24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Siyasi Çözüm Siyasi İradeyle Olur Eski DTP’liler sine-i aşiret kararında direnmediler, yeni formüllerle parlamentoda kalmanın yollarını aramaya başladılar. Birinci çözüm, yeni kurulacak olan partiye hep birlikte girmek ve onların himmetiyle seçilmiş olan etnik Marksist Ufuk Uras’ın da desteğiyle, yirmiyi bulup yine grup kurarak faaliyete devam etmek. Peki, Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un durumları için düşünülen çözüm de kanun değişikliği yaparak ara seçimi kolaylaştırıp, Türk ve Tuğluk’un bağımsız olarak seçilmeleriyle parlamentoya yeniden girmelerine olanak sağlamak. Görüldüğü gibi, bütün bunlar, Anayasa Mahkemesi kararlarını by-pass etmeye yönelik girişimlerdir, ileri sürülen gerekçe de parti kapatmayı güçleştirmektir. Hemen belirtelim: Parti kapatmayı güçleştirmek, bu türlü by-pass operasyonlarıyla değil, anayasa değişikliğiyle olur. Parti kapatmayı ne kadar güçleştirirseniz güçleştirin, DTP’nin durumunda olan bir parti mutlaka kapatılma yaptırımıyla karşı karşıya kalır; hem Türkiye’de kalır, hem Fransa’da kalır, hem de İspanya’da kalır. Nitekim kalmıştır da... İspanya’da Herri Batasuna kapatılmış, bu karar da AİHM tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle garantiye alınan temel hak ve özgürlüklere aykırı görülmemiştir. Kısacası, DTP’nin kapatılması, demokrasinin temel kurallarına aykırı değildir. Kapatmayı güçleştirmek için hangi kriteri getirirseniz getirin, yine de DTP teröre bulaştığı için nitelikli çoğunluk kriterine de yanıt veren bir kararla kapatılmıştır. Anayasada değişiklik yaparak, bölücülüğü suç olmaktan çıkarsanız bile (nitekim İspanya’da öyledir, hatta bölücü propaganda anayasal bir haktır) DTP konumundaki partiler kapatılır. “Teröre bulaşan veya ona destek veren partiler her demokraside kapatılır ve kapatılmalıdır da...” Ama sistemin temelinin böyle olması istenmiyorsa, anayasa değişikliği yapılır ve bu yapılırken yalan söylenmez, sistemin parti kapatmayı her koşulda dışladığı belirtilir. Hatta eğer, demokrasi anlayışınız, “seçilmişlerin atanmışlar tarafından denetlenmesini” sisteme aykırı bulacak kadar “ilerici!” ise yeni Hitler’ler yaratma tehlikesini göze alarak anayasal denetimini tümden ortadan kaldırırsınız. Bütün bunlar mümkündür ve bunların hepsi, Anayasa Mahkemesi kararını, cali birtakım gerekçelerle hükümsüz kılmaktan, YÖK’ün çok demokrat başkanının dediği gibi, hukukun arkasından dolanmaktan daha dürüst ve namusludur. Bütün bunlar yapılırken ileri sürülen DTP’lileri sivil siyasi çözümün çizgisine çekmek için parlamento içinde tutmak gerekçesi de aslında geçerli değildir. Görüşümü açıklamadan önce, Kürt siyasetçilerin parlamento içinde yer almalarına eskiden beri yandaş olduğumu belirtmek isterim. Erdal İnönü’yü bu girişiminde candan desteklemiş, onun geçmişteki yanlışına içtenlikle ortak olmuştum. Buradaki yanlış Erdal Bey’in davranışından değil, partisinin listesinden parlamentoya sokulan Kürt milletvekillerinin tarihi misyonlarının düzeyinde olmamalarından kaynaklanıyordu. Ama sonuç da değişmiyor, yine de ortaya bir yanlış çıkıyordu. Şimdi, bir noktayı doğru görmek zorundayız. Sivil demokratik çözüm için sivil demokratik irade gerekmektedir. Eğer DTP’de böyle bir irade var ise parlamento dışında da olsalar, demokratik çözüm yönünde davranacaklar, eğer o irade yok ise, parlamento içinde de kalsalar terör örgütünü çözüm adresi olarak göstereceklerdir. Şimdi bana söyler misiniz lütfen, kendileri parlamento içinde oldukları sürede hangi yolu tutmuşlardı? Denebilir ki, “bu yolu isteyerek değil, malum çevrelerden gelen baskılar yüzden yeğliyorlar.” Olabilir, ama bu onları zorlama yöntemlerle parlamentoda tutmakla değişecek mi? Umarız yanılırız da eski DTP’li, yeni DBP’liler gelecekte parlamento çatısı altında gerçekten sivil demokratik çözüm iradesi gösterirler. asirmen@cumhuriyet.com.tr Hakkõnda suç duyurusunda bulunan RTÜK denetçisi Cengiz Özdiker’e yönelik soruşturma açtõrdõ Zahid Akman’õn intikamõRTÜK Daire Başkanõ ve Uzman Denetçi Cengiz Özdiker hakkõnda, Zahid Akman ve bazõ kurul görevlileri hakkõnda suç duyurusunda bulunduğu için soruşturma açõldõ. Özdiker’e yöneltilen suçlamalardan biri, üst kurulun huzurunu bozmak. FIRAT KOZOK ANKARA - Eski RTÜK Başkanõ Za- hid Akman ile bazõ RTÜK üye ve bü- rokratlarõ hakkõnda resmi evrakta sahte- cilik, görevi kötüye kullanmak, yasalarõ uygulamamak, denetim görevinin ihma- li gibi birçok gerekçelerle suç duyuru- sunda bulunan RTÜK Daire Başkanõ ve Uzman Denetçi Cengiz Özdiker hak- kõnda soruşturma açõlarak “işten çıkar- ma” cezasõ önerildi. RTÜK 1. Hukuk Müşaviri Arslan Narin tarafõndan hazõrlanan 10441 sayõlõ yazõyla Özdiker hakkõnda soruşturma açõlmasõ istendi. Öneri RTÜK’ün 31.07.2009 tarihli toplantõsõnda da 9 üye- den 2’sinin yokluğu ve 2’sinin karşõoyuna karşõn Başkan Davut Dursun, Başkan- vekili İlhan Yerlikaya ve üyeler Zahid Akman, Taha Yücel ile Hasan Tahsin Fendoğlu tarafõndan alõnan üst kurul kararõyla kabul edildi. Bunun üzerine soruşturma başlatan Başmüfettiş Adnan Tan, Özdiker’e bir- birinden ilginç sorular yöneltti. RTÜK kaynaklarõndan edinilen bilgilere göre, Tan, Özdiker’e üst kurul üyelerini ve ba- zõ bürokratlarõ somut bilgilere dayan- madan suçlamasõnõn ve bunu basõnla paylaşmasõnõn nedenini sordu. Tan, ana hatlarõyla şu sorularõ yöneltti: “Üst kurulun huzur, sükûn ve çalış- ma düzenini bozduğunuz, amirinize ve maiyetinizdekilere karşı küçük düşü- rücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yaptığınız, üst kurul ve teşkilat yöne- ticileri veya personeli hakkında şeref ve haysiyet kırıcı eleştirilerde bulun- duğunuz, yetkili olmadığınız halde basına ve haber ajanslarına bilgi ve de- meç verdiğiniz, açıklanması yasaklanan bilgileri açıkladığınız, cezai bir suç isnadı niteliğinde olmak üzere üst ku- rul teşkilatının diğer görevlileri hak- kında uydurma şikâyet ve ihbarda bulunduğunuz iddia edilmektedir. Doğru mudur? Neden böyle üst kurul başkan ve üyeleri ile bürokratlarını he- def alan bir şikâyette bulundunuz? Şi- kâyet yeri olarak neden cumhuriyet başsavcılığını seçtiniz? Neden basına yansıttınız?” ‘Psikolojik şiddet’ Özdiker’in avukatõ Nadire Özkaya, iddialarõ müvekkiline karşõ sürekli uy- gulanan “mobbing (işyerinde psikolo- jik baskı)” sürecinin bir parçasõ ve hu- sumet örneği olarak değerlendirdi. Öz- kaya, müvekkilin amacõnõn “kamunun maddi-manevi varlık ve değerleri ile çalışma düzeninin korunması; doğru ve düzgün olmayan, kamu zararı do- ğuran iş ve eylemlerin de önlenmesi” olduğuna işaret ederek bir kamu görev- lisi olarak Özdiker’in, şikâyetinin “hu- kuka, yasaya ve yönetmeliklere uygun ve suçu bildirme yükümlülüğünün gereği olduğunu” ifade etti. AHMET ŞEFİK / ÖMER ŞAN TRABZON/RİZE - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trab- zon’da cuma namazõ çõkõşõnda bir yurttaş tarafõndan, “Açım Baş- bakanım, açım. Terörist mi olmam lazım?” diye protesto edildi. Erdoğan, sesi kõsõldõğõ gerekçesiyle Rize’de yapacağõ konuşmayõ da iptal etti. Erdoğan, Ana uçağõ ile gittiği Trabzon Havalimanõ’nda AKP’li- ler tarafõndan “İnadına kardeş- lik, inadına demokrasi” pan- kartõyla karşõlandõ. Trabzon’un Arsin ilçesinde Ulucami’de cuma namazõnõ kõlan Erdoğan, camiden çõktõğõ sõrada bir yurttaş tarafõndan “Açım Başbakanım, açım. Te- rörist mi olmam lazım?” sözle- riyle protesto edildi. Ardõndan memleketi Rize’ye geçen Erdoğan, geciktiği için İlahiyat Fakültesi Camisi’nin açõlõşõnõ iptal ederken, Diyanet Eğitim Merkezi’nin açõlõşõnõ yaptõ. Erdoğan, burada yapmasõ planlanan konuşmayõ sesi kõsõl- dõğõ gerekçesiyle iptal etti. Baş- bakan Erdoğan, dün Rize’de ra- mazan ayõnda mevlit okutularak açõlan İlahiyat Fakültesi Camisi ve 19 Ekim’de kent protokolü tara- fõndan açõlan Diyanet Eğitim Mer- kezi’nin yeniden açõlõşõnõ yaptõ. Erdoğan dinlenmeye çekildi Trabzon ziyaretinde bir yurttaş tarafından protesto edilen ve Rize’de de daha önce açılmış tesis- leri tekrar açan Başbakan Erdoğan’ın hafta sonunu Rize’de geçireceği öğrenildi. (Fotoğraf:AA) Patrik: Türkiye’de çile çekiyorum Dış Haberler Servisi - Fener Rum Patriği Bart- holomeos, Türkiye’de azõnlõklara ikinci sõnõf vatandaş gibi davranõl- masõndan şikâyet etti. ABD ziyareti sõrasõnda, CBS televizyonundaki “60 Minutes” progra- mõna katõlan Bartholo- meos, dünyadaki 300 milyon Ortodoks Hõristi- yanõn lideri olarak tanõ- tõldõ. İstanbul’daki 1700 yõllõk patrikhanenin eski dönemde Hõristiyanlõğõn merkezi olduğunun ha- tõrlatõldõğõ programda, Cumhuriyetin kuruluşu sõrasõndaki karşõlõklõ nü- fus değişimi ve 1955’te- ki 6-7 Eylül saldõrõlarõ sonrasõndaki göçler ne- deniyle 2 milyon civa- rõndaki Türkiye Rumla- rõnõn sayõsõnõn bugün 4 bin civarõnda olduğu be- lirtildi. Kendisine yöneltilen sorularõ yanõtlayan Bart- holomeos ise “Türki- ye’de azınlık olmak suç değil ama bize ikinci sınıf vatandaş olarak davranılıyor” dedi. Pat- rik, sorunlarõnõ Başba- kan Erdoğan ile çok sa- yõda bakana aktardõğõnõ ve yardõm istediğini söy- lerken, haberde, Orto- doks Hõristiyanlarõn, “la- ik olmakla övünen” Türk devletinden her- hangi bir destek görme- dikleri kaydedildi. ‘Çarmıh’ sorusu Bartholomeos, Anado- lu topraklarõnõn Kudüs kadar kutsal olduğunu ifade ederek “Bazen çi- le çeksek de burada kal- mayı tercih ediyoruz” diye konuştu. Bartholo- meos, deneyimli muhabir Bob Simon’õn, “çile çek- mek” ve “çarmıha ge- rilmek” anlamõna gelen “crucified” kelimesini kullanarak sorduğu “çar- mıha gerilmiş gibi mi hissettiği” yönündeki so- rusuna ise “Evet, öyle” yanõtõnõ verdi. ABD’YE ŞİKÂYET ANKARA (ANKA) - Alevi Bektaşi Fede- rasyonu Başkanõ Ali Balkız, AKP’nin “Alevi açılımı”nõn, katliam sanõklarõnõ aklamaya dön- üştüğünü belirterek, “DTP’nin kapatılması ile Kürt açılımı, Maraş katliamı bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller’in Alevi Çalıştayı’na davet edilmesi ile de Alevi açılımı fiili olarak sona ermiştir” dedi. Yazõlõ bir açõklama yapan Balkõz, Alevi açõ- lõmõnda olumlu sonuçlar çõkar düşüncesiyle sü- rece katkõda bulunduklarõnõ, ancak umduklarõnõ bulamadõklarõnõ belirtti. Balkõz, “Acaba Alevi Çalıştayı’nda Ökkeş Şendiller ile ne konuşacaklar, Alevi katliam- larını mı konuşacaklar? Gelseydi, söyleye- cekleri, bu çalıştayları düzenleyenlerin zih- ninde var zaten” dedi. Balkõz açõklamasõnda şu ifadelere yer verdi: “AKP kendi açtığı açı- lım yolunda, yine kendi açtığı çukura düşü- yor. 8 Kasım’da Kadıköy’de 550 bin kişinin katılımı ile Alevilerin, bilinen taleplerini bir kez daha yeniden dillendirmelerini ‘Süreci baltalõyorlar’ diye değerlendiren Sayın Ba- kan, Ökkeş Şendiler ile baltayı kendi ayağı- na vurmuş olmuyor mu?” Alevi açılımı bitmiştir ABF BAŞKANI ALİ BALKIZ:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear