Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Tayyip Bey, dokuz ayrı kentte 40-50
bin kişiyle açık hava toplantıları ya-
parken Deniz Bey, Devlet Bey ne ya-
pıyor?
Deniz Bey ve Devlet Bey spor salon-
larını dolduran üç-beş bin kişiye ko-
nuşuyor.
Bir siyasal partinin gücü örgütlerinin
dinamik olmasından geçer!
70’li yıllarda CHP “Karaoğlan Ecevit”le
alanları doldurup iktidara yürüdü...
Turgut Özal, Süleyman Demirel, Erdal
İnönü alanlarda halkla kucaklaştı.
Alanları dolduramayan bir parti, seçim san-
dıklarını da denetleyemez, iktidara da yü-
rüyemez.
Acı ama gerçek budur!
İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârı es-
meye başlamıştı ki, CHP Gürsel Tekin sar-
sıntısı geçirdi. Sonra anlaşma oldu, Tekin gö-
revinde kaldı.
Neydi Gürsel Tekin’i istifanın eşiğine geti-
ren olay?
Belediye Meclisi’ne girecek üyeler!
Belediye Meclisi üyeliği bu denli önemli miy-
di?
Önemli olmaz mı hiç!
Belediyelerde “rant ittifakı”nın merkezini
oluşturduğu için vazgeçilmezdi...
Oysa 29 Mart yerel seçimlerinde İl Genel
Meclisi üyeleri de seçilecekti. Bu seçim mil-
letvekili seçimleriyle eşdeğerdi.
Peki, İl Genel Meclisi üye listelerinin olu-
şumunda niçin kavga gürültü çıkmıyordu?
Orada “rant ittifakı” yoktu!
Durum bu denli basit...
Kemal Kılıçdaroğlu “yolsuzlukların üzeri-
ne giderek” kamuoyunun ilgisini toplarken,
Mehmet Sevigen olayı patlak verdi, ardından
da Gürsel Tekin il başkanlığından istifa ede-
ceğini açıkladı.
O gün Türkiye’nin gündeminde Almanya
Deniz Feneri olayının dosyası vardı.
CHP MYK üyesi Ali Kılıç, Almanya’daki
dosyayı almış ve bir basın toplantısıyla ka-
muoyuna duyurmuştu. Televizyonlar Kılıç’ın
dosyayla ilgili açıklamalarını canlı haber ola-
rak vermişti.
Bir anda Deniz Feneri dosyası unutuldu,
gündem Gürsel Tekin’in istifası ve Mehmet Se-
vigen olayına geldi.
Sevigen’in yaptığı açıklamayı televizyon-
lardan izledim. Yaptığı işin etik olmadığını söy-
leyip ekliyordu:
“İstifamı gerektiren bir neden yok!”
Sevigen’in, 23 katlı rezidans projesinde ara-
cılık yaptığı apaçık ortada. Açıklamalarını
dün sabah gazetelerde de okudum. Bana hiç
inandırıcı gelmedi.
CHP imar yolsuzluğuna ilişkin dosyaları
açıklarken, partinin Genel Sekreter Yardım-
cısı’nın “rant ittifakı”nda adının geçmesi, bu
konuda kendisini savunamaması ne anlama
gelir?
Mehmet Sevigen o koltukta oturduğu
sürece, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk dos-
yalarını açıklaması, İstanbul’da seçimi ka-
zanmasına neden olabilir mi?
Hiç sanmıyorum!
CHP’li Sevigen, savunma yapmıyor, “İşin
içindeyim” diyor açık açık...
Ben, Sevigen’in Genel Sekreter Yardım-
cılığı görevinden istifa edeceğini sanmıyorum!
O zaman ne olacak? Sevigen görevinden
alınacak mı?
Hayır!
Nereden biliyorum görevden alın-
mayacağını?
CHP Genel Merkezi’nde açıklama
yaptığı için, Deniz Bey Sevigen’i ko-
ruyup kolladığı için!
İşte bu olay Kemal Kılıçdaroğlu’nu
zora sokacak İstanbul’da. CHP’nin İs-
tanbul Büyükşehir’de seçimi kazanması
güçtü. Kılıçdaroğlu’yla yerel seçimlerde oy-
larını yükseltmek istiyordu.
Bu bilinmeyen bir şey değil!
Kemal Kılıçdaroğlu, bundan sonra dos-
yalar açıklarsa, AKP de kimi CHP’li beledi-
yelerle ilgili dosyaları açacak.
29 Mart seçimleri “dosya savaşı”na dö-
nüşecek!
Kim ne yapmış, vurgunlar nasıl gerçek-
leşmiş kamuoyu görecek...
Çürümüş bir düzende yamyamlar ege-
mendir... O nedenle “rant ittifakı” kurulur...
Olan da Kılıçdaroğlu gibi düzgün ve temiz
siyasetçilere olur!
Yamyamlar, kurulu düzenin kirli çarkların-
da temiz insanları “ham” yapar!
Tayyip Bey alanları dolduruyor, Deniz Bey
ve Devlet Bey salonları...
Hem CHP’liler hem de MHP’liler bu soru-
lara yanıt vermedikleri sürece bulundukları yer-
de kalırlar...
Evet!
İstanbul’da “dosya savaşları” başladı...
Kemal Kılıçdaroğlu düzgün ve temiz bir si-
yasetçi... Halk tarafından seviliyor...
CHP ise Mehmet Sevigen’le birlikte yürü-
dükçe insanların kafasındaki soru işaretleri ço-
ğalıyor...
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
davranabilirsiniz ama işsizliğe zor. Sorunu insanlar
bire bir içinde hissediyor. “One minute” diye de
susturamazsınız, ağzı sussa karnı guruldar!
Hükümet şu savunmayı getirebilir:
Efendim, işsizlik bugünün sorunu değil ki, öte-
den beri bir numaralı sorun.
Doğru... Yıllar önce Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi’ne giden bir araştırma ekibi, kime sor-
sa ilk “işsizlik” yanıtını alıyor. İkinci sorun top-
raksızlık. Oysa onlar bambaşka tepkiler bekliyorlar.
Sonunda almak istedikleri yanıtı soru haline ge-
tirip “bu da mutlaka olmalı değil mi” diye yönel-
tiyorlar. Buna karşın istedikleri sonuca ulaşamı-
yorlar.
Bugün sorun bir numara olmaktan öte giderek
derinleşen bir uçurum haline geliyor. Çalışma gü-
cüne sahip her 5 kişiden 1’i işsiz.
En işsiz kesim en eğitimli kesim!
İşsizlik neden böylesine patlama düzeyinde ar-
tıyor?
Her şeyden önce şunu vurgulayalım; bu patla-
ma geliyorum, demişti.
AKP, dönemsel krizin arkasına sığınarak işin için-
den sıyrılamaz. Bu noktaya gelişin başlıca ne-
denlerini paylaşalım...
Küresel kriz, pek çok bakımdan önemli etken.
Türkiye, başta otomotiv olmak üzere kimi sek-
törlerin “üretim üssü” halindeydi. Üretimin büyük
bölümü ihraç ediliyor, böylece ihracattaki patla-
ma, ekonomiye can simidi oluyordu. Türkiye’den
bu ürünleri alan ülkeler krize girince üretim dur-
ma noktasına geldi. Devamında işten çıkarmalar
başladı.
Ülkesel kriz, 2005 yılından beri usul usul, daha
doğru anlatımla sinsi sinsi ilerliyordu. 2001 krizi
sonrasındaki programın mimarı Kemal Derviş ilk
yıllarda AKP’ye “İyi gidiyorsunuz” övgüleri yağ-
dırırken 2006’dan itibaren şunları söylemeye
başladı:“Benim programımın ömrü doldu. Yeni bir
program şart. Böyle devam edemezsiniz.”
Türkiye’de üretim ekonomisi ikincilleşince kü-
resel daralmayla birlikte büyüme sıfırın altına in-
di. Bunun beraberinde işsizliği getireceğini gör-
memek için iktidarda olmak gerekir!
Özelleştirme işsizliğin bir başka ateşleyicisi ol-
du. Binlerle ifade edilen ölçekte çalışanı bulunan
kurumlar özelleştirildikten sonra yeni sahipler ilk
şunu hesapladı:
“En düşük işçi sayısıyla en yüksek verimi nasıl
sağlarım?”
Pek çok yerde işten çıkarma oldu. İşçinin çı-
karılmadığı kurumlarda da şu ilke benimsendi:
Emekli olanın yerine zorunlu olmadıkça yenisini
almama!
Son krizle birlikte yeni bir halka daha oluştu:
Bugüne kadar iş aramayan, eve bir kişi para ge-
tirse bize yeter diyen, o kişi de işsiz olunca “Ba-
ri ben iş bulma şansımı deneyeyim” diyen eşler.
İşsizler ordusunun sayısı bilinemeyen kıtaları ise
Anadolu’da. Yani tarım kesimi. Hükümetin önem-
semediği, “ister tarlanı ek ister ekme, bana ne” po-
litikası izlediği bu kesim şimdilik köyünde kade-
riyle baş başa yaşıyor!
Tarımdaki tablo öylesine acıklı ki; üretim yapan
bile ithal ürünün daha ucuza piyasaya sürülme-
si karşısında pişman olup bırakıyor.
Yerel seçimlere böyle bir orduyla gidiyoruz!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Karşılıklı heyecanlar genellikle örneğin ABD Baş-
kanı, örneğin Türkiye Başbakanı veya Cumhur-
başkanı ile örneğin NATO’da ya toplantı başla-
madan ya da konuklara verilen akşam yemeğin-
den önce ayak üstü, bir-iki dakika süren soh-
betlerde gerçekleşiyor.
Ama iki-üç dakikalık ayak üstü görüşmeleri bi-
zim medyamız; ABD Başkanı’nın -örnekleri sa-
yılmakla bitmez- başbakan veya cumhurbaşka-
nı ile önemli olayların konuşulduğu zirve diye ta-
nımlar, kamuoyuna duyurur.
Obama Çankaya’dakini telefonla aradığı sırada
heyecan duyuyor muydu, yoksa görüşmeyi sıra-
dan ama ABD politikaları açısından gerekli gör-
düğü rutin bir olay olarak mı değerlendirdi, elbette
bilinmiyor.
Neredeyse Afrika kabileleriyle, hele başta İsra-
il, Ortadoğu Arap ülkeleriyle derin görüşmeler ya-
pan Obama’nın ant içip göreve başlamasının üze-
rinden şunca zaman geçti.
Yeni Başkan’ın dostluk adı altında teslimiyete
varan, ABD’ye olağanüstü bağımlılık gösteren ör-
neğin Çankaya’yı aramaması, Çankaya’dakini
hayli tedirgin etmiş olabilir.
Çankaya’dakinin (RTE’nin), Obama görüşme-
sinin içeriğini sona ermesinden hemen sonra ge-
niş bir özetle açıklamaları, kırgınlığın, tedirginliğin
bayram sevincine dönüştüğünün kanıtı.
Çankaya ile Başbakanlık’ın açıklamaları; ABD
Başkanı’nın “Türk muhataplarını” Kafkaslar’dan Af-
ganistan’a, Ortadoğu’ya kadar geniş bir coğraf-
yanın lideri gördüğünü vurguladığını duyuruyor.
Bu açıklamalar bölge liderinin kim olduğu tar-
tışmalarına yol açıyor.
Lakin övünmelerin ömrü kısa sürdü.
Beyaz Saray, görüşmelerin içeriğini değişik
biçimde açıkladı.
Görüşmede Obama’nın bizimkileri bölge lide-
ri olarak selamlamadığı…
…Yeni Başkan’ın görüşmede “Ortadoğu ko-
nusunu, Türkiye’nin Irak’la ilişkileri, Afganistan-
Pakistan konuları ile bir arada ve bölgesel olarak
değerlendirmeyi yeğlediği” ortaya çıktı.
Başbakanlık ve Çankaya, NATO ile ilişkilere tek
sözcükle değinmezken Beyaz Saray; Başkan’ın,
görüşmelerin ana eksenini “Türkiye’nin NATO üye-
liği ve ortak stratejik çıkarlar” üzerine kurduğunu
açıkladı.
Obama’nın irdelemelerinde Türkiye’nin veya
Çankaya ile RTE’nin bölge liderliği... AKP hükü-
metinin Ortadoğu’daki liderlik rolü söz konusu de-
ğil.
Böylece:
Çankaya ile hükümet açıklamalarını Beyaz Sa-
ray’ın doğrulamaması, bilinen bir gerçeği, AKP ik-
tidarının gerçek yüzünü sergiledi.
Bizim ikilinin dış politikayı parti ve kişisel amaç-
larında kullandığı bir kez daha kanıtlandı.
Ankara’nın yaptığı açıklamaları Beyaz Saray’ın
48 saat geçmeden yalanlaması…
…Başbakan’ın durup durup muhalefeti ve
medyayı suçlamak için kullandığı yalancının mu-
mu yatsıya kadar yanar söylemini doğruluyor...
Daha doğrusu yalancılık bumerang gibi dönüp
dolaşıp sahibine çarpıyor.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 19 ŞUBAT 2009 PERŞEMBECUMHURİYET
16 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 11
Edirne Y 7
Kocaeli Y 15
Çanakkale Y 10
İzmir Y 12
Manisa Y 11
Aydın Y 13
Denizli Y 10
Zonguldak Y 12
Sinop B 12
Samsun B 13
Trabzon B 12
Giresun B 11
Ankara K 5
Eskişehir K 4
Konya K 4
Sıvas B 2
Antalya Y 14
Adana Y 16
Mersin Y 16
Diyarbakır B 10
Şanlıurfa B 13
Mardin B 10
Siirt B 12
Hakkâri B 2
Van B 3
Kars B 0
Oslo K - 5
Helsinki K - 2
Stockholm K - 2
Londra PB 10
Amsterdam Y 7
Brüksel PB 3
Paris PB 7
Bonn PB 2
Münih PB - 2
Berlin PB 3
Budapeşte PB 1
Madrid B 16
Viyana PB 0
Belgrad K 0
Soyfa K 3
Roma PB 10
Atina B 13
Zürih B 2
Moskova PB - 2
Aşkabat Y 12
Astana K - 3
Taşkent Y 18
Bakû Y 8
Bişkek PB 16
Tiflis PB 4
Kahire B 23
Şam PB 17
Ülke geneli parçalı çok
bulutlu, Marmara, Ege,
Akdeniz, İç Anado-
lu’nun güney ve batısı,
Batı Karadeniz’in iç ke-
simleri, Zonguldak ve
Gaziantep çevreleri ge-
ce geç saatlerde yağışlı
geçecek. Yağışlar kıyı
kesimlerde yağmur iç
kesimlerde karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
olacak.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Temiz Siyaset...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
1. KOŞU: F: Ferdibaba (1), P: Akmert (5), PP: Ödemiş
Feneri (2), S: Şahkartal (8).
2. KOŞU: F: Martinez (5), P: Bir Daha (10), PP: Cebe
(12), S: Biga Beyi (2).
3. KOŞU: F: Gökçeada (6), P: Rüzgarcan (11), PP: Nes-
miyana (9), S: Pekkaya (10).
4. KOŞU: F: Laurel (5), P: Lady (13), PP: King Mata-
dor (4), S: Babaturhan (1).
5. KOŞU: F: Last Story (1), P: Eraiser (3), PP: Exobia
(2), S: Falcon (8).
6. KOŞU: F: Nazlõ Gelin (9), P: Delal (2), PP: Sarõ-
kentlim (5), S: Önsel (8).
7. KOŞU: F: Al Pacino (1), P: My Sultans (9), PP: Ataç
(2), S: La-
mos (6).
8. KOŞU: F:
Way To
Joy (4), P:
Ş e h r a z a t
(6), PP:
Porto Fino
(2), S: Lady
Çuard (1).
ALTILI GANYAN
6 5 1 9 1 4
11 13 3 9 6
9 4 2 2 2
1 8 1
12 3
3-5 yõl sonra açõk uçlu soruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğ-
renci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)
Başkanõ Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2010 yõ-
lõndan itibaren uygulamaya konulacak iki aşa-
malõ üniversiteye giriş sisteminin ana hatla-
rõnõ anlattõ. Soru türünün değişmeyeceğinin
fakat daha çok soru sorulacağõnõ belirten Ya-
rõmağan, dileyen adaylarõn ikinci aşamadaki
tüm sõnavlara girebileceğini kaydetti.
Yarõmağan, yeni sistemin iki aşamadan
oluştuğunu, ikinci aşamada yabancõ dil dahil
toplam beş ayrõ sõnav uygulanacağõnõ kaydetti.
Birinci aşamanõn nisan başlarõnda, ikinci
aşamanõn da haziran sonlarõnda iki hafta so-
nu cumartesi-pazar günleri gerçekleştirilme-
sinin planlandõğõnõ bildiren Yarõmağan, yeni
sistemin eskiden uygulanan iki basamaklõ sõ-
nava dönüş olmadõğõnõ, ama eski sistemin tam
gelişmiş hali olduğunu kaydetti. Mevcut sis-
temi eleştiren Yarõmağan, bu sistemin ölçme
açõsõndan çok sağlõklõ olmadõğõnõ söyledi.
2010’da uygulanacak iki aşamalõ sõnavõn
ilk aşamasõnõn “mevcut sistemdeki ilk dört
testin soru sayılarının biraz artmış hali”
olduğunu belirten Yarõmağan, soru sayõsõnõn
ne kadar artacağõna ilişkin kararõn henüz ve-
rilmediğini ifade etti. “Yeni sistemde soru
sayısı 160-180 dolaylarına çıkabilir. Verilen
süre artmayacak, muhtemelen 3 saat ola-
cak” diyen Yarõmağan, birinci aşamanõn so-
nunda adaylar için sözel, sayõsal ve eşit
ağõrlõklõ olmak üzere üç puan türü hesapla-
nacağõnõ ancak bu puanlarõn aralõklarõnõn ne
olacağõnõn henüz belirlenmediğini bildirdi.
Yarõmağan, ayrõca bazõ lisans programlarõna
da bu puanlarla girilebilmesine yönelik dü-
şünceleri olduğunu söyledi.
‘İsteyen 5 sınava da girer’
Yarõmağan, ikinci aşamadaki dört sõnavõn
nasõl yapõlacağõnõ şöyle anlattõ:
“Aslında bu sınavlar, bugünkü mevcut
sistemde iki numaralı testlere karşılık ge-
liyor. Aday, bu dört sınavdan hangileri-
ne gireceğini bize başvurarak bildirecek.
Normal koşullarda adaylar bu sınavlar-
dan ikisine girecekler. Ortaöğretimde bi-
tirdikleri alana ve gitmek istedikleri bö-
lüme bağlı olarak, bu sınavlardan ikisine
girmeleri yeterli olacak. Bir aday isterse
bu beş sınavın beşine de girebilir. Ama bu
çok istisnai bir durum olur. Bence aday-
ların yüzde 99’u iki sınava, küçük bir kıs-
mı üç sınava girecek. Dört ve beş sınava
giren sayısı istisna olur.”
Puan türleri çeşitlenecek
Birinci aşamadaki sõnavõn etkisinin ne ka-
dar olacağõnõn henüz belirlenmediğini belir-
ten Yarõmağan, şunlarõ kaydetti:
“Yeni sistemde farklı puan türleri oluş-
turarak her puan türü için o puan türünün
gerektirdiği bilgilerden oluşturulmuş bir
sistem geliştireceğiz. Mesela tıp fakültesi
için eğer kimya ve biyoloji bilgisi daha
önemliyse tıp fakülteleri için bu derslerin
ağırlığını biraz arttıracağız, tıp fakültele-
ri öğrenci alırken bu derslerin ağırlıklı ola-
rak hesaplandığı puan türünü kullanacak.
Bir tane sayısal puan yerine belki adı sa-
yısal da olmayan örneğin 5-6 veya 8-10 ta-
ne çeşitlendirilmiş puan türü olacak.”
Yarõmağan, iki aşamalõ sõnav sisteminde
3-5 yõl içinde adaylara “açık uçlu soru” yö-
neltmeyi planladõklarõnõ kaydetti.
Yarõmağan, yeni sistemde de yerleştirme
puanlarõ hesaplanõrken ortaöğretim başarõ
puanõnõn ekleneceğini ifade etti.
HAVA-İŞ: THY uçuş
güvenliğini yok sayıyor
Grevdeki basın
emekçilerine destek
İstanbul Haber Servisi - HAVA-İŞ Sendikasõ
üyesi, Türk Hava Yollarõ (THY) çalõşanlarõ
işveren şirketin toplusözleşme sürecinin işve-
ren şirket tarafõndan tõkanmasõnõ protesto etti-
ler. Çalõşanlar, kendilerinin yok sayõlmasõnõn,
uçak emniyetinin yok sayõlmasõ anlamõna gel-
diğini vurguladõlar. THY Teknik AŞ önünde
dün toplanan yaklaşõk 300 çalõşan, “Teknik
havacılıktır, sendikamızdan, meslek onu-
rumuzdan, haklarımızdan, toplusözleşme-
mizden havacılık tutkumuzdan, uçakçılığı-
mızdan, lisansımızdan, işkolumuzdan vaz-
geçiremezsiniz, itirazınızdan vazgeçin” ya-
zõlõ pankart açarak “Sendika anayasal hak-
tır”, “Sendikama dokunma” dövizleri taşõ-
dõlar.Yapõlan basõn açõklamasõnda, işveren
şirket olan THY Anonim Ortaklõğõ ve THY
Teknik AŞ’nin toplu iş sözleşme sürecini tõ-
kayarak uçuş emniyetinin temel fonksiyonu
olan uçak bakõm hizmetlerini yok saydõğõ ve
faciaya davetiye çõkardõğõ belirtildi.
Prof. Yarõmağan iki aşamalõ üniversiteye giriş sisteminin ana hatlarõnõ anlattõ
MEB’ten geri adımANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanlõğõ (MEB),
Genelkurmay Başkanlõğõ
tarafõndan Ermeni iddia-
larõ konusunda hazõrla-
nan “Sarı Gelin - Er-
meni Sorununun İç Yü-
zü” adlõ belgeselin okul-
lara dağõtõmõnõ durdur-
du. Ermeni yurttaşlar
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a mektup ya-
zarak belgeselin okullar-
da gösterilmemesini iste-
mişti.
MEB’ten yapõlan açõk-
lamada, 2003 yõlõnda Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’nõn
da arasõnda bulunduğu
devlet kurumlarõ tarafõn-
dan Ermeni iddialarõ ko-
nusunda hazõrlanan “Sa-
rı Gelin” adlõ belgeselin,
öğrencilere zorunlu izle-
tildiği haberleri üzerine
bir açõklama yaptõ. Açõk-
lamada, belgeselin tarih
öğretmenlerinin hizmeti-
çi eğitimde kullanmalarõ
amacõyla dağõtõldõğõ kay-
dedilerek, “belgeselle il-
gili dokümanlar öğren-
ciler için değil öğret-
menler içindi” ifadesi
kullanõldõ. Açõklamada,
bakanlõğõn belgeselin
okullarda zorunlu izletil-
mesine ilişkin bir kararõ-
nõn olmadõğõ belirtilerek,
“Eğitim materyalinin
kullanımı sırasında
amacı aşan uygulama-
ların ortaya çıktığı an-
laşıldığından bizzat Sa-
yın Bakan tarafından
meseleye el konulmuş,
yarısı dağıtılan DVD’le-
rin diğer yarısının da-
ğıtımı durdurulmuştur”
denildi.
Ermeniler Erdoğan’a
mektup yazmıştı
Ermeni yurttaşlar, Baş-
bakan Erdoğan’a mek-
tup yazarak belgeselin
Ermeni düşmanlõğõnõ kö-
rüklediğini belirterek,
“Söz konusu belgeselin
konuyu ele alış şekille-
rine bakıldığında, tari-
hi konularda bilgi sağ-
lamak yerine şiddet ve
ayrımcılık söylemlerini
körükleyerek kin ve
nefret duygularını ge-
liştireceği, toplumda za-
ten var olan Ermeni
düşmanlığını arttıraca-
ğı kesindir” görüşünü
savunmuştu.
‘Sarõ Gelin-Ermeni Sorununun İç Yüzü’ adlõ belgeselin okullara dağõtõmõ durduruldu
İHD’den
protesto
İnsan Hakları Derneği
(İHD) İstanbul Şubesi dün
Taksim Postanesi önünde
bir araya gelerek, Genel-
kurmay tarafından hazır-
lanan “Sarı Gelin Ermeni
Sorununun İç Yüzü” adlı
belgeselin Milli Eğitim Ba-
kanlığı (MEB) tarafından
okullarda gösterilmesini
protesto etti. Ellerinde,
“MEB Çocuklarımıza
Düşmanlık ve Şiddet Aşı-
layan Sarı Gelin Belgeseli
Genelgesini Geri Çekmeli-
dir” pankartı taşıyan grup
adına konuşan İHD İstan-
bul Şube Başkanı Gülse-
ren Yoleri, belgeselin 12
milyon çocuğa gösterilece-
ğini, bu filmi izleyen ço-
cukların anlatılanları zi-
hinlerine yerleştireceğini
ve bunun sonucunda kalı-
cı düşmanlık duygularının
geliştirilebileceğini söyle-
di. (NİHAN İNAL)
İstanbul Haber Servisi - ATV, Sabah gazetesi
ve dergi çalõşanlarõnõn başlattõklarõ greve sen-
dika ve sivil kuruluşlarõn desteği artarak sürü-
yor. Turkuvaz grubu, grevde olan 10 üyenin
önceki gün işveren tarafõndan iş akitlerinin
feshedildiğini açõklamõş, sendika da grevdeki
iş akdinin feshedilemeyeceğini belirtmişti.
Sabah ve ATV’nin bulunduğu Balmumcu’da-
ki bina önünde grev gözcülerini ziyaret eden
Sağlõk-İş Genel Merkez yöneticileri, DİSK’e
bağlõ Genel-İş Sendikasõ İstanbul Anadolu
Yakasõ Bölge Başkanõ Veysel Demir,
KESK’e bağlõ Haber-Sen, Elektrik Mühendis-
leri Odasõ (EMO) İstanbul Şubesi ile Makine
Mühendisleri Odasõ (MMO) İstanbul Şubesi
yöneticileri ve üyeleri ile iletişim öğrencileri
greve tam destek verdiklerini açõkladõlar.
İŞADAMI KARAMEHMET
Öz’e bilgi verdi
İstanbul Haber Servisi - Çukurova Holding Yö-
netim Kurulu Başkanõ Mehmet Emin Karameh-
met, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten Cumhu-
riyet Savcõsõ Zekeriya Öz’e ifade verdi. Kara-
mehmet’in ismi soruşturma kapsamõnda tutuklanan
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün ifadelerinde
geçiyordu.
Öz, dün Levent Adliyesi’ndeki ofisinde bilgisi-
ne başvurmak için çağõrdõğõ işadamõ Karamehmet’in
ifadesini aldõ. Karamehmet’in adõ emekli Tuğgeneral
Levent Ersöz’ün ifadesinde ses ve görüntü kaydõ alõ-
nan kişiler arasõnda geçiyordu. Karamehmet’in
2003 yõlõnda ziyaret ettiği zamanõn Jandarma Ge-
nel Komutanõ Orgeneral Şener Eruygur’un yön-
lendirmesiyle Levent Ersöz’le makamõnda görüştüğü
ve bu görüşmelerin kayda alõndõğõ ortaya çõkmõştõ.
Bir gazetede yayõmlanan kayõtlarda, görüşme ko-
nusunun Tuncay Özkan olduğu iddia edilmişti. Er-
söz’ün bu görüşmenin ardõndan bir kez daha ziya-
ret ettiği Karamehmet’e “Komutanımızın selamı
var” diyerek Show TV’de işten çõkarõlan Özkan’õn
görevine iadesini istediği ileri sürülmüştü.