Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Birbirinden çok farklı ortamlarda ama aynı
günde sayfalara taşınan bu iki haber, bir süredir
ısıtılmakta olan “yeni Osmanlı-cılık” kavramını sü-
tuna taşımamıza neden oldu.
Hangi Osmanlı?
Fatih Sultan Mehmet’in Osmanlısı mı, Deli İb-
rahim’inki mi?
Kanuni Sultan Süleyman’ın Osmanlısı mı,
Vahdettin’inki mi?
Şüphesiz Osmanlı İmparatorluğu bizim tarihimiz.
En genel bölümlemeyle üç ana devresi var:
Genişleme, duraklama, çökme...
Acaba Erdoğan’a son Osmanlı padişahı derken,
Osmanlı’nın son padişahından esinlenerek mi hi-
tap ediyorlar?
Türkiye’nin Osmanlı topraklarında etkinliği ar-
tacak sözünü neden sadece Ortadoğu gündeme
gelince söylüyorlar?
Yeni Osmanlıcılık kavramını ortaya atıp bir
yandan şişiren kesimler bunun çok güzel bir şey
olduğunu ballandıra ballandıra anlatırken neyi he-
defliyorlar?
Soruları keselim... Ayrıntılara geçelim...
Anlaşılan o ki; ABD Türkiye’ye Ortadoğu’da en
üst sınırı taşeronluk olan bir rol vermek istiyor. Bu-
nu Erdoğan’a kabul ettirmenin en güzel yolu da
Türkiye’nin rolünün çok artacağını, Osmanlı dö-
neminden farksız olacağını söylemek olsa gerek!
Erdoğan, Suriye ile İsrail arasındaki arabuluculuk
rolünü çok ama çok sevmişti. Bunun devamında
Hamas’ı da dünya sahnesine sunacaktı. Arka-
sından Mısır ve Suudi Arabistan’ın ikincil duruma
düşmesi ve gelsin Ortadoğu’nun ve Arap dün-
yasının lideri Erdoğan!
Olabilir mi?
Hayır...
Neden?
Her şey bir yana Arap dünyası içinden olmayan,
yani Arap olmayan bir kişinin liderliğini kabul etmez.
Kaldı ki uluslararası alanda son yapılan tartış-
malar şu yönde:
Ortadoğu’da Mısır’ın ağırlığını gölgede bıraka-
cak bir başka ülke yok!
Osmanlıcılık neden ısıtılıyor sorusunun Ortadoğu
dışındaki yanıtlarından biri şu olabilir:
Türkiye’nin iç düzenini değiştirmek için...
Bir başka anlatımla, Atatürk devrimleriyle bi-
çimlenen yapıyı, moda deyimle ılımlı İslam pro-
jesine dönüştürmek için...
Osmanlı’da millet kavramı değil, ümmet kavramı
hâkimdi. AKP’li kardeşlerimizin de sempatiyle bak-
tığı bu yaklaşımın devamında ulusal devlet diye bir
şey kalır mı?
Kalmaz...
Bu gidiş Türkiye’yi, sütunlara dökmeye elimizin
varmadığı bir sona doğru götürür.
Friedman, medeniyetler çatışması kavramının
tersine Türkiye’nin içindeki çatışmaların bir dönem
yükselse de devamında uzlaşmanın ortaya çıka-
cağını söylüyor. Bunu görmek için Friedman ol-
maya gerek yok ki!
Geçmişte Türkiye ideolojik, etnik, mezhepsel ça-
tışmaların içinde sokulmak istenmedi mi? İstendi.
Başarılabildi mi? Sonuç olarak hayır.
Bugün de laik-antilaik çatışmasının içine so-
kulmak isteniyor. Bu konuda da dalgalanmalar ya-
şayacağız ama sonuçta yine başaramayacaklar.
Dalgalanmaların daha kısa sürmesi için her şey-
den önce Atatürk’ün temellendirdiği yapıya inan-
mak gerekiyor.
Son Osmanlı padişahı tarihteki yerini çoktan aldı!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
rine getirdiğini öne süren gerekçeyi açıklamasından
önce vali beyefendi öncelik alıyor, seçim rüşvetini sa-
vunuyor.
YSK kararından sonra devletin savcıları da hare-
kete geçmiyor.
Tunceli’deki beyaz eşya marifeti yetmezmiş gibi,
İl Özel İdare binasının bodrumunda savcı nezaretin-
de yapılan aramada AKP afişleri bulunuyor.
Miting meydanlarında muhalefet; halka, hukuk dev-
letinde devlet valisinin parti adamı gibi çalışamaya-
cağını söylüyor...
Boşuna gayret. Söyleyenin nefesine, yazanların ka-
lemine zahmet!
Muteber vali tipi, Tunceli Valisi!
Böyle valiyi, valileri RTE bağrına basmayacak, ko-
rumayacak, savunmayacak da ne yapacak?
Günümüzdeki sapkın gerçeklerine bakarak tek par-
ti dönemi valilerini karalamamak gerek.
Zira tek parti dönemine özgü koşullarda valiler -ki-
mi zaman aşırıya kaçmalarına karşın- bir bakıma ulu-
sal bir görevi yerine getirdiler. Genç Cumhuriyeti Os-
manlı alışkanlığından kurtarmak amacıyla devleti ku-
ran partinin il başkanı gibi hareket ettiler.
Bugün kimi valilerse demokratik rejimin, devletin
valisi olduğunu unutuyor. AKP hizmetinde RTE’ye
bağlı bir militan gibi hareket etmeyi yeğliyor.
Yerel seçimler öyle bir ivme kazandı ki; yolsuz-
lukların, devlet olanaklarını parti emrinde kullananların,
partizanlığın, yasaya uydurulmuş büyük vurgunlar-
la zengin olanların ve AKP iktidarının gerçek yüzünün
belgelenmesine olanak sağladı.
RTE’nin gerçek kimliği miting alanlarında yapılan
konuşmalarla kitlelere ulaşıyor.
CHP lideri Deniz Baykal’ın “maganda” sözcüğü
RTE’nin kimliğine damga vuran sözcük olarak tari-
he geçiyor.
RTE’nin bu sözcükten neden alındığını anlamak ola-
naksız. Zira maganda sözcüğü bir hakaretten çok, bir
kimliği özetliyor.
Anlamını yazdık, yineleyelim: “Giyim kuşamı yerinde;
ama kaba, görgüsüz erkek!”
Bu tanım RTE’nin CHP’ye yönelttiği hakaret içe-
rikli saldırılar yanında solda sıfır!
Baykal grupta anımsattı. AKP Genel Başkanı, üs-
telik başbakan sıfatı taşıyan RTE’nin, örneğin
“CHP’nin cibilliyeti yok”... “Bunlar mezhepsizdir”
gibi veya buna benzer pek çok hakaret içeren söz-
lerle CHP’ye saldırdığını, sık sık sağa sola, “alçak ve
şerefsiz” diye hakaret ettiğini unutuyor.
Gerçek kimliğini kendi anlatımıyla kanıtladığının far-
kında da değil.
Aldığı terbiyenin Baykal’ın maganda deyişine ya-
nıt vermeye elverişli olmadığını söylüyor ve hemen
sonra... “Sana gereken yanıtı veririm ama siyaseti bı-
raktıktan sonra” diyor.
Böylece asıl karakterini, siyaset engel olmasa
Baykal’a terbiye dışı yanıt verebileceğini açıklıyor.
Türkiye nereye gidiyormuş? Türkiye ne İran, ne Ce-
zayir olur diyor.
“Model alacağı bir ülke yok”, diyor.
Doğru; model almaya gerek yok. Kendisi bizzat bir
model yaratıyor: İslami demokrasi!
Kafasına koşut bir demokrasi.
RTE yasalarına uyulmasını emreden, karşı çıkan,
muhalefet edenlere ceza kesen; dikensiz gül bahçesi
özlemi çeken Recebistan demokrasisi!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
5 MART 2009 PERŞEMBESAYFA CUMHURİYET
18 HABERLERİN DEVAMI
Basına yeni katılan Habertürk’ü
kutluyorum.
Öbür gazetelere göre daha kü-
çük boyutlu gazeteyi son derece
sempatik buldum.
Her yeni gazete, medya men-
suplarına yeni iş kapısı, medyanın
ve medya çalışanlarının özgürlü-
ğü için yeni bir güvencedir.
Dilerim çok başarılı olur.
Şimdi internet tartışmasına de-
vam ediyorum.
Özgür Gülcat: “Ben hem bası-
lı gazeteleri hem de internet ga-
zetelerini takip edenlerdenim…
Özellikle kitaplar ve makaleleri ço-
ğu arkadaşım çıktı alarak kâğıttan
okuyor. Ayrıca bilgisayardan say-
fayı açana kadar el altındaki kita-
bı-makaleyi okumak daha pratik;
hem de üzerine notlar almak da
ayrı bir kolaylık ve keyif…”
Ceyhun Yurtbay: “Yazınızı
Cumhuriyet gazetesinin internet
abonesi olduğum için, internette
okudum. Kesinlikle gerçek gaze-
teyi okumak daha zevkli, ama in-
ternet gazeteciliği daha ekonomik.
İnternet gazeteciliğinde beğen-
diğim bir yazıyı kopyalayıp elek-
tronik posta yoluyla paylaşabilme
imkânı var. İşyerine kolunuzun al-
tında gazete ile gitmek pek iyi kar-
şılanmaz. İnternet gazeteciliğinde
arşivlere ulaşmak çok daha kolay.
İnternet gazeteciliğinde yazı bo-
yutlarını değiştirebiliyorsunuz.
Özellikle görme sıkıntınız varsa!
…Gazetemizin internet abonesi ol-
mam ve evimde de internet im-
kânım olmasına rağmen hafta
sonları bir Cumhuriyet gazetesi alıp
çevire çevire okumanın tadına va-
rıyorum.”
Ergun Zanapalıoğlu: “Ben köy-
de ikamet ediyorum. Gazete ba-
yisi yok, ama internet aboneliği ile
gazeteme ulaşabiliyorum.”
Ümit Otan: “…Cumhuriyet ay-
da yaklaşık 30 liraya maloluyor. Oy-
sa kablointernet 512 hızı aylık yal-
nızca 10 lira. Bu fiyat giderek de
düşüyor. Üstelik internette tüm ga-
zeteler de var…”
Halil Kutlu: “…Bilindiği gibi
klasik gazete bir önceki günün ha-
berlerini verir yani dünün. İnternet
gazetesi ise yeni olan haberleri biz
okurlarına sunarlar. Ama sabah
kahvaltıdan sonra gazeteyi elime
alıp okumak ise ayrı bir zevk.”
M. Agah Cura: “İnternette öy-
le çok gazete makalesi var ki,
uzun geliyor. Hepsini okumak ola-
naksız. Zaman yetmiyor.. B.Coş-
kun, Yılmaz Özdil, İlhan Selçuk. Kı-
sa öz çabuk.”
Melis Ergenekan: “…Evimize
her gün Cumhuriyet alınıyor, ben
de diğer gazeteleri internetten ta-
kip ediyorum. Özellikle masa ba-
şında çalışan insanlar için, 5 dakika
da olsa müsait bir zamanda inter-
nete girip en azından gazete baş-
lıklarına göz atabilmek büyük ko-
laylık… Çok meraklı olduğum bir
konuda da klasik gazetenin yeri
doldurulmaz, o da gazeteden ya-
zı kesmek. Beğendiğim makaleleri,
haberleri bazen de çok şey anla-
tabilen resimleri gazeteden kesip
saklamak, zaman zaman onlardan
alıntılar yapabilmek, ya da sadece
yıllar sonra dönüp onları tekrar
okuyabilmek bir nevi kendime öz-
gü bir arşiv oluşturduğum hissini
uyandırıyor bende… Online ga-
zetelere göz atmak hayat koştur-
ması içinde bir kolaylıksa, klasik ga-
zeteleri okumak da o koşturma
içinde kendinize ayırabildiğiniz
özel bir zamandır.”
Bu tartışmayı sürdüreceğim.
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
İnternet Gazeteciliği-
Klasik Gazetecilik-III
‘Son Osmanlı Padişahı’
pankartına suç duyurusu
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Komünist
Partisi (TKP) önceki gün İstanbul’da metrobüs
hattõ açõlõşõna katõlan Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn konuşmasõ sõrasõnda açõlan, “Son
Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan”
pankartõ ile ilgili dün Kadõköy Adliyesi’ne pan-
kartõ açanlar, açõlmasõna izin veren ve göz yu-
manlar hakkõnda hukuki sürecin başlatõlmasõ için
suç duyurusunda bulundular.
TKP Genel Başkanõ Erkan Baş, kamu görevli-
lerinin kendi görevlerini yapmadõklarõnõ ifade
ederek “İnsanların verdiği vergi ile yapılan
metrobüsün açılışı resmen AKP propagandası-
na döndü” dedi. Baş, “15 Mart’ta Kadıköy
Meydanı’nda ‘Ya Osmanlõ’ya dönüş ya sosyalist
cumhuriyet’ mitingine Cumhuriyet’e sahip çı-
kacak herkesi bekliyoruz” diye konuştu.
İstanbul S 17
Edirne Y 16
Kocaeli S 20
Çanakkale Y 18
İzmir Y 21
Manisa Y 20
Aydın Y 20
Denizli Y 20
Zonguldak B 18
Sinop B 14
Samsun PB 19
Trabzon PB 13
Giresun PB 14
Ankara Y 15
Eskişehir Y 14
Konya B 14
Sıvas B 11
Antalya PB 18
Adana PB 19
Mersin PB 18
Diyarbakır S 13
Şanlıurfa PB 15
Mardin PB 12
Siirt S 11
Hakkâri B 1
Van S 5
Kars S -3
Oslo PB 2
Helsinki PB 0
Stockholm PB 4
Londra PB 8
Amsterdam Y 8
Brüksel Y 7
Paris PB 8
Bonn Y 7
Münih Y 7
Berlin Y 13
Budapeşte Y 13
Madrid Y 14
Viyana Y 7
Belgrad Y 17
Sofya Y 14
Roma Y 14
Atina Y 20
Zürih Y 4
Moskova PB 2
Aşkabat Y 8
Astana PB -2
Taşkent Y 13
Bakû PB 4
Bişkek B 11
Tiflis PB 12
Kahire B 26
Şam B 20
Ülkemizin batı bölgele-
ri ile zamanla iç bölgeleri
parçalı çok bulutlu, Mar-
mara’nın batısı kıyı Ege
ile öğleden sonra İç Ege
İç Anadolu’nun kuzey-
batısı, Batı Karadeniz’in
iç kesimleri ile Göller
yöresi yağışlı geçecek.
Yağışlar iç kesimlerde
yağmur ve sağanak
yağmurlu geçecek.
Haber Merkezi - CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart’õn yargõlanmak için dokunulmaz-
lõğõnõn kaldõrõlmasõ istemiyle yaptõğõ başvuru-
yu haklõ bulan Avrupa İnsan Haklarõ Mahke-
mesi’nde (AİHM) temyiz duruşmasõ yapõldõ.
Kart mahkemede yaptõğõ savunmada, iktidarõn
bazõ bürokratlarõ milletvekili yaparak kendile-
rine dokunulmazlõk kazandõrdõğõnõ ve
“TBMM’nin kanun kaçaklarının sığındığı
bir mercii haline getirildiğini” söyledi.
Hükümetin, TBMM’nin 22 ve 23. yasama
dönemlerinde hiçbir milletvekili hakkõndaki
dokunulmazlõğõn kaldõrõlmasõna izin vermedi-
ğine dikkat çeken Kart, “milletvekilleri doku-
nulmazlık zırhıyla başkalarının işlediği suç-
ları dahi üstelenebiliyorlar” dedi. Aralarõnda
Cumhurbaşkanõ ve Başbakan’õn da bulunduğu
birçok AKP üst düzey yöneticisi hakkõnda
“yüz kızartıcı dosyalar” bulunduğunu belirten
Kart, AKP yöneticilerini korumak amacõyla
hakkõndaki dokunulmazlõğõn kaldõrõlmadõğõnõ
savundu. Kayõp trilyon davasõnõ örnek gösteren
Kart, “Bu davada 70 sanığın mahkûmiyeti
infaz edildi. 5 milletvekilinin dosyası bekli-
yor. Ancak TCK’de yapılan düzenlemeyle o
cezaların ertelenmesi sağlandı” dedi.
Türk hükümeti ise milletvekili dokunulmazlõ-
ğõnõn “parlamenter dokunulmazlık kurumu
ve parlamenter düzeni korumak amacıyla”
kaldõrõlmadõğõnõ savundu. Hükümet avukatõ,
AİHM’nin Kart davasõnda aldõğõ ilk kararõ “ha-
talı” olarak niteledi ve dava tüm Avrupa hukuku
açõsõndan bir ilk teşkil ettiğinden mahkeme he-
yetinden konuya “özel dikkat ayırmasını” iste-
di. Atilla Kart’õn dokunulmazlõğõ kaldõrõlmadõ-
ğõndan ötürü mağdur olmadõğõnõ kaydeden hü-
kümet avukatõ, “Türk parlamenterleri hukuk
davalarına karşı dokunulmazlık zırhı içinde
değiller” ifadesini kullandõ.
Mahkeme heyeti, TBMM’deki güncelleşti-
rilmiş dokunulmazlõk dosyalarõ listesinin 15
gün içinde mahkemeye gönderilmesini isteye-
rek duruşmayõ erteledi.
Dış Haberler Servisi - Hol-
landalõ yetkililer, Amsterdam’da
düşen THY uçağõnõn yükseklik
göstergesinin arõzalõ olduğunu
açõkladõ. Uçağõn kara kutusunda
yapõlan incelemeye ilişkin ilk
raporu açõklayan Güvenlik Araş-
tõrma Konseyi Başkanõ Pieter
van Vollenhoven, mürettebatõn
yükseklik göstergesindeki arõ-
zayõ önemsemediğini ve pilotla-
rõn 1400 feet’te olduklarõnõ sa-
narken aslõnda 700 feette olduk-
larõnõ belirtti.
Ses kaydõ ve kara kutuda yapõ-
lan incelemeye göre, uçuş sõra-
sõnda her şeyin normal olduğunu
ancak iniş sõrasõnda 1950 feette tu-
haflõk ortaya çõktõğõnõ kaydeden
Vollenhoven, o yükseklikte gös-
tergenin eksi 8 feet’i gösterdiğini
ancak sorunu son anda fark eden
pilotlarõn bunu görmezden geldi-
ğini bildirdi. Yükseklikteki deği-
şimden dolayõ otomatik sistemin
uyarõ verdiği, pilotlarõn otomatik
gaz kesilmiş gibi davranmasõyla
uçağõn hõz kaybettiği belirtilen
açõklamada, uçağõn asgari uçuş hõ-
zõna ulaştõğõ, kara kutudan gaz ve-
rilmeye başlanmasõna rağmen
uçağõ kurtarmak için geç kalõndõ-
ğõ ve uçağõn piste 1 kilometre ka-
la düşmeye başladõğõ bildirildi.
Açõklamalarõn ardõndan Bo-
eing şirketi, 737 tipi Boeing
uçağõ operatörlerine, uçuşun kri-
tik aşamalarõnda kilit uçuş ci-
hazlarõnõn dikkatle izlenmesi
gerektiği uyarõsõnda bulundu.
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Havayollarõ Pilotla-
rõ Derneği (TALPA) Başka-
nõ Ali Ziya Yılmaz, THY
uçağõnõn Hollanda’daki ka-
zasõna ilişkin ilk sonuçlarõn
açõklandõğõnõ ayrõntõlõ kaza
sonuç raporunun yayõmlana-
cağõnõ ve pilotlarõn kazayõ
fark ettiğini savunarak, “Bu
bir sonuç raporu değil, ön-
bilgileri yapılmış bir ön
araştırma ve incelemelerin
devamı var. Sonuç raporu
da açıklanacak” dedi.
Schipol Havaalanõ’na ini-
şi sõrasõnda kaza yapan uça-
ğõn kara kutusuyla ilgili ilk
verilerin açõklanmasõnõn ar-
dõndan TALPA yetkilileri
dün İstanbul’da bir basõn
toplantõsõ düzenledi. Top-
lantõda konuşan Yõlmaz, uça-
ğõn inişi sõrasõnda havanõn bu-
lutlu olmasõnõn pistin görül-
mesini engellemiş olabile-
ceğini belirterek, “Hollan-
da’da ön araştırma raporu
açıklandı. Bu bir sonuç ra-
poru değil, ön bilgileri ya-
pılmış bir ön araştırma ve
incelemelerin devamı var.
Sonuç raporu da açıkla-
nacak” dedi. Yõlmaz, de-
ğerlendirmenin devam ede-
ceğini ve farklõ bulgular bu-
lunulmaz ve yapõlacak ay-
rõntõlõ açõklamalardan sonra
kazanõn asõl sonuç raporunun
yayõmlanacağõnõ açõkladõ.
İstanbul Haber Servisi - Metris Ceza-
evi’nde “işkence ve kötü muamele” sonucu
yaşamõnõ yitiren Engin Çeber davasõna bakan
Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti da-
vadan çekildi. Çeber’in babasõ Ali Tekin, oğ-
lunun cezaevine sağlam girdiğini, ancak ölü
çõktõğõnõ söyledi. İfadeleri alõnan 7 polis,
savcõnõn bilgisi dahilinde kademeli ve oran-
tõlõ güç kullandõklarõnõ öne sürdü.
Çeber’in öldürülmesiyle ilgili 60 kamu
görevlisinin yargõlandõğõ davanõn 2. duruşmasõ
yapõldõ. İfade veren polisler Çeber ve arka-
daşlarõna zor kullandõklarõnõ ‘Kademeli ve
orantılı güç kullanarak onları arabaya
bindirdik’ diyerek itiraf etti. Bakõrköy 14. Ağõr
Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu
yargõlanan sanõklardan, olay tarihinde Metris
Cezaevi İkinci Müdürü olan Fuat Karaos-
manoğlu ve infaz koruma memurlarõ Seba-
hattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi,
Nihat Kızılkaya, Yavuz Uzun, tutuksuz sa-
nõklar ve daha önceki celselere katõlmayan tu-
tuksuz 13 sanõk polis katõldõ. Sarõyer İlçe Em-
niyet Müdürlüğü’nde görevli olduğunu belirten
polis Tuncay Ayan, zor kullanma talimatõnõ
nöbetçi savcõdan aldõklarõnõ söylerken polis
Mesut Yavuz da “Sanıklar direndiği için
zor kullanarak ekip aracına bindirdik.
Kademeli ve orantılı güç kullandık” dedi.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNDEN EYLEM Sağ-
lık emekçileri yurt genelinde maskeli eylem yaparak karşı kar-
şıya oldukları meslek hastalığı ve şiddet gibi risklere karşı ön-
lem alınmasını istedi. Sağlıkçılar hastalıklara yakalanma risk-
lerinin diğer meslek gruplarına oranla 10 kat daha fazla ol-
duğuna dikkat çekti. ANKARA’da Etlik İhtisas Hastanesi bah-
çesinde toplanan sağlıkçılar adına açıklama yapan Ankara
Tabip Odası Genel Sekreteri Aytuğ Balcıoğlu, “işyeri sağ-
lık birimleri” kurulması taleplerini dile getirdi. İstanbul, İz-
mir, Eskişehir ve Adana’da da sağlık emekçileri maske ta-
karak isteklerini dile getirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
TKP: AÇILIŞ MİTİNGE DÖNÜŞTÜ
Babat karanfillerle anıldı
İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu’nda 2004
yõlõnda kimliği henüz belirsiz kişiler tarafõndan
susturucu takõlmõş bir silahla başõndan tek kur-
şunla vurularak öldürülen İstanbul Üniversitesi
(İÜ) Hukuk Fakültesi 4. sõnõf öğrencisi Önder
Babat önceki gün akşam yoldaşlarõ tarafõndan
katledildiği İmam Adnan Sokak’ta karanfillerle
anõldõ. Gruptakiler ellerinde meşaleler ve Ba-
bat’õn fotoğraflarõnõ taşõdõ. Konuşmalarõn ardõn-
dan sanatçõ İlkay Akkaya ve göstericiler hep bir
ağõzdan “Çav bella” marşõnõ söylediler.
Çeber davasõnda ifadesi alõnan 7 polis, ‘Savcõnõn bilgisiyle hareket ettik’ dedi
Müdahil avukatı Taylan Tanay, duruş-
mada taleplerini sıralarken, mahkeme he-
yetinin hukuk etiğine aykırı davrandığı-
nı, görevini tam olarak yerine getirme-
diğini ve sanık polislerin avukatlara ha-
karet etmelerine karşın heyet başkanının
müdahale etmediğini öne sürerek, bu şe-
kilde yargının tarafsızlığını yitirdiğini öne
sürdü. Verilen aranın ardından karar-
larını açıklayan mahkeme heyeti başka-
nı, müdahil avukatı Tanay’ın beyanlarını
dikkate alarak, mahkeme heyeti olarak,
davadan çekilmeye karar verdiklerini
bildirdi. Kararı üst mahkeme verecek.
M A H K E M E H E Y E T İ D A V A D A N Ç E K İ L D İ
HOLLANDALI YETKİLİLERE GÖRE KAZANIN NEDENİ ARIZA
Gözler sonuç raporunda
KART, AİHM’DE AKP’Yİ SUÇLADI
‘TBMM kaçakların
sığındığı mercii oldu’
ÖLÜMÜNÜN 5. YILDÖNÜMÜ
‘Orantõlõ güç’le öldürülmüş