24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 KASIM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Paris Grand Palais’deki ‘Bizans’tan İstanbul’a: İki Kõtanõn Limanõ’ sergisinin küratörü Nazan Ölçer ‘Batõ’nõngözdenkaçõrdõğõİstanbul’ CMYB C M Y B ‘Sıçramalar ve Ötesi’ Kültür Servisi - Ressam Seydi Murat Koç’un “Sõçramalar ve Ötesi” adlõ sergisi 10 Kasõm’a dek Galeri G-art’ta görülebilir. Sanatçõ bu sergisinde “sõçrama” kavramõna göndermede bulunuyor. Çalõşmalarõnõ Moda’daki özel atölyesinde sürdüren Seydi Murat Koç, aynõ zamanda İstanbul Doğuş Üniversitesi Grafik Tasarõmõ Önlisans Programõ Başkanõ olarak görev yapõyor. Her sergide olduğu gibi galeri G-art’õn bu sergisinde de gelirin tamamõ Anne Çocuk Eğitim Vakfõ’na bağõşlanacak. (0 212 296 08 76) Yeniden Feridun Karakaya Sahnesi Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolarõ’nõn Anadoluhisarõ’nda bulunan Beykoz Belediyesi Feridun Karakaya Tiyatrosu’nun, Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi adõnõ almasõ tiyatro dünyasõndan tepki toplamõştõ. Karakaya ailesinin yoğun uğraşlarõ sonucu sahnenin adõ yeniden “Feridun Karakaya Sahnesi” oldu, ancak “Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi” adõnda bir değişiklik yapõlmayarak sadece içindeki sahnenin adõ değiştirildi. 86 parça friz Afrodisyas’ta Kültür Servisi - Antik Afrodisyas sakinlerini betimleyen ve “Portico Tiberius” adõyla anõlan 86 parça friz, Geyre Vakfõ’nõn girişimleri ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ile yapõlan bir protokol ile İzmir Arkeoloji Müzesi’nden Afrodisyas’a taşõndõ. Afrodisyas’ta kaidelere yerleştirilerek sergilenecek frizler, ziyaretçilerine iki bin yõl öncesinin öykülerini kendi topraklarõnda anlatmaya devam edecek. NAZLI GÜRLEK ‘Bizans’tan İstanbul’a: İki Kı- tanın Limanı’ sergisi, Paris’in saygõn sergi mekânõ Grand Pala- is’de, Fransa’da Türkiye Mevsimi etkinlikleri kapsamõnda açõldõ. Ser- gi, İstanbul’un kuruluşundan bu yana kronolojik olarak başkent ol- duğu dönemlerin izini sürüyor ve bu doğrultuda koleksiyonlardan ödünç alõnan dikilitaş, el yazmalarõ, gra- vürler, şõk elbiseler, günlük mutfak gereçleri, kitaplar ve ikonlardan oluşan 500’den fazla eseri bir ara- ya getiriyor. Serginin küratörü ve Mevsim’in sergiler direktörü Nazan Ölçer, yurtdõşõnda sayõlarõ son yõl- larda oldukça artan Osmanlõ tarihi konulu sergileri tekrara düşmeden, bilinmeyen yönleriyle farklõ bir İs- tanbul portresi çizmeyi amaçla- dõklarõnõ söylüyor. Ölçer’le, sergi- nin anlattõklarõ, hazõrlõk süreci, yan- sõmalarõ ve Türkiye kültür/sanat ortamõ üzerine konuştuk… - Sergi nasıl bir seyir izliyor? İstanbul, bugün Türkiye dediği- miz ne varsa onun tüm sorunlarõ- nõ, güzelliğini, sõkõntõsõnõ içinde ba- rõndõran bir alan. Bizans, Roma ve Osmanlõ tarihi süreçlerinin çevre- sinde oluşan İstanbul’u farklõ bir şe- kilde sunmayõ denedik. Masal ken- ti mi; ütopya mõ; õrklarõn, dinlerin, dillerin buluştuğu bir yer mi; tarihte de bu hep böyle miydi, inişleri çõ- kõşlarõ nelerdi, ahalisi kimdi, gibi sorularõ sorduk. Sergi, kentin, kü- çücük bir yerleşmeden yola çõkõp rastlantõlarõn da getirdiği şansla bir bölge başkentine, sonrasõnda bü- yük bir imparatorluk başkentine, en sonunda da, tarihin çalkantõlarõyla bugünkü Türk İstanbul’a varmasõ- nõ anlatõyor. - Süreç, günümüzün İstan- bul’unu da içeriyor mu? Sergi, 20. yüzyõlda Cumhuri- yet’in ilk ve orta yõllarõyla bitiyor. Bu dönemdeki değişimi insanlara yoğunlaşarak; geri planda şehir gö- rüntülerinin de olduğu fotoğraf ve filmlerle gösterdik. Son bölümde ise kenti sembolik bir şekilde iki kõtanõn limanõ diye sunduk. Liman sadece gemiler için değildir; in- sanlar için de sõğõnõlan bir yerdir. Kazõdan çõkan 5000 anfora par- çacõğõyla, Yenikapõ’da bulunmuş olan antik limanõ sunduk. Ve Kut- luğ Ataman’õn İstanbul’un iki yakasõnõ ayõran suyu konu alan çağdaş sanat filmiyle bitiyor. - Hazırlık sürecinde yaşadığı- nız zorluklar nelerdi? Serginin en büyük zorluğu se- naryosunu kurgulamaktõr. Uzman bilim komitemizde yer alan kişi- ler akademik dünyadan geliyordu ve bir müzede sergi oluşturmaya yabancõlardõ. Onlarõn çok önem- sediği parçalarõn sergide yer almasõ son derece zordu çünkü bir eser çok önemlidir ama sergilendiği za- man sõradan seyirciye bir şey ifa- de etmeyebilir. Bir de tarih sergi- lerinde seçeneklerinizin karşõ ta- rafõn istekleriyle örtüşmesi ya da sizin kafanõzdaki projeyi karşõ ta- rafa kabul ettirmeniz gerekir. - Grand Palais’nin proje üze- rinde ne gibi etkileri oldu? Grand Palais, Paris’in en prestijli sergi mekânõ. Orada farklõ bir şey yapmamõz, tekrara girmememiz gerekirdi. Ancak, Grand Pala- is’nin biraz da muhafazakâr pren- sipleri var; orijinal eserin yanõna fotoğraf, ses ve müzik konulmu- yor. Martõ çõğlõklarõ, denizin sesi, sokaklarõn veya hep bir ağõzdan konuşan insanlarõn gürültüsü gibi İstanbul öğelerini düşüncemizde ayõklamak zorunda kaldõk. - Bu ‘farklı’ İstanbul tarihini anlatmanın, günümüz şartla- rında nasıl bir önemi olduğuna inanıyorsunuz? Fransızın ka- fasındaki Türkiye fikri bir öl- çüde değişir mi? Bu Batõ’nõn gözden kaçõrdõğõ bir İstanbul; abartarak ya da batõ- rarak gördüğü bir İstanbul değil. Burada paylaşõlan bir Avrupa ortak tarihi, ortak zevk anlayõşlarõ var; bu benzeşmeler anlaşõlacaktõr. Bir ser- gi mucize yaratmaz, belli bir kesi- min zaten bildiği şeyleri doğrular, ortadaki kesim için de belli bir şe- yi öğrenme gayreti getirir; İstan- bul’u öğrenmek isteyen pek çok in- san çõkacaktõr. Küçük bir pencere- dir açtõğõmõz, günümüze çok gön- derme yapõlabilir. İzleyiciyi biraz düşünmeye, işin bir de başka tara- fõnõ görmeye itiyor sergi. - Biraz da içeriye, Türkiye’nin bugünkü kültür-sanat ortamına bakarsak; geleneksel miras ve güncel sanat arasında yerleş- miş, destek sağlayan, sağlam ve ileriye dönük bir altyapının var- lığından söz edebilir miyiz? Bunu söylemek zor. Köklü sanat ve kültür mirasõmõz insanlara bir- takõm beğeni önyargõlarõ veriyor. Farklõ bir şeyin de güzel olduğu- nu, sanatçõya ve belli bir kültür geçmişi olan insana anlatmak ko- laydõr, ama bunun kabul görmesi için daha geniş kesimlere ihtiay- cõnõz var. Devletin destek olacak makamlarõ da bu genel önyargõya sahip tabakalardan geliyorlar. On- larõn normlarõnõ değiştirecek, her türlü şeyi algõlamaya yatkõn hale getirecek bir ortam olmasõ gerekir. Türkiye’deki sanatçõlarõn çoğu ki- şisel ilişkileriyle oluşturduklarõ destek ve sayõsõ hâlâ çok az olan galeriler sayesinde sunuluyorlar. Fransa’nõn en saygõn edebiyat ödülüne değer görülen NDiaye, “Ben konuya ‘Siyah kadõn’ ve ‘Goncourt’ diye bakmõyorum” dedi. Renaudot Ödülü ise “Bir Fransõz Romanõ” adlõ yapõtõyla Frederic Beigbeder’in oldu. Kültür Servisi - Fransa’nõn en saygõn ede- biyat ödülü Goncourt’a, “Trois Femmes Puissantes” (“Üç Güçlü Kadın”) adlõ ro- manõyla Senegal asõllõ Fransõz yazar Marie NDiaye değer görüldü. 42 yaşõndaki yazarõn, yalnõzca Goncourt Ödülü’nü on yõldõr kaza- nan ilk kadõn yazar değil, aynõ zamanda ödülün 106 yõllõk tarihindeki ilk Siyah kadõn yazar olduğu belir- tildi. NDiaye ise, AFP’ye verdiği demeçte, “Ben konuya ‘Siyah kadõn’ ve ‘Goncourt’ diye bakmı- yorum, bence hiçbir şe- ye böyle bir açıdan ba- kılamaz” dedi. Goncourt Ödülü, her yõl olduğu gibi bu kez de seçici kurul tarafõndan Paris’teki Drouant lo- kantasõnda açõklandõ. Ödülü daha önce kaza- nanlar arasõnda Marcel Proust, Simone de Beauvoir ve Marguerite Duras gibi yazar- lar bulunuyor. Öte yandan, 1926’dan bu yana Goncourt Ödülü’yle aynõ yerde ve aynõ zamanda açõk- lanan Renaudot Ödülü’nü “Un Roman Fran- çais” (“Bir Fransız Romanı”) adlõ romanõyla Fransõz yazar Frederic Beigbeder kazandõ. Goncourt’a değer görülen NDiaye, Galli- mard yayõnevinden çõkan “Üç Güçlü Kadın” adlõ romanõnda, Norah, Fanta ve Khadi adlõ üç kadõn karakterin “yaşamın aşağılamala- rı karşısında onurlarını korumak için verdikle- ri mücadeleyi” anlatõ- yor. Norah, Batõ Afrika kökenli bir Fransõz avu- kat; Fanta, Fransa’da ya- şayan Senegalli bir kadõn; Khadi ise Avrupa’ya ya- sadõşõ yoldan göç etmeye çalõşan Senegalli genç bir kadõn. NDiaye, roman- daki üç kadõnõn da zorlu koşullarla karşõ karşõya olduklarõnõ, ama üçünün de sarsõlmaz bir yüreğe sahip olduğunu belirtti. 2009 Goncourt Ödü- lü’nün sahibi Marie NDiaye, 1967’de Paris’in güneyindeki Pithiviers’de, Fransõz bir anne ile Senegalli bir babanõn çocuğu olarak dünya- ya geldi. On iki roman, kõsa öykü kitabõ ve oyun yazmõş olan NDiaye, 2001’de de Femina Ödülü’nü almõştõ. Goncourt ilk kez Siyah bir kadın yazarın İstanbul’un siluetinde bir õşõkİstanbul’un siluetinde bir õşõkİstanbul’un siluetinde bir õşõkİstanbul’un siluetinde bir õşõk YILDIZ ÇELİK Bir zamanlarõn İstanbul’unun kültür zenginliklerinden Park Otel ve 18. yüz- yõl yapõsõ Fransõz Kültür Merkezi, Fran- sõz sanatçõ Bertrand Ivanoff’un ‘Eğik Ufuk Çizgisi’, õşõk enstalasyonu çalõş- masõyla bir süredir õşõl õşõl. Ivanoff, Fran- sõz Kültür Merkezi’nin duvarlarõ üzerin- de gerçekleştirdiği ‘Rouge - Kırmızı’ õşõk enstalasyonunda İznik çinilerinde yer alan çiçek motiflerinden yola çõkarak 18. yüzyõla ait olan binayõ, ülkenin tari- hine gönderme yapan motiflerle mega- kentlerin çokkültürlülüğüne doğru bir yolculuğa davet ediyor. Ivanoff 1976’da kapatõldõktan sonra bir çimento yõğõnõna dönüşen Park Otel’i neden seçtiğini sor- duğumuzda: “Bu dev yıkık ve itici bina iskeleti beni şaşırttığı kadar büyüledi de. Tüm binayı kaplayan yaklaşık 140 metre uzunluğundaki ‘ufuk çizgisi’yle, daha önce ağır ve karanlık bir yığın gi- bi görünen İstanbul’un siluetine yeni bir bakış getirmek istedim. Akşam olup ‘ufuk çizgisi’ aydınlatıldığında, bu beton yapı geleceğin işaretini taşıyan di- namik bir unsura dönüşerek binanın edilgen terk edilmiş duygusunu tersi- ne çevirdim” diyor. ‘Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Limanı’ sergisi, Paris’te. FUARDA BUGÜN MARMARA SALONU Panel: “Çevirmenlerin Kendi Sektörlerindeki (Yayõncõlõk, Sinema-Televizyon ve Tiyatro) Durumlarõ” Saat:14.45-15.45 Konuşmacılar: Bülent Doğan, Sertaç Canbolat, Yõlmaz Onay Düzenleyen: ÇEVBİR (Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği) Söyleşi: “Tille’nin Gelini” Konuşmacılar: Rifat Mertoğlu, Osman Şahin, Hayri K. Yetik Saat:17.15-18.15 Düzenleyen: İlya Yayõnevi KARADENİZ SALONU Söyleşi: “Edebiyat Ödülleri” Saat: 15.00 - 16.00 Konuşmacılar: Tahsin Yücel, Turhan Günay, Yazgülü Aldoğan, Ali Berktay Düzenleyen: Notre Dame de Sion’lular Derneği BÜYÜKADA SALONU Şiir Dinletisi Saat: 14.45 - 15.45 Katılımcılar: Ali Rõza Kars, İlyas Tunç, Bedran Cebiroğlu, Tekin Gönenç, Nuri Taner, Gökhan Cengizhan, Ali Karagöz, Özkan Mert, Arzu Karadağ, Halil İbrahim Özcan, Kadir Aydemir, Hakan Sürsal, Güney Özkõlõnç, Necmettin Salaz Düzenleyen: Edebiyatçõlar Derneği Söyleşi: “Edebiyatõn Kõrk Ayaklõ Karõncasõ (Asõm Bezirci)” Saat:17.15 - 18.30 Konuşmacılar: Adnan Özyalçõner, Refika Bezirci, Gülsüm Cengiz, Ataol Behramoğlu Düzenleyen: Evrensel Basõm Yayõn- TYS HEYBELİADA SALONU Panel: “Edebiyatõmõzda Örgütlenme Sorunlarõ ve Çözüm Yollarõ” Saat:14.45 - 15.45 Sunum: Mualla Yasdõman Konuşmacılar: İlyas Orak, İbrahim Özcan, Gökhan Cengizhan Düzenleyen: Edebiyat Koop. Söyleşi: “Benim Babam Bir Kahramandõ” Saat: 16.00 - 17.00 Konuşmacılar: Canan Kaftancõoğlu, Öztürk Tatar, Nilgün Türkler, Meryem Göktepe Türkmen Düzenleyen: Yalõn Ses Yayõnlarõ Serginin küratörü Nazan Ölçer, yurtdõşõnda sayõlarõ son yõllarda artan Osmanlõ tarihi konulu sergilerin farklõ bir İstanbul portresi çizmeyi amaçladõklarõnõ söylüyor. 2009 GONCOURT ÖDÜLÜ’NÜ ‘ÜÇ GÜÇLÜ KADIN’ ROMANIYLA MARIE NDIAYE KAZANDI İstanbul’un siluetinde bir õşõk YUSUF ZİYA BAHADINLI “ALEVİLİK ve İSLAM FANATİZMİ” ile Fuar’da İnsancıl, Salon: 3, No: 201 Tel: 0 533 743 41 49 31 EKİM 2009 - 08 KASIM 2009 TARİHLERİ ARASINDA TÜYAP KİTAP FUARI 4. SALON 231 NUMARALI BÖLÜMDE BULUŞUYORUZ. 1 KASIM 2009 PAZAR 12.00 - 16.00 GAZETEMİZ YAZARI FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 3 KASIM 2009 SALI 12.00 - 16.00 GAZETEMİZ YAZARI DENİZ BANOĞLU 5 KASIM 2009 PERŞEMBE 12.00 -16.00 SABRİ ÖZER 4. SALON 231 NUMARALI BÖLÜMDE SİZLERLE BERABER OLACAK VE KİTAPLARINI İMZALAYACAKLARDIR. CUMHURİYET OKURLARINI, YAZARLARINI VE OLUŞUMLARI BEKLERİZ İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org Öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Kayra Küpçü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear