28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA 13 NİSAN 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 17 Edirne Y 19 Kocaeli B 24 Çanakkale Y 20 İzmir PB 24 Manisa PB 25 Aydın PB 24 Denizli PB 25 Zonguldak PB 16 Sinop PB 13 Samsun B 16 Trabzon PB 13 Giresun PB 14 Ankara B 20 Eskişehir B 22 Konya B 21 Sıvas B 16 Antalya B 23 Adana B 27 Mersin B 24 Diyarbakır PB 21 Şanlıurfa PB 25 Mardin PB 19 Siirt PB 20 Hakkâri Y 11 Van Y 10 Kars Y 9 Oslo Y 10 Helsinki Y 9 Stockholm Y 14 Londra Y 17 Amsterdam Y 17 Brüksel Y 18 Paris Y 18 Bonn B 10 Münih B 19 Berlin B 21 Budapeşte Y 22 Madrid PB 21 Viyana Y 20 Belgrad Y 14 Sofya Y 15 Roma Y 18 Atina Y 20 Zürih Y 22 Moskova B 12 Aşkabat Y 10 Astana B 9 Taşkent Y 23 Bakû Y 10 Bişkek Y 18 Tiflis Y 8 Kahire A 34 Şam A 28 Ülkemizin doğusu ile öğ- le saatlerinden itibaren kuzeybatı kesimleri par- çalı çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu yağmur ve sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Doğu Anadolu ile Doğu Kara- deniz’in iç kesimleri kar erimeleri ve çığ tehlikesi- ne karşı dikkatli olunma- sı gerekmektedir. AÇI MÜMTAZ SOYSAL ‘Hayır’da Hayır OBAMA’nın istediklerine “hayır” diyebilmek çok mu zordur? Sıkıyönetimli dönemlerde yapılmış anayasalar halkoylamasına sunulurken aleyhte propaganda yasaklanınca, “hayır” denmesini isteyenler “Ha- yırda hayır vardır” deyip çıkarlardı işin içinden. Şim- di Obama’nın istekleri konusunda öyle bir zo- runluluk olmadığına göre, “hayır” deme gereğinin nedenlerini açıkça yazmak iki taraf için mutlaka hayırlı ve yararlı olacaktır. Afganistan’a “muharip” asker istenmesine “hayır” demek Türkiye’nin en doğal hakkıdır. Hiçbir devlet tarihsel ve duygusal dostluk ilişki- leri kurduğu bir ülkenin insanlarına karşı, hangi ne- denle olursa olsun silah kullanması istenince “evet” diyemez. Afgan halkı, Milli Mücadele’den beri bizden yana tutumunu içtenlikle korumuş, Ke- malist rejim de o halkın çağdaşlaşması uğruna elinden geleni esirgememiştir. Bu durumda, ABD’nin Sovyet işgaline karşı si- lahlandırdığı dinci direniş şimdi Amerika’ya kafa tutuyor diye, NATO da istese, Türk kanı akıtılamaz. NATO’ya girebilmek uğruna dünyanın öbür ucun- da Çinlilerle savaşıp yüzlerce şehit veren bir Tür- kiye’nin Rasmussen itirazını NATO dinledi mi? Dağlık Karabağ’daki Ermeni işgali kaldırılma- dan, Obama istedi diye sınır kapısı açılır mı? “Kardeş millet” bildiğimiz, dilini anlayıp müziğini sevdiğimiz ve dış ilişkilerinde hep bizden yana say- dığımız Azerbaycan’a bu yapılır mı? ABD Kongresi’nden hukuken beş para etmez bir “soykırım” kararı çıkar korkusuyla böyle bir ve- fasızlık göstermek Türkiye’ye yakışmaz. Kurulması hayal edilen bilim komitesi bu sayede lehte so- nuca mı varacak? Ermenistan Doğu Anado- lu’dan vazgeçip Ağrı Dağı’nı ulusal armasından mı çıkaracak? Heybeliada’da Patrikhane’ye bağlı papaz oku- lunu yeniden açmakla kendi anayasasına bi- le ters düşecek bir Türkiye, hangi uluslararası hu- kuk metnine dayanıp Batı Trakya Türklerinin in- san hakları için mücadele verebilir? Etnik farkı ye- terli sayıp Güneydoğulu vatandaşlar için Mec- lis’teki bütün gözlere baka baka “azınlık” sözünü kullanan Obama’nın Yunanistan’daki “resmî” Türk azınlığı ile Irak’taki Türkmenler için kılını kı- pırdatacağından emin miyiz? Ne var ki, pusulası şaşmış ve bu konuların hep- sinde devlet başkanı ile hükümet başkanının farklı tellerden çaldığı bir Türkiye inanılır olmak- tan çıktığı için, bu soruların hiçbirine kesin yanıt vermek artık son derece zorlaşmıştır. mumtazsoysal@gmail.com 14 NİSAN’da ANKARA’da GÜRLEDİK; 29 NİSAN’da İSTANBUL’da ÇAĞLADIK. BU YIL, 23 NİSAN 2009’da CUMHURİYETİN ATAN KALBİNİN SÖKÜLMEK İSTENDİĞİ SİLİVRİ’deyiz! HUKUKU SAVUNMAK İSTEYEN YURTTAŞLAR; LÜTFEN BİZİ ARAYINIZ! Ulaşım-İletişim-Bilgi: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 - 0532 281 54 54 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Yerel seçimlerde çalışarak, yenilebileceklerini kanıtladık! BUGÜN 13 NİSAN 2009... EN GEÇ 28 AY SONRA İKTİDARI DEĞİŞTİRECEK OLAN GENEL SEÇİM VAR! CUMHURİYET GÖNÜLLÜLERİ; SEÇİMLERE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINA BAŞLIYORUZ! BİZE KATILMAKTA GECİKMEYİNİZ! İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 0544 384 45 52 - 0532 281 54 54 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Alternatifsizlik Tehlikesi... C devlet düzenini değiş- tirmek sevdasından vaz- geçtiği anlamına gelir. Ne var ki Amerika, öteki Avrupalı devletler gibi, ne ekonomik siste- minden, ne Ortado- ğu’ya dönük çıkarla- rından, ne de Türkiye Cumhuriyeti üstüne gö- reneksel bakış açısın- dan vazgeçmiştir. Olayın bundan son- raki safhaları, artık Türkiye’nin kendi iç dünyasında bulacağı ve yaratacağı alternatif si- yasal güçlerle ilgilidir. Bir ülkede en büyük tehlikelerden birini de iç düzeninde alternatifsiz- lik oluşturur. - Amerika’nın müda- halesi ve abanmasıyla ülkemizde yok edilen merkez sağın alternatif güç haline gelmesi kolay görünmüyor; merkez solun kendisini toparla- yıp bütünleşerek ikti- dar alternatifine dö- nüşmesi zor bir sorun olarak gündemdedir; Türk-İslam milliyetçi- liğine bağlı görünen si- yasal parti de şimdilik iktidar alternatifi sayı- lamaz. Sorun demek ki artık iktidarda değil, muha- lefette odaklanıyor. Halk yerel seçimde iktidarın oylarını dü- şürmüştür. Toplumda yükselen bilinçli muhalefeti siya- sal parti örgütlenmesine dönüştürmek, bu du- rumda, aklı başında po- litikacıların çağdaş ve kaçınılmaz görevidir. Baştarafı 1. Sayfada ‘AKP’ye kazandırdınız’İstanbul Haber Servisi - DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan, 29 Mart yerel seçimlerinde “İs- tanbul’da CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklen- mesi gerektiği” ifadeleri nede- niyle partisinden kesin ihraç ka- rarõna karşõ DSP Disiplin Kuru- lu Başkanlõğõ’na verdiği savun- mada, DSP’nin böldüğü oylarla birçok belediyenin AKP’ye ka- zandõrõldõğõ yorumunu yaptõ. Savunmasõnda, parti yöneti- minin Ankara’da CHP adayõ Murat Karayalçın’õn destek- lenmesi kararõ aldõğõnõ anõmsatan Ahmet Tan, şöyle devam etti: “Genel merkez, hangi duygu ve düşüncelerle Murat Karayal- çın’ın desteklenmesine karar vermişse, ben de aynı düşüncelerle ve İstanbul milletvekili sıfatımla da Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi öne- risinde bulundum. Zira her iki adayın da stratejik konumları aynıdır. ” Kõlõçdaroğlu’nu destekleme tutumunun haklõlõğõnõn partisinin seçimlerdeki he- zimeti ve Genel Başkan Zeki Sezer’in is- tifasõ ile kanõtlandõğõnõ anlatan Tan, dü- şüncelerini şöyle aktardõ: “Haklılığı ka- nıtlanan bu tutumumuz nedeniyle biz- zat rahmetli Bülent Ecevit tarafından genel sekreterliğe önerilen ve üç dö- nemdir partinin milletvekilliğini, ba- kanlığını ve iki ayrı komisyonun baş- kanlığını yapmış kırk yıllık Ecevitçileri partiden ihraç etmeye yönelmek, par- tinin bugünkü kadrosunun hem ken- dilerini hem de DSP’yi ağlanacak du- ruma düşürdüklerinin kanıtıdır.” ‘Muhalefete muhalefet yapmak’ Ecevit’in itibarõnõ ve “en önemli ese- rim” dediği DSP’yi bu hale düşürenle- rin elde edilen “yarım buçuklu” bir oy artõşõnõn böldüğü oylar sayesinde Genel Başkan Sezer’in 5 yõl boyunca sabah- akşam “Önü karanlık, arkası karan- lık” diye nitelediği AKP’ye birçok be- lediyenin kazandõrõldõğõnõ vurgulayan Tan, savunmasõnõ, “Partinin siyasal rüştünü kanıtlamanın yolu, üçüncü sı- nıf partizan söylemlerle iktidar yeri- ne, muhalefete muhalefet yapmak değildir” dedi. Ahmet Tan, vurularak öl- dürülen ABD Başkanlarõndan J. F. Kennedy’nin “Parti çıkarı bahis ko- nusu olunca, bunu kişisel çıkarımın üs- tünde tutarım; ülkemin ve insanlığın çıkarı ortaya çıkınca da onu parti çı- karının üstünde görürüm” sözlerine gönderme yaparak “Kaldı ki, sizin An- kara’da CHP adayını desteklemeniz- den aldığım ilhamla, benim de İstan- bul’da Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alma önerim ile DSP’nin de itibarını koruduğuma inanıyorum” dedi. ‘Asıl onlar hesap vermeli’ Parti tüzüğünün 75. maddesindeki “Parti programının, politikalarının ve kararlarının devlet ve toplum yaşamına yansıtılıp uygulanışı ile ilgili hazırlıklar, başkanlık kurulunca, araştırma ve da- nışma kurul ve gruplarının yardımı ile tüm üyelerin katkısı ile ilgili toplum kesimlerinin ve genel olarak halkın görüşleri de alınarak yapılır” ifadelerini anõmsatan Ahmet Tan, “Tara- fımdan ilk temasları başlatıla- rak gerçekleşen seçim işbirliği sonucu, CHP desteğiyle mil- letvekili sıfatı kazanmış olanlar ise CHP’li Kılıçdaroğlu’na destek çağrısını ‘hainlik’ olarak nitelemişlerdir. Asıl bu zevatın İstanbul halkına, akla ve ahla- ka ihanetten hesap vermeleri gerekmektedir” dedi. Kõlõçdaroğlu’nu destekleme tavrõnda- ki yanlõşlõğõn, Karayalçõn’a destek kadar parti tüzüğüne aykõrõ olduğunu belirten Tan, “Bu aykırılığı da Sayın Sezer ile birlikte paylaşıyorum. ‘Suç’ diye ni- telediğiniz hareketim, demokratik ku- rallar içinde, partiye ve ülkeye daha ya- rarlı olduğu inancıyla farklı düşünmek ya da davranmaktan ibarettir. Bu davranışımla, partimin magazin aday- lar eliyle uğrayacağı zararı ne ölçüde önlemeye çalıştığıma ve DSP’nin iti- barımı koruduğuma ve milletvekili olarak TBMM’de ettiğim milletvekili yemininin gereğini yaptığıma inanı- yorum” diyerek yerel seçimlerdeki tu- tumunun doğruluğunu savundu. İstanbul Haber Servisi - Şõr- nak’ta terör örgütü PKK’ye yö- nelik düzenlenen operasyonda şehit düşen piyade erler Tuncay Türken ve Emre Anşin dün İs- tanbul’da törenle toprağa veril- di. Şehit Türken’in cenazesine Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katõldõ. Cenaze tö- renine katõlan yurttaşlar, terörü sloganlarla protesto etti. Şehit er Türken (21) için dün Ataköy 5. Kõsõm Cami- si’nde düzenlenen törende, şe- hit erin babasõ Cemal Türken ve annesi Şaziye Türken tazi- yeleri kabul etti. Türken’in naaşõ, cenaze namazõnõn ardõndan top arabasõna konuldu. Cumhurbaşkanõ Gül ve Başbakan Erdoğan’õn da katõlõmõyla oluşturulan kortej eşliğinde bir süre top arabasõnda taşõnan Türken’in cena- zesi Edirnekapõ Şehitliği’nde toprağa verildi. Askerliğinin bitmesine 37 gün kalan oğlunu şehit veren baba Cemal Türken, “Vatan sağ olsun” dedi. Şõrnak’ta şehit düşen Piyade Er Anşin’in (21) için de ilk tören Ümraniye Yeni Çamlõca ma- hallesindeki evinin önünde düzenlendi. Bura- da düzenlenen törenin ardõndan An- şin’in cenazesi Üsküdar Selimiye Ca- mii’ne getirildi. Törene Anşin’in yakõnlarõnõn yanõsõra Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Hayati Yazıcı, Bayõndõrlõk ve İskan Baka- nõ Faruk Özak, 1. Ordu Komutanõ Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve çok sayõda yurttaş katõldõ. Anşin’in cenazesi, burada ikindi vakti kõlõnan cenaze namazõnõn ar- dõndan askerler tarafõndan omuzla- ra alõnarak top arabasõna dek taşõn- dõ. Bu sõrada şehitin yakõnlarõ terö- re tepki gösterirken, anne Remziye Anşin “Bana ‘Anne, ben şehit olmaya gidi- yorum. Arkamdan ağlamayõn’ dedi. Oğluma söz verdim, ağlamayacağım. Onları sevin- dirmeyeceğim. Vatan sağolsun” diye ağõt yaktõ. Anşin’in cenazesi, daha sonra Edirne- kapõ Şehitliği’nde toprağa verildi. PartisindenihraçedilmekistenenDSPmilletvekiliAhmetTan’danzehirzembereksavunma ‘YARGILANMAYI ÇOKTAN HAK ETTİLER’ DSP’nin gösterdiği adaylarõn bir kõsmõnõn hayatlarõnda partinin kapõ- sõndan girmemiş, bir kõsmõnõn ise aday olduklarõ gün partiye kayõtlarõ ger- çekleştirilen ve demokratik sol dü- şünceyle alakasõ olmayan şahõslar ol- duklarõnõ ifade eden Tan, şu suçlama- larda bulundu: “Bunlardan bazıları ise seçim süresince çarşıda pazarda birbirlerine sarılarak ‘Koş vatan- daş koş! Ecevit’in mallarõ bunlar!’ diyerek ‘Batan geminin mallarõ’ ima- sıyla sözde seçim çalışması yapmış- lardır ki, bu hem merhum Ecevit ve- ya DSP’nin de ötesinde siyaset adı- na da yüz kızartıcı bir olaydır. As- lında bu adayların asıl alay ettikle- ri onları aday yapan DSP’nin üst yö- netimidir.” DSP yöneticilerine ilişkin olarak “Bu yöneticiler, partinin say- gınlığını ayaklar altına almak, mer- hum liderimiz Ecevit’in adını istis- kal etmek suçlarından asliye ceza mahkemesinde yargılanmayı çoktan hak etmişlerdir” diyen Tan savun- masõnda, “Hal böyle iken, bu yöne- ticiler ellerinde kalan tek silah olan partisel yetkiye dayanarak İstan- bul’un rant yağmalanmasına karşı halkın birleştiği bir adayı destekle- me önerisini ‘suç’ saymaktadır- lar” şeklinde ifadelere yer verdi. Cemil Çiçek Muğla’yı da ‘gücendirdi’ OKTAY EKİNCİ Güneydoğu’daki DTP için “Ermenis- tan’a dayandılar” diyerek tepki çeken Devlet Bakanõ Cemil Çiçek’e Muğlalõlar da “kırgın”lar... Tarihi dokusuyla övünen kent için “Üniversiteyi kaldırın, geriye şehir diye bir şey kalmıyor” diyen Çiçek’e içerle- yen Muğlalõlar “Sayın Bakan, en azın- dan seçim sonuçlarıyla geriye büyük ve aydın bir kent kaldığını herhalde görmüştür...” diyorlar. Yaklaşõk 40 yõldõr sadece “halkçı”larõ seçen Muğlalõlar, 29 Mart’ta da CHP’li Dr. Osman Gürün’e 3. kez “devam” de- diler. MHP’nin, aslõnda sosyal demokratlõğõy- la tanõnan eski Ticaret Odasõ Başkanõ Sa- im Gürsoy’u, AKP’nin eski milletvekil- leri Seyfi Terzibaşoğlu’nu, DSP’nin de kentin tarihine duyarlõ mimar Ertuğrul Aladağ’õ aday göstermesine rağmen CHP’nin “tümünün toplamından fazla” oy almasõ, köklü Muğlalõlara göre kentin tarihinden gelen “görmüş geçirmiş halk- çı”lõğõnõn ürünü... Muğla’da CHP’nin dõşõndaki partilerin, adaylarõ kim olursa olsun şanlarõ bulun- madõğõnõ belirten eski bakan ve eski Bele- diye Başkanõ Erman Şahin diyor ki; “Bütün adayların sit’i yaşatma sözü vermeleri; imarla oy avcılığı yapılma- ması; tarihi dokunun tüm parti broşür- lerinde savunulması başka nerede var? Seçim sonucu da onurlu Muğlalıların medeniyet düzeyini gösteriyor...” Devlet Bakanõ Cemil Çiçek kente 16 Mart’ta gelmiş ve konuşmasõna “Muğla Türkiye’nin misafir odası gibidir” diye- rek başlamõştõ. Ne var ki geleneksel evle- riyle birlikte tarihi “baş oda”larõnõ da ya- şatan Muğlalõlar, Bakanõn “Şimdi misafir odamızı AKP’yle düzeltmemiz lazım” sözüne ise içerlemişlerdi. Çünkü sit alanlarõnõ yõllardõr “muhafa- zakâr” siyasetçilerin “apartman” dayat- malarõna karşõ başarõyla koruyan Muğlalõ- lar, Çiçek’in “düzeltmek”ten kastõnõ tah- min etseler bile asõl şu sözlerini yadõrga- mõşlardõ: “...Nüfusun yüzde 40’ı öğren- ci; üniversiteyi çıkarın, Muğla diye bir şehir kalmayacak....” (DEVRİM-17 Mart 2009) Muğla için böylesi bir “gaf”õn bile ya- põlamayacağõnõ söyleyen akademisyenler de Muğla Üniversitesi’ndeki gelişmenin bile kentin kültür düzeyinden kaynaklan- dõğõnõ belirtiyorlar. YÖK’ten çekindiği için adõnõ anmadõğõ- mõz bir profesör diyor ki: “Muğla’nın aydınlık kimliği olmasaydı, üniversite- miz de böyle olmazdı. Bir bakan bu gerçeği nasıl bilmez?” Evet... Seçimler bitti ama kimi bakanla- rõn seçim konuşmalarõndaki “düzey” tar- tõşmasõ bir süre daha devam edecek görü- nüyor... Muğla Üniversitesi’ne tarihsel birikim- leriyle ve betonlaşmaya karşõ koruduğu eski dokusuyla ev sahipliği yapan kent... 18 el bombası bulundu MALATYA / TRABZON (Cumhuri- yet) - Malatya-Sõvas karayolu Tepeköy mevkisinde DSİ’ye ait sulama kanalõnda bir kutuda 14, Trabzon’da ise bir çantanõn içinde 4 adet el bombasõ bulundu. Tepeköy’de yaşayan Sabri Kızılca (35), yaklaşõk 10 gün önce su kanalõnõn temizlenmesi sõrasõnda çõkan balçõğõn ka- nalõn kenarõna bõrakõldõğõnõ, işe giderken de balçõğõn içinde bir kutu gördüğünü söyledi. Kutuyu açtõğõnda içinden 1997- 1999 tarihli gazetelere sarõlõ el bombalarõ çõktõğõnõ anlatan Kõzõlca, köy muhtarõna ve jandarmaya haber verdiğini söyledi. Kõzõlca’nõn ihbarõ üzerine jandarma ekip- leri, çevre güvenliği alarak kanalõn etra- fõnda kazõ yaptõ. Olayla ilgili soruşturma devam ederken bombalarõn 10 gün önce DSİ işçilerinin kanalõ temizlemesinin ar- dõndan bõrakõldõğõ öne sürüldü. Trabzon’da Boztepe Mahallesi’nde Kaptan Sokak’ta yol kenarõna bõrakõlan ve çocuklarõn bulduğu “bond” tipi çan- tanõn içinde 4 el bombasõ çõktõ. İçinde bombalarõn yanõ sõra mermi, gazete, ka- lem ve not defteri bulunan çanta incelen- mek üzere emniyet müdürlüğüne götü- rüldü. Trabzon Valisi Nuri Okutan, “Bombaların menşei ve nereden gel- diklerini belirlenecek” dedi. Şehit askerler törenle uğurlandõ Şõrnak’taki çatõşmada şehit düşen Tuncay Türken ve Emre Anşin İstanbul’da toprağa verildi Malatya ve Trabzon Cenaze törenlerinde duygusal anlar yaşandı. (SERKAN YILDIZ / AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear