Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2009 PERŞEMBE
6 HABERLER
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Gerçek Öteki Kötü!
Geçen genel seçimlere az bir süre kala, Büyüka-
da çarşı içinde rastladığımız bir tanıdık, oyunu kime
vereceksin diye sordu. İlk kez CHP’ye, dedim. Vayy
sen faşist olmuşsun, neden bağımsız aday fişmeka-
na vermiyorsun, utanmıyor musun... Baktım ağzından
salyalar akıyor; çok sinirlendim, evet ben artık faşist
oldum, diyerek yürüdüm gittim.
Amerikancı ve Fethullahçı destek ve kaynaklarıy-
la ortalığa çıkan işbirlikçi turuncu demokratların ya-
yınları ve taraftarları, ülkemizin en müthiş demokratları!
Bu dış destekli projenin ana hedefi ordu. Bu grubu
boşverin, yarın uşaklık hizmetleri bitecek, yemleri ke-
silecek ve gök kubbede kötü bir seda olarak eriyip
gidecekler.
Onlar sözde, “demokrasi” için bunu yapıyorlar!
Bu projenin esas sahipleri ve uzun soluklu siyasi
taşıyıcıları ise şüphesiz Fethullahçılık ve AKP. Bura-
da temel soru şudur: Bu ikili demokrat mıdır? De-
mokrat olabilir mi?
1) Bir sıkı dini cemaat, bir köktenci inanç kültürü,
ülkeye-yönetime egemen olursa, demokrasi mi gel-
miş olur? Bu cemaat AKP ile birlikte yarı yarıya ikti-
darda. Demokrasi mi uyguluyorlar? Şimdi cemaatin
eteklerine yapışan, hadi kendi kendilerini tanımla-
malarını dikkate alarak belki (zavallı) “demokrat” di-
yeceğimiz zevat, buna bir yanıt vermeli.
Dünyanın hangi siyaset-sosyal bilim literatüründe,
köktenci dinci örgütlenmenin bir ülkeye demokrasi
getirdiği, getirebileceği, demokrasinin yerleşmesine,
kökleşmesine hizmeti olabileceği konusunda bir
kayıt kuyut, katkı, bilgi, deneyim vardır?
Bir dinci cemaatin, iktidarı, devleti, ekonomik ve sos-
yal hayatı giderek sarıp sarmalamasının sonucu ne
olabilir? Bunu kestiremeyenler aptaldır, bilgisizdir; kes-
tirip veya bilip de bu konuda susanlar ve işbirliği ya-
panlar ise sahtekâr, demokrasi katili, açık ve özgür
toplum düşmanıdır...
2) AKP’nin demokratlığı: Bu parti iktidarda olduğu
7 yıla yakın süre içinde, kâğıt üzerinde ve lafta değil,
fiili hayatta - sosyal yaşamda ülkemizde demokrasinin
sınırlarını mı geliştirdi? (Kürtler için bazı kültürel hak-
ları bir kenara bırakalım; bu CHP’nin sınırlı zekâlı po-
litikasının doğurduğu boşluğun ve DTP’ye karşı Kürt
oylarını alma politikasının sonucu.)
Basın özgürlüğü konusunda mı demokrat, yok-
sa zorba ve özgürlüğü yok edici mi?
Geçen 1 Mayıs’ta, çalışanların isteklerine, gösteri
özgürlüklerine karşı demokrat mıydı veya zorba mı?
Kendilerinden olmayanlara karşı demokrat mı,
yoksa kimliklerini değiştirmeye zorlayıcı ve baskı al-
tına alıcı mı? Yönettikleri devlet-kamu kurumlarına
farklı kişileri mi alıyorlar? Ülkede içki içecek tek bir
yer bırakmama politikaları mı, toplumsal çeşitli-
lik/zenginlik yaratan bir demokrasi uygulaması!
Toplumsal direniş veya mücadeleleri baskılayı-
cı mı yoksa özgürleştirici mi? Su forumunu protes-
to eden ve farklı taleplerle öne çıkan göstericilere kar-
şı, bu iktidar, demokratik mi davranıyor yoksa zor-
ba ve faşistçe mi? Yargıyı, yüksek yargıyı tamamen
kendisine bağlama çabası demokrasi için mi, yoksa
AKP’nin mutlak iktidarı için mi?..
Gelelim demokrasinin en önemli ve temel biri-
mi olan bireye: Ülkeyi yöneten bu ikili, eğitim-eko-
nomik-sosyal vb. politikalarıyla, demokrasinin en te-
mel unsuru olan bireyi özgürleştiriyor mu, özgürce dü-
şünmesini geliştiriyor mu, eleştirel bakışına destek ve-
riyor mu; yoksa bireyi bağımlılaştırıyor, belirli inanç-
ların ve cemaatçi davranışların esiri mi yapıyor?
Bütün bunların yanıtları açık mı, yoksa kapalı/bi-
linmez mi?
Kafalar berrak olsun! Darbe isteyen askerler, siviller
olabilir. Darbe bu ülkeye demokrasi getirmez.
Önümüzde iki kötü var; askeri darbe bu kötüler-
den birisidir, ama sanaldır, en azından bugün mad-
di koşulları hiç yoktur...
Ama öteki kötü, ikili yapısıyla iktidardadır! Gerçektir!
Ülkede, aklı, çeşitliliği, demokrasiyi, eleştirel düşün-
cenin zeminini boğmakta, ezmekte, adım adım yok
etmektedir... Bunu da “sanal” olanı düşman göste-
rerek yapıyor!
Çelişkinin amansızlığına, güzelliğine bakın: İk-
tidardaki öteki kötü, sanal kötüyü tamamen temiz-
lemek istiyor! Bütün strateji bunun üzerinde kurulu.
Onu yıkarsa, kötülüğünün önünde bir engel kalma-
yacak. Sanal olan varlığı ile, iktidardaki kötüyü diz-
ginliyor! Akıllı varlığı daha da demokrasiye hizmet ede-
cek!
Tabii demokrasiye ne büyük hizmet, Cumhuri-
yet mitingleri ve bu mitinglerin yüce kadınları ve
insanlarının varlığıdır!
Özgür toplum düşmanlarının esas yıkmak is-
tedikleri de budur!
TBB Başkanõ Özdemir Özok, Balbay’õn tutuklanmasõ ve Ergenekon soruşturmasõnõ değerlendirdi
‘Hukukadõnayüzkarasõ’İLHAN TAŞCI
ANKARA - Türkiye Barolar Bir-
liği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok,
Ergenekon soruşturmasõnda örgüt-
lü ve sistemli yayõnlar yapõldõğõnõ
vurguladõ. Takõm tutar gibi yargõda
taraf tutulamayacağõnõ kaydeden
Özok, “Şu köşeyi sen, bu köşeyi
ben kaptım anlayışı yanlıştır. Kö-
şe kapanlar bir gün köşelerinden
olurlar. Yaşananlar hukuk devleti
adına yüz karasıdır” dedi.
Özdemir Özok, gazetemiz Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay’a yö-
nelik “suçlamalar” ve Ergenekon
soruşturmasõnõn yürütülme biçimi-
ni değerlendirdi. “Korkunç” bir ka-
ralama kampanyasõ ve gruplaşma-
sõnõn yaşandõğõna işaret eden Özok,
şunlarõ söyledi:
“Aynı kompartmanda sürekli
yayın yapılıyor. Biz hukukçular
olarak hiçbir kompartmanda de-
ğiliz. Biz hukukun üstünlüğüne
inanıyoruz. Ama başından beri de
Ergenekon ve Deniz Feneri davası
ile topluma doğrudan dayanan
davalarda kamuoyu müthiş odak-
lanıyor. İnsanların lekelenmeme
hakkı var. Mahkûm oluncaya
kadar herkes masumdur. Ama
dünya âlem görüyor, Ergenekon
davasında örgütlü, sistemli ve
sürekli yayın yapılıyor. Öte ta-
raftan da bazı davalar öteleniyor,
sumenaltı ediliyor. Bu çifte stan-
dardı Türkiye’nin ve yargının
kabul etmesi olanaksız. En sade
yurttaş bile isyan ediyor.”
Kapalõ, bilinmeyen, karanlõk hiç-
bir odağõn aydõnlanmayacağõnõ dü-
şünmediklerini vurgulayan Özok,
her şeyin mutlaka aydõnlanacağõnõ
ve gizli olaylarõn açõğa çõkacağõnõ
söyledi. Ergenekon sanõklarõ hak-
kõnda yazõlanlarõn ve iddianamede
yer alanlarõn şu anda birer iddia ve
isnat olduğunun altõnõ çizen Özok,
“Ergenekon’da yasaklama kara-
rı alınıyor ama daha sanığın tah-
liye talep dilekçesi mahkemeye ve-
rilmemişken talebin reddedildiği
haberleştiriliyor. Talep de red-
dediliyor. Aynen takım tutar gi-
bi yargıda taraf tutulmaz” dedi.
Adil yargõlanma, hukuka uygun
yargõlama, lekelenmeme hakkõ ve
hüküm giyinceye kadar masum
olunmasõnõn hukukun evrensel il-
keleri olduğunu anlatan Özdemir
Özok, “Aslolan tutuksuz yargıla-
madır. Ama tutuklular tahliye
edilince çok ötelerden ‘GA-
TA’kulli var’ diyorsanız, sorun var
demektir” diye konuştu. Özok,
“Bu devri âlemin böyle gideceğini
sananlar bir gün bunun kafala-
rına çökeceğini unutmasınlar.
Hukuk çökerse hiçbirimizin gi-
deceği yer yoktur. Biz hukuk ne
söylüyorsa onu söylüyoruz. Yar-
gının objektif, tarafsız şemsiyesi-
nin altına girmek zorundayız.
Herkes bilsin ki Türkiye’de hu-
kukun üstünlüğü mücadelesini
vereceğiz, yağma yok. Ergenekon
savcılarının soruşturmayı usul
içerisinde yapmasını söylüyoruz.
Herkes güvenceli biçimde yargı-
lanır, suçluysa cezası verilir. Şu
köşeyi sen, bu köşeyi ben kaptım
anlayışı yanlıştır. Köşe kapanlar
bir gün köşelerinden olurlar. Bu-
nun pek çok örneğini tarih gös-
termiştir. Yaşanan gelişmeler hu-
kuk devleti adına bir yüz karası-
dır. Telekomünikasyon İletişim
Başkanı (TİB) ‘Korkmayõn hepi-
nizi dinlemiyoruz’ diyor. Bir ağır
ceza reisi dinlemeyi önlemek için
odasına cihaz koyuyor. Oturup
ağlamak lazım. Hangi hukuk
devletinde bu görülmüştür” dedi.
Ergenekon soruşturmasõnda örgütlü ve sistemli yayõnlar yapõldõğõnõ
vurgulayan Özdemir Özok, takõm tutar gibi yargõda taraf tutulamayacağõnõ
kaydetti. Özok, “Öte taraftan da bazõ davalar öteleniyor, sumenaltõ ediliyor.
Bu çifte standartõ Türkiye’nin ve yargõnõn kabul etmesi olanaksõz. En sade
yurttaş bile isyan ediyor” diye konuştu.
SANATÇILARDAN TEPKİ
‘Türkiye’de basın
özgürlüğü var mı?’
Sinema oyuncusu Tarõk Akan, ‘Ne kadar
çok saldõrõrlarsa, o kadar güçlüyüz’ diyerek
tepkisini dile getirdi.
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Gazetemiz Ankara temsilcisi ve ya-
zarõmõz Mustafa Balbay’õn, Ergenekon davasõ
kapsamõnda tutuklanmasõna sanatçõlardan tepkiler
sürüyor. Sinema oyuncusu Tarık Akan, “Cumhu-
riyet’e ne kadar çok saldırırlarsa, o kadar güç-
lüyüz” derken Moğollar müzik grubunun kurucu-
su, müzisyen Cahit Berkay, “Ülkede gerçekten ba-
sın özgürlüğü var mı” diye sordu. Türk Halk Mü-
ziği sanatçõsõ Ufuk Karakoç da “Cumhuriyet için
elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım” dedi.
Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõnõn üzerinden
14 gün geçti. Bu süre içinde sanat dünyasõndan pek
çok isim gazetemizi arayarak, bu davada gazetemizin
yanõnda olduklarõnõ dile getirdiler. Sinema oyuncusu
Tarõk Akan, gazetemize yap-
tõğõ açõklamada, tarih bo-
yunca her dönem gazeteye
yönelik saldõrõlara tanõk olun-
duğunu ancak bu saldõrõlarõn
gazeteyi daha da güçlendir-
diğini vurguladõ. Akan, tep-
kisini şu sözlerle dile getirdi:
“Her zaman Cumhuri-
yet’in yanındayım. Çünkü
Cumhuriyet benim baş ga-
zetemdir, öğretmenimdir,
hocamdır. Tüm Türki-
ye’nin en kötü dönemle-
rinde, en çok sıkıntıyı ya-
şayan bir yayın organıdır.
Ama şuna yürekten inanı-
yorum ki, çalışanlarına ne
kadar çok saldırırlarsa, o
kadar güzelleşiyor, o kadar
güçleniyor Cumhuriyet. Bi-
zi bu baskılar asla yıldıra-
mayacak, yıldıramayacağı
gibi daha da fazla büyüye-
ceğiz.”
Moğollar müzik grubunun
kurucusu, müzisyen Cahit
Berkay, dava sürecini üzüntüyle takip ettiğini dile
getirdi. Berkay, “Üzüntüyle izliyorum ve insanların
kafasında soru işaretleri uyandırıyor. Nereye gi-
diyoruz? Türkiye nereye gidiyor? Bu insanlar ne-
den tutuklanıyor? Türkiye’de gerçekten basın öz-
gürlüğü var mı? Olup olmadığını Balbay’ın
üzerinden yaşıyor ve görüyoruz. Endişeyle izli-
yorum” dedi. “Bu durumun bir yerde son bul-
masını ve doğruların bir an önce ortaya çıkarıl-
masını istiyoruz” diyen Berkay, Cumhuriyet’in ya-
nõnda olduğunu vurguladõ.
Türk Halk Müziği sanatçõsõ Ufuk Karakoç da, ya-
põlanlarõn “bilinçli” olduğuna işaret etti. Karakoç,
“Çok bilinçli bir kampanya. Önceden de bili-
yordum ama şimdi çok eminim. Kınıyorum. Cum-
huriyet için elimden ne geliyorsa da yapmaya ha-
zırım” dedi.
Ellerinde “En büyük tehlike geriye gidişin hızı değil, heyecanı yitirmektir” yazılı dövizler taşıyan Cumhuriyet okur-
ları, Mustafa Balbay’ın bir an önce serbest bırakılmasını istediler. (Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ)
Okurlarõmõz ve sivil örgütler, Balbay’õ yalnõz bõrakmõyorlar
‘Hasretimiz büyüyor’İstanbul Haber Servisi -
Cumhuriyet okurlarõ ve sivil
toplum kuruluş temsilcileri pa-
zar hariç haftanõn her günü ga-
zetemizin Şişli’deki merkez
binasõnda, tutuklanan Ankara
Temsilcimiz “Mustafa Bal-
bay için nöbet tutmaya” de-
vam ediyor.
Aralarõnda Atatürkçü Dü-
şünce Derneği (ADD) ve Çağ-
daş Yaşamõ Destekleme Der-
neği’nin (ÇYDD) bulunduğu
topluluk, yakalarõna Balbay’õn
fotoğraflarõnõ taktõlar. Elle-
rinde “En büyük tehlike ge-
riye gidişin hızı değil; heye-
canı yitirmektir” yazõlõ dö-
vizler taşõyan Cumhuriyet
okurlarõ Balbay’õn bir an ön-
ce serbest bõrakõlmasõnõ iste-
diler. Cumhuriyet okuru Feza
Özüdoğdu, yapõlan haksõz-
lõklara karşõ çõkmak için Bal-
bay’õn yanõnda olduğunu be-
lirtirken ÇYDD üyesi Alev
Ocaktar ise Balbay’õn õşõğõnõn
sönmesini istemediklerini di-
le getirdi.
Cumhuriyet okuru Nejat
Ercümen, iktidara muhalefet
için, Balbay için nöbetteyim
derken, ADD üyesi Nedim
Öztuna da demokrasi için nö-
bete devam çağrõsõ yaptõ.
‘Balbay’ın yanındayız’
Gazetemize mesaj gönde-
ren emekli Albay Ercan Se-
defoğlu, tüm varlõğõyla Bal-
bay’õn yanõnda olduğunu vur-
gulayarak, “Yaşadıkları onu
daha da zirveye taşıyacaktır”
dedi. Kõdemli Albay Yunus
Müminoğlu ve eşi eğitimci-
yazar Emine Müminoğlu ise
Balbay’õn tutukluğunu kõna-
dõğõnõ açõkladõ. Ankara CU-
MOK üyesi eczacõ Gülay As-
ker de Balbay’õn eşi Gülşah
Balbay’a hitaben yazdõğõ mek-
tupta, özetle şunlarõ kaydetti:
“Biz kadınlar, gücümüzü
aydınlanmadan alıyoruz.
Karamsarlık yok, umutsuz-
luk yok! Güzel kardeşim;
Yağmur’u göğsüne bastır,
Deniz’i besle sütünle. Besle ki
Deniz bebek büyüsün. Seni
hep dimdik ayakta görece-
ğiz; eşine destek olurken,
çocuklarına bakarken...”
Balbay için gazetemiz bi-
nasõnda açõlan defteri imzala-
yan bazõ okurlarõmõzõ mesajlarõ
şöyle:
- İP Genel Başkan Yar-
dımcıları Ceyhan Mumcu
ve Erkan Önsel: Uğur Mum-
cu’nun başõna gelenler, Uğur
Mumcu dostlarõnõn dostu Mus-
tafa Balbay’õn da başõna geli-
yor. Atatürkçülerin başarõsõnõn
yolu, Balbay’õn özgürlüğünden
geçer. Balbay’õn özgürlüğü
bu yüzden yaşamsaldõr.
- CHP Bakırköy Belediye
Meclisi Üyesi Yurdanur Kı-
rıcı: Cumhuriyet değerlerinin
yõlmaz savunucusu, sevgili
Uğur Mumcu’nun günümüze
uzanan sesi, soluğu, kalemi...
Güne sesinizle, değerli yo-
rumlarõnõzla başlarken, has-
retimiz günden güne büyü-
yor.
- CHP Karamürsel Kadın
Kolları Başkanlığı: Yüreği-
mizin gücü ve coşkusu ile her
zaman her yerde yanõndayõz...
- Gülseren Morkaya: Ata-
türk ilkelerine bağlõlõğõn ve
onlarõ korumak için gösterdi-
ğin çabalar için sana hayranõm.
Ben 71 yaşõnda bir Cumhuri-
yet okuruyum. Bu yaşõma ka-
dar hiç bu kadar mutsuz ol-
mamõştõm. Hiç bu kadar Cum-
huriyetin, hukuk ilkelerinin, in-
sanlõğõn hiçe sayõldõğõnõ gör-
medim.
- ADD Karamürsel, Geb-
ze, İzmit ve Derince Şubele-
ri: Düşünce özgürlüğüne gem
vurulmamasõ adõna sizinle be-
raberiz...
- ADD Şişli Şubesi Başka-
nı Zekiye Aslan: Türk halkõ-
na ve aydõnõna, karanlõklarõ ya-
şatmak isteyenler, kendi ka-
ranlõklarõnda boğulacak...
- Emekli Büyükelçi Murat
Bilhan: Seninle çok az ama
özlü görüşmemizde, yüksek
değerini görmüştüm. Kalbi-
min seninle birlikte olduğunu
kuvvetle vurgular, en kõsa za-
manda sağlõk ve başarõlarõnla
birlikte aramõzda olmanõ dile-
rim.
GENÇ’TEN SORU ÖNERGESİ:
Günlükleri basına
kim sızdırdı?
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Tun-
celi Bağõmsõz Millet-
vekili Kamer Genç,
gazetemiz Ankara Tem-
silcisi Mustafa Bal-
bay’õn tutuklanmasõna
gerekçe gösterilen gün-
lüklerle ilgili tartõşma-
larõ bir soru önergesiy-
le TBMM gündemine
taşõdõ.
Genç, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdo-
ğan’õn sözlü olarak ya-
nõtlamasõ istemiyle ver-
diği soru önergesinde
“Mustafa Balbay’a ait
olduğu iddia edilen
günlüklerle” ilgili ola-
rak şu sorulara yanõt
verilmesini istedi:
“Bu günlüklerin
Mustafa Balbay’a ait
olduğu nasıl ve hangi
delillerle kanıtlan-
maktadır? Günlük-
lerde yer alan ifade-
lerin, günlüklerde adı
geçen kişilere ait ol-
duğu hangi delillerle
kanıtlanmaktadır?
Halen tutuklu bulu-
nan Mustafa Bal-
bay’ın bu konudaki
ifadesi alınmış mıdır?
Bilgisayarlarda yazı-
lı metinlerin bir kıs-
mını veya tamamı de-
ğiştirilerek yerine ye-
ni metinler ilave etme
olanağı olduğuna gö-
re, bu günlük ve ko-
nuşmalarda adı ge-
çen kişilere yapılan-
ları benimsiyor mu-
sunuz? Halen açık-
lanmamış iddianame-
de yer alan bu gün-
lükler kimler tarafın-
dan basına sızdırıl-
mıştır? Sorumlular
hakkında ne gibi iş-
lem yapılmıştır?”
Tarık Akan.
Cahit Berkay.
Özkök ve Büyükanõt:
Davet
edilirsek
mahkemeye
ifade
verebiliriz
İstanbul Haber Servisi - Eski
Genelkurmay başkanlarõ Orgeneral
Hilmi Özkök ve Orgeneral Yaşar
Büyükanıt, sanõk veya tanõk olarak
davet edilmeleri durumunda mah-
kemeye ifade verebileceklerini be-
lirttiler. Özkök, gazetemiz yazarõ
Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia
edilen notlara ilişkin “İnternet si-
tesi ve basına yansımış iddialar.
Eğri mi doğru mu bilmiyorum”
ifadelerini kullanõrken, Büyükanõt,
“Benim ‘Bu medyayla darbe yapõ-
lõr mõ?’ diye sorduğum yazılmış...
Ben hiçbir yerde böyle bir şey söy-
lemedim... Hukuk çağırırsa gi-
derim, doğru neyse onu söyle-
rim” dedi.
Milliyet gazetesi yazarõ Fikret Bi-
la’nõn konuya ilişkin sorularõnõ ya-
nõtlayan dönemin Genelkurmay
Başkanõ emekli Orgeneral Hilmi
Özkök, günlüğe ilişkin haberleri
okuduğunu belirterek, “Bunlar na-
sıl sızıyor, nasıl basına yansıyor
onu da anlamış değilim. Soruş-
turmanın gizliliği prensibi var
ama her şey sızıyor. Bu nasıl olu-
yor?” diye konuştu. Adõ geçen as-
kerlerin kendisiyle ilgili yaptõğõ yo-
rumlarõ değerlendiren Özkök, “Ar-
kadaşlarımdan bana karşı böyle
değerlendirmeler ve hareketler
beklemem” dedi. Özkök, şunlarõ
söyledi: “İnternet sitesi veya ba-
sına yansımış iddialar. Eğri mi
doğru mu bilmiyorum. Resmiyet
kazanmış değil. Sadece haberler
üzerinden değerlendirme yap-
mam doğru olmaz.”
Mahkemenin tanõk veya sanõk
olarak çağõrmasõ durumunda, “git-
mem” denilemeyeceğini ifade eden
Özkök, avukatlarõna hukukçulara
danõştõktan sonra “hukuka yar-
dımcı olacaksa gidip konuşacağı-
nı” söyledi. Emekli Orgeneral Ya-
şar Büyükanõt ise kenidi adõnõn Bal-
bay’õn “Genç subaylar rahatsız”
haberiyle ilgili olan yerde geçtiğini
anõmsatarak, “Bu haber çıkınca Sa-
yın Balbay’ı çağırdım ve konuş-
tum. Bu haberin çok tehlikeli bir
yaklaşım olduğunu söyledim.
TSK’ye zarar verdiğini söyledim.
Yanlış olduğunu söyledim. Nite-
kim bu haberi bir basın toplantı-
sıyla yalanladık” diye konuştu.
Büyükanõt, Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’ün İngilizcesi için “gak
guk İngilizcesi” ifadesini kullan-
dõğõnõ da yalanladõ. Bir yerde ken-
disinin “Bu medyayla darbe ya-
pılır mı?” diye sorduğunun yazõl-
dõğõna işaret eden Büyükanõt, özet-
le şöyle konuştu:
“Çok üzüldüm. Bunlar çirkin
sözler. Kabul etmiyorum. Ben
hiçbir yerde böyle bir şey söyle-
medim... Bir yerde de o zamanki
komutanlarımızın (Org. Hilmi
Özkök) gizli gizli bazı buluşmalar
yaptığı öne sürülmüş. Böyle bir
şey yok. Hiç olmadı. Ben komu-
tanımızı teğmenliğinden bu yana
tanırım. Öyle bir şey hiç olmadı.”
obursali@cumhuriyet.com.tr