26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2009 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Azerbaycan’õnİstanbulBaşkonsolosuDoç.Dr.SalahlõTürkiye’ninErmenistanaçõlõmõndanBakû’nunduyduğukaygõlarõdilegetirdi: Sõrtõmõzdan hançerleniyoruz Türkiye’yle Ermenistan arasõndaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve sõnõrlarõn açõlmasõ çabalarõ Azerbaycan’õ ciddi biçimde rahatsõz ediyor. Azerbaycan’õn İstanbul Başkonsolosu Doç. Dr. Sayyad Adiloğlu Salahlı, “Biz kendimizi dost ve kardeş Türkiye tarafından hançerlenmiş hissediyoruz” diyor. Ermenistan Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan’õn en geç 7 Ekim’e kadar sõnõrlarõn açõlõp ilişkilerin normalleştirilmesi kararõ alõnacağõnõ açõklamasõ üzerine Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün, “Azerbaycan’ın çıkarlarına halel getirecek hiçbir anlaşmayı Türkiye’nin imzalamayacağı” yönündeki sözlerine Salahlõ şu tepkiyi gösteriyor: “Merak ediyorum. Kim doğruyu söylüyor?” Salahlõ ayrõca Ermenistan’õn akõllõ davranmadõğõnõ, akõllõ davransaydõ Azerbaycan’õn Erivan’a gerekli yardõmlarõ yapmõş olacağõnõn da altõnõ çiziyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen eylülde Ermenistan-Türkiye milli maçı için Erivan’a giderek Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’la bir araya gelmesi, ardından da iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi, Türkiye’nin sınırları açması için yapılan çağrılar, aylardır süren ikili temaslar Azerbaycan’ı fena halde rahatsız etmiş görünüyor. Siz bu rahatsızlığın somut nedenlerini açıklar mısınız? Geleceği nasıl görüyorsunuz? S.S.- Bir kere her devletin kendi iç siyaseti kendine aittir. Biz Azerbaycan olarak ne Türkiye’nin ne de başka bir devletin iç işlerine karõşõrõz. Her devletin ister siyasi, ister ekonomik olsun kendine ait çõkarlarõ olduğunu çok iyi biliriz. Ama biz iki kardeş devletsek, büyük önder Haydar Aliyev’in söylediği gibi bir millet, iki devletsek meydana gelen olaylar bize dokunursa, bizim ekonomik ve siyasi çõkarlarõmõza darbe vurursa tabii ki biz buna kayõtsõz kalamayõz. Hem de “kardeş” dediğimiz Türkiye’den böyle bir girişim olunca biz daha çok sarsõlõrõz. Biz düşmandan gelebilecek her türlü kötülüğe hazõrõz. Her devlet buna daima hazõrdõr. Ama dosttan, kardeşten böyle bir hareket geldiğinde bu çok şaşõrtõcõ ve sarsõcõ olur. Geçen yõl sayõn Cumhurbaşkanõ Gül Azerbaycan’a gitti ve Azerbaycan Parlamentosu’nda konuşarak Ermenistan ve Türkiye’nin temaslarõna ait üç nokta söyledi. Neydi bunlar? - Birincisi, Ermeniler sözde soykõrõm iddialarõndan vazgeçmelidir, ikincisi, Ermenistan Türk topraklarõndaki iddialarõndan vazgeçmelidir, üçüncüsü, Ermenistan Dağlõk Karabağ ve işgali altõnda tuttuğu Azerbaycan’a ait öbür topraklardan çekilmelidir. Gül, ancak bu şartlar yerine getirildikten sonra Türkiye, Ermenistan’la sõnõrlarõnõ açabilir, diplomatik ilişkiler kurabilir, dedi. Biz de bu şartlar yerine getirildiği takdirde Türkiye’nin Ermenistan’la sõnõrlarõ açmasõna ve diplomatik ilişkiler kurmasõna itiraz etmedik. Biz bunu normal karşõlõyoruz. Ama tekrar ediyorum, bu şartlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde... Ama Ermenistan ileri sürdüğü bu iddialarõn hiç birisinden vazgeçmez, Türkiye ise sõnõrlarõ açmak ve ilişkileri normalleştirmek politikasõndan vazgeçmezse o zaman biz de, “Acaba ne olmuş ki Türkiye Ermenistan’ın bütün dayatmalarını kabul ediyor?” diye sorarõz. Hatõrlarsõnõz, ABD Başkanõ Obama, AB zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy ve Almanya Başbakanõ Merkel’e, “Türkiye’yi AB’ye alın” dedi. Sarkozy ise şu yanõtõ verdi: “Obama AB’nin işlerine karışamaz.” Obama Türkiye ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanõmõz İlham Aliyev’i telefonla arayarak, “Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme yönünde çabuk davranın” dedi. Çok merak ediyoruz. Acaba Ermenistan Cumhurbaşkanõ Sarkisyan’a telefon edip neden aynõ isteği dile getirmedi. Eğer işleri hõzlandõrmak istiyorsa bunu Sarkisyan’a söylemesi lazõmdõ. Sizce Batı neden Ermenistan’a baskı yapmıyor da baskıların hedefi Türkiye ve Azerbaycan oluyor? - Batõ dünyasõ ve öbür büyük Hõristiyan devletlerinin Türkiye ve Azerbaycan’a Ermenistan’õ ikna için baskõ yapmalarõ sizin de söylediğiniz gibi çok ilginç bir durum. Oysa 1975’te Helsinki’de imzalanan beyannamede İkinci Dünya Savaşõ sonrasõ ortaya çõkan sõnõrlarõn kesinlikle değiştirilemeyeceği karar altõna alõnmõştõ. Bu, Yugoslavya’nõn dağõlmasõ ve onun yerine altõ bağõmsõz devlet kurulmasõyla yõkõldõ. Bugün Ermenistan Azerbaycan topraklarõnõn yüzde 20’sini işgali altõnda tutuyor. Kendine demokrasinin beşiği diyen ABD, demokrat olduğunu iddia eden AB neden bu duruma göz yumuyor? Ermenistan Millet Meclisi’nin kararlarõ var. Anayasasõnda Türkiye’den toprak talep edildiği yazõlõ. Dünyanõn hiçbir ülkesinin anayasasõnda böyle bir ibare yoktur. “Siz bu garip kanunları nereden çıkarırsınız” diye neden sormuyorlar? Sizin Türkiye topraklarõ üzerinde neden hak iddialarõnõz var sözlerini neden dile getirmiyorlar? Çünkü hep çifte standartlarõ var. Bunlar da hiç kimseye fayda getirmez. Bir de Türkiye’de yaşayan Ermeni toplumu var. Bunlar Türk vatandaşõ olan Ermeniler. Ülkede her alanda görev alõyorlar. Çünkü onlar bu ülkenin vatandaşlarõ. Neden bu dünyaya örnek olarak gösterilmiyor? Türk basõnõnda Ermeni asõllõ yazar ve muhabirler çalõşõyor. Ermeni asõllõ gazeteci Hrant Dink öldürüldüğü zaman 100 bin insan ayağa kalktõ, “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” diye bağõrdõlar. Türkiye’nin ne kadar insancõl bir ülke olduğunu dünya kör mü de görmüyor? Buna karşõlõk Ermenistan hangi yüzle Türkiye’den toprak talebinde bulunur? Bir de dünyanın pek çok parlamentosunda sözde Ermeni soykırımı kararlarının kabul edilmesini nasıl karşılıyorsunuz? - Diyorlar ki: “1915-1923 arasında Türkiye’de yaşayan 1.5 milyon Ermeni öldürüldü.” Kabaca bir hesap yapalõm. Bu Ermenilerin her birinin annesi, babasõ ve iki ya da üç kardeşi olduğunu varsayalõm. Bu hesaba göre Türkiye’de o dönemde yedi buçuk milyon kadar Ermeni yaşamõş. Peki, geride kalanlar ne oldu? Tarihçiler, istatistikçiler bunun üzerine eğilsin bakalõm. Bu kadar yalan uydurulmasõ insanõ çok şaşõrtõyor. Bizim Türk tarihçiler neden bu yolda çalõşma yapmazlar? Nüfus kayõtlarõna bir baksõnlar bakalõm o yõllarda kaç Ermeni burada yaşamõş. Hiç kimse unutmasõn, 1970’li, 1980’li yõllarda ASALA ve başka Ermeni terör örgütleri onlarca Türk diplomatõnõ ve ailelerini öldürdü. 1071’den 1915’e kadar Ermeniler Osmanlõ’nõn korumasõnda yaşadõlar. Hatta Osmanlı Ermeni toplumuna millet-i sadıka demedi mi? - Dedi. Ermeniler Osmanlõ ordusunda hizmet etti, paşa rütbesine yükseldi, kabinede bakan, mecliste milletvekili oldular. En gözde mimarlar Ermenilerden çõktõ. Ama onlar Birinci Dünya Savaşõ’nda Türk’e karşõ silah çekti, Türk’ü arkasõndan vurdu. Atatürk ne zorluklar pahasõna bu Türkiye’yi kurdu. Bugün Ermeni lobisi bütün dünya ülkelerinin parlamentolarõna baskõ yaparak soykõrõm kararlarõ çõkarttõrõyor. Bunun amacõ nedir, biliyor musunuz? Yarõn bunlar Türkiye’nin yedi ilinde, Ağrõ Dağõ’nda hak iddia edeceklerdir. Bunu anlamak lazõm. Türkiye’deki bazõ siyasetçilerin, bilim insanlarõnõn, tarihçilerin bunu anlamamalarõna şaşõrõyoruz. ABD Kongresi’nde sözde Ermeni soykırımı tasarısı bekliyor. Başkan Obama seçim kampanyalarında bu tasarının arkasında duracağını söyleyerek kendini bağladı. Türkiye ziyaretinde de bu görüşünden vazgeçmediğini ama karşı argümanları dinlemeye hazır olduğunu söyledi. - Bu sözde soykõrõm iddialarõ hakkõndaki tasarõ her zaman Kongre’nin gündeminde bulunacak ve bir gün karar altõna alõnacaktõr. Bu ABD Kongresi’nden geçtiği anda geri kalan ülkelerin parlamentolarõndan da karar jet hõzõyla geçecektir. Şaşõrtõcõ olan dünyanõn hiçbir parlamentosundan benzeri kararlar geçmiyor. Şaşõrtõcõ olan başka bir nokta da Fransõz, Belçika ve İsviçre Parlamentolarõnda Ermeni soykõrõmõnõ kabul etmeyenlere karşõ hapis cezasõ uygulanmasõnõ öngören kararlarõn kabul edilmesidir. Böyle utanmazca iş olur mu? Bir kere bu siyasilerin değil tarihçilerin işidir. Ayrõca geçmişte olanlar geçmişte kalõr. Şimdi Ermeni iddialarõ doğrultusunda düşünürsek bugünkü çoğu bağõmsõz devletin meşruiyeti üzerinde soru işaretleri oluşur. Çünkü Batõ’da ve Doğu’daki pek çok devlet Osmanlõ İmparatorluğu’nun parçalanmasõndan sonra ortaya çõkmõştõr. Onun için biz geçmişte olanlar geçmişte kalsõn diyoruz. Ama yok geçmiş kurcalanmak isteniyorsa o zaman Avrupa’da pek çok devletin bugün Türkiye’ye yeniden dahil olmasõ mõ gerekir? Bu mantõk değil. Ben bir şey daha söylemek istiyorum. Acaba Türkiye topraklarõnõn yüzde 20’sini başka bir devlet işgal etmiş olsaydõ ve Azerbaycan o devletle diplomatik ilişki kurmaya kalkõşsaydõ, o devletle sõnõrlarõnõ açsaydõ Türk halkõ Azeri kardeşleri hakkõnda ne düşünürdü? Bize artõk kardeş diyebilirler miydi? Kardeşlik böyle mi olur? Bakõn, kardeşimin düşmanõ benim de düşmanõmdõr. Bütün bunlarõn hepsini bir yana bõrakalõm. Bizim Karabağ da bir yanda kalsõn. O devletin bu ülkeyle ilgili iddialarõ var. Bu iddialarõn hangisinden vazgeçti ki Türkiye onunla diplomatik ilişki kurmaya, sõnõrlarõ açmaya hazõrlanõyor? Biz bu durumu bir türlü izah edemiyoruz. Ermenistan akõllõ olursa ona gerekli yardõmlarõ yaparõz İyi de Ermenistan sizce bu koşulları ka- bul edecek mi? - Kabul etmek zorundadõr. Azerbaycan’õn bağõmsõzlõğõnõ ilan etmesinden sonra, 1992’de Dağlõk Karabağ topraklarõnõn Azerbaycan’a ait olduğunun kabul edilmesi için BM’ye başvurdu. Dağlõk Karabağ ta- rih boyunca Azerbaycan toprağõ olarak kal- mõştõr. Bir kere adõna bakõn. Karabağ büyük bağ olan yer demektir. Kara, Azeri lehçe- sinde büyük anlamõna gelir. Bizde örneğin Karayazõ var. Yani büyük çöl. Şuşa’nõn esas adõ Ferahhan’dõr. Karabağ’õn başkenti- ne onlar şimdi Stepanakert diyorlar. Ama onun esas adõ Han Kenti’dir. Bütün bu yer- ler Azerbaycan topraklarõdõr. Rus-İran sa- vaşõndan sonra Rusya İran ve Türkiye sõnõr bölgesine kendine yakõn bir milleti yerleş- tirmek istedi. Hõristiyan olduklarõ için Er- menileri o bölgeye sürdü. Bunu yapmakla gelecekteki büyük imparatorluk iddialarõnõn hayata geçmesini amaçlõyordu. Ermenileri orada haber şebekesi olarak kullanmayõ dü- şünüyordu. Onlara birtakõm imtiyazlar da verdi. O çağda Ermenistan sõnõrlarõ içinde de Azerbaycan’õn İrevan Hanlõğõ vardõ. Ba- ğõmsõz Azerbaycan oluşana kadar o toprak- larda da ayrõ ayrõ hanlõklar yaşõyordu. Bu- nun içinde Karabağ Hanlõğõ da vardõ. - Zaten bugün de Ermenistan Rusya’ya çok yakın değil mi? - Olmaz olur mu? Milyarlarca dolar tuta- rõnda silah yardõmõ yapõyor Rusya Ermenis- tan’a. Ayrõca Rusya’nõn hâlâ Ermenistan’da askeri birlikleri var. Hatta Ermenistan bu- gün Rusya’nõn ileri karakolu durumundadõr. - Kafkasya’da çok ciddi bir ABD-Rusya çekişmesi olduğunu biliyoruz. Gürcis- tan’da yaşananları biliyoruz. Şimdi Azer- baycan’a rağmen bir Ermenistan-Türkiye yakınlaşması dayatılmak isteniyor gibi gö- rünüyor. Sizce kördüğüm haline gelmek üzere olan Kafkasya’daki durum nasıl çö- zülür? - ABD’yle Rusya çekişmesi daha çok iki ülke üzerinden oluyor. Bunlar Gürcistan ve Azerbaycan. Demin de söylediğim gibi Er- menistan daha çok Rusya’nõn gözetimi al- tõndadõr. Rusya Savunma Bakanõ İvanov, Ermenistan’õn Rusya’nõn ileri karakolu ol- duğunu açõk açõk söyledi. O nedenle ABD Ermenistan’a fazla sõzamaz. Azerbaycan Rusya’dan bağõmsõz siyaset izler. Gürcistan bunu yapmak istiyor. Ama gördünüz geçen ağustosta olanlarõ. Gürcistan kafasõnõ kal- dõrmak istedi ama Rusya tarafõndan ceza- landõrõldõ. Azerbaycan hem bağõmsõz hem de çevik bir siyaset uyguluyor. Olaylarõn bugünkü gelişmesi ne yazõk ki iyiye doğru gitmiyor. Gürcistan’õn bağõmsõzlõğõ için tehlike çanlarõ çalõyor. Biliyorsunuz, çok büyük bir miting oldu ve Saakaşvili’nin is- tifasõ istendi. Saakaşvili’ye Gürcistan mu- halefetinin istifasõ için tanõdõğõ süre doldu. Belki bundan sonraki olaylar daha da dra- matikleşecektir. Öte yandan Azerbaycan çok istikrarlõ bir siyasete sahiptir. Bu siya- set Ulu Önder Haydar Aliyev tarafõndan yerli yerine oturtulmuştur. Haydar Aliyev Azerbaycan’õn siyasetine yön vermiştir. İl- ham Aliyev de bu yolda çok başarõlõ bir bi- çimde yürümektedir. Dünyayõ etkisi altõna alan ekonomik kriz Azerbaycan’da nere- deyse hissedilmedi. Ülkemiz hõzla çağdaş- laşmaktadõr. Siz böyle diyorsunuz ama bizim Başbakan ve Cumhurbaşkanı da Azerbaycan’a zarar verecek hiçbir karara imza atmayız diyorlar ama öte yandan da Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan cuma günü Rus basınına verdiği demeçte, “7 Ekim’den önce sınırların açılması ve ilişkilerin normalleştirilmesi gerçekleşecek” dedi. O zaman kim doğruyu söylüyor? - Evet, diplomatik dille, “ Sınırları açmayız ve Azerbaycan’ın çıkarlarına halel getirecek hiçbir karara göz yummayız” diyorlar. Sizin de dediğiniz gibi televizyondan işittiğim kadarõyla Sarkisyan Rus basõnõna, “Sınırların açılması ve diplomatik ilişkiler kurulması yolunda Türkiye’yle hızlı çalışmalar yapıyoruz” dedi. Biz şimdi kime inanacağõz? Bilemiyoruz. Ben şahsen Türkiye’nin bize böyle bir şey yapacağõna inanmõyorum. Eğer böyle olursa Azerbaycan halkõ kendisinin Türkiye tarafõndan ağõr biçimde hançerlendiğine inanacaktõr. Ben buna inanmak istemiyorum, ihtimal vermiyorum. Azerbaycan halkõ da benim inancõmõ paylaşmak istiyor. Ama aldõğõmõz haberler üzülerek söylüyorum ki bizi oldukça mahcup ediyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, “Bizim Türkiye’yle Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine ve sınırların açılmasına itirazımız yok. Ama üç şart yerine getirilmeden bu yapılırsa biz çok üzülürüz. Kendimizi hançerlenmiş hissederiz” yolunda bir açıklaması var. Bu üç şart nedir? - Bu üç şart şöyle:Ermenistan birlikleri işgal altõnda tuttuklarõ Azerbaycan topraklarõndan çekilmelidir, bir milyonu aşkõn kaçkõn vatanlarõna geri döndürülmelidir, Dağlõk Karabağ’õn statüsü hakkõnda müzakereler başlamalõdõr. P O R T R E Doç. Dr. SAYYAD ADİLOĞLU SALAHLI Azerbaycan, İmişli 1952 doğumlu. Yükseköğrenimini Azerbaycan Dil ve Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümü’nde yaptõ. İmişli Ortaokulu’nda öğretmenlik ve müdür yardõmcõlõğõ görevlerinde bulundu. 1991’de Bakû’ya yerleşti. Milli İlimler Akademisi’nin yayõn organõ İlim dergisinin başkanlõğõnõ yaptõ. Ses gazetesinin başyazar ve editör yardõmcõlõğõ görevlerini yürüttü. 1992’de Azerbaycan’õn bir önceki Cumhurbaşkanõ Haydar Aliyev’in kurduğu Yeni Azerbaycan Partisi’nin (YAP) kurucularõ arasõnda yer aldõ; uzun yõllar genel merkez yöneticilerinden biri olarak partide çalõştõ. 1995’te bağõmsõz Azerbaycan’õn ilk millet meclisine milletvekili olarak seçildi. 2006’da Azerbaycan Cumhurbaşkanõ tarafõndan Azerbaycan’õn İstanbul Başkonsolosluğu’na atandõ. Doktorasõnõ ve doçentliğini filoloji alanõnda yaptõ. Azeri ve Rusça dillerinde yayõmlanmõş öykü kitaplarõ var. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Azerbaycan zaten Kafkasya bölgesinin doğalgaz ve petrol hâkimi değil mi? - Bugün bölgede Azerbaycan’õn katõlõmõ ya da oluru olmadan tek bir proje hayata geçemez. Bakõn, Bakû- Tiflis-Ceyhan ve diğer projeler hõzla gelişiyor. Bu projelerden dõşlanmõş olan Ermenistan Türkiye’yle bir an önce ilişkileri kurup rahat nefes almak istiyor. Ermenistan akõllõ davransõn biz de ona gerekli yardõmlarõ yapalõm. Ama akõllõ davranmõyor. Hem Azerbaycan topraklarõnõ işgal altõnda tutuyor hem de Türkiye’nin topraklarõnda hak iddia ediyor. Üç cephede savaşmak istiyor. Gürcistan’la olan toprak iddiasõ da var. Ama onu ön plana çõkarmõyor. Ermenistan’õn bütün amacõ komşu ülkelerden toprak almaktõr. Cumhurbaşkanınız İlham Aliyev Medeniyetler İttifakı toplantısına katılmaktan son anda vazgeçince bu karar Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme çalışmalarını boykot olarak yorumlandı. Bu doğru mu? - Bu doğru değil. İlham Aliyev’in son anda dõş ülkelerden pek çok konuklarõ geldiği için ülke dõşõna çõkmasõ imkânsõzlaştõ. Ama İslam Konferansõ Gençlik Kolu Başkanõ Leyla Aliyeva, Azerbaycan Devlet ve İdman Bakanõ, milletvekilleri, Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan bir heyet o toplantõya katõldõ. Özetle söylemek gerekirse Azerbaycan’õn o toplantõdaki katõlõmõ yeterli biçimde üst düzeyde oldu. Biz bir millet iki devletsek, meydana gelen olaylar ekonomik ve siyasi çõkarlarõmõza darbe vurursa biz buna kayõtsõz kalamayõz. Hele de ‘kardeş’ dediğimiz Türkiye’den böyle bir girişim olunca biz daha çok sarsõlõrõz. Türkiye topraklarõnõn yüzde 20’si başka bir devlet tarafõndan işgal edilmiş olsaydõ ve Azerbaycan o devletle diplomatik ilişki kurmaya kalksaydõ ve o devlete sõnõrlarõ açsaydõ Türk halkõ bir daha Azeri kardeşlerine ‘kardeş’ der miydi? Aliyev Medeniyetler İttifakı’nı boykot etmedi Türkiye mi Ermenistan mõ doğruyu söylüyor?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear