Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Erivan’a göre Ankara Karabağ’ı ön koşul ol-
maktan çıkardı.
Yakında Ağrı, Kars, Ardahan gibi doğu illerini de
aman dostluk zedelenmesin diye Ermenistan’a bu-
yur al diyebileceğimizi öne sürerlerse şaşırmamak
lazım.
Zira AB ve ABD’nin desteğiyle her isteklerini ger-
çekleştireceklerine inanıyor Ermeniler.
Bu duruma nasıl geldik?
Süreç, Çankaya’dakinin Batı dayatmalarına
yatkın dış politika anlayışına uygun davranışlarıyla
başladı.
Hükümet de ABD’den yansıyan baskıları gö-
ğüsleyemedi.
Erivan’la müzakerelere başlarken ilişkilerin nor-
mal düzeye gelebilmesi için Ankara’nın masaya
koyduğu koşulları bugün Ermenistan anımsamı-
yor.
Başta Karabağ sorununun çözümü, soykırım so-
rununun tarihçiler tarafından araştırılması, Erme-
nistan anayasasının Türkiye aleyhindeki kimi
maddelerden arındırılması gibi koşullar bir yana
bırakıldı.
İlişkiler tek bir maddeye, Ermeniler için yaşamsal
değerde olan sınır kapılarının açılmasına indirgendi.
Sorumluluk; ABD’ye, AB’ye hoş görünmek ve
gerçekleri Erivan’a anlatmadan ikili müzakerele-
ri başlatan başta Çankaya’daki ile RTE hükü-
metindedir.
Ermenistan politikasında yeni açılım başlattık.
Kıbrıs’ta olduğu gibi Ermenistan sorununda çö-
zümsüzlük çözüm değildir diye diye bugünlere
ulaştık.
Başbakan ayaküstü demeçler vererek, Karabağ
sorunu çözümlenmedikçe ikili ilişkilerde olumlu
adımlar atılmayacağını söyleyedursun.
Sınır kapılarına giden yolların asfaltlandığından,
sınır kapılarının açılacağından söz eden Eri-
van’dakiler kös dinliyor.
Ve hükümet Ermenistan’ın yaydığı bu havayı ya-
lanlayacak yazılı ve resmi bir açıklama yapmıyor.
Böyle başa böyle tıraş sözünde ufak bir deği-
şiklik yaparak, böyle Başbakan’la böyle dış po-
litika demek herhalde yanlış bir yaklaşım olma-
yacak.
Ayrımcı bir kafanın egemen olduğu bir ülkede
yaşıyoruz. Kıyı kentlerinde seçimleri yitiren, her za-
man bayram seyran demeyip Antalya’yı yeğleyen,
ne ki bu kez AKP’nin seçim kazandığı Hatay’a (kı-
yı kent Antakya’ya) tatile giden bir başbakanı var
bu ülkenin.
Bu Başbakan, Başkan Obama’nın neler getirip
neler götürdüğünü kamuoyu ile paylaşmaktan da
kaçınıyor.
ABD Başkanı TV’lerden yayımlanan konuşma-
larında, K. Irak’ta bir Kürt devletine dönük bir açık-
lama yapmıyor ama:
“…Türkiye’deki (lütfen dikkat) ‘Kürt azınlığının’
bu toplumda ilerlemesinin özgür bırakılmasını…”
istiyor.
Devlet politikamızın temelini sarsan bir dayat-
madır bu.
Federatif bir devlete yol açacağı biline biline öne
sürülen bir dayatmadır bu.
Görünen o ki, Kürtlere azınlık statüsünün ta-
nınmasını istiyor ABD.
Üstelik Barack Obama bu söylemi Çankaya ve
hükümet katında da dile getirdiğini, “Cumhur-
başkanı ile Başbakan’ın bu konuya bağlı oldukla-
rını” söylüyor.
Hükümetten bugüne değin Kürtlere azınlık sta-
tüsü tanınmasındaki olanaksızlığa değinecek ne
sözlü ne de yazılı bir açıklama yok!
Ulusal konularda kamuoyunu tatmin edecek
açıklamalar yapacakları yerde; iç siyasette (Kıb-
rıs’a kadar uzanan uygulamalarla) muhalifleri
susturmaya yarayacak her olanağı kullanıyorlar.
Ankara’nın sözünden çıkmayan KKTC Başba-
kanı F.S. Soyer, yetkililerden aldığını iddia ettiği
bir belgeye dayanarak Kuzey Kıbrıs’ta Ergenekon
rüzgârı estiriyor. Oysa Rauf Denktaş’ı ve Ulusal
Birlik Partisi Başkanı Derviş Eroğlu’nu suçlayan
bu belgeyi AKP’nin Bay Soyer’e gönderdiği söy-
leniyor.
Söylenti akla yakın. Zira AKP hükümeti AKP’nin
Kıbrıs politikasına aykırı düşen anamuhalefet
Ulusal Birlik Partisi’nin seçimi kazanmasını önle-
mek istiyor. Şimdi Rauf Denktaş’tan özür dileni-
yor.
Ama sonra temel amaç ortaya çıkıyor: Kıbrıs
anamuhalefetini seçmen indinde bitirmek!
Siyasal amaçlar uğruna içeride kişileri ve ku-
rumları karalamak yetmiyormuş gibi, aynı yönte-
mi KKTC’de uygulamaya başladılar. Devletin
belgelerini kullanarak...
Dur durak demeden. Hoş; dur durak diyecek de
yok ya!
SAYFA 11 NİSAN 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 19
Edirne PB 20
Kocaeli PB 20
Çanakkale PB 19
İzmir Y 22
Manisa B 20
Aydın Y 22
Denizli Y 21
Zonguldak PB 14
Sinop PB 12
Samsun PB 12
Trabzon PB 10
Giresun PB 12
Ankara PB 19
Eskişehir B 17
Konya B 14
Sıvas PB 12
Antalya Y 23
Adana PB 24
Mersin PB 21
Diyarbakır B 19
Şanlıurfa B 23
Mardin B 18
Siirt PB 19
Hakkâri Y 9
Van Y 10
Kars PB 9
Oslo B 11
Helsinki B 5
Stockholm B 17
Londra Y 10
Amsterdam PB 20
Brüksel PB 20
Paris Y 18
Bonn B 20
Münih Y 16
Berlin B 21
Budapeşte PB 24
Madrid Y 13
Viyana B 23
Belgrad Y 22
Sofya PB 19
Roma B 17
Atina Y 18
Zürih PB 22
Moskova B 17
Aşkabat Y 14
Astana PB 16
Taşkent Y 22
Bakû B 10
Bişkek PB 18
Tiflis Y 16
Kahire PB 26
Şam PB 24
Ülkemizin güneydoğu
kesimleri ile öğleden
sonra batı kesimleri
parçalı ve çok bulut-
lu, Van, Hakkâri ve
Şırnak çevreleri yağ-
murlu, öğleden son-
ra Güney Ege, Göller
Yöresi ile Antalya’nın
batı ilçeleri sağanak
ve gök gürültülü ya-
ğışlı geçecek.
Baştarafı 2. Sayfada
Kanadoğlu’nun saydõğõ değerleri, insana bilimsel
eğitim verir. Bilimsel eğitim alan düşünür, sonra adõ-
mõnõ atar. Kül yutmaz, kandõrõlmaz. Ya dinsel eği-
timli? Onun gözü bağlõdõr, yönü öteki dünyadõr.
Cumhuriyetin değerlerini unutanlarõn aldõklarõ eği-
time bakmalõyõz önce. Unutma nedeni o an ortaya
çõkar. Ankara’nõn göbeğinde geçen olayõ bir öğret-
men anlatõyordu: “Altıncı sınıfta bir öğrencime yıl
boyunca Atatürk adını söyletemedim, Atatürk adı-
nı yazdıramadım. Velisiyle görüşmek istedim, gel-
medi. Kara çarşaflı annesini uzaktan görünce du-
rum anlaşıldı.”
Unutmak bir sonuçtur. Cumhuriyetin, bilimin, çağ-
daşlõğõn yüz akõ ilkeleri insan eğitimi alan, insan olan
unutmaz...
Nazan Moroğlu, 29 sivil toplum örgütü ve 5 siyasi partinin kadõn kollarõ adõna ortak açõklama yaptõ
‘Laiklik her zamankinden fazla korunmalı’
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul Kadõn Kuruluşlarõ Birli-
ği Koordinatörü Nazan Mo-
roğlu, laikliğin bugün her za-
mankinden fazla korunmaya
ihtiyacõ olduğunu belirterek
“Laiklik, yalnızca din ve dev-
let işlerinin birbirinden ay-
rılmasını öngören bir ilke de-
ğil, aynı zamanda dünya so-
runlarına akılcı ve bilimsel
bakış açısı getiren bir yaşam
biçimidir” dedi.
Nazan Moroğlu, anayasadaki
“Türkiye Devleti’nin dini İs-
lamdır, resmi dili Türkçedir,
makarrı Ankara şehridir”
maddesinden, 10 Nisan 1928’de
“dini İslamdır” ibaresinin çõ-
karõlmasõnõn 81. yõldönümü do-
layõsõyla, dün yazõlõ bir açõkla-
ma yaptõ.
Laikliğin anayasaya girişinin
ilk adõmõ kabul edilen söz ko-
nusu değişiklikle ilgili 29 sivil
toplum kuruluşu ile DP, İP,
BCP, DSP ve CHP’nin kadõn
kollarõ adõna yaptõğõ ortak açõk-
lamada Moroğlu, din ve devle-
tin birbirinden ayrõlmasõnõn ta-
rihsel ve güncel önemine vurgu
yaptõ.
Moroğlu, laikliğin; demokra-
si, çağdaşlõk, insan ve özellikle
kadõn haklarõnõn güvencesi ol-
duğunu ifade ederek “Ata-
türkçü düşünce sisteminde la-
iklik, yalnızca din ve devlet iş-
lerinin birbirinden ayrılması-
nı öngören bir ilke değil, aynı
zamanda dünya sorunlarına
akılcı ve bilimsel bakış açısı ge-
tiren bir yaşam biçimidir” de-
di. Moroğlu, şunlarõ kaydetti:
Adli Tõp Kurumu Başkanlõğõ’na Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce atandõ
Adli Tıp’a akademisyen başkan
İstanbul Haber Servisi - Tartõşmalõ karar-
lara imza atan ve kamuoyunun tepkilerine ne-
den olan Adli Tõp Kurumu (ATK) Başkanõ Dr.
Keramettin Kurt’un yerine İstanbul Üni-
versitesi Adli Tõp öğretim üyesi Doç. Dr. Cen-
giz Haluk İnce atandõ. Yeni başkanõn akade-
misyen kimliğinin olmasõnõ olumlu karşõlayan
adli tõp uzmanlarõ, “Başkan değişikliği ATK
üzerindeki kamuoyu tepkisini azaltmak
için yapılmıştır. Atanan arkadaşımız bi-
limsel katkıları olan birisi ancak bu
ATK’nin yapısının tamamen değiştiğini
göstermez” değerlendirmesi yaptõlar.
Geçen aylarda ATK Başkanõ Kurt’un Ada-
let Bakanlõğõ’na başvurarak görev değişikliği
istediği gündeme gelmiş, yerine atamasõ ya-
põlacak kişinin İnce olacağõ belirtilmişti. İn-
ce’nin atamasõ dün Resmi Gazete’de yayõm-
landõ. Kamuoyunda özellikle dinci Anadolu’da
Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in tah-
liyesine neden olan rapora imza atan ATK tar-
tõşmalara neden olmuş, kurumun ihtisas ku-
rullarõnõn bilimselliğini, tarafsõzlõğõnõ ve gü-
venilirliğini tamamen kaybettiğini vurgulan-
mõştõ.
Kocaeli Üniversitesi Adli Bilimler Anabi-
lim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Ümit Biçer,
“ATK başkanlığına bir akademisyenin ge-
tirilmesi sevindirici. İlk bakıldığında üni-
versiteler ile kurum arasında sıcaklık ola-
cağı hissi veriyor. Kurumun kapalı yapısı
ile her türlü gelişmelerden uzaklaşan ya-
pısının devam etmeyeceğinin göstergesi
olabilir. İnce’nin kurumun yapısına katkı
sağlayacak bir arkadaşımız olduğunu dü-
şünüyorum” dedi.
Başkan değişikliğinin ATK’nin yapõsõnõ
değiştirip değiştirmemede ne derece etkili
olabileceğinin bilinmediğini vurgulayan Biçer,
kurumun bilimsel ve tarafsõz yapõya kavuş-
masõnõn gerekli olduğunu söyledi. Dr. Osman
Öztürk de, ATK’de kadrolaşmanõn özellikle
son yõllarda yoğun olarak görüldüğünü, ku-
rumun ihtisas kurullarõnõn ve şaibeli üyelerin
halen görevlerinde olduğunu anõmsatarak,
“ATK tamamen yenilenmelidir. Değişiklik
kamuoyu tepkisini nötürleştirmek için ya-
pılmıştır” diye konuştu.
2008 Yerel Gazetecilik Ödülleri verildi
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
ile Konrad Adenauer Stiftung iş-
birliğiyle düzenlenen “2008 Ye-
rel Gazetecilik Ödülleri” tören-
le sahiplerini buldu. Törende,
helikopter kazasõnda hayatõnõ
kaybeden İHA muhabiri İsmail
Güneş için verilen plaketi ailesi-
ne verilmek üzere İHA Genel
Müdürü Fevzi Kahraman aldõ.
Crowne Plaza Old City Otel’de
önceki gün gerçekleştirilen ödül
töreninde konuşan Konrad Ade-
nauer Stiftung Türkiye Temsilci-
si Jan Senkyr, yerel gazeteciliğin
geliştirilmesinin öncelikli amaç-
larõndan biri olduğunu söyledi.
Yerel gazetecilerin çok zor şartlar
altõnda çalõştõklarõnõ dile getiren
Senkyr, helikopter kazasõnda ha-
yatõnõ kaybeden İHA muhabiri
Güneş’i saygõyla andõğõnõ ifade et-
ti. TGC Başkanõ Orhan Erinç de
yarõşmanõn “Yerel Medya Eğitim
Projesi” kapsamõnda gerçekleş-
tirildiğini belirtti.
Türkiye’de medyanõn önünde
çeşitli engeller olduğunu ifade
eden Erinç, özellikle yerel med-
ya mensuplarõnõn büyük şehir-
lerdeki meslektaşlarõna oranla
daha zor şartlar altõnda çalõştõk-
larõnõ vurguladõ. Erinç, yerel med-
yaya gereken önemin verilmedi-
ğini dile getirerek, yerel medya
mensuplarõnõn çalõşma koşullarõ-
nõn düzeltilmesi konusunda iler-
leme sağlanamadõğõnõ söyledi.
Erinç: Gurur duyuyorum
Görevleri sõrasõnda ölen veya
öldürülen basõn şehitleri oldu-
ğunu anõmsatan Erinç, “İsmail
Güneş de bunlardan birisiydi.
Bu nedenle bu tören buruk ge-
çiyor. İsmail Güneş’le bir mes-
lektaşım olması nedeniyle gurur
duyuyorum. Çünkü Güneş, en
zor koşullarda bile gazetecilik
anlayışından vazgeçmedi, say-
gılı yaklaşımını bozmadı ve ha-
ber ulaştırmak için çaba har-
cadı. Bu nedenle Güneş, unu-
tulmaz gazeteciler arasına gir-
di” dedi.
İHA Genel Müdürü Kahraman
ise Güneş’in 9 yõldõr kurumda ça-
lõştõğõnõ ve sarõ basõn kartõ sahibi
olduğunu belirterek şöyle davam
etti: “Güneş’i şehit verdik. Son
nefesinde bile haberciliğini sür-
dürdü. En ağır tabiat şartla-
rında bir taraftan da can mü-
cadelesi verdi. Bizi teselli eden,
güzel ahlakı, mesleğe olan bağ-
lılığı, sadakati ve son anlarda
bile efendiliğini hiç bırakmadan
mesleğimizin yüz akı olmasıdır.
Konuşacak durumda değilim.
Çilenin en ağırını yaşıyoruz,
25 Mart’tan bu yana. Bugün de
helikoptere binerken çektiği
görüntüleri gördük ve servise
verdik. Her gün o görüntüler-
le acımız tazeleniyor.”
Konuşmanõn ardõndan TGC
Başkanõ Erinç, İHA Genel Mü-
dürü Kahraman’a, Güneş’in ai-
lesine verilmek üzere plaket sun-
du. Törende, “Jüri Özel Ödülü”
Zonguldak’tan Pusula dergisi
temsilcisi Bayram Tomakin’e,
“Fotoğraf” dalõnda birincilik
ödülü Zonguldak Ereğli Önder
gazetesinden Derya Cebesoy’a
verildi. “Sayfa Düzeni” ödülüne
Adana Refleks gazetesinden Şa-
hin Çoban, “Haber” kategori-
sinde birincilik ödülüne ise İs-
kenderun Ses gazetesinden Akın
Bodur layõk görüldü.
SERTAÇ EŞ
KIRIKKALE - Türk Silahlõ
Kuvvetleri’nin (TSK) 2007 yõlõn-
da faaliyete başlayan Mühimmat
Ayõklama ve Ayõrma Tesisleri’nde
bugüne kadar depolanmõş kara
mayõnlarõnõn yaklaşõk yarõsõ imha
edildi. Kõrõkkale’deki tesiste tank,
top ve füze mühimmatlarõnõn ayõk-
lanmasõnõ “robot sürveyanlar”
gerçekleştiriyor.
TSK’de “sürveyanların” (bom-
ba imha uzmanõ) yerini “robot
sürveyanlar” aldõ. Daha önce
sürveyanlarca imha edilen kulla-
nõm dõşõ mühimmat, 2007’de faa-
liyete geçen ve bilgisayarlõ sis-
temlerle çalõşan robotlarla ekono-
miye kazandõrõlõyor. Milli Savun-
ma Bakanlõğõ’na bağlõ Kõrõkkale
Yahşihan’da faaliyet gösteren TSK
Mühimmat Ayõklama ve Ayõrma
Tesisi dün basõna tanõtõldõ. Tesis-
te 10’u subay toplam 177 personel
çalõşõyor.
Kullanõm ömrü biten kovanlõ,
kovansõz mühimmatlarla kara ma-
yõnlarõ geri dönüşüm işlemleriyle
yeniden ekonomiye kazandõrõlõyor.
Tesis TSK’den gelen mühimmat-
larõ hurda metal ve hurda patlayõ-
cõ olarak ayrõştõrõyor. Ayrõştõrõlan
metal ve patlayõcõlar MKE tara-
fõndan yeniden değerlendiriliyor.
Yahşihan’daki tesiste üst düzey gü-
venlik önlemleri uygulanõyor.
Robot sürveyanlarõn çalõştõğõ
ve metal gövdelerden patlayõcõla-
rõn çõkarõldõğõ atölyelerde hiçbir
elektronik cihazõn çalõştõrõlmasõna
izin verilmiyor. Atölyelerde ro-
botlarõ kontrol eden işçiler ise
yanmaz elbise ve statik elektriği
toprağa aktaran botlar giyiyorlar.
Tesislerde askeri işçi statüsün-
de çalõşan sivil personel işe baş-
lamadan önce ciddi bir güvenlik
eğitimine tabi tutuluyor.
Aynõ zamanda olasõ yõldõrõm
düşmelerine korunaklõ halde inşa
edilen tesis, hem içeriden hem de
dõşarõdan korunuyor. İşçilerin ko-
mutasõndaki robotlar tank, top
mermileri ve füzelerin bütün par-
çalarõnõ titizlikle söküyor. Sökme
ve ayõklama işlemleri özel inşa
edilmiş çelik duvarlarõn içinde yi-
ne robotlarla nakledilerek gerçek-
leştiriliyor.
Tesis hakkõnda bilgi veren yet-
kililer, yõllõk kapasitenin 6 bin
ton olduğunu dile getirdi.
Robot ‘sürveyanlar’
işbaşında
Robot ‘sürveyanlar’
işbaşında
Robot ‘sürveyanlar’
işbaşında
Robot ‘sürveyanlar’
işbaşında
Neden Balbay
hücreye konuldu?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer
Genç, gazetemiz Ankara temsilcisi Mus-
tafa Balbay’õn tek kişilik hücrede tutul-
masõnõ bir soru önergesiyle TBMM günde-
mine taşõdõ. Kamer Genç, Adalet Bakanõ
Mehmet Ali Şahin’in yanõtlamasõ iste-
miyle verdiği soru öngergesinde şu sorula-
ra yanõt istedi: “Cumhuriyet gazetesi An-
kara Temsilcisi Mustafa Balbay, 36
gündür tutukludur. Bize intikal eden
bilgide tutuklandığı günden bugüne ka-
dar tek kişilik hücrede kalmaktadır. Bu
olay doğru mudur? Hangi nedenler ve
mevzuat gereği Mustafa Balbay bu ka-
dar uzun süre tek kişilik hücreye konul-
maktadır? Bu hücrede bekletilme süresi
ne zamana kadar devam edecektir?”
‘Sakıp Ağa’
unutulmadı
Ekonomi Servisi - İşadamõ Sakıp Saban-
cı, ölümünün 5. yõlõnda Zincirlikuyu Mezar-
lõğõ’ndaki kabri başõnda ailesi ve dostlarõnõn
katõldõğõ bir törenle anõldõ. Aile mezarlõğõn-
daki törende katõlõmcõlar dua ettikten sonra
ellerindeki beyaz karanfilleri mezarõn üzeri-
ne bõraktõ.
Törende konuşan Sabancõ Holding Üst
Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü, geçen
5 yõlda Sakõp Sabancõ’nõn bõraktõğõ değerlere
sahip çõkarak ona layõk olmak için çalõştõkla-
rõnõ söyledi. Anma töreni
Sakõp Sabancõ için Kuranõ-
kerim okunmasõnõn ardõn-
dan sona erdi. Törene Sakõp
Sabancõ’nõn eşi Türkan
Sabancı, kõzõ Sevil Saban-
cı, kardeşi Erol Sabancı ve
diğer aile yakõnlarõ ile Sa-
bancõ Topluluğu’nun üst
düzey yöneticileri ve iş
dünyasõndan dostlarõ katõldõ. Bu arada Sa-
bancõ, Dünya Türk Girişimciler Kurulta-
yõ’nda da anõldõ. Sakõp Sabancõ için plaket
töreni düzenlendi. Plaket Sabancõ Holding
Yönetim Kurulu Başkanõ Güler Sabancı’ya
verildi. Plaketi aldõktan sonra duygularõnõ di-
le getiren Güler Sabancõ, “Sakıp Bey’in
ölüm yıldönümü olan 10 Nisan’da bu he-
diyeyi almaktan onur duyuyorum. Sakıp
Bey için kurultay çok önemliydi. Dünya-
nın her yerinde işi var olan Türk girişim-
cilerinden büyük onur duyardı.” dedi.
Neden Unutuyoruz?
Nusret ERTÜRK
“Atatürk’ün önderli-
ğinde, ulus egemenliği-
ni üstün kılarak kurulan
Türkiye Cumhuriye-
ti’nin hedefi, çağdaş uy-
garlık düzeyine ulaş-
mak olmuştur. Bu
amaçla, kuruluşundan
başlayarak çok kısa sü-
re içinde gerçekleştirilen
Cumhuriyet devrimle-
riyle, başta Medeni Ya-
sa’nın kabulü olmak
üzere, laik hukuk siste-
mi benimsenmiştir. Bu
çağdaş atılımlar, Tür-
kiye Cumhuriyeti’nin
eğitim, hukuk, kültür,
ekonomi, siyaset ve di-
ğer alanlarda yeniden
yapılanmasını sağla-
mıştır. 10 Nisan
1928’de, 1924 Anaya-
sası’nda yapılan deği-
şiklikle ilk adımı atılan
laiklik ilkesi, 1961 ve
1982 anayasalarında da
devletin değiştirilemez
temel nitelikleri arasın-
da yer almıştır. De-
mokrasinin olmazsa ol-
maz koşulu olan laiklik
ilkesi kadının insan hak-
larının da güvencesidir.
Laikliği zedeleyecek her
türlü girişimin ülkemi-
zi çağdaş uygarlık yo-
lundan geriye götüre-
ceğini görüyor ve özen-
le korumaya her za-
mandan fazla ihtiyaç ol-
duğunu kamuoyuyla
paylaşıyoruz.”
KAMER GENÇ SORDU
Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ
Robot ‘sürveyanlar’
işbaşında
Helikopter kazasõnda hayatõnõ kaybeden Güneş’in plaketini İHA Genel Müdürü aldõ
CHP’Lİ AHMET ERSİN
‘Emniyet’te F tipi
suç üretiyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin,
“Emniyet teşkilatında cemaat kadrolaş-
ması var. F tipi kadrolaşmanın en yo-
ğun olduğu kurumlardan biri. Kendile-
rini AKP’nin arka bahçesi ve silahlı is-
tihbarat gücü olarak gören bu cemaat
kadroları zaman zaman TSK ile Emni-
yet’in arasını bile açmaya çalışmakta-
dırlar” dedi.
Ersin, Polis Teşkilatõ’nõn 164. kuruluş
yõldönümü nedeniyle bir basõn toplantõsõ
düzenledi. Emniyet’teki “F tipi kadrolaş-
ma”nõn altõnõ çizen Ersin, şu görüşleri dile
getirdi: “Kamuoyuna yansıdığı gibi Er-
genekon soruşturmasında gözaltına alı-
nan şüpheliler ve tanıklığına başvuru-
lanlara, gerek Emniyet’te ve gerekse
savcılıkta bazı eski komutanlar aleyhine
ifade vermeleri için baskı yapılmakta-
dır. TSK içinden suç ve suçlu üretilmeye
çalışılmaktadır. Yine Emniyet içindeki
bu cemaatçi kadroların katkılarıyla top-
lumun saygın kişilerinin yasadışı telefon
ve ortam dinlemeleriyle tespit edilen ses
kayıtları çoğu zaman montajlanarak in-
ternet aracılığıyla kamuoyuna yansıtıl-
makta ve bu yolla tedirginlik, endişe ve
korku yaratılmak istenmektedir.”
ÖLÜMÜNÜN 5. YILDÖNÜMÜ