Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Azerbaycan’õnİstanbulBaşkonsolosuDoç.Dr.SalahlõTürkiye’ninErmenistanaçõlõmõndanBakû’nunduyduğukaygõlarõdilegetirdi:
Sõrtõmõzdan hançerleniyoruz
Türkiye’yle Ermenistan arasõndaki ilişkilerin
normalleştirilmesi ve sõnõrlarõn açõlmasõ çabalarõ
Azerbaycan’õ ciddi biçimde rahatsõz ediyor.
Azerbaycan’õn İstanbul Başkonsolosu Doç. Dr.
Sayyad Adiloğlu Salahlı, “Biz kendimizi dost
ve kardeş Türkiye tarafından hançerlenmiş
hissediyoruz” diyor. Ermenistan
Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan’õn en geç 7
Ekim’e kadar sõnõrlarõn açõlõp ilişkilerin
normalleştirilmesi kararõ alõnacağõnõ açõklamasõ
üzerine Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün, “Azerbaycan’ın çıkarlarına
halel getirecek hiçbir anlaşmayı Türkiye’nin
imzalamayacağı” yönündeki sözlerine Salahlõ
şu tepkiyi gösteriyor: “Merak ediyorum. Kim
doğruyu söylüyor?” Salahlõ ayrõca
Ermenistan’õn akõllõ davranmadõğõnõ, akõllõ
davransaydõ Azerbaycan’õn Erivan’a gerekli
yardõmlarõ yapmõş olacağõnõn da altõnõ çiziyor.
Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen eylülde
Ermenistan-Türkiye milli maçı için Erivan’a
giderek Ermenistan Cumhurbaşkanı
Sarkisyan’la bir araya gelmesi, ardından da iki
ülke ilişkilerinin normalleşmesi, Türkiye’nin
sınırları açması için yapılan çağrılar, aylardır
süren ikili temaslar Azerbaycan’ı fena halde
rahatsız etmiş görünüyor. Siz bu rahatsızlığın
somut nedenlerini açıklar mısınız? Geleceği
nasıl görüyorsunuz?
S.S.- Bir kere her devletin kendi iç siyaseti
kendine aittir. Biz Azerbaycan olarak ne
Türkiye’nin ne de başka bir devletin iç işlerine
karõşõrõz. Her devletin ister siyasi, ister
ekonomik olsun kendine ait çõkarlarõ olduğunu
çok iyi biliriz. Ama biz iki kardeş devletsek,
büyük önder Haydar Aliyev’in söylediği gibi
bir millet, iki devletsek meydana gelen olaylar
bize dokunursa, bizim ekonomik ve siyasi
çõkarlarõmõza darbe vurursa tabii ki biz buna
kayõtsõz kalamayõz. Hem de “kardeş” dediğimiz
Türkiye’den böyle bir girişim olunca biz daha
çok sarsõlõrõz. Biz düşmandan gelebilecek her
türlü kötülüğe hazõrõz. Her devlet buna daima
hazõrdõr. Ama dosttan, kardeşten böyle bir
hareket geldiğinde bu çok şaşõrtõcõ ve sarsõcõ
olur. Geçen yõl sayõn Cumhurbaşkanõ Gül
Azerbaycan’a gitti ve Azerbaycan
Parlamentosu’nda konuşarak Ermenistan ve
Türkiye’nin temaslarõna ait üç nokta söyledi.
Neydi bunlar?
- Birincisi, Ermeniler sözde soykõrõm
iddialarõndan vazgeçmelidir, ikincisi,
Ermenistan Türk topraklarõndaki iddialarõndan
vazgeçmelidir, üçüncüsü, Ermenistan Dağlõk
Karabağ ve işgali altõnda tuttuğu Azerbaycan’a
ait öbür topraklardan çekilmelidir. Gül, ancak bu
şartlar yerine getirildikten sonra Türkiye,
Ermenistan’la sõnõrlarõnõ açabilir, diplomatik
ilişkiler kurabilir, dedi. Biz de bu şartlar yerine
getirildiği takdirde Türkiye’nin Ermenistan’la
sõnõrlarõ açmasõna ve diplomatik ilişkiler
kurmasõna itiraz etmedik. Biz bunu normal
karşõlõyoruz. Ama tekrar ediyorum, bu şartlar
eksiksiz yerine getirildiği takdirde... Ama
Ermenistan ileri sürdüğü bu iddialarõn hiç
birisinden vazgeçmez, Türkiye ise sõnõrlarõ
açmak ve ilişkileri normalleştirmek
politikasõndan vazgeçmezse o zaman biz de,
“Acaba ne olmuş ki Türkiye Ermenistan’ın
bütün dayatmalarını kabul ediyor?” diye
sorarõz. Hatõrlarsõnõz, ABD Başkanõ Obama,
AB zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy
ve Almanya Başbakanõ Merkel’e, “Türkiye’yi
AB’ye alın” dedi. Sarkozy ise şu yanõtõ verdi:
“Obama AB’nin işlerine karışamaz.”
Obama Türkiye ziyaretinden sonra
Cumhurbaşkanõmõz İlham Aliyev’i telefonla
arayarak, “Ermenistan’la ilişkileri
normalleştirme yönünde çabuk davranın”
dedi. Çok merak ediyoruz. Acaba Ermenistan
Cumhurbaşkanõ Sarkisyan’a telefon edip neden
aynõ isteği dile getirmedi. Eğer işleri
hõzlandõrmak istiyorsa bunu Sarkisyan’a
söylemesi lazõmdõ.
Sizce Batı neden Ermenistan’a baskı
yapmıyor da baskıların hedefi Türkiye ve
Azerbaycan oluyor?
- Batõ dünyasõ ve öbür büyük Hõristiyan
devletlerinin Türkiye ve Azerbaycan’a
Ermenistan’õ ikna için baskõ yapmalarõ sizin de
söylediğiniz gibi çok ilginç bir durum. Oysa
1975’te Helsinki’de imzalanan beyannamede
İkinci Dünya Savaşõ sonrasõ ortaya çõkan
sõnõrlarõn kesinlikle değiştirilemeyeceği karar
altõna alõnmõştõ. Bu, Yugoslavya’nõn dağõlmasõ
ve onun yerine altõ bağõmsõz devlet kurulmasõyla
yõkõldõ. Bugün Ermenistan Azerbaycan
topraklarõnõn yüzde 20’sini işgali altõnda tutuyor.
Kendine demokrasinin beşiği diyen ABD,
demokrat olduğunu iddia eden AB neden bu
duruma göz yumuyor?
Ermenistan Millet Meclisi’nin kararlarõ var.
Anayasasõnda Türkiye’den toprak talep edildiği
yazõlõ. Dünyanõn hiçbir ülkesinin anayasasõnda
böyle bir ibare yoktur. “Siz bu garip kanunları
nereden çıkarırsınız” diye neden sormuyorlar?
Sizin Türkiye topraklarõ üzerinde neden hak
iddialarõnõz var sözlerini neden dile
getirmiyorlar? Çünkü hep çifte standartlarõ var.
Bunlar da hiç kimseye fayda getirmez. Bir de
Türkiye’de yaşayan Ermeni toplumu var. Bunlar
Türk vatandaşõ olan Ermeniler. Ülkede her
alanda görev alõyorlar. Çünkü onlar bu ülkenin
vatandaşlarõ. Neden bu dünyaya örnek olarak
gösterilmiyor? Türk basõnõnda Ermeni asõllõ
yazar ve muhabirler çalõşõyor. Ermeni asõllõ
gazeteci Hrant Dink öldürüldüğü zaman 100
bin insan ayağa kalktõ, “Hepimiz Hrantız,
hepimiz Ermeniyiz” diye bağõrdõlar.
Türkiye’nin ne kadar insancõl bir ülke olduğunu
dünya kör mü de görmüyor? Buna karşõlõk
Ermenistan hangi yüzle Türkiye’den toprak
talebinde bulunur?
Bir de dünyanın pek çok parlamentosunda
sözde Ermeni soykırımı kararlarının kabul
edilmesini nasıl karşılıyorsunuz?
- Diyorlar ki: “1915-1923 arasında
Türkiye’de yaşayan 1.5 milyon Ermeni
öldürüldü.” Kabaca bir hesap yapalõm. Bu
Ermenilerin her birinin annesi, babasõ ve iki ya
da üç kardeşi olduğunu varsayalõm. Bu hesaba
göre Türkiye’de o dönemde yedi buçuk milyon
kadar Ermeni yaşamõş. Peki, geride kalanlar ne
oldu? Tarihçiler, istatistikçiler bunun üzerine
eğilsin bakalõm. Bu kadar yalan uydurulmasõ
insanõ çok şaşõrtõyor. Bizim Türk tarihçiler neden
bu yolda çalõşma yapmazlar? Nüfus kayõtlarõna
bir baksõnlar bakalõm o yõllarda kaç Ermeni
burada yaşamõş. Hiç kimse unutmasõn, 1970’li,
1980’li yõllarda ASALA ve başka Ermeni terör
örgütleri onlarca Türk diplomatõnõ ve ailelerini
öldürdü. 1071’den 1915’e kadar Ermeniler
Osmanlõ’nõn korumasõnda yaşadõlar.
Hatta Osmanlı Ermeni toplumuna millet-i
sadıka demedi mi?
- Dedi. Ermeniler Osmanlõ ordusunda hizmet
etti, paşa rütbesine yükseldi, kabinede bakan,
mecliste milletvekili oldular. En gözde mimarlar
Ermenilerden çõktõ. Ama onlar Birinci Dünya
Savaşõ’nda Türk’e karşõ silah çekti, Türk’ü
arkasõndan vurdu. Atatürk ne zorluklar pahasõna
bu Türkiye’yi kurdu. Bugün Ermeni lobisi bütün
dünya ülkelerinin parlamentolarõna baskõ
yaparak soykõrõm kararlarõ çõkarttõrõyor. Bunun
amacõ nedir, biliyor musunuz? Yarõn bunlar
Türkiye’nin yedi ilinde, Ağrõ Dağõ’nda hak iddia
edeceklerdir. Bunu anlamak lazõm. Türkiye’deki
bazõ siyasetçilerin, bilim insanlarõnõn, tarihçilerin
bunu anlamamalarõna şaşõrõyoruz.
ABD Kongresi’nde sözde Ermeni soykırımı
tasarısı bekliyor. Başkan Obama seçim
kampanyalarında bu tasarının arkasında
duracağını söyleyerek kendini bağladı. Türkiye
ziyaretinde de bu görüşünden vazgeçmediğini
ama karşı argümanları dinlemeye hazır
olduğunu söyledi.
- Bu sözde soykõrõm iddialarõ hakkõndaki tasarõ
her zaman Kongre’nin gündeminde bulunacak
ve bir gün karar altõna alõnacaktõr. Bu ABD
Kongresi’nden geçtiği anda geri kalan ülkelerin
parlamentolarõndan da karar jet hõzõyla
geçecektir. Şaşõrtõcõ olan dünyanõn hiçbir
parlamentosundan benzeri kararlar geçmiyor.
Şaşõrtõcõ olan başka bir nokta da Fransõz, Belçika
ve İsviçre Parlamentolarõnda Ermeni soykõrõmõnõ
kabul etmeyenlere karşõ hapis cezasõ
uygulanmasõnõ öngören kararlarõn kabul
edilmesidir. Böyle utanmazca iş olur mu? Bir
kere bu siyasilerin değil tarihçilerin işidir.
Ayrõca geçmişte olanlar geçmişte kalõr. Şimdi
Ermeni iddialarõ doğrultusunda düşünürsek
bugünkü çoğu bağõmsõz devletin meşruiyeti
üzerinde soru işaretleri oluşur. Çünkü Batõ’da ve
Doğu’daki pek çok devlet Osmanlõ
İmparatorluğu’nun parçalanmasõndan sonra
ortaya çõkmõştõr. Onun için biz geçmişte olanlar
geçmişte kalsõn diyoruz. Ama yok geçmiş
kurcalanmak isteniyorsa o zaman Avrupa’da pek
çok devletin bugün Türkiye’ye yeniden dahil
olmasõ mõ gerekir? Bu mantõk değil. Ben bir şey
daha söylemek istiyorum. Acaba Türkiye
topraklarõnõn yüzde 20’sini başka bir devlet işgal
etmiş olsaydõ ve Azerbaycan o devletle
diplomatik ilişki kurmaya kalkõşsaydõ, o devletle
sõnõrlarõnõ açsaydõ Türk halkõ Azeri kardeşleri
hakkõnda ne düşünürdü? Bize artõk kardeş
diyebilirler miydi? Kardeşlik böyle mi olur?
Bakõn, kardeşimin düşmanõ benim de
düşmanõmdõr. Bütün bunlarõn hepsini bir yana
bõrakalõm. Bizim Karabağ da bir yanda kalsõn. O
devletin bu ülkeyle ilgili iddialarõ var. Bu
iddialarõn hangisinden vazgeçti ki Türkiye
onunla diplomatik ilişki kurmaya, sõnõrlarõ
açmaya hazõrlanõyor? Biz bu durumu bir türlü
izah edemiyoruz.
Ermenistan akõllõ olursa ona gerekli yardõmlarõ yaparõz
İyi de Ermenistan sizce bu koşulları ka-
bul edecek mi?
- Kabul etmek zorundadõr. Azerbaycan’õn
bağõmsõzlõğõnõ ilan etmesinden sonra,
1992’de Dağlõk Karabağ topraklarõnõn
Azerbaycan’a ait olduğunun kabul edilmesi
için BM’ye başvurdu. Dağlõk Karabağ ta-
rih boyunca Azerbaycan toprağõ olarak kal-
mõştõr. Bir kere adõna bakõn. Karabağ büyük
bağ olan yer demektir. Kara, Azeri lehçe-
sinde büyük anlamõna gelir. Bizde örneğin
Karayazõ var. Yani büyük çöl. Şuşa’nõn
esas adõ Ferahhan’dõr. Karabağ’õn başkenti-
ne onlar şimdi Stepanakert diyorlar. Ama
onun esas adõ Han Kenti’dir. Bütün bu yer-
ler Azerbaycan topraklarõdõr. Rus-İran sa-
vaşõndan sonra Rusya İran ve Türkiye sõnõr
bölgesine kendine yakõn bir milleti yerleş-
tirmek istedi. Hõristiyan olduklarõ için Er-
menileri o bölgeye sürdü. Bunu yapmakla
gelecekteki büyük imparatorluk iddialarõnõn
hayata geçmesini amaçlõyordu. Ermenileri
orada haber şebekesi olarak kullanmayõ dü-
şünüyordu. Onlara birtakõm imtiyazlar da
verdi. O çağda Ermenistan sõnõrlarõ içinde
de Azerbaycan’õn İrevan Hanlõğõ vardõ. Ba-
ğõmsõz Azerbaycan oluşana kadar o toprak-
larda da ayrõ ayrõ hanlõklar yaşõyordu. Bu-
nun içinde Karabağ Hanlõğõ da vardõ.
- Zaten bugün de Ermenistan Rusya’ya
çok yakın değil mi?
- Olmaz olur mu? Milyarlarca dolar tuta-
rõnda silah yardõmõ yapõyor Rusya Ermenis-
tan’a. Ayrõca Rusya’nõn hâlâ Ermenistan’da
askeri birlikleri var. Hatta Ermenistan bu-
gün Rusya’nõn ileri karakolu durumundadõr.
- Kafkasya’da çok ciddi bir ABD-Rusya
çekişmesi olduğunu biliyoruz. Gürcis-
tan’da yaşananları biliyoruz. Şimdi Azer-
baycan’a rağmen bir Ermenistan-Türkiye
yakınlaşması dayatılmak isteniyor gibi gö-
rünüyor. Sizce kördüğüm haline gelmek
üzere olan Kafkasya’daki durum nasıl çö-
zülür?
- ABD’yle Rusya çekişmesi daha çok iki
ülke üzerinden oluyor. Bunlar Gürcistan ve
Azerbaycan. Demin de söylediğim gibi Er-
menistan daha çok Rusya’nõn gözetimi al-
tõndadõr. Rusya Savunma Bakanõ İvanov,
Ermenistan’õn Rusya’nõn ileri karakolu ol-
duğunu açõk açõk söyledi. O nedenle ABD
Ermenistan’a fazla sõzamaz. Azerbaycan
Rusya’dan bağõmsõz siyaset izler. Gürcistan
bunu yapmak istiyor. Ama gördünüz geçen
ağustosta olanlarõ. Gürcistan kafasõnõ kal-
dõrmak istedi ama Rusya tarafõndan ceza-
landõrõldõ. Azerbaycan hem bağõmsõz hem
de çevik bir siyaset uyguluyor. Olaylarõn
bugünkü gelişmesi ne yazõk ki iyiye doğru
gitmiyor. Gürcistan’õn bağõmsõzlõğõ için
tehlike çanlarõ çalõyor. Biliyorsunuz, çok
büyük bir miting oldu ve Saakaşvili’nin is-
tifasõ istendi. Saakaşvili’ye Gürcistan mu-
halefetinin istifasõ için tanõdõğõ süre doldu.
Belki bundan sonraki olaylar daha da dra-
matikleşecektir. Öte yandan Azerbaycan
çok istikrarlõ bir siyasete sahiptir. Bu siya-
set Ulu Önder Haydar Aliyev tarafõndan
yerli yerine oturtulmuştur. Haydar Aliyev
Azerbaycan’õn siyasetine yön vermiştir. İl-
ham Aliyev de bu yolda çok başarõlõ bir bi-
çimde yürümektedir. Dünyayõ etkisi altõna
alan ekonomik kriz Azerbaycan’da nere-
deyse hissedilmedi. Ülkemiz hõzla çağdaş-
laşmaktadõr.
Siz böyle diyorsunuz ama bizim Başbakan ve
Cumhurbaşkanı da Azerbaycan’a zarar verecek
hiçbir karara imza atmayız diyorlar ama öte
yandan da Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj
Sarkisyan cuma günü Rus basınına verdiği
demeçte, “7 Ekim’den önce sınırların açılması
ve ilişkilerin normalleştirilmesi gerçekleşecek”
dedi. O zaman kim doğruyu söylüyor?
- Evet, diplomatik dille, “ Sınırları açmayız ve
Azerbaycan’ın çıkarlarına halel getirecek
hiçbir karara göz yummayız” diyorlar. Sizin de
dediğiniz gibi televizyondan işittiğim kadarõyla
Sarkisyan Rus basõnõna, “Sınırların açılması ve
diplomatik ilişkiler kurulması yolunda
Türkiye’yle hızlı çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Biz şimdi kime inanacağõz? Bilemiyoruz.
Ben şahsen Türkiye’nin bize böyle bir şey
yapacağõna inanmõyorum. Eğer böyle olursa
Azerbaycan halkõ kendisinin Türkiye tarafõndan
ağõr biçimde hançerlendiğine inanacaktõr. Ben
buna inanmak istemiyorum, ihtimal vermiyorum.
Azerbaycan halkõ da benim inancõmõ paylaşmak
istiyor. Ama aldõğõmõz haberler üzülerek
söylüyorum ki bizi oldukça mahcup ediyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in,
“Bizim Türkiye’yle Ermenistan ilişkilerinin
normalleşmesine ve sınırların açılmasına
itirazımız yok. Ama üç şart yerine getirilmeden
bu yapılırsa biz çok üzülürüz. Kendimizi
hançerlenmiş hissederiz” yolunda bir
açıklaması var. Bu üç şart nedir?
- Bu üç şart şöyle:Ermenistan birlikleri işgal
altõnda tuttuklarõ Azerbaycan topraklarõndan
çekilmelidir, bir milyonu aşkõn kaçkõn vatanlarõna
geri döndürülmelidir, Dağlõk Karabağ’õn statüsü
hakkõnda müzakereler başlamalõdõr.
P
O
R
T
R
E
Doç. Dr. SAYYAD ADİLOĞLU SALAHLI
Azerbaycan, İmişli 1952 doğumlu. Yükseköğrenimini
Azerbaycan Dil ve Edebiyat Fakültesi Pedagoji
Bölümü’nde yaptõ. İmişli Ortaokulu’nda öğretmenlik ve
müdür yardõmcõlõğõ görevlerinde bulundu. 1991’de Bakû’ya
yerleşti. Milli İlimler Akademisi’nin yayõn organõ İlim
dergisinin başkanlõğõnõ yaptõ. Ses gazetesinin başyazar ve
editör yardõmcõlõğõ görevlerini yürüttü. 1992’de
Azerbaycan’õn bir önceki Cumhurbaşkanõ Haydar Aliyev’in
kurduğu Yeni Azerbaycan Partisi’nin (YAP) kurucularõ
arasõnda yer aldõ; uzun yõllar genel merkez yöneticilerinden
biri olarak partide çalõştõ. 1995’te bağõmsõz Azerbaycan’õn
ilk millet meclisine milletvekili olarak seçildi. 2006’da
Azerbaycan Cumhurbaşkanõ tarafõndan Azerbaycan’õn
İstanbul Başkonsolosluğu’na atandõ. Doktorasõnõ ve
doçentliğini filoloji alanõnda yaptõ. Azeri ve Rusça
dillerinde yayõmlanmõş öykü kitaplarõ var.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Azerbaycan zaten Kafkasya
bölgesinin doğalgaz ve petrol hâkimi
değil mi?
- Bugün bölgede Azerbaycan’õn
katõlõmõ ya da oluru olmadan tek bir
proje hayata geçemez. Bakõn, Bakû-
Tiflis-Ceyhan ve diğer projeler hõzla
gelişiyor. Bu projelerden dõşlanmõş
olan Ermenistan Türkiye’yle bir an
önce ilişkileri kurup rahat nefes almak
istiyor. Ermenistan akõllõ davransõn
biz de ona gerekli yardõmlarõ yapalõm.
Ama akõllõ davranmõyor. Hem
Azerbaycan topraklarõnõ işgal altõnda
tutuyor hem de Türkiye’nin
topraklarõnda hak iddia ediyor. Üç
cephede savaşmak istiyor.
Gürcistan’la olan toprak iddiasõ da
var. Ama onu ön plana çõkarmõyor.
Ermenistan’õn bütün amacõ komşu
ülkelerden toprak almaktõr.
Cumhurbaşkanınız İlham Aliyev
Medeniyetler İttifakı toplantısına
katılmaktan son anda vazgeçince bu
karar Türkiye’nin Ermenistan’la
ilişkileri normalleştirme
çalışmalarını boykot olarak
yorumlandı. Bu doğru mu?
- Bu doğru değil. İlham Aliyev’in
son anda dõş ülkelerden pek çok
konuklarõ geldiği için ülke dõşõna
çõkmasõ imkânsõzlaştõ. Ama İslam
Konferansõ Gençlik Kolu Başkanõ
Leyla Aliyeva, Azerbaycan Devlet ve
İdman Bakanõ, milletvekilleri,
Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan bir heyet o
toplantõya katõldõ. Özetle söylemek
gerekirse Azerbaycan’õn o
toplantõdaki katõlõmõ yeterli biçimde
üst düzeyde oldu.
Biz bir millet iki devletsek, meydana
gelen olaylar ekonomik ve siyasi
çõkarlarõmõza darbe vurursa biz buna
kayõtsõz kalamayõz. Hele de ‘kardeş’
dediğimiz Türkiye’den böyle bir girişim
olunca biz daha çok sarsõlõrõz.
Türkiye topraklarõnõn yüzde 20’si başka bir
devlet tarafõndan işgal edilmiş olsaydõ ve
Azerbaycan o devletle diplomatik ilişki
kurmaya kalksaydõ ve o devlete sõnõrlarõ
açsaydõ Türk halkõ bir daha Azeri kardeşlerine
‘kardeş’ der miydi?
Aliyev Medeniyetler İttifakı’nı boykot etmedi
Türkiye mi
Ermenistan mõ
doğruyu söylüyor?