Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
15 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Geçen hafta ayaklanmaların nasıl
ve neden başladığını anlatmıştık.
Bugün ayaklanma sonrası
gelişmeleri gözden geçireceğiz.
Bu ayaklanmalarda başkalarının
da gizli beklentileri vardı ve Türkler
ile azınlıkların birlikteliğinin hangi
gerçek amacı taşıdığı sonradan
ortaya çıkacaktı. Erzurum Valiliği’ne
5 Nisan 1906’da Diyarbakır Valisi
Mehmet Ata Bey atandı. Yeni valiye
halkın isteklerini yansıtacak
dilekçede Rusların Erzurum
Konsolosu Skryabin danışmanlık
yapıyordu. Bu yazılı talepler vergi
ayaklanmasının hangi boyutlara
taşınması istendiğini gösteriyordu.
Bu taleplerde şunlar vardı:
1- Halkın vergilerden muaf olması,
2- Ermeni halktan bedel-i askeriye
vergisinin (bedel ödeyerek askerliğe
alınmama vergisi) kaldırılması,
3- II. Abdülhamit tarafından o
yörede yaşayan Kürt halkından
köylerini korumak için kurulan
“Hamidiye Taburu”nun kaldırılması,
4- Müteahhit ve askerlere para
yerine verilen iç borçlanma
senetlerinin kaldırılması,
5- Vilayet bütçesinin sıkı
denetiminin yapılması idi.
1890’dan 1909 tarihine kadar
Doğu bölgesindeki köyler ve
kasabalara devamlı saldırıda
bulunan Ermeni çetelerinden
koruyan Hamidiye Taburu’nun
kaldırılması talebi Rusları ele
vermişti. Bunun vergilerle hiçbir ilgisi
yoktu. Ermeniler için vergi
alınmaması da Ruslar ile Ermeniler
arasındaki işbirliğini gösteriyordu.
Hamidiye Taburları Doğu’da köyleri,
insanları ve toprakları korumakta
başarı kazanmıştı ve Rus ordusu ile
Ermeni çetecilere karşı büyük bir
güvence idi. İttihat ve Terakki
yönetimi II. Abdülhamit’in 1909’da
tahttan indirilmesi sonucunda bu
taburları kaldırdı. Korumasız kalan
köyler ve kasabalar Ermeni
çetelerinin saldırısına açık hale
gelmeye başladı. 1914-1915 Rus
savaşında Ermeni halkını korumak
için ateş çemberinden güvenli
bölgelere taşınması (tehcir) büyük
zorluklar doğurdu. I. Dünya
Savaşı’nda da Ermeni çetelerinin
Rus ordusuna katılmasıyla vergi
ayaklanmaları sonucunda çok
önemli yanılgılara düştüğümüzü
üzülerek görüyoruz. Soykırım
iddialarına muhatap olmamızı
doğuran sebeplerde bu tarihsel
süreci de göz ardı edemeyiz.
Bu ayaklanmalar 1.5 yıla yakın
sürdü. Padişah 25 Mart 1907’de
şahsi vergi ve hayvanat-ı ehliye
rüsumunu kaldırdı. Tabii vergi
ayaklanmaları ile tarihe geçen bu
ayaklanmaların mali, ekonomik ve
sosyal sebepleri vardı. Osmanlı
ekonomisi diye bir şey kalmamıştı.
Kapitülasyonlar Osmanlı’yı esir
almıştı. Ülkenin tüm zenginlikleri,
demiryolu inşa hakkı, kömür ve diğer
maden yatakları yabancılara alenen
satılıyordu. Abdülhamit ülkeyi adeta
satılığa çıkarmıştı. Hasta adam
ölüme gidiyordu.. ve gitti de.
O hasta Osmanlı’dan büyük
Atatürk ve yüce milletin çabasıyla
doğan Türkiye Cumhuriyeti için o
zamanın ekonomik durumu ve vergi
ayaklanmalarından dersler
çıkarmalıyız. Biz bazı öngörülerde
bulunalım. Takdir siz okuyucuların.
1- Vergi adaleti zedelenince, halk
bunun altında ezilmiştir. Halkın haklı
ayaklanmaları bundan medet uman
dış güçlerin kışkırtması ile başka
sonuçlar da doğurmuştur. Ermeni
tehciri, Rus-Ermeni işbirliği
bunlardan en önemlileridir.
2- Yolsuzluk yapanlarla sert ve
keyfi yönetim gösterenler bir süre
sonra yaptıklarının altında
kalıyorlar. Buna ister “İlahi adalet
tecelli ediyor” deyin, ister “Hak
yerini buluyor” deyin..
3- Vergi adil olmalıdır. Herkesin
gücüne göre alınmalı, yoksulun
sırtına binilmemelidir. Vatandaşı
koyun yerine koyarak vergi
alınmamalıdır.
4- Bu ülkenin zor durumlarında
vatanına sahip çıkacak birileri her
zaman olmuştur. İşte, Kastamonu
Hâkimi Esat Efendi, Askeri
Komutanı Ali Rıza Paşa, Erzurum
Müftüsü Lütfullah Efendi ve daha
niceleri...
6- Ülke kaynaklarını
yabancılaştırmayalım. Varlıklarımızı
koruyalım.
7- Ülkemizi borç batağına
sürüklemeyelim. Torunlarımızın
gelirlerini ipotek altına almayalım.
Osmanlı’da 1906-1907 Vergi Ayaklanmalarından
Çıkarılacak Dersler (2)
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Altı Kaval...
Benim gözlemim değil yalnız, hafta sonu iğne
atılmaz kalabalıkların olduğu alışveriş merkezleri,
sokaklarda göze batan bir tenhalık vardı.
İnsanların günlük yaşam alışkanlıklarını değiştiren,
iş dışında eve kapanma eğilimini arttıran korkunun
odağı sokak eylemleri haber ve görüntüleri ile
evlerimizde. Geçen hafta APO’nun odasının
metrekaresi, bu hafta DTP’nin kapatılması
gündemli çocuklar önde sokak şiddet eylemleri en
çok korkulan karşı şiddetle daha sık yüz yüze gelir
oldu.. Yüreğimiz ağzımızda; teröre on binlerle
kurban verilirken yaşanmayan cepheleşme,
çatışmaların sıradan insanların yaşamlarında
yaygınlaşması, haklı övündüğümüz toplumsal
sağduyumuzun kırılması...
Cepheleşmede keskin taraf olmayanlar en
azından kendilerini yakın çevrelerini koruma
kaygısı ile kendilerini evlerine, her tür görüş
alışverişine kapatır, sağduyulu tavır koymadan bile
kaçınırlarken, cepheleşmede taraf olmuşlar da
“sağduyuyu ara ki bulasın” ölçeğinde, öfkeli,
birbirinden tahrik edici, kaosu tırmandıran
çıkışlar... Cepheleşmiş sitelerden gelen elektronik
posta yayınlarında patlama ile saçmalama
tırmandıkça tırmanıyor. Kendi içlerinde bile
körlemesine kapışıyorlar. Sözde kitlelere bilgi
aktarımını, sağduyulu bilinçlenmeyi, serinkanlı
düşünmeyi, yönlendirmeyi verecek, cepheleşmiş
olsalar da tarafların bakış açılarını gösterecek açık
oturumlarda ipin ucu çoktan kaçmıştı..
Bu saatten sonra kimin daha haksız, daha
provokatif, daha suçlu olduğunun tartışılmasının
anlamı yok. Cepheleşmeyi gözü kara çatışmacı
tırmanıştan sağduyuya yönlendirecek siyasal,
örgütsel, toplumsal önderliklere her zamankinden
daha fazla gereksinim var. Elbette başrollerde
dünyadan gelecek provokatif etkinlikler bağlantılı
ABD’nin yaklaşımları, ülkemizde çoğunluk iktidarı
olarak Erdoğan hükümetinin yaklaşımları en
belirleyici, en sorumlu odaklar sayılabilirler. Tabii
ki etkin sıralamanın içinde AB, Irak, daha çok
Kuzey Irak yönetimleri, ülkemizde muhalefet
partileri, İmralı-Kandil-DTP üçgeninin etkileri de
hafife alınacak gibi değiller.
Beyaz Saray’ın, emperyal güç merkezi olarak
kendi sorunları, kendi sıkışıklıkları eksenli çözüm
reçetelerinin, uygulandıkları ülkelerden kopuk
masa başı çıkar hesapları ile yaşam gerçeklerinin
çelişkisi, bağlantılı emperyal gücün güç etkinliği ile
ters orantılı sorunlar yumağı, çıkmazların üretilmesi
ile sabit. Bush döneminin saldırgan, işgalci, insan
kanı üzerinden yayılmacı siyasetlerinin çıkmazında
alternatif olarak gelen Obama siyasetleri,
projelerinde işin içinden çıkılabilmiş henüz tek
olumlu örnek yok. Tersine dünya ölçeğinde
bataklıklar hızla yaygınlaşıyor, bir başka
pencereden ABD odaklı tek kutuplu dünya
projelerindeki çıkmazlar katlanıyor...
Obama iktidarının çelişkili amaç-sonuç
projelerinde Obama’ya verilen Nobel Barış Ödülü
kara mizah örneği. Çıkmaz sokaklarda ABD’nin
Irak’tan asker çekme, Ortadoğu petrollerinin
maliyetini düşürme, Afganistan’da daha etkin rol
oynama, dolayısıyla bu projelerde Türkiye de
içinde olmak üzere ülkeler ve siyasi iktidarlarına
biçtiği rollerde kolay kolay değişiklik yapma
olanağı yok. Obama-Erdoğan son Beyaz Saray
görüşmesi bir biçimi ile ABD’nin Türkiye ve
iktidarından beklentilerinin değişmediğinin, tam
tersine açılımlarda ısrarlı olduklarının belgesi.
Bölge gerçeklerinden kopuk, çok
vurgulandığı üzere züccaciyeci dükkânına
girmiş filin kırıcılığı, tahribatı sonuçları ortada
ABD projelerindeki dayatmalar, öncelikler
kaçınılmaz Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da,
Türkiye’de kendi öznel koşulları içinde
cepheleşmeleri, çatışmaları katlamış bulunuyor.
ABD onaysız iktidarda kalamayacak AKP
iktidarı, Erdoğan hükümetinin çıkmazına da
başlangıç oluşturuyor. ABD askerinin Irak’tan
çekilme zorunluluğu aslında Irak halkı için
sevinilecek bir gelişme iken, züccaciye
dükkânında her şeyin kırılması bağlantılı nasıl ki
mezhepler, ırklar odağında bir kanlı çatışmaya
odak oluşturuyorsa, Türkiye’nin çok daha
sağlıklı öznel koşullarına, barşçı, demokratik,
birlikte yaşama toplumsal iradesine karşın
Türkiye’de de çok olumsuz çatışmaların,
cepheleşmenin odağına oturuyor...
Dünkü dünya haberlerinin bütününden, acılı bir
gülümseme ile düşündüğüm, ABD emperyal güç
odağının düştüğü konuma ayna tutan bir gelişmeyi
sizinle de paylaşmak istiyorum; ABD’nin dünyaya
insan hakları, demokrasi, refah yayma adına
gerçekleştirdiği işgaller ya da doğrudan
ittifaklarında işbirliği yaptığı iktidarların, liderliklerin
tümü, yolsuzlukların, dolandırıcılıkların, halklarının
çıkarlarına ters siyasal sömürü, ayrımcı ırkçı, dinci
siyasallaşmanın batağındalar.
Gerek dış, gerekse iç siyasi odaklardaki bu
tablo, altı kaval üstü şişhane vaziyetleri,
ülkemizde sağduyulu çıkışlar için liderliklerden
beklentiyi en alt düzeylere indirgiyor.
Kaçınılmaz tabandaki, kitlelerdeki sağduyulu
reflekslerin önemini katlıyor...
soner@cumhuriyet.com.tr
BM: Küresel mali krizde finans sektörü, uyuşturucu tüccarlarõnõn parasõnõ aklayarak ayakta kaldõ
Ekonomi Servisi - Dünyayõ etkisi
altõna alan küresel mali krizin, çok
sayõda bankanõn uyuşturucu tüc-
carlarõnõn piyasaya sürdüğü kara
parayõ aklayarak ayakta kalabildiğini
açõklayan BM Uyuşturucu ve Suç-
la Mücadele Dairesi (UNODC) Baş-
kanõ Antonio Maria Costa, küresel
mali kriz sõrasõnda piyasada dolaşan
tek yatõrõm ana parasõnõn uyuşturu-
cu ticaretinden elde edilen para ol-
duğunu ve geçen yõl onlarca ban-
kanõn kara para aklayarak kendile-
rini batmaktan kurtardõğõnõ söyledi.
Costa, finans sektörünün kara parayõ
benimsemeye başlamasõnõn çok teh-
likeli bir gelişme olduğunu savundu.
ANKA’nõn haberine göre Costa,
uyuşturucu ticaretinden elde edilen
gelirin birçok banka tarafõndan ak-
landõğõnõ savunan Costa, bu duru-
mun uyuşturucu ve suç ticaretinin
kriz dönemlerinde ekonomi üze-
rindeki etkisinin ne kadar büyük ol-
duğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Kendisine sunulan çok sayõda deli-
lin, suç örgütlerine ait paranõn ban-
kalarõn kurtarõlmasõnda kullanõldõ-
ğõnõ kanõtladõğõnõ dile getiren Cos-
ta, söz konusu bankalarõn ve bu ban-
kalarõn bulunduğu ülkelerin adõnõ
vermekten kaçõndõ.
Uyuşturucu ticaretinden elde edilen
paranõn şimdi aklanmõş olarak finan-
sal sistemin bir parçasõ haline geldi-
ğini kaydeden UNODC Başkanõ Cos-
ta, bankalarõn ve finans sektörünün
uyuşturucu ve suçtan elde edilen pa-
rayõ daha kolay benimsediğini ve
bunun da çok tehlikeli bir gelişme ol-
duğunu açõkladõ.
UNODC, yasadõşõ uyuşturucu ve
suç ticaretinden yõllõk yüz milyon-
larca dolar gelir elde edildiğini ve
son belirlemelere göre İtalya, İs-
viçre, İngiltere ve ABD’de bulunan
bazõ bankalarõn bu paralarõ akladõ-
ğõnõ savunuyor. BM tahminlerine
göre yõllõk uyuşturucu ticareti dün-
ya genelinde yaklaşõk 325 milyar
dolarõ buluyor.
BM Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Dairesi Başkanõ Antonio Maria Costa,
finans sektörünün kara parayõ benimsemeye başlamasõnõn çok tehlikeli bir
gelişme olduğunu belirtti. Costa, küresel mali kriz sõrasõnda piyasada
dolaşan tek yatõrõm ana parasõnõn uyuşturucu ticaretinden elde edilen para
olduğunu ve geçen yõl onlarca bankanõn kara para aklayarak kendilerini
batmaktan kurtardõğõnõ söyledi.
KESK:
KEY derhal
faiziyleödensin
12 bin TEKEL çalõşanõ, bugün AKP Genel Merkezi önünde eylem yapacak
ANKARA (ANKA) - Kamu
Emekçileri Sendikasõ Konfederas-
yonu (KESK) Genel Sekreteri Emi-
rali Şimşek, KEY ödemelerinin
1.5-2 yõla yayõldõğõnõ, bu sürede
emekçilerin paralarõnõn gasp edil-
meye devam edeceğini kaydede-
rek, KEY kesintilerinin hak sahip-
lerine derhal ve gecikme faiziyle
ödenmesini istedi.
Şimşek yayõmladõğõ basõn açõkla-
masõnda, yasayla getirilen 1.5-2 yõl-
lõk sürenin tamamõnõn idarenin ken-
di içinde yapacağõ düzeltmelere iliş-
kin olduğunu açõklayan Şimşek, lis-
tede adõ olmayan hak sahibinin da-
va açma dõşõnda herhangi bir hakka
sahip olmadõğõnõ vurguladõ.
İŞVEREN:
DENİZLİ
Özel istihdam
bürolarõ gerekli
Bir dev daha
satõlõyor
ANKARA (ANKA) - Türkiye İş-
veren Sendikalarõ Konfederasyonu
(TİSK) Yönetim Kurulu Başkanõ
Tuğrul Kudatgobilik, özel istih-
dam bürolarõnõn gerekliliğini savu-
narak AB’nin geçici istihdam sis-
teminin Türkiye’de yaygõnlaşma-
sõnõn zorunlu olduğunu iddia etti.
Kudatgobilik yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada, kadõn ve genç işsizliğine
yönelik olarak alõnacak tedbirlerin
başõnda da geçici istihdam siste-
minin geldiğini vurguladõ. Kudat-
gobiliközel istihdam bürolarõyla il-
gili düzenlemenin Cumhurbaşka-
nõ’nõn uyarõlarõ ve ilgili AB direk-
tifi dikkate alõnarak ivedilikle ya-
salaştõrõlmasõnõ istedi.
TEKEL işçileri, Ankara’da
AKP Genel Merkezi önünde
buluşacak. İşçiler, eylemden
sonuç alõnõncaya kadar eylem
alanõnõ terk etmeyeceklerini
açõkladõ. Ankara Valiliği ise
“eyleme izin yok” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türk - İş Genel Sekreteri ve
Tek Gõda - İş Sendikasõ Genel Baş-
kanõ Mustafa Türkel, “Siyasi ira-
de işyerleri için kapatılma kara-
rı vermiştir. Yarın (bugün) 12 bi-
ne yakın TEKEL işçisi, Anka-
ra’da AKP Genel Merkezi önün-
de buluşacaktır” dedi. Ankara
Valiliği’nden yapõlan yazõlõ açõkla-
mada ise TEKEL işçilerinin eylemi
“kanunsuz” olarak nitelendirilerek
buna izin verilmeyeceği belirtildi.
Türkel, Türk - İş Genel Başkanõ
Mustafa Kumlu ile konfederasyon
genel merkezinde düzenlediği basõn
toplantõsõnda, şunlarõ söyledi:
“Yarın (bugün) 12 bine yakın
TEKEL işçisi, Ankara’da AKP
Genel Merkezi önünde buluşa-
caktır, eylemden sonuç alınıncaya
kadar eylem alanını terk etmeye-
cektir. TEKEL işçisi, bu eylemiy-
le yasal hakkını aramaktadır. Zi-
ra siyasi irade işyerleri için kapa-
tılma kararı vermiş bulunmakta-
dır. Bu durumda doğru ve yasal
olanı 12 bine yakın işçinin başka
kurumlara özlük haklarıyla nak-
ledilmesidir. Kamuoyu ve karar ve-
ricilere bir kez daha söylüyoruz;
TEKEL işçisi özelleştirme mağ-
duru değildir. TEKEL işçisi ka-
patılma mağdurudur. ”
Eyleme izin çıkmadı
Türk - İş Başkanõ Mustafa Kumlu
da Türkiye’nin halen özelleştirmele-
re devam etmesinin hiçbir mantõklõ
açõklamasõnõn olmadõğõnõ söyledi.
Tek Gõda - İş Sendikasõ’nõn örgütlü
olduğu sigara fabrikalarõnõn özelleş-
tirildiğini anõmsatan Kumlu, şöyle ko-
nuştu: “Kapatma kararının ardın-
dan işletmelerde çalışan 12 bin iş-
çimiz, özlük haklarıyla birlikte
başka kamu kuruluşlarında çalış-
mak istemekte, kendileri için ön gö-
rülen 4/C statüsünü kabul etme-
mektedir. Çünkü, 4/C kapsamında
çalıştırılanlar, sendika üyesi ola-
madığı gibi kıdem tazminatı hak-
kından da yoksundur. Sayın Baş-
bakan’ın, bu süreçte TEKEL işçi-
lerine yönelik, ‘Yatarak para ka-
zanma dönemi bitti’ sözleri ise Türk
- İş tarafından öfke ve üzüntü ile
karşılanmıştır. Sayın Başbakan
bilmelidir ki yatarak para kaza-
nanlar işçiler değildir.”
Ankara Valiliği’nden yapõlan yazõlõ
açõklamada ise eyleme izin verilme-
yeceği belirtildi. Açõklamada, AKP
Genel Merkezi’nin önünün Valilik ta-
rafõndan belirlenip ilan edilen toplantõ
ve gösteri yürüyüşü yapõlacak yer-
lerden olmadõğõ ifade edildi. Eyleme
teşebbüs edenler hakkõnda yasal işlem
başlatõlacağõ kaydedildi.
ArcelorMittal 10 bin kişiyi işten çõkaracak
Boyner, Beymen
markasından
8 milyon TL bekliyor
Ekonomi Servisi - Boyner Büyük Mağzacõlõk AŞ,
Beymen Mağazacõlõk AŞ adõna tescilli olan “Bey-
men Club”, “Beymen Business”, “B Beymen” ve
“Beymen Studio” markalarõnõ ve bu markalara bağ-
lõ alt markalarõ satõn alarak yõllõk 8 milyon TL ila-
ve operasyonel kâr getirisi hedefliyor.
Boyner Büyük Mağzacõlõk AŞ’nin Kamu Ay-
dõnlatma Platformu’na yaptõğõ açõklamada “Satış
ve Devir” koşullarõnõn belirlenmesi ve bu koşul-
larõn yazõlõ bir sözleşmeye bağlanmasõ hususlarõnda
Boyner Büyük Mağzacõlõk AŞ yönetimine yetki ve
görev verileceğini belirtti. Grubun bu suretle bir özel
marka stratejisini hayata geçirerek lisans anlaş-
malarõyla bünyesine katacağõ markalarla yõllõk
ortalama 8 milyon TL boyutunda ilave operasyo-
nel kâr getirisinin hedeflendiği kaydedildi.
Ekonomi Servisi - Dünyanõn en büyük
çelik üreticilerinden ArcelorMittal’õn, 2010
yõlõnda verimliliğin arttõrõlmasõ ve genel
giderlerin 500 milyon dolar kadar aşağõ
çekilmesi amacõyla gelecek yõl dünya
genelinde 10 bin kişiyi işten çõkarabileceği
bildirildi. Fransa’da yayõmlanan ekonomi
gazetesi Les Echos’un haberine göre, halen
285 bin kişi istihdam eden şirketin
kaybettiği pazar payõnõ geri kazanmayõ ve
genel giderlerin gelirlere oranõnõ yüzde
3.5’in altõna indirmeyi amaçladõğõ belirtildi.
ArcelorMittal’dan bir sözcü, 2010 yõlõnda
personel sayõsõnda azalma olacağõnõ
belirterek haberi kõsmen doğruladõ, ancak
sayõ konusunda bilgi vermedi. Sözcü, 9-10
Aralõk’ta Avrupa’da yapõlan toplantõda,
gelecek yõl grubun personel sayõsõnõ azaltma
ihtimalinin tartõşõldõğõnõ bildirdi. Çelik
üretimi dünyadaki resesyondan önemli
oranda etkilenmiş, inşaat ve otomotiv gibi
kilit sektörlerde talep daralmasõ yaşanmõştõ.
TEKEL işçileri, işyerlerinin ka-
patılma kararıyla ilgili 2 yıla
yakın süredir Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,
Maliye Bakanlığı, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ile Devlet Personel Dairesi
Başkanlığı’na defalarca sendikaları aracılığıyla
yazılı başvuruda bulanarak çözüm alternatifleri
önerdi. Ancak, ilgililer, “Çözüm üretme yönünde
çalışmalar yapacaklarını” ifade
etmelerine karşın sözlerini tutma-
dılar. Çalışanlar, özlük haklarıy-
la başka kamu kuruluşlarına
nakledilmeyi talep ediyor. Türk -
İş Genel Sekreteri ve Tek Gıda - İş Sendikası Ge-
nel Başkanı Türkel, AKP Genel Merkezi önünde
buluşacak işçilerin eylemden sonuç alınıncaya
kadar alanı terk etmeyeceklerini söyledi.
TALEPLERE
KULAK TIKADILAR
Bankalarõ kara para kurtardõ
İşçiden hükümete son uyarı
Haber Merkezi - Denizli’de eko-
nomik kriz nedeniyle batan firma-
lardan tekstil devi Denteks, arazisi,
fabrika binasõ ve içindeki mallarla
birlikte Honaz İcra Müdürlüğü ta-
rafõndan 10 milyon 12 bin 750 lira-
ya satõşa çõkarõldõ. Satõş işlemi 11
Ocak 2010’da yapõlacak. 1978 yõ-
lõnda işletmeyi kuran Ali İhsan Ka-
sapoğlu, 1999’da en zenginler lis-
tesinde 91’inci sõrada yer almõştõ.