26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA 9 MART 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 6 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 11 Edirne B 13 Kocaeli Y 14 Çanakkale B 13 İzmir B 16 Manisa B 15 Aydın B 16 Denizli Y 14 Zonguldak Y 12 Sinop Y 11 Samsun Y 14 Trabzon Y 17 Giresun Y 16 Ankara Y 12 Eskişehir Y 11 Konya B 11 Sıvas Y 9 Antalya Y 17 Adana Y 17 Mersin B 18 Diyarbakır Y 15 Şanlıurfa Y 16 Mardin Y 15 Siirt Y 14 Hakkâri Y 7 Van Y 10 Kars Y 2 Oslo K 3 Helsinki K 0 Stockholm K 5 Londra Y 11 Amsterdam Y 8 Brüksel K 8 Paris Y 10 Bonn Y 5 Münih Y 5 Berlin K 8 Budapeşte Y 15 Madrid B 19 Viyana Y 8 Belgrad Y 15 Sofya Y 14 Roma Y 14 Atina B 18 Zürih Y 7 Moskova K 4 Aşkabat Y 21 Astana B - 1 Taşkent B 15 Bakû Y 12 Bişkek B 0 Tiflis Y 13 Kahire B 20 Şam Y 17 Ülke geneli çok bulutlu, Karadeniz, İç Ege, Batı ve Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu yağışlı geçecek. Hava sı- caklığı iç ve doğu böl- gelerde 3 ila 5 derece azalacak diğer yerlerde önemli bir değişiklik ol- mayacak. Rüzgâr gü- ney ve güneybatıdan hafif zaman zaman orta kuvvette esecek. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Gerilim Ve İstikrar... İddianame yok... Tutuklama var... Kampanya var... Bu olayın zamanla- ması da 29 Mart seçim- lerinin arifesine rastla- tılıyor. Rastlantı yalnız bu bo- yutuyla kalmıyor. ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın Türkiye’ye gelişiyle Ankara Tem- silcimiz Balbay’ın tu- tuklanması tuhaf bir te- sadüfle aynı tarihe rast- lıyor. Bugün Türkiye’de sendikacı, gazeteci, ya- zar, profesör, siyasi par- ti genel başkanı, televiz- yon patronu nice kişi, içeriği açık seçik bilin- meyen nedenlerle, ya- saklı bir kışlaya döndü- rülmüş Silivri hapisha- nesinde yatmaktadırlar. “Ergenekon projesi” de Bush yönetiminin Tür- kiye’ye armağan ettiği “Ilõmlõ İslam Devleti” ta- sarımının bir uzantısıdır. Bush yönetiminin Türkiye’ye “Ilõmlõ İslam Devleti” öngörüsüyle yaklaşımı ülkemizi bü- yük bir hesaplaşmaya doğru sürüklemiş, Müs- lüman coğrafyasında tek olan laik Atatürk Cum- huriyeti için tehlike çan- ları çalmaya başlamıştır. Bu sonuç ne ABD, ne AB, ne de Ortadoğu için olumlu sayılabilir; dün- ya ve insanlık için 1923 Atatürk Cumhuriye- ti’nin korunması bir te- mel barış ve istikrar so- runudur. Amerikan Dışişleri Bakanı’nın, zorunlu ol- madığı ve programda bulunmadığı halde, Anıtkabir’i ziyareti bu gerçeğin bir ölçüde algı- landığını yansıtıyorsa memnuniyet vericidir. Bush yönetiminin Türkiye’de yarattığı is- tikrarsızlık ve gerilim politikasından vazgeç- mesi, Obama yönetimi için bir kazanç olacaktır. C Baştarafı 1. Sayfada GAMZE AKDEMİR Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõnõ değerlendiren Yar- gõtay Onursal Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, “hukuka bağlılık” çağrõsõnõ yineledi. Ka- nadoğlu, saatlerce sorgulandõktan sonra tu- tuklanan Balbay ve yazar Neriman Ay- dın’a yapõlan muamelenin usulsüzlüğüne vurgu yaptõ. Kanadoğlu, “Hakkında CMK’nin 145 ve 146. maddeleri uyarınca tutuklama kara- rı verilmesi veya yakalama emri düzen- lenmesi için yeterli nedenler bulunmayan şüpheli zorla getirilemez, davetiye ile çağ- rılması gerekir. Var ise, bu zorla getirilme nedenlerinin de zorla getirme kararında açıkça yer alması zorunludur” dedi. CMK’nin 251’inci maddesinin 3’üncü fõk- rasõna göre, suçun ağõr ceza mahkemesinin yetki alanõ dõşõnda işlenmesi halinde, cum- huriyet savcõsõnõn, o yerin ağõr ceza mahke- mesi nezdindeki cumhuriyet savcõsõndan so- ruşturma yapõlmasõnõ isteyebileceğini belir- ten Kanadoğlu, “Yasa, yetkisi bulunduğu yerle sınırlı görev yapan cumhuriyet sav- cısına, Türkiye’nin her yerinde soruştur- ma ile ilgili yetki ve görev vermemiştir” anõmsatmasõnda bulundu. Kanadoğlu şunla- rõ söyledi: “Ayrıca yasanın 148. maddesinde ‘İfade ve sorguda yasak yöntemler’ başlığı al- tında, şüphelinin beyanının özgür iradesine dayanması koşul sayılmış ve ‘yorma’ gibi bedensel ve ruhsal müdahalelerin yapıl- ması yasaklanmıştır. Aynı maddeye göre yasak yöntemlerle elde edilen ifadeleri rıza ile verilmiş olsa bile, delil olarak de- ğerlendirilemez. Bir şüphelinin 23 saat sü- re ile uyutulmadan ifade vermeye zorlan- ması, kuşkusuz ifade almada yasak yön- temlerdendir. Usule uyulmaması halinde maddi gerçeğin bulunması olanaksızdır.” Bağımsızlığın önemi... Kanadoğlu, daha önce yaptõğõ “Dışarıdan müdahale edilmezse, yargı kendine yardım edecek” açõklamasõna istinaden, “Dışarı- dan müdahale dinecek gibi görünmüyor, böyle giderse bu süreçte sizce daha neler beklenebilir” sorumuzu ise şöyle yanõtladõ: “Yargı bağımsızlığının önemi, her geçen gün ve olayda daha açık ve kesin olarak or- taya çıkmaktadır. Müdahale, etkileme ve yönlendirme çabaları artarak süregel- mektedir. Yasadışı yolla elde edilen bilgi- lerin, belirli amaçlarla bilinen medya or- ganlarına ulaştırılmasının ve yayımlan- masının mutlaka önüne geçilmelidir.” BAYAN Clinton “Bizim başkan size ge- lecek” dedi ya, herkesin etekleri zil çalıyor. Kimileri için, korkulan olmamıştır: “İsrail Cumhurbaşkanı’yla kavga ettik diye Ame- rika küser sanmıştık; küsmemiş, bizi hâlâ se- viyor”un işaretidir bu. Kimileri için de, “Obama ABD’nin solcusu sayılır; insan hakları, laiklik falan gibi konuları daha iyi an- lar”ın sevinci. Oysa, çoğumuz henüz anlamamışız ga- liba: Ciddi toplumlarda “devlet politikası” de- nen ve ulusal çıkarlara göre zamanla oluş- turulan birtakım dış politika ilkeleri vardır ki, bunlar değişen iktidarlara göre bazı ayar- lamalardan geçer ama, özleri aynı kalır. Obama’nın neler istemek üzere gelece- ğini tahmin etmek pek zor değildir. Irak’tan kısmen kuvvet çekilirken, asker ve malzeme geçişine kolaylık. Afganistan batağındaki nafile debeleni- şine şimdiye kadarkinden daha fazla katı- lım. Yani, başkent Kâbil’de devriye gez- mekten öteye, iki halk arasındaki tarihsel sı- caklığı riske atarak Taliban terörüne karşı bozkırlara ve Hindikuş Dağları’na asker yol- lamak. Başka bir deyişle, bu konuda yan çizmeye başlayan İngilizlerin ve özellikle de Almanların yerini doldurmak. Filistinlileri İsrail’le uzlaştırmak için Ha- mas’la ve Tahran’la kurulmuş iyi ilişkiler- den yararlanarak hem ABD’nin Ortado- ğu’daki çıkarlarına yardımcı olmak, hem de Washington’daki Musevi lobisinin gönlünü almak. Yunan ve Rum lobilerinin hatırı için de Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmak ve Kıbrıs’ta ödün vermek. Bunlar güncel ve yakın geleceğe ilişkin istekler. Ama bir başka konu var ki, o açılınca bizdeki etek zillerinin daha da çıngırtılı çalacağından emin olabilirsiniz: Tür- kiye’nin az çok çağdaş bir İslam ülkesi olu- şunu fırsat bilip ABD’nin baş edemediği bir sorunun çözümünde yardımcı olmak. Bu sütunda daha önce de yazıldı; o so- run, “İslamcı terör” dedikleri olguyla ve da- ha da somutlaştırmak gerekirse, özellikle Sünni toplumların içinden çıkan “canlı bombalar”la baş edebilme sorunudur. Amerikalı, beline bombalar sarıp patlatan ve kızdığı düşmanlarla birlikte kendini de ha- vaya uçurarak şehitliğe kavuşup cennete gideceğine inananların varlığına ve zihni- yetine akıl erdiremiyor. İstiyor ki, İslam dün- yasında nüfuzlu birileri çıksın da yine aynı dinin inançlarını ve değerlerini kullanarak bu insanları yola getirsin. Kim bilir, Sünniler için, yönetiminde Tür- kiye’nin ağırlığını hissettireceği belki Ulus- lararası Diyanet İşleri Örgütü gibi bir şey, belki bir yeni halife, Amerikalı bu ya, hayali geniştir, ister mi ister. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yü- zü. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Obama Zilleri mumtazsoysal@gmail.com MAHMUT LICALI ANKARA - İletişim ve hukuk fakülte- lerinin öğretim üyeleri, gazetecilerin gö- revinin sözlü ya da yazõlõ belge ve bilgi- leri kamuoyunun bilgisine sunmak oldu- ğunu belirterek gazetemiz Ankara Tem- silcisi Mustafa Balbay’õn bilgi ve belge- leri bulundurduğu gerekçesiyle tutuklan- masõna tepki gösterdi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, gazetecilerin çağdaş toplum- larda yurttaşlarõn gözü kulağõ olduğunu kaydetti. Alemdar, “Olan biteni izledi ve anlaşılır hale getirebilmek için bilgi ve belge topladı diye bir gazeteci sor- gulanmaz, suçlanmaz, tutuklanmaz. Balbay gibi araştırdıklarını, öğrendik- lerini her gün gazetede, yılda birkaç kez kitaplarıyla anlatan bir insanın ilgi alanları ve bilgisi, yazdıklarından çı- karılabilir. Ona başka niyet atfedilme- sine gerek yoktur, çünkü her şeyi her- kesten daha çok ortadadır. ‘Şu ya da bu bilgiyi nereden buldun, sana ne lazõm- dõ?’ denmeye başlandığında, soru ga- zeteciye sorulmuş olsa bile, aslında yurttaşa yöneltilmiştir. Bunu sormaya kimsenin hakkı yoktur. Çünkü yurtta- şın her şeyi bilme hakkı vardır” dedi. ‘Kamuoyuna açıklanmış’ Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Abdülrezak Altun, gaze- tecinin kamuoyunun ilgilendiğini düşün- düğü her konuyla ilgili haber yapma öz- gürlüğünün bulunduğunu kaydetti. Gaze- tecinin bu süreçte haber kaynaklarõndan yararlandõğõnõ belirten Altun, bütün etik kodlarõn gazetecinin kaynağõnõ gizleme hakkõna sahip olduğunu kabul ettiğini kaydetti. Gazetecilerin kaynağõnõ açõkla- maya zorlanamayacağõnõ vurgulayan Al- tun, “Herhangi bir bilginin ya da bel- genin elinde olmasını gerekçe göstere- rek bir gazetecinin suçlanmasının zor- lama bir şey olduğu açık” dedi. Bal- bay’õn tutuklanmasõna gerekçe gösterilen belgeleri kitaplaştõrdõğõnõ ifade eden Al- tun, “Gazetecilik uygulamalarını bilen herkesin tutuklama gerekçesini tatmin edici bulmadığını düşünüyorum” dedi. ‘Ortak noktaları işlerini yapmaları’ Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Nazife Güngör işle- yen demokrasilerde basõnõn görevinin bilgi toplayõp bu bilgiyi halka aktarmak olduğunu kaydetti. Türkiye’de basõn tari- hine bakõldõğõ zaman öldürülen ya da tu- tuklanan gazetecilerin ortak noktasõnõn gazeteci olarak mesleklerinin gerektirdi- ği şekilde işini yapmak olduğunu kayde- den Prof. Güngör, “Burada da benzer bir şey yaşanıyor. Bilgi belge bulun- durmak gazetecilik mesleğinin gereği- dir” diye konuştu. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ülkü Azrak, Balbay’õn bilgi ve belge bulundurduğu gerekçesiyle tutuklanma- sõnõ eleştirerek “Suç başka türlü işlenir. Suç gizli muhaberatla işlenir. Bir ga- zetecinin bilgisayarında bilgileri depo- laması suç değildir” dedi. ‘Yasayla korunuyor’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ Orhan Erinç ise gazetecileri güvence altõ- na alan yasalara dikkati çekerek şunlarõ söyledi: “Pek çok Avrupa Birliği ül- kesinde olmayan bir güvence, ülke- mizdeki süreli yayın gazetecileri için yer alıyor: Yürürlükteki Basın Yasa- sı’nın 12’nci maddesi. Madde, Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti’nin çaba- ları ile önceki Basın Yasası’na ko- nulmuş, yürürlükteki yasaya da ora- dan aynen aktarılmıştı. Maddenin kâğıt üzerindeki içeriği şöyle: ‘Süreli yayõn sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi bilgi ve belge dahil her türlü ha- ber kaynaklarõnõ açõklamaya ve bu ko- nuda tanõklõk yapmaya zorlanamaz.’ Yine aynı yasada, ‘Dava süreleri’ başlıklı 26’ncı madde de şöyle başlı- yor: ‘Basõlmõş eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suç- larla ilgili ceza davalarõnõn günlük sü- reli yayõnlar yönünden iki ay, diğer ba- sõlmõş eserler yönünden dört ay içinde açõlmasõ zorunludur.’ Hukuk mevzua- tımız, Bakanlar Kurulu’nun, hü- kümlerini yürüttüğü bilinen Basın Yasası’nın yürürlükte olduğunu gös- teriyor ama bir yandan hukukçular bir yandan da gazeteciler konuyu tartışmak gereğini duyuyorlar.” Gazetecilik mesleğinin gereğini yaptı Mustafa Balbay yalnız değil yönetim kurulu üyeleri Güzin Arıcı, Müge Kutsal, Songül Çoker, Metin Narmanlı, Halil Dalak, Banu Bıçakçı ve Mu- zaffer Çakır gazetemiz Ankara bürosunu ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Bilgiç, “Demokrasinin korunması ve geliştirilmesi bağımsız yargı, bağımsız medya, sendikalar, siyasal partiler, sivil toplum ku- ruluşları gibi demokrasinin ol- mazsa olmaz kurumlarını tah- rip ederek demokratları ve yurtseverleri tutuklayarak ol- maz” dedi. Dil Derneği Genel Yazmanõ Hülya Küçükaras, CHP’nin es- ki Sõvas Milletvekili Mahmut Işık ve eşi de gazetemizi ziyaret ederek geçmiş olsun dileğini ilet- ti. Bombalõ saldõrõ sonucu yitirdi- ğimiz gazetemiz yazarõ Ahmet Taner Kışlalı’nõn eşi Nilüfer Kışlalı telefon ederek geçmiş ol- sun dileğinde bulundu. Gazetemize sivil toplum örgüt- lerinden destek mesajlarõ gelme- ye de devam etti. Köy Enstitüle- ri ve Çağdaş Eğitim Vakfõ Genel Başkanõ Erdal Atıcı gönderdiği mesajda “Düşüncelerini açıkla- yan insanların gözaltına alın- masını, tutuklanmasını ve ay- larca suçu bile söylenmeden ce- zaevlerinde kalmak zorunda bırakılmasını anlamakta güçlük çekiyoruz” dedi. Hacõbektaş Eği- tim ve Kültür Derneği Başkanõ Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu da aydõnlanmanõn ödünsüz ve yo- rulmaz savunucusu Balbay’õn tu- tuklanmasõnõn Türkiye’nin gele- ceği açõsõndan kaygõ verici oldu- ğunu belirtti. Köy Enstitülerini Araştõrma Ve Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanõ Prof. Dr. Güler Yalçın, Balbay’õn tutuklanmasõnõ ülke- miz ve Cumhuriyet adõna çok tehlikeli bir tutum olarak değer- lendirerek kõnadõ. Nöbet tutulacak Kadõn Araştõrmalarõ Derneği üyesi ve gazetemiz yazarlarõn- dan Meriç Velidedeoğlu, yaptõğõ açõklamada, “Sivil toplum ör- gütleri ve Balbay’ı sevenler Ata- türkçü doğrultuda olağanüstü bir savaşım veren ve bu yüzden susturulmak istenen Mustafa Balbay’ı desteklemek için bugün saat 11.00’de Cumhuriyet ga- zetesinin bahçesinde buluşa- caklar” dedi. Velidedeoğlu, bu- günden itibaren her gün 11.00- 17.00 arasõ Cumhuriyet gazete- sinde nöbet tutulacağõnõ duyurdu. Gazetemize faks gönderen emekli cumhuriyet savcõsõ Gün- düz Akgül, mesajõnda, “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ve demokratik anayasal düzenin ödünsüz savunucusu namuslu kalem Mustafa Balbay’ın ‘ana- yasal düzeni cebir ve şiddet kul- lanarak ortadan kaldõrmaya kal- kõşma’ gibi akılları durdura- cak bir gerekçe ile gözaltına alınıp tutuklanmasını kabul edemiyorum” görüşlerine yer verdi. CHP Beylikdüzü belediye başkan adayõ Vecdet Öz de yap- tõğõ açõklamada, “Balbay’ın tu- tuklanması bizleri üzse de Cum- huriyet’e olan inancımız ve ka- rarlılığımız sürecektir” dedi. Gazetemize telefon ederek dü- şüncelerini ileten okurlarõmõzdan bazõlarõ şunlarõ söyledi: Emekli Öğretmen Ali Sey- rek: Balbay’õn tutuklanmasõna çok üzüldük, sütunu boş görünce içimiz yandõ. Balbay ve Cumhu- riyet gazetesinin arkasõndayõz. Leyla Alagöz: Yandaş medya- nõn söyledikleri doğruysa bizi de tutuklasõnlar. Balbay tertemizdir. Özlem İşli: Tepkimizi kelime- lerle ifade edemiyoruz. Yalnõzca utanõyoruz. Baştarafı 1. Sayfada İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet Okurlarõ (CUMOK) İstanbul Temsilciliği, gazetemizin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõnõ Metris Cezaevi önünde protesto etti ve Şişli’deki merkez binamõza destek ziyaretinde bulundu. Metris Cezaevi önünde bir araya gelen CUMOK üyeleri “Hepimiz Balbay’ız”, “Balbay çıkacak, Recep girecek”, “Bal- bay çıkacak, yine yazacak” sloganlarõnõ atõp, “Biz susarsak kim konuşacak”, “Bir Balbay’ı içeri alabilirsiniz, yüz binler- ce Balbay’ı da içeri alabilir misiniz?” dö- vizlerini taşõdõlar. Protesto gösterisinde Cumhuriyet gazetelerini de yanlarõnda taşõyan üyeler adõna basõn açõklamasõ ya- pan CUMOK İstanbul ve Türkiye Tem- silcisi Namık Kemal Boya, Balbay’õn ye- niden gözaltõna alõnmasõnõ ve tutuklan- masõnõ kabul etmediklerini söyledi. Boya, Balbay’õn şahsõnda Kuvayõ Mil- liye’yi kuranlarõn, ulusal bağõmsõzlõktan, gerçek demokrasiden, halktan ve emek- ten yana olan yurtseverlerin yõldõrõlmak is- tendiğini vurguladõ. Boya, Türkiye’nin çağdaş, hukuk devleti seviyesine ulaştõğõ zaman operasyonlarõn ve tutuklamalarõn diktatörlük özlemcilerinin davranõş ör- nekleri olarak nitelendirileceğini de dile getirerek “Hiç kimse, Türkiye’yi kuru- cu yüce Atatürk’ün açtığı yoldan çevi- remeyecektir. AKP gibi örgütlenmeler ve Recep Tayyip Erdoğan’ınki gibi yapay önderlikler, Türkiye’nin gerçek önde- rinin, ulusun kalbinde aldığı yeri ört- meyi başaramayacaktır. Fethullah ve benzeri gerici odaklar Türkiye’yi tes- lim alamayacaktır” dedi. Boya, bu ey- lemin siyasal iktidarõn sürekli kullandõğõ propaganda malzemesi olan sözde “Er- genekon” özde “sivil darbe operasyo- nu”nun bir parçasõ olduğunu da vurguladõ. CUMOK üyeleri daha sonra gazetemize destek ziyaretinde bulundular. Gazetemiz binasõ önünde basõn açõklamalarõnõ yine- leyen CMOK’lulara çevredeki çok sayõda yurttaş alkõşlarla, yoldan geçen araçlar ise korna çalarak destek verdi. Grup daha sonra gazetemiz Sorumlu Yazõişleri Müdürü Güray Öz ile bir araya geldi. Öz, Cum- huriyet gazetesi okurlarõnõn gazetenin asõl sahipleri olduğunu belirterek “Balbay ce- zaevinden çıkıp, yeniden yazılarına baş- layacaktır. Okurlarımızla dayanışmamız arttıkça, bizleri içerde tutmaları da zor- laşacaktır” diye konuştu. ‘Türkiye’yi teslim alamayacaklar’ UZMANLARIN YORUMU KANADOĞLU, BALBAY’IN TUTUKLANMASINI DEĞERLENDİRDİ ‘Savcõ yetkisini aştõ’ Gazetemize gelen Cumhuriyet okurları tepkilerini dile getirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) CUMOK üyeleri, Balbay’ın tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi önünde protesto eylemi yaptı İran askeri çocuklara ateş açtı VAN (Cumhuriyet) - Van’õn Saray ilçesinde sõnõrõ kaçak yolla geçen iki kardeş İran askerleri tarafõndan vuruldu. Kar- deşlerden biri öldü, di- ğeri yaralandõ. Saray il- çesine bağlõ Bakõşõk kö- yünde oturan 13 yaşõn- daki Doğan Durdu ile kardeşi 12 yaşõndaki Serkan Durdu önceki gün kaçak olarak İran’a geçmek istedi. İran sõnõ- rõnõn Kerkuş bölgesinde İran askerlerinin ‘Dur’ ihtarõna uymayan Doğan ve Serkan Durdu kar- deşlere ateş açõldõ. Açõ- lan ateş sonucu Doğan Durdu öldü, Serkan Durdu yaralandõ. Köylü- ler tarafõndan İran sõnõ- rõndan alõnan yaralõ Ser- kan Durdu, Özalp Dev- let Hastanesi’nde yapõ- lan ilk müdahale ardõn- dan Van’daki Yüzüncü Yõl Tõp Fakültesi Araş- tõrma Hastanesi’ne sevk edildi. Ölen Doğan Dur- du’nun cenazesi ise ya- põlan otopisinin ardõn- dan toprağa verildi. 1 ÇOCUK ÖLDÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear