda gazetecileri hedef alan saldõrõlar yaşandõğõ belirtiliyor. Bölgede özellikle ormanõn içinden geçecek yol yapõmõna karşõ yürütülen kampanyalara ve yetkililere yönelik tepkilere dikkat çekiliyor. Dış Haberler Servisi - Irak’ta dinci ve Baasçõ militanlarõn, ülkenin büyük ölçüde sakin bölgelerinde yeniden bir araya gelerek, direnişi canlandõrmaya çalõştõklarõ bildiriliyor. New York Times gazetesine göre, son günlerde meydana gelen bir dizi saldõrõ ve Amerikan birliklerinin Irak’tan çekilme hazõrlõğõ içinde olmasõ potansiyel tehlikeye işaret ediyor. Bağdat’ta güvenli olduğuna inanõldõğõ için yeniden trafiğe açõlan bir caddede meydana gelen ve 123 kişinin ölümüne yol açan saldõrõ ve El Kaide izleri taşõyan üç intihar saldõrõsõ bunlarõn arasõnda. Amerikan ve Irak istihbaratõna göre, eskiden direnişçi olan ancak daha sonra ABD ile işbirliği yaparak El Kaide karşõtõ olan Uyanõş Konseyleri üyelerine suikast girişimleri şüphe uyandõrõyor. Amerikalõ yetkililer, Uyanõş Konseyleri üyelerinin yeniden dincilere ve diğer direnişçi gruplara yöneldiğinden endişe ediliyor. Amerikalõ yetkililer, Irak savaşõnõn başladõğõ 2003’ten beri ülkede şiddet olaylarõ en düşük seviyesindeyken direnişçi gruplarõn “uyuyan hücreler”i harekete geçirmeye başladõklarõnõ, son saldõrõlarõ bu hücrelerin gerçekleştirdiğini belirtiyorlar. Amerikan ve Irak askeri istihbaratõna göre, Saddam Hüseyin’in yardõmcõsõ İzzet İbrahim el Duri ile ilişkisi olduğuna inanõlan bir örgüt de dinci Sünnilerle işbirliğine gitti. El Duri, ABD işgalinden sonra yakalanamayan liderler arasõnda. Türkiye, arabuluculuk faaliyetleri çerçevesinde Pakistan ve Afganisan liderlerini ağõrladõ. Zerdari ile Karzai’ye ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanõ Gül ve Başbakan Erdoğan liderlerle önce baş başa görüştü, ardõndan dörtlü görüşmeye geçildi. (Fotoğraf: AP) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Afganistan ve Pakistan arasõndaki üçlü toplantõ süreci, askeri ve istihbarat uz- manlarõnõn katõlõmõyla kurumsallaştõrõla- cak. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, dün yapõlan zirvede bölgesel güvenlik konu- larõnda işbirliğine verilen önemin altõnõ çiz- diklerini söyledi. Üçlü zirvenin ardõndan Cumhurbaşka- nõ Gül, Afganistan Cumhurbaşkanõ Hamid Karzai ve Pakistan Cumhurbaşkanõ Asıf Ali Zerdari basõn toplantõsõ düzenledi. Üç- lü zirve sürecinin başlamasõnõn ardõndan asker ve polis yetkililerinin katõlõmõyla Te- rörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi ile Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Müca- dele Akademisi’nde toplantõlar yapõldõğõ- nõ dile getiren Gül, zirvenin en önemli ya- nõnõn, askeri işbirliği konularõnõn ele alõn- masõ olduğunu kaydetti. 3-4 Nisan’da NATO zirvesi yapõlacağõnõ ve ABD Baş- kanõ Barack Obama’nõn Türkiye’ye ge- leceğini belirten Gül, Karzai ve Zerdari’nin fikirlerini Obama’ya aktaracağõnõ bildirdi. Üç lider daha sonra gazetecilerin soru- larõnõ yanõtladõ. Karzai, “Karikatür kri- zi ile İslam dünyasının tepkisine neden olan Danimarka Başbakanı Rasmus- sen’in NATO Genel Sekreteri adayı olması, ülkenizdeki NATO operasyo- nunu nasıl etkiler?” sorusuna “Afga- nistan NATO üyesi değil. Bu NATO’ya üye ülkelerin vereceği bir karar. Türkiye de bu kararın içinde olacak. Alınacak her kararı memnuniyetle karşılarız” ya- nõtõnõ verdi. Üçlü zirvenin ardõndan ortak yazõlõ açõklama yapõldõ. Üç ülkenin siya- si, askeri ve istihbarat kurumlarõ arasõnda bölgesel güvenlik alanõndaki eşgüdüm ve işbirliğine yönelik üçlü temaslarõ devam ettirme kararõnõn alõndõğõ bildirilen açõk- lamada, “Afganistan ve Pakistan cum- hurbaşkanları, Türkiye Cumhurbaş- kanı’ndan bölgesel meselelerde daha fazla işbirliği yapılması yönündeki siyasi iradelerini ortaya koyacak bir bölgesel zirve toplantısının Türkiye’de düzen- lemesini talep etmişlerdir” denildi. Uzlaşma arayõşõnda 3. tur PORTRE / FRANK GAFFNEY Başmüzakereci Bağõş, yeni başlõklarõn açõlabilmesi için hükümetten beklenen hazõrlõklarõn kõsa bir süre içinde yerine getirilmesinin yoğun gündem yüzünden güç olacağõnõ söyledi Sağhükümet işbaşında Netanyahu, Peres’in rezidansında, Knesset Başkanı’nın da katıldığı törenle birlikte, İsrail’in direksiyonuna geçti. (Fotoğraf: AP) -Ergenekon davasıyla ilgili bilginiz var mı? GAFFNEY -Basõndan okuduğum kadarõy- la... Bu da karmaşõk bir iktidar oyunu gibi görünüyor. Orduyu etkisizleştirme hedefinin yanõ sõra, kendine düşman gördüklerini sa- vunma pozisyonuna koyma, 4 yõl önce ger- çekleşmeyen bir darbe olasõlõğõnõ güncel bir tehdit olarak kullanarak daha baskõcõ yön- temler haklõ gösterilmeye çalõşõlõyor. Bu klasik totaliter bir oyun. - ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son insan hakları raporunda AKP’ye basın özgürlüğü konusunda ağır eleştiriler getirildi. - Genelleme yapmak çok zor. ABD hükümeti içinde belli kompartõmanlar var. Bu raporu yazanlar örneğin Türkiye’ye ya da Avrupa’ya yönelik politika üreten bölümlerden ayrõ tutuluyor. Basõn özgürlüğü ABD hükümeti içindeki bazõ çevreler için elverişli olmayan bir sorun. Özellikle yönetim içinde Müslüman Kardeşler modeline destek veren çizginin belirlenmesinden sonra. Bu mide bulandõran bir durum. Bizim İslam dünyasõnda taklit edilmesini isteyeceğimiz model Atatürk’ün modeli olmalõ, İslamcõlarõn değil. İslamcõlarõn yolundan giderseniz artõk bunun sonu yoktur. İslamlaşmış devlete doğru gidiş - ABD yönetimi içinde Müslüman Kardeşler modelini destekleyenler bunun kendilerine de faydalı olmadığını göremiyor mu? - Yönetim içinde bu modele destek verenler bunun faydalõ olduğu yanõlsamasõ içindeler. ABD çõkarlarõ için bunun bir tarafta baskõcõ laik rejimler diğer tarafta teokratik totaliter rejimler arasõnda tutarlõ ve tercih edilen bir alternatif olduğunu düşünüyorlar. Bunu yaparken ise bu modelin totaliter teokratik bir rejimin meydana gelme süreci olduğunu anlamõyorlar. Çünkü bunun erken aşamalarõ Batõ için sorun yaratmõyor. - AKP’nin asıl hedefi sizce ne? - Benim dõşardan gördüğüm kadarõyla kaçõnõlmaz bir biçimde AKP’nin iktidarõ tek başõna kontrol edeceği, kurumsal rakipleri veya denetimi olmayan ve şeriatõn farklõ biçimlerinin Türk halkõna dayatõlacağõ İslamlaşmõş bir devlete doğru gidiliyor. Umarõm yanõlõyorumdur çünkü bu Türk halkõnõn hak etmediği bir Türkiye olacak. Washington’daki muhafazakâr düşünce kuruluşu Güvenlik Politikalarõ Merkezi’nin kurucusu ve başkanõ. Başkan Reagan döneminde savunma bakan yardõmcõlõğõ görevine getirildi. Bu görevde yedi ay kaldõ. 1983-1987 yõllarõ arasõnda Savunma Bakanõ Richard Perle’in altõnda müsteşar yardõmcõsõ olarak çalõştõ. Washington Times, National Review ve Jewish World Review gibi basõn kuruluşlarõnda yazõlar yazõyor. Daha önce Erdoğan için ‘İslamofaşist’ ifadesini kullanan Gaffney, neocon olduğu yönündeki savlarõ reddederek kendisini ‘realist’ olarak tanõmlõyor. 20 yõldõr Türkiye’nin İslamlaşmanõn yayõlmasõna karşõ önemli siper olduğunu savunuyorum. Ancak Türkiye gözlerimizin önünde yok oluyor. Eğer Obama dikkatli olmazsa İslamlaşma olgusunun giderek daha fazla parçasõ olan, kurumlarõna sõzõlmõş, Atatürk tarafõndan öngörülmüş politikalarõn bir tarafa atõldõğõ bir Türkiye’yi desteklemiş olacak. Bush da yeterince dikkatli değildi. Laik ve İslamlaşmamõş bir Türkiye’yi takdir etme konusunda her iki yönetim altõndaki dõşişleri bakanlõğõ da, pek çok Avrupa ülkesi de bu konuda dikkatli değil. ABD’DE MÜSLÜMAN KARDEŞLER MODELİNE DESTEK “ ”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear