26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 11 NİSAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Obama’nın Ardından-2: Medyada Büyük Viraj... Obama’nın, “Ilımlı İslam” modelini terk eden, Ata- türk’e, bağımsızlığa, demokrasiye, laikliğe, insan hak- larına vurgu yapan konuşmalarından sonra yazdığım perşembe günkü yazıma şöyle başlamıştım: “Türkiye’deki siyasal İslamcılar… Onlara gaz veren cemaat mensupları… Demokrasi adına dinciliği destekleyen sözde li- beraller… Şimdi ne diyecekler?” Yazı şöyle bitiyordu: “Tabii her şey bir anda değişmez… Hatta bir süre hiçbir şey değişmiyor gibi de gö- rünebilir. Sadece merak ediyor ve soruyorum: Dünyadaki trend değişince, Türkiye’deki dinci politikacılar, cemaatçiler, dinciliğe Amerika’nın dü- men suyunda destek veren sahte liberaller ne ya- pacak, ne diyecek?” Obama’nın ziyaretinden sonra yeterli zaman geç- ti… Artık kimin ne dediği, nasıl dediği, tarihteki yad- sınamaz yerini aldı… Köşe yazıları, atılan manşetler belleklere kazınmasa bile, arşivlere girdi… Amerika’nın dünyadaki rolünü ve Türkiye’de din- cilere verdiği desteği görmezden gelip, ülkemizde- ki siyasal İslamın dini değerleri istismar etmesini dün- yadaki sözde eğilimlere bağlayanların, Amerika tu- tum değiştirince, Obama’nın verdiği laik ve Atatürk’ü öven mesajlar üzerine yazdıkları altı gruba ayrılabi- lir: 1) “Türkiye üzerinden İslam âlemine mesaj verdi, böylece Türkiye’nin İslami kimliğini öne çıkardı” di- ye yorum yaparak konuyu saptıranlar… 2) Atatürk’ü öven Obama için “ ‘İkinci Cumhuri- yetçi’ gibi konuştu” diyerek, en önemli özelliği Ata- türk’e saldırmak olan İkinci Cumhuriyetçilik açısın- dan tam bir çelişki sergileyenler… 3) “Türkiye’nin Müslüman çoğunluğuna vurgu, ezan saatine atıf yaptı, böylece İslamcılığı öne çıkardı” di- ye yazarak verdiği laik mesajları görmezden gelen- ler… 4) “Cumhuriyet yerine Demokrasi dedi, böylece ka- tı laikliğe karşı çıktı” yorumunu yaparak konuyu ken- di düşünce sistemlerine göre saptıranlar… 5) Zamanında, “Tayyip Erdoğan ile Bush’un vü- cut kimyaları uyuştu” diye yazı yazan ve şimdi de “Tayyip Erdoğan’la Obama’nın vücut kimyaları uyuştu” diye aynı teraneleri tekrarlayanlar… 6) Gerçekçi bir teşhisle ABD’nin yaklaşımının değiştiğini kabul edenler; ki bunlar çok azınlıkta… 7) ABD’nin yaklaşım değişikliğini fark edip kork- maya başlayan ve “Terör suçlaması İslamcılara yö- nelebilir” diye uyarılarda bulunan cemaatçiler… Galiba siyasal iktidar ve siyasal iktidara yakın ol- mak, insanların gerçekleri algılamasını da engelliyor… Beni düşündüren nokta, doğruları söyleyenlerin sırf muhalif oldukları, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinden yana tavır koydukları için sürekli suç- lanması… Yanlışları pompalayanların iktidardan yana oldukları için, Cumhuriyet’in temellerini yozlaştırmalarına karşın, belki de bundan dolayı el üstünde tutulma- sı… Ne yapalım… “Kader utansın!”… Hem gerçekleri söylemeye hem de demokratik, la- ik ve sosyal hukuk devletini savunmaya devam ede- ceğiz. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org Erdoğan ve Güler’e suç duyurusu GÜRSU KUNT ANTALYA - Antalya’da Yeşiller Partisi üyeleri, Akkuyu Nükleer Santralõ ihalesine fe- sat karõştõrõldõğõ iddiasõyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ (TETAŞ) Genel Müdürü Ha- cı Duran Gökkaya, TETAŞ Yönetim Kuru- lu üyeleri Hüseyin Karakaya, Yaşar Çakmak ve Nilgün Açıkalın hakkõnda suç duyurusun- da bulundu. Antalya Adliyesi’ne suç duyurusu dilekçe- si veren grup adõna açõklama yapan Yeşiller Partisi Konyaaltõ İlçe Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Duygulu, nükleer enerji santralõ iha- lesinin kapalõ zarf usulü ve yarõşma şek- liyle gerçekleştiril- mesi gerekirken, açõk ve pazarlõk usulüne dönüştürüldüğünü söyledi. Duygulu, “Kanuna aykırı hal nedeniyle iptal edil- mesi gereken işler iptal edilmedi. İha- leye fesat karıştır- ma, irtikap, görevi kötüye kullanma, kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi gibi suçlar nedeniyle savcılığa şikâyet dilekçesi verdik” diye konuştu. Nükleer enerji sant- ralõ ihalesine teklif ve- ren Rus patentli şirke- tin, dünyanõn en pahalõ fiyatõnõ verdiğini vur- gulayan Duygulu, “Zarftan 21 centlik teklif çıktı. Ardın- dan iptal gündeme geldi. İhaleye ilişkin gelişmeler yasadışı pazarlık olarak bası- na yansıdı. Fiyat 15 cente çekilerek revize edildi. Yarışma şeklindeki ihale, pazarlık şekline dönüştüğü için ihaleye fesat karış- tırılmıştır. İhalenin iptal edilmesi gerekir- ken, edilmediği için suçludurlar” dedi. Duygulu, 1973’ten bu yana nükleer enerji santralõ kurulmasõna karşõ mücadele verdikle- rini, ancak özellikle AKP hükümetiyle birlik- te nükleer lobinin Türkiye’de hâkim olmaya ça- lõştõğõnõ ifade etti. Eski nükleer sanayiinin Türkiye’ye getiri- lerek, ülkenin enerji yoluyla yeni bir ekonomik krize sokulmak istendiğini savunan Duygulu, “Bu amaçla, ABD ve Türkiye arasında ba- rışçıl amaçlı nükleer enerji kullanımı yö- nünde anlaşmalar yapıldı. Bunlar doğrul- tusunda Türkiye’de nükleer enerji santra- lının kurulmasına yönelik yasa Meclis ta- rafından kabul edildi. Türkiye bu işleri ABD’yle birlikte yapıyor” diye konuştu. Antalya’da Yeşiller Partisi üyeleri, Akkuyu Nükleer Santralõ ihalesine fesat karõştõrõldõğõnõ iddia etti Yeşiller Partisi üyesi bir grup Antalya Adli- yesi’ne suç duyurusu dilekçesi verdi. MARCO DAVASINDA SONUÇ YOK Taciz davasõ ertelendi ANTALYA - (Cum- huriyet) - Antalya’da ta- til yaparken, 13 yaşõnda- ki İngiliz Charlotte M.’yi taciz ettiği iddiasõyla tu- tuksuz yargõlanan Alman genci Bernard Marco W.’nin dünkü duruşma- sõndan da karar çõkmadõ. 247 gün tutuklu kaldõktan sonra tahliye edilen Mar- co W’nin 12. duruşma- sõnda savcõ, Charlotte M. için İngiltere’den yeni bir sağlõk raporu alõnmasõnõ talep etti. Mahkeme, ta- lebi reddedip savcõnõn esas hakkõndaki müta- laasõnõ hazõrlamasõ için davayõ 5 Haziran’a erte- ledi. Marco W.’nin katõl- madõğõ, Antalya 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde gö- rülen davanõn ardõndan, taraflarõn avukatlarõ basõn mensuplarõnõn sorularõna yanõt verdi. İngiliz kõz Charlotte M’nin avukatõ Ömer Aycan, İstanbul Adli Tõp Kurumu 6’ncõ İhtisas Dairesi’nin, Char- lotte M. Türkiye’de ol- madõğõ için rapor vere- mediğini dile getirerek “Cumhuriyet Savcısı, ruh sağlığına ilişkin İn- giltere’den rapor isten- mesini talep etti. Mah- keme dosyadaki mev- cut rapor ve belgelerin yeterli olacağını söyle- yerek reddetti” dedi. Bu durumun yargõ sürecini uzattõğõnõ belirten Aycan, Adli Tõp Kurumu’nun el- deki raporlar õşõğõnda psi- koloji ve õrza geçme de- ğerlendirmesi yapamadõ- ğõnõ söyledi. Basõn mensuplarõnõn Marco W.’nin yazdõğõ “Türk Hapishanesinde- ki 247 Günüm” adlõ ki- tabõn dava sürecine bir et- kisi olup olmayacağõ yö- nündeki sorusuna da ya- nõt veren Aycan, “Kita- bın çok fazla etkisi ol- maz” dedi. Marco W.’nin avukatõ Ahmet Ersoy da, mü- vekkilinin suçsuzluğuna inandõklarõnõ ve mahke- menin vereceği karara saygõlõ olduklarõnõ söyle- di. Ersoy, kitaba ilişkin olarak da, “Marco kita- bında yaşadıklarını içten ifade etmiştir. Yabancı ülkede bir çocuğun 8 ay tutuklu kalmasının hi- kâyesidir. Bir Türk de Almanya’da aynı şeyi yaşasa, yaşadıklarını ya- zabilirdi” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear