Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
SAYFA 31 MART 2009 SALICUMHURİYET
18 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 20
Edirne S 23
Kocaeli PB 25
Çanakkale PB 20
İzmir PB 26
Manisa PB 25
Aydın PB 26
Denizli B 24
Zonguldak S 17
Sinop PB 15
Samsun PB 16
Trabzon PB 13
Giresun PB 14
Ankara B 17
Eskişehir B 18
Konya B 15
Sıvas S 9
Antalya PB 24
Adana PB 23
Mersin PB 21
Diyarbakır B 20
Şanlıurfa B 21
Mardin B 16
Siirt B 19
Hakkâri B 7
Van B 11
Kars B 10
Oslo PB 6
Helsinki PB 3
Stockholm PB 11
Londra PB 14
Amsterdam PB 12
Brüksel PB 12
Paris PB 13
Bonn PB 12
Münih PB 10
Berlin PB 14
Budapeşte PB 17
Madrid PB 17
Viyana Y 12
Belgrad Y 14
Sofya Y 24
Roma Y 16
Atina Y 22
Zürih Y 15
Moskova PB 8
Aşkabat A 15
Astana PB 16
Taşkent A 26
Bakû PB 11
Bişkek A 19
Tiflis PB 13
Kahire PB 24
Şam PB 22
Ülkemizde yağış bek-
lenmiyor. Ülkemizin gü-
neydoğu kesimleri ile
öğle saatlerinden sonra
İç Ege, İç Anadolu’nun
batısı, Bolu, Düzce ve Bi-
lecik çevreleri parçalı
çok bulutlu, diğer yerler
az bulutlu geçecek. Mar-
mara, İç Anadolu, İç Ege,
Karadeniz’in iç kesim-
leri ile Doğu Anadolu’nun
kuzeyinde sabah saat-
lerinde sis görülecek.
Jandarmada
yeniyapılanma
Ergenekon’da Çağlar’ın sorgusu yapıldı
Haber Merkezi - BBP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Metin Gündoğdu, helikopter ka-
zasõnda yaşamõnõ yitiren BBP Genel Başkanõ
Muhsin Yazıcıoğlu’nu Tacettin Dergâhõ’na
defnetmeye karar verdiklerini söyledi. Heli-
kopterde yer alan İHA muhabiri İsmail Gü-
neş’in cesedi 6 gün sonra bulundu. Gü-
neş’in kurtulmak için helikopter koltuğunu
kõzak gibi kullanõp kayarak dağdan inmeye
çalõştõğõ öğrenildi.
BBP Genel Başkan Yardõmcõsõ Gündoğdu,
yaptõğõ açõklamada, Yazõcõoğlu’nun defni ko-
nusunda ailesiyle görüştüklerini ve fikir bir-
liği oluştuğunu söyledi. Gündoğdu, “Sonuçta
Tacettin Dergâhı’nda kendisi gibi millete
mal olmuş, milletin İstiklal Marşı’nı yaz-
mış Mehmet Akif’in yanına defni karar-
laştırıldı” dedi. Yazõcõoğlu’nun Tacettin
Dergâhõ’na defnedilebilmesi için Bakanlar
Kurulu kararõ gerekiyor. Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, kendilerine bu konuda bir mü-
racaat gelmediğini belirterek “Yasalar el-
veriyorsa kolaylık gösteririz” dedi.
Yazõcõoğlu’nun cenazesi bugün Ankara’da
düzenlenecek törenlerin ardõndan toprağa
verilecek. Kazanõn hemen ardõndan 112 Acil
Servisi’yle yaptõğõ telefon görüşmesiyle gün-
deme gelen İHA muhabiri İsmail Güneş’in ce-
sedine 6 gün sonra ulaşõldõ. Enkazõn 500-600
metre doğu tarafõnda Jandarma Özel Harekât
Arama Kurtarma Timleri, Güneş’in cansõz be-
denini bir kaya kovuğunda üzeri karla örtül-
müş bir şekilde buldu. Güneş’in bacağõ kõ-
rõldõğõ için helikopter koltuğu ile yokuş aşa-
ğõ kaydõğõ ortaya çõktõ. Güneş’in kurtulma ça-
basõyla enkaz bölgesinden ayrõldõğõ ve bir ka-
ya altõna sõğõndõğõ anlaşõldõ.
Enkaz havadan görüntülendi
Güneş’in cenazesi kaza bölgesinden alõ-
narak Göksun ilçesine ulaştõrõldõ buradan da-
Sõvas’a gönderildi. Helikopterin enkazõ da
Anadolu Ajansõ tarafõndan havadan görün-
tülendi. Görüntüleri gören uzmanlar, “Heli-
kopter, Keş Dağı’na adeta bir kale duva-
rına çarpar gibi çarpmış” şeklinde yorumlar
yaptõlar.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcõsõ
Fevzi Büyüktümtürk, Yazõcõoğlu ve bera-
berindeki 4 kişinin otopsi raporlarõyla ilgili
açõklama yaptõ. Büyüktümtürk, ölümlerin ta-
mamõnõn kazayõ takip eden kõsa süre içinde
meydana geldiği, bu sürenin yarõm saat ile 1
saati geçmeyecek bir zaman dilimi olduğu dü-
şünce ve kanaatine varõldõğõnõ bildirdi.
Kazada yaşamõnõ yitiren BBP Sõvas İl
Başkanõ Erhan Üstündağ, İl Başkan Yar-
dõmcõsõ Yüksel Yancı ve belediye meclisi
üyesi adayõ Murat Çetinkaya’nõn cenazeleri
de Sõvas Meydan Camisi’nde kõlõnan cena-
ze namazõnõn ardõndan toprağa verildi. He-
likopterin pilotu Mustafa Kaya İstektepe ise
İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandõ.
HATİCE TUNCER
Ergenekon davasõnda silahlõ
terör örgütüne üye olmaktan yar-
gõlanan Kuvayõ Milliye 1919
Derneği üyesi Murat Çağlar,
derneğe bir süre devam ettikten
sonra bazõ şahõslarõn gerçek yüz-
lerini gördüğünü ve uzaklaştõğõ-
nõ anlattõ.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Ceza-
evi’nde görülen Ergenekon da-
vasõnõn 66. duruşmasõ dün 45
dakika geçikmeli başladõ. Du-
ruşmada savunma yapan tutuklu
sanõk Murat Çağlar, Türkiye üze-
rinde yabancõlarõn oyunlar oyna-
dõğõnõ, Atatürkçülerin, milliyet-
çilerin, emekli askerlerin ceza-
evlerine atõldõğõnõ, ülkenin “Ame-
rikancı Fethullahçı ajanlar ta-
rafından kuşatılmış” durumda
olduğunu savundu. Kuvayõ Mil-
liye 1919 Derneği ile ilişkisinin
2006 yõlõ sonunda asker arkada-
şõ Seda Yivli aracõlõğõyla Mer-
sin’de başladõğõnõ anlatan Çağlar,
“ölme öldürme” üzerine yemin
edilen açõlõş töreninde bulundu-
ğunu söyledi. Çağlar, İstan-
bul’dan gelen dernek başkanõ ve
NATO Özel Kuvvetler Komuta-
nõ olarak tanõttõklarõ Fikri Kara-
dağ’õ kaldõğõ orduevinden almak
üzere gittiklerinde rahatsõzlandõ-
ğõnõ ve askeri hastanede olduğu-
nu öğrendiklerini ve hemen has-
taneye gittiklerini söyledi. Çağlar
şunlarõ anlattõ:
“Bir aracın peşine takılarak
içeri girdik. Karadağ oradan
ayrılmış. Fakat çıkışa yöneldi-
ğimizde çıkarken nöbetçi subay,
zannedersem teğmendi, bizi
durdurdu. Hüseyin Görüm kart
gösterip ‘Özel kuvvetler’ dedi ve
bu şekilde ayrıldık.”
Çağlar, kõsa süre sonra dernek
teşkilat başkanõ Hüseyin Görüm
ve bazõ şahõslarõn davranõşlarõndan
rahatsõz olup uzaklaştõğõnõ söyle-
di. Hüseyin Görüm’ü Hüseyin
Kerim Bayraktaroğlu olarak
tanõdõğõnõ, Maltepe’de Hüseyin
Görüm’ün “karargâh” denilen
konteynerinin “Laz Nizam” ad-
lõ şahsõn adamlarõ tarafõndan ba-
sõldõğõnõ, fakat püskürttüklerini an-
lattõ. Dernekten birkaç kişinin
Koç Holding’e görüşmeye “şe-
killi” bir arabayla gitmek iste-
diklerini bu nedenle kiralanan
arabanõn kendi ehliyeti üzerine
kaydedildiğini anlatan Çağlar,
bu arabada bulunan belgelerin
kendisine ait olmadõğõnõ ve kimin
olduğunu da bilmediğini söyledi.
Mahkemede sataşma
Murat Çağlar, savunmasõ sõra-
sõnda kendisine müdahale edil-
mesinden, laf atõlmasõndan ya-
kõndõ ve kõsa bir süre dinlenmek
isteyince duruşmaya 1.5 saat öğ-
le arasõ verildi. Savunmasõna öğ-
leden sonra da devam eden Çağ-
lar, güzel karakalem çalõşmalarõ
olduğunu, işlettiği otelin plajõnõn
çevre düzenlemesi için çizdiği
krokinin Ergenekon krokisi ola-
rak yazõldõğõna dikkat çekti. Çağ-
lar, “13 bin 500 vatan haininden
hesap sorulacak” sözlerinin Gö-
rüm, Karadağ tarafõndan söylen-
diğini ve dernekte konuşulan bir
cümle olduğunu belirtti.
Mahkeme Başkanõ Köksal
Şengün’ün gizli tanõğõn ifadesi-
ne dikkat çekerek “Arabanın
bagajında adam taşıdın mı”
sorusu üzerine Çağlar, “İstan-
bul’un göbeğinde bagajda
adam taşınır mı? Taşısam ya-
nımda oturturum. Allah kalıp
vermiş” diye konuştu. Başkan
Şengün ise “Allah silah da ver-
miş” dedi. Daha sonra Çağlar’õn
çapraz sorgusuna geçildi.
Çağlar Pendik’te içinde yaka-
landõğõ BMW marka aracõn ken-
disinin olmadõğõnõ, araçta ele ge-
çirilen “istihbarat jargonu” baş-
lõğõ altõndaki “çiftçi=tetik çeken
kelle alan, çöpçü=silahşörlere
lojistik destek sağlayan, tav-
şan=operasyondaki hedef, na-
mazdan sonra=cuma öğleden
sonra, alış veriş=operasyon,
perdeleme=koruma altına al-
ma” şeklindeki notlarõn kendisi-
nin olmadõğõnõ söyledi. Bugün
devam edilecek olan Ergenekon
davasõnda tutuklu sanõk avukat
Kemal Kerinçsiz’in savunmasõ-
nõn alõnmasõ bekleniyor.
İktidar bu seçimlere olağan-
üstü asıldı:
Başbakan başta…
Bütün bakanlar, hem Türki-
ye genelinde hem seçildikleri il-
lerde…
Tüm AKP örgütleri…
AKP’ye destek veren sivil
toplum kuruluşları…
Tarikatlar, cemaatler…
Medyanın AKP’ye kayıtsız
koşulsuz destek veren yarı-
sı…
Bazı valiler…
Bazı devlet görevlileri…
Hükümet görevlileri…
AKP’nin elindeki yerel yöne-
timler…
Hepsi “tam saha pres” uy-
guladı.
“Bize oy vermezseniz hiz-
met alamazsınız” tehdidi…
Tunceli’de beyaz eşya dağı-
tımı ile doruk noktasına ulaşan
maddi ve aynî sadakalar…
Başbakan’ın iktidarı “hiz-
metle”, muhalefeti “ideolojiyle”
özdeşleştiren yaklaşımı…
Hiçbiri işe yaramadı…
AKP seçimlerde geriledi.
İktidarın seçim kampanya-
sındaki en önemli yaklaşımı
bence Başbakan’ın Çanakka-
le’de söylediklerinde belirgin-
leşmişti:
“Çanakkaleli hizmete mi prim
verecek, ideolojiye mi? Eğer
ideolojiye prim vermeye devam
ederse, bu Çanakkale daha
çok çekecek. Bütün yokluklar
burada aynen devam edecek.
Ama hizmet siyasetine oy ve-
rirse, Çanakkale daha modern
ve çağdaş yaşam koşuluna
ulaşacak. Biz bunun için varız.”
İktidar partisi hizmet partisi…
Muhalefet partisi ideolojik
parti…
(Tabii “ideoloji” sözcüğü,
“zararlı ideoloji” anlamında So-
ğuk Savaş’tan kalma bir yak-
laşımla kullanılıyordu.)
Bize oy vermezseniz daha
çok çekeceksiniz tehdidi…
“Bütün yokluklar burada ay-
nen devam edecek” tümcesi…
Hiç kuşkusuz bu anlayış tam
anlamıyla içselleştirilememiş,
özümlenememiş bir demokra-
si anlayışını yansıtıyordu…
Muhalif seçmenler, demok-
ratik anlayışla bağdaşmayan bu
düşünce ve uygulamalara bo-
yun eğmedi…
Kendi demokratik anlayışını
pek çok yerde sandığa taşıdı…
AKP iktidarda güçlendikçe
yönetimde otoriterleşti…
Hükümet, devlet, yerel yö-
netimler AKP’nin denetimin-
de…
Ama iktidar yine de medya
özgürlüğüne, muhalefet hak-
kına hiç de tahammüllü de-
ğil…
Toplumun üstüne müthiş
bir denetim, dinleme, izleme
karabasanı çökertilmiş…
Seçmenlerin muhalif kesimi
umudunu yitirmek üzere…
Küsenler, siyasal gelişmeleri
izlemeyenler, “bana ne” di-
yenler çoğalmış…
İşte bütün bu koşullar altın-
da muhalif seçmenler pek
çok yerde iktidara boyun eğ-
medi…
Demokratik haklarının ba-
şında gelen oy mekanizması-
na sahip çıktı.
Siyasete küsen seçmenler
geri mi dönüyor acaba?
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jan-
darma Teşkilatõ Görev ve Yetkileri Yönetme-
liğinde Değişiklik Yapõlmasõna Dair Yönet-
melik ile Emniyet ve Asayiş İşlerinde il, ilçe
ve bucaklardaki Jandarma ve Emniyet Ödev-
lerinin Yapõlmasõ ve Yetkilerinin Kullanõlma-
sõ Suretini ve Aralarõndaki Münasebetleri
Gösterir Yönetmelikte Değişiklik Yapõlmasõ-
na Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’nin dün-
kü sayõsõnda yayõmlandõ. Yapõlan değişikliğe
göre, esas olarak il ve ilçe belediye sõnõrlarõ
içindeki bölge, polisin; il ve ilçe belediye sõ-
nõrlarõ dõşõnda kalan bölge ise jandarmanõn
sorumluluk alanõnõ oluşturuyor. Kolluk bi-
rimlerinin personel, araç-gereç imkânlarõ ve
hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak
belediye sõnõrlarõ dõşõnda kalan yerlerden bir
kõsmõ polisin görev alanõ, belediye sõnõrlarõ
içinde olmakla birlikte şehir meskûn alanlarõ-
na uzak bazõ yerler ise jandarmanõn görev
alanõ olarak tespit edilebilecek.
İl ve ilçelerdeki jandarma ve polis sorumlu-
luk alanlarõnõn sõnõrlarõ, ilçelerde kaymakam,
illerde vali veya görevlendireceği vali yar-
dõmcõsõ başkanlõğõnda jandarma ve emniyet
temsilcilerinin katõlacağõ ve vali veya kayma-
kamõn çağrõsõ üzerine toplanacak bir komis-
yon tarafõndan belirlenecek. Komisyon tara-
fõndan alõnan kararlar bir protokole bağlana-
cak ve belirlenen sorumluluk alanlarõnõn sõ-
nõrlarõ protokole eklenen bir harita veya kroki
üzerinde gösterilecek. Sorumluluk alanlarõnõn
sõnõrlarõnõn belirlenmesinde oybirliği sağlana-
mayan durumlarda kolluk birimleri arasõnda-
ki anlaşmazlõklar vali tarafõndan kesin olarak
çözümlenecek ve düzenlenecek protokolde
bu husus da belirtilecek.
Hazõrlanacak protokol doğrultusunda devir
ve teslim ile ilgili işlemler en geç 3 ay içeri-
sinde tamamlanacak. Görev ve sorumluluk
alanlarõnõ belirleyen protokol ve ekindeki ha-
rita veya kroki ile diğer eklerin komisyonca
onaylanacak birer örneği mülki amirlik, jan-
darma ve emniyet birimlerinde dosyalanacak.
‘Kızılderekatliamısola
gözdağıiçindüzenlendi’
İstanbul Haber Servisi - 68’liler Birliği Vakfõ Baş-
kanõ Sönmez Targan, Kõzõldere katliamõnõn
doğrudan Türk soluna gözdağõ vermeyi amaçla-
yan bir saldõrõ olduğunu belirterek, katliamda ya-
şamõnõ yitirenleri saygõyla andõklarõnõ ifade etti.
Targan, Türkiye’de 30 Mart 1972’de siyasi erki
tümüyle ele geçiren mali oligarşik yapõnõn sol
gençlik üzerinde sürdürdüğü saldõrõlardan birinin
yaşandõğõnõ belirterek, aralarõnda Mahir Ça-
yan’õn da bulunduğu 11 öğrencinin Niksar’õn Kõ-
zõldere köyünde, kontrgerillanõn düzenlediği bir
operasyon sonucu katledildiğini anõmsattõ. Tar-
gan, “Tek istemleri bağımsızlık, demokrasi ve
sosyalizm olan devrimci gençliği boğmayı he-
defleyen bu operasyonlar, Kızıldere ile de sı-
nırlı kalmadı. Bugün irtica kaynaklı yeşile bo-
yanmış oligarşik yapının siyasal erkin başında
oturuyor olması bir rastlantı değildir” dedi.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Demokrasi Direniyor (mu?)…
“Sonuçtan ders aldık” diyemiyor.
2007’nin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine kar-
şın oy oranında yüzde 7 düşme olmasından ders
çıkaracağı yerde, sonucu mesajı aldık diye yo-
rumluyor.
Hâlâ demokrasi nedir anlayamamış.
Kimi illerde, örneğin 28 kez “kimi hizmetleri” dev-
reye sokmak için gittiği Antalya’da, Balıkesir’de,
(burnundan kıl aldırmayan 17. Türk büyüğü, laik-
lik karşıtı Bülent Arınç’ın memleketi) Manisa’da
AKP’nin seçimi yitirmesini bir türlü içine sindire-
miyor.
Demokrasilerde seçmenin sadece hizmet kar-
şılığı oy vermediğini, halkın başka kimi öğelere
önem verdiğini kavrayamamış görünüyor.
Sen, örneğin “takım oyununa uyabilecek bir in-
san değilsin” diye aday göstermediğin, ne ki Şan-
lıurfa’da belediye başkanlığı yapan AKP’liyi har-
carsın, ama seçimlerde bağımsız olarak karşına
dikilir ve seçimi açık ara kazanıverir.
Bu olay: Bir kalemde harcadığın kişiyi Şanlıur-
fa halkı bize uygun diye yine belediye başkanı kol-
tuğuna oturtuverir.
Adana keza. AKP’den aday yapmadığın bele-
diye başkanı dördüncü kez başka bir partiden be-
lediye başkanlığı koltuğunu zorluyor.
İstanbul’da kaybedenin kazandığı bir seçim ya-
şandı.
Kemal Kılıçdaroğlu kısa sürede CHP’yi aldı, he-
men her açıdan doruklara taşıdı.
Kemal Kılıçdaroğlu hem RTE’ye hem de Deniz
Baykal’lı CHP’ye örnek olmalı, ders olmalı.
Yerel seçim öncesi gösterdiği performansı şa-
yet CHP, genel seçimlere doğru sergileyebilirse
AKP, 29 Mart’ta aldığı sonuca da erişemeyecek,
dibe vuracak demektir.
Ama ilk işaretler; (Genel Başkan “Bu süreçte biz
de oyumuzu hızla tırmandırıp Türkiye için alternatif
hazırlayacağız” dediğine göre) CHP’nin Kılıçda-
roğlu’nun başarısından ders çıkaracağını göster-
miyor. Yönetimde, uygulamada değişim umudu
vermiyor.
Seçim sonuçlarına göre AKP oyları 2007’deki
yüzde 46.6 oranından yüzde 39.1’e düşüyor: Yüz-
de 7!..
Muhalefet partilerinde ise yükseliş dikkat çeki-
yor:
CHP oyları 2007’den bu yana yüzde 2.4 sıçra-
yış gösteriyor. MHP ise yüzde 2.2!
RTE; TV’deki konuşmasında hayli üzgün, hay-
li tedirgin göründü. Herkesi azarlayan, yer yer ha-
karet eden konuşmalarından birini yapmadı.
Oysa o, küçük dağları ben yarattım diyen bir ge-
nel başkan.
Seçimlerde AKP oylarının bir buçuk yılda aşa-
ğılara kaymasını mazur gösteren sıraladığı nedenler
hayli ilginç:
Teğet geçer dediği ekonomik kriz.. ve, aklından
çıkaramadığı “düşman” medyaya karşı mücade-
le.
İnsafsız bir değerlendirme mi? Hayır! Bu söy-
lemler RTE’nin önümüzdeki süreçte yine burnu-
nun dikine gideceğini gösteren gerekçeler…
Yoksulluk, yolsuzluk, açlık, benden olanlar-ol-
mayanlar, laikler-laiklik karşıtları gibi temel so-
runların bir numaralı sorumlusu olduğunu anım-
samaktan uzak bir kafanın yarattığı nedenler…
Büyük miktarda beyaz eşya dağıttığı Tunceli hal-
kı, seçim rüşvetinin beş paralık değeri olmadığı-
nı, Demokratik Toplum Partisi adayını seçerek yü-
züne vurdu.
Ya Ankara’da AKP oylarını en az yüzde 17 in-
dirmeyi başaran Melih Gökçek’in, büyük bir
başarıya imza atmış gibi gece yarısı ekranlara çı-
kıp rakibi Murat Karayalçın’ın kazanma olasılı-
ğından söz etmesine “Yavuz hırsız ev sahibini bas-
tırır” diye saldırmasına ne demeli?
Bu özdeyiş Gökçek’e yakışmıyor mu?
Yalaka medya dünden itibaren kıvırmalara baş-
ladı. Kimileri aşağıya yuvarlanışı “krizin etkisine”
bağlayan manşetlerle çıktı. Kimi AKP’nin “güven
tazelediğini” kocaman harflerle gösterdi. Bir diğeri
ise “Sandıktan yeni bir lider çıktı” başlığıyla orta-
dan giden bir yol benimsedi.
Kanal 7 gibi yat kalk AKP’yi haklı çıkar kafasıyla
yayın yapan kimi AKP’li, dinci TV’ler ise seçme-
nin AKP’ye bu seçimde de güvendiği tezini işliyor.
Hizmetlere karşılık alamamaktan şikâyet eden
RTE ise neredeyse oy vermeyen seçmenin iha-
netine uğradığını söyleyecek!
Oylarda düşme başlayan iktidar partisi liderle-
ri gerçekleri bir türlü kabul edemez; hep ihanete
uğradıklarını sanırlar.
Seçim gecesi RTE gibi!
IŞIL ÖZGENTÜRK
Seçim Değil Geçim
Hikâyeleri
Bir sabah gazetede bir iş ilanõ gördü, elini kuvvetlendirmek
için kõzõnõ da yanõna alõp o işyerine gitti. Ana-kõzõ kabul eden
işveren şaşõrdõ. Çünkü ana-kõz birlikte çalõşmak istiyorlardõ,
sadece bir maaş karşõlõğõ. O maaş da asgari ücretti.
Hacer, o gün ilk kez jartiyer taktõ, yüksek topuklu ayak-
kabõlarõnõ giydi ve ne yaptõğõnõ fazlaca düşünmemeye ça-
lõşarak, otel lobisinden içeri girdi. 510 No’lu odaya gide-
cekti, şişman ve sürekli terleyen bir erkek onu bekliyordu.
Asansöre basõp yukarõ çõktõ, odaya doğru yürürken üç gün
sonraki sõnavõnõ düşündü. Günler önce projesini bitirmiş-
ti, bu bir kültür merkezi projesiydi ve iyi bir not alacağõ-
na emindi. İyi bir mimar olmak onun için bir yaşam ne-
deniydi.
Hacer kapõyõ tõklattõ, kapõ açõldõ, şişman ve sürekli ter-
leyen erkek onu karşõladõ. Hacer ne yaptõğõnõ fazlaca dü-
şünmemeye çalõşarak adamla yattõ ve parasõnõ alõp odadan
çõktõ. Çünkü bu büyük kentte yaşamak zorundaydõ, okulu
buradaydõ, ailesi beş kuruş para gönderemez bir duruma
düşmüştü ve son bulduğu işten çõkarõlmõştõ, o bir zaman-
lar garsondu.
26 yaşõndaki Halil sabah uyandõğõnda “İşte bir gün da-
ha başladı” diye düşündü. Can sõkõntõsõyla yatağõnda dö-
nüp durdu. Dört yõldõr coğrafya öğretmeni olarak bir yer-
lere atanmayõ bekliyordu, ülkenin en ücra yerlerine gitmeye
hazõrdõ, yeter ki her sabah kalktõğõnda onu bir pranga gibi
kuşatan şu can sõkõntõsõndan kurtulsaydõ. Yeter ki işçi emek-
lisi babasõndan sigara ve kahvede içeceği sekiz çayõn pa-
rasõnõ almasaydõ.
Ne yazõk ki hep aynõ bir günün sabahõna uyanmõştõ. “Ba-
ri âşık olsam” diye geçirdi içinden. Hiç olmadõ yaşama tu-
tunmak için bahanesi olurdu. Ama artõk aşk da paranõn esi-
ri olmuştu. Halil öylece durdu, bir de intihar etmek vardõ,
hayat bu kadar umutsuz bir şeyse yaşamanõn da bir faydasõ
yoktu. Babasõnõn kahveye, annesinin de komşuya gitme-
sini bekledi ve jiletle bileklerini kesti; eve geldiğinde an-
nesi onun soğumuş bedeniyle karşõlaştõ, garip bir şey, yü-
zünde bir gülümseme vardõ.
Hüseyin okul önlüğünü acele giyip çantasõnõ aldõ ve ko-
şarak evden çõktõ. Gene geç kalmõştõ ve öğretmenin sabrõ
bitmek üzereydi. Her seferinde bir bahane uyduruyordu ama
bahaneleri de bitmişti. Birden durdu ve öğretmene gerçe-
ği söylemek istediğini fark etti. Evet, pazarda babasõna yar-
dõm etmek zorundaydõ, başka şansõ yoktu, çünkü işler kö-
tüye gittiğinden babasõ onun yerine bir eleman tutamõyor-
du. Üstelik annesi yeni doğum yapmõştõ, babaya yardõm ede-
miyordu.
Hüseyin bu kararõ verince derin bir soluk aldõ. Ve koşarak
sõnõfa girdi.
Hayat biraz da buydu.
Seçim değil geçim hikâyeleri dinlediniz. Kim bilir da-
ha kaç hikâye vardõr...
Baştarafı Arka Sayfada
isilozgenturk gmail.com
Güneş’i altı gün sonra buldular
Kazanın hemen
ardından 112 Acil
Servisi’yle yaptığı
telefon görüşmesiyle
gündeme gelen İHA
muhabiri İsmail
Güneş’in cesedine 6
gün sonra ulaşıldı.
Enkazın 500-600
metre doğu
tarafında Jandarma
Özel Harekât Arama
Kurtarma Timleri,
Güneş’in cansız
bedenini bir kaya
kovuğunda üzeri
karla örtülmüş bir
şekilde buldu.
Güneş’in bacağı
kırıldığı için
helikopter koltuğu
ile yokuş aşağı
kaydığı ortaya çıktı.
(Fotoğraf: AA)
GÖREV ALANI DEĞİŞİKLİĞİ
Helikopter kazasõnda yaralanan gazetecinin kaya kovuğunda cansõz bedenine ulaşõldõ
15 gün ara verilen davaya devam edildi. Bugün Kerinçsiz’in savunmasõ alõnacak