26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ The Day After Pazartesi gecesi Hollywood’un iyi iş yapmış filmlerinden birisi olan The Day After, bilmiyorum kaçıncı kez, TV kanallarından birinde gösterildi. Heyecanlı bir filmdir. Çağımızın en büyük, daha büyüğünü bilmiyorum, felaketini, iklim değişikliğini anlatır. Bütün gösteri sanatları gerçeği ya da hayali abartarak anlatır, ama sonuç olarak anlatır. Film de öyle yapıyor. Eriyen buzullar, değişen hava akımları ve büyük felaket dünyayı sarıyor. Arada filme renk katsın diye eklenmiş küçük, büyük fedakârlıklar, zarif, naif aşklar, her neyse önemli olan felakettir. İnsanoğlu önlem almazsa, artık nasıl önlem alınır onu da bilmiyorum ya, durum kötüdür. Felaket filmleri birbirine benzer. Deprem, sel, yanardağların birdenbire öfke kusmaya başlaması, bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar: Tarih de böyle bir şeydir zaten. Felaketlerle büyüyen ve adım adım sona doğru ilerleyen bir dünyadır; çelişkilerin, paradoksların, ilk bakışta anlaşılmaz kavgaların sonunda ortaya çıkıveren tuhaf ittifakların, uzlaşmaların ya da tabiyetlerin zamana yayılmış bir dizimidir tarih. Bir taraf kazanıyor, bir taraf yitiriyor gibi görünse de öyle değil, zamanın ağır akan magmasının içinde kimin kazandığı pek belli olmuyor. Zaferler geçici olabiliyor, tarihin kendi diyalektiği bize pek sır vermiyor. Bize verdiği ders ya da bizden beklediği insandan yana tavır almak, ezilenden yana durmak, kuşkusuz kaçınılmaz olarak kaybedenlerle birlikte olmanın muhtemel sonucu olan kaybetmeyi göze almaktır. Ama tarihin itici gücü olan ütopyalara bugün dudak bükülüyorsa da çağ açıcı düşüncelerin gücü hiç ama hiç azaltılamamıştır. Her cinsten zorbalığa, sahtekârlığa, düzenbazlığa ya da aymazlığa rağmen insani olan yok edilemiyor. İnsani olan yok edilemiyor da, yaşadığımız günlerde darbe üstüne darbe yediği ortadadır. Olanı biteni kavramakta zorluk çekenler bir yerlere doğru sürüklendiklerini sisler içinde görür gibi oluyor, sonra cehenneme giden yolların iyi niyet döşeli kaldırımlarında yürüdüklerini ve sürekli arkadan itildiklerini fark edince şaşırıp kalıyorlar. Ne oluyoruz? Hiç! Film devam ediyor. Bu filmde kötü adam yok. Nihayet akıllı çevre mühendisinin çağrısına kulak veren Başkan başkenti terk etmekte geç kaldığı için hayatını yitiriyor. Onun yerine geçen ve iklim değişikliği ile kapitalin çıkarlarını karşı karşıya koyan kötü Başkan Yardımcısı da melekleşiyor birden. Ama artık felaketin orta yerindedir ülke. Tarih değişimi getirip önünüze koyuyor. Size düşen ne yönde değişim istediğinizdir. Okunmuş kitaplar yeniden okunmak ister. Değişimin sihrine kapılarak yeni kavramlar üretenlere ise biraz kuşkuyla yaklaşacaksınız. Değişimin diyalektiği, temelde iyi olanla kötü olanın nesnelliğin içinde vücut bulan kavgasıdır. Ama bu temelin üzerinde statükoyu, düzeni, değişimi, devrimi, karakterize eden öylesine büyük, içi dolu, sürekli gelişen pragmatik bir dizin var ki, artık kapitalizmin çaresiz sosyologlarının ve siyaset bilimcilerinin sahneye sürdükleri yeni kavramlar pek dokunamaz bu ütopyadan güç alan insan eserine. Şimdilerde en aklı başında kalemlerin bile yeni kavram arayışına soyunmalarının nedeni ülkemizin içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkış yolu arayışlarındandır. Ülkemizin bir “değişim” içinde olduğunu görüyorlar. Bu değişime direnmenin anlamsızlığına kanaat getirmiş olmalıdırlar ki, içine biraz da kuşku dozu katarak, “bari değişim müzakere ile olsun” dileğini dile getiriyorlar. Batılı “mucitlerden” aldıkları bu kavramın adına da “müzakereci değişim” diyorlar. Kiminle, neyi müzakere ediyorsunuz kardeşler? Film buzlar içinde sona eriyor ama geriye kalanlar sıcak bölgelere, Meksika’ya sığınıp paçayı kurtarmışlardır. The Day After, böyle bitiyor. Siz müzakereyi bir yana bırakın da, yarın neler olacak biraz ona kafa yorun. “Bak ne güzel geçmişin kontrgerillasından kurtuluyoruz” derken kendimizi başka bir kontranın, başka bir karanlığın içinde bulmayalım. Bugün neler olduğunu anlayamayanlar The Day After’ı, yarını anlamakta zorluk çekeceklerdir. Benden söylemesi. Müzakere işe yaramaz bu bapta. Peki ölçü nedir, diye soranınız varsa, söyleyeyim; Tekel işçilerine bakın, anlayacaksınız... e-mail: guray@cumhuriyet.com.tr Müfettişlerin hâkim ve savcõlarla ilgili teknik takip yapabilmesini sağlayan yönetmeliğin yürütmesi durduruldu Dinlemeye Danõştay freniANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay 5. Dairesi, Adalet Ba- kanlõğõ müfettişlerine, hâkim ve sav- cõlar hakkõnda dinleme ve teknik takip yapma olanağõ tanõyan Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu Yönetmeli- ği’nin ilgili düzenlemesinin yürüt- mesini oybirliğiyle durdurdu. Daire, Adalet Bakanlõğõ’nõn bu konuda yö- netmelikle düzenleme yapma yetki- si bulunmadõğõna işaret etti. Eski Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, hâkim ve savcõlar hakkõnda inceleme, soruşturma ve araştõrma yapõlmasõnõ düzenleyen yönetmeliğin yürütmesinin durdu- rulmasõ ve bazõ bentlerinin iptali için dava açmõştõ. 5. Daire, yönetmeliğin üç bendinin yürütmesini oybirliğiy- le durdurdu. Dairenin gerekçesinde, İnsan Haklarõ Evrensel Bildirgesi 12. Maddesi’nde, “Hiç kimse özel yaşamı, ailesi, konutu veya yazışma hususlarında keyfi karışmalara, onur ve şöhretine karşı saldırılara maruz kalamaz. Herkesin bu ka- rışma ve saldırılara karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır” kuralõnõn getirildiği anõmsatõldõ. Gerekçede, anayasanõn 22. maddesinde de ha- berleşme hürriyeti ve haberleşmenin gizliliğine ilişkin hükümlerin yer al- dõğõ belirtildi. Dairenin gerekçesinde, iletişimin dinlenmesinin “özel bir ce- za yargılaması koruma önlemi” olduğu vurgulanõrken, “Bu önleme ancak demokratik kurumları ko- rumak bakımından mutlak zo- runluluk bulunması koşuluyla baş- vurulabileceği Avrupa İnsan Hak- ları Mahkemesi kararlarında yerini almış bulunmaktadır” denildi. ‘Yasa hükmü yok’ Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), bu önlemin uygulanmasõnõn bir suçtan ötürü ceza soruşturmasõ ya- põlmasõ koşuluna bağlõ tutulduğu vur- gulanan gerekçede, ceza yargõlamasõ açõsõndan bu yetkinin delil elde etmek amacõyla halen işlenmiş bir suçun kovuşturulmasõyla sõnõrlõ olduğu be- lirtildi. Daire, Adalet Bakanlõğõ’nõn bu konuda yönetmelikle düzenleme yap- ma yetkisi bulunmadõğõna, bu konu- larda yasayla düzenleme yapõlmasõ ge- rektiğine işaret etti. Gerekçede, yasayla bazõ kurumla- ra tanõnan iletişimin dinlenmesi yet- kisinin Adalet Bakanlõğõ müfettişle- rine de tanõnmõş olduğu yolunda bir yasa hükmü bulunmadõğõ, Hâkimler ve Savcõlar Kanunu’nda böyle bir dü- zenlemeye yer verilmediği CMK’nin yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 ta- rihinden sonra 2802 sayõlõ yasayla il- gili değişiklikler arasõnda böyle bir yetki tanõnmasõ yoluna da gidilmediği kaydedildi. Gerekçede, müfettişlerin özel bir ceza yargõlamasõ koruma ön- lemi içinde olmalarõnõn mümkün ol- madõğõ vurgulandõ. ‘Mevzuata uygun değil’ Gerekçede, anayasaya göre hâkim ve savcõlarõn görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere uygun ola- rak yapõp yapmadõklarõnõ denetleme, görevlerinden dolayõ veya görevleri sõ- rasõnda suç işleyip işlemediklerini araştõrma ve gerektiğinde inceleme ve soruşturmanõn Adalet Bakanlõğõ’nõn iz- niyle adalet müfettişleri tarafõndan yapõldõğõ belirtildi. Gerekçede, (ç) bendinde yer alan “haberleşmenin tespiti ve dinlenmesi gibi delil top- lama” ibaresinin iptali ve yürütmesi- nin durdurulmasõ istemiyle ilgili ya- põlan incelemede, “Adalet müfettiş- lerinin kanun ve tüzük ile verilen yetkilerini, mevzuatın ön gördüğü sınırların dışına çıkacak şekilde ge- nişleten ve onlara haberleş- menin tespiti ve dinlenmesi adı altında yeni bir delil top- lama yetkisi tanıyan dava ko- nusu yönetmelik hükmünde mevzuata uyarlık bulunma- mıştır” denildi. Üç müfettişin istemi Ömer Faruk Eminağaoğlu, Danõştay’da açtõğõ davada, ada- let müfettişlerine tanõnan bu yetkiyle çok sayõda hâkim ve savcõnõn teknik takibe alõndõğõ- nõ iddia etmişti. Adalet Bakan- lõğõ da 56 hâkim ve savcõnõn dinlendiğini, bunlardan 46’sõ hakkõnda soruşturmaya geçil- mesine yer olmadõğõna karar ve- rildiğini belirtmişti. Eminağa- oğlu, Adalet müfettişleri Meh- met Arı, Sefer İlker Alp ve İb- rahim Kır ile kendisi hakkõn- da iletişim tespiti, dinlenmesi, kayda alõnmasõ ve sinyal bilgi- lerinin değerlendirilmesi yo- lunda karar alan yargõçlar hak- kõnda adli ve disiplin soruştur- masõ yapõlmasõ için yaptõğõ baş- vurunun cevap verilmemek su- retiyle reddine ilişkin işlemin de iptali ve yürütmesinin durdu- rulmasõnõ istemişti. Danõştay 5. Dairesi, Emina- ğaoğlu’nun üç adalet müfettişi ile kendisi hakkõnda dinleme kararõ alan yargõçlar hakkõnda adli ve disiplin soruşturmasõ yapõlmasõ için yaptõğõ başvu- runun zõmnen reddine ilişkin Adalet Bakanlõğõ işleminin de yürütmesini durdurdu. Adalet Bakanlõğõ’nõn bu karara karşõ iti- raz hakkõ bulunuyor. İtirazõ Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. İstanbul Haber Servisi - 1 Ma- yõs 1977’de 34 kişinin ölümü, 126 kişinin de yaralanmasõyla sonuçla- nan katliamõn mağdurlarõnõn avu- katõ Rasim Öz, “Bu davanın sır- ları Özel Harp Dairesi’nin kasa- larındadır. 33 yıllık mücadelemi- zi ölünceye kadar sürdüreceğiz. İç hukuk yolları tükendiğinde AİHM’ye gideceğiz” dedi. 1 Mayõs 77 katlia- mõnõn faillerinin açõğa çõkarõlmasõ için müca- dele eden avukat Ra- sim Öz, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na 27 sayfalõk dilekçe ver- miş, Ergenekon soruş- turmasõnõ yürüten sav- cõlardan katliam dos- yasõnõ yeniden açma- larõnõ istemişti. Avu- kat Öz’ün başvurusu görevsizlik kararõyla Sultanahmet’teki İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderildi. Talebi inceleyen Cumhuriyet Savcõsõ Zihni Doğan, kamu davasõ açõlmasõnõ gerektirir nitelik ve ni- celikte yeni bir delil elde edileme- diğini kaydederek, şüpheliler hak- kõnda “kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verdi. Be- yoğlu nöbetçi Ağõr Ceza Mahke- mesi’ne dilekçe vererek savcõlõğõn kararõna itiraz eden avukat Öz, sav- cõlõğõn hiçbir delil toplamadan bu kararõ verdiğini, görevini suiistimal ettiğini kaydetti. Katliam mağdurlarõnõn avukatlarõ ile 1977 1 Mayõs’õnda Taksim Meydanõ’nda olan dönemin sendi- ka ve gençlik örgütü temsilcileri ile basõn açõklamasõ yapan avukat Öz, “Bu katliamı gladyo yapmıştır. Failler ortaya çıkarılmadan Tür- kiye’de gladyonun yok edilmesi mümkün değildir. Eğer danışıklı dövüş değilse Türkiye bir devrim yaşıyor. Hâ- kimler Özel Harp Dairesi’ne girebiliyor. İddia ediyorum, bili- yorum, bu davanın sırları o dairenin ka- salarındadır. O daire- de inceleme yapan hâ- kime sesleniyorum. Yalnızca AKP’ye yö- nelik suikast iddiala- rını değil derin devle- tin bütün kirliliklerini ortaya çıkarsın. Yüz- de yüz eminim, katliamın izleri kozmik odada” dedi. Öz, katliam öncesinde dönemin Başbakanõ Sü- leyman Demirel’in haberdar oldu- ğuna, Demirel’in yardõmcõsõnõn MİT’ten de sorumlu olan Alpars- lan Türkeş olduğuna dikkat çekti. Devletin katliamõn sorumlularõnõ bütün kurumlarõyla korumaya de- vam ettiğini ifade eden Öz, savcõlõ- ğa, meydanda görevli polislerin ad- larõnõn dahi verilmediğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Posta İşletme Merkezi’nde dün şarbon paniği yaşandı. Danıştay Başkanı Mustafa Birden adına gönde- rildiği belirtilen iki zarftan, posta işleme merke- zindeki tasnif sırasında toz dökülmeye başladı. Durumdan kuşkulanan görevliler olayı polise bildirdiler. Niteliği belirlenemeyen toz, inceleme için Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi labora- tuvarlarına gönderildi. Zarftan dökülen toza te- mas eden bazı PTT çalışanları ise tüm ihtimal- ler göz önüne alınarak hastaneye gönderildi. Hastaneye gönderilen çalışan sayısının 8 olduğu belirtildi. Sağlık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, yapılan ön incelemede herhangi bir mikro organizmaya rastlanmadığı, endişe edilecek bir durumun bulunmadığı bildirildi. Yetkililer nu- munelerle ilgili kesin incelemenin bugün ta- mamlanmasının beklendiğini de belirtti. PTT’den yapılan açıklamada ise mektupların ikisinin de ABD’den postaya verildiği bildirildi. BİRDEN’E GÖNDERİLEN ZARF PTT’DE PANİK YARATTI Avukat Ülger toprağa verildi Birinci Ergenekon davasının tutuklu sa- nıklarından Oktay Yıldırım’ın da avukat- lığını yürüten ve dün evinde geçirdiği kalp krizi sonucu 58 yaşında hayatını kaybeden Ahmet Ülger’in cenazesi toprağa verildi. Florya Yeni Cami’de dün düzenlenen ce- naze töreninde eşi Asiye, kızları Nil, Fulya ve Tiyenşan, Ülger’in Türk bayrağına sa- rılı tabutuna sarılarak ağladı. Öğle nama- zının ardından kılınan cenaze namazından sonra Ülger’in cenazesi, Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze tö- renine, Ergenekon davasının tutuksuz sa- nıklarından Levent Temiz, Süleyman Ulu- soy ile yakınları ve iş arkadaşları katıldı. Bu arada, cenaze törenine katılan Levent Temiz, fotoğrafını yakından çeken bir ga- zeteciye, “Niye beni çekiyorsunuz? Gidin vatan hainlerini çekin” diye tepki göster- di. Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan bombaların sahibi olduğu öne sürülen emekli astsubay Oktay Yıldırım’ın avuka- tı olan Ülger, önceki gün evinin önünde ölü bulunmuştu. (Fotoğraf: AA) ‘Ergenekon savcıları’ etkisi Yargıda güz kararnamesi krizi büyüyor 800 bin dosya bekliyor 33 Yargıtay üyesi hâlâ seçilmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõ- tay Başkanõ Hasan Gerçeker, Yargõtay’da 33 üyeliğin boş olduğunu belirterek Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) boş üyelikler için seçim yapõlmamasõnõ eleştirdi. Gerçeker, Yargõtay’da şu anda 1 milyon 600 bin dosya bulunduğunu, bunlarõn 800 bi- ne yakõnõnõn yõl içinde sonuçlandõğõnõ, 800 bine yakõn dosyanõnsa 2010 yõlõna devredece- ğini söyledi. Gerçeker, bazõ dosyalarõn sõra gelmediği için zamanaşõmõna uğradõğõnõ, bu- nun yargõnõn sorunu olduğu kadar toplumu da ilgilendirdiğini ifade etti. Yargõtay’da 33 üye- liğin de boş olduğunu, HSYK tarafõndan boş üyelikler için hâlâ seçim yapõlmadõğõnõ kay- deden Gerçeker, yasa gereği Yargõtay’da 10 üyelik boşaldõğõnda zorunluluk olarak HSYK tarafõndan seçim yapõlmasõ gerektiğini anõm- sattõ. Yargõtay’õn fiziki koşullarõnõn da yeter- siz olduğuna işaret eden Gerçeker, tetkik hâ- kimi, savcõlar, idari personelin kalabalõk oda- larda çalõştõğõna, dosyalarõn saklanma koşul- larõnõn yetersiz olduğuna dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ, yargõç ve savcõlarõn atamalarõnõ içeren güz kararname taslağõnõ Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) gönder- meyerek süreci kilitledi. Taslağõn gönderil- memesinde “Ergenekon savcılarının” duru- munun da etkili olduğu belirtildi. Hâkim ve savcõlara ilişkin yaz kararnamesi krizi, temmuz ayõna damgasõnõ vurmuştu. Yargõtay ve Danõştay kökenli 5 üye ile (seçil- miş üyeler), Adalet Bakanõ Sadullah Ergin ve Bakanlõk Müsteşarõ Ahmet Kahraman arasõndaki görüş ayrõlõklarõ nedeniyle, yaz ka- rarnamesine yönelik tartõşma haftalarca sür- müştü. Tartõşmanõn odağõnda ise Ergenekon savcõlarõnõn durumlarõ yer almõştõ. Günlerce süren bunalõm, kurulun Ergenekon soruştur- masõnõn başõndaki Özel Yetkili Cumhuriyet Basavcõlõğõ’na Olcay Seçkin’in ikinci baş- savcõvekili olarak atamasõyla kõsmen aşõlmõş- tõ. Kurul, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlarla ilgili şikâyet ve suç duyurularõ için de Adalet Bakanlõğõ’nõn işlem yapmasõnõ ka- rarlaştõrmõştõ. Ancak bugüne değin bu yönde bir adõm atõlmadõ. Kararname yeni yıla sarkacak Adalet Bakanlõğõ Personel Genel Müdürlü- ğü tarafõndan hazõrlanan hâkim ve savcõlar kararname taslağõ HSYK’ye gönderilemediği için en geç kasõm-aralõk ayõnda çõkmasõ gere- ken kararname hâlâ çõkmadõ. Taslak, HSYK’ye gönderilemediği için kurul çalõş- maya da başlayamadõ. Yargõda, Adalet Ba- kanlõğõ’nõn kararname taslağõnõ geciktirme- sinde “İstanbul savcılarının” durumunun yeniden gündeme getirileceği kaygõsõnõn etki- li olduğu konuşuluyor. Adalet Bakanlõğõ, ka- rarname taslağõnõ bugün HSYK’ye gönderse bile, yine de kararname yeni yõla sarkmõş ola- cak. Güz kararnamesinin bir sonraki yõla kal- masõnõn da bir ilk olduğu belirtiliyor. 1 Mayõs 1977 mağdurlarõnõn avukatõ, ölünceye dek mücadele edeceklerini söyledi Öz: AİHM’ye gideceğiz “Bu davanõn sõrlarõ Özel Harp Dairesi’nin kasalarõndadõr” diyen avukat Öz, devletin katliamõn sorumlularõnõ korumaya devam ettiğini ifade etti. Öz, iç hukuk yollarõ tükendiğinde AİHM’ye gideceklerini söyledi. İSMAİLAĞA SORUŞTURMASI Savcõ Cihaner yargõlanacak Haber Merkezi - İs- mailağa ve Fethullah Gülen cemaetini soruş- tururken hükümetin he- defi haline gelen ve Adalet Bakanlõğõ’nõn so- ruşturma açtõğõ Erzin- can Cumhuriyet Baş- savcõsõ İlhan Cihaner hakkõnda, “görevi kö- tüye kullanma, resmi belgede sahtecilik, su- ça azmettirme ve imar kirliliğine neden olma” suçlamasõyla hazõrlanan iddianame kabul edildi. Gazetecilerin konuya ilişkin sorularõnõ yanõt- layan Cihaner, yargõ ba- ğõmsõzlõğõ adõna, bu ko- nunun yargõda değer- lendirilmesini istediği- ni dile getirerek hakkõn- daki suçlamalarõn hu- kuk dõşõ olduğunu sa- vundu. Cihaner, bir ga- zetede yer alan “Maka- mında CHP milletve- kili Ahmet Ersin ile giz- lice görüştü” iddiasõna da tepki göstererek Ah- met Ersin ilde bulundu- ğu süre içinde kendisinin şehir dõşõnda olduğunu kaydetti. Cihaner, “İfti- ra ve delil uydurma kampanyasını boşa çı- karmak için 24 saatimi noter ve kameralarla belgelemeyi, tüm ileti- şimimi kaydedip ilgili mercilere göndermeyi ciddi olarak düşün- mekteyim” dedi. Yaşanan hukuk dõşõ- lõklarla sonuna kadar mücadele edeceğini vur- gulayan Cihaner, bu tarz girişimlerden yõlmaya- cağõnõ ve ilgili kişilere yönelik yasal haklarõnõ kullanacağõnõ bildirdi. ‘PLAN YAPMAYIN PLAN’ ŞARKISI HÜLYA KESKİN Türkücü İsmail Türüt ile söz yazarõ Arif Şirin’in de aralarõnda bulunduğu 4 sanõğõn, “Plan Yapmayın Plan” adlõ şarkõya hazõrlanan ve bazõ internet sitelerinde yayõmlanan klipte, “Hrant Dink cinayeti sanıklarının övüldüğü” ve “halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiği” iddiasõyla yargõlandõklarõ davadan beraat ettiler. İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki du- ruşmaya tutuksuz sanõklar İsmail Türüt ve Arif Şirin katõldõ. Duruşmada karar öncesi konuşan sanõk Şirin herhangi bir suç işlemediğini savuna- rak, “Bu devlete küfredenler dışardalar, ben de beraatımı istiyorum” dedi. Duruşmada söz alan tutuksuz sanõk Türüt de beraatõnõ istedi. Mahkeme de tutuksuz sanõklar Türüt, Şirin ve Zeynel Abidin Mutlu’nun haklarõnda “kesin ve inandırıcı delil olmadığından” her iki suçtan beraat etmelerini kararlaştõrdõ. Hapis cezasõ alan Öztekin’in yeniden suç işlemeyeceği yönündeki kanaati göz önüne alan mahkeme, hükmün açõk- lanmasõnõn geri bõrakõlmasõna karar verdi. Türüt’e beraat
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear