Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2009 PAZARTESİ
8 PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ
CMYB
C M Y B
ÖZLEM YÜZAK
Hedef 2015 yõlõna kadar 5 bin megavatlõk ku-
rulu güce erişmek, Türkiye’nin elektrik tüketi-
minin yüzde 10’unu karşõlayabilir hale gelmek ve
6 milyon aboneye hizmet vermek...
2005 yõlõnda Sabancõ Holding’in geleceğe yö-
nelik stratejik hedefleri oluşturulurken, grubun ana
büyüme alanlarõndan biri olarak enerji sektörü-
nün saptandõğõnõ belirten Sabancõ Holding Ener-
ji Grup Başkanõ Selahattin Hakman, elektrik pi-
yasasõnda dikey entegrasyona dayalõ büyüme
stratejisi ile yalnõz elektrik üretiminde değil, da-
ğõtõm ve toptan satõşta da sektörün önemli oyun-
cularõndan biri haline gelmeyi hedeflediklerini an-
lattõ. Zaten bu doğrultuda önemli adõmlardan bi-
ri ocak ayõ sonunda atõlmõş ve Enerjisa, Türki-
ye’nin en büyük elektrik dağõtõm şirketlerinden
olan 3 milyon aboneye sahip Başkent Elektrik Da-
ğõtõm A.Ş’nin işletme hakkõna sahip olmuştu.
Hakman ile hem Enerjisa’nõn neler yaptõğõnõ
hem de Türkiye’nin enerji politikalarõnõ konuştuk.
- Ekonomik kriz Türkiye’de enerji sektörünü
nasıl etkiledi? Elektriğe olan talepte bir düşüş
oldu mu?
Hakman: Krize birkaç açõdan bakmak lazõm.
Türkiye’de bugüne kadar yaşanan krizlerin
tümüne baktõğõmõzda, 2001 yõlõ dõşõnda, hiçbir kriz
döneminde elektrik talebinin belirgin şekilde
düşmediğini görüyoruz. 2001’de bile ekonomi yüz-
de 5-6 küçülürken elektrik talebi yalnõzca yüzde
yarõm düştü. Çünkü elektrik talebinde tek belir-
leyici sanayi değil. Elektriğin yüzde 75’i konut-
larda tüketiliyor ve konutlarõn sayõsõ da her geçen
gün artõyor. Ben bizim yeni devraldõğõmõz Başkent
AŞ’den örnek vereyim. Türkiye genelinde ocak-
şubat aylarõnda krizden dolayõ geçen yõla göre ta-
lep yüzde 6’lar seviyesinden daha düşük çõktõ ama
Başkent’in talebi arttõ, çünkü o bölgede sanayi faz-
la yok ve tüketim konut kaynaklõ. Şundan eminim
ki, Türkiye’de ekonomi biraz hareketlenmeye baş-
larsa elektrik sõkõntõsõ da yeniden başgösterecek-
tir. Bu yüzden yeni yatõrõmlarõn ve yeni santral-
larõn durmamasõ lazõm. Bu konuda zaten Türki-
ye geç kaldõ.
‘Kamu düzenleyici ve denetleyici olmalı’
- Siz yatırımlarda geç kalınmasını neye bağ-
lıyorsunuz?
- Oluşan piyasa yatõrõmcõya güven veremedi.
Çok fazla yatõrõm yapõlmadõ, verilen lisanslarõn
dörtte üçü hiçbir yatõrõma başlanmadan öylece du-
ruyor. Ben bu sorunun ancak toptan piyasanõn re-
kabetçi yapõsõna devletin müdahale etmemesi ile
çözülebileceğini düşünüyorum...
Kamunun kendini düzenleyici ve denetleyici ko-
numuna çekmesi lazõm. Tüm dünyada olduğu gi-
bi Türkiye’de de düzenlemeler ve denetlemelerin
şeffaf bir şekilde, tüm taraflara aynõ mesafede ola-
rak yapõlmasõ gerekiyor. Bunun için de kamunun
burada sektör oyuncusu olmaktan çõkmasõ gere-
kiyor. Bu bakõmdan özelleştirmeler özellikle
önem taşõyor. Piyasadaki üretim tarafõna ya da
enerji satõşõna baktõğõmõzda kamunun ağõrlõğõ
yüzde 80. Yüzde 80 kamu ağõrlõklõ oyuncuyla re-
kabetçi piyasa olmaz.
- Bir de Türkiye’de enerji fiyatlarının pa-
halılığı sürekli gündemde...
Türkiye’nin enerji kaynaklarõnõn dõşa bağõmlõ-
lõğõ yüzde 60-70’e kadar çõkõyor. Bu yüzden dün-
yada petrol ve doğalgaz fiyatõ arttõğõ zaman bu doğ-
rudan elektrik fiyatlarõna yansõyor. Aslõnda Tür-
kiye’de elektriğin fiyatõ kõyaslanan Avrupa ül-
kelerinden daha pahalõ değil, hatta fiyat olarak da-
ha bile ucuz ama satõn alma paritesine baktõğõnõz
zaman Türkiye’de elektrik daha pahalõ oluyor.
‘Türkiye’de talep artışı yüksek’
Bu işin bir boyutu. Bir diğeri ise şu: Avrupa’nõn
elektrik talebi çok fazla artmõyor. Bu yüzden ye-
ni yatõrõm fazla yapõlmõyor, enerji talebi amor-
tismanõ çoktan bitmiş santrallardan sağlanõyor. Do-
layõsõyla çok daha ucuz bir kaynak. Türkiye ise sü-
rekli yeni yatõrõmlara ihtiyaç duyulan bir ülke.
1980’den bu yana ülkede elektrik talebi artõşõ her
yõl ortalama yüzde 7.5 oldu. Bu da her yõl kuru-
lu gücün üzerine yüzde 10 yatõrõm yapmak ge-
rektiği anlamõna geliyor.
Bu yüzden yeni santrallarõn yatõrõm maliyetle-
rinin Türkiye’de elektrik fiyatlarõna olan etkisi Av-
rupa’dan daha fazla. Aslõnda şunu söylemeliyim,
yeni yatõrõmlar maliyetlere yansõyor ama fiyatla-
ra hâlâ tam anlamõyla yansõmõş değil. Şirket açõ-
sõndan ele alõndõğõnda hâlâ şirketler kâr elde et-
miş değil...
- Kriz elektrik piyasasındaki yeni yatırımları
etkileyecek mi sizce?
- Tabii, kuşkusuz kriz döneminde finansman
problemi de yaşanõyor. Yatõrõmcõ fiili olarak bu
yatõrõmlarõ yapamaz hale geldi. Biz Sabancõ ola-
rak finansman gücüne sahibiz ve yatõrõmlarõmõz
aksamadan sürüyor ama bu herkes için geçerli de-
ğil tabii ki. Bu yüzden hükümetin enerjinin ge-
leceğini düşünerek hareket etmesi lazõm. Fi-
nansmana devletin birtakõm destekleri olabilir, ör-
neğin kamu bankalarõ kredi verebilir ya da Exim-
bank kredi garantisi verebilir. Bunlarõn da ötesinde
enerji santrallarõ ciddi istihdama yol açan yatõ-
rõmlar. Bu yüzden enerji yatõrõmlarõna verilecek
destek istihdam açõsõndan da yararlõ olacaktõr. Ör-
neğin bizim Bandõrma santralõ 1500-2000 kişinin
çalõştõğõ bir şantiye olacak.
Sorunlar için üç çözüm
- Enerji küresel açıdan da stratejik bir alan.
Siz Türkiye’nin enerji politikalarını nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
- Aslõnda önce küresel bağlamda konuya yak-
laşmak gerek. Bugün dünya enerji konusunda 2
temel sorun ile karşõ karşõya. Biri arz güvenliği,
ikincisi ise çevresel tehdit; yani karbon emis-
yonlarõnõn yüksekliği, iklim değişikliği vs...
Bu sorunlarõn ikisine birden yanõt verebilecek
ise üç politika var. Bunlardan ilki verimlilik.
Verimlilik konusunda ne yapõlabilir? Bu da bir-
kaç boyutlu. Enerjiyi üretirken aynõ miktar kay-
naktan eskiye kõyasla daha fazla enerji elde edi-
lir, yeni teknolojiler bu konuda ciddi fõrsatlar su-
nuyor. İletim ve dağõtõmdan gelen kayõplar azal-
tõlõr. Tüketim cephesinde ise verimlilik; yeni
ampuller, doğru dizayn edilmiş çevreci motorlar,
õsõ yalõtõm sistemi, doğru izolasyon ile sağlanõr.
İkinci temel politika yenilenebilir enerji kay-
naklarına yönelmek.
Üçüncü politika ise nükleer enerjiyi gündeme
almak...
Gelelim şimdi Türkiye’nin bu üç çözüme nasõl
yaklaştõğõna...
Ülkemizde enerji verimliliği yasasõ çõktõ, ye-
nilenebilir enerji yasasõ çõktõ ve nükleer enerji ya-
sasõ çõktõ.İlk baktõğõmõzda çözüm yolunda Tür-
kiye’de bu üç alanda da bir şeyler yapõlmaya baş-
landõğõnõ görüyoruz.
Şimdi sorun bunlarõn ne kadar uygulandõğõ ko-
nusunda. Yasalar yapõlabilecek şeylere ne kadar
karşõlõk veriyor? Daha neler yapõlmasõ lazõm?
Enerji verimliliğine baktõğõmõz zaman, yasanõn
altõndaki yönetmelikler ve kararlarõn uygulan-
madõğõnõ görüyoruz. Büyük oranda yönetmelik-
ler çõkmadõ bile tam olarak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarõna ilişkin dü-
zenlemelere baktõğõmõzda çok yetersiz olduğunu
görüyoruz. Evet gündemde yeni bir yasa tasarõ-
sõ var ama o da yeterli değil. Her bir yenilenebi-
lir enerji kaynağõnõn kendine göre farklõ destek-
lere ihtiyacõ var. Siz rüzgârõ güneş enerjisi ile ay-
nõ kefeye koyamazsõnõz. Farklõ fiyat desteklerine
ihtiyaç var. Türkiye’de en temel destek 5.5 Sent
fiyat garantisi ve alõm garantisi. Bu rakam belki
bir akarsu santralõ için yeterli olabilir, ama güneş
enerjisi için 5.5 Sent hiçbir şey ifade etmiyor.
Avrupa’da güneş enerjisini en çok destekleyen
iki ülkede, İspanya ve Almanya’da bu destek 40
Sent. Rüzgâr enerjisi için ise Avrupa’da destek
ortalama 8-10 Sent civarõnda.
- Peki, ya nükleer?
- Nükleer basit bir olay
değil. Konvansiyonel l
santrallardan daha farklõ
yaklaşõlmasõ gereken bir alan;
her şeyden önce politik bir risk
konusu.
Eğer devlet nükleer santral
yapõmõna tamam diyorsa önce
özel sektöre güvence vermesi
lazõm.
Gün geldi halk karşõ çõktõ ve
Avusturya’da yeni kurulan
nükleer santralõn çalõşmasõnõ
engelledi ve santral
çalõştõrõlmadõ. O santralõ devlet
yapmõştõ ve büyük sorun
çõkmadõ ama eğer özel sektör
işin içine sokuluyorsa bu
konuda force major tanõmõna
uygun bir güvence verilmeli.
Eğer santralõn çalõşmasõ günün
birinde yükleniciden
kaynaklanmayan nedenlerden
dolayõ engellenirse buna
güvence verilmeli.
Selahattin Hakman
1953 yõlõnda
İstanbul’da doğdu ve
yüksek eğitimini
Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nde elektrik
yüksek mühendisi olarak tamamladõ. Evli
olan Selahattin Hakman, 1980 yõlõnda
Siemens AG Almanya’da başladõğõ çalõşma
hayatõnõ 1984’ten itibaren Siemens AŞ
Türkiye’de sürdürdü ve bu şirkette 12 yõl
süreyle enerji üretimi, 2 yõl süreyle de
komünikasyon sistemleri direktörlüklerini
yürüttü. Selahattin Hakman 2006 yõlõndan
beri enerji grup başkanõ olarak Sabancõ
Grubu’nda görev yapõyor.
Y
enilenebilir enerji kaynaklarõnõn
geliştirilmesinin devlet desteğiyle olduğunu
belirten Hakman, “Türkiye’de bu destek 5.5
sent, ancak her bir yenilenebilir enerji
kaynağõnõn kendine göre farklõ desteklere ihtiyacõ var.
Siz rüzgârõ güneş enerjisi ile aynõ kefeye koyamazsõnõz.
Farklõ fiyat desteklerine ihtiyaç var” dedi.
PORTRE
GÜVENCE GEREKİR BÜYÜK BÖLGEYLE
İLGİLENİRİZ
- Başkent EDAŞ’ın işletme hakkını al-
makla Enerjisa’nın üretim tesislerinden olu-
şan portföyüne böylece dağıtım da eklen-
miş oldu. Enerjisa’nın bugünkü portföy ya-
pısı ve büyüklüğü hakkında bilgi verir
misiniz?
- Enerjisa 1996 yõlõnda Sabancõ Grubu’nun
bir otoprodüktör şirketi olarak kuruldu ve 2003
yõlõ sonuna kadar top-
lam 370 MW kurulu
güce sahip kombine
çevrim doğalgaz
santralõ kurdu. An-
cak 2000’li yõlla-
rõn başõndan iti-
baren elektrik
sektöründe yaşa-
nan gelişmeler, 2001 yõlõnda
Elektrik Piyasasõ Kanunu’nun
çõkmasõ, EPDK’nin kurul-
masõ, piyasanõn açõlmaya
başlamasõ ve hõzlõ artan ta-
leple birlikte, önemli bir
yatõrõm alanõ haline geldi.
Biz de stratejilerimizi bu-
na göre şekillendirdik. He-
deflerimizden biri 2015 yõ-
lõna kadar Türkiye elektrik sek-
törünün yüzde 10’una sahip ol-
mamõz. Yaklaşõk 5 bin MW’lõk
bir portföye denk geliyor. Elek-
triğin üretimini, toptan tica-
retini, dağõtõmõnõ ve perakende ticaretini kap-
sayan dikey entegre bir yapõda faaliyet gös-
termeyi hedefledik.
- Ve bünyeye bir de Avusturyalı ortak
kattınız....
2006 yõlõnda, bildiğiniz üzere dağõtõm böl-
gelerinin özelleştirilmesi konusu gündeme gel-
di. Bu süreçte Avrupa’nõn ve dünyanõn en
önemli elektrik şirketleri Türkiye’ye odaklandõ.
Bu şirketler bir yerli ortakla hareket etmek is-
tiyorlardõ ve bizim de kapõmõzõ çalmaya baş-
ladõlar.
Bizim Sabancõ Holding olarak sermaye koy-
mak adõna bir ortağa ihtiyacõmõz yoktu. An-
cak, bize pazar bilgisiyle katkõda bulunabile-
cek ve Türkiye’ye kalõcõ bir şekilde gelmek is-
teyen ortak olursa bu ortaklõğa da gireriz di-
ye karar aldõk. Sonunda Avusturyalõ Verbund
şirketiyle böyle bir ortaklõk gerçekleştirdik.
Özellikle dağõtõm özelleştirmesinin yanõnda
üretim alanõnda yeni fõrsatlar bulmak, lisans-
lar almak ya da lisansõ olan şirketleri satõn ala-
rak portföyümüzü genişletmek istedik. Kocaeli,
Adana, Çanakkale ve Mersin’de faaliyet gös-
teren toplam 370 MW kapasiteli dört doğal-
gaz kombine çevrim santralõnõn yanõ sõra
2007 yõlõnda gerçekleştirilen satõn almalar son-
rasõ Antalya, Mersin ve Kahramanmaraş’ta iş-
letmede olan 85 MW hidroelektrik üretim kap-
asitesini bünyemize kattõk. Bunun yanõ sõra
yaklaşõk 1000 MW kurulu gücünde 9 hidro-
elektrik santralõnõn, 450 MW kurulu gücündeki
Tufanbeyli Termik Santralõ’nõn, 920 MW
kurulu gücündeki Bandõrma Doğalgaz Kom-
bine Çevrim Santralõ’nõn proje ve yapõm ça-
lõşmalarõ sürüyor. Ayrõca Enerjisa’nõn yeni-
lenebilir enerji kaynaklarõna yönelik yatõ-
rõmlarõnõn bir parçasõ olarak toplam 185 MW
kurulu gücündeki rüzgâr santrallarõnõn proje
çalõşmalarõna da başladõk.
Rüzgâr enerjisinde 300 megavata kadar çõk-
mayõ düşünüyoruz. Toplam üretimde 3 bin me-
gavata geldik.
Kendimize koyduğumuz optimum hedef, bu
yatõrõmlarõn yüzde 35’inin hidroelektrik, yüz-
de 25-30 doğalgaz ve kömür, yüzde 5 ile 10
arasõndaki bir oranõnõn da başta rüzgâr olmak
üzere yenilenebilir kaynaklardan olmasõ. Bu
oranlarõn değişip değişmeyeceği ya da deği-
şirse ne kadar değişeceği önümüzdeki fõrsat-
lara ve yasal düzenlemelere bağlõ olacak.
‘Elektrik üretim ve arzõnda hâlâ sorun var’ diyen Sabancõ Holding Enerji Grubu Başkanõ Selahattin Hakman:
‘Bõçaksõrtõndagidiyoruz’
‘Enerjide büyük oyuncuyuz’
2005yõlõnda Sabancõ Holding’in
geleceğe yönelik stratejik hedefleri
oluşturulurken “enerji sektörü”
grubun ana büyüme alanlarõndan biri
olarak belirlendi. Hedef, 2015 yõlõna
kadar 5 bin megavatlõk kurulu güce
erişmek, Türkiye’nin elektrik
tüketiminin yüzde 10’unu karşõlayabilir
hale gelmek ve 6 milyon aboneye
hizmet vermek.
- Yeni dağıtım ihalelerine katılma planınız var
mı?
- Özelleştirme İdaresi 2 bölgeyi daha ihaleye çõka-
racak. 2009 sonuna kadar bu özelleştirmelerin ta-
mamlanacağõnõ söyledi. Başta da belirttiğim gibi 6
milyon aboneye ulaşmayõ amaçlõyoruz. Bu doğrul-
tuda bizim 3 milyon aboneli başkent ayarõnda bir
bölgenin ihalesini daha alma hedefimiz var.
Çok küçük olanlarla ilgilenmeyebiliriz ama İstan-
bul Anadolu yakasõ, İzmir ya da Bursa bölgesi iha-
leye çõkarõlõrsa ilgileneceğiz.
T
ürkiye sürekli
nüfusu artan ve
büyüyen bir
ülke, krizler
elektriğe olan talebi
fazla düşürmüyor. Bu
yüzden bir yandan
hõzla yeni yatõrõmlara
yol açõlõrken bir
yandan da verimlilik
politikalarõnõn
gündeme alõnmasõ
şart.
BAŞBAKAN ERDOĞAN
‘ABD askeri
toprağımızdan
geçebilir’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
ABD’nin izin istemesi durumunda,
Irak’tan çekilecek ABD askerlerinin
Türk topraklarõnõ kullanmasõnõ değer-
lendirebileceklerini söyledi.
Amerikan CNN Televizyonu’nun
internet sitesindeki habere göre Erdo-
ğan, dün verdiği demeçte, ABD asker-
lerinin Irak’tan çõkõşõ konusunu olum-
lu bulduklarõnõ bildirdi. Erdoğan,
ABD askerlerinin Türk topraklarõndan
geçmesi konusunda ABD yönetimin-
den resmi bir istek gelmediğine de işa-
ret etti. “Silahlar ve cephaneler de
çıkarılacaksa, bunların nereye gitti-
ğinin açık olması gerektiğini” ifade
eden Erdoğan, “Eğer bu askeri teçhi-
zatın tam olarak nereye gittiği ko-
nusunda bilgilendirilirsek, daha uy-
gun bir değerlendirme yapabiliriz”
dedi. Erdoğan, ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn başkanlõğa seçilmesinden
bu yana “doğru tonda” konuştuğunu
da bildirdi. Obama’nõn Guantanamo
Üssü ile ilgili adõmlarõnõn Türkiye’de
çok olumlu karşõlandõğõnõ belirten Er-
doğan, ABD Başkanõ’nõn Nevruz do-
layõsõyla İran’a yolladõğõ kutlama me-
sajõndan da memnuniyet duyduğunu
kaydetti. Erdoğan, Obama ile kendisi-
ni de karşõlaştõrarak, her ikisinin de
aynõ mütevazõlõğõ paylaştõklarõnõ öne
sürdü. ABD’nin, Irak ile varõlan anlaş-
ma gereğince bu ülkede bulunan 140
bin dolayõndaki askerini 2011 yõlõnõn
sonuna dek çekmesi gerekiyor.
TALAT’LA GÖRÜŞME
Washington’dan
Rumları
kızdıran davet
Dış Haberler Servisi - ABD Dõşiş-
leri Bakanlõğõ, KKTC Cumhurbaşkanõ
Mehmet Ali Talat’õ 30 Mart Pazarte-
si günü görüşmek üzere Washington’a
davet etti. Talat ve ABD Dõşişleri Ba-
kanõ Hillary Clinton’õn görüşeceği
haberi Washington’daki Rum-Yunan
lobisinde öfkeye yol açtõ. “Helenler
İçin Ulusal Koordine Çaba” adlõ
Rum-Yunan grubunun 11 lideri, ABD
Başkanõ Barack Obama ve Başkan
Yardõmcõsõ Joe Biden’a ortak mektup
yazdõ. Mektupta ziyaretin iptali iste-
nirken KKTC’nin fiilen tanõnmasõ gi-
bi algõlanabilecek bu gibi girişimler-
den uzak durulmasõ istendi.
Greek News adlõ ABD Rum gazete-
sinin haberine göre, mektupta Talat-
Clinton görüşmesinin Obama’nõn po-
litikalarõna aykõrõ olduğu ve ziyaretin
ABD için yõllar boyu telafisi zor so-
runlara yol açacağõ savunuldu. Mek-
tupta Obama ve Biden’a hitaben
“Lütfen bu yanlış adımın önüne ge-
çin” denilerek KKTC’nin fiilen tanõn-
masõ olarak algõlanabilecek bu gibi gi-
rişimlerden uzak durulmasõ istendi.
ÇANAKKALE ZAFERİ
Atatürk’ü
yok saydılar
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - Yüreğir İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü, büyük önder Mustafa Ke-
mal Atatürk’ü yok saydõ. Çanakkale
Zaferi’nin yõldönümünde Milli Eğitim
Müdürlüğü’nce okullarda dağõtõlan bro-
şürlerde Atatürk’ten tek satõr da olsa
bahsedilmemesi dikkat çekti. Ata-
türk’ün yer almadõğõ broşürlerde, düş-
manõ Türklerin ‘iman’ gücüyle yendiği
savlandõ. 4 sayfalõk broşürün iç sayfa-
larõnda Mehmet Akif Ersoy’un “Ça-
nakkale Şehitlerine” isimli şiiri yer
aldõ. Broşürün son sayfasõnda ise imza-
sõz “Bir Destandır Çanakkale” isimli
yazõ yer aldõ. Vehbi Vakkasoğlu’nun,
“Bir Destandır Çanakkale” isimli ki-
tabõndan yapõlan alõntõlarla yazõldõğõ
anlaşõlan ve Çanakkale Savaşlarõ’nõ an-
latan yazõda Atatürk’e hiç yer verilme-
diği görüldü. Adana İl Milli Eğitim
Müdürü Abdulgaffur Büyükfırat,
“Konuyu inceleyeceğim. Çanakkale
demek, Atatürk demektir” dedi.