28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2009 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Bursa Kitap Fuarı Başlıyor... Son günlerde büyük acılarımız oldu. Önce, büyük tiyatro sanatçımız Gazanfer Öz- can’ı kaybettik. Bizi güldürdükçe de, hayata bağlayan bağlardan biriydi. Şimdi o bağ koptu, yazık! Ardından, ünlü mimar Turgut Cansever veda etti. Türkiye’nin önde gelen mimarlarından biriy- di; ve uluslararası bir şöhretti. Arkasında, büyük bir sanat mirası bırakarak gitti. Nur içinde yatsınlar... Yurdumuz, demokrasiden gitgide uzaklaşan bir mecraya sokulmuş halde. Bunun faili de AKP’dir. Partinin alnında, “Laikliğin düşmanı” yaftası varken, ona bir de demokrasi düşmanlığı ekleniyor: Son günlerde, Doğan Yayın Holding’e kesilen -1 milyara yakın- rekor vergi cezasının anlamı budur. Demokrasinin vazgeçilmez öğesi “özgür ve yan- sız medya”dır. AKP, bu medyayı teslim almak amacında; demokrasiden tek anladığı da, 4-5 yıl- da bir ortaya konan “oy sandıkları”dır. 29 Mart se- çimlerine bakarken de, bu ilkel anlayış içindedir ve öyle yürüyor; havayı da zehirliyor. AKP’yi iktidardan indirmek, demokrasiyi kur- tarmaktır... Yarın açılacak olan Bursa TÜYAP Kitap Fuarı, toplumun şu zehirlenen atmosferinde özgür bir adadır. 28 Şubat - 8 Mart günlerinin anlamı budur. Yeşil Bursa’da, başı kitapların çektiği bir kültür şenliği, hiç kuşkusuz unutulmaz anılar bırakacaktır geriye. Güzel bir rastlantıdır: Geçen yıl Antalya’da, On İkinci Altın Portakal Şiir Ödülü, Cevat Çapan’a, Bana Düşlerini Anlat adlı eseriyle ve “özel ile ge- nel duyarlılığı buluşturmuş olması, kişisel olanın ev- rensel olana gömülü özünü pırıl pırıl bir lirizmle di- le getirişindeki ustalık, doğallık ve sahiciliği” ge- rekçesiyle değer görülmüştü. Geçen hafta da, yine Antalya Kültür Merkezi’nde bir sempozyumda, Cevat Çapan’ın şiiri ele alın- dı; ve uzmanlar, Çapan’ın düşlerinin üstünde dur- dular. Cevat, tartışmaların sonunda “Didik didik edilmiş ve aklanmış hissediyorum” derken, bizim diyeceğimiz de şudur: Cevat Çapan’ın düşleri ar- tık bütün boyutlarıyla önümüzdedir ve şiirimizde müstesna bir yerde bulunmaktadır. Her zaman aranacak, okunacak ve yorumla- nacaktır... Fuar açılırken birkaç kitap da tavsiye edeceğiz. - Yıldız Sertel’den, Nâzım Hikmet’le Serteller. İdeolojileri ve Yaşamlarında Bilinmeyenler, (Eve- rest Yay.) - Eğitime vurulan darbelerin çapı hakkında ba- kınız: Mustafa Gazalcı, Eğitime Dinci Çember, (Bilgi Yay.); Mahmut Âdem, Çağdaş Üniversite mi Medrese mi? (Phoenix Yay.); - Edebiyatımızın usta yazarı Adnan Binya- zar’dan iki kitap: Şah Mahmet, birbirinden güzel öyküleri bir araya getiriyor (Can Yay.); Ayna, bil- gi ve edebiyat, eğitim, yaşam ve düşünce emek- lerine saygı olarak, çeşitli konularda pırıl pırıl de- nemeler (Pupa Yay.); - Çağdaşlık ve Yurttaşlık Bilinci, değerli bir ay- dın topluluğunca hazırlanan pek önemli bir eser, (Yay. Cumhuriyet Kitapları). - Ataol Behramoğlu, AKP iktidarının henüz ilk yılında yapılanları “sivil darbe” olarak tanımlamıştı ve daha sonra bu tanım siyaset diline yerleşti. Şim- di “Sivil Darbe” adlı olarak yayımlanan eserde yurt- sever bir aydının kaygılarını ve “sivil darbeci”le- re yönelik eleştirilerini okuyacaksınız (Yay. Cum- huriyet Kitapları). - Türkiye’nin, yarım yüzyıla yaklaşan bir kesitinde Avrupa ile ilişkilerinin, en yetkili kalemlerden bi- rinin, Erol Manisalı’nın, “Hayatım Avrupa” adı al- tında anlattığı tarihi pek önemli. Eser, 5 ciltten olu- şuyor ve şöyle: 1. Ortak Pazar’dan Avrupa Birli- ği’ne; 2. Askeri Darbeden Sivil Darbeye; 3. Tür- kiye’nin Askersiz İşgali, Gümrük Birliği; 4. Avru- pa’nın Askerle Kavgası; 5. Avrupa’yla Derin Bağ- lar (Yay. Cumhuriyet Kitapları). - Yeniden Sosyalizm... Deniz Kavukçuoğ- lu’nun Umut: Sosyalizm’ini (Yay. Literatür) ge- cikmeden okumak gerekli. - “Ufku geniş, okuyan ve düşünen, ülkesinin na- sıl kalkınacağını, bu çabanın neresinde yer ala- cağını, ülkesinin neden bu hale geldiğini sorgu- layanlara” bir rehber kitap: Türkân Saylan, Çağ- daşlaşma Yolunda, (Yay. Doğan Kitap). Kürtçe gazete ve dergilerin, ses ve görüntü kasetlerinin, Kürtçe dil dershanelerinin ser- best bırakıldığı bir ülkede ya- şıyoruz. AKP’nin yasaları hiçe sayarak yayına soktuğu Kürt- çe televizyon kanalında Kürt kökenli sanatçılar Kürtçe tür- küler seslendiri- yor... Başba- kan’ın, bu kana- lın açılışında “TRT 6 hayırlı ol- sun” şeklindeki k o n u ş m a s ı n ı Kürtçe yapması hoş karşılanıyor!.. PKK ve DTP s e m p a t i z a n ı gençler “Anadil- de eğitim” kam- panyası yürüttükleri iddiasıyla üniversitelerden atılıyor!.. Oy- sa YÖK Başkanı iki üniversi- tede Kürt dili ile ilgili bölümler açılacağını söyleyebiliyor! DTP’li belediyelerde, kimi başkanlar görevden alınsa da “Kürtçe belediyecilik” faaliye- ti yürütülüyor. DTP milletvekil- leri ise mitinglerde kitlelere Kürtçe sesleniyor. Bir zamanlar Kürtçe kaset bulunduranların cezaevine ko- nulduğu ülkemiz, şiddet ya da siyaset yoluyla dayatılan dö- nüşüme artık direnemiyor... Ve tüm bunlara rağmen De- mokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’ün TBMM’deki konuşmasının bir bölümünü Kürt- çe yapması tep- kiyle karşılanıyor. Kürtçe kanal açan devletin TRT’si de bu ko- nuşmayı yayım- lamayarak çeliş- kiye düşüyor!.. Anayasasında “Devletin dili Türkçedir” diye yazan bir ülkede etnik tartışmalar politik çıkar- lar uğruna nalıncı keserine dönüştürülüyor! Keserin her deviniminde ikiyüzlülük ve çe- lişki plastik bir leğende fırtına- ya dönüştürülüyor! “TRT Şeş”ten yükselen Kürtçe ağıt bu tartışmalar içinde notasını şaşırıyor! Ve tüm bu yaşananlardan yalnızca terör örgütü yararla- nıyor! Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getiril- mesinden sonra PKK’nin çökertileceği düşünülüyordu. Tıpkı Hizbullah’ın başına geldiği gibi “Baş giderse gövde dağılır” sa- nılıyordu!.. Son beş yıldır ise Öcalan’ın İm- ralı Adası’ndan PKK’yi yönettiği iddiası tar- tışılıyor. Özellikle MHP’liler, Öcalan’ın her hafta avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde talimatlar verdiğini ve bunların örgüt ta- rafından uygulandığını öne sürüyor. Kimi “Kürt aydınları” ise bu tartışmaları daha ile- ri götürerek kafa karıştırıyor. Örneğin Ümit Fırat, Öcalan’ın İmralı’da telefonla konuştuğunu bile söyleyebiliyor. Peki tüm bu tartışmalar sırasında “hakikat” hangi gü- zergâhta ilerliyor? Aslında Öcalan’ın özellikle avukat gö- rüşmelerinde dile getirdiklerinin son za- manlarda PKK ve DTP’nin politikalarına yön verdiği biliniyor. Örneğin; örgüt lide- rinin “Devlet Reformu”, “Ulus Reformu”, “Demokratik Toplumsal Reform” ve son olarak “Demokratik Konfederalizm” şek- lindeki tanımlamalarını hem PKK hem de DTP birer kampanyaya dönüştürmekten kaçınmıyor. Öcalan’ın son dönemdeki “analiz”leri teoride kalmıyor. Demokratik Toplum Partisi’nin 2 Şubat 2008’de Diyarbakır’da yaptığı “3. Ekoloji ve Yerel Yönetimler Kon- feransı”nın sonuç bildirisinde de Öcalan’ın izleri vardı. Çünkü DTP’nin Türkiye için önerdiği ve “Konfederal Sistem” diye ta- nımladığı yönetim şekli önerisini daha önce Öcalan dile getirmişti. DTP’nin bu bil- dirgesinde, Öcalan’ın “Demokratik Ekolojik ve Cinsiyet Özgürlükçü” ifadesine de yer verilmişti. Öcalan her ne kadar hakkında disiplin soruşturmaları başlatıldığında, “Ben tali- mat vermiyorum, yorum yapıyorum, çö- zümleme yapıyorum” dese de hem PKK hem de DTP tabanının eylemleri, onun ko- nuşmalarının ne denli etkili olabildiğini gös- teriyor. Kimi kuruluşların “demokratikleşme” ya da “çözüm önerileri” adı altında son dö- nemde hazırladığı raporlar- da da Öcalan politikalarının etkisine rastlanıyor. Örneğin son olarak TESEV’in “Kürt Sorununun Çözümüne Da- ir Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler” başlık- lı raporunda da İmralı düşlerinin yansımaları vardı. Raporda hem PKK hem de DTP’nin ısrarla gündemde tuttuğu “genel af”, “Kürtçe eğitim” ve “Kürt kimliğinin tanın- ması” gibi taleplere yer verilmişti. PKK “Öcalan konusunda belirsizlik içe- riyor” ve “Kürtlerin taleplerini kapsamıyor” diye bir bölümünü eleştirse de bu rapor Güneydoğu ekseninde gelişen siyasetin farklı kaynaklardan seslendirilmeye baş- landığını gösteriyordu. Öcalan’ın, politik dayatmaları bir süre sonra salt Kuzey Irak’ta değil, Avrupa’da da yankı bulmaya başladı. Örneğin 2007 yılının aralık ayında Brüksel’de yapılan “4. Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” konulu konferansta Öcalan’ın 9 maddelik “çözüm önerisi”ni içeren mesajı okunmuştu. Örgüt liderinin, “Kürt kimliği yasal ve anayasal gü- venceye kavuşturulmalıdır. Radyo, TV ve basın üzerinde hiçbir kısıtlama olmamalı- dır. Temel eğitimde Kürtçe kullanılmalıdır” şeklindeki önerileri de katılımcılar tarafın- dan tartışılmıştı. Siyasete yön vermek!.. Öcalan’ın PKK’nin terör eylemlerine yön verdiği yo- lunda ciddi bir kanıt gö- rünmese de, açıklamalarının Kürt siyasetini nasıl etkile- diğini gösteren son örnek ise önceki gün Diyarba- kır’da yaşandı. Güneydoğu’daki baro başkanlarının öncülüğünde “Hakikatleri Araştırma ve Geçmişle Yüzleşme Komisyonu” kuruldu. Komisyonda Ağrı, Bitlis, Batman, Bingöl, Hakkâri, Urfa, Kars, Şırnak, Van, Mardin ve Siirt baro başkanlarıyla, İHD Genel Baş- kan Yardımcısı Muharrem Erbey ve MAZLUM-DER Genel Başkan Yardımcı- sı Nesip Yıldırım yer aldı. Komisyon üyelerinden Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, faili meç- hul olaylar, yargısız infazlar, zorla kaybetme olaylarıyla ilgili bilgi sahibi olanların ko- misyona başvurmalarını istedi. Diyarbakır’da oluşturulan bu komis- yon, TBMM Faili Meçhul Siyasal Cinayetler Araştırma Komisyonu Raporu ve Başba- kanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’nun açtığı yolda ilerlemeyi planlıyor. Peki, Güneydoğulu baro başkanlarına bu “hakikat” yolunu kim açmıştı? Öcalan’ın 26 Kasım 2008’de avukatlarına söylediği şu sözleri bu soruya yeterince yanıt oluyor: “Çözüm için önerimi sunuyorum. Haki- katleri araştırma ve uzlaşı komisyonu ku- rulabilir. Bu komisyon, bağımsız ve adilce çalışmalarını yürütmelidir. Ancak içinde de- neyimli sivil, asker, bürokrat olabilir. Par- lamento çatısı altında da yürütülebilir. Gelip bizimle de görüşecekler. Biz de projelerimizi sunacağız. Güney Afrika’da- ki sorun da böyle aşıldı.” Öcalan, terörle mücadele sırasında ya- şananlarla yüzleşilmesini ve bu aşamada hem PKK hem de devletin özeleştiri ver- mesini bekliyor! Ancak onun bu amaç uğ- runa Diyarbakır’da yaşam bulan son öne- risi, salt İmralı - PKK diyaloğuyla ilgili ha- kikatları dışavurmuyor! İmralı - Diyarbakır hattında şekillendirilen son girişim, tasfi- ye edilmek istenen PKK’nin siyasallaşma yolunda nasıl ilerlediğini de gösteriyor! İmralı’nın Hakikat Yolları!.. Leğendeki Fırtına... TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com İlhan Selçuk’un Ergenekon savcõlarõ aleyhine açtõğõ davada delillerin toplanmasõna karar verildi Savcõlar duruşmaya gelmediİstanbul Haber Servisi - Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõmõz İlhan Selçuk’un Ergenekon iddianamesi- ni yazan cumhuriyet savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkõnda “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle açtõğõ davaya de- vam edildi. Dava kapsamõnda delillerin toplanmasõna ka- rar veren mahkeme, Ergenekon iddianamesinde yer alan İlhan Selçuk hakkõnda çõkan haber ve yazõ örneklerinin İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden istenilmesine ka- rar verdi. İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki du- ruşmaya davacõ avukatõ Fikret İlkiz katõlõrken davalõ cum- huriyet savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkõn gelmedi. Hâkim Mürvet Tunçez, davacõ- nõn cevaba cevap dilekçesi ile delil listesinden bir kop- yanõn davalõlara tebliğe çõkarõldõğõnõ, tebligat parçalarõ- nõn geri döndüğünü belirtti. Ayrõca hâkim Tunçez, sav- cõ Öz tarafõndan yetki itirazõ dilekçesinin reddedildiğini ve duruşma gününün davalõlara tebliğ edildiğini ancak yi- ne tebligat parçalarõnõn geri döndüğünü ifade etti. Duruşmada söz alan avukat İlkiz, önceki oturumdaki be- yanlarõnõ tekrar ettiğini belirterek “Kanıtlarımızın top- lanmasına karar verilsin” dedi. Mahkeme, avukat İlkiz’in talebi üzerine delil listesinde yer alan delillerin ibraz edil- mesi için 10 gün süre verilmesine karar verdi. Mahkeme ayrõca delil listesi kapsamõnda Ergenekon da- vasõ iddianamesinin 1756’õncõ sayfasõnda bulunan İlhan Selçuk hakkõnda gazetelerde yer alan haber ve yazõ ör- neklerinin söz konusu dava dosyasõnda bulunmasõ halinde İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden istenilmesini ka- rarlaştõrarak duruşmayõ erteledi. Savunmasõnõ yapan emekli Kurmay Albay Karadağ, mahkeme heyetine seslendi ‘Ergenekon oyununu bozun’ PERİNÇEK’E ‘KARARGÂH EVLERİ’ SORGUSU EMEK’E 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon davasõnõn tutuklu sanõkla- rõndan İşçi Partisi (İP) Genel Baş- kanõ Doğu Perinçek ve Aydõnlõk dergisinin Ankara temsilcisi Hik- met Çiçek, “karargâh evleri” so- ruşturmasõ kapsamõnda Merkez Komutanlõğõ’nda ifade verdi. Perinçek ve Çiçek, Hava Kuv- vetleri Komutanlõğõ Savcõlõğõ’nõn talimatõ üzerine dün Beşiktaş’taki İstanbul Merkez Komutanlõğõ’na getirildi. 2 askeri savcõ tarafõndan yaklaşõk 3 saat süreyle ifadeleri alõ- nan Perinçek ve Çiçek daha sonra tekrar Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Perinçek, Ergenekon davasõnda savunma yaparken konuya ilişkin bir soru üzerine “Bizim ordunun içinde karargâh evleri diye bir çalışmamız yok. İP böyle bir al- çaklığı yapmaz. Ordu içinde or- du, ordu içinde karargâh evleri örgütlemez” diye konuşmuştu. HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE Ergenekon örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu iddiasõyla yar- gõlanan emekli Kurmay Albay, Kuvayõ Milliye Derneği kurucusu Fikri Karadağ, mahkeme heyeti- ne “Ergenekon oyunu, Ameri- ka’nın çuvalından daha vahim- dir. Doğru kararınızla, cesur yüreğinizle bu oyunu bozun” diye seslendi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nce görülen Ergenekon da- vasõnõn 56. duruşmasõnda Kara- dağ’õn sorgusu ve savunmasõ ta- mamlandõ. Hükümete karşõ halkõ silahlõ isyana teşvik, silahlõ terör örgütü kurmak ile suçlandõğõnõ anõmsatan Karadağ, “Ben der- nekten ayrılalı 3 ay olmuş. Po- lis 38 kişilik örgüt kurmuş, ben sadece 7’sini tanıyorum. Savcı 16 Kasım’da ‘Hiçbir delile da- yanmõyor’ diyor, 3.5 hafta son- ra başka bir savcı bizi ‘Ergene- kon terör örgütüne’ yapıştırıve- riyor” dedi. Karadağ, iddiana- mede tutuklu sanõk Selim Ak- kurt ile yazar Orhan Pamuk, DTP milletvekilleri ve Diyarba- kõr Belediye Başkanõ Osman Baydemir’e suikast yapmaktan söz eden Muhammet Yüce ile yaptõğõ telefon görüşmelerini de açõkladõ. Yüce’ye hep “Oyuna gelmeyin, kan akıtmak yok” şeklinde tavsiyelerde bulunduğu- na dikkat çeken Karadağ, görüş- melerde bazõ bölümlerin alõnarak görüşmenin saptõrõlmaya çalõşõl- dõğõnõ söyledi. Yüce’ye “planı- mızı bozdun” derken İSKİ’ye olan borçlarõyla ilgili konuştuğu- nu söyledi. Emekli Tuğgeneral Veli Kü- çük ile “Cumhuriyet Muhafız- ları kuracakları, Hurşit Tolon ile Ukrayna’daki gibi Meclis’e yürüyecekleri” iddialarõnõ ya- nõtlayan Karadağ, “Bunu yapa- cak olana ilk taşı ben atarım. Orhan Pamuk’a suikastmış. Bunların yazanın da yazdıra- nın da inşallah soyu kurur” di- ye beddua etti. İzmir’de geçen yıl düzenlenen Anafor Operas- yonu kapsamında İstanbul’da gözaltına alınan ve İzmir’e getirilerek tutuklanan Sami Hoştan, avu- katı Mehmet Kozan’ın 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz üzerine, tutuksuz yargılanmak üze- re serbest bırakıldı. Ergenekon davasında tu- tukluluğunun kalkmasının ardından gözaltına alı- nan Hoştan, “Suç örgütünde yönetici olduğu”, “ha- raç alma ve kumar oynatma” gibi gerekçelerle tu- tuklanmıştı. Ergenekon davasının tutuklu sa- nıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, dün Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilerek bazı tetkikler yapılmasının ardından kliniğe yatırıldı. (Fotoğraf: AA) Hoştan serbest, Küçük hastanede İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon davasõnõn tutuklu sanõğõ emekli Yüzbaşõ Fikret Emek hak- kõnda Genelkurmay Askeri Mah- kemesi, “askeri eşyayı gizlemek” gerekçesiyle 1 yõl 8 ay 25 gün ha- pis cezasõ verdi. Mahkeme Fikret Emek’in iyi hali nedeniyle hükmün açõklanmasõnõn 5 yõl süreyle geri bõ- rakõlmasõna karar verdi. Emek’in Ankara’daki kendi evinde ve Es- kişehir’deki annesinin evinde 26 Haziran 2007’de 10 el bombasõ, 11 kilo C-3 plastik patlayõcõ ve TNT kalõplarõ bulunmuştu. Genelkur- may Başkanlõğõ Askeri Mahke- mesi’ndeki yargõlama 25 Aralõk 2008’de sonuçlandõ. “Askeri eş- yayı gizlemek” suçuyla yargõlanan Emek hakkõnda 2 yõl hapis cezasõ verildi. Gizlenen malzemelerin cephane niteliğinde olmasõ ve yar- gõlama sürecinde sanõğõn olumlu davranõşlarõnõ değerlendiren mah- keme, cezayõ 1 yõl 8 ay 25 güne in- dirdi. Aynõ mahkeme bu ceza hük- münün açõklanmasõnõn 5 yõl süreyle geri bõrakõlmasõnõ da karara bağladõ. ASKERİ MAHKEME Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in sorusu üzerine Danõştay saldõrganõ Alparslan Arslan’õ tanõmadõğõnõ, adõnõ bile duymadõğõnõ belirten Ka- radağ, Kuvayõ Milliye Derneği Baş- kan Yardõmcõsõ Hüseyin Görüm’ün “Alparslan Arslan’a basın kartı- nı ben verdim” dediğini anlattõ. Savcõ Pekgüzel, “Gizli Tanık 17”nin ifadesinde Veli Küçük’ün organize ettiği “Cumhuriyet Mu- hafızları” adlõ bir grubun Meclis önünde büyük bir eylem hazõrlõğõ yaptõğõnõ söylediğini belirtti. Savcõ Pekgüzel, gizli tanõğõn “Meclis’in önüne geldiğinde ise yaklaşık 10 bin kişi olması bek- lenen kalabalık, yanlarında ge- tirdikleri kalpak, bordo ve siyah bereleri takarak Meclis’e yürü- yeceklerdi. Meclis’e girecek ka- labalığın önünde Hurşit Tolon ol- mak üzere emekli paşalar resmi kıyafetleri ile bulunacaklardı” şeklinde ifade verdiğini anlatarak İs- tanbul Yeşildirek’teki tekstilcilere 10 bin adet kalpak ve bere siparişi verildiğini söylediğine dikkat çek- ti. Savcõ Pekgüzel’in bu sorusuna tepki gösteren Karadağ, “Bu se- naryoyu kim yazdıysa ona sorun” diye konuştu. Ümraniye’de ele geçirilen bom- balarõn sahibi olduğu iddia edilen Oktay Yıldırım’la ilişkisi sorulan Karadağ, Muzaffer Tekin’in büro- sunda gördüğü Yõldõrõm’la Hasdal Kõşlasõ’nda bir arkadaşõnõ ziyarete gittiğinde karşõlaştõğõnõ ve çay içip sohbet ettiğini söyledi. Derneklerine üye olan kişilere “Özel Kuvvetler”, “İstihbarat bi- rimi” şeklinde kimlikler dağõtõldõğõ, bazõ üyelerin siyah bere ile çekilmiş fotoğraflarõnõn bulunduğu ve telefon görüşmelerinden üyelerin birbirle- rine yüzbaşõ ve binbaşõ şeklinde hi- tap ettiklerinin belirtilmesi üzerine Karadağ, “Bunlardan haberim yok. Böyle yapanları hemen uzak- laştırıyordum” dedi. ‘Arslan’õn adõnõ bile duymadõm’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear