25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 27 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kurtuluş... Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kan adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun seçim çalışmalarını medyadan izlemeye çalışıyorum. Bekaroğlu, dindar kesimin çok ciddi bir yarılma yaşadığını söylüyor. Bekaroğlu’na göre iki türlü başörtülü kadın var... Birisi yoksul, diğeri varsıl. SP’li Bekaroğlu Marksist bir yaklaşım sergiliyor ama hem kendisi hem partisi dinsel simgeleri yeğ- liyor. İster dindar olsun ister olmasın emekçiler sınıfsal bir mücadelenin dışındalar... Başörtülü kadın işyerinde grev gözcüsü, başı açık kadınla birlikte... Ama başörtülü kadın, oy tercihini yaparken din ek- senli partiyi yeğliyor, 4x4 cipe binen kadınla birlik- te! Emekçi kadınlar başörtülü ya da başı açık olsun işe gitmek için Maltepe’de otobüs durağında bek- lerken, başı kapalı ya da başı açık kadın son model otomobiliyle yanlarından geçiyor! Başı açık ve başı örtülü kadınlar tatillerini Dubai’de, Paris’te, Roma’da geçiriyor... Yurda dönerlerken va- lizlerinin sayısını saymaktan yoruluyor! Peki başörtülü ve başı açık emekçi kadınlar bir sosyalist partinin çatısı altında neden buluşamıyor? Galiba Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunun asıl nedeni burada yatıyor. Emekçiler kendi sınıfsal çıkarlarını korumak için birleşemiyor. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçemeyen sanayi- leşmemiş ülkelerin sorunudur bu. Paranın egemenliğinin özgür olduğu, emekçile- rin ise itilip kakıldığı Türkiye’de “akıl tutulması” ya- şıyoruz! Çağdışı dayatmaların, dogmaların tutsağı olmuş toplumlarda yaşanır böyle durumlar! Bireyin direnme gücü kırılır... Para gücü başörtülü ve başörtüsüz emekçi ka- dınları, dindar ya da dindar olmayan erkek emek- çileri iki ayrı kutba ayırır. Vahşi kapitalizmin vazgeçilmez kuralıdır bu, bi- zim gibi sanayileşmemiş toplumlarda. Bir gün bir bakarız ki “sivil darbe” gerçekleşir, so- nu olmayan bir yola girilir: Faşizm! Başı açık ya da kapalı emekçi kadınlarımız saba- hın köründe işe gider, yağmurda, soğukta durakta bekler. Kapitalizmin kuralı bellidir: “Para en büyük değerdir!” Varsıl başı örtülü, başı açık kadınlar sabah akşam yukarıdaki sloganı atarken, başı açık, başı kapalı emekçi kadınlar “emek en yüce değerdir” diye- mezler! Varsıllar Gazze’de İsrail bombardımanında ölen ço- cuklar, kadınlar, gençler, yaşlılar için ağlar ama Irak’ta ölenler için seslerini çıkarmazlar. Başı örtülü, başı açık emekçi kadınlar ise hem Gaz- ze’de hem de Irak’ta ölen insanlar için gözyaşı dö- kerler! Mehmet Bekaroğlu Türkiye’de sosyal bir yarılma olduğundan söz ediyor konuşmalarında... Doğru! Bekaroğlu’nun bakış açısı Marksist! O zaman Bekaroğlu’nun yeri Saadet Partisi mi ol- malı yoksa sosyalist bir parti mi? Kendilerine “dindarım” diyen emekçiler akşam ya- tağa girdiklerinde şöyle düşünürler mi: “Hacca ve umreye giden varsıl dindarlar yedi yıl- dızlı otellerde kalırken bizler niçin çadırlarda yatıyo- ruz?” Bu kavram Türk ve Kürt emekçileri için de ge- çerli... İnşaat sektöründe Türk ve Kürt işçiler çalışır... Tuz- la Tersaneleri’nde de öyle... Türk müteahhit, Türk işçilere günde 100 TL (söz- gelimi) Kürt işçilere 50 TL mi veriyor? Ya da Kürt mü- teahhit Kürt işçilere 100 TL, Türk işçilere 50 TL mi veriyor? Her ikisi de Türk ve Kürt işçilere 50 TL veriyor! Çünkü müteahhit kendi çıkarını koruyor. Tuzla’da da durum aynı değil mi? Niçin Türk ve Kürt işçiler kendi çıkarları için ör- gütlenmiyor, kendi çıkarlarını koruyacak bir siya- sal partinin çatısı altında toplanmıyor? Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası Kenan Ev- ren cuntasının işidir... Bu yasalar, acıdır, 27 yıldır değiştirilmedi! Eğer eleştirilirse, 1965 seçimlerinde olduğu gibi “milli bakiye” sistemine geçilse sosyalist partiler Mec- lis’e girer tıpkı Türkiye İşçi Partisi gibi. Sosyalizm, ekonomik ve siyasal liberalizme karşı emekçilerin yaşamın her alanında haklarını savu- nan bir ideolojidir. Yurtseverlik ise “etnik milliyetçilik” değil, barışın, demokrasinin, bağımsızlığın ayrılmaz bir parçasıdır... Türkiye’nin kurtuluşu yurtseverlerin, sosyalistlerin birliktelikten doğan gücüyle gerçekleşecektir. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘Kutuplaşma korkutuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Federal Meclisi Kültür ve Medya Komisyonu’nun Türkiye ziyareti dolayõsõyla verilen resepsiyonda sorularõ yanõtlayan Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanõ Claudia Roth, Türk toplumunda artan kutuplaşmanõn kendisini korkuttuğunu söyledi. Roth, Doğan Holding’e kesilen vergi cezasõyla ilgili olarak “Biraz seçim kampanyasõ kokuyor” dedi. 78’lilerden yerel seçim paneli İstanbul Haber Servisi - 78’liler Girişimi, “Yerel Yönetimlere Nasõl Bakmalõ” konulu panel düzenliyor. İstanbul Barosu Orhan Apaydõn Salonu’nda yapõlacak etkinlik saat 13.00’de başlayacak. Panele Diyarbakõr Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Kemal Aktaş, gazeteci Necla Akgökçe ve Ertuğrul Kürkçü, mimar Mücella Yapõca ile akademisyen Şükrü Aslan konuşmacõ olarak katõlacak. Panelle ilgili ayrõntõlõ bilgi (0212) 244 48 02 ve 251 69 45 no’lu telefonlardan edinilebilir. Konak’ın yeni adayı Tartan İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP, Konak’ta seçimlere Hakan Tartan ile girecek. CHP Merkez Yürütme Kurulu, Kemal Karataş’õn adaylõğõnõn düşürülmesinin ardõndan Konak’ta seçmenin karşõsõna Tartan ile çõkõlmasõna karar verdi. Eski Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Tartan, Hürriyet Ege Bölge Temsilcisi olarak görev yapõyordu. Konak’ta bir diğer gazeteci aday Erdal İzgi de DSP adayõ olarak yarõşacak. Havana’ya Türkoloji bölümü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, Küba Havana Üniversitesi Rektörlüğü ile yapõlacak protokol çerçevesinde, üniversitede “Türkoloji bölümü” oluşturulacak. İki üniversite arasõnda akademik işbirliği protokolü, 3 Mart Salõ günü Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ve Havana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ruben Zardova arasõnda imzalanacak. Protokol kapsamõnda, Ankara Üniversitesi’nde de Latin Amerika Dilleri Merkezi hizmete girecek. Açıklama MARDİN (Cumhuriyet) - Gazetemizin 24 Şubat 2009 tarihli sayõsõnda “Çaren varsa açıkla” başlõğõyla yayõmlanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Mardin mi- tingini anlatan haberle il- gili AKP Mardin Millet- vekili Cüneyt Yüksel açõklama yaptõ. Yüksel, 23 Şubat günü düzenlenen mitingde bir grup tara- fõndan yuhalandõğõ ifade- sinin gerçeği yansõtma- dõğõnõ belirtti. İBB’deki ihale ve rüşvet pazarlõğõnõn gizli kamera görüntüleri ortaya çõktõ Önce iş, sonra ihaleİstanbul Haber Servisi - Saadet Partisi (SP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayõ Mehmet Bekar- oğlu, İBB’deki ihale yolsuz- luğunu belge ve görüntüleriy- le birlikte açõkladõ. Bekaroğlu, ihalelerin pazarlõkla müteah- hitlere dağõtõldõğõnõ yayõmladõ- ğõ gizli kamera kayõtlarõyla da belgeledi. Böylece İBB’de iş- lerin müteahhitlere “ihalesiz” olarak dağõtõldõğõ ortaya çõktõ. Bekaroğlu, ellerinde bulunan 6 bin imar dosyasõnõ da incele- diklerini, önümüzdeki günler- de imar yolsuzluklarõnõ da açõk- layacaklarõnõ söyledi. SP’li Bekaroğlu, dün Fa- tih’teki Berr Otel’de düzenle- diği basõn toplantõsõnda İBB ta- rafõndan açõlan ihalelerde ya- põlan yolsuzluklarõ görüntü ve belgelerle ortaya koydu. Be- karoğlu’nun basõna dağõttõğõ görüntü kayõtlarõnõn birinde, İBB’nin Muammer Aksoy Caddesi Gümrük Yolu-Halka- lõ Caddesi 2’nci Kõsõm Yol İn- şaatõ işinin verildiği Gürhan İnşaat’õn yetkilisi ile İBB’nin Fen İşleri Daire Başkanlõğõ yetkilisi arasõndaki tartõşma- lar yer alõyor. 27 Ocak 2008 ta- rihli görüntüde konuşan Gürhan İnşaat yetkilisi, Halkalõ’daki yol çalõşmasõ işine yaklaşõk 1 yõl önce başladõğõnõ, ancak öde- melerinin yapõlmadõğõnõ söy- lüyor. 12 aylõk sürede çeşitli yerlere “avanta” para ödedi- ğini anlatan müteahhit firma yetkilisi, inşaat işini “ihale- siz” yaptõklarõnõ da itiraf ediyor. ‘3 trilyon avantadan...’ Kamu İhale Kurumu (KİK) kayõtlarõna göre, söz konusu işin ihalesi 19 Ocak 2009’da yapõlõyor. 26 Ocak 2009’da sözleşmenin imzalandõğõ be- lirtilen KİK kayõtlarõnda ihale- nin bedeli 8 milyon 320 bin 970 TL olarak yer alõyor. Gizli ka- mera kayõtlarõnda firma yetki- lisi özetle şöyle anlatõyor: “...Bu inşaatların bana bir maliyeti var. Bunun dışında da maliyetleri var. Bunu siz de biliyorsunuz. Beni kurt- ların kucağına attınız, 700- 800 milyon para ödettiniz. Bu iş 7 trilyon, 3 trilyon da avantadan para ödemişim. Yani bu vicdana, ahlaka, Müslümanlığa sığmaz. Kar- deşim ne istiyorsanız onu ya- pın. Ama biraz elinizi vicda- nınıza koyun ya! Biz hepimiz aynı taraftayız. Şimdi siz pi- yasa araştırması yapıyoruz diyorsunuz. Neyin araştır- masını yapıyorsunuz? Sen bunu 50 milyona, 100 milyo- na malettiğin zaman birileri sana aferin mi diyecek? Di- yecekse o birilerini söyle ben onlara gideyim, sana yine aferin desinler. Ben daha önce Abdurrah- man Bey’e (İBB Fen İşleri Daire Başkanı Abdurrahman Ocak) çıktım. Kendisi bana dedi ki ‘Ya boşver. Ben seni ta- nõyorum. Bak elektrik ve pey- zaj pozlarõnõ bilmiyorum, onun dõşõndakiler neyse o’ dedi. Biz yıllardır birlikte çalışıyoruz. Burası siyasi bir yer, her tür- lü hizmeti size veriyorum. Aldığım parayla iş kafa ka- faya bile çıkmıyor. Siz beni işin içine sokmuşsunuz, ça- lıştırmışsınız, bu kadar iş ya- SP İstanbul büyükşehir belediye başkan adayõ Bekaroğlu, İBB tarafõndan açõlan ihalelerde yapõlan yolsuzluklarõ görüntü ve belgelerle ortaya koydu. Kayõtlarda müteahhit firma yetkilisi ihalesiz aldõklarõ işleri ve çeşitli yerlere ödedikleri avanta paralarõ itiraf ediyor. Konuyu yargõya taşõdõklarõnõ belirten Bekaroğlu, Topbaş’õn yargõlanmasõ için Erdoğan’õn izin vermesini istedi. pılmış, bu noktaya gelmişiz, bu noktadan sonra ben aman aman sözleşmemi yapayım da 9 ay sonra paramı alayım diyorum. Ben 8 ay önce yap- tığım işin parasını 1 yıl son- ra alacağım. İşi yaparken bana kim yap dediyse, benim muhatabım o olsun o zaman. Biz bir hizmet yaptık, derdi- miz ana paramızı kurtar- mak. Ben koskoca Gap İn- şaat’ın adamıyım. 70 tane ayakkabı boyacısıyla uğraş- tım. İdare bana yap dedi, ben de yaptım. Benim İBB’ye yıllık cirom 250 trilyon. Be- nim şu anda devam eden 8 projem var. Sizin sorununu- zu ben çözdüm. Eksik kalan yolunuzu ben bitirdim. İha- lesiz bitirdim... Ben 1994’te Sağlık Bakanlığı’na da söz üzerine iş yaptım. İş bitti. Ondan sonra ihale yapıldı...” ‘Topbaş yargılansın’ Bekaroğlu, görüntülerle or- taya çõkan yolsuzluğun huku- ki ve siyasi yükümlülükleri ol- duğunu belirterek “Bu hırsız- lığın belgesidir. Burada rüş- vet var, yasadışılık var, teh- dit var...” dedi. Konuya ilgili savcõlõğa suç duyurusunda da bulunduklarõnõ da kaydeden Bekaroğlu, İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn ve diğer sorumlu- larõn yargõlanmasõ için Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn atadõğõ İçişleri Bakanõ’nõn izin vermesi gerektiğini de anõm- sattõ. Bekaroğlu, “Bu olay soruşturulmazsa sorumluluk Başbakan’ındır. Krallar gibi yaşayan bürokratlarınızı gö- revden alacak mısınız? Biz bu konuyu savcılığa götürdük. Bunu açıklama nedenim, oyunları bozmak” dedi. CHP’li Kemal Kılıçdaroğ- lu’na da çağrõ da bulunan Be- karoğlu, “Çantasındaki bel- geleri açıklasın” dedi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Atilla Kart, TRT ihalelerinde yolsuzluklara ilişkin YDK’yi göreve çağırdı. (Fotoğraf:AA) Kart: TRT, 1 milyon 691 bin lira zarara uğratıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Milletvekili Atilla Kart, “TRT’deki kad- rolaşmanın cüretkâr boyut- lara ulaştığını, yolsuzluk un- surları içeren ihaleler nede- niyle de kurumun 1 milyon 691 bin 829 lira zarara uğ- ratıldığını” söyledi. Kart, dün düzenlediği basõn toplantõsõnda, “iktidar yan- daşı olarak bilinen televiz- yon, radyo ve ajanslarda ça- lışanların, önce istisnai me- mur uygulamasıyla bakan- lıklarda görevlendirildiği, ardından da TRT’ye geçiş- lerinin sağlandığına” dikkat çekti. Kart, bu yolla yapõlan kadrolaşmayõ gösteren ve sa- yõlarõ 500’e ulaşan isimlen- dirme ve görevlendirmeleri daha sonra açõklayacağõnõ söy- ledi. TRT’nin, 22-26 Eylül 2008 tarihlerinde FM radyo ile televizyon vericileri için 4 iha- le yaptõğõnõ belirten Kart, “İki ihaleyi alan firmanın ticaret sicil kaydı yok. Firmanın kendi ülkesi olan Sloven- ya’da da kaydının olmadığı biliniyor. Diğer iki ihaleyi alan firmanın da uygunluk belgesi yok, ancak nihai ko- misyon tutanağında bu bel- ge varmış gibi gösteriliyor. Yolsuzluk unsurları içeren bu ihaleler nedeniyle TRT, 1 milyon 691 bin 829 lira zarar uğratıldı” dedi. TRT’den çağrı TRT’den yapõlan açõklama- da ise “Kart’ın bu beyanla- rını dikkate alarak savcıları ve devlet içindeki denetim görevinde bulunan birimle- ri göreve davet ederek, TRT kurumunu incelemelerini ve eğer varsa suçluyu çıkarma- larını istiyoruz” denildi. Kamu arazileri seçime kurban edildi, iktidarõ-muhalefeti işgalcilere destek verdi Meclis ittifakõyla talanANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu’nda önceki gün kabul edilen kamu arazilerine işgali “yasal- laştıran” düzenleme ile orman, 2-B ve her türlü kamu arazisi, si- yasi partilerin “seçim kurbanı” oldu. Siyasi partilerin Antalya milletvekillerinin, turizm böl- gelerinde plaja attõklarõ şez- longlar nedeniyle haklarõnda açõlan davalardan kurtarõlmasõ gerekçesiyle gündeme getirdiği düzenlemeye, AKP ve CHP tam destek verirken MHP de “çe- kingen muhalefet” etti. Mec- lis’te açõk muhalefet eden tek isim ise Tunceli Bağõmsõz Mil- letvekili Kamer Genç oldu. Meclis’te geçen ay kabul edi- len ve 2-B arazilerinin Hazine ta- rafõndan tescil edilerek satõşõnõn yolunu açan Tapu Yasasõ deği- şikliğinin ardõndan, ikinci adõm olarak da Hazine arazilerini iş- gal edenleri davalardan kurtara- cak olan düzenleme Meclis’te neredeyse “ittifakla” kabul edil- di. Düzenlemeye “sözlü” olarak karşõ çõkan MHP grubu ise “seç- meni ürkütmemek” için etkin bir muhalefet ya da engelleme yapmaktan kaçõndõ. Kamu arazilerinin 2004 yõlõn- da yapõlan Türk Ceza Yasasõ de- ğişikliği ile “korumaya alın- masının” sağlanmasõna destek veren ve yeni düzenlemeye kar- şõ çõkan AKP milletvekilleri ile düzenlemenin “kamu arazileri talanına yol açacağını” söyleyen CHP milletvekillerinin kürsüye çõ- karõlmamasõ dikkat çekti. CHP ve AKP düzenleme üzerinde ağõrlõklõ olarak Antalya ve Muğla millet- vekillerini konuştururken kendi- si de Antalya milletvekili olan Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin düzenlemeyi savundu. Şahin, kamu arazilerini işgal edenlerin Türk Ceza Yasasõ suçu olmaktan çõkarõlmasõnõ, “diğer ilgili yasa- larda cezai hükümler korunu- yor” gerekçesine dayandõrdõ. AKP’li TBMM Adalet Ko- misyonu Başkanõ Ahmet İyima- ya ise düzenlemeye karşõ çõkan- larõ “orman fetişizmi” içinde olmakla suçladõ. İyimaya’nõn “Parlamento, her milletvekili ve her parti bu değeri korumakla görevlidir ama bir orman feti- şizmine de orman tapınmasına da mahal vermemek gerekir” demesi dikkat çekti. Siyasi partilerin turizm bölge- lerinden seçilen milletvekilleri düzenlemeyi, “turizm bölgele- rinde plaja attıkları şezlonglar nedeniyle haklarında dava açı- lan turizmcileri kurtarma” ge- rekçesine dayandõrmasõna kar- şõn, düzenleme tüm işgalcileri kapsõyor. Buna göre Boğaz’da ka- mu arazilerini işgal edenler de 2- B arazisi işgalcileri de haklarõn- da açõlacak davalardan kurtulacağõ gibi, bundan sonra da “ecrimisil (kamu mallarını işgal eden kul- lanıcılardan alınan ücret)” be- dellerini ödeme koşuluyla bura- larõ kullanmaya devam etmeleri yolu açõlõyor. Yasanõn en sakõncalõ yönlerin- den birini ise kamunun, tapulu ka- mu arazilerini işgal edenlere yö- nelik dava açmasõna süre sõnõrõ ge- tirilmesi oluşturuyor. Yargõtay kararõ ile kamu arazilerini işgal edenlerle ilgili kamunun dava açma hakkõ sõnõrsõz hale getiril- mişti. Ancak yasa kamunun dava açma süresini 10 yõlla sõnõrlõyor. Türkiye’de orman kadastrosu- nun büyük bölümü 1940-50’li yõllarda yapõldõğõ, en son da 1980’li yõllarda yapõldõğõ için 10 yõllõk süre zaten dolduğu için mevcut davalar düşeceği gibi, yeni dava da açõlamayacak. Cinsel istismarda 15 yıl ceza azalmadı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, dinci Anadolu’da Va- kit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in de yargõlandõğõ Türk Ceza Yasasõ’nõn 103. maddesinin 6. fõkra- sõnda yer alan “ço- cukların cinsel istis- mar sonucunda be- den veya ruh sağlı- ğının bozulması ha- linde 15 yıldan az olmamak üzere ha- pis cezasına hük- molunur” ifadesinin iptal istemini reddet- ti. Üzmez’in istis- marda bulunduğu B.Ç’nin ruh sağlõğõ- nõn bozulduğuna iliş- kin rapor çõkmasõ du- rumunda Üzmez’e verilecek ceza 15 yõl- dan az olmayacak. Çanakkale Ağõr Ceza Mahkemesi, TCY’nin 103. mad- desinin 6. fõkrasõnda yer alan “çocuğun cinsel istismar so- nucunda beden veya ruh sağlığının bo- zulması halinde, 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur” mad- desinin iptali iste- miyle Anayasa Mah- kemesi’ne başvur- muştu. Yüksek Mah- keme, başvuruyu esastan görüşerek ip- tal istemini reddetti. Üzmez üzülecek Vakit gazetesi ya- zarõ Hüseyin Üz- mez’e, 14 yaşõndaki B.Ç’ye cinsel istis- marda bulunmasõ ne- deniyle yasanõn bu maddesinden hak- kõnda dava açõlmõştõ. Mahkeme maddenin iptali yönünde karar verseydi halen Bursa 4. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde yargõlanan Hüseyin Üzmez, do- ğacak boşluktan ya- rarlanabilecekti. An- cak iptal isteminin reddiyle Üzmez’in durumunda herhangi bir değişiklik olmadõ. Adli Tõp Kuru- mu’nun daha önce ruh sağlõğõ bozulma- dõğõ yönünde karar verdiği B.Ç. ile ilgili olarak Adli Tõp Ku- rumu Genel Kuru- lu’nun ruh sağlõğõnõn bozulduğu yönünde karar vermesi halinde Üzmez’e verilecek hapis cezasõ 15 yõldan başlayacak. Seçim öncesi turizmcilere şirin görünme yarõşõna giren AKP ve CHP’li vekiller, kamu arazilerini işgal etmeyi Türk Ceza Yasasõ suçu olmaktan çõkartan düzenlemeyi TBMM’den geçirdi. MHP’nin de çekingen muhalefet ettiği yasa ile Boğaz’da kamu arazilerini işgal edenler ve 2B alanlarõnõ işgal edenler haklarõndaki davalardan kurtulacak. YÜKSEK MAHKEME
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear