28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ ‘Viyana’da Durum Korkunç’ “Viyana’da durum korkunç. Ancak şehrin canlılığı şaşırtıcı. İnsan bir sonraki hafta nasıl yaşayacağını bilemiyor, para yok, saat sekiz- de ışıklar söndürülüyor ve bu saatlerde evler, lokantalar, kafeler kapatılıyor -ancak yine de halk neşeli, hatta incitici bir neşe hâkim. Umut yok, ama çaresizlik de yok: Böyle sonsuz bir canlılık gücünü başka hiçbir yerde görmedim. Ancak ölümü yakından görmüş olanlar yaşa- mı anlıyor sanki, ve sevinci yaşayabilmek için çekilen bütün acılar, sabrı arttırıyor bir tek.” Yazdıklarını, dünyanın hallerine katlanamadığı için son verdiği yaşamı, o müthiş yazılarına hep sindiğini düşündüğüm hüznü nedeniyle her za- man derin bir iç acısıyla okuduğum Stefan Zwe- ig, Romain Roland’a yazdığı mektupta 1919 yı- lının Viyanası’nı, kentin insanlarını böyle anlatıyor. Bizi de bizim ülkemizi, bizim kentimizi de anla- tıyor mu? Anlatıyor. Sokakları dolaşın, gecenin karanlığında bir- denbire ıssızlaşan mahallelerde gezinin, çöp top- layanların çek-çekleriyle her türlü artığı taşıdıkla- rı ıssız saatlere konuk olun. Televizyon kanalla- rında artık daha sık gördüğünüz çığlıkları, yok- sulluğun narin gözyaşlarını izleyin. İnanamaya- caksınız. İnanamayacaksınız çünkü tıpkı Zwe- ig’ın anlattığı o “neşeyi” de göreceksiniz insan- ların yüzünde. Onun gördüğü, sizinse fark ede- mediğiniz, o mahzun neşedeki incitici hava ola- cak yalnızca. Gittikçe tırmanan yoksulluğa inanamayacak- sınız. Belki henüz size dokunmadığı, belki şimdi- lik sizi teğet geçtiği için inanmak istemeyeceksi- niz. Yoksulların, hızla yoksullaşanların yüzlerinde gördüğünüz tevekkül yanıltacak sizi. Sizi kurtar- sın diye içinizi kemiren kaygılardan, “işte mem- nunlar hayatlarından” demeyi daha uygun bu- lacaksınız . Oysa Zweig’ın dediği gibi, “ancak ölümü ya- kından görmüş olanlar yaşamı anlıyor, sanki ve sevinci yaşayabilmek için çekilen bütün acılar, sabrı arttırıyor bir ” Nasıl bir şeydir o sabır; o tevekkül? Tevekkül hep iyi şeyler olacağına inanılarak ya- şanabilen bir şeydir. Bugün değilse yarın, bura- da değilse orada, dünyada değilse ahirette. O nedenle sürekli piyango biletleri alır, loto-toto ku- ponları doldurur, TV kanallarının kumar yayınla- rına katılır, katılamasak bile katılıyor gibi izleriz on- ları. Hayat da geçip gider. Hayat bize hep söylendiği gibi sürekli iyileş- mez. Tekniğin, teknolojinin kolaylaştırdığı söylenen hayatların içinde gittikçe zorlaşan hayatın kendi- sidir. Gelişenle birlikte insana yakışmayan da ge- lişir. Savaş modernleşir, ortaçağdan daha kıyıcı, daha vahşi hale gelir. Irak’ta zaman içinde kısa bir sürede 1 milyon insanın, Gazze’de bir hafta- da 1500 insanın modern bir şekilde ölüvermesi gibi. Biz de ölüyoruz. Yoksulluğun gittikçe yükseldiğinin, midemiz- den, beynimizin kıvrımlarına doğru ilerlediğinin farkında mısınız? Biz yazı için, edebiyat ve sa- natların hepsi için zenginliğin, birikimlerin kat- lanmasını isterken, tartışmanın odak noktası, meydanı olması gereken üniversiteler bir bir çö- küyor. Gri bir sis içine çekiliyoruz yavaş yavaş. Gittikçe ısınan sudaki zavallı kurbağaya benzi- yoruz artık. Girdiğimiz çıkışı kapatılmış tünelde ışık hayal ediyor gibiyiz. TV kanallarındaki tarifsiz karnaval, yoksulların gözyaşlarına, intiharlara, cinnetlere karışıyor. Tuhaf incitici bir neşe için- deyiz. Tevekkül sarıyor ruhumuzu. Öteki kentlerden gelen haberler de artık iyi de- ğil. Viyana’nın bugünkü durumunu bilmiyorum, İs- tanbul’u biliyorum. Zweig’ın yazdığı gibi tıpkı. Üzgünüm, sokaktan yeni geldim, sokaklar se- çimler nedeniyle flamalar, konfeti artıklarıyla do- luydu. Yoksulluk karanlığın içinden, köşeden ba- kıyordu. Toplanacak çöpler bile yoksullaşmıştı. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr ŞİDDETİ PROTESTO EDECEKLER Hekimlerden maskeli eylem SİBEL BAHÇETEPE Hekime yönelik şiddet durmuyor. Geçen yõldan bu yana toplam 18 hekim, hasta yakõnlarõ ve has- tane yönetiminin şiddetine maruz kaldõğõ gerekçe- siyle İstanbul Tabip Odasõ’na (İTO) başvuru yap- tõ. Başvuruda bulunmayan sağlõk çalõşanlarõnõn da bulunduğu belirtilerek sayõnõn daha yüksek olduğu ifade edildi. Hekimler, sorunlarõna dikkat çekmek amacõyla bugün maskeleriyle çalõşacak. Hekimlere yönelik şiddet olaylarõnõn son yõllar- da artmasõ “AKP iktidarı ile birlikte sağlık hiz- metlerinin ticarileştirilmesi ve sağlık hizmetle- rinin alınıp satılabilen bir meta haline getirile- rek sağlık ortamında yeterli güven ortamının kalmaması” olarak değerlendirildi. TTB Merkez Konseyi Başkanõ Prof. Dr. Gen- çay Gürsoy, şiddetin eğitim sisteminde, ailede, sokakta ve devlet tarafõndan kamçõlandõğõnõ savu- narak “Ergenekon ve Hrant Dink davalarında da şunu gördük, Türkiye’de şiddet derin devlet tarafından içselleştiriliyor” dedi. İTO Genel Se- kreteri Dr. Hüseyin Demirdizen ise “Çalışma or- tamındaki riskler, çalışma koşulları, süresi ve mesleki hastalıklar gibi konulara dikkat çek- mek için bugün tüm sağlık çalışanları olarak ‘maskelerimizle’ çalışacağız” diye konuştu. Genel kurul kararõ olmadan ilahiyat ön lisans şerhinin kaldõrõlmasõ tartõşma yarattõ YÖK ilahiyata çalõşõyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Yürütme Ku- rulu’nun yetkisi olmamasõna karşõn 1998 yõlõndan beri uy- gulanan ilahiyat ön lisans prog- ramlarõndan mezun olanlarõn Diyanet İşleri Başkanlõğõ dõ- şõnda kamuda diplomalarõnõn geçersiz olmasõna ilişkin şerhi kaldõrmasõ, kurul üyeleri ara- sõnda tartõşma yarattõ. YÖK üyesi Prof. Dr. Engin Ataç, ka- rarla birlikte ilahiyat ön lisans programlarõndan mezun olan- larõn kamuda çalõşabileceğini belirterek “YÖK Yürütme Kurulu’nun kararıyla bu- nun yapılması bir usul hata- sı. Çünkü yürütme kurulu- nun yetkisi yok, genel kuru- lun yetkisi var” dedi. YÖK Yürütme Kurulu’nun 15 Ocak 2009’da aldõğõ karar- la ilahiyat ön lisans progra- mõndan mezun olanlara Diya- net İşleri Başkanlõğõ dõşõnda diplomalarõnõn geçersiz olma- sõna ilişkin şerh kaldõrõlmõştõ. 1998 yõlõnda Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn talebi üzerine Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde başlatõlan 2 yõllõk ilahiyat ön lisans prog- ramlarõndan mezun olanlarõn diplomalarõ böylece tüm ka- muda geçerli sayõlabilecek. YÖK Yürütme Kurulu’nun söz konusu kararõ YÖK üyeleri arasõnda da tartõşma yarattõ. Diyanet için başlamıştı Karara karşõ çõkan YÖK üye- si Prof. Dr. Engin Ataç, YÖK’ün 2 yõllõk ilahiyat ön li- sans programõna 1998 yõlõnda yalnõzca Diyanet İşleri Baş- kanlõğõ’nda görevli olan kişilere yönelik eğitimli din adamõ ye- tiştirilmesi amacõyla başlattõğõnõ kaydetti. İlahiyat ön linans progra- mõnõn Anadolu Üniversitesi Rektörü olduğu dönemde ken- disine önerildiğini belirten Prof. Ataç, “Anadolu Üniversitesi bünyesinde bir ilahiyat fa- kültesi bulunmadığı için söz konusu öneriyi gerçekleşti- remedik. Bunun üzerine de Ankara Üniversitesi önerildi. O dönemde Ankara Üniver- sitesi İlahiyat Fakültesi’nin dekanı şu anki Devlet Baka- nı Mustafa Said Yazõcõoğ- lu’ydu” diye konuştu. İlahiyat ön lisans progra- mõyla ilgili olarak bütün bi- limsel sorumluluğu Ankara İla- hiyat Fakültesi’nin aldõğõnõ be- lirten Ataç, söz konusu prog- ramdan mezun olanlarõn dip- lomalarõna Diyanet İşleri Baş- kanlõğõ dõşõnda geçersiz olma- sõna ilişkin bir şerhin 1998 yõ- lõnda kabul edildiğini kaydetti. ‘Danıştay’a başvurmuştuk’ 2000 yõlõna kadar 2 yõllõk ila- hiyat ön lisans programõna yal- nõzca Diyanet İşleri Başkanlõ- ğõ’ndan gelen kişilerin kabul edildiğini ve nitelikli din ada- mõ yetiştirildiğini ifade eden Ataç, 2000’den sonra bu prog- ramlara Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Merkezi (ÖSYM) ta- rafõndan da öğrenci alõnmaya başlandõğõnõ dile getirdi. ÖSYM tarafõndan da öğrenci alõnmasõna karşõn şerh uygula- masõna devam edildiğini belir- ten Ataç, daha sonra konu hak- kõnda idare mahkemesinde şer- hin kaldõrõlmasõna yönelik da- va açõldõğõnõ ve mahkemenin şerhi kaldõrdõğõnõ kaydetti. Bu- nun üzerine şerhin devam et- mesi için Danõştay’a başvur- duklarõnõ belirten Prof. Ataç, şunlarõ söyledi: “Danıştay şerh uygulama- sının devam etmesi konusun- da karar aldı. Kararda, prog- ramın bir yüksek eğitim ver- mek amacıyla değil, tama- men ön lisans programıyla ni- telikli din adamı yetiştirmek için kurulduğu belirtildi. İla- hiyat ön lisans programında yetişen kişilerin de Diyanet İş- leri Başkanlığı’nda görev yap- maları ve gelecekte burada is- tihdam edilecek kişilerin de bu kişiler arasından seçilme- si söz konusu olduğu için şer- hin devam etmesi konusunda karar alındı.” ‘Kamuda çalışabilecekler’ YÖK Yürütme Kurulu’nun ocak ayõnda şerhi kaldõrdõğõnõ anõmsatan Ataç, söz konusu kararõn YÖK Yürütme Kurulu değil, YÖK Genel Kurulu ta- rafõndan alõnmasõ gerektiğini kaydetti. Şerhi kaldõrma yetki- sinin genel kurulda bulunma- sõna karşõn YÖK Yürütme Ku- rulu tarafõndan alõnan kararõ eleştiren Ataç, “İki yıllık ila- hiyat ön lisans programla- rından mezun olan herkes bu kararla birlikte diploma- larını kamuda rahatlıkla kul- lanabilecek, kamuda rahat- lıkla çalışabilecek” dedi. 77 Mayısı anıtlaştı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - 1 Mayõs 1977’de İstanbul Taksim Meydanõ’nda katledilen 34 yurttaşõn anõsõna, Karşõyaka Belediyesi tarafõndan yaptõrõlan 1 Mayõs Emek Anõtõ düzenlenen törenle açõldõ. Törene Karşõyaka Belediye Başkanõ Cevat Durak, CHP Karşõyaka İlçe Başkanõ Ertam Özen, Bayraklõ CHP İlçe Başkanõ Ali Sami Doğrukul, Genel İş Sendikasõ Genel Sekreteri Kâni Beko, sivil toplum örgütü üyeleri ve çok sayõda işçi katõldõ. Cumhuriyet ve Kart’a dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT, “kurumun tüzel kişiliğine saldõrõ niteliği taşõyan açõklamalarda bulunduğu” iddiasõyla CHP Konya Milletvekili Atilla Kart aleyhinde 10 bin TL, Kart’õn açõklamalarõnõ haberleştiren gazetemiz aleyhinde de 5 bin TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. TRT’den yapõlan yazõlõ açõklamada, “TRT’ye 4 milyon TL üzerinde enerji tasarrufu sağlayan ihale için yanlõş bilgiler verildiği iddia edildi. Atasagun için suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İşçi Partisi (İP), eski MİT Müsteşarõ Şenkal Atasagun hakkõnda, “Ergenekon şemasõ”nõ düzenleyerek suç işlediği iddiasõyla Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Şenkal Atasagun’un, “kamu görevini kötüye kullanmak”, “Türk Silahlõ Kuvvetleri’ni alenen aşağõlamak” ve “iftira” suçlarõndan cezalandõrõlmasõ talep edildi. Çömez’den iddialar Haber Merkezi - Ergenekon soruşturmasõnõn 7’inci dalgasõnda hakkõnda yakalama kararõ çõkartõlan eski AKP Balõkesir Milletvekili Turan Çömez, polislerin tutumunu eleştirdi. Çömez, halen bulunduğu İngiltere’de Fox Haber’e yaptõğõ açõklamada, “Sabahõn altõsõnda bir kadõn ve iki çocuğun yaşadõğõ eve 20-25 polis baskõn düzenliyor. Çocuklarõmõn üzerinde, kollarõnda ‘Ergenekon’ dövmeleri arõyorlar. Sonra da belge aramõşlar. Bunlar çok üzücü olaylar. Ailemle sürekli irtibat halindeyim. Kendileri bu olaylardan sonra depresif bir durum içinde” dedi. Karara karşõ çõkan YÖK üyesi Prof. Dr. Engin Ataç, “YÖK Yürütme Kurulu’nun kararõyla bunun yapõlmasõ bir usul hatasõ. Çünkü yürütme kurulunun yetkisi yok” dedi. Ataç, söz konusu kararõn YÖK Yürütme Kurulu değil, YÖK Genel Kurulu tarafõndan alõnmasõ gerektiğini kaydetti. DOKTORLAR YÖK’E TEPKİLİ Kontenjan ekti rotasyon biçiyor YÖK’ün sayõlarõ ve kontenjanlarõnõ arttõrdõğõ tõp fakültelerinde öğretim üyesi yetersizliği yaşanõnca rotasyon başlatmasõ sõkõntõ yarattõ. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YÖK’ün tõp eğitimi ve- ren fakülte sayõsõnõ ve kontenjanlarõ arttõrma- sõyla birlikte bazõ fakül- telerde öğretim üyesi ye- tersizliği ortaya çõkõnca rotasyon (mecburi hiz- met) uygulamasõnõ baş- latmasõ tabip odalarõnõn tepkisini çekti. Ankara Tabip Odasõ (ATO) Baş- kanõ Prof. Dr. Güliz Er- söz rotasyon kapsamõn- da hazõrlanan listede ba- zõ yanlõşlõklar bulundu- ğunu belirtirken, İstan- bul Tabip Odasõ (İTO) Başkanõ Dr. Özdemir Aktan, rotasyonun sür- gün aracõ olarak kulla- nõlabileceğini vurgula- dõ. YÖK’ün, kontenjan- larõnõ ve sayõlarõnõ art- tõrdõğõ tõp fakültelerinden 13’ünde öğretim üyesi eksikliği yaşanõnca 2009-2010 akademik yõ- lõ için en az 1 yõl sürey- le rotasyon uygulamasõ başlatmasõ, başta tabip odalarõ olmak üzere tõp fakültelerinin tepkisini çekti. Rotasyon kapsa- mõnda hazõrlanan liste- lerde bazõ yanlõşlõklar bulunduğu belirtilirken, listede adõ olmasõna kar- şõn yeni görev yerine gitmeyen öğretim üye- leri istifa etmiş sayõla- cak. YÖK 2008-2009 akademik yõlõnda tõp fa- kültelerinin sayõlarõnõ 49’dan 66’ya, fakülte kontenjanlarõnõ ise 4 bin 980’den 6 bin 492’ye yükseltmişti. ‘Sürgün aracı ola- rak kullanılabilir’ İTO Başkanõ Dr. Ak- tan, hekimlerin tõp fa- kültesini bitirince uz- manlõk eğitimini ta- mamladõğõnda ve her- hangi bir yan dal eğitimi yaptõğõnda sürekli olarak zorunlu hizmete gittiği- ni belirtti. Son uygula- mada rotasyona gönde- rilenlerin istenmeyen in- sanlar arasõndan seçildi- ğine dikkat çeken Aktan, “Rotasyon bir sürgün aracı olarak kullanı- labilir. Dekanın ya da rektörün istemediği bi- risini göndermesi olası. Çünkü ortada bir kri- ter yok” diye konuştu. ATO Başkanõ Ersöz, rotasyon nedeniyle öğ- retim üyelerinin çok şaş- kõn, memnuniyetsiz ve rahatsõz olduklarõnõ kay- detti. Rotasyon kapsa- mõnda oluşturulan liste- nin iyi yapõlmõş bir ça- lõşma olmadõğõnõ belirten Ersöz, “Mesela bir ana- bilim dalından 5 öğre- tim üyesi birden talep ediliyor. Bir yerden ço- cuk enfeksiyoncusu is- tenmiş ama zaten ora- da bu kadroda biri yok” diye konuştu. Yurttaşlık görevimi yaptım Ergenekon davasõnõn 59. duruşmasõnda tutuklu sanõk “özel büro istihbarat grubu” adlõ mail grubunun kurucusu Erkut Ersoy savunmasõnõ yaptõ HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk “özel büro istihbarat gru- bu” adlõ mail grubunun kurucusu Erkut Ersoy, savunmasõnda in- ternet üzerinde yõkõcõ ve bölücü gruplar hakkõnda topladõğõ bilgi- leri devlet kurumlarõna vererek yurttaşlõk görevini yerine getirdi- ğini söyledi. İşçi Partisi Genel Baş- kanõ Doğu Perinçek ve diğer partililerin tahliyesini isteyen avu- kat Mehmet Cengiz, mahkeme heyetine “Omuzlarınızın üze- rinden seçimlere müdahale edil- mesine daha fazla izin verme- yiniz” şeklinde seslendi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi tara- fõndan Silivri Cezaevi Kampu- su’nda görülen davanõn 59. du- ruşmasõnda Ersoy’un çarpraz sor- gusu yapõldõ. ‘Zihnim kontrol altında’ Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, Ersoy’a ifadelerine dayanarak “Zihniniz nasıl kontrol ediliyor, ne yaptılar size” diye sordu. Er- soy, “Benim algılamama göre, yabancı bir servis Türkiye’de- ki elemanları aracılığıyla yap- tı. Türkiye’de bu konuda birçok mağdurla konuştum. Zihin kontrolü konusu belli bir servis tarafından uygulandığı halde maalesef gizleniyor. Bu konuda savcılığa yapılan başvurular da bu nedenle ciddiye alınmı- yor. Savcılığa müracaatta bu- lundum. Ama takipsizlik kararı verildi” dedi. İBDA-C lideri Salih Mirza- beyoğlu’nun da zihninin kontrol altõna alõndõğõnõ iddia ettiğini anõmsatan Ersoy, 24 saat gözlem altõnda tutulduğunu öne sürerek savcõ Pekgüzel “Buna inanıyor musunuz” diye sordu. Ersoy, soru üzerine ATO Baş- kanõ Sinan Aygün ve Türk Me- tal-Sen’in numaralarõnõ üye ol- duğu bir mail grubundan aldõğõ- nõ ancak aramadõğõnõ söyledi. Erkut Ersoy, kendisine “pa- ronoit psikoz” tanõsõ konuldu- ğunu, cezaevi koşullarõnda te- davisinin yapõlmadõğõnõ belirte- rek tahliyesini talep etti. Mah- keme Ersoy’un cezai ehliyetinin olup olmadõğõnõn belirlenmesi için Adli Tõp Kurumu’na gön- derilmesine karar verdi. CUMHURİYET YAZINCA FARK ETTİ YÖK alan adõndaki protestoyu kaldõrdõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK, “yok.gov.tr” adlõ resmi in- ternet sitesindeki alan adõ ka- yõtlarõnõn kõrõlarak adres bil- gilerinin yer aldõğõ bölüme “ÖSS’yi protesto ediyoruz” notunu gazetemiz haber ya- põnca fark etti. YÖK söz ko- nusu protesto ifadesini kaldõ- rarak, yerine adres bilgilerini koydu. YÖK, resmi internet site- sinin alan adõ kayõtlarõ üze- rinden 2 yõldõr yapõlan ÖSS protestosunu düzeltti. Bir hac- ker grubu tarafõndan YÖK’ün alan adõ kayõtlarõnda adres bölümündeki adres bilgileri silinerek “ÖSS’yi protesto ediyoruz” notu bõrakõlmõştõ. İlginç ÖSS protestosuna ilişkin haberin ardõndan YÖK yetkilileri durumu fark ederek önceki gün itibarõyla protesto notunu kayõtlardan kaldõrdõ. YÖK, protesto notu yerine Bilgi İşlem Dairesi’nin “YÖK Bilgi İşlem Dairesi 06539 Bilkent Ankara” olan adres bilgilerini koydu. RUM ORTODOKS KİLİSESİ VAKFI DAVASI AİHM’den Türkiye’ye 105 bin Avro ceza STRASBOURG (AA) - Avrupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi (AİHM), Bozcaada Kimisis Teodoku Rum Or- todoks Kilisesi Vakfõ’nõn açtõğõ davada Türkiye’yi haksõz buldu. Avrupa İnsan Haklarõ Söz- leşmesi’nin (AİHS) mal ve mülkiyetin korunmasõyla il- gili 1. protokolünün 1. mad- desinin ihlal edildiği görü- şüne varan AİHM, Türki- ye’nin mahkeme masrafõ da- hil 105 bin Avro ödemesini kararlaştõrdõ. AİHM, “Türk mahkeme- lerinin, vakfın sahibi olduğu taşınmazı kendi ismiyle tapu kaydına geçirme talebini reddettiği gerekçesiyle ihlal kararına vardığını” bildir- di. AİHS’nin adil yargõlan- mayla ilgili 6., din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9., ayrõm- cõlõğõn yasaklanmasõyla ilgili 14. ve etkili başvuru hakkõyla ilgili 13. maddelerinden yapõ- lan başvurular ise incelemeye gerek görülmedi. Türkiye’nin kararõ temyiz et- me hakkõ bulunuyor. Manisa’da, restore edilen Yakup Ağa Subyan Mektebi’nin açılışında protokol skandalı yaşandı. AKP Manisa Millet- vekili Bülent Arınç, Vali Celalettin Güvenç ve Belediye Başkanı Bülent Kar’ın da olduğu açılışta, çevresinin “şeyh” diye hitap ettiği sarıklı cüppeli bir kişi protokolün ön sırasında yer aldı. Adının Mehmet Salih olduğu öğrenilen sarıklı cüppeli kişi, konuşmalar öncesinde protokolün ön sırasına otururken, gazetecilerin görüntü alması üzerine yüzünü gizlemeye çalıştı. Salih, olayı fark eden Arınç’ın korumaları tarafından yerinden kaldırıldı. Ancak kı- sa süre sonra protokolün ikinci sırasına yerleştirilirken AKP’li İl Genel Meclisi Üyesi Hay- rullah Solmaz’ın, Salih’i teselli ettiği gözlendi. Solmaz, “Mehmet Salih ağabeyimizi çok se- ver ve sayarız. Kendisi Manisa’nın ve bu mahallenin ileri gelenlerindendir” dedi. Şeyh protokole girdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear