24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DİYARBAKIR (Cum- huriyet Bürosu) - DTP, terör örgütü PKK lideri Ab- dullah Öcalan’õn yakala- narak Türkiye’ye getirilişi- nin yõldönümü nedeniyle düzenlenen eylemlere poli- sin müdahale etmesini pro- testo etmek için dün Diyar- bakõr ve Batman’da sessiz bir yürüyüş düzenledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn hafta sonu Diyarbakõr’õ ziyaret edeceğini anõmsatan DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Erdo- ğan’dan özür beklediklerini belirterek “Baş- bakan bu halka ne diyecek? ‘Tek millet, tek õrk’ mı diyecek? Sopa politikasıyla bizi bir araya getiremezsiniz” dedi. Eylemcilerin arõ- sõnda bulunan yüzleri kapalõ bir grup, AKP Bağ- lar İlçe Örgütü’ne taşlarla saldõrdõ. Grubun ga- zetecilere de saldõrmasõ ve olaylarõn büyüme- si üzerine polis, eylemcilerde müdahale etti. Çok sayõda kişi gözaltõna alõndõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õn çağrõsõyla kurulan, AKP’den Salih Ka- pusuz, CHP’den Ali Topuz, MHP’den Nevzat Korkmaz ve DTP’den Selahattin De- mirtaş’tan oluşan “Meclis İçtüzük Uzlaşı Komisyonu” hazõrladõğõ taslak metni ka- muoyuna açõkladõ. Taslakla Muhalefetin engellemede en fazla başvurduğu “karar yeter sayısı” 139’dan 110’a çekilir- ken, karar yeter sayõsõ buluna- madõğõ durumlarda başka gün- dem maddesine geçilmesinin de yolu açõlõyor. İçtüzük de- ğişikliği ile genel kuruldaki teknolojik altyapõ da değişti- rilerek, milletvekillerine diz- üstü bilgisayarlar dağõtõlacak. Milletvekilleri, oylama dahil, her türlü iş ve istemi bilgisa- yar aracõlõğõyla yapacak. Uz- laşma Komisyonu’nun ka- muoyuna açõkladõğõ içtüzük değişikliği, iktidar partisine özellikle yasa yapma konu- sunda büyük kolaylõk sağlar- ken, grubu olmayan siyasi parti veya bağõmsõz milletve- killerine yönelik konuşma ve yasalar üzerinde önerge veril- mesini sõnõrlõyor. Taslakla ge- tirilen düzenlemeler şöyle: YASA GÖRÜŞMELERİ- NE SINIRLAMA: Yasa tasarõ ve tekliflerinin genel kurulda sadece tümü üzerinde görüşme yapõlacak. Maddeler üzerinde ve verilecek değişiklik öner- geleri üzerinde görüşme ya- põlmayacağõ gibi, maddeler ayrõ ayrõ oylanmaksõzõn dü- zenlemenin tümü oya sunula- cak. Sadece önergeler oyla- nacak. Karar yeter sayõsõ 139’dan 110’a indiriliyor. Ka- rar yeter sayõsõ bulunamadõğõ durumlarda en fazla 1 saat çalõşmalara ara verilecek. KAMER GENÇ’E EN- GELLEME DÜZENLEME- LERİ: Tasarõ ve tekliflerin görüşülmesi sõrasõnda hükü- met, komisyon ve parti grup- larõna en az 15 dakika, grubu olmayan milletvekillerine de en az 10 dakika konuşma sü- resi verilecek. Grubu olmayan bir milletvekili bir tasarõ veya teklif üzerinde sadece 1 defa ve en fazla 5 dakika konuşabile- cek. Hükümet, komisyon ve gruplar adõna yapõlacak 10 dakika ve üzeri konuşmalar kürsüden yapõlacak. Böylece grubu olmayan, bağõmsõz ve- ya 10 dakikadan az konuşacak vekiller kürsüye çõkamaya- cak. Genel kurulda usül üze- rine yapõlacak konuşmalara da sõnõrlama getiriliyor. Usul- le ilgili görüşmelerde leyhte ve aleyhte olmak üzere birer mil- letvekiline en fazla 5 dakika söz verilecek. Başkanõn söz vermemesi ve istem sahibinin direnmesi halinde genel ku- rulda bu konuda görüşmesiz ve işari oyla karar verilebilecek. ULUSLARARASI SÖZ- LEŞMELER: Uluslararasõ anlaşmalar üzerinde en fazla 5’er dakika konuşulabilecek, değişiklik önergesi verileme- yecek, sadece anlaşma metni- ne uygun olarak hükümetin önerisiyle çekince konulabi- lecek. ACELE SORU: Güncel gelişmelerle ilgili ve öncelik- li olan konularda muhalefet gruplarõ ve grubu olmayan milletvekilleri için acele soru mekanizmasõ getiriliyor. Her çarşamba 1 saat süreyle acele soru görüşmeleri yapõlacak. SİYASİ ETİK KURULU GELİYOR: TBMM bünye- sinde Başkanlõk Divanõ’nca belirlenecek 5 üyeden oluşa- cak bir Siyasi Etik Kurulu oluşturulacak. Kurul millet- vekilliğiyle bağdaşmayan iş- lere ilişkin itirazlarõ inceleyip karara bağlayacak. KOMİSYON TOPLAN- TILARI: Komisyon toplan- tõlarõ yazõlõ basõna açõk olacak. Görüntülü basõnõn izleme- mesine komisyon karar ve- recek. ÖZEL KOMİSYON KU- RULACAK: Meclis’te ihtisas komisyonlarõ ile araştõrma ve soruşturma komisyonlarõ gibi geçici komisyonlarõn yanõ sõ- ra, özel komisyonlar da kuru- labilecek. PANTOLON SERBES- TİSİ: Kadõn milletvekillerine pantolon serbestisi geliyor. Şu anda sadece tayyör giye- bilen kadõn vekiller artõk ceket pantolonla da genel kurul ça- lõşmasõna katõlabilecekler. CMYB C M Y B 19 ŞUBAT 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Gırgırı Sürdürelim... Sevgili Orhan Erinç, 7 Şubat 2009 tarihli yazınızda, İbnülemin Mahmut Kemal İnal ile ilgili ‘örgüt üyeleri’ hakkında: “Bir muh- terem muhbir vatandaş, hayır için, merakımı giderir- se memnun olurum” diyorsunuz. ‘Muhterem’ sıfatı bendeniz ile bağdaşmadığı için bu- nu bir yana bırakarak, 1942 yılından bu yana -bildi- ğiniz nedenlerden, ara verdiğim dönemler dışında- bey- nimin beslenmesinde özel yeri olan bir gazetenin en çok okuduğum yazarlarından birisinin çağrısına uy- mamak elimden gelmezdi; ‘muhbir’ olarak bir suça itil- miş olmanın kaygısını içimde taşısam da... Üniversitede okurken, “Malatya Talebe Yurdu”nda kalıyordum. Fakülteye girdiğim 1945 - 1946 yılından 1947 ders yılı sonuna değin Beyazıt’ın Mercan semtindeydi bu yurt. Sonra, yine aynı semtte, Tığcılar Sokağı’nda, “Fener Bo- yahanesi”nin karşısındaki “Cezayir Hanı”na taşındı. Sanıyorum, yurdumuzun bulunduğu sokağın adı da “Mercan Sokağı” idi. Ünlü “Emin Paşa Konağı” diye anılan bu konak da aynı sokakta ve bizim yurdumu- zun karşısındaydı. Bu nedenle, iki yıl süresince İb- nülemin Bey’le -o bizi hiç tanımasa da- biz onunla ya- kın komşuluk içinde yaşadık. Bu konak, İstanbul Üniversitesi’nin Doğu kapısından, yani Mercan Yokuşu’na açılan kapıdan çıkınca, sağa yönelen ilk sokak ile, aynı yöndeki ikinci sokak arasında yer alıyordu. Konak ahşap, iki katlı, büyükçe bir okul görünümündeydi. Giriş kapısının solunda, eski bir ev harabesinden kaldığı izlenimini veren, iyi temizlenmemiş kalıntıların üstünde yeşermiş yabani otlarla örtülü, 5- 6 metre eninde, bir o kadar uzunlukta, küçük, bakımsız bir avlusu vardı. Avlunun solundan açılmış ahşap bir kapıdan giriliyordu bu konağa. Konağa çıkan merdi- venler taştandı; merdivenlerin üstü ise çatısızdı. Konağın çok yüksek olan pencerelerine baktığınızda, özellikle toza, toprağa bulanmaları için kirlenmeye bı- rakılmış gibi bir izlenim uyandırıyordu. Bu nedenle, otur- dukları odaların pencereleri dışında, öteki pencerelerin perdeleri var mıydı, yok muydu, anlamanız olası de- ğildi... Oturdukları odalar, birinci katın girişinde, sokağa ba- kan soldaki oda ile onun üstündeki bir odaydı sanı- rım. Çünkü bunlar perdeli ve temizdiler... Konukların ağırlandıkları oda, üst katta olanıydı. Bu odanın, sokak kapısının önünü gören kuzeydeki penceresinin pervazına çakılmış uzunca bir tahtaya iliştirilmiş bir ayna, kapıyı çalan kimselerin, pencere açılmadan görülmelerini sağlıyordu. İki yıl boyunca, uzun, ince ve hafifçe yere doğru eğil- miş bedeni, elmacık kemikleri belirli kemikli yüzü, be- denine ve yüzüne uygun uzunca burnu ile, 70 - 75 yaş- larında, ciddi olmaktan çok, sürekli asık suratlı oldu- ğu izlenimi vermesine karşın, saygı uyandıran bu bey- efendiyi, genellikle yakası kürklü sarı paltosuyla evin- den çıkarken veya evine gelirken görürdüm. Bunun dışında da Eminönü Halkevi’nde verilen konferans- ları sonuna dek izlerken bulurdum o salonda. Bu iki yıl süresince, sekiz ailenin oturabileceği bu konakta hizmet gören ne erkek ne de bir kadın gör- düm. Ne ki, Edebiyat Fakültesi’ne gittiği söylenilen uçuk benizli, ince, orta boylu bir kız da bu konakta otu- ruyordu. Kız, kapıyı anahtarla açmazdı; zili çalar, kapı da he- men açılırdı. Anlaşılan o ki, evden pek çıkmayan üçün- cü bir kişi -sanıma göre bir bayan- daha vardı. Salı akşamları, havalar kararmadan, trafik yoğun- laşır; önce birer, ikişer, ellerinde müzik aletleriyle saz sanatkârları, en çok yarım saat içinde de öbür konuklar kapıda belirirlerdi. Dış kapı kapandıktan yaklaşık bir saat sonra ‘meşk’ başlar, içinizi hoşça titreten, bitmesine gönlünüzün el- vermediği peşrevin ardından Klasik Türk Musiki- si’nin en seçkin örnekleri birer birer, ‘fasıl’ olarak ‘ic- ra’ edilirdi. Ben, yurdun yukarı katındaki sobasız, mobilyasız, ama okunan eserlerin kolaylıkla duyulduğu okuma sa- lonunda pencereyi açar, soluk almaksızın dinler, bil- diğim şarkı olunca da, gecenin geç vaktine dek üşü- ye üşüye, kötü sesimle eşlik ederdim. Gecenin bir yarısında odama çekildiğimde bile, mü- zik şöleni devam ederdi. Konağa gelirken gördüğüm kişilerin hangi saatte ayrıldıklarını hiç öğrenemedim. Bu dergâhın ihvanı 8-10 kişi kadardı. Şu anda anım- sadığım: Hasan Âli Yücel, Ord. Prof. Ebulûlâ Mar- din hocamız ve sizin adını verdiğiniz Prof. Fuat Köprülü konuklar arasındaydı. Ne var ki, bunlar da tüm toplantılara katılıyor değillerdi... Sayın Erinç, birbirini anlayan, akşamdan sabahın er- ken saatlerine dek birlikte olan, tüm güzellikleri pay- laşan seçkin kişiler, sanmam ki musiki dışında başka konularda düşüncelerini paylaşmasınlar, güncel olay- lara değinmesinler, hükümetler devirip hükümetler kur- masınlar, yani kelin sakızını kopartmasınlar... Benden gammazlık yapmamı istediniz(!), ben de bi- lebildiklerimi anlattım. Yalnız bu ‘esrar’ aramızda kalmalı, bir siz, bir ben, bir de.. ‘Efkâr-ı Umumiye’ bilmeli... Yoksa, “Hiç um- madığın keşfeder esrar-ı derûnun”. Sonra da karga ‘ye- meğini yemeden’ kapın çalınır/ hukuksuzluğun cirit at- tığı bu dönemde ‘Kapıaltı’ günleri kaçınılmaz olur... ‘Cumhuriyet’ çalışanlarının cümlesine -sizin kişi- liğinizde- firadi firadi selamlar, saygılar. Yukarıdaki yazı Sayın Cevdet Saraçer’den (Os- mancık, 1925) geldi. Önce hâkimlik, ardından avukatlık yapmış, yazıları ve araştırma kitapları ile de ünlü bir kişi. “Troya kahramanı Akhileus’u Çorum leblebisi ye- sin diye, Çanakkale’den Osmancık’a gelmesi için kan- dıran kişi” olarak da tanıtılıyor. Söz konusu yazının gırgır niteliğini anlayarak, be- ni, daha da uzmanlıkla bilgilendirdiği için teşekkür edi- yorum. Mektubu aynen, benimle ilgili bölümleri de çıkar- madan yayımladım. Çünkü bu tür örgütsel yazılarda(!) bazı yerleri nokta nokta geçmek tehlikelidir. Okuyunca yeteneksizliğime bir kez daha hayıflan- dım. Neden derseniz, ilginç bir örgüt evi, baskınlara kar- şı pencereden alınan aynalı önlem, genç kızlar ve gö- rünmeyen kişiler uzmanının eline geçse tadından yen- mez bir gazete haberi olurdu. oerinc@cumhuriyet.com.tr İHD: Cebinde misket var diye 8 çocuk tutuklandı ADANA (Cumhu- riyet Bürosu) - İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Şube Başkanõ Ethem Açõkalõn, terör örgütü PKK lehine yapõlan izin- siz gösterilerde gözaltõna alõnan 13 kişiden 8’inin yaşlarõ 14 ile 17 arasõnda değişen çocuklar oldu- ğunu kaydetti. Açõkalõn, “Eylemlere katõlmadõk- larõ halde gözaltõna alõ- nan çocuklarõn tutuklan- ma gerekçesi olarak cep- lerinde bulunan misket- ler gösterildi” dedi. Meclis’te cezaevi tartışması ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TBMM Genel Kuru- lu’nda gündem dõşõ söz alan DTP’li Sõrrõ Sakõk, cezaevlerinde ciddi bir işkence ve insan haklarõ ihlali olduğunu söyledi. Sakõk’a yanõt veren Ada- let Bakanõ Mehmet Ali Şahin, “Türkiye’deki ce- zaevi standartlarõnõn, AB standartlarõnõn üstünde olduğunu” savunurken, “Bunu ben değil ‘Alman cezaevlerini inceledim, meğer Ulucanlar cennet- miş’ diyen DTP’li Akõn Birdal söylüyor” dedi. TGB’den destek çağrısı İstanbul Haber Servisi - Toplumsal Güç Birliği (TGB), yerel se- çimlerde Ankara’da Mu- rat Karayalçõn, İstan- bul’da Kemal Kõlõçdaroğ- lu, İzmir’de Aziz Koca- oğlu ve Eskişehir’de Yõl- maz Büyükerşen’i des- tekleyeceklerini açõkladõ. TGB’den yapõlan yazõlõ açõklamada “Türkiye’nin demokratik, laik ve üniter yapõsõnõ savunan yurtse- ver belediye başkan adaylarõ desteklenmeli” çağrõsõnda bulundu. AGC Türkiye şubesi kapanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Türkiye Şube Başkanõ Aydõn Karaçay, merkezi Hollanda’da bulunan Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu’nda görev yapan gazetecilerin oluşturduğu AGC’nin, 2004 yõlõnda açtõğõ Türkiye şubesini kapatma kararõ aldõğõnõ belirtti. Karaçay kapatma nedenlerini “Türkiye’nin AB üyelik sürecinden uzaklaşmõş olmasõ” ve “bir belediye ile yaşadõklarõ anlaşmazlõk” olarak açõkladõ. ‘Ötekileştirme ile mücadele şart’ İstanbul Haber Servisi - Türkiye Kadõn Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) düzenlediği toplantõda konuşan Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Binnaz Toprak, ötekileştirme ile mücadele için ilkokul birinci sõnõftan itibaren çocuklarõn kafasõna “ayrõmcõlõğõn ne kadar kötü olduğu”nun kazõnmasõ gerektiğini söyledi. Toprak, ötekileştirmenin öğrenilen bir şey olduğunu belirterek, ötekileştirmeye eğitimsiz kesimin, eğitimli-kentli kesime oranla daha yatkõn olduğunu savundu. Muhalefetin sesi kısılıyor Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç içtüzük deği- şikliği taslağını “faşizmin ayak sesleri” olarak nitelendirdi. Genç, taslakla, iktidar grubu dışındaki grup ve milletvekille- rine tanınan söz hakkının sınırlandığını, milletvekillerinin “işlevsiz” hale getirildiğini söyledi. Bağımsız ya da grubu ol- mayan milletvekilinin yasama faaliyetlerine katılması ya da iktidarın hoşuna gitmeyen konuşmalar yapılmasının nere- deyse kaldırıldığını belirten Genç, “Bunlar faşizmin ayak sesleridir. Zaten mevcut içtüzükte iktidar gücü kullanılarak temel kanun adı altında 30 madde 1 madde halinde görüşü- lüyor. Hükümet her türlü yolsuzluğu yapacak ama bu Mec- lis kürsüsünden duyulmasın istiyor” dedi. Genç, bu düzenle- mede muhalefetin de “suç ortaklığı” yaptığını söyledi. (AA) Haber Merkezi - Şõr- nak’õn Silopi ilçesindeki BOTAŞ kuyularõnõn açõl- masõ için Şõrnak Barosu ve 70 kayõp yakõnõnõn dilekçe vermesinin ardõndan, kuyu- larda inceleme başlatõldõ. Şõrnak Barosu ve 70 ka- yõp yakõnõnõn, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda Tuncay Güney ile PKK itirafçõsõ Abdulkadir Ay- gan’õn 1990’lõ yõllarda öl- dürülen pek çok kişinin asitle yakõldõktan sonra Si- lopi’de BOTAŞ tesislerine ve Cizre-Silopi güzergâ- hõndaki bazõ noktalarda ku- yulara gömüldüğü iddialarõ üzerine savcõlõğa başvur- muştu. Silopi Cumhuriyet Başsavcõsõ Atilla Öztürk, Şõrnak Barosu Başkanõ Nu- rişevan Elçi, İHD merkez yöneticilerinden Cuhan Güçlük’ün de aralarõnda bulunduğu heyet dün BO- TAŞ tesislerine giderek in- celemelerine başladõ. Te- sislerde savcõlõğõn ölçüm yaptõğõ görüldü. ‘Faşizmin ayak sesleri’ BOTAŞ kuyularõnda ilk inceleme SİLOPİ Meclis İçtüzük taslağõ, hükümete ‘jet hõzõyla yasa yapma’ yetkisi verirken AKP’nin başõnõ ağrõtan Kamer Genç gibi bağõmsõzlarõn söz ve kürsüye çõkma hakkõnõ sõnõrlõyor DTP’nin sessiz yürüyüşünde olay DTP’nin yürüyüşünde Öcalan posterleri ve PKK flamaları açıldı. Bakan, ‘Ergenekon’ avukatlarõnõ suçladõ. Türkiye Barolar Birliği anõnda yanõt verdi ‘Sõzdõrma’ atõşmasõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’in Er- genekon soruşturmasõnda avukatlarõn belge sõzdõrdõğõ iddiasõnda bulunmasõ ba- kan ile Türkiye Barolar Birliği’ni (TBB) karşõ karşõya getirdi. TBB Başkanõ Öz- demir Özok, “Bakanın üzerinde ye- rel seçim ve Deniz Feneri gibi birçok yolsuzluğu ortaya çıkaracak baskının olduğunu sanıyorum” dedi. Bakan Şahin, Tuncay Güney’in 2001 yõlõnda alõnan ifade kasetlerinin aynõ an- da tüm televizyonlarda yayõmlandõğõnõ belirterek “Sonradan öğrendik ki İs- tanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kasetleri avukatlara vermiş. Avu- katlar da hemen medyaya servis yap- mışlar” dedi. Şahin, “Demek ki bu bil- giler daha çok avukatlardan sız- maktadır. Sayın Özdemir Özok, yar- gı mensuplarını ve savcılarımızı eleş- tireceği yerde bu bilgileri sızdıran ve aslında suç işleyen avukatlarla ilgili ne yapıyor, İstanbul Barosu ne yapı- yor? Bu konuda kamuoyunu aydın- latırlarsa seviniriz” diye konuştu. TBB Başkanõ Özok’un Şahin’in suçlamalarõna yanõtõ gecikmedi. Özok, “Adalet Bakanı çok iyi bilecektir; Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bu ko- nularda resen soruşturma başlat- maya yetkilidir. Yine sayın bakan yargı mensupları olarak hâkimleri ve savcıları saydı ve avukatları dı- şarıda bir kısım gibi kabul etti. Bu- nu da çok üzülerek izledim. Baka- nın neden avukatlara karşı bu ka- dar sert konuşması gerektiğini doğ- rusu anlayamadım. Benim bütün beyanatlarım ortadadır. Hiçbir yar- gıcı, hiçbir savcıyı doğrudan isim olarak ya da kurum olarak ben ya da Türkiye Barolar Birliği hedef al- mamıştır” diye konuştu. Şahin’in yargõç ve savcõlarõ hedef al- makla suçladõğõ Özok, şu değerlendir- meyi yaptõ: “Eğer kast ettiği Ergene- kon davasını yürüten Sayın Zekeriya Öz’le ilgiliyse o konuda herhalde sa- yın bakan yanlış bilgi sahibi olmuş. Ben götürülen soruşturmanın huku- ka uygun olmadığını söylüyorum. Dün de söyledim, bugün de söylerim, yarın da söyleyeceğim. O nedenle bu konuda tespitlerinden dolayı gerçek- ten hayret ettim. Hangi psikolojiyle bunu söyledi bilemiyorum ama üze- rinde hem yerel seçimler hem de De- niz Feneri gibi Türkiye’de birçok yolsuzluğu ortaya çıkaracak baskının altında olduğunu sanıyorum.” Barolar Birliği’nin hiç kimseye kar- şõ bir ayrõcalõk yapmadõğõnõ vurgulayan Özok, “Kendi sıkıntılarını başkala- rına fatura etmesinler. Herkes ken- di işini iyi yapsın” dedi. Özok, Şahin’in Ergenekon’da bilgilerin avukatlarca sõzdõrõldõğõ iddiasõna ise “Avukat da sızdırır, yazıişleri müdürü de sızdırır, başkası da sızdırır. Biz asla ve asla bir meslek taassubuyla avukatları ko- rumuş değiliz. Buradan sayın baka- nın birtakım savcıları koruduğu so- nucu çıkıyor ki; ben asla böyle bir şe- yi aklımın kenarından dahi geçir- mem” yanõtõnõ verdi. Adalet Bakanõ Şahin Ergenekon davasõnda gizli bilgilerin sanõk avukatlarõ tarafõndan sõzdõrõldõğõnõ savunup, TBB’yi suçladõ. TBB Başkanõ Özok ise “Bakan hem yerel seçim hem de Deniz Feneri gibi birçok yolsuzluğu ortaya çõkaracak baskõnõn altõnda” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erge- nekon soruşturmasõ kapsamõnda aranan eski AKP milletvekili Turhan Çömez’in “Turhan Gomez” adõyla İngiltere’ye oturma izni baş- vurusunda bulunduğunu iddiasõ avukatõ Engin Düzgün tarafõndan yalanlandõ. Sabah gazetesinin haberine göre, Çömez İn- giltere’deki oturma izni başvurusunu “Turhan Gomez” ismiyle 31 Aralõk 2008’de yaptõ. Çö- mez’in, İngiltere Sõnõr Ajansõ’na yaptõğõ baş- vuru şekil yönünden uygun görüldü. Haberde, Çömez’in oturma izni alõp almayacağõnõn İn- giliz İçişleri Bakanlõğõ’nõn yapacağõ değer- lendirmeden sonra netleşeceği belirtildi. Şahin: Türkiye’ye gelsin Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin konunun sorulmasõ üzerine, “Türkiye’ye gelerek, so- rulara cevap vermesini tavsiye ederim. Böyle kaçak durumda, eski bir milletveki- linin bulunması ve üstelik farklı bir isimle İngiltere makamlarından oturma izni talep etmesini kendisine yakıştıramadım” dedi. Ancak Çömez’in avukatõ Düzgün Sabah ha- beri yalanladõ. Düzgün, “Sayın Çömez’in oturma iznine ilişkin başvurusu olmadığı gi- bi, müvekkilimin oturma iznine ihtiyacı da bulunmamaktadır. Söz konusu habere monte edilen gizemli isimleri ise; müvek- kilimiz tanımamaktadır” dedi. Eski AKP’li vekilin İngiltere’de oturma izni başvurusunda bulunduğu haberini avukatõ yalanladõ Çömez, ‘Gomez’ oldu iddiasõ Durgunlukta Canlanma Konferansı İstanbul Haber Servisi - Basõn Reklam Platformu tarafõndan düzenlenen “Durgunlukta Canlanma Konferansõ” bugün Ceylan Inter Continental otelinde düzenlenecek. Ekonomik durgunluk dönemlerinde reklamõn ve gazete reklamõnõn artan öneminin çarpõcõ örneklerle ortaya konulacağõ konferans 09.00’da başlayacak. (0212) 269 08 19 nolu telefondan bilgi alõnabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear