28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
P akistan’da kadõnlara yönelik şiddetin en yaygõn olanõ tecavüz... Bu suçun giderek yayõlmasõna neden olan faktörlerin başõnda, yakõn tarihlere kadar tecavüz olaylarõna şeriat yasalarõnõn uygulanmasõ geliyor... General Ziya Ül Hak’õn 1979 yõlõnda aşõrõ dincileri hoşnut etmek amacõyla çõkardõğõ “Hudood Ordinances” (Hudud Yasasõ) adõ verilen yasa, tecavüzü dini bakõmdan kadõn adõna bir utanç olarak değerlendirip tecavüz eden bakõmõndan suç olmaktan çõkaran bir anlayõşa dayanõyordu. Buna göre, tecavüze uğrayan bir kadõn ömrü boyunca utanç içinde yaşamaya mahkûm ediliyor; tecavüzü kanõtlamak için en az dört erkeğin tanõklõğõ gerekiyordu. Aksi halde tecavüze uğradõğõnõ iddia eden kadõn, zina yaptõğõnõ itiraf etmiş sayõlarak ya hapse atõlõyordu ya da kõrbaç ve recm cezasõ uygulanõyordu. Tecavüzle suçlanan bir erkek ise, kadõnõn yaşõ ne olursa olsun, bunun mağdurun rõzasõyla gerçekleştiğini söyleyerek ceza almaktan kurtulabiliyordu. Hem tecavüz hem de evlilik dõşõ ilişkiyi “zina” başlõğõ altõnda değerlendiren bu yasaya göre, her ikisi de yasadõşõ seksüel ilişki olarak görülüyordu. Bu nedenle de taraflarõn rõzasõ olsun ya da olmasõn, evlilik dõşõ bütün cinsel ilişkiler ceza kapsamõna giriyordu. Pakistan’da iki kez iktidara gelen ilk kadõn başbakan Benazir Butto’nun gücü de Hudud Yasasõ’nõ değiştirmeye yetmedi. Çünkü, aşõrõ dinci kesimler, bu yasayõ, “Kuran ile şeriat yasalarını temel aldığı” için, “kutsal” olarak değerlendiriyordu. 1999’da yönetime el koyan General Pervez Müşerref, 2006’da Kadõnlarõ Koruma Yasasõ çõkardõ. Yeni yasa, şeriat kapsamõnda değerlendirilen tecavüz ve zinayõ, medeni kanun kapsamõna aldõ. Ayrõca, tecavüz vakalarõnda DNA gibi bilimsel kanõtlarõn soruşturmada kullanõlmasõna izin verildi. Fakat bu değişikliklere karşõn, dinci kesimden gelen yoğun muhalefet nedeniyle, evlilik dõşõ ilişkiler suç kapsamõnda kaldõ. Yeni yasa, reşit olmayan bir kõza tecavüz etme suçundan yargõlanmak için, kõzõn yaşõnõn 16 olmasõnõ öngörüyor. (Şeriat yasasõ bunu ergenlik öncesi yaş olarak uyguluyordu.) Aşõrõ dinci gruplar, bu yasayı “Devletin dini İslamdır” ve “Hiçbir yasa Kuran ve Sünnet’e karşı olamaz” şeklindeki maddeleri dayanak alõp protesto ediyorlar. Altõ İslamcõ partinin oluşturduğu ittifakõn lideri Maulana Fazlur Rahman, bu yasayõ “ülkede ahlaksızlığın bir habercisi” olarak niteliyor. Öte yandan Pakistan hapishanelerinde bugün “Hudud Yasası” yüzünden binlerce kadõn yatõyor. Bunlar, hapishanedeki bütün kadõn mahkûmlarõn yüzde 80’ini oluşturuyor. CMYB C M Y B 27 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ObamaYönetimiGözüile Türkiye! Obama yönetiminin, dünyada “İnsan Haklarında 2008 Yılı”nı irdeleyen raporunun “stratejik müttefik” Türkiye’ye ayrılan bölümü AKP iktidarı için zehir zıkkım türünden gözlemler içeriyor. Okuryazar ve kendisini bu iktidara cüzdanları ile bağlamamış her yurttaş için, yaşanan ya da gözlenen olaylardır, raporda yer alanlar. Ne var ki, ABD’nin, yeni Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ta- rafından açıklandığı bildirilen o gözlemler, bizlerden sıradan bir yurttaş tarafından dile getirildiği zaman, Sayın Başbakan’ın nasıl kızdığı, yandaş medya- daki kalemşorlar korosunun nasıl kükrediği bili- niyor. İktidarın sıradan uygulamaları Washington, insana ve topluma gerçek saygıyı gösteren yönetimlerde artık rastlanmayan, yargıya ve medyaya baskıya yönelmiş olan örneklerin Er- doğan iktidarında, sıradan uygulamalar haline gel- miş olduğunu hem ABD; hem de dünya kamuo- yuna belgeleri ile duyuruyor... AKP’nin hukuk dışı icraatlarını eleştiren bazı yar- gıçlar hakkında soruşturma yapıldığını içeren gözlemler raporun dayanakları arasında geliyor, Ergenekon soruşturmasındaki ucu açık tutukla- malar; dahası soruşturmaya uğrayanlardan ba- zılarının yargılanmaları yapılmadan süresiz tu- tuklandığını içeren ABD Dışişleri Bakanlığı gözlemi hakkında kendisini bu soruşturmanın savcısı ye- rine koyan Başbakanın miting alanlarından ve- rebileceği yanıt yok mu? Yoksa susmak kabul etmek mi denilecek? Yoksa, sükût ikrardan gelir, yani o suçlamalar karşısında susmak, verilecek cevabın olmadığı- nı gösterir diye düşünen, Başbakanımız, yine alan- lardaki halkın seçim günü bu iddialara da gere- ken karşılığı oyları ile vereceğini söyleyerek işin içinden sıyrılma yöntemini mi seçecektir? ABD raporu, sık sık kürsülerden kendi dö- nemlerindeki demokratikleşme girişimlerini anla- tarak, kâğıt üzerinde kalan yasalarla somut çö- züme ulaşılamayacağını da yineleyen görüşlere yer veriyor. Öylece, o yasalara karşın bizim iktidarın özgürlükleri bazı durumlarda sınırlamayı sürdüren kişinin adı diplomatik bir nezaket gereği olarak Washington’un ilk gözlem raporunda yer almamış oluyor... “Bazı üst düzey hükümet yetkilileri” olarak ra- porda yer alan tanımlama, sizlerde de ünlü komiser hikâyesini çağrıştırmıyor mu? Hani, ceberut bir yönetimin egemen olduğu ül- kenin birisinde, tek adamı eleştirmek amacı ile ağ- zını açan adamı yaka paça karakola getirmişler de. O inkâra kalkışınca deneyimli komiser “Ulan ben bu sözlerin hangi hükümet için söylenildiğini bi- lirim” diye yanıt vermiş ya... Bizi işkence, dayak ve güvenlik güçlerinin kö- tü davranmayı alışkanlık haline getirmiş bir ülke olarak gören ve bu gördüklerini de bütün dünyaya duyuran stratejik müttefikimize, moderatör ga- zeteciyi azarlayarak yandaşlarından Davos kah- ramanlığı unvanını kazanan Başbakan’ın yanıtı ne olacak? Hele hele şu bizim tehlikenin farkına bir tür- lü varmak istemeyenlerimiz... Atlantik ötesinden gelen bu gözlemler için ne diyeceksiniz? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net B u yõl devlet başkanlõğõ seçimlerini ya- pacak olan Afganistan’da muhafazakâr kesimin son girişimlerinden birisi Ta- liban dönemini anõmsatan bir yasa tasarõsõ ha- zõrlamak oldu. Tasarõda, Afgan kadõnlarõnõn makyaj yap- masõnõn, kamuya açõk yerlerde dans etmesi- nin ve kadõnlarla erkeklerin topluma açõk yer- lerde yalnõz başlarõna konuşmasõnõn yasak- lanmasõ önerildi. Bunun üzerine Kadõn İşlerinden Sorumlu Bakan Yardõmcõsõ Necibe Şerif, durumu en açõk şekilde şöyle anlattõ: “Halkı din yoluy- la kontrol altına almak istiyorlar.” Kandahar, Afganistan’da 2001’e kadar ik- tidarda kalan aşõrõ İslamcõ Taliban rejiminin en güçlü olduğu yerlerden birisi... Bu yönetim sõrasõnda kõz öğrencilerin oku- la gitmesi yasaklanmõş, kadõnlar üzerindeki baskõ iyice artmõştõ. Uygulamalarõnõ devam et- tirmek için her yolu deneyen Taliban mili- tanlarõ, bugün yine kasaba ve köylerde gece- yarõsõ bildiriler dağõtarak, aileleri kõzlarõnõ oku- la göndermemeleri için uyarõyor. 2005 yõlõnda UNICEF’in desteği ile ülke ça- põnda kõz öğrencilerin okula gönderilmesine yönelik bir kampanya başlatõlsa da, Tali- ban’õn estirdiği korku dalgasõ herkesi sindir- miş. Bu durumda anne ve babalar çaresiz... Afganistan toplumunda yaygõn olan görü- şe göre bir kõz çocuğunun ilkokuldan sonra, özellikle buluğa erdiği yaşlarda, eğitime de- vam etmesi uygun bulunmuyor. Çünkü artõk o yaşa gelmiş bir kõzõn, okuma ya da çalõşma amaçlõ da olsa, ev dõşõna çõkmamasõ gerekti- ğine inanõlõyor. Bugün çok sayõda okul, Af- gan kõz çocuklarõnõn okula devam etmesinin önüne geçmek için Taliban militanlarõnca ya- kõlõp yerle bir ediliyor... Okula gitmeye cesaret ettiği için zehirlenip öldürülen kõz çocuklarõ bile var... Ayrõca, eğitim konusundaki cinsiyet ay- rõmcõlõğõna yönelik bir diğer durum da kõz ve erkek öğrencilerin ayrõ sõnõflarda eğitim gör- mesi. Bununla da yetinilmiyor; kõz öğrenci- leri bayan öğretmenler eğitirken, erkeklere de erkek öğretmenler eğitim veriyor. Bütün bu olaylarõn açõkça ortaya koyduğu gibi, Afganistan’da yaşayan bir kõz çocuğu için okumak, ölümüne okumak anlamõna geliyor... Kandahar’daki saldõrõda yaralananlardan, 17 yaşõndaki Shamsia Husseini’nin söyledikle- ri bunu açõkça ortaya koyuyor. Yüzünden, boynundan ve gözünden yara- lanmasõna karşõn okula gitmeyi sürdürüyor Shamsia... The New York Times’a verdiği rö- portajda, “Ailem, ölecek olsam bile okumaya devam etmemi söyledi” diyor... Pakistan Anayasasõ’nda öngörülen eşitlik.. günlük yaşama bakõldõğõnda tam tersi bir durum söz konusu Molla, kadõnõn karşõsõnda B ugün yürürlükte olan Pakistan anayasasõ, “bü- tün vatandaşların ya- salar önünde eşit ol- duğunu ve eşit koru- ma haklarına sahip bulunduğunu” belir- terek, cinsiyet ayrõmcõ- lõğõ yapõlamayacağõnõ hükme bağlõyor. (Ana- yasanõn 25. maddesi) Ayrõca, 34. madde ile de kadõn- larõn sosyal hayata tam katõlõmõ- nõ garanti altõna alõyor. Pakistan’õn Birleşmiş Milletler Kadõna Karşõ Her Türlü Ayrõm- cõlõğõn Yok Edilmesi Sözleşme- si’ni (CEDAW) de imzaladõğõ düşünülürse, ilk bakõşta ülkede kadõnlar açõsõndan bir sorun ol- madõğõ düşünülebilir... Oysa bu- gün ülkede kadõnlarõn günlük yaşamdaki durumuna bakõnca, tam tersi bir durum görüyoruz. Pakistan toplumunun kadõna eşit- lik yönünde büyük adõmlar ata- mamasõnõn en önemli nedeni, “molla” denilen din adamlarõ sõnõfõnõn toplum üzerinde ve si- yasi alanda hâlâ büyük güce sa- hip olmasõ... Kadõn haklarõnõn iyileştiril- mesi için atõlan en ufak adõm bi- le, bu sõnõfõn ve aşiret reislerinin şiddetli tepkisiyle karşõlanõyor. Bu yapõ içinde kendi gelecekle- rini düşünen siyasiler de, onlara direnme gücünden ve isteğin- den yoksun... Ayrõca kadõn erkek eşitliğine vurgu yapan Pakistan anayasa- sõnda, bir yandan da, ülkenin bir İslam Cumhuriyeti olduğu yazõ- yor. “Devletin dini İslamdır,” ve “Hiçbir yasa, Kuran’a ve Sünnet’e aykırı olamaz” şek- linde maddeler bulunuyor ana- yasa metninde... Toplumdaki aşõrõ din baskõsõ- nõn sonucu olarak, anayasada öngörülen “eşitlik” ve “kadının hayatın bütün alanlarına tam katılımı”, uygulamaya yansõ- mõyor. Pakistan nüfusunun yüzde 53’ünü oluşturan kadõnlarõn eko- nomik ve sosyal durumu, mensup olduklarõ sõnõfa ve yaşadõklarõ bölgeye göre (kentsel/kõrsal alan ayrõmõ) farklõlõklar gösteriyor. Fakat yine de erkeklerle kõ- yaslandõğõnda, bir bütün olarak kadõn nüfus, çok daha zor ko- şullar altõnda ve eşitlikten yoksun olarak yaşõyor. Feodal toplum yapõsõnõn so- nucu olarak, Pakistan’da kadõn- lar ve erkekler sanki iki ayrõ dün- yada yaşõyor. Kadõnlar, doğal mekânlarõ olarak kabul edilen eve hapsedilirken erkekler ev dõ- şõndaki dünyanõn hâkimi olarak görülüyor. Son yõllarda teknolojinin ge- lişmesi ve ekonominin büyü- mesi nedeniyle, Pakistan hükü- metinin kadõnõ ekonomik ve sosyal hayata katma çabalarõ ol- sa da bunlar büyük kentlerle sõ- nõrlõ. Çünkü kadõnlarõn yüzde 70’inin yaşadõğõ kõrsal alanlarda dinci aşiretler egemen. Bu yüz- den, ülkenin büyük bir kesimin- de yaşam, kadõnlar için dayanõl- maz hale gelmiş durumda. Özel- likle Taliban’õn etkili olduğu kõr- sal kesimlerde, çocuklarõn oku- la gönderilmediği, genç kõzlarõn para karşõlõğõnda başka ailelere satõldõğõ yolunda haberler sõk sõk basõna yansõyor. Eğitimsizliğin ve yoksulluğun getirdiği ağõr ko- şullarda, kadõnlar her türlü bas- kõya ve sömürüye maruz kalõ- yor... Pakistan hükümeti, 16 Şu- bat 2009’da, son iki yõlda Tali- ban’õn baskõsõnõ arttõrdõğõ Swat Vadisi’ni de içeren Malakand bölgesinde şeriat yönetiminin uy- gulanmasõna karar verdi. Artõk ül- kenin bu bölgesinde, İslami ol- mayan ve Kuran karşõtõ olduğu düşünülen tüm yasalar iptal edi- lecek... Muhaliflerse bu duru- mun ciddi bir anayasa ihlali ol- duğunu belirtiyor. M edeni yasaya göre, evlen- mek için en az 18 yaşõnda olmak gerekiyor. Fakat özellikle kõrsal alanlarda yaşayan aşiretlerde bugün de uygulanan şeri- at yasalarõna göre, kõzlarõn erken yaşta evlendirilmeleri çok yaygõn. Aşiretler arasõnda kõzlarõn değişti- rilmesi ya da belli bir para karşõlõğõ satõlmasõ da sõk görülen uygulama- lardan... Ağõrlõklõ olarak Pencap böl- gesinde görülen bu uygulamalarda kõzlar, kabileler arasõ anlaşmazlõkla- rõ çözmek için zorla evlendiriliyor ya da aileler arasõnda kõzlarõn değişimi yapõlõyor. Merkezi otoriteden nere- deyse bağõmsõz bir şekilde yaşayan ve adalet dağõtma işinin “Pançayat” adõ verilen yerel heyetlere bõrakõldõ- ğõ bölgelerde, kadõnlarõn kurbanlõk koyun gibi satõlmasõ da oldukça yay- gõn. Feodalitenin tüm şiddetiyle hü- küm sürdüğü bu kõrsal bölgelerde, kõz çocuklarõnõn satõlmasõ davalarõ, yasal mahkemeler yerine, bu heyetlerin önüne gidiyor. T aliban militanlarõ, bu yõlõn ocak ayõnda, ülkenin ku- zeybatõsõndaki Swat Vadi- si’nde yaşayan kadõnlarõn burka giymesini emrederek kõz çocukla- rõnõn okula gönderilmesini yasak- ladõ. Peşavar’õn 150 kilometre güneydoğusundaki bu bölgede 1.8 milyon insan yaşõyor. Militan gruplardan Tehrik-i Taliban Pakistan’õn (TTP) böl- gedeki liderlerinden Mulana Faz- lullah’õn, radyoda yaptõğõ ko- nuşmada, kõzlarõn 15 Ocak’a ka- dar okuldan çekilmesi emrini verdiği; aksi halde okulun bom- balanacağõnõ, emre uymayanlarõn öldürüleceğini ve Afganistan’da yaptõklarõ gibi kõzlarõn yüzüne asit atacaklarõnõ söylediği basõna yan- sõdõ. Fazaullah’a göre, “Bir insan mühendis , öğretmen ya da doktor olmadan önce cihat için eğitilmeli.” Geçen yõl 150’den fazla okulun yakõlõp yõkõldõğõ ve 17 bin 200 öğ- rencinin okulsuz kaldõğõ bildiriliyor. Pakistan hükümetinin şeriat yöne- timinin uygulanmasõna karar ver- diği Swat Vadisi ve çevresinde ha- yat, bundan sonra kadõnlar için çok daha zor olacak... Kadõnlarõn mal gibi alõnõp satõl- dõğõ erkek egemen kõrsal bölge- lerde, töre cinayetleri çok yay- gõn... 2004 yõlõna kadar olan uy- gulamada, suçlunun, cinayet kur- banõnõn ailesiyle pazarlõk edip pa- ra karşõlõğõnda aileyi şikayet et- mekten vazgeçirmesi mümkündü. Bu tarihte çõkarõlan yasayla, bu ey- lem de suç kapsamõna alõndõ. Fakat çoğu durumda, töre cinayetlerini iş- leyenlerin aile içinden olmasõ, so- runu çözümsüz kõlõyor... Pakis- tan’da töre cinayetleri dõşõnda, ev- li olmayan bir kadõnla erkeğin iliş- kisi ya da zina durumunda, şeriat yasalarõna göre taşlayarak öldürme (recm) cezasõ verilebiliyor. S Ü R E C E K Tecavüze dava için 21. yüzyõlõ beklediler AFGANİSTAN’DA ÖLÜMÜNE OKUMAK PARA İÇİN SATILAN KIZ ÇOCUKLARI VAR ÖRTÜNME VE EĞİTİM KONUSUNDA BÜYÜK BASKI Pakistan’da 4 yaşındaki kız çocuklarının bile evlendirildiği görülüyor. İstanbul Haber Servisi - YÖK’ün doktorasõnõ ta- mamlayan araştõrma görevlilerinin işlerine son verilmesine ilişkin düzenlemesi, Yõldõz Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ) protesto edildi. YTÜ Yerleşkesi’nde bir araya gelen üniver- sitenin araştõrma görevlilerine, İstanbul Üni- versitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Mar- mara Üniversitesi ve Eğitim-Sen Üniversite- ler Şubesi’nden katõlõmcõlar da destek verdi. Rektörlük binasõ önünde toplanarak, oditoryu- mun olduğu kapõya yürüyen araştõrma görev- lileri, “Asistan kıyımına son” yazõlõ pankar- tõn arkasõnda bir araya geldi. Ellerinde 50 d’ye hayõr işaretinin yer aldõğõ dövizler taşõ- yan asistanlar, “Doktoralı işsiz olmayacağız / YÖK bitecek, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek / Ferman YÖK’ün, üniversiteler bizimdir” sloganlarõ attõ. Grup adõna yapõlan ortak açõklamada, araştõrma gö- revlilerinin 50 d maddesi ile burslu öğrenci statüsüne indirildiği belirtilerek, asistanlarõn “doktoralı işsizlikle cezalandırıldığı” vur- gulandõ. Mağduriyetlerinin giderilmesi için YÖK’ten, “bütün araştırma görevlilerinin kendilerine daha güvenli bir kadro sağla- yan 2547 sayılı yasanın 33. maddesine geçi- rilmesini” isteyen asistanlar, üniversitelere de “birlikte hareket etme” çağrõsõ yaptõ. 4 ve 7 YAŞINDAKİ İKİ ÇOCUK EVLENDİRİLİYORDU Pakistan’õn büyük kesiminde hâlâ görülen son örneklerinden birisi, Ekim 2008’deKarachi’deyaşandõ.Pakistanpolisi,4yaşõndakibirkõzçocuğuyla7ya- şõndaki bir erkek çocuğu arasõnda yapõlan dini nikâhõ ihbar aldõ... Bölgede otu- ranlarõn şüphelenip şikâyette bulunmalarõ üzerine eve giden polis, imam nikâhõ kõyõlmak üzereyken baskõn yaptõ. 4 yaşõndaki kõz, 6138 dolar karşõlõğõnda, baba- sõnõn anlaşmazlõğa düştüğü adamõn oğluna veriliyordu... ‘Asistan kõyõmõna son’ protestosu YÖK’e tepki gösteren asistanlar, doktoralı işsizlik- le cezalandırıldıklarını belirttiler. (SERKAN YILDIZ)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear