26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 9 MART 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Herkes borçlandırıldı’ ANTAKYA (Cumhuriyet) - Saadet Partisi Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, partisinin Antakya mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. Kurtulmuş, “AKP iktidarõ döneminde kamu, özel sektör, belediyeler ve her doğan çocuk borçlandõrõldõ. Herkesin tezgâhõ bozuldu. Her 3 kişiden birisi işsiz. Köylü, memur, işçi ve emekli artõk bu hükümetten kurtulmak istiyor” dedi. Erdoğan ve CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn kavgasõnõ horoz dövüşüne benzeten Kurtulmuş, “8 yõldõr Erdoğan ile Baykal birbirlerine üstünlük sağlamak için her yolu deniyorlar. Horoz dövüşü, kayõkçõ kavgasõ gibi oldu. Halkõn tahammülü kalmadõ. Proje üretmeyen, vatandaşõn sorununu çözmeyenlere en iyi dersi 29 Mart Pazar günü halk sandõkta gösterecek” diye konuştu. Atasagun açıklaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MİT Müsteşarlõğõ, eski MİT Müsteşarõ Şenkal Atasagun’un İstanbul’daki köşkte ikametinin yönetmeliklere uygun olduğunu, 2001 yõlõnda Atasagun’a tahsis edildiğini, ikametin ise Atasagun’un emekli olmasõndan sonra 2005 yõlõnda başladõğõnõ bildirdi. MİT Müsteşarlõğõ, dün Sabah gazetesinde “Şenkal Bey’in Boğaz keyfi” başlõklõ haberi üzerine bir açõklama yaptõ. Haberde, Atasagun’un emekli olduktan sonra MİT’e ait İstanbul’daki köşkte ikamet etmeye devam ettiği, MİT’in Atasagun’a köşkten çõkmasõ yönünde bir uyarõda bulunmadõğõ, ancak teamüllere aykõrõ bu durumun istihbarat çevrelerince yadõrgandõğõ belirtilmişti. Zorla ‘Kadın’ Olan Tüm Çocuklara... CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, çocuk ve kadın istismarı konusunda Meclis’teki en duyarlı vekillerden. Bu konuda kurulan Meclis komisyonlarında görev aldığı gibi, kadın ve çocuklara yönelik istismarı Meclis İçtüzüğü’nün verdiği tüm olanakları kullanarak Meclis gündemine taşıyor. Ancak, “AKP egemen” Meclis’te verdiği soru önergelerine AKP hükümetinden yanıt alamayan, verdiği yasa önerileri AKP engeline takılan, kürsüde yeterince söz alamayan Arıtman, “Sonunda ben de başka yol bulamadım, duygularımı şiire döktüm” diyor. Arıtman’ın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, ülkemizdeki “erken yaşta zorla evlendirilen kız çocuklarına ithaf ettiği” “Çocuk Kadınlara Dair” adlı şiirini okurlarımızla paylaşmak istedik: “Küçücük yüzünde kocaman kara gözlerin / Ürkek bir ceylan gibi bakar / Küçücük kalbinde minik umutlar / Senin olmayacak bir yaşama dair Kafesteki kuş misali / Satıverdiler seni bir koca adama / Doyamadan sen ana kucağına / Ana ettiler seni.. Çocuk kollarınla sararken bebeni / Oynayamadığın oyunları / Gidemediğin sinemaları / Okuyamadığın okulları / Onun için diledin.. Tarlada çalıştın / Ekmeği yoğurdun / Bebelere baktın / Sen titrerken / Koca adamın yatağını ısıttın / Döverdi seni / Morarırdı gözün / Çürürdü etin / Adamımdır döver de sever de derdin / Sevilmeyi bile bilmeden.. ..... Çocuklarınla büyüdün / Erken çöktü belin / Boynun hep büküktü zaten.. Bir gün / Kara gözlü kızını / Aynen senin gibi / Veriverdiler bir koca adama / Hepsi hepsi iki öküz parasıydı / Sana da sormadılar zaten.. Kara gözlü kızın ağlar / Sen ağlarsın / Yazgımızdır dersin / Öyle olmadığını bile bilmeden.. İsyanını söyleyemezsin / Çığlıkların sessiz / Kayıp gidiverir hayatın / Erken o da erken Çocuk kadınların açık gider gözleri / Göçüverirler bu dünyadan Hiç yaşamamış gibi / Nüfus kâğıtları da yoktu zaten...” Hrant Dink’in ailesinden TRT’ye yalanlama Geçen haftaki köşemizde; Maraş katliamı sanığı Ökkeş Şendiller’in “Alevi-Sünni çatışması yoktu. İşin içinde Hrant Dink ve arkadaşlarının kurduğu sol örgütler vardı. Hrant Dink ve arkadaşlarının örgütleri bu işleri yaptı” sözlerinin yer aldığı “Şahların Labirenti” programını iki kez yayımlayan TRT’nin tepkiler üzerine “arşiv”de düzeltme yaptığını, program arşive kaldırılırken Şendiller’in bu sözlerinin çıkarıldığını aktarmıştık. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın soru önergesine verdiği yanıtta, “Ailenin düzeltme ve cevap başvurusu üzerine yapımcı firma ile temasa geçilmiş; firma, aileyle görüştüğünü, yanlış anlamalara meydan verdiklerine ilişkin üzüntülerini aileye bildirdiklerini, kendi internet sitelerinde konuyla ilgili bir özür metni yayımladıklarını, ailenin bu düzeltmeyi yeterli bulduğunu bildirmiştir” demişti. Ancak Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink’in açıklamaları, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i yalanlıyor. Orhan Dink, programın TRT 1’de yayımlanmasından sonra kendilerinin TRT’ye düzeltme açıklaması gönderdiklerini, ancak bunun yayımlanmadığını söyledi. Tartışmalar üzerine söz konusu bölümün programdan çıkarıldığının söylendiğini, ancak TRT INT’te de o bölümler çıkarılmadan programın yayımlandığını gördüklerini bildirdi. Programı yapan firmanın kendileriyle ne görüştüğünü, ne de üzüntülerini ilettiğini kaydeden Dink, “Aksine programın yapımcısının bir başka kanalda röportajını izledim, üstüne basa basa yaptığı şeyi savunuyordu. Çeşitli tarafların görüşlerini alarak tarafsız bir program yaptıklarını söylüyordu” dedi. TRT’ye açtıkları davanın sürdüğünü belirten Dink, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayretler içerisindeyiz. Yapımcı firma ile böyle bir görüşme olmadı. Böyle bir görüşme yok, böyle bir gönül alma yok. Bir de böyle şeyler gönül almayla falan olacak şeyler değil. Sonuçta Türkiye’de siyaset yapıyorlar, program yapıyorlar, programı yayımlıyorlar, milyonlarca insan izliyor, yani kişiyi öldürüyorsunuz, sonra özür diliyorsunuz.” Erdoğan’ın ‘13 +’ üslubu! Başbakan Tayyip Erdoğan, “İktidar olmuşsun ama adam olamamışsın. Bu üslup külhanbeyi, maganda üslubu” sözleriyle kendisini hedef alan CHP lideri Deniz Baykal’ı mahkemeye verdi. Baykal’ın üslubunu eleştiren Erdoğan, CHP’ye “Ahlaktan, etikten uzak. Bu cibilliyet meselesi aynı zamanda”, “CHP zihniyetinin olduğu yerde bereket yoktur”, “Bunlar alçaktır, şerefsizdir”, “Kırk fırın ekmek ye, öğren de gel” benzeri suçlamalar yöneltmekten kaçınmamıştı. Erdoğan’ın üslubu Davos’ta tüm dünyanın dikkatini çekerken, SHP bir süre önce RTÜK’e yaptığı başvuruda “çocuklar için sakıncalı” bu üsluptan örnekler verdi: “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, radyo ve televizyon yayınlarından kamuoyuna yansıyan kimi konuşmalarında yurttaşlarımıza hakaret ettiği, ‘şehitlerimize kelle’; çiftçimize, köylümüze ‘Ananı da al git’ dediği; memurumuzu, işçimizi, büyükelçimizi azarladığı bilinmektedir. Başbakan Yunanlı parlamentere ‘Ne kadar sallarsan salla’; Nevşehir’de yaptığı miting konuşmasında seçim yardımlarını yasaklayan YSK kararına karşı ‘Bizi ırgalamaz, yolumuza devam edeceğiz’ demiştir. Yine Sinop- Boyabat Tünelli geçit yolunun hizmete açılması töreninde mikrofondan, ‘Şimdi beni küfrettireceksiniz’ ifadesini kullanmıştır. Kırıkkale’de düzenlenen mitingde ise, ‘alçak, namert, çirkeflik, maskaralık’ kelimelerini kullanmıştır. Bu durum, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4. maddesinde yer alan ‘eğitimin genel amaçlarını, temel ilkelerini, milli kültürün geliştirilmesini ve gençlerin ve çocukların gelişimini’ olumsuz etkilemektedir. İnsanlarımızın kişilik haklarının ve onurunun korunması, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve kültürel gelişiminin sağlanması konusundaki olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için Sayın Başbakan’ın yayın ilkelerine aykırı konuşmalarına engel olunması gerekmektedir. Eğer yasaklanması mümkün değilse, çocukların ekran başından çekilecekleri saat: 24.00’ten sonra verilmesine veya haberin yayımlanmasından önce 13+ denilerek çocuklarımız bu konuşmaların terbiyelerini bozucu etkisinden korunmalıdır.” Birkaç ekleme de biz yapalım: Başbakan Erdoğan Mersin’de “Çiftçinin hali ne olacak? Hangi yüzle geliyor buraya” diyen yurttaşa “Lan terbiyesizlik yapma” diye bağırdı. “Satılık böbrek” pankartı ile iş isteyen bir yurttaşı, “Burası sakatatçı değil” diye azarladı. Bütçe görüşmeleri sırasında “Sadece duyumlarla hareket ediyorsunuz. Müşteki (şikâyetçi) iddiasını ispatlamaya mecburdur. İspatlamayan... oraya üç nokta koyuyorum” demekte sakınca görmedi... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Türkiye’nindiplomatikpozisyonu,Ankara-Erivanilişkilerininnormalleştirilmesibağlamõndadeğiştirildi Clinton’a ‘Ermeni’ sözüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, ABD Dõş- işleri Bakanõ Hillary Clin- ton’õn Ankara ziyareti ile Er- meni politikasõna “ince ayar” yaptõ. Hillary Clinton, Erme- ni tasarõsõnõn Kongre’de en- gellenmesi ve Barack Oba- ma’nõn 24 Nisan’da “soykı- rım” ifadesini kullanmayaca- ğõ güvencesine karşõlõk Tür- kiye’den, “Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilme- si” sözünü aldõ. ABD yöneti- minin, bu konuda Türkiye’nin başlattõğõ sürece destek olma- sõ kararlaştõrõldõ. Clinton’õn ziyareti öncesinde görüşmelere ilişkin kritik konu başlõklarõnõn stratejik olarak değerlendirilmesi karara bağ- lanmõştõ. Görüşmede Afganis- tan, Irak, PKK, Ermeni iddia- larõ, Kõbrõs gibi konu başlõkla- rõ karşõlõklõ stratejik çõkarlar çerçevesinde gündeme geldi. Türkiye’nin başta Afganistan olmak üzere Irak ve uluslararasõ terorizmle mücadele gibi ko- nularda ABD’ye destek olma- sõ karşõlõğõnda, Washington yö- netimi PKK ve Ermeni soykõ- rõmõ iddialarõna ilişkin Türki- ye’ye yardõm sözü verdi. Ancak Washington yönetiminin talebi üzerine Ermeni sorununa iliş- kin, Türkiye’nin diplomatik pozisyonu, “Ankara-Erivan ilişkilerinin normalleştiril- mesi” bağlamõnda değiştirildi. Bu yaklaşõm ortak bildiriye, “Türkiye ve Ermenistan’ın ilişkilerin normalizasyonu çabalarına ABD’nin de des- tek olması ve Yukarı Kara- bağ sorununun çözümü için Minsk Grubu’nun çabaları- na ortak destek verilmesi su- retiyle Güney Kafkasya’da barış, istikrar ve refahın ya- yılmasının teşvik edilmesi...” cümleleri ile yansõtõldõ. Buna göre Türkiye’nin Er- menistan ile diplomatik ilişki kurmasõ ve sõnõrlarõnõ açmasõ söz konusu olacak. Türkiye da- ha önce, Erivan yönetiminin soykõrõm iddialarõ başta olmak üzere Türkiye’nin toprak bü- tünlüğünü hedef alan yakla- şõmlarõndan vazgeçmediği sü- rece, ilişkilerin normalleştiril- mesine karşõ çõkõyordu. Ancak bu yaklaşõm Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Erivan ziya- reti sonrasõnda, ortak tarih ko- misyonunun çalõşmasõ koşulu- na bağlanmõştõ. Clinton’õn zi- yareti ile bütün bu koşullar or- tadan kalktõ. Konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, “Süreç, ABD’nin doğrudan içinde olacağı bir çerçevede yürü- yeceği için, bizim hassasiyet- lerimiz de dikkate alınacak- tır” değerlendirmesini yaptõlar. Türkiye’ye ayrı ziyaret Obama’nõn 6-7 Nisan’da Türkiye’yi ziyaret etmesi bek- leniyor. İlk yurtdõşõ ziyaretleri arasõna Türkiye’yi alan Obama, İngiltere’yi G-20 zirvesi, Fran- sa, Almanya NATO zirvesi do- layõsõyla ziyaret ederken An- kara’yõ bir toplantõ nedeni ile değil “müstakil olarak” ziya- ret etmek istedi. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, Ermeni tasarõsõnõn Kongre’de engellenmesi ve Obama’nõn 24 Nisan’da “soykõrõm” ifadesini kullanmayacağõ güvencesine karşõlõk Türkiye’den söz aldõ. Babacan, Türkiye-ABD ilişkilerinin Obama ile yeni döneme girdiğini söyledi ‘Obama ikili ziyaret için geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, ABD Başkanõ Ba- rack Obama’nõn Türkiye’ye Medeniyetler İttifakõ toplantõsõ odaklõ değil, ikili ziyaret için ge- leceğini söyledi. Babacan, NTV’ye yaptõğõ açõklamada, yeni dönemdeki ilişkilerde bütün vurgunun iş- birliğine yapõlacağõnõ belirte- rek “İstişare-işbirliği odaklı bir döneme giriyoruz” dedi. Obama’nõn Türkiye’ye Mede- niyetler İttifakõ toplantõsõ odak- lõ değil, ikili ziyaret için gele- ceğini ifade eden Babacan, zi- yaretle ilgili hâlâ üzerinde çalõ- şõlmasõ gereken konular oldu- ğunu söyledi. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton’õn Tür- kiye ile ilgili “ılımlı İslam” ifadesini kullanmamasõnõn anõmsatõlmasõ ve ABD’nin Tür- kiye’ye yönelik bakõş açõsõnda bir değişim olup olmadõğõnõn so- rulmasõ üzerine Babacan, İsla- mõn tek olduğunu ifade ederek Türkiye’de demokrasi, laiklik ve İslamiyetin bir arada bulunma- sõ ve işliyor olmasõnõn bölge için önemli örnek teşkil ettiğini be- lirtti. ABD’nin bunu önemse- diğini söyleyen Dõşişleri Ba- kanõ Babacan, Obama’nõn da ABD dõşõ ilk ziyaretlerinden birini Türkiye’ye yapacak ol- masõnõn, dünyaya önemli bir sinyal verdiğini kaydetti. Obama’nõn 24 Nisan’da “soy- kırım” ifadesini kullanma ris- ki olup olmadõğõnõn sorulmasõ üzerine Babacan, Obama’nõn seçim kampanyasõ boyunca yap- tõğõ taahhütleri anõmsatarak “Bunu zaman gösterecek. Ben o noktada hâlâ bir risk görü- yorum ama burada önemli olan, ABD’nin yeni yöneti- minin Türkiye ile ilgili hassa- siyetleri” diye konuştu. Türkiye ile Ermenistan ikili planda konuşurken, başka ül- kelerin araya girmesini yapõcõ bulmadõğõnõ söyleyen Babacan, “Bu süreç daha olumluya gi- diyor” dedi. Babacan, “İlişki- lerin tamamen normalleşme- si doğrultusunda işler gayet iyi gidiyor” derken, bir mesafe alõndõğõnõ ancak sürecin dik- katle yürütülmesi gerektiğini ifade etti. ABD insan haklarõ ra- porunun, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn Clinton ile görüşme- sinde gündeme geldiğini kay- deden Babacan, raporun med- yada bu kadar geniş şekilde yer almasõnõn nedeni olarak, “Tür- kiye’nin önemli medya grup- larından biriyle ilgili oluşunu” gösterdi. Bu raporlarõn mümkün olduğunca tarafsõz ve dengeli ol- masõnõn beklendiğini kaydeden Babacan, “Biz de bir insan hakları raporu yazacak ol- sak, herhalde her ülkenin si- cilinde bir şeyler vardır” diye konuştu. ‘Irak ön planda olacak’ Terörle mücadele konusunu da değerlendiren Babacan, so- rumluluklarõn Irak tarafõna geç- meye başlamasõyla birlikte, Irak’õn bu konuda önümüzdeki dönemde daha ön planda olma- ya başlayacağõnõ kaydetti. ABD askerinin Irak’tan çekilme sü- recinde Türkiye’den olasõ geçi- şine ilişkin bir soru üzerine Ba- bacan, çekilme konusunun he- nüz detaylandõrõlmõş çalõşma ol- madõğõnõ söyledi. ABD’nin bu konuda “Genel anlamda sizden böyle bir şeyler talep edebili- riz” dediğini ifade eden Baba- can, malzemelerin cinsi, mikta- rõ, zamanlamasõ, rotasõ, nihai hedefi gibi konularõn konuşul- masõ gerektiğini, Türkiye’nin bu konularda mutlaka söyleye- ceklerinin olacağõnõ kaydetti. Reform süreci konuşuldu Babacan, Clinton ile Türki- ye’deki reform sürecini konuş- tuklarõnõ, ABD Dõşişleri Baka- nõ’nõn sorular sorduğunu, ken- disinin “Türkiye’nin neler yaptığını, mortgage ile ilgili, 2003-2005 yılları arasında bankacılık sistemiyle ilgili ne- ler yaptığını uzun uzun an- lattığını” söyledi. Babacan, Clinton’õn da kendisine, “Siz za- manınızın çok ilerisindesiniz, keşke biz de zamanında bun- ları yapsaydık” dediğini ileri sürdü. Babacan, Türkiye ile ABD’nin savunduğu ilkeler ve yaymaya çalõştõğõ değerlerin örtüştüğünü kaydetti. Serim,YÖK’ündeğişenüyeyapõsõylaiktidarayakõnrektörlervedekanlaratandõğõnõbelirtti ‘Türbanõserbestbõrakacaklar’ MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK üyesi Bü- lent Serim, YÖK’ün 1 yõldõr de- ğişen üye yapõsõyla siyasal ikti- dara yakõn rektörler ve dekanlar atandõğõnõ belirterek “Türbanı hoşgörü yoluyla serbest bı- rakmaya çalışacaklar” dedi. YÖK’ün muhalif üyelerinden Bülent Serim, kurulun Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlõ- ğõnda “türbanın serbest bıra- kılması” ve “katsayı uygula- masının kaldırılması”na yö- nelik dolaylõ yoldan çalõşmalar yürüttüğüne işaret etti. YÖK’ün elden çõktõğõnõ ifade eden Serim, “Şu anda 5 kişi muhalefet edi- yoruz. YÖK’ün 5 kişi dışında 15 üyesi daha bulunuyor. Bu üyelerle her şeyi yapıyorlar zaten” dedi. YÖK’ün 2010’da uygulana- cak üniversiteye giriş sistemini yeni baştan belirlemesiyle bir- likte imam hatip mezunlarõnõn katsayõ engeline takõlmadan üni- versitelere girebileceklerini be- lirten Serim, “Üniversiteye gi- riş sınav sisteminin değişti- rilmesinin altında yatan ger- çek neden bu. Sistemle oyna- manın hiçbir gereği yokken sistem değişikliğini gündeme getirdiler” diye konuştu. YÖK’ün katsayõyõ, dolaylõ yol- dan halletmeye çalõştõğõnõ vur- gulayan Serim, şunlarõ söyledi: “Önümüze gelen metne ba- kıyoruz: İki aşamalı sınav sis- temi getiriliyor. Birinci aşa- maya herkes giriyor hiçbir li- se ayrımı yapılmaksınız. Ge- nel, teknik, imam hatip ayrı- mı yok. İlk aşamayı kazanan- ların hepsi ikinci aşamada tercih edecekleri branşların sınavlarına giriyorlar. Orayı da kazanırlarsa istedikleri üniversiteye girme hakkı elde ediyorlar, böylece imam ha- tiplerin yolu bir şekilde açılmış oluyor” YÖK’ün siyasi iktidar yanlõ- sõ üye yapõsõna bağlõ olarak rek- tör seçimlerinde blok oy kulla- nõldõğõnõ kaydeden Serim, blok oylarda bilimsel yeterlilik, de- neyim ve üniversitenin tercihi yerine, AKP yandaşõ ve destek- leyicisi olma ile türbana ser- bestlik bildirisine imza atanlarõn rektör seçildiğini kaydetti. Se- rim, “Bu tür insanlardan rek- törler ve dekanlar yaratmak suretiyle türbanı hoşgörü yo- luyla bütün yargı kararlarına rağmen serbest bırakmaya çalışacaklar” dedi. Bülent Serim, YÖK’ün Prof. Dr. Özcan başkanlõğõnda “türbanõn serbest bõrakõlmasõ” ve “katsayõ uygulamasõnõn kaldõrõlmasõ”na yönelik dolaylõ yoldan çalõşmalar yürüttüğüne işaret etti. Mustazaf-Der’in düzenlediği miting irtica gösterisine dönüştü MevlitKandilimitingi D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da Hiz- bullah’a yakõnlõğõyla bilinen Mustazaf-Der’in de aralarõnda bulundu- ğu dinci dernekler ve si- vil toplum kuruluşlarõ- nõn Mevlit Kandili ne- deniyle düzenlediği mi- tinge binlerce kişi ka- tõldõ. Sõk sõk tekbir ge- tirilen mitingde kadõn- lar ve erkekler harem- selamlõk olarak ayrõldõ. Türbanlõ çocuklar ko- rosu ilahi okudu. Diyarbakõr’da, Hiz- bullah’a yakõnlõğõyla bilinen Mustazaflarla Dayanõşma Derneği (Mustazaf-Der) öncü- lüğünde Cami-Der, Hizmet-Der, Şûra-Der, Sahabe-Der ve Yeni İh- ya-Der’in katõlõmõyla oluşturulan Peygamber Sevdalõlarõ Platformu, Mevlit Kandili nede- niyle miting düzenledi. İstasyon Meyda- nõ’nda düzenlenen mi- tingde katõlõmcõlar ha- rem-selamlõk olarak ayrõldõ. Kara çarşaflõlarõn ağõrlõkta olduğu mi- tingde sõk sõk tekbir ge- tirildi, Filistin bayraklarõ taşõndõ. Miting alanõ- na, üzerinde Kürtçe “Hoş geldin gözümü- zün nuru” yazõlõ pan- kart asõldõ. Dõşişleri Bakanõ Babacan, “İstişare- işbirliği odaklõ bir döneme giriyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Babacan, önceki gün Hillary Clinnton ile yap- tığı görüşmeyi ve gelişmeleri NTV’ye değerlendirdi. (AA) Kara çarşaflıların ağırlıkta olduğu Diyarba- kır’daki mitingde sık sık tekbir getirildi. Canan Arıtman Başbakan Erdoğan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear