28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OBAMA kedi okşadı diye, kedi sevmeyenler bile kedi sever oldu. ABD başkanının yarattığı bu ilginç hava değişikliği, ulusal dış politi- kanın tutarlılığı ve geleceği konu- sunda biraz endişe vericidir. Özellikle, son yılların Türki- ye’sinde uluslararası ilişkiler ba- kımından “devlet politikası” diye bir kavramın ortadan kalktığı düşünü- lürse. Ulusal çıkarlar açısından devletin en tepesi ile sorumlu hükümeti, ana mu- halefeti, görevli diplomasisi ve askeri arasında ilke ve yöntemler konusunda uyum bütünlüğü yoksa ya da böyle bir izlenim yaratılmışsa, birdenbire oluşan tutum değişiklikleri kuşku verici olur. O zaman, kedi okşayışın bile katkı- da bulunduğu güncel Obama sıcaklı- ğının ne gibi beklentilere yol açtığına biraz yakından bakmak gerekir. Acaba AB’ye tam üyelik başvuru- su açısından ABD desteği geç- mişte olumlu sonuç vermiş midir ki, şimdi Obama’nınki versin? Konuyu biraz yakından izleyenler bilir ki, böy- le bir destek hep geri tepmiştir. AB’lilerin İngiltere için az çok doğru olan bir kuşkuları Türkiye bakımından daha da yaygın. Onlar, yanlış da ol- sa, Ankara’nın Avrupa’daki olası ro- lünü ABD’nin çıkarlarını kollamak olarak görürler ve tam üyelik çaba- sında sık sık Amerika’nın yardıma çağrılması hoşlarına gitmez. Acaba IMF ilişkileri açısından Ame- rikan desteği sanıldığı kadar önemli mi- dir? Bilmek gerekir ki, IMF her şeyden önce malî bir kuruluştur ve başlıca kay- gısı Türkiye gibi ülkelere verilmiş borç- ların geri ödenmesini sağlamaktır. Krizdeki bir Amerika borç ödemenin gereği olan sağlam güvencelerden yoksun isteklere Türklerin kara gözle- ri için arka çıkamaz. Dolayısıyla, böy- le beklentiler yerine kendi ekonomik ya- pımızı güçlendirmeye bakmak daha doğru olmaz mı? Acaba Obama’nın cumhuriyetçi la- ikliği öven sözleri ABD’nin “ılımlı İs- lam” safsatasını ve Türkiye’ye ha- lifelik görevi verme hayalini bırak- tığı anlamına mı gelir? Unutma- yalım ki, o işin heveslisi olan kişi hâlâ ABD’nin Pennsylvania eya- letinde resmen korunmaktadır. O konukseverlik sürdürüldükçe, öy- le sözlerin hiçbir inandırıcılığı olamaz. Sonucu beklemek gerekir. Acaba Ermenistan’la ilişkileri geliş- tirmek ve o yoldan ABD Kongresi’ni “soykırım” kararından vazgeçirmek konusunda Obama’nın yararı olur mu? Olur elbet. Ama bunun bedeli, şimdi söylendiği gibi, Dağlık Karabağ koşu- lundan vazgeçip sınır kapısını açmak ve o yüzden kardeş Azerbaycan’ı ebe- diyen kaybetmekse, değer mi? Üste- lik, Kongre kararından bunca kork- manın anlamı yok ki. Bilen bilir, “nankör” denen kedi as- lında son derece onurlu ve ba- ğımsız bir yaratıktır. Gerçekten sevenle sevmeyeni ayırt ederken, onu kendi- ne olan saygısını yitirmeye zorlayıp zor- lamadıklarına bakar insanların. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2009 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PENCERE F Tipi Yavru Vatan... Fethullah Gülen’in gazetesi Zaman’ın herke- sin bildiği gibi satış derdi yok. Her gün 800 bin nüsha bedava dağıtılıyor... Parasal güce şapo... İşte bu gazetenin dünkü sayısının manşeti: “Ergenekon’un Kıbrıs ayağında ürperten id- dialar...” Yalnız Zaman’da değil, o biçim basında bütün manşetler lebaleb şişirme Ergenekon... Ne diyorlar: “Yavru Ergenekon...” Anavatan’da Ergenekon... ‘Yavru Vatan’da yavru Ergenekon... Ergenekon yavruladı... Türkiye’de 29 Mart yerel seçimlerinden önce Ergenekon’da Mustafa Balbay tutuklanmış, 2’nci iddianame piyasaya sürülmüş, seçim san- dığı için gereken yatırım yapılmıştı... Şimdi Kıbrıs’ta seçim var... ‘Yavru Vatan’ iktidarı, anavatan iktidarını tak- lit ediyor... Anavatan Başbakanı RTE ne demişti: “- Ben Ergenekon’un savcısıyım...” Yavru Vatan’ın başbakanı Ferdi Sabit Soyer şimdi hangi role soyunuyor?.. Savcılık rolüne... Soyer kısaca diyor ki: “- Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu Ergene- koncudur, haklarında gerekli işlem yapılsın...” Derviş Eroğlu kim?.. Yavru Vatan’ın başbakanı Soyer’in seçim san- dığındaki rakibi... Denktaş kim?.. Tanıtmaya gerek var mı?.. Zaten bu Rauf Denktaş ulusalcı kimliğiyle ün- lü bir zat-ı şerif değil mi?.. İcabına bakılmalı... Kıbrıs’ta Türk yönetimi de gereksiz; Türkler Rum devletine dahil olup AB’ye girseler bu iş biter; Ada’daki Türk askeri de işgalcidir, çekilmeli... Peki, Kıbrıs’taki İngiliz üssü?.. O başka... ‘Yavru Vatan’, Ergenekon yöntemiyle temizlendi mi; ihya olur... Fethullah Gülen Amerika’da üssünü kurmuş, Er- genekon’u yönetiyor... F tipi polis.. F tipi savcı.. F tipi iddianame.. F tipi TC.. F tipi Yavru Vatan.. Fethullah Gülen Amerika’da çırpınıyor, ılımlı İs- lamla Türkiye’de ortalığı sarmışken Yavru Vatan’a mı giremeyecek?.. Kıbrıs’ta seçim ne zaman?.. 19 Nisan... Başta Feto’nun gazetesi Zaman olmak üzere o biçim basın Ergenekon bayraklarını açtılar... Merak ediyorum... Ergenekon numarası Anavatan’daki 29 Mart se- çimlerinde tutmadı... Bakalım, Yavru Vatan’daki 19 Nisan seçimle- rinde tutacak mı?.. mumtazsoysal@gmail.com AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kedi Neden Unutuyoruz? C umhuriyetin onursal baş- savcõsõ, saygõn insan Sabih Kanadoğlu, “Unuttuk” (Doğan Kitap, 2009) yapõtõyla gün- demde. Kanadoğlu, kõsaca diyor ki; eleştirel aklõ ve bilinci, laik ve de- mokratik devlet yapõsõnõ, ulusal onuru korumayõ, uygarlõk düzeyi- ni aşmayõ, hukukun üstünlüğünü “unuttuk!” İnsan için bunlardan daha güzel bir yaşam biçimi var mõdõr? Gerçek bu iken, peki neden unutuyoruz bu değerleri? Bilim, unutmayõ iki nedene bağ- lõyor: 1) Bellekte çözülme. 2) Baş- ka öğrenmelerden doğan bozucu et- kiler. Bizi ilgilendiren ikincisi. “Bo- zucu etkiler”in üreme ortamõnõ durup düşünelim. Cumhuriyetin getirdiği, değiştirilemez devrim ya- salarõndan biri de “Öğretim Bir- liği” Yasasõ’dõr. Öğretim Birliği, eğitimde, bilim dõşõ kanallarõ ka- pamõştõ. Cumhuriyetin yetiştir- mek istediği insan, bilimsel eği- timle olacaktõ. Biz ne yaptõk? Ör- neğin Köy Enstitülerinin kapõsõna kilit vurup Kuran kursuna, imam hatibe yöneldik. Hem eğitimde bir- lik bozuldu, hem varacağõmõz yer değişti. N. Erbakan ve benzerlerine so- ruluyordu: - Siz ki imam okullarõnõ böylesine övüyorsunuz, çocuklarõnõzõ o okul- larda neden okutmadõnõz? Kendi- nize kolejler, Amerikan okullarõ, halka Kuran kursu! Bu soru bile din tüccarlarõnõn ba- lonlarõnõ patlatmaya yetiyordu. Nusret ERTÜRK Arkası 8. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear