14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 MART 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B ekonomi@cumhuriyet.com.tr İşçi temsilcileri ve akademisyenler, hükümetin zaman yitirdiği ve sosyal politika üretemediği konusunda birleşti İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kim Kuruttu? Kamuoyuna dönük açıklamalar yapma alışkanlığı ol- mayan işadamı Ahmet Nazif Zorlu da konuşmuş, eko- nomideki kurumanın öyle meyvenin kurutulmasına benzemediğinden söz açıp geri dönüşün, yeniden to- parlanmanın ne kadar da zor olacağını anlatmaya ça- lışmış. Zaten ağzını açan ekonomist, piyasacı dünya kri- zinde yakın günlerde anlamlı bir toparlanma olabilse de, işletmelerin kapanması, üretim kapasitelerinin düşü- rülmesi, işçi çıkarmaları olarak yansıyan reel ekonomi- deki büyük küçülmenin kolay kolay geri dönüşü olma- dığının altını çiziyorlar. Dün çok açık, resmi işsizlik ve- rilerinde oynama yapılmazsa, yani hileye başvurul- mazsa, Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı şisizliği, işten çıkarma artışlarının, sonraki aylar istatistiklerinde daha da büyüyeceğini söylüyorlardı. Özetle piyasalar krizinde dibe vurulmuş, yukarıya çı- kış başlamış olsa bile reel ekonomide, işsizlik artışında yakın gelecek için olumlu gelişmeler gündeme gele- meyecek... İşyeri kapanmaları, işçi çıkarmaları, işsiz sa- yıları büyümeye devam edecek. Ekonomist, dibe vura- cak 17 ülke içinde Türkiye’yi sayıyor. BBC iflas edecek ülkeler listesine almış bile. Zaten reel ekonomik çökü- şe ilişkin karşılaştırmalı dünya istatistiklerinde, işsizlik- te Türkiye şimdiden sondan üçüncü sırada... Türkiye’de üretimi, reel ekonomiyi kim kuruttu böy- le? ABD odaklı piyasalar krizinden başlayan dünya kri- zinde, kendi geçmiş krizi nedeniyle bağışıklı sayılan, ha- fif atlattığı varsayılan Türkiye, nasıl oldu da birdenbire en çok kaybeden, kaybetmeye devam edecek ülkeler arasına girdi? Suçlu kim, Türkiye’yi kim kuruttu? Dünya krizinin olumsuz sonuçlarını seçime kadar ge- çiştirmeye çalışan AKP iktidarı, “Bizi teğet geçti” sloganı ile siyaset gaffı da işleyen Başbakan Erdoğan’ın şim- dilerdeki savunmalarının temeli “Bizden değil, dünyadan kaynaklanıyor” üzerinden. Çıkışın kaynağının ABD olduğu, dünyayı kavurduğu iletişim, medya çağında saklanabi- lecek bir durum değil zaten. Ancak aynı iletişim olanakları, krizin odağı ABD’nin, kendine dönük aldığı önlemlerle kendi sorumlusu olduğu bu krizi en hafif geçiştirecek ülk- lerin başında olduğunu da gösteriyor... Irak işgali odaklı milyonlarca yoksul Müslümanın ABD öncülüğündeki emperyal işgallerde, işgalci aske- ri güç yanında, ırklar, mezhepler eksenindeki içi çatış- malarda öldükleri, birçok katının yaralandığı, yüzlerce ka- tının ise çok ağır insan hakları ihlallerine hedef olup, yok- sullaşıp, yoksunlaştıkları bir süreçten geçiyoruz... Erdoğan hükümetleri, yaratılmalarını bile borçlu oldukları, iktidara geldikleri bu süreçte, kendi iktidar icraatları, katkıları sı- fır sayılabilecek ölçeklerde iken, bu kanlı petrolün ön- lenemez yükselişi odaklı parlak piyasalar yükselişinden paylarını aldılar. Gerçi Erdoğan hükümetlerinin artı hanesine yazılan pi- yasalar eksenli ekonomik büyüme, pembe tablonun ger- çeğine bakıldığında, aslında aynı koşullardaki ülkelerin gerisinde kaldığı da görülür. Üstelik üst üste yüzde ye- dilerde büyüme oranlarında, işsizlik sonununa çözüm üre- temeyen sayılı ülkelerden biri oldu. Yani üretim ekono- misinin büyümediği, Cumhuriyet birikimi, kazanımı iş- letmelerini en çok, en yağmacı yöntemlerle yabancıla- ra da peşkeş çeken, ihracat patlamasını üretim artışı- na değil, ortalama yüzde 60’ları bulan ithalata dayalı üre- time dayatan, cari açığı da büyüme rekorları kıran bir Tür- kiye’den söz ediyoruz. Erdoğan hükümetleri, dünya ge- lişmelerine borçlu olduğu piyasalar ekonomisindeki bu pembe tabloyu kendi başarısı gibi pazarlamayı çok iyi becerdi. Şimdi sonuçlarından, sorumluluğundan asla kaça- mayacağı, elbette dünya krizi bağlantılı kötü gidişten sı- yırtmak üzere, “Dünya krizi, bizim hiç suçumuz yok..” de- meye getiren bir söylemle siyaset yapıyor. Oysa bilim çok çarpıcı ve çıplak olarak, piyasalardaki büzüşme bağ- lantılı, tüketimin artırılamaması eksenli emperyal kapi- talizmin olmazsa olmaz bu doğal krizinden, zararla baş- layıp kazançlı bile çıkabilenler ile, altından kalkamayanlar arasındaki ayrışmayı açıklayabiliyor... Kriz karşısında ön- lemini alan ülkeler en az zararla kolayca toparlanır, pi- yasalar krizinin reel ekonomiye sıçramasında büyük çap- ta önlemler alırlarken, onların toparlanması adına talan edilmiş gelişmekte olan ülkeler iflasa sürükleniyor. Soros, Fethullah fonları ile beslenmiş siyasal iktidarlar elinde olan gelişmekte olan ülkelerin sorumlu siyasi ik- tidarları, enperyal çıkarlara teslimiyette en sorumsuz iş- leri yaptıklarından, iflas eden ülkeler, gerçek ekonomi- leri en çok zarar uğramış ülkeler listelerinde başı çeki- yorlar... Ukrayna, Macaristan, Türkiye.. geçmişlerinde- ki sanayileşme birikimlerini en çok yabancılara peşkeş çekmiş, sosyal devlet düzenlerini talan etmiş ülkelerin siyasi iktidarları yaptıklarının hesabını vermek nokta- sındalar. Hele de en uzun süreli iktidarda kalmış, pem- be tablolu günlerin nimetlerinden payını almış Erdoğan hükümetlerinin hiç kaçacak yeri yok... soner@cumhuriyet.com.tr Bugünkü ekonomik tablo ile iş- sizliğin kõsa bir sürede çözümlene- meyeceğini dile getiren ekonomistler, en azõndan işini kaybedenlerin ya- şamõnõ sürdürebilmesi için sosyal politikalarõn bir an önce harekete ge- çirilmesi gerektiğini dile getirdi. Prof. Seyfettin Gürsel, bu yõl ve ge- lecek yõlõn kayõp bir olduğunu, istihdam sorununun çözümü için en az yüzde 6’lõk büyümenin şart olduğunu dile getirirken, Prof. Hayri Kozonoğlu da kõsa vadede işsizlere yurttaşlõk geliri gi- bi harcama kuponlarõnõn verilmesi ve KDV’nin tüm zaruri ihtiyaç maddele- rinde kaldõrõlmasõ ya da yüzde 1’e in- dirilmesi gerektiğini vurguladõ. Hükü- metin programõnõn belli sektörlerde bir hareket yaratabileceğini anlatan Koza- noğlu, belli gelir seviyesindeki insanlarõn beyaz eşya da benzeri ürünleri alabileceğini, oysa da- ha kalõcõ önlemlere gereksinim duyul- duğunu söyledi. Kozanoğlu’nun çö- züm önerileri özetle şöyle: Sanayide yüzde 20’lik bir daralma var, ancak gõ- dada istikrar sürüyor. Bir süre sonra bu- rada da daralma başladõğõnda durum çok daha vahim olacak. Bu nedenle kamu- nun bir an önce iş olanaklarõ yaratma- sõ gerekiyor. Ayrõca, geliri olmayanla- ra da krizin etkileri azalõncõya kadar yurt- taşlõk geliri gibi bir gelir sağlanmasõ la- zõm. 6.5 milyon aileye dağõtõlmasõ ge- reken bu harcama kuponlarõnõn kriz sü- resince verilmeli. İstihdam dostu büyüme İşsizlikle başa çõkõlmasõ için en yüz- de 6’lõk bir büyüme gerektiğini ifade eden Gürsel, sağlanmasõ gereken bü- yümenin de mutlaka istihdam dostu bir büyüme olmasõ gerektiğini söyledi. Gürsel’e göre yapõlmasõ gerekenler şunlar: Hem iç talebi artõracak, tasarrufu artõracak, hem de rekabet edebilecek bir yapõlanma gerekiyor. Bunun yolu bir di- zi yapõsal reformdan geçiyor. Asgari ücret ödemediği halde as- gari ücret gösterilen yüzlerce işyeri var. İşgücü maliyetleri çok yüksek. Kõdem tazminatlarõ ciddi bir yük. İşsizlik ödenekleri yükseltilerek bundan sonra işe gireceklerde kõdem tazmina- tõ kaldõrõlmalõ. Savunma sanayiinden kõsõlarak eği- time daha fazla pay ayrõlmalõ. DİSK:Tüketim dedesteklensin DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi de istihdam sorunu- nun gidirelmesinin yanõ sõ- ra krizin daha rahat atlatõla- bilmesi için tüketimin de desteklenmesi gerektiğini dile getirdi. Çelebi’nin öne- rileri de şöyle:  İşsizlik verileri birkaç ay içinde daha da ağõrlaşa- cak. Yalnõz bir saatlik ça- lõşma süresinin geri çekil- mesi bile 126 bin kişiye is- tihdam yaratõyor.  Fazla mesai, özellikle medya ve turizmde yaşa- nan 11-13 saatlik çalõşma- lardan kesinlikle vazgeçi- lerek yeni eleman alõnmalõ.  Kayõt dõşõ çalõşanlar kayõt altõna alõnmalõ, bunu kolaylaştõrmak için sigorta ve primleri Hazine tarafõn- dan karşõlanmalõ.  Geliri 800 TL’nin altõ- dakilere destek sağlanmalõ. Türkiye İşçi Sendikalarõ Konfederas- yonu Başkanõ Mustafa Kumlu’nun, is- tihdam sorunu ve krizin etkilerinin nasõl giderileceğine dair görüşlerini şöyle özetlemek mümkün:  Krizi sosyal devlet politikalarõnõn uzaklaştõrõlmasõnõn bir bedeli. Bu nedenle çözüm de sosyal devletin yeniden ve güçlü bir şekilde uygulanmasõndana geçiyor.  Kriz gerekçesiyle işten çõkarõlma ön- lenmeli.  İlave istihdam yaratan işletmelerin sosyal güvenlik prim ödemelerini Hazine üstlensin. Kamu daki personel ihtiyacõ hemen giderilmeli, emekli olanlarõn yerine yeni personel istihdam edilsin.  Fazla mesai uygulamasõ yapõlmasõn. Çalõşma saatleri düşürülerek istihdam arttõrõlsõn.  Esnek çalõşma biçimleri kriz gerekçesiyle yaygõn- laştõrõlmasõn.  İşsizlik sigortasõ kapsamõndaki işçilerin fondan ya- rarlanma koşullarõ geliştirilsin.  Ağõrlõklõ olarak dar ve sabit gelirli kesimlerin tüket- tiği zorunlu temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylõ ver- giler kaldõrõlsõn.  İşsizlik sigortasõ kapsamõnda olmayan işçiler işten çõ- karõldõğõnda “dayanışma geliri” verilsin. Elektrik, su, do- ğalgaz, yakacak, kira gibi ödemeleri belirli bir süreyle za- mana yayõlsõn. İzmir’de4ayda30fabrikakapandı Ekonomi Servisi - Kü- resel kriz, İzmir’in Çiğli il- çesindeki 52 sektörden on binlerce kişiye ekmek kapõsõ açan İzmir Atatürk Organize Sana- yi Bölgesi’nin (İAOSB) firmalarõn krizden ne ölçüde etkilendiklerine ilişkin hazõrladõğõ ikinci raporda, çar- põcõ sonuçlar ortaya çõktõ. İAOSB’nin yaptõğõ araştõrmada, kapanan fabrika sayõsõ 30’a yükse- lirken, işsiz kalan sayõsõ 6 bine çõk- tõ. Ücretsiz izne çõkarõlan ya da ya- rõzamanlõ çalõşan işçi sayõsõ da 6 bi- ni buluyor. İşçi çõkarmalarõndan önce bölgede istihdam edilen çalõ- şan sayõsõ 28 bin iken, bugün bu ra- kam 22 bine düştü. Kriz derinleşiyor İAOSB Başkanõ Hilmi Uğurtaş, Türkiye genelindeki diğer organize sanayi bölgelerinin de durumlarõnõn İAOSB’den farklõ olmadõğõnõ söy- ledi. Uğurtaş, “Kriz derinleşerek devam ediyor. İhracatta çalışan sektörlerde sipariş azalması var. Elektrik ve doğalgaz tüketim- leri ciddi ölçüde düştü. Durum hiç parlak değil” dedi. Konuttaki KDV, beyaz eşyada ÖTV indiriminin yeterli olmadõğõ- nõ ifade eden Uğurtaş, “Enerji fi- yatlarında indirim yapılmalı, is- tihdam üzerindeki yükler azaltıl- malı. Lüks konuttaki KDV ora- nını düşürüyorsunuz, anlayabil- mek mümkün değil. Alınması ge- reken tedbirler alınmıyor” diye konuştu. Desa’da yeni eylem takvimi oluştu Desa’da protestolara uluslararasõ iş- çi örgütlerinin de destek vermesiyle yeni bir takvim oluşturuldu. CCC’nin (Clean Clothes Campa- ign) düzenlediği ve Avrupa sendi- kalarõnõn destek verdiği eylem tak- vimine göre, Desa ağõrlõklõ olarak Prada’ya üretim yaptõğõndan İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere’de Prada’ya karşõ mağaza önlerinde 7 Mart’ta eşzamanlõ olarak eylem yapõldõ. 25 Mart 2009’da yeni bir to- oplantõ için çalõşmalar sürüyor. Birleşik Metal’de örgütlendikleri için işten atõlan İstanbul/Ümraniye Organize Sanayi Bölgesi’nde faa- liyet gösteren Sinter Metal’de 380 işçi ve Gürsaş’ta 24 işçi bugün haklarõ için yürüyorlar. Sendika tarafõndan yapõlan açõkla- mada bugün Ümraniye Merkez Ca- mi karşõsõndaki parkta saat 13.00’te yapõlacak yürüyüş için duyarlõ olan kesimlerden destek istedi. Türkiye’nin ihracat şampiyonla- rõndan Ford, kõsa çalõşma ödene- ğinden yararlanmak üzere başvu- ruda bulundu. Türk Metal Sendikasõ Gölcük Şube Başkanõ Yücel Yücel, işverenin 5 bin 239 işçi için eylül sonuna kadar destek istenmesine ka- rar verildiğini söyledi. Ford Otosan Genel Müdür Baş- yardõmcõsõ Nuri Otay, ise açõkla- masõnda, şirketin çalõşanlarõn lehine bir uygulama olarak değerlendir- dikleri Kõsa Çalõşma Ödeneği için başvurulduğunu, ancak ödenekten yararlanmasõ düşünülen çalõşan sa- yõsõnõn, iç ve dõş pazar talebine gö- re şekilleneceğini belirtti. Dünya bu filmi izliyor... Küresel kriz en ağır darbesini istihdam üzerinde gösterirken Çin’den ABD’ye, Avrupa’dan Filipinler ve Tayland’a kadar tüm dünyaya işsizlik darbesini vurdu. İşsizlik oranlarının son yarım yüzyılın rekorlarını kırdığı son 6 ayda iş bulmak da git- tikçe zorlaştı. Ekonomiyi canlandırmak için yarım trilyon do- larlık teşvik paketi açıklayan Çin’de sık rastlanılan istihdam fuarları da artık dünyanın dört bir tarafına yayılmaya baş- ladı. Filipinler’in Manila kentinde iş arayan yüzlerce kişi iş- veren ile işçilerin bir araya geldiği istindam fuarına koştu. Son üç ayda on binlerce çalışanın küresel kriz nedeniyle işinden olduğu Filipinler’de uzmanlar, işsizlerin sayısının 1.7 milyo- na ulaşmasından endişe ediyor. Uluslararası şirketlerin üre- tim merkezi konumundaki Tayland da krizin istihdamı vur- duğu ülkelerden. Bangkok’ta geçen hafta düzenlenen istihdam fuarına da on binlerce kişi katıldı. Krizin merkezindeki ABD’de de yine geçen hafta Ohio eyalatinde düzenlenen fu- arda herhangi bir iş için başvuru yapan Amerikalılara ne ma- sa ne de sandalye yetiştirilebildi. Cumhuriyet Gazetesi çalı- şanları, Turkuvaz Med- ya’nın grevdeki çalışanlarını ziyaret ederek destek ver- diler. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamayan ATV ve Sa- bah gazete ve dergi gruplarının bağlı oldu- ğu Turkuvaz işyerlerinde uygulanan grev 13 Şubat’tan beri sürüyor. Direnişleriyle tüm medya çalışanları için umut olan 10 ATV-Sa- bah çalışanını grevin 32. gününde Cumhu- riyet Gazetesi çalışanları ziyaret etti. 15 ki- şinin katılımıyla yapılan ziyarette Cumhu- riyet çalışanları Balmumcu’daki grev göz- cülerine dayanışmalarını bildirdi. Ziyarette, Türk basınında 29 yıl aradan sonra gerçekleşen grevin gelecek için umut verici olduğu vurgulandı. Grev başladığı günden beri hava koşullarının kötü ol- masına rağmen, her gün işyerle- rinin kapısı önünde nöbet tutmaya devam eden grevcilerin morallerinin oldukça yük- sek olduğu gözlendi. Greve verilecek her des- teğin bu dönemde büyük önem taşıdığını ifa- de eden grev gözcüsü Mete Öztürk, aldıkla- rı desteklerle her geçen gün daha güçlen- diklerini, haklarını almadan bu yoldan dön- meyeceklerini söyledi. Tezcan Galvaniz işçisi kriz değil işveren mağduru AHMET KURT KOCAELİ - Kocae- li’nin Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde kuru- lu bulunan Tezcan Gal- veniz’de işten çõkarõlan işçilerle ilgili yargõ işveren aleyhine karar verdi. Ko- caeli 1. İş Mahkemesi, iş- ten çõkartma gerekçesini ekonomik kriz olarak ka- bul etmeyerek çõkõşlarõn sendikal gerekçe olduğu- na karar verdi. Tezcan Galveniz işye- rinde DİSK’e bağlõ Birle- şik Metal-İş Sendikasõ’nõn örgütlenmesi sonrasõ iş- veren iki grup halinde Ey- lül 2008’de toplam 117 ki- şinin iş akitlerini feshetti. İşçiler de günlerce fabri- kada eylemler düzenleye- rek seslerini duyurmaya çalõştõ. İşten çõkartõlan top- lam 117 işçiden bir bölü- mü için Birleşik Metal- İş Sendikasõ aracõlõğõyla işe iade davasõ açõldõ. Ko- caeli 1. İş Mahkemesi ön- ceki gün kararõnõ açõkladõ. Mahkeme, işten çõkarma- larõn gerekçesinin ekono- mik kriz olmadõğõna, iş- verenin sendikal hareket- ten rahatsõz olduğuna ka- rar verdi. Birleşik Metal-İş Sen- dikasõ Şube Sekreteri Te- lat Çelik, benzer davanõn işten çõkarõlan diğer işçiler için de açõlacağõnõ belir- terek “Bu, yargının Tez- can Galveniz işverenine bir tokadıdır” dedi. Çe- lik, fabrikada sürdürülen toplusözleşme görüşme- lerinin de uyuşmazlõkla sonuçlandõğõnõ açõkladõ. GEREKÇE SENDİKALI OLMAK İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde 4 ayda kapanan fabrika sayõsõ 17’den 30’a yükselirken, işsiz sayõsõ 3 bin 500’den 6 bine çõktõ. Sinter Metal ve Gürsay işçisi yürüyor Cumhuriyet çalışanlarından Turkuvaz grevine destek Yoksula yurttaşlõk geliri şart TÜRK İŞ: KAMUDA PERSONEL İHTİYACI HEMEN GİDERİLSİN Ekonomistler, savunma ve benzeri harcamalardan kõsõlarak işsizlerin geçimine yönelik programlara ve eğitime kaynak ayrõlmasõndan yana. Fotoğraf: DUYGU ATAHAN ÇİN TAYLANDFİLİPİNLER Ford kõsa çalõşma ödeneği istedi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear