Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Küba’nõn Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal, Barack Obama yönetimini değerlendirdi
Küba’nõn Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez
Abascal bir Ortadoğu uzmanõ. ABD’nin Irak’õ
işgali sõrasõnda Küba’nõn Bağdat Büyükelçisi
olarak görev yapõyordu. Abascal’la
Çankaya’daki mütevazõ Küba Büyükelçiliği’nde
bir araya geldik. ABD’de Obama Yönetimi’yle
birlikte özellikle Ortadoğu ve bütün dünyada
ABD’nin politikalarõnõn nasõl şekillenebileceğini
konuştuk. ABD’nin Küba’yõ her zaman işgal
etmek istediğini söylüyor. Aradan yarõm
yüzyõlõn üzerinde zaman geçmesine rağmen
Küba’yõ bağõmsõz devlet olarak tanõmamakta
õsrar etmekle suçluyor. Konu Gazze olaylarõna
gelince Abascal İsrail’e sert eleştiriler
yöneltiyor. Filistin halkõnõn haklarõna saygõ
göstermemekle suçluyor.
- Siz Küba Hükümeti olarak, Obama
Yönetimi’nin iş başına gelmesiyle ABD’den
neler bekliyorsunuz?
- Falcõlara gidip fal baktõrõyorum (Bir kahkaha
atõyor). İcraatlarõna, neler olduğuna bakacağõz.
Yaptõklarõyla onlarõ tanõyacağõz. Küba’da
yetkililer de Obama’nõn iş başõna gelmesi
üzerine açõklamalar yaptõlar. Son olarak Fidel
Castro’nun bir makalesi yayõmlandõ. Castro o
makalesinde Obama’nõn dürüst, çalõşkan bir
insana benzediğini söylüyor.
Zaten başlangõçta da Küba’yla konuşmaya hazõr
olduğunu, ABD’nin Küba politikasõnda bazõ
değişimler olabileceğini söylemişti. ABD’de
yaşayan Kübalõlarõn Küba’ya seyahatlerinin
önündeki engellerin kaldõrõlacağõnõ da belirtti.
Bush yönetimi döneminde ABD’deki
Kübalõlarõn Küba’da yaşayan ailelerine
gönderdikleri para miktarõnda sõnõrlamalar
yapõlmõştõ. Obama bu sõnõrlamalarõn da
kaldõrõlacağõnõ ifade etti.
- Peki, ya ekonomik abluka?
- Ablukayõ baskõ aracõ olarak kullanabileceği
söyleniyor. Bakõn, seçim kampanyalarõnda
verilen sözlere ne kadar inanõlõr? O yüzden
bizler de neler yaptõğõna bakõp ona göre karar
vereceğiz. Obama Küba Devlet Başkanõ Raul
Castro’yla karşõlõklõ gelip görüşebileceğini de
söyledi. Şu anda durum böyle.
Kennedy çatışmayı sınırlandırdı
- Aklıma bir başka demokrat başkan olan John
Kennedy geliyor. O da komşularıyla iyi
geçinme, insan haklarına saygı ve demokrasi
sözü vererek yönetime seçilmişti. Ancak onun
döneminde Küba’yla Domuzlar Körfezi krizi
patlak vermemiş miydi? Obama döneminde de
herhangi bir sıkıntı yaşanabileceğini
düşünüyor musunuz?
- Domuzlar Körfezi planõ Kennedy’ye
Eisenhower Yönetimi’nden miras olarak
kalmõştõ. Aslõnda Kennedy Küba’yla açõk bir
savaşõ önledi. Orada sadece paralõ askerler
Domuzlar Körfezi’ne bir çõkarma yaptõlar. ABD
Silahlõ Kuvvetleri bu savaşa dahil olabilirdi.
Ama Kennedy bunun önünü kesti.
Daha sonra da Küba’yla ilişkilerin
normalleştirilebilmesi için adõmlar
atõlabileceğini söylemişti. Zaten kendisi bunun
yapõlmasõndan yanaydõ. Bazõ danõşmanlarõnõ
Kübalõ yetkililerle görüşmeleri için gönderdi.
Ama ne yazõk ki suikasta kurban gitti. Başka bir
ABD Başkanõ olan Carter döneminde de bayağõ
ilerleme kaydedilmişti.
- Nasıl ilerleme kaydedilmişti?
- Bazõ anlaşmalar imzalanmõştõ. Gerçi resmi
görüşmeler değildi ama iki ülke arasõnda bazõ
görüşmeler de yapõlmõştõ. Yine aynõ dönemde
her iki ülkenin başkentinde çõkarlar ofisi
kurulmasõ karar altõna alõnmõştõ. Bu çõkarlar ofisi
gerçi büyükelçilik düzeyinde değildi ama iki
ülke arasõnda temas sağlayacak iletişim bürolarõ
görevi yapacaktõ.
Carter ikinci dönem başkanlõğõ kazanmõş olsaydõ
Küba’yla ABD arasõndaki ilişkilerde bayağõ bir
ilerleme kaydedilmiş olacaktõ. Kübalõlar da
Carter’õn dürüst bir insan olduğunu
düşünüyorlardõ. Zaten başkanlõk görevi sona
erdikten sonra Carter Küba’yõ ziyaret etmişti.
Egemenliğimize ve bağõmsõzlõğõmõza saygõ
duyulduğu, her iki taraf da eşit koşullarda
olduğu sürece, hiçbir ön şart koşulmaksõzõn her
zaman Küba Hükümeti’nin ABD’yle ilişkileri
hep normalleştirmekten yana olduğunu söyledik.
Şimdi de karşõlõklõ görüşmelere her zaman
hazõrõz.
- Peki, siz ABD’de bir yönetim değişikliğiyle
esas devlet politikasının değişebileceğini
düşünüyor musunuz?
- ABD’de hangi başkan yönetime gelirse gelsin
farklõ yöntemlerle Küba’nõn yönetimini,
sistemini değiştirmek, içişlerine müdahale etmek
istedi. Bu son başkan (Bush) da her şeyi bitirdi.
Bütün dünyaya korkunç zararlar verdi. Yine de
ne Küba’nõn sistemini ne de yapõsõnõ
değiştirebildi. Bunu çeşitli yollardan denedi.
Denemedi desek yalan olur.
Kimi gruplarõ, örgütleri finanse etti. ABD’nin
Küba’ya uyguladõğõ ekonomik ablukayõ daha da
sõkõlaştõrdõ. Çeşitli propaganda çalõşmalarõna
girişti. Bütün bunlara rağmen başarõlõ olamadõ.
ABD’nin artõk Küba’nõn bağõmsõz bir ülke
olduğunu kabul etmesi gerekiyor. İşin
başlangõcõndan beri ABD böyle bir travma
yaşõyor.
- ABD’nin Küba’yı işgal hareketlerinin çok
eski bir tarihi yok mu?
- ABD 1898 tarihinde Küba’yõ işgal etti. Ama
ancak dört yõl ülkemizde kalabildi. O güne kadar
biz otuz yõlõ aşkõn İspanyol sömürgecilerine
karşõ bağõmsõzlõk savaşõ vermiştik. O dönemde
adamõzõ ele geçiremediler. Ama bu amaçlarõndan
da hiçbir zaman vazgeçmediler. Zaten pek çok
ABD Başkanõ Küba’nõn ABD’nin bir eyaleti
olmasõ gerektiğini söylüyordu. Çünkü Küba
coğrafi olarak ABD’ye çok yakõn.
Amerikalõlarõn 1898 Küba işgalinden sonra geri
çekilirken birtakõm şartlar ileri sürdüler.
Bunlardan birisi de anayasaya konulan bir
madde oldu. Bu maddeye göre ABD gerekli
gördüğü hallerde Küba’nõn iç işlerine müdahale
edebilecekti.
Bir başka şart da Guantanamo’daki askeri üssün
kurulmasõydõ.
Başkan Bush kendi döneminde bu üssü bir
işkence merkezine, toplama kampõna
dönüştürdü. 1933’te Küba’da bir devrim yapõldõ.
Anayasa maddelerinin değiştirilmesi ve
Guantanamo’nun Küba’ya geri verilmesi
ABD’den talep edildi. 1898 işgalinden sonra şart
koştuklarõ bir başka madde Pino Adasõ’nda da
bir deniz üssüne sahip olmalarõnõ öngörüyordu.
1933’teki değişiklikle o deniz üssünden geri
adõm attõlar. Ama o dönem ülkeyi ekonomik
açõdan tamamõyla ele geçirdiler. Küba’da Batista
Yönetimi gibi kimi diktatörlükler kurdular. Ama
sonunda mücadeleyi Kübalõlar kazandõ. Yine de
ABD bugüne kadar Küba’nõn bağõmsõz bir ülke
olduğunu kabul etmiyor.
Batı ikiyüzlü
- Siz Ortadoğu’yu çok iyi bilen bir
diplomatsınız. Sizinle Eylül 2007’de yaptığımız
söyleşide, özellikle Irak’ın ABD tarafından
işgaliyle birlikte Türkiye’nin işinin çok zor
olacağını söylemiştiniz. Hâlâ bu görüşünüzü
koruyor musunuz?
- Irak’õn işgaliyle birlikte Türkiye çok büyük
zarar gördü. Irak’õn ABD tarafõndan işgali
Türkiye’yi olduğu kadar öbür bölge ülkelerini de
etkiliyor. Bir de Türkiye PKK sorunuyla baş
etmek zorunda. Ayrõca bütün bölge ateş altõnda.
En son Gazze’de yaşananlarõ gördük. Türkiye
bütün bunlara müdahil olma durumunda kalõyor.
Türkiye sorunlarõn çözümüne yönelik arabulucu
olmaya çalõştõ.
Öte yandan öbür Batõlõ ülkeler İsrail konusunda
çok ikiyüzlü davranabiliyor. Kimlerin suçlu,
olaylarõn sonuçlarõndan kimlerin fena halde zarar
gördükleri de biliniyor.
Filistinlilerin topraklarõnõ ellerinden aldõlar.
Onlarõn haklarõnõ kabul etmek istemiyorlar.
Aslõnda terorizmin kökü orada yatõyor. Olaylara
neden olan Hamas’õn Gazze’den attõğõ füzeler
değil, tam tersi. Türk Hükümeti’nin sadece
çözüm bulunmasõ için değil suçlularõ da
göstermesi açõsõndan oynadõğõ rol çok ciddidir.
Irak’ta durum zor
- Obama Yönetimi döneminde Irak’taki ABD
askerlerinin kademeli olarak çekilmesi ve bir
kısmının Afganistan’a transfer edilmesi söz
konusu. ABD Irak’tan tümüyle çekildiği zaman
Irak ne olur? Irak’ın bütünlüğü yeniden
sağlanabilir mi? Ya da ABD Irak’ı tümüyle
boşaltır mı?
- ABD Irak’a çok büyük zarar verdi. Irak’õn
toparlanmasõ çok zor olacak. Irak’ta mezhepler
ve õrklar arasõ ayrõşmayõ da ABD çõkardõ.
Saddam döneminde en azõndan Irak’ta bu kadar
sekterleşme yoktu. Irak’õn bir geçiş dönemi
yaşayacağõ kesindir.
Buna çözüm bulunmasõnda Irak’a komşu
ülkelere çok önemli roller düşüyor. Bunlar
tamamõyla benim şahsi görüşlerimdir. Hiçbir
şekilde Küba Hükümeti’nin görüşü değildir.
Irak’ta istikrarõn sağlanmasõ için Türkiye’ye de
önemli görevler düşebilir.
Çünkü Türkiye’nin bölgede ve Irak’ta çok
önemli bir etkisi var. Bir kere Irak’la uzun bir
sõnõrõ bulunuyor. Irak’õn toprak bütünlüğü
korunmalõ, halkõnõn haklarõnõn tanõnmasõ,
bağõmsõzlõk temelinde bir çözüm bulunmasõ
gerekmektedir. Bunu yaparken de yabancõ
güçlerin çõkarlarõ gözetilmemelidir.
- Emperyal ABD’nin Ortadoğu’da çok önemli
çıkarları olduğunu biliyoruz. En büyük çıkarı
da petrol ve gaz. Bu durumda ABD
Ortadoğu’dan kolay kolay çıkar mı?
- Kolay çõkacağõnõ pek sanmõyorum. Sonuçta
ABD’nin dõş politikasõnõ sadece başkan
oluşturmuyor. Bu dõş politika sadece bir kişiye
de bağlõ değil. ABD’de siyaseten başkanlar
şeklen vardõr. Esas konulara onlar karar
vermezler. Birçok siyaseti değiştirmek isteyen
başkanõ da ya temizlerler ya da gönderirler.
Ortadoğu’dayalnõzcabarõşdeğil,adaletdegereklidir
- İran’a gelirsek… İran’ın nükleer
programının Bush yönetimini çok
rahatsız ettiğini biliyoruz. Hatta İran’a
karşı kaba kuvvet kullanmayı bile göze
alır hale gelmişti. Bugün Obama
Yönetimi’nin İran politikası nasıl olur?
- İnşallah Obama Yönetimi böyle bir şey
yapmaz. Böyle bir saldõrõya teşebbüs
ederlerse dünya gerçekten çok büyük bir
felaketle karşõ karşõya kalõr. Irak’ta
olandan çok daha kötü sonuçlar
doğurabilir. İran zaten nükleer
programõnda nükleer silah üretmeyeceğini
açõkladõ. Ben İran’a ABD’den daha çok
güveniyorum. Aynõ bölgede İsrail’in
200’ü aşkõn nükleer silaha sahip olduğu
biliniyor.
İran komşularõnõn topraklarõnõ işgal de
etmiyor. Oysa İsrail Suriye’nin,
Lübnan’õn topraklarõnõ uzun yõllardõr işgal
altõnda tutuyor. BM Güvenlik
Konseyi’nde İsrail aleyhinde alõnan
kararlarõn listesini yaparsak epeyce uzun
bir metinle karşõlaşõrõz.
- Sizinle daha önce yaptığımız söyleşide,
“ABD terörden besleniyor” demiştiniz.
Obama Yönetimi’yle birlikte sizce ABD
hâlâ terörden beslenmeye devam edecek
mi?
- Bekleyip görmek lazõm. Demin de
söylediğim gibi ABD’de politikalarõ
belirleyen başkan değil. Bunda birçok
unsur var. ABD’deki Siyonist lobi çok
güçlü. Burada Yahudi lobisinden değil,
Siyonist lobiden söz ediyorum. Bunlar
õrkçõ köktencidir. ABD’nin Irak’õ işgal
etmesinin en büyük nedenlerinden birisi
de bu lobinin çalõşmalarõdõr. Bunlar Bush
Yönetimi içinde çok etkiliydi. Siyonist
lobi ABD’de son derece güçlü. Florida’da
bir de Küba lobisi var. Bu küçük bir lobi
ama Küba’ya karşõ birçok terör eylemi
düzenledi. Bu lobinin Cumhuriyetçi Parti
ve Bush ailesiyle çok yakõn ilişkiler içinde
olduğu biliniyor. Dilerim, Obama
Yönetimi’yle birlikte onlar güçlerinden
epeyce kaybederler.
- Obama başkanlığı üstlenirken yaptığı
konuşmada, dünya sorunlarının
çözümünde önceliği diplomasiye
vereceğini söylemişti. Sizce ABD derin
devleti bu politikaya izin verir mi?
- ABD kendi çõkarlarõnõ korumak adõna
zekice davranõrsa Ortadoğu için barõşçõ bir
çözüm bulmasõ gerekir. Ama barõşõn
içinde adaletin de olmasõ zorunludur.
İslama karşõ başlatõlan savaşta barõşa
varõlamaz.
Ortadoğu’da sorunlarõn çözümü için BM
Güvenlik Konseyi’nde bugüne kadar
kabul edilmiş pek çok karar var. İşe
oradan başlamak lazõm. Eğer ABD
sorunlarõ barõşçõ yollardan çözmemekte
õsrar ederse dünyada kendisine karşõ çok
büyük nefret duygularõ oluşacaktõr.
Nefreti doğuran adaletsizliktir. Nefret
beraberinde şiddeti getirecektir. O nedenle
adaletin oluşturulmasõ gerekiyor ki, barõşa
varõlsõn. Başkalarõnõ sömürerek, egemen
ülkelerin topraklarõnõ işgal ederek yaşayan
insanlara duyulan nefret iyice
körüklenecektir.
Haksõz olan İsrail
- Gazze’ye ve Filistin sorununa
geri dönersek… İsrail, iki ayrı
Filistin ve İsrail devleti
olmasını, bu iki devletin barış
içinde yan yana yaşamasını
samimiyetle istediğini, ancak
Arap ülkeleri ve İran’ın da
İsrail’in yaşama hakkını kabul
etmeleri gerektiğini beyan
ediyor. Sizce İsrail’in yaşama
hakkı var mı, yok mu?
- İsrail devleti 1948’de kuruldu.
BM de bunu onayladõ. Aynõ
şekilde BM bir Filistin devleti
kurulmasõnõ da onayladõ ama bu
zamana kadar Filistin devleti
kurulamadõ. Esas mesele hak
sahibi Filistinlilerin devletlerini
kuramamõş oluşlarõdõr. İsrail
kendi varlõğõnõn tanõnmasõ
konusunda çok õsrarlõ. Ama
buna karşõlõk Filistinlilerden
aldõğõ topraklarõ da geri
vermiyor. Onlarõn haklarõnõ
tanõmõyor. Hamas’tan İsrail’in
varlõğõnõ tanõmasõ talep ediliyor.
Hamas ise halkõnõn haklarõnõn
tanõnmadõğõnõ, topraklarõnõn
geri verilmediğini söylüyor.
Yani aslõnda orada adil bir
yaklaşõm olmalõdõr.
İsrail Filistinlilerin meşru
haklarõnõ tanõdõğõ anda bir
anlaşmaya varõlmasõ için
müzakereler yapõlõp iki devlet
esasõ olabilir. Ben bu konuda bir
kitap yazdõm. İsmi “Filistin:
Adaletin Çarmıha Gerilişi”.
Bunda Filistin olayõnõn
tarihçesini yazdõm. Şimdi son
olaylarõ da ekleyerek kitabõ
güncelliyorum. Bunun
güncellenmiş olan üçüncü
basõmõ Venezüella’da
yayõmlanacak.
- Filistinliler de kendi
aralarında bölünmüş
durumdalar. El Fetih laik.
Hamas’ı da şeriatçı olarak
niteliyor. Hamas ve El Fetih
arasında ciddi silahlı mücadele
olduğunu biliyoruz. Filistin
Yönetimi’nin Başkanı Mahmut
Abbas, El Fetih içinden gelen
bir şahsiyet. İsrail ve bütün
dünya Mahmut Abbas’ı
kendine muhatap kabul ediyor.
Bu duruma ne diyorsunuz?
- Öncelikle Filistinlilerin
isteklerine saygõ duymak
gerekiyor. Filistin’de 2006’da
yapõlan seçimlerde Hamas
seçildi. ABD Büyük Ortadoğu
Projesi’nden (BOP) söz ederken
bütün Ortadoğu’ya demokrasi
getireceğini söylüyordu. Hatta
Filistinlileri seçim yapmalarõ
için desteklediler. Ama
seçimleri Hamas kazandõ.
Hamas seçimi kazanõnca “Biz
bu seçimlerin sonucunu
tanımıyoruz” dediler. Kendi
çõkarlarõna cevap verecek bir
sonuç çõksaydõ o demokrasiyi
tanõyacaklardõ. Bunun üzerine
Hamas’õ abluka altõna aldõlar.
Avrupalõlar da çok büyük bir iki
yüzlülükle bu ablukaya destek
verdiler. Kendilerine yaramayan
o demokrasiyi hemen çöpe
attõlar.
Filistin halkõnõ bölmek ve onu
iyice zayõflatmak amacõyla da
El Fetih ve Hamas arasõnda
karşõ karşõya gelme sürecini
yarattõlar. Bugün Gazze’de
olanlar o dönemin sonuçlarõdõr.
Seçimleri kazanmõş olan
Hamas’õ şimdi tamamõyla
ortadan kaldõrmak istiyorlar.
P
O
R
T
R
E
ERNESTO GOMEZ ABASCAL
Küba/Havana, 1939 doğumlu.
Yükseköğrenimini Havana Üniversitesi
Siyasal Bilimler Fakültesi’nde tamamladõ.
1964-75 Küba Halklarõ Dostluk Enstitüsü
Başkan Yardõmcõlõğõ ve Latin Amerika
Bölümü Başkanlõğõ, 1975-94 arasõ Küba
Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin
Uluslararasõ İlişkiler Dairesi üyeliği, 1993-
98 arasõ Küba’nõn Şam ve Amman
büyükelçiliği, 2002-2003 arasõ Küba’nõn
Bağdat Büyükelçiliği görevlerinde bulundu.
2004’ten beri Küba’nõn Ankara Büyükelçisi.
Küba’daki çeşitli gazetelere makaleler
yazõyor. Ortadoğu’daki olaylarla ilgili
basõlmõş üç kitabõ var.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
Kriz Küba’yõ da etkiliyor
- Bir de dünyayı saran
küresel finans krizi iyice
alevlendi gibi görünüyor.
Başta ABD olmak üzere
Küba ve dünyanın öbür
ülkeleri bundan nasıl
etkilenir?
- Bu kriz herkesi etkiliyor.
Küreselleşmeyle birlikte
dünya ekonomileri birbirine
bağõmlõ hale gelmişti. Bu
kriz otomotiv sanayiini
derinden etkiliyor. Küba ise
bundan birebir etkilenmiyor.
Çünkü bizde otomotiv
endüstrisi yok. Ama Küba
nikel ihracatçõsõ bir ülke.
Otomotiv sektöründeki bu
düşüş nikel ihracatõmõzõ
etkiledi. Şu anda bizim nikel
ihracatõ geçen yõla kõyasla
beşte bir oranõnda düştü.
İşsizlik artõyor. ABD ve
Avrupa ülkelerinde işsizlik
artarsa insanlar gezmeye ve
eğlenmeye daha az para
harcamaya başlayacaklar.
Böylece Küba’nõn turizm
sektörü de etkilenecek.
Kapitalist ülkelerde büyük
şirketler insanlarõ sokağa
atarak sorunlarõnõ çözme
yoluna gidiyorlar.
Ama Küba’da böyle bir şey
söz konusu olamaz. Çünkü
Küba sosyal devlettir.
Egemenliğimize ve bağõmsõzlõğõmõza saygõ
duyulduğu, her iki taraf da eşit koşullarda olduğu
sürece, hiçbir ön şart koşulmaksõzõn her zaman Küba
Hükümeti’nin ABD’yle ilişkileri hep
normalleştirmekten yana olduğunu söyledik. Şimdi de
karşõlõklõ görüşmelere her zaman hazõrõz.
Türkiye’nin bölgede ve Irak’ta çok önemli bir etkisi
var. Bir kere Irak’la uzun bir sõnõrõ bulunuyor. Irak’õn
toprak bütünlüğü korunmalõ, halkõnõn haklarõnõn
tanõnmasõ, bağõmsõzlõk temelinde bir çözüm bulunmasõ
gerekmektedir. Bunu yaparken de yabancõ güçlerin
çõkarlarõ gözetilmemelidir.
Bekleyip görmek gerekiyor