26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Dinlenmek mi Zor Yoksa Dinlenmemek mi?.. Bir gün bu noktaya kadar geleceğimizi, İslamofaşizme yönelik rejimin büyük kulağının herkesi dinleyerek sindirme yönteminin egemen olduğu ortamda, izlenmek ile dinlenmekten daha beterinin, hiç izlenmemek, dinlenmemek olacağını doğrusu hiç düşünememiştim. Geçenlerde bir arkadaş toplantısındaydık, dostlardan biri biraz da takılmak için: - Aman sözlerimize dikkat edelim, Ali’yi dinliyorlardır, bu arada biz de dinlenir ve gümbürtüye gideriz, ayağımızı denk alalım ha!.. dedi. - Yok canım! Diye yanıtladım, beni kim niye dinlesin ki?.. Karım hışımla atıldı: - Neden dinlenmeyecekmişsin! Sen adam değil misin?! Al başına belayı, dinlensen bir türlü, dinlenmesen bir türlü... Daha önce de ikide bir takılıyorlardı: - Ne o seni Ernegekon’dan hâlâ almadılar mı içeri? Ya da zamanını soruyorlardı: - Eeee Silivri’ye yolculuk ne zaman?.. Müthiş bir ikilem içinde kalıyordum. Ergenekon’dan içeri alınmadığım için sevineyim mi, yoksa bunca olaydan sonra, adam yerine konmayıp, içeri alınmadığım için üzüleyim mi bilemiyordum. Bir ara, evde karıma “Canım beni de alırlardı, ama yaş haddinden sıyırdık” diyerek mazeret beyan edecek oldum, yutmadı. - Şener Eruygur’lar, Hurşit Tolon’lar ne oluyor, onlar da yirmilik delikanlılar mı? demez mi? Evet dostlar, görün işte Türkiye ne hale geldi!.. Yargıçlar, savcılar, Yargıtay dinleniyor, Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebi üzerine mahkeme kararıyla dinleniyor. Dinlemenin yasal olup olmadığını tartışmanın anlamı yok. Çünkü, yargının böylesine dinlenmesi yargıyı sindirme yöntemidir ve ülkeyi faşizme götürür demeyeceğim, çünkü zaten götürmüştür. Eğer bu dinleme yasal ise yasalarınız bozuktur, düzeltilmesi gerekmektedir. Türkiye’deki büyük kulak uygulamasının izah edilir bir yanı yoktur, bu dinlemenin yasal kılıfı olmasa da olay antidemokratik, yasal kılıfı olsa da... Türkiye’nin 2002’den beri önceleri dikkatli “ılımlı” adımlarla bir sivil darbe ile İslamofaşist bir yönetime doğru götürüldüğünü, bıkmadan usanmadan yazıyoruz. Türkiye’de sivil darbe tehdidinin tehlike olmayı aşıp, kuvveden fiile intikal etmiş olduğunu, gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Son dinleme skandalı bunun bir kanıtı olarak ortada durmaktadır. Bu tür bir pratiğe hiçbir demokraside rastlanmaz, olsa olsa faşist rejimlerde görülür bunlar. Parlamento başkanının başbakan tarafından azarlandığı bir parlamenter sistem olamaz. Yargısı gizli dinlemeyle sindirilen bir demokrasi olamaz. İktidarın işine gelmeyen kararlar veren yargıcın, yürütmenin emriyle kovuşturulduğu bir demokrasi görülmüş değildir. Türkiye’de askeri darbe tehdidi öne sürülerek, sivil darbe açık açık yürütülmektedir. Yasama, AKP’nin liderinin hegemonyasındadır, o kadar ki, o gerektiğinde Meclis Başkanı’nı paylayabilmektedir. Sivil darbeciler, devletin bütün doruklarını ele geçirdikten sonra, YÖK aracılığıyla, üniversiteleri, yandaş sermaye ve vergi cezaları aracılığıyla medyayı cendereye almakta, yandaşlaştırmakta, darbe komplolarıyla TSK’yi etkisizleştirmekte, Yargıtay Başkanı’nın deyimiyle, yargıyı hedef tahtası haline getirip savunma haline sokmuş bulunmaktadır. Bütün bunlar faşizme giden yolun artık sonuna yaklaşılmakta olduğunun göstergeleridir. Aklı başında olan herkes, dinleme skandalının AKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından da tescil edilmiş sivil darbesinin bir parçası olduğunu görmek durumundadır. AKP laik demokratik hukuk devletini, baskıcı faşist bir dinci rejime çevirme darbesi yolunda herkesi sindirmeye çalışıyor. Bunun hesabını er veya geç vereceklerdir. asirmen@cumhuriyet.com.tr Zahid Akman’õn yargõ süreci, üst kurulu üyeler hakkõnda açõlan davalara karşõ önlem almaya yöneltti RTÜK üyeleri zõrh istiyorFIRAT KOZOK ANKARA - RTÜK Başkan Da- vut Dursun ile eski başkan Zahid Akman’õn da aralarõnda bulunduğu 3’ü eski 9 üyenin “yoğun kasıt al- tında ve birden fazla görevi kö- tüye kullanmak” suçundan hapis- le cezalandõrõlmasõ istemiyle açõlan dava ve devam eden yargõ süreci RTÜK’ü yeni önlemler almaya yö- neltti. Bundan böyle üyeler hak- kõnda görevleri sõrasõnda ya da ay- rõldõktan sonra açõlan davalar, kurum aleyhine açõlmõş sayõlacak. Cumhuriyet, RTÜK’ün bir süre önce Başbakanlõk’a gönderdiği “Radyo ve Televizyonların Ku- ruluş ve Yayın Hizmetleri Hak- kında Yasa Tasarısı Taslağı”na ulaştõ. Taslak, bir kurul personeli- nin açtõğõ davada yargõlanan Zahid Akman ve bazõ üyelerin durumunun, kurulu yeni formüller üretmeye it- tiğini ortaya koyuyor. Taslağõn 25. maddesine göre üst kurul üyeleri, kurul kararlarõndan ve toplantõlarda ifade ettikleri görüşlerinden ötürü sorumlu tutulamayacaklar. Davalardan başları ağrımayacak! Üyelerin görevleriyle bağlantõlõ olarak işledikleri ileri sürülen suç- lara ilişkin soruşturmalar, TBMM Başkanlõğõ tarafõndan belirlenecek esas ve usullere göre yapõlacak ve bunlar hakkõnda soruşturma izni yi- ne TBMM tarafõndan verilecek. Tas- lakta ayrõca üst kurul üyelerinin ce- zai ve hukuki sorumluluklarõna iliş- kin olarak 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayõlõ Bankacõlõk Yasasõ’nõn 104. maddesinin son bendinin uygulan- masõ öngörülüyor. Taslakta değini- len Bankacõlõk Yasasõ’nõn ilgili ben- dinde, şu hükme yer veriliyor: “Kurul başkan ve üyeleri ile ku- rum personeli aleyhine, kurulun veya kurumun bu kanunda yazı- lı görevlere ilişkin karar, eylem ve işlemleri sebebiyle, gerek görevle- rinin ifası sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış ve- ya açılacak her türlü tazminat ve alacak davası, kurum aleyhine açılmış sayılır. Bu davalarda hu- sumet kuruma yöneltilir.” Söz konusu bendin RTÜK üyele- rine de uygulanmasõ durumunda üye- ler, haklarõnda açõlacak davalarda yargõ süreciyle ilgilenmeyecek. Bü- tün süreç RTÜK’ün üzerine yõkõlacak. RTÜK Uzman Denetçiliği gö- revinde bulunan Cengiz Özdiker, görevden alõnmasõnõn ardõndan aç- tõğõ iade davasõnõ kazanmasõna karşõn, yargõ kararlarõnõn uygulan- madõğõ gerekçesiyle aralarõnda 9 üyenin de bulunduğu 14 kişi hak- kõnda suç duyurusunda bulunmuştu. 1 yıl ile 5 yıl arasında hapis isteniyor Bunun üzerine aralarõnda RTÜK Başkanõ Davut Dursun ile eski Baş- kanõ Zahid Akman’õn da bulunduğu 14 sanõk hakkõnda “İdari yargı ka- rarlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullandıkları” savõyla dava açõlmõştõ. Davanõn önceki gün- kü duruşmasõnda, 3’ü eski 9 RTÜK üyesinin “yoğun kasıt altında ve bir- den fazla görevi kötüye kullan- mak” suçundan 1 yõl 3’er aydan 5 yõl 3’er aya kadar hapis cezasõyla ceza- landõrõlmalarõ istenmişti. Zahid Akman başta olmak üzere RTÜK üyeleri hakkõnda açõlan davalar nedeniyle zor durumda kalan üst kurul üyeleri dokunulmazlõk zõrhõ peşinde. RTÜK’ün bir süre önce Başbakanlõk’a gönderdiği yasa tasarõsõ taslağõnda, kurul üyeleri hakkõnda açõlacak davalarõn kurum aleyhine açõlmasõ ve tazminattan kurumun sorumlu olmasõ öngörülüyor. Söz konusu düzenleme yasalaşõrsa üyeler, haklarõnda açõlacak davalarda yargõ süreciyle ilgilenmeyecek. Öymen: Üzdüysek özür dileriz CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, konuya ilişkin olarak yaptõğõ yazõlõ açõklamada sözlerinin çarpõtõldõğõnõ belirterek özür diledi. Öymen, “İnsanlarımız eğer bizim hiç kastetmediğimiz nedenlerle üzüldülerse, incindilerse, bu çarpıtmalar sonucunda geçmiş olayları hatırlayarak üzüntü duydularsa bundan en çok biz üzülürüz. Böyle bir üzüntüye biz sebep olmamamıza rağmen, onların bu üzüntüleri bizim sözlerimizi çarpıtan insanların bu davranışlarına bizim sözlerimizi kaynak yapmalarından kaynaklanıyorsa, gerçekten özür dileriz onlardan. Aleviler Atatürk’e en çok sahip çıkan, düşüncelerini her zaman savunmuş insanlar. Bizim bunları incitmek gibi bir düşüncemiz olabilir mi? Bunlara karşı bir düşüncemiz olabilir mi?” dedi. Ankara Tuncelililer Derneği üyesi bir grup dün CHP Genel Merkezi’ne siyah çelenk bıraktı. (Fotoğraf:AA) Onur Öymen’e tepki yağdõ Haber Merkezi - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öy- men’in TBMM’de demokratik açõ- lõm görüşülürken söylediği, “Kur- tuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait İs- yanı’nda, Dersim İsyanı’nda, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘Analar ağlamasõn müca- deleyi durduralõm’ demedi” diye- rek terörle mücadeleye Dersim is- yanõnõn bastõrõlmasõnõ örnek gös- termesi tepkilere yol açtõ. İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Tunceli Temsilcisi Barış Yıldırım, Öy- men hakkõnda suç duyurusunda bulunurken, Alevi Bektaşi Fede- rasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali Balkız, Öymen’i Alevilerden özür dilemeye davet etti. Ankara’da bir grup, CHP Genel Merkezi önüne si- yah çelenk bõraktõ. İHD Tunceli Temsilcisi Yõldõrõm, Öymen’in o dönem yaşayan Der- simlileri terörist olarak değerlen- dirdiğini belirterek, “Öymen, ba- kanlık yapan İhsan Sabri Çağla- yangil ve yine o dönem generallik yapan çeşitli kişilerin anılarında belirttiği, suç teşkil eden kimi ey- lemler ve insan hak ve özgürlük- lerine aykırı uygulamaları överek, TCY’nin 215. maddesinde dü- zenlenen ‘Suç ve Suçluyu Övme’ fii- lini ihlal etmiştir” dedi. ADF Genel Başkanõ Ali Balkõz da Öymen’in açõklamalarõna sert tep- ki gösterdi. Balkõz, “CHP demok- rasinin mi, yoksa katliamların mı yanındadır? Bilmek istiyo- ruz” dedi. CHP’nin, Alevilerin katledildiği bir katliamõ örnek gös- termesinin kabul edilemez olduğu- nu belirten Balkõz, “Onur Öymen sözlerini geri almalı ve Alevi top- lumundan derhal özür dilemeli- dir” diye konuştu. Ankara Tunce- lililer Derneği üyesi bir grup da Öy- men’i protesto etmek amacõyla dün CHP Genel Merkezi’ne siyah çelenk bõraktõ. “Dersim Onurdur, Onu- runa Sahip Çık”, “Yaşasın Barış, Yaşasın Kardeşlik”, sloganlarõ atan grup adõna açõklama yapan dernek başkanõ Bülent Akdağ, Öy- men’in, “Türkiye’de ayrımcılığı körüklediğini” söyledi. Akdağ, CHP’deki Tuncelilileri de istifa et- meye davet etti. Tekin’den karanfil İstanbul’da da Tunceli Dernekleri Federasyonu üyesi bir grup, CHP İstanbul İl Başkanlõğõ önünde Öy- men’i protesto etti. CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin, dõşarõ çõ- karak Öymen’in konuşmasõnõn yan- lõş anlaşõldõğõnõ söyledi. Tekin, grupta bulunanlara karanfil verdi. Tunceli Kültür ve Dayanõşma Vakfõ Yönetim Kurulu’nca yapõ- lan yazõlõ açõklamada ise “ Genel Başkan veya Merkez Yönetim Kurulu bir açıklama ile durumu düzeltip, Tunceli halkından özür dilemelidir” denildi. Sınırsız Kürtçe yayın izni ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Radyo ve televizyonlarõn farklõ dil ve lehçedeki yayõnlarõn- da süre sõnõrlamasõnõ kaldõran yö- netmelik Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda yayõmlandõ. Yönetmelik ile özel televizyonlar sõnõrsõz Kürtçe yayõn yapabilecek. Türk Vatandaşlarõnõn Günlük Yaşamlarõnda Geleneksel Olarak Kullandõklarõ Farklõ Dil ve Lehçe- lerde Yapõlacak Radyo ve Tel- evizyon Yayõnlarõ Hakkõnda Yö- netmelik ile TRT dõşõndaki radyo ve televizyon kuruluşlarõnõn farklõ dil ve lehçelerdeki yayõnlarõna ilişkin usul ve esaslar yeniden dü- zenlendi. Bu konuda 25 Ocak 2004 tarihinde yayõmlanan ve ya- yõnlara bazõ sõnõrlayõcõ düzenle- meler getiren yönetmelik ise yü- rürlükten kaldõrõldõ. Sürekliliği olmayanlara izin şartı yok Farklõ dil ve lehçelerde yayõn yapmak isteyen radyo ve televiz- yon kuruluşlarõ, yayõn yapmak is- tedikleri dil ya da lehçeleri, prog- ram türlerini, programlarõn günlük yayõn akõşõ içindeki yerleşimini ve aylõk yayõn planlarõnõ belirleyen yönetim kurulu kararõyla RTÜK’e başvuracak. RTÜK, başvurularõ yayõn alanõ, teknik imkânlar ve ta- lep edilen dil ve lehçede yayõn ya- pan diğer kuruluşlarõ da göz önün- de bulundurarak değerlendirecek ve uygun görmesi durumunda ya- yõn izni verecek. RTÜK’ün izni olmadan farklõ dil ve lehçede ya- yõn yapõlamayacak. Ancak, izni olmayan kuruluşlarõn günlük, ay- lõk ve yõllõk yayõn planlarõ göz önüne alõndõğõnda süreklilik arz etmeyen münferit müzik eserleri ve sinema filmlerini yayõmlamasõ izne tabi olmayacak. TÜSİAD Başkanõ Yalçõndağ, telefon dinlemelerinin bireysel hak ve özgürlükleri tehdit ettiğine dikkat çekti Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği (TÜSİAD) Yö- netim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan Yalçındağ, hiç kimsenin, hiçbir kesi- min demokrasiye müdahale etmesine müsaade edilmemesi gerektiğini belir- terek, “Ülkemizde artık liberal de- mokrasinin tam anlamıyla oturması için hepimiz üzerimize düşeni yap- malıyız ve Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğuna inancımızı da kay- betmemeliyiz” dedi. Yalçõndağ, TÜSİAD-Sabancõ Üniver- sitesi Rekabet Forumu (REF) ve Sektö- rel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafõndan düzenlenen 5. Rekabet Kon- gresi’nde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Zor bir dönemden geçildiğini belirten Yalçõndağ, Amin Maalouf’un Çivisi Çõkmõş Dünya kita- bõna atõfta bulunarak, şöyle konuştu: “Diyor ki dünya 21. yüzyıla pusulası- nı kaybetmiş şekilde giriyor. Bugün yaşananlar, öncelikle telefon dinleme konusu... Başbakan’ın telefonu 6 yıl- dır dinleniyormuş. Öğreniyoruz ki, hâkimlerimiz, savcılarımızın telefon- ları dinleniyor. Artık sokaktaki insan da, telefonunun dinlendiğine inanı- yor. Bu, insanın mahremiyet duygu- sunu zedeliyor. Bunun, bireysel hak ve özgürlüklerle, demokrasiyle bağ- daşır bir tarafı yok. Müthiş bir tedir- ginlik yaratıyor. Öncelikle bu tedir- ginliği gidermemiz lazım diye düşü- nüyorum.” Yalçõndağ, adalet duygusu- na herkesin ihtiyaç duyduğuna dikkati çekerek, “Birey olarak, toplum ola- rak, devlet olarak, millet olarak, ada- lete güvenimiz sarsılırsa, adalet duy- gusuna güvenimiz sarsılırsa, neye sı- ğınacağız ve neye tutunacağız? Yapa- cak başka şey yok. Çıkış yolumuz, demokrasi ve hukukun üstünlüğü. İyi olacak inşallah, bu kaotik ortamı at- latacağız” diye konuştu. İHD, CEZAEVLERİNDE TEDAVİ ŞANSLARI OLMADIĞINA DİKKAT ÇEKTİ ‘39 hasta hükümlü serbest bõrakõlsõn’ İSTANBUL - GAZİANTEP - İstanbul ve Gaziantep İnsan Haklarõ Derneği Şubeleri, Tür- kiye’nin çeşitli cezaevlerinde ya- tan hasta hükümlülerin serbest bõ- rakõlmasõnõ istedi. Gaziantep İHD üyeleri, yurdun çeşitli kentlerin- den cezaevlerindeki hasta hü- kümlülere de mektup gönderdi. Gaziantep’te İHD Şube Baş- kanõ Gülten Aydın postane önünde yaptõğõ açõklamada halen değişik cezaevlerinde tutulan 39 mahkûmun ağõr hasta olduğuna dikkat çekerek, “Bu kişilerden 10’u kanser, 3’ü ağır felçli, 3’ü vernike korsakof’lu, diğer 13’ü değişik ağır hastalıklar taşımaktadır. Bu kişilerin te- davileri cezaevi koşullarında yeterince yapılamadığından, hastalıkları giderek ağırlaş- maktadır” dedi. Aydõn’õn açõk- lamasõnõn ardõndan İHD’liler cezaevlerindeki hasta hüküm- lülere dayanõşma mektuplarõ gönderdiler. İstanbul İHD’den yapõlan açõklamada da cezaev- lerinde ölümlerin yaşanmama- sõ için hükümetin gerekli adõm- larõ atmasõ istendi. İstanbul’da da kendilerini “tec- ride karşı sanatçılar” olarak tanõmlayan bir grup sanatçõ, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül tara- fõndan cezasõ kaldõrõlan Güler Zere’yi tedavi gördüğü Çapa Tõp Fakültesi’nde ziyaret etti. Aralarõnda yönetmen Sırrı Sü- reyya Önder, İlyas Salman ile Grup Yorum üyesi Cihan Keş- kek, Ruhan Mavruk’un da bu- lunduğu sanatçõlar Zere’nin, haf- ta sonunda izinli olarak hastane- den çõkacağõnõ belirttiler. HÜKÜMETİ PROTESTO EYLEMİ İmamlar 25 Kasım’da camiye gitmeyecek Yurt Haberler Servisi - Türk Diyanet Vakõf- Sen Genel Başkanõ Hazım Zeki Sergi, hüküme- tin toplusözleşme görüşmelerinde olumsuz tutu- munu protesto için kamu görevlilerinin bir gün- lük iş bõrakma eşlemi yapacağõ 25 Kasõm günü imamlarõn da camiye gitmeyeceğini söyledi. Mardin’de Türkiye Eğitim-Sen Şube Başkan- lõğõ’nda basõn toplantõsõ düzenleyen Sergi, sen- dikalarõn aldõğõ eylem kararlarõ sonrasõnda, üye- lerin yönetici baskõsõyla karşõlaştõğõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Sendikalar olarak ciddi sı- kıntılarımız var. Yöneticiler, kamu çalışanla- rının bazı sendikalara üye olmalarına karşı çıkıyor. Bu hukuk devleti anlayışıyla bağdaş- mıyor. 25 Kasım’da imamlarımız da diğer kamu çalışanları gibi görevlerine gitmeyecek” dedi. Ülkenin son günlerde geri- limli bir noktaya taşõndõğõnõ ileri süren Sergi, “Sorumluluk sahibi siyasilerin sağduyulu davranmaları gerekir. Telefon dinlenmesi konusunda bizim de rahatsızlıklarımız var. Telefonlarımızın dinlendiğinden şüpheleri- miz var” diye konuştu. RTÜK’ÜNYENİYÖNETMELİĞİ ‘Çıkış yolumuz hukukun üstünlüğü’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear