Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
‘Viyana’da Durum
Korkunç’
“Viyana’da durum korkunç. Ancak şehrin
canlılığı şaşırtıcı. İnsan bir sonraki hafta nasıl
yaşayacağını bilemiyor, para yok, saat sekiz-
de ışıklar söndürülüyor ve bu saatlerde evler,
lokantalar, kafeler kapatılıyor -ancak yine de
halk neşeli, hatta incitici bir neşe hâkim. Umut
yok, ama çaresizlik de yok: Böyle sonsuz bir
canlılık gücünü başka hiçbir yerde görmedim.
Ancak ölümü yakından görmüş olanlar yaşa-
mı anlıyor sanki, ve sevinci yaşayabilmek için
çekilen bütün acılar, sabrı arttırıyor bir tek.”
Yazdıklarını, dünyanın hallerine katlanamadığı
için son verdiği yaşamı, o müthiş yazılarına hep
sindiğini düşündüğüm hüznü nedeniyle her za-
man derin bir iç acısıyla okuduğum Stefan Zwe-
ig, Romain Roland’a yazdığı mektupta 1919 yı-
lının Viyanası’nı, kentin insanlarını böyle anlatıyor.
Bizi de bizim ülkemizi, bizim kentimizi de anla-
tıyor mu?
Anlatıyor.
Sokakları dolaşın, gecenin karanlığında bir-
denbire ıssızlaşan mahallelerde gezinin, çöp top-
layanların çek-çekleriyle her türlü artığı taşıdıkla-
rı ıssız saatlere konuk olun. Televizyon kanalla-
rında artık daha sık gördüğünüz çığlıkları, yok-
sulluğun narin gözyaşlarını izleyin. İnanamaya-
caksınız. İnanamayacaksınız çünkü tıpkı Zwe-
ig’ın anlattığı o “neşeyi” de göreceksiniz insan-
ların yüzünde. Onun gördüğü, sizinse fark ede-
mediğiniz, o mahzun neşedeki incitici hava ola-
cak yalnızca.
Gittikçe tırmanan yoksulluğa inanamayacak-
sınız. Belki henüz size dokunmadığı, belki şimdi-
lik sizi teğet geçtiği için inanmak istemeyeceksi-
niz. Yoksulların, hızla yoksullaşanların yüzlerinde
gördüğünüz tevekkül yanıltacak sizi. Sizi kurtar-
sın diye içinizi kemiren kaygılardan, “işte mem-
nunlar hayatlarından” demeyi daha uygun bu-
lacaksınız .
Oysa Zweig’ın dediği gibi, “ancak ölümü ya-
kından görmüş olanlar yaşamı anlıyor, sanki
ve sevinci yaşayabilmek için çekilen bütün
acılar, sabrı arttırıyor bir ”
Nasıl bir şeydir o sabır; o tevekkül?
Tevekkül hep iyi şeyler olacağına inanılarak ya-
şanabilen bir şeydir. Bugün değilse yarın, bura-
da değilse orada, dünyada değilse ahirette. O
nedenle sürekli piyango biletleri alır, loto-toto ku-
ponları doldurur, TV kanallarının kumar yayınla-
rına katılır, katılamasak bile katılıyor gibi izleriz on-
ları.
Hayat da geçip gider.
Hayat bize hep söylendiği gibi sürekli iyileş-
mez.
Tekniğin, teknolojinin kolaylaştırdığı söylenen
hayatların içinde gittikçe zorlaşan hayatın kendi-
sidir. Gelişenle birlikte insana yakışmayan da ge-
lişir. Savaş modernleşir, ortaçağdan daha kıyıcı,
daha vahşi hale gelir. Irak’ta zaman içinde kısa
bir sürede 1 milyon insanın, Gazze’de bir hafta-
da 1500 insanın modern bir şekilde ölüvermesi
gibi.
Biz de ölüyoruz.
Yoksulluğun gittikçe yükseldiğinin, midemiz-
den, beynimizin kıvrımlarına doğru ilerlediğinin
farkında mısınız? Biz yazı için, edebiyat ve sa-
natların hepsi için zenginliğin, birikimlerin kat-
lanmasını isterken, tartışmanın odak noktası,
meydanı olması gereken üniversiteler bir bir çö-
küyor. Gri bir sis içine çekiliyoruz yavaş yavaş.
Gittikçe ısınan sudaki zavallı kurbağaya benzi-
yoruz artık. Girdiğimiz çıkışı kapatılmış tünelde
ışık hayal ediyor gibiyiz. TV kanallarındaki tarifsiz
karnaval, yoksulların gözyaşlarına, intiharlara,
cinnetlere karışıyor. Tuhaf incitici bir neşe için-
deyiz.
Tevekkül sarıyor ruhumuzu.
Öteki kentlerden gelen haberler de artık iyi de-
ğil.
Viyana’nın bugünkü durumunu bilmiyorum, İs-
tanbul’u biliyorum. Zweig’ın yazdığı gibi tıpkı.
Üzgünüm, sokaktan yeni geldim, sokaklar se-
çimler nedeniyle flamalar, konfeti artıklarıyla do-
luydu. Yoksulluk karanlığın içinden, köşeden ba-
kıyordu.
Toplanacak çöpler bile yoksullaşmıştı.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
ŞİDDETİ PROTESTO EDECEKLER
Hekimlerden
maskeli eylem
SİBEL BAHÇETEPE
Hekime yönelik şiddet durmuyor. Geçen yõldan
bu yana toplam 18 hekim, hasta yakõnlarõ ve has-
tane yönetiminin şiddetine maruz kaldõğõ gerekçe-
siyle İstanbul Tabip Odasõ’na (İTO) başvuru yap-
tõ. Başvuruda bulunmayan sağlõk çalõşanlarõnõn da
bulunduğu belirtilerek sayõnõn daha yüksek olduğu
ifade edildi. Hekimler, sorunlarõna dikkat çekmek
amacõyla bugün maskeleriyle çalõşacak.
Hekimlere yönelik şiddet olaylarõnõn son yõllar-
da artmasõ “AKP iktidarı ile birlikte sağlık hiz-
metlerinin ticarileştirilmesi ve sağlık hizmetle-
rinin alınıp satılabilen bir meta haline getirile-
rek sağlık ortamında yeterli güven ortamının
kalmaması” olarak değerlendirildi.
TTB Merkez Konseyi Başkanõ Prof. Dr. Gen-
çay Gürsoy, şiddetin eğitim sisteminde, ailede,
sokakta ve devlet tarafõndan kamçõlandõğõnõ savu-
narak “Ergenekon ve Hrant Dink davalarında
da şunu gördük, Türkiye’de şiddet derin devlet
tarafından içselleştiriliyor” dedi. İTO Genel Se-
kreteri Dr. Hüseyin Demirdizen ise “Çalışma or-
tamındaki riskler, çalışma koşulları, süresi ve
mesleki hastalıklar gibi konulara dikkat çek-
mek için bugün tüm sağlık çalışanları olarak
‘maskelerimizle’ çalışacağız” diye konuştu.
Genel kurul kararõ olmadan ilahiyat ön lisans şerhinin kaldõrõlmasõ tartõşma yarattõ
YÖK ilahiyata çalõşõyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - YÖK Yürütme Ku-
rulu’nun yetkisi olmamasõna
karşõn 1998 yõlõndan beri uy-
gulanan ilahiyat ön lisans prog-
ramlarõndan mezun olanlarõn
Diyanet İşleri Başkanlõğõ dõ-
şõnda kamuda diplomalarõnõn
geçersiz olmasõna ilişkin şerhi
kaldõrmasõ, kurul üyeleri ara-
sõnda tartõşma yarattõ. YÖK
üyesi Prof. Dr. Engin Ataç, ka-
rarla birlikte ilahiyat ön lisans
programlarõndan mezun olan-
larõn kamuda çalõşabileceğini
belirterek “YÖK Yürütme
Kurulu’nun kararıyla bu-
nun yapılması bir usul hata-
sı. Çünkü yürütme kurulu-
nun yetkisi yok, genel kuru-
lun yetkisi var” dedi.
YÖK Yürütme Kurulu’nun
15 Ocak 2009’da aldõğõ karar-
la ilahiyat ön lisans progra-
mõndan mezun olanlara Diya-
net İşleri Başkanlõğõ dõşõnda
diplomalarõnõn geçersiz olma-
sõna ilişkin şerh kaldõrõlmõştõ.
1998 yõlõnda Diyanet İşleri
Başkanlõğõ’nõn talebi üzerine
Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi bünyesinde başlatõlan
2 yõllõk ilahiyat ön lisans prog-
ramlarõndan mezun olanlarõn
diplomalarõ böylece tüm ka-
muda geçerli sayõlabilecek.
YÖK Yürütme Kurulu’nun söz
konusu kararõ YÖK üyeleri
arasõnda da tartõşma yarattõ.
Diyanet için başlamıştı
Karara karşõ çõkan YÖK üye-
si Prof. Dr. Engin Ataç,
YÖK’ün 2 yõllõk ilahiyat ön li-
sans programõna 1998 yõlõnda
yalnõzca Diyanet İşleri Baş-
kanlõğõ’nda görevli olan kişilere
yönelik eğitimli din adamõ ye-
tiştirilmesi amacõyla başlattõğõnõ
kaydetti.
İlahiyat ön linans progra-
mõnõn Anadolu Üniversitesi
Rektörü olduğu dönemde ken-
disine önerildiğini belirten Prof.
Ataç, “Anadolu Üniversitesi
bünyesinde bir ilahiyat fa-
kültesi bulunmadığı için söz
konusu öneriyi gerçekleşti-
remedik. Bunun üzerine de
Ankara Üniversitesi önerildi.
O dönemde Ankara Üniver-
sitesi İlahiyat Fakültesi’nin
dekanı şu anki Devlet Baka-
nı Mustafa Said Yazõcõoğ-
lu’ydu” diye konuştu.
İlahiyat ön lisans progra-
mõyla ilgili olarak bütün bi-
limsel sorumluluğu Ankara İla-
hiyat Fakültesi’nin aldõğõnõ be-
lirten Ataç, söz konusu prog-
ramdan mezun olanlarõn dip-
lomalarõna Diyanet İşleri Baş-
kanlõğõ dõşõnda geçersiz olma-
sõna ilişkin bir şerhin 1998 yõ-
lõnda kabul edildiğini kaydetti.
‘Danıştay’a
başvurmuştuk’
2000 yõlõna kadar 2 yõllõk ila-
hiyat ön lisans programõna yal-
nõzca Diyanet İşleri Başkanlõ-
ğõ’ndan gelen kişilerin kabul
edildiğini ve nitelikli din ada-
mõ yetiştirildiğini ifade eden
Ataç, 2000’den sonra bu prog-
ramlara Öğrenci Seçme ve Yer-
leştirme Merkezi (ÖSYM) ta-
rafõndan da öğrenci alõnmaya
başlandõğõnõ dile getirdi.
ÖSYM tarafõndan da öğrenci
alõnmasõna karşõn şerh uygula-
masõna devam edildiğini belir-
ten Ataç, daha sonra konu hak-
kõnda idare mahkemesinde şer-
hin kaldõrõlmasõna yönelik da-
va açõldõğõnõ ve mahkemenin
şerhi kaldõrdõğõnõ kaydetti. Bu-
nun üzerine şerhin devam et-
mesi için Danõştay’a başvur-
duklarõnõ belirten Prof. Ataç,
şunlarõ söyledi:
“Danıştay şerh uygulama-
sının devam etmesi konusun-
da karar aldı. Kararda, prog-
ramın bir yüksek eğitim ver-
mek amacıyla değil, tama-
men ön lisans programıyla ni-
telikli din adamı yetiştirmek
için kurulduğu belirtildi. İla-
hiyat ön lisans programında
yetişen kişilerin de Diyanet İş-
leri Başkanlığı’nda görev yap-
maları ve gelecekte burada is-
tihdam edilecek kişilerin de
bu kişiler arasından seçilme-
si söz konusu olduğu için şer-
hin devam etmesi konusunda
karar alındı.”
‘Kamuda çalışabilecekler’
YÖK Yürütme Kurulu’nun
ocak ayõnda şerhi kaldõrdõğõnõ
anõmsatan Ataç, söz konusu
kararõn YÖK Yürütme Kurulu
değil, YÖK Genel Kurulu ta-
rafõndan alõnmasõ gerektiğini
kaydetti. Şerhi kaldõrma yetki-
sinin genel kurulda bulunma-
sõna karşõn YÖK Yürütme Ku-
rulu tarafõndan alõnan kararõ
eleştiren Ataç, “İki yıllık ila-
hiyat ön lisans programla-
rından mezun olan herkes
bu kararla birlikte diploma-
larını kamuda rahatlıkla kul-
lanabilecek, kamuda rahat-
lıkla çalışabilecek” dedi.
77 Mayısı
anıtlaştı
İZMİR
(Cumhuriyet Ege
Bürosu) - 1 Mayõs
1977’de İstanbul
Taksim Meydanõ’nda
katledilen 34
yurttaşõn anõsõna,
Karşõyaka Belediyesi
tarafõndan yaptõrõlan
1 Mayõs Emek Anõtõ
düzenlenen törenle
açõldõ. Törene
Karşõyaka Belediye
Başkanõ Cevat Durak,
CHP Karşõyaka İlçe
Başkanõ Ertam Özen,
Bayraklõ CHP İlçe
Başkanõ Ali Sami
Doğrukul, Genel İş
Sendikasõ Genel
Sekreteri Kâni Beko,
sivil toplum örgütü
üyeleri ve çok sayõda
işçi katõldõ.
Cumhuriyet ve
Kart’a dava
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - TRT,
“kurumun tüzel
kişiliğine saldõrõ
niteliği taşõyan
açõklamalarda
bulunduğu” iddiasõyla
CHP Konya
Milletvekili Atilla
Kart aleyhinde 10 bin
TL, Kart’õn
açõklamalarõnõ
haberleştiren
gazetemiz aleyhinde
de 5 bin TL’lik
manevi tazminat
davasõ açtõ. TRT’den
yapõlan yazõlõ
açõklamada, “TRT’ye
4 milyon TL üzerinde
enerji tasarrufu
sağlayan ihale için
yanlõş bilgiler
verildiği iddia edildi.
Atasagun için
suç duyurusu
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - İşçi Partisi
(İP), eski MİT
Müsteşarõ Şenkal
Atasagun hakkõnda,
“Ergenekon
şemasõ”nõ
düzenleyerek suç
işlediği iddiasõyla
Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na suç
duyurusunda
bulundu. Dilekçede,
Şenkal Atasagun’un,
“kamu görevini
kötüye kullanmak”,
“Türk Silahlõ
Kuvvetleri’ni alenen
aşağõlamak” ve
“iftira” suçlarõndan
cezalandõrõlmasõ talep
edildi.
Çömez’den
iddialar
Haber Merkezi -
Ergenekon
soruşturmasõnõn
7’inci dalgasõnda
hakkõnda yakalama
kararõ çõkartõlan eski
AKP Balõkesir
Milletvekili Turan
Çömez, polislerin
tutumunu eleştirdi.
Çömez, halen
bulunduğu
İngiltere’de Fox
Haber’e yaptõğõ
açõklamada, “Sabahõn
altõsõnda bir kadõn ve
iki çocuğun yaşadõğõ
eve 20-25 polis
baskõn düzenliyor.
Çocuklarõmõn
üzerinde, kollarõnda
‘Ergenekon’
dövmeleri arõyorlar.
Sonra da belge
aramõşlar. Bunlar çok
üzücü olaylar.
Ailemle sürekli irtibat
halindeyim. Kendileri
bu olaylardan sonra
depresif bir durum
içinde” dedi.
Karara karşõ çõkan YÖK üyesi Prof. Dr. Engin Ataç, “YÖK Yürütme
Kurulu’nun kararõyla bunun yapõlmasõ bir usul hatasõ. Çünkü yürütme kurulunun
yetkisi yok” dedi. Ataç, söz konusu kararõn YÖK Yürütme Kurulu değil, YÖK
Genel Kurulu tarafõndan alõnmasõ gerektiğini kaydetti.
DOKTORLAR YÖK’E TEPKİLİ
Kontenjan ekti
rotasyon biçiyor
YÖK’ün sayõlarõ ve kontenjanlarõnõ
arttõrdõğõ tõp fakültelerinde öğretim üyesi
yetersizliği yaşanõnca rotasyon başlatmasõ
sõkõntõ yarattõ.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) -
YÖK’ün tõp eğitimi ve-
ren fakülte sayõsõnõ ve
kontenjanlarõ arttõrma-
sõyla birlikte bazõ fakül-
telerde öğretim üyesi ye-
tersizliği ortaya çõkõnca
rotasyon (mecburi hiz-
met) uygulamasõnõ baş-
latmasõ tabip odalarõnõn
tepkisini çekti. Ankara
Tabip Odasõ (ATO) Baş-
kanõ Prof. Dr. Güliz Er-
söz rotasyon kapsamõn-
da hazõrlanan listede ba-
zõ yanlõşlõklar bulundu-
ğunu belirtirken, İstan-
bul Tabip Odasõ (İTO)
Başkanõ Dr. Özdemir
Aktan, rotasyonun sür-
gün aracõ olarak kulla-
nõlabileceğini vurgula-
dõ.
YÖK’ün, kontenjan-
larõnõ ve sayõlarõnõ art-
tõrdõğõ tõp fakültelerinden
13’ünde öğretim üyesi
eksikliği yaşanõnca
2009-2010 akademik yõ-
lõ için en az 1 yõl sürey-
le rotasyon uygulamasõ
başlatmasõ, başta tabip
odalarõ olmak üzere tõp
fakültelerinin tepkisini
çekti. Rotasyon kapsa-
mõnda hazõrlanan liste-
lerde bazõ yanlõşlõklar
bulunduğu belirtilirken,
listede adõ olmasõna kar-
şõn yeni görev yerine
gitmeyen öğretim üye-
leri istifa etmiş sayõla-
cak. YÖK 2008-2009
akademik yõlõnda tõp fa-
kültelerinin sayõlarõnõ
49’dan 66’ya, fakülte
kontenjanlarõnõ ise 4 bin
980’den 6 bin 492’ye
yükseltmişti.
‘Sürgün aracı ola-
rak kullanılabilir’
İTO Başkanõ Dr. Ak-
tan, hekimlerin tõp fa-
kültesini bitirince uz-
manlõk eğitimini ta-
mamladõğõnda ve her-
hangi bir yan dal eğitimi
yaptõğõnda sürekli olarak
zorunlu hizmete gittiği-
ni belirtti. Son uygula-
mada rotasyona gönde-
rilenlerin istenmeyen in-
sanlar arasõndan seçildi-
ğine dikkat çeken Aktan,
“Rotasyon bir sürgün
aracı olarak kullanı-
labilir. Dekanın ya da
rektörün istemediği bi-
risini göndermesi olası.
Çünkü ortada bir kri-
ter yok” diye konuştu.
ATO Başkanõ Ersöz,
rotasyon nedeniyle öğ-
retim üyelerinin çok şaş-
kõn, memnuniyetsiz ve
rahatsõz olduklarõnõ kay-
detti. Rotasyon kapsa-
mõnda oluşturulan liste-
nin iyi yapõlmõş bir ça-
lõşma olmadõğõnõ belirten
Ersöz, “Mesela bir ana-
bilim dalından 5 öğre-
tim üyesi birden talep
ediliyor. Bir yerden ço-
cuk enfeksiyoncusu is-
tenmiş ama zaten ora-
da bu kadroda biri
yok” diye konuştu.
Yurttaşlık görevimi yaptım
Ergenekon davasõnõn 59. duruşmasõnda tutuklu sanõk “özel büro istihbarat
grubu” adlõ mail grubunun kurucusu Erkut Ersoy savunmasõnõ yaptõ
HATİCE TUNCER
HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnda tutuklu
sanõk “özel büro istihbarat gru-
bu” adlõ mail grubunun kurucusu
Erkut Ersoy, savunmasõnda in-
ternet üzerinde yõkõcõ ve bölücü
gruplar hakkõnda topladõğõ bilgi-
leri devlet kurumlarõna vererek
yurttaşlõk görevini yerine getirdi-
ğini söyledi. İşçi Partisi Genel Baş-
kanõ Doğu Perinçek ve diğer
partililerin tahliyesini isteyen avu-
kat Mehmet Cengiz, mahkeme
heyetine “Omuzlarınızın üze-
rinden seçimlere müdahale edil-
mesine daha fazla izin verme-
yiniz” şeklinde seslendi. İstanbul
13. Ağõr Ceza Mahkemesi tara-
fõndan Silivri Cezaevi Kampu-
su’nda görülen davanõn 59. du-
ruşmasõnda Ersoy’un çarpraz sor-
gusu yapõldõ.
‘Zihnim kontrol altında’
Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel,
Ersoy’a ifadelerine dayanarak
“Zihniniz nasıl kontrol ediliyor,
ne yaptılar size” diye sordu. Er-
soy, “Benim algılamama göre,
yabancı bir servis Türkiye’de-
ki elemanları aracılığıyla yap-
tı. Türkiye’de bu konuda birçok
mağdurla konuştum. Zihin
kontrolü konusu belli bir servis
tarafından uygulandığı halde
maalesef gizleniyor. Bu konuda
savcılığa yapılan başvurular
da bu nedenle ciddiye alınmı-
yor. Savcılığa müracaatta bu-
lundum. Ama takipsizlik kararı
verildi” dedi.
İBDA-C lideri Salih Mirza-
beyoğlu’nun da zihninin kontrol
altõna alõndõğõnõ iddia ettiğini
anõmsatan Ersoy, 24 saat gözlem
altõnda tutulduğunu öne sürerek
savcõ Pekgüzel “Buna inanıyor
musunuz” diye sordu.
Ersoy, soru üzerine ATO Baş-
kanõ Sinan Aygün ve Türk Me-
tal-Sen’in numaralarõnõ üye ol-
duğu bir mail grubundan aldõğõ-
nõ ancak aramadõğõnõ söyledi.
Erkut Ersoy, kendisine “pa-
ronoit psikoz” tanõsõ konuldu-
ğunu, cezaevi koşullarõnda te-
davisinin yapõlmadõğõnõ belirte-
rek tahliyesini talep etti. Mah-
keme Ersoy’un cezai ehliyetinin
olup olmadõğõnõn belirlenmesi
için Adli Tõp Kurumu’na gön-
derilmesine karar verdi.
CUMHURİYET YAZINCA FARK ETTİ
YÖK alan adõndaki
protestoyu kaldõrdõ
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - YÖK,
“yok.gov.tr” adlõ resmi in-
ternet sitesindeki alan adõ ka-
yõtlarõnõn kõrõlarak adres bil-
gilerinin yer aldõğõ bölüme
“ÖSS’yi protesto ediyoruz”
notunu gazetemiz haber ya-
põnca fark etti. YÖK söz ko-
nusu protesto ifadesini kaldõ-
rarak, yerine adres bilgilerini
koydu.
YÖK, resmi internet site-
sinin alan adõ kayõtlarõ üze-
rinden 2 yõldõr yapõlan ÖSS
protestosunu düzeltti. Bir hac-
ker grubu tarafõndan YÖK’ün
alan adõ kayõtlarõnda adres
bölümündeki adres bilgileri
silinerek “ÖSS’yi protesto
ediyoruz” notu bõrakõlmõştõ.
İlginç ÖSS protestosuna
ilişkin haberin ardõndan
YÖK yetkilileri durumu fark
ederek önceki gün itibarõyla
protesto notunu kayõtlardan
kaldõrdõ.
YÖK, protesto notu yerine
Bilgi İşlem Dairesi’nin
“YÖK Bilgi İşlem Dairesi
06539 Bilkent Ankara” olan
adres bilgilerini koydu.
RUM ORTODOKS KİLİSESİ VAKFI DAVASI
AİHM’den Türkiye’ye
105 bin Avro ceza
STRASBOURG (AA) -
Avrupa İnsan Haklarõ Mah-
kemesi (AİHM), Bozcaada
Kimisis Teodoku Rum Or-
todoks Kilisesi Vakfõ’nõn
açtõğõ davada Türkiye’yi
haksõz buldu.
Avrupa İnsan Haklarõ Söz-
leşmesi’nin (AİHS) mal ve
mülkiyetin korunmasõyla il-
gili 1. protokolünün 1. mad-
desinin ihlal edildiği görü-
şüne varan AİHM, Türki-
ye’nin mahkeme masrafõ da-
hil 105 bin Avro ödemesini
kararlaştõrdõ.
AİHM, “Türk mahkeme-
lerinin, vakfın sahibi olduğu
taşınmazı kendi ismiyle tapu
kaydına geçirme talebini
reddettiği gerekçesiyle ihlal
kararına vardığını” bildir-
di. AİHS’nin adil yargõlan-
mayla ilgili 6., din ve vicdan
özgürlüğüyle ilgili 9., ayrõm-
cõlõğõn yasaklanmasõyla ilgili
14. ve etkili başvuru hakkõyla
ilgili 13. maddelerinden yapõ-
lan başvurular ise incelemeye
gerek görülmedi.
Türkiye’nin kararõ temyiz et-
me hakkõ bulunuyor.
Manisa’da, restore edilen Yakup Ağa
Subyan Mektebi’nin açılışında protokol
skandalı yaşandı. AKP Manisa Millet-
vekili Bülent Arınç, Vali Celalettin Güvenç ve Belediye Başkanı Bülent Kar’ın da olduğu
açılışta, çevresinin “şeyh” diye hitap ettiği sarıklı cüppeli bir kişi protokolün ön sırasında
yer aldı. Adının Mehmet Salih olduğu öğrenilen sarıklı cüppeli kişi, konuşmalar öncesinde
protokolün ön sırasına otururken, gazetecilerin görüntü alması üzerine yüzünü gizlemeye
çalıştı. Salih, olayı fark eden Arınç’ın korumaları tarafından yerinden kaldırıldı. Ancak kı-
sa süre sonra protokolün ikinci sırasına yerleştirilirken AKP’li İl Genel Meclisi Üyesi Hay-
rullah Solmaz’ın, Salih’i teselli ettiği gözlendi. Solmaz, “Mehmet Salih ağabeyimizi çok se-
ver ve sayarız. Kendisi Manisa’nın ve bu mahallenin ileri gelenlerindendir” dedi.
Şeyh protokole girdi