14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 MART 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Canımız, kardeşimiz Pakize ATEŞ’in aramızdan ayrılışının ikinci yılında mezarı başında sevgi ve özlemle anıyoruz. Dostları ve sevenleri adına KARDEŞLERİ Not: 05.03.2009 Perşembe, saat 11:00’de İzmir Narlıdere Belediyesi, Yukarıköy Mezarlığında anılacaktır. ANMA GENEL KURUL İLANI (UMDER) (Uğur Mumcu Mahallesi Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği) Yönetim Kurulumuz 03.04.2009 tarihinde toplanarak aşağõdaki gündem dahilinde olağanüstü genel kurulunun 21.03.2009 tarihinde saat 11.00’de Yunus Emre Cadde- si Yunus Emre İş Merkezi Gökkuşağõ Kafe Uğur Mum- cu Mahallesi Kartal İstanbul adresinde yapõlmasõna; ilk toplantõda çoğunluk sağlanamamasõ halinde 2. toplantõ- nõn aynõ yer ve saatte 28.03.2009 tarihinde yapõlmasõna oybirliği ile karar verilmiştir. GÜNDEM 1- Açõlõş, Atatürk ve Türk Devrimi Şehitleri İçin Saygõ Duruşu, 2- Divan Başkanlõğõ Seçimi, 3- Yönetim ve Denetim Kurulu Raporlarõnõn Okunmasõ, Müzakeresi ve Oylanmasõ, 4- Bilanço ve Gelir Gider Cetvellerinin Okunmasõ, Mü- zakeresi ve Oylanmasõ, 5- Yönetim ve Denetim Kurulunun Ayrõ Ayrõ İbrasõ, 6- Yönetim ve Denetim Kurulu’nun Seçimi, 7- Dilek, Temenniler ve Kapanõş. YÖNETİM KURULU K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K “Mitoloji ve Müzik” yõllar önce TRT için hazõrladõğõm bir program dizisinin başlõğõydõ. Bu yõl Boğaziçi Üniversitesi’nde aynõ başlõk altõnda bir ders vermeye koyuldum. İki de düş- sel dalõn birleştiği bu dersi hazõrlamak öyle- sine büyük bir keyif veriyor ki, okurlarõmla da paylaşmak istedim.Temelde müzik tarihinin za- man dizininde ve eski Yunan mitolojisinin õşõ- ğõnda yol alõyorum. Antik Yunan’dan başla- yarak, her dönemde bestecilerin mitolojik öyküleri nasõl işlediğine değiniyorum. Mito- loji sözcüğünün kökü mit (myth)- mitos’tan geliyor. Mitosun içindeki olaylar gerçekçi ol- masa da nice gerçek olaydan daha etkileyici. Mitoloji ise mitlerin toplamõ. Kuşaktan kuşa- ğa bir çeşit sözlü tarih halinde aktarõlan mit- ler, toplumlarõn temel kültürleri için bize ipu- cu veriyorlar. Doğal afetlerin eziciliği karşõ- sõnda güçsüz kalan insanoğlu, imgesinde do- ğaüstü güçler yaratmõş ve bunlara Tanrõsal ki- şilikler yakõştõrmõş; insanlarõn gündelik yaşa- mõndan aldõğõ örnekleri tanrõlarõn olağanüstü dünyasõna uyarlamõş. Örneğin tanrõlarõn kra- lõ Zeus akşamüstü bulutlarõ devşirmeye çõktõğõnda öfkeliy- se, şimşekler çaktõrõr, tufanlar yağdõrõr! İlkbaharda toprak ve- rimini geç vermekteyse tanrõça Gaea’ya kurbanlar kesilir, şen- likler düzenlenir. Öte yanda müzik sözcüğünün kökü de eski Yunan’a dayanmak- ta: Müz’ler (Muses veya Musalar) Zeus’un bellek tanrõçasõ Mne- mosyne ile geçirdiği dokuz gecenin sonucunda doğan esin perileri. Ör- neğin Klio: tarih, Erato: Lirik aşk şii- ri; Terpsikore: dans, gibi alanlarõn tem- silcileri. Hem esin yüklü olup, hem de bellekte kalma özelliğini barõndõrdõğõ için müzik de bu perilere yaraşõr bir sa- nat dalõ, müz-ik (mus-ic) olarak adlan- dõrõlmõş. Mitolojinin müzikteki etkisini barok dönemle birlikte görüyoruz.Tarihteki ilk operalar Orfe ve Euridice’nin acõklõ öy- küsünden kaynaklanmõş. Bugün elimiz- de tümüyle kalan ilk örnek Monteverdi’nin La Favole d’Orpheo (Orpheus’un Öyküsü) başlõğõnõ taşõyor. Monteverdi’nin Orpheo’dan yirmi yõl sonra yazdõğõ Odysseus’un Evine Dö- nüşü ve Arianna adlõ operalarõ; İngiltere’de Ve- nus ve Adonis (John Blow), Dido ve Aene- as (Henry Purcell); Fransa’da Dardanus (Rameau) ve Almanya’da Handel’in Acis Galatea gibi mitolojik operalarõ bu dönemin en güzel örnekleri. Klasik döneme gelince mi- toloji ve müziğin en görkemli evliliği olan Gluck’un Orpheo ve Eurdice adlõ operasõ çõ- kõyor karşõmõza.“Kutsal Ruhların Dansı” ad- lõ çalgõsal bölümü, “Euridice’yi yine yitirdim” adlõ Orpheo’nun acõklõ ezgisi her çalõnõşta din- leyiciyi içine çeker. Mozart’õn tek mitolojik konulu yapõtõ Idomeneo operasõ. Beethoven ise Prometheus’un Yaratıkları başlõklõ ba- le yapõtõyla ilk kez mitolojik konuyu çal- gõsal ortama taşõmõş. Modern çağlarda mitolojiye sığın- ma Romantik dönemin başõnda Berlioz’un Truvalılar operasõ bir başyapõt. Ro- mantizmin sonuna doğru mitolojik ko- nularõ operadan çok senfonik şiir biçi- minde görüyoruz: Örneğin, Liszt Orp- heus ve Prometheus’u; Scriabyn Prometheus’u ve Cesar Frank Psyche’õ yazmõş. R. Strauss’un iki operasõ, Naxoslu Ariadne ve Elect- ra ise teknik açõdan modernizme kapõlarõ açõyor. Burada sözünü ettiğimiz eski Yu- nan mitolojisi. Wagner’in eski Al- man mitlerinden, Sibelius’un Fin mitolojisinden yararlanmasõ ayrõ araştõrma konularõ. 20. yüzyõlda Debussy, Ravel, Stravinsky ile başlayan mitloji esinli yapõtlarõn Carter, Barber, Henze, Nono ile sürüp 21. yüzyõlda hõzla artmasõ çok ilginç. Son iki yõlõn en ilgi çeken operalarõndan Amerikalõ besteci P. Glass’õn Orfee’si ve İngiliz besteci H. Birt- wistle’in Minatour’u bunun kanõtõ. Acaba mo- dern insan giderek mekanikleşen dünyadan sõy- rõlõp masallara mõ sõğõnmak istiyor? www.evinilyasoglu.com Acaba modern insan giderek mekanikleşen dünyadan sõyrõlõp masallara mõ sõğõnmak istiyor? Mitoloji ve müzik... Yaprak Dökümü 1 Rüyaya benziyor yaşadõğõmõz Derdim hücrede sabah uyanõnca Yüzlerce savaş ve bozgun içinde Başlardõm saçma sapan bir koşuya Kayõp bir şehir gibi görünürdü Güneş düşümde, şehir ki gölgesi Bardak bardak içilirdi, şehir ki, Gün çalõp tele vururdu mahkûmlar Günler örs gibi dövülerek geçti Hücre bitti ama çekiç bitmedi 2 Ne çok zulüm yõlõ geçmiş aradan Geçer gibi tünellerden trenler Uzun yollarõ nişanlar trenler Uzun yollar ardõndadõr memleket Rüzgâr olur uzak en küçük haber Böyle demir çelikleşir beraber Ölüm ki terkidir dostlarõn bizi Ölümdür bir komünist cumhuriyet Yüreğimde raylarõn iniltisi Yüreğim sisi aşk denen illetin 3 Nice günler görmüş bir ulu dağõm Rüzgâr değil dört yanõmdan çöl eser Geçtiğim yol hiçliğin uğultusu Şimdi kafaya bir kurşun sõkmak var Bir de yaşamak kavim kardeş için Şimşek gibi çarpsa da gelen yõllar Aslolan hayat diyor gelen sesler Kulağa hoş davul zurna sesidir METİN CENGİZ ARİF DAMAR Ocak/2009 ayõ ve bu ayõ da kap- sayan edebiyat dergilerinden Af- rodisyas Sanat, Akademi Gökyüzü, Akatalpa, Alez, Arkadaş, AZ Ede- biyat, Berfin Bahar, Deliler Tek- nesi, Dize, Eliz, Edebiyatta Üç Nokta (İkaros Yayõnlarõ), Evrensel Kültür, Forum Edebiyat, Gediz, Ha- yâl, H. Gösteri, Kitap-lõk, Lâcivert, Mor Taka, Özgür Edebiyat, Patika, Sanat Cephesi, Sanat ve Hayat, Sin- can İstasyonu (Abdülkadir Budak Sincan’da yayõmlõyor.), Sözcükler, Şehir, Şiiristan, Şiirce, Şiirsaati, Taflan, Tavõr, Tay, Varlõk, Ya- sakmeyve, Yazõlõkaya ve Yedi İk- lim dergilerinde yer alan şiirleri okudum, inceledim ve Metin Cen- giz’in Kitap-lõk’ta yayõmlanan “Yaprak Dökümü” üç bölüm- den oluşan şiirini Ayõn Şiiri olarak değerlendirdim. Metin Cengiz’i yirmi yõldõr ta- nõrõm. Müteveffa Enver Aytekin’in Sosyal Yayõnlar yayõnevinde çalõ- şõyordu. O zamanlar bir ahbaplõ- ğõmõz yoktu. Asõl şair Turgat Kan- türk’ün birkaç yõl çalõştõrdõğõ Ka- dõköy’deki Benu-Sen içkievinde dostluğumuz başladõ. 1935 Kars do- ğumlu olan şair, çevirmen ben Kars’tan ayrõldõktan 7 yõl sonra doğ- muş. Ben altõ ay kaldõğõm Kars’õ çok sevmiştim. Her yönden çeşit- li etnik kökenli insanlar bir arada kardeşçe yaşõyorlardõ. Rus köken- li Malakanlar vardõ o zamanlar. Rusya’ya döndüklerini duydum, öğrendim. Acem, Kürt, tabii Türk- ler, Kara Papaklar, Ermenile- rin evleri duruyor kendile- rinden tek bir bi- rey yoktu. Yeni bina olarak çirkin bir beton halkevi vardõ. Rahmetli İs- met İnönü bir konuşma yapmak için gelmişlerdi. Kendilerini din- ledim. Orada henüz DP kurulma- mõştõ. Caddeleri geniş, yapõlar taş- tandõ. 21 yaşõndaydõm. Kars Dev- leti Cumhurbaşkanõ 120 yaşõnda dimdik yürüyordu. Sanõyorum bir ay kadar bağõmsõz bir Cumhuriyet yönetimi sürmüştü. Türkiye’mi- zin Cumhuriyet olmasõ daha son- radõr. İşte Metin’in Karslõ olmasõ ona yakõnlõğõmõn bir nedeniydi. Metin Cengiz’in 1996’da Behçet Necatigil ödülünü kazanan Şarkõ- lar Kitabõ’nõ görmedim, okumadõm. Fransõzcasõ çok iyi sanõyorum. E. Guillevic’in dört şiir kitabõnõ dili- mize kazandõrdõ. Metin’in şiirleri- ni tanõdõğõmdan beri dergilerde okuyor, izliyordum. Benim öznel görüşüme göre bu şiirin çarpõcõlõ- ğõ yaşantõsõna dayanmasõndandõr. Devrimci bir geçmişi iki yõllõk bir cezaevi konukluğu var yaşamõnda. Büyük laf etmiş olmayayõm ama şi- ir yazanlar orada bir süre yattõktan sonra şair oluyorlar. Can Yücel bu- nun en iyi örneğidir. Can, Bir Si- yasanõn Şiirleri’yle şair oldu. Ya- ni her şiir yazan şair değildir. Ör- neğin benden başka bilen yoktur, İs- met Bozdağ Bursa’da yaşarken 1930’lu yõllarõn içinde çok güzel “Sen Şarkı Söylediğin Zaman” diye bir şiir yayõmladõ. Olağanüs- tü güzeldi. Ama o asla bir şair de- ğildir. Ne laf ettim ama. İtiraz ede- ni Ümit Yaşar’õ okumaya mahkûm ederim. Onu şair addeden az insan yoktur, bilmez değilim. Aferin Memet bu yolda devam et. Biraz uzattõm. Metin’den bundan sonra da böyle albenili şiirler bekliyoruz. Ayõn şiiri ‘Yaprak Dökümü’ M etin Cengiz 1953 yõlõnda Kars’ta doğdu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Fransõzca Bölümü ile İstanbul M. Üniversitesi Fransõzca bölümünü bitirdi. 12 Ey- lül döneminde TCK’nin 141. maddesinden 2 yõl ha- pis yattõ. Bir süre Fransõzca öğretmenliği yaptõ. Son- ra değişik gazete ve yayõnevlerinde re- daktör, editör olarak çalõştõ. Halen öğ- retmenlik ve çevirmenlik yapõyor. Pablo Neruda, Eugéne Guillevic, Jacques Prévert, Ju- les Laforgue, Aimé Cesaire vb. şairlerden yaptõğõ çe- viriler kitaplaştõ. “Baudelaire’den ‘Günümüze Mo- dern Fransõz Şiiri Antolojisi”ni hazõrladõ. PORTRE/METİN CENGİZ Kültür Servisi - Niğde Ala- dağlar’da 2 Ekim 2008’de yaşamõnõ kaybeden müzis- yen Tanju Duru, doğum günü olan 2 Mart akşamõ dostlarõnca anõldõ. Kadõ- köy’deki Gitar Cafe’nin ev sahipliği yaptõğõ geceye Duru’nun müzisyen arka- daşlarõ Sumru Ağıryürü- yen, Erkan Oğur, Yinon Muallem, Ayşe Tütüncü, Yuri Ryadçenko, Onok Bozkurt’un yanõ sõra dost- larõ katõldõ. Gecede, 2007 yõlõnõn en iyi albümlerinden biri sayõlan “Duru Za- manlar”dan ve Sumru Ağõryürüyen’in Tanju Du- ru’ya adadõğõ son albümü “Issız”dan ve Duru’nun kurucularõndan biri olduğu Ezginin Günlüğü’nden parçalar çalõndõ. Duru’nun müzisyen dostlarõ Gitar Cafe’nin sahnesinde şarkõ- lar söylediler, Duru’nun fotoğraflarõ ve videolarõ gösterildi. Tanju Duru anõldõ İstanbul Haber Servisi - Şair ve söz yazarõ Yusuf Hayaloğlu(56), 8 gündür solunum yet- mezliği nedeniyle tedavi gördüğü Bakõrköy Acõbadem Hastanesi’nde dün sabah saat 07.00’de yaşamõnõ yitirdi. Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle 8 gün- dür hastanede tedavi altõnda tutulan Hayaloğ- lu, durumunun kötüye gitmesinin ardõndan ön- ceki gün yoğun bakõm ünitesine kaldõrõldõ. Doktorlarõn tüm müdahalesine karşõ yaşamõnõ yitiren Hayaloğlu’nun yakõnlarõ hastaneye git- ti. Hastaneden yapõlan açõklamada Yusuf Ha- yaloğlu’nun 13 Şubat ta- rihinde ba- şağrõsõ, hal- sizlik ve kus- ma şikâye- tiyle hasta- neye başvur- duğu belirti- lerek, “Akci- ğerde olu- şan kanserli hücreler ka- raciğere, ke- miklere ve beynine sıç- ramış.Yapı- lan tüm mü- dahalelere rağmen kurtarama- dık” denildi. Hastanede gözyaşlarõna boğulan Ha- yaloğlu’nun kõzkardeşi Gülten Ka- ya ile kõzõ Hazal Ha- yaloğlu uzun süre birbiri- ne sarõlarak ağladõ. Baba- sõnõn ölümünün çok erken olduğunu söyleyen Hazal Hayaloğlu, “Yarım kalan pek çok pro- jesi vardı. Onları elimden geldiği kadar ben devam ettireceğim” dedi. Sanatçõnõn bağlõ ol- duğu müzik şirketi Gam Müzik’ten yapõlan açõklamada ise Hayaloğlu’nun cenaze törenine ilişkin programõn henüz belli olmadõğõ kayde- dildi. Şiirleri ve sözleri başta Ahmet Kaya ol- mak üzere pek çok sanatçõ tarafõndan seslendi- rilen Hayaloğlu’nun bazõ eserleri şunlar: “Şu Dağlarda Kar Olsaydım, Adı Bahti- yar, Ah Ulan Rıza, Biz Üç Kişiydik, Başım Belada, Demedim mi Haydar?, Diyarbakır Türküsü, Hani Benim Gençliğim Nerde?, Nerden Bileceksiniz?..” HASTANEDE TEDAVİ GÖRÜYORDU YusufHayaloğlu yaşamınıyitirdi BİR VEDA HAVASI Vakit tamam, seni terk ediyorum. Bütün alõşkanlõklardan öteye... Yorumsuz bir hayatõ seçiyorum. Doymadõm inan, kanmadõm sevgine. Korkulu geceleri sayar gibi, Birdenbire bir yõldõz kayar gibi, Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi. Aşksa bitti, gülse hiç dermedik Bul kendini kuytularda hadi dal Sen bir suydun, sen bir ilaçtõn. Hoşçakal iki gözüm hoşçakal... Yusuf Hayaloğlu İstanbul Haber Servisi - Dünyanõn en yete- nekli flüt virtüözleri arasõnda gösterilen Em- manuel Pahud, İstanbul’da konser verecek. İş Sanat’ta 10 Mart Salõ günü sanatseverlerle bu- luşacak Pahud, Franz Liszt Oda Orkestrasõ eş- liğinde Bach ve Haydn’õn eserlerini yorumla- yacak. Sanatçõyõ, Grammophone dergisi, “Geç- tiğimiz 10 yõlõn en büyük müzik mucizelerin- den biri, flütün tonal paletine saygõ gösteren bir müzisyen” olarak nitelendirdi. Pahudkonserverecek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear