Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
4 MART 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Şeyhler Umut Oldu...
Türklerin yüzde yetmişi kitap okumuyor... Türk-
lerin yüzde yetmişi kadınların çalışması için
erkeklerden izin alması gerektiğini düşünüyor...
Türklerin yüzde ellisi kadınların kamusal alanda
“sıkmabaşlı” olmasının Müslümanlığın gereği
olduğuna inanıyor... Araştırmayı Konda yapmış.
Kimin için? The Guardian gazetesi için.
Peki Türklerin yüzde kaçı her gün yıkanıyor,
dişlerini fırçalıyor, parfüm, deodoran kullanıyor?
Bilinmiyor?
Bunun için araştırma yaptırmaya gerek yok...
Binin bir belediye otobüsüne yeter!
Türkiye’nin nufusu 70 milyonu aştı... Türkiye’de
ulusal gazetelerin toplam satışı beş milyonu geç-
miyor.
29 Mart yerel seçimlerine kaç gün kaldı?
25 gün!
İmamlar telaşta!
İzmir ve Diyarbakır’ı almak isteyen Tayyip
Bey’in “seçim düşü” gerçekleşmeyecek...
Diyarbakır’da DTP, İzmir’de CHP büyük ola-
sılıkla belediye başkanlığı seçimlerini alacak.
Murat Karayalçın’ın Ankara’yı alması sürpriz
olmayacak.
MHP adayı Mansur Yavaş, Gökçek’e giden
partisinin ödünç oylarını bu kez alacak. Anka-
ra’nın ikinci büyük ilçesi Keçiören seçmeni Gök-
çek’e darbe indirecek.
Konda araştırmasına göre Türk erkeği kitap
okumuyor, yabancı düşmanlığı yapıyor, kadı-
nın izin alarak çalışmasını istiyor.
Bir de başına “sıkmabaş” kadının.
Demokrasi, özgürlük faso-fiso!
Miting alanlarında kükreyen Tayyip Bey’in, De-
niz Bey’in “gel televizyonda tartışalım” önerisine
verdiği yanıt ne:
“Miting alanlarına gel!”
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir
şey yok!
Liderler seçim öncesi televizyonlarda tartı-
şırlar, projelerini anlatırlar, kamuoyu da ona
göre parti tercihini yapar.
Çünkü o toplumlar sözlü kültürden yazılı kül-
türe geçmişlerdir.
Orada insanların yurttaşlık bilinci gelişmiştir.
AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’de “sadaka top-
lumu” yaratıldı.
Yoksulluk ve yolsuzluk arttı.
Tarikat şeyhleri umut oldu...
Bakın “Kürt Sorunu”nun çözümü bile Fethul-
lah Gülen’e havale edildi.
Sosyal demokratlar ve sosyalistler kaç parça
bugün?
Sendikal hak ve özgürlükleri “çağdışı” olarak
gören bizim liberal tosuncukların, Almanya De-
niz Feneri soygununda sesleri solukları çıkmıyor.
Tek satır yazan gördünüz mü?
Yolsuzlukların üzerine giden gazetelere akıl
almaz yaptırımlar uygulanıyor.
Özgür basın susturulmak isteniyor.
Medya üzerinde böyle bir baskıyı ne Bülent
Ecevit, ne Süleyman Demirel, ne Turgut Özal,
ne Tansu Çiller ne de Mesut Yılmaz kurdu.
AKP iktidarı yerel seçimler öncesi, hükümetle
kavga eden, karşı çıkan yerel yönetimlerin “avu-
cunu yalamasını” istiyor açık açık. Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahin bunu Alanya’da dillendirdi.
Hükümetle barışık, uyumlu belediye başkanla-
rı istiyor...
Dediği şu:
“Muhalif belediye başkanlarına zırnık yok!”
Melih Gökçek de Murat Karayalçın’a şöyle
demişti:
“İktidarda biz varız, projeler için nereden para
bulacaksınız?”
Kitap, gazete okumayan, tiyatroya, sinema-
ya gitmeyen toplumlar çürümeye yüz tutar!
Kendilerini solcu ya da sosyalist olarak tanımla-
yanların birlikteliğini, halkla, emekçi kesimlerle bu-
luşmalarının gerekli olduğunu vurguluyorum hep.
Birliktelik ve buluşma sancılı geçebilir ama
gerçekleşir.
O zaman yaşamımız bir başka güzel olur inanın!
El altından halka verilen paralar, gıda torba-
ları, kömür, buzdolabı, çamaşır makinesi...
Güneydoğu’da Hizbullah’a açtırılan “Kuran
okuma odaları”, Alevilere “bize oy verin” top-
lantıları.
Türk erkeği kitap, gazete okumuyor, yaban-
cı düşmanlığı yapıyor, kadınların başlarına “sık-
mabaş” geçiriyor.
Son model, pahalı otomobillerinin pencere-
sinden boş meşrubat kutularını atan sürücüler,
yerlere balgam atanlar, evlerinin balkonlarında
tavuk besleyenler.
Apronda deve kesenler...
İmam Devleti buna denir işte!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Maliye’de dikkat
çeken izin kararı
Haber Merkezi-
Maliye Bakanlõğõ’na
bağlõ Gelir İdaresi
Başkanõ Mehmet Akif
Ulusoy’un görevinden
ayrõlacağõ ileri sürüldü.
Ulusoy’un bugün
itibariyle izne ayrõldõğõ
ve izin bitişinde
görevinden ayrõlacağõ
belirtildi. Doğan Yayõn
Holding’e 826 milyon
TL’lik vergi cezasõnõn
ardõndan, tartõşmalõ bir
şekilde gündeme gelen
Ulusoy, 2007 yõlõnda
göreve başlamõştõ.
Ulusoy ile Doğan Yayõn
Başkan Yardõmcõsõ Soner
Gedik arasõndaki telefon
görüşmesi internet
sitelerinde yayõmlanmõştõ.
Gedik, gruba yönelik
vergi incelemesi
sõrasõnda yapõlan hatalarõ
görüşmek üzere Maliye
Bakanõ Kemal
Unakõtan’õn
yönlendirmesi üzerine
Ulusoy’la konuştuklarõnõ
açõklamõştõ.
Akaryakıt
kaçakçılığı
ALİAĞA (AA) -
İzmir’in Aliağa ilçesinde
akaryakõt kaçakçõlarõna
yönelik operasyonda, 30
kişi gözaltõna alõndõ.
Alõnan bilgiye göre,
İzmir Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn
talimatõnõn ardõndan
İzmir İl Jandarma Alay
Komutanlõğõ ekiplerince
“Ulusal Marker” adlõ
maddeyi ele geçiren ve
bunu kaçak akaryakõta
karõştõrarak piyasaya
sürdüğü iddia edilenlere
yönelik operasyon
düzenlendi.
Operasyonda, 30 kişi
gözaltõna alõndõ. 1 adet
Kalaşnikof marka silah, 1
adet tabanca ile çok
sayõda bilgisayar ele
geçirildi. Jandarmadaki
işlemleri tamamlanan
zanlõlar, geniş güvenlik
önlemleri altõnda Aliağa
Adliyesi’ne sevk edildi.
61 kişi
gözaltına alındı
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - İzmir
Emniyet Müdürlüğü
Kaçakçõlõk ve Organize
Suçlarla Mücadele
Şubesi ekipleri, özel
yetkili Cumhuriyet
Savcõsõ Murat Gök’ün
talimatõyla, dün sabah
saatlerinde Konak
Belediyesi’ne operasyon
düzenledi. Operasyonun,
“belediyede rüşvet
almadan ruhsat
verilmediği” yönündeki
ihbar mektuplarõnõn
dikkate alõnmasõ ve 8
aylõk teknik izlemenin
ardõndan
gerçekleştirildiği
belirtildi. Operasyonda,
1’i encümen üyesi, 8’i
belediye memuru, 5’i
itfaiye görevlisi, 3’ü
zabõta memuru, 44’ü ise
iş takipçisi ve işyeri
sahibi olmak üzere
toplam 61 kişi gözaltõna
alõndõ. 5 kişinin ise
arandõğõ kaydedildi.
Konak Belediye Başkanõ
Muzaffer Tunçağ, “Bir
şey varsa hesabõ
verilmeli” derken,
hizmetlerde aksama
yaşanmayacağõnõ da
bildirdi.
Yargıtay’da
seçim
ANKARA (AA) -
Yargõtay Büyük Genel
Kurulu’nca, Yargõtay 8.
Hukuk Dairesi
Başkanlõğõ’na aynõ daire
üyesi Ahmet Şükrü
Seçkin seçildi. Seçkin,
1970’de hukuk
fakültesinden mezun
olduktan sonra Çankõrõ
hâkim adayõ olarak
mesleğe başladõ.
Sõrasõyla Gercüş, Kargõ,
Terme, Kuşadasõ
hâkimliği, Adalet
Müfettişliği, Adalet
Başmüfettişliği ve Adalet
Bakanlõğõ Teftiş Kurulu
Başkanlõğõ görevlerinde
bulunan Seçkin, evli ve
bir çocuk babasõ.
CHP lideri Baykal, ‘Erdoğan’a verdiğim yanõtlarla Başbakan olduğunu hatõrlattõm’ dedi
‘Üslupayarõyaptõm’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn üslubun-
dan çeşitli örnekler verirken
“Bu üsluba -ben demiyo-
rum, diyen der- maganda üs-
lubu demekten doğal ne ola-
bilir. Ona buna sataşıyor,
ben de Başbakan’a bir üslup
ayarlaması yapma ihtiyacını
hissettim” açõklamasõnõ yaptõ.
CHP’nin Ankara belediye
başkan adayõ Murat Kara-
yalçın da dünkü grup toplantõ-
sõna katõldõ. CHP lideri Baykal,
grup konuşmasõna Karayal-
çõn’õ selamlayarak başlarken
“Başarılı bir kampanya gö-
türülüyor. Yürekten kutlu-
yorum. Ankara’ya bir umut
ışığı yaktı” dedi.
Baykal’õn grup toplantõsõnda
yaptõğõ açõklamalar ana baş-
lõklarõyla şöyle:
Çay parası bile veresiye:
Yaşanan sürecin bize teğet ge-
çecek, en dip noktasõna ulaşmõş,
artõk düzelmeye başlamõş olan
bir geçici sõkõntõ dönemi olma-
dõğõ, tersine giderek derinleşen
bir ekonomik kriz tablosuyla
karşõ karşõya olduğumuz açõk-
ça anlaşõlmõştõr. İhracatõmõzõn
üçte biri kayboldu gitti. Gü-
neydoğu’ya giden milletvekili
arkadaşlarõmdan raporlar al-
dõm, millet artõk çay parasõnõ ve-
resiye yazdõrõyor. Diyarbakõr
organize sanayi bölgesinde fab-
rikalarõn yarõsõ kapanmõştõr.
Başbakan hır çıkarmak is-
tiyor: Başbakan, “Bildikleri
çözüm varsa, söylesinler, söy-
lerler de uygulamazsam, si-
yasi hayatımı noktalarım”
dedi. Söyleniş tarzõnda bir ga-
rabet var. Sana siyaseti bõrak di-
yen yok, tedbir al, diyoruz.
Tedbiri dinlemekle meşgul de-
ğil, meydan okumak, kavga çõ-
karmak, hõr çõkarmak... Garabeti
görmezlikten geldik; öğren de
gel, IMF’ye sor, demedik. Tür-
kiye yanõyor diye uygulanabi-
lir 7 çare söyledik. Bir baktõk,
Başbakan üslubunu bozdu, asa-
bi bir şekilde çok yakõşõksõz bir
üslupla bu yaklaşõmõmõza cevap
vermeye çalõştõ.
Üslup ayarlaması yaptım:
Ona buna satõşõyor. Bunun üze-
rine ben de Başbakan’a bir üs-
lup ayarlamasõ yapma ihtiyacõ-
nõ hissettim, üslubuna yönelik
bir değerlendirme yaptõm. Baş-
bakan bundan telaşlandõ, “Laf-
larım var ama şimdi söyle-
meyi uygun görmüyorum”
dedi. Çok memnun oldum, böy-
lece Başbakan olduğunu hatõr-
lamõş oldu. Başbakan’õn üslu-
bunun farklõ olmasõ gerektiği-
ni öğretmiş olduk. Başbakan,
bize çok saygõsõz, içindeki nef-
reti, kõzgõnlõğõ yansõtan bir an-
layõşla hakaretamiz bir şekilde
cevap vermeye kalkõştõ. Saygõ
görmek istiyorsan, saygõ gös-
tereceksin. Başbakan’a ma-
ganda üslubu yakõşmõyor, de-
dik. Ben şahsiyetiyle, kişili-
ğiyle ilgili bir değerlendirme
yapmadõm ama hareketiyle,
sözleriyle, üslubuyla ilgili bir
değerlendirme yapõyorum, ya-
pacağõm. Bir iş yaptõ mõ, ceva-
bõnõ alõr.
4 kez mahkemeye verdi:
Başbakan beni 4 defa mahke-
meye verdi, bu 5. dördünü de
mahkeme reddetti. Başbakan
yalan söylüyor, dedim. Dava aç-
tõ, mahkeme reddetti. Onu ge-
rekli kõlan bir ortamdõ çünkü.
Sonra, sahtekârlõk yapõyor, de-
dim, gene verdi, mahkeme bir
şey yok, dedi. Bizim hakkõ-
mõzda neler söyledi, bir gün
Erdoğan’õn çözüm önerilerini dinlemek yerine kavga çõkarmayõ tercih ettiğini
söyleyen Baykal, ‘‘Ona buna satõşõyor. Bunun üzerine ben de Başbakan’a bir üslup
ayarlamasõ yapma ihtiyacõnõ hissettim, üslubuna yönelik bir değerlendirme yaptõm.
Başbakan bundan telaşlandõ, laflarõm var ama şimdi söylemeyi uygun görmüyorum,
dedi. Çok memnun oldum, böylece Başbakan olduğunu hatõrlamõş oldu’’ dedi.
mahkemeye gitmedim. Bizim
anlayõşõmõza göre kendine gü-
venenler kamuoyunun takdirine
saygõ duyarlar. Başbakan’õn bir
üslup tartõşmasõ açmasõ de-
mokrasimiz açõsõndan yararlõdõr.
Umarõm bundan sonra üslubu-
na daha dikkat etme ihtiyacõnõ
hisseder, bu yaklaşõmõmõz ona
bir ders olur, daha nazik, daha
başbakanlõğa yakõşan bir üslu-
bun içine girer.
Cumhuriyet dikkat çekti:
Cumhuriyet gazetesi, basõn öz-
gürlüğüne karşõ baskõlara dikkati
çekmek için 4 sayfa bembeyaz
çõktõ. Bu ilk kez oluyor. Eko-
nomide ilk kez başbakanlõğõn
önünde intihar girişimleri olu-
yor, bir önemli gazetemiz ka-
muoyunun dikkatini çekme ih-
tiyacõ hissediyor. Biz; Türki-
ye’de demokrasi artõk bildiğimiz
demokrasi olmaktan çõkõyor,
Türkiye 7 yõl öncesinden daha
demokrat değildir, basõnõmõz 7
yõl öncesinden daha özgür de-
ğildir, yargõ organlarõmõz 7 yõl
öncesinden daha tarafsõz, ba-
ğõmsõz değildir, savcõlarõmõz
daha bağõmsõz değildir, diye
feryat ediyoruz. Basõn özgürlü-
ğüne karşõ saldõrõlara tepki gös-
termek sadece gazetecilerin de-
ğil, hepimizin görevidir.
TAZMİNAT DAVASI
Yargıya asitli gözdağı
YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu’na gönderilen zarftan asit çõktõ. Yargõda kilit
noktalarda görev yapan üç yargõca daha benzer zarflarõn gönderildiği belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargõçlar ve Sav-
cõlar Birliği (YARSAV) Baş-
kanõ Ömer Faruk Emina-
ğaoğlu, kendisine gönderilen
zarftaki maddenin asit oldu-
ğunun belirlenmesi, mek-
tupta hakaret ve tehdit un-
surlarõ bulunmasõ nedeniyle
Ankara Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ’na suç duyurusunda
bulundu.
YARSAV Başkanõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu’nun Yar-
gõtay’da basõn toplantõsõ dü-
zenlediği 12 Ocak tarihinde
gönderilen zarfõn içinden çõ-
kan maddenin Refik Say-
dam Hõfzõssõhha Merkezi
Başkanlõğõ’ndaki incelemesi
tamamlandõ. 11 Şubat tarih-
li raporda, “Numunede,
Kimyasal Silahların Ya-
saklanması Örgütü
(KSYÖ) listesindeki tehli-
keli kimyasallara rastlan-
mamakla birlikte, paraa-
minobenzoik asit maddesi
tespit edilmiştir” denildi.
Zarftan Eminağaoğlu’na yö-
nelik “Müslüman Türk mil-
letinin ayakları altında can
vereceksin” şeklinde hakaret
cümleleri içeren mektup ile
birlikte Yenişafak gazetesina
ait kupür de çõkmõştõ. Yeni-
şafak gazetesinde, Emina-
ğaoğlu’nun Ergenekon sav-
cõlarõna baskõ yaptõğõ ve gö-
revden alõnmalarõ için Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’na şikâyette bulun-
duğu iddiasõ yer almõştõ.
Yenişafak’a
suç duyurusu
Eminağaoğlu, ABD’nin
California eyaletinden A.O.
Özgür ismiyle postalandõğõ
anlaşõlan mektubun hakaret
ve tehdit unsurlarõ içermesi
ve zarftan asit çõkmasõ nede-
niyle Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na suç duyuru-
sunda bulundu. Eminağaoğ-
lu, mektup ve tahlil sonuçla-
rõnõ da suç duyurusu dilek-
çesiyle birlikte sundu. Emin-
ağaoğlu ayrõca Yenişafak ga-
zetesi hakkõnda da “iftira-
dan” suç duyuru dilekçesi
verdi.
Eminağaoğlu dõşõnda yar-
gõda kilit noktalarda görev
yapan 3 yargõca daha benzeri
zarflarõn gönderildiği belir-
lendi. Refik Saydam Hõf-
zõssõhha Eğitim ve Araştõrma
Hastenesi’nde incelenen to-
zun ilaç sanayiinde kullanõ-
lan bir tür asit tozu olduğu
belirlendi.
Fener
Baykal’dan
1 milyon TL
istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hakkõnda yolsuzluk iddialarõ bulunan
Deniz Feneri Yardõmlaşma ve Daya-
nõşma Derneği tarafõndan, “Alman-
ya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği ile
ilgili iddiaları kullanarak” tüzelkişi-
liğe saldõrõda bulunduklarõ iddiasõyla
CHP ile Genel Başkanõ Deniz Baykal
aleyhine 1 milyon TL’lik manevi taz-
minat davasõ açõldõ.
Dernek Genel Başkanõ Engin Yıl-
maz, davayõ açmadan önce Ankara
Adalet Sarayõ önünde gazetecilere yap-
tõğõ açõklamada, Türkiye’nin yanõ sõra
50 dolayõnda ülkede faaliyet göster-
diklerini, yardõmlarõnõn 2 buçuk milyon
kişiye ulaştõğõnõ anlattõ. “Böyle bir yar-
dım kuruluşunun, 6 aydır pervasız-
ca bir saldırıyla, karalama kam-
panyasıyla linç edilmek istendiği-
ni” savunan Yõlmaz, “Türkiye’nin
en önemli siyasi partilerinden biri
olan CHP ile Genel Başkanı Baykal,
sanki başka hiçbir rakibi yokmuş gi-
bi, Deniz Feneri’ni siyasi rakip ola-
rak görüp, seçim malzemesi yap-
makta. Dernek, sanki kalpazanmış,
kapkaççıymış, üçkâğıtçıymış gibi it-
ham edilmekte” diye konuştu.
Yõlmaz, çağrõ almamalarõna rağmen,
Alman basõnõndaki haberler üzerine,
2007 yõlõ Haziran ayõnda Almanya’ya
giderek yetkililere, Deniz Feneri
e.V’nin, derneklerinin şubesi olmadõ-
ğõnõ, kendilerine gelen 7 milyon Av-
ro’nun yardõm için kullanõldõğõnõ an-
lattõklarõnõ savundu. Türkiye’de de ko-
nuyla ilgili soruşturma yürütüldüğüne
işaret eden Yõlmaz, “Yargıya güve-
niyoruz” dedi. Yõlmaz, bir başka soru
üzerine de derneğe yardõmlarõn kõsmen
azaldõğõnõ bildirdi. Yõlmaz ile derneğin
Ankara Şube Başkanõ avukat Sinan Kı-
lıçkaya, daha sonra dilekçelerini ve-
rerek davayõ açtõlar.
İletişim uzmanõ Güngör’e göre, AKP lideri verdiği mesajõn sorgulanacağõ ortamlara girmek istemiyor
Erdoğan’õn medya korkusuMAHMUT LICALI
ANKARA - CHP lideri Deniz Bay-
kal’õn “Kendine güveniyorsan
televizyona çık. 70 milyonun önünde
konuşalım” diyerek Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õ TV’de tartõşmaya ça-
ğõrmasõ üzerine Erdoğan’õn katõldõğõ
mitinglerde “Meydan burada, bırak
televizyonu” demesi yeni bir tartõşma
başlattõ.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazife Güngör,
söz konusu tartõşmanõn hedef kitle kap-
samõnda değerlendirilmesi gerektiğini
belirtti. Miting meydanlarõnda bir ara-
ya gelen insanlarõn bir kitle oluşturdu-
ğunu ifade eden Prof. Güngör, burada-
ki kitlenin verilecek mesajlarõ ve yapõ-
lacak konuşmayõ aynen kabul etmeye
şartlandõğõnõ kaydetti. Kalabalõk içinde
insanlarõn kitle psikolojisiyle verilen me-
sajõ aynen kabul ettiğini ve mesajõ sor-
gulamadan coşkuyla karşõladõğõna dik-
kat çeken Güngör, “Kitle mesajı irde-
lemeden, sorgulamadan kabul eder.
Dolayısıyla miting meydanlarında
konuşmak siyasi liderler için çok da-
ha kolay ve daha memnuniyet verici
olur” diye konuştu. Meydanda yapõlan
konuşmanõn belli bir kitleye ulaştõğõnõ
belirten Güngör, siyasi parti liderleri için
meydanlarda konuşmanõn daha rahat ve
yandaş kitleye seslenildiği için tercih
edildiğini kaydetti.
Medya aracõlõğõyla yapõlan konuş-
malarda insanlarõn evlerinde tek başõna
ya da küçük bir grup halinde mesajõ sor-
guladõğõnõ ve değerlendirdiğini anlatan
Güngör, şunlarõ dile getirdi: “Medyadan
konuşmak siyasiler için çok daha id-
dialı bir durumdur. Meydanlarda
yapılanlar belli bir hedef kitleye ula-
şır, ama medya önünde yapılanlar bü-
tün kamuoyunda etki yaratır. Med-
yada yapılan daha kalıcıdır, çünkü
doğrudan kayıtlara geçer. Medyada-
ki tartışmalarda moderatör soru so-
racaktır ve konunun detayına gire-
cektir. Seçim meydanlarındaki ko-
nuşmalar ise tek yönlüdür. Medya
önünde konuştuğunda kendine soru-
lan soruları yanıtlamak zorunda. Bir
kişinin medya önünde konuşması
için kendisine güvenmesi gerekir.”
Meydan mitinglerinde başbakandan
muhtarlara kadar herkesin konuşabile-
ceğini belirten Güngör, televizyondaki
bir tartõşma programõnda konuşmanõn ise
belli bir entelektüel kapasite isteyen bir
durum olduğunu kaydetti. Meydanlarõn
örgütlü ortamlar olduğunu ifade eden
Güngör, siyasi parti liderlerinin yan-
daşlarõnõ topladõğõ alanlarda mitinglerin
yapõldõğõnõ ve yalnõzca yandaşlara ses-
lenildiğini kaydetti. Medya aracõlõğõyla
yapõlan bir konuşmada ise tüm halka ses-
lenildiğine işaret eden Güngör, Başba-
kan Erdoğan’õn “medya yerine mey-
danlara gel” çağrõsõnõn bir kaçõş olarak
nitelendirilebileceğini kaydetti. Gün-
gör, “Erdoğan TV’deki bir tartış-
madan kaçarak, topluma gerçekleri
söylemekten kaçıyor” dedi.
Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal arasõndaki ‘meydan mõ,
medya mõ’ tartõşmasõnõ yorumlayan Prof. Dr. Nazife Güngör, “Medya
önünde konuştuğunda kendine sorulan sorularõ yanõtlamak zorunda.
Meydanlarda yapõlan konuşmalarda böyle bir şey yok. Bir kişinin
medya önünde konuşmasõ için kendisine güvenmesi gerekir” dedi.
CHP’nin Ankara Belediye başkan adayı Murat Karayalçın da dünkü grup toplan-
tısına katıldı. Baykal, konuşmasına Karayalçın’ı selamlayarak başladı. (AA)