28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 14 KASIM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Adını Koyalım Telekulak depremi, adını korkmadan koyabilirsek, iktidar gücüyle sivil darbe operasyonlarında, yargıyı ele geçirmenin atağı, suçunun kanıtı, belgesidir. Adalet Bakanlığı’na bağlı dinleme sisteminin başındaki kişinin kameralar karşısında söyledikleri bile tek başına, demokratik bir düzen içinde işleyecek bir yargılamada kanıt olacak içeriktedir. Koca dosyaların içeriklerine değil, yasanın şekil koşuluna uyulup uyulmadığına bakılarak devlet adına yargının, yargıçların dinlenmesi eylemleri gerçekleştirilmiş. Yargıtay’ı dinlemek istemişler ancak telefon tekniği uygun düşmediği için başaramamışlar. Devletin resmi görevli bürokratı, bir adım ileri giderek, bir de eylemlerini savunma adına yorum yapıyor: “Başbakan’ı yıllarca dinlemişler, kimse üzerinde durmuyor. Yargıçların dinlenmesi üzerinden kıyamet kopuyor” diye eleştiri getiriyor. Başbakan’ı kimler, nasıl dinlemişler, hangi suçları işlemişler? Bunları saptamak, gerekiyorsa yargılanmalarını sağlamak üzere kanıtlarını ortaya koymak yine Erdoğan hükümetlerinin sorumluluğunda, ilgili kamu kurumlarının görevleri alanında değil mi? Erdoğan hükümetlerinin, iktidarın, kamu kurumlarını kullanarak, yasa ve hukuku ayaklar altına alarak yargıçları dinleme, yargıyı baskı altına alma, yargı bağımsızlığını katletme, yargıyı ele geçirme operasyonları yapma suçlarını işleme hakları olabilir mi? Başbakan’ın hangi teknolojilerle, kimler tarafından dinlendiği üzerine yeterince bilgi sahibi değiliz. Ancak yargıçların, Ergenekon davası kapsamında sanık yapılmak istenen her meslekten; gazeteci, yargıç.. dahil çok sayıda kişinin telefonlarını devlet adına bu hükümetin sorumluluğunda Adalet Bakanlığı bağlantılı kamu kurumları dinliyorlar. Devlet adına suçu işleyenler Erdoğan hükümetinin, Adalet Bakanlığı’nın sorumluluklarında, istihbarat örgütlerini de içine alan bir yapılanmada kamu görevlileri, Ergenekon savcı ve yargıçları başta kimi yargı görevlileri de var... Çok açık görüldüğü üzere, kimi suç örgütleri, suçlular için hukuk ölçütleri içinde haklı kanıtlar toplanmışken, daha kesin kanıtlara ulaşma amacına yönelik yasal dinleme hakkı, insan haklarına aykırı bir biçimde kullanılmakta, askeri darbe hukukundan hiç de daha masum olmayan, sivil darbe hukuku kuralları işletilmektedir. Benim yakın plan bildiklerim İlhan Selçuk, Mustafa Balbay’a ilişkin dinlemeler tipik örnekler; gazetenin santralları dinlemeye, kayıtlara alınmış, yargılama sonucunda sabit olacağı üzere asla gerçek suç kanıtları ile ilşkisi söz konusu olamayacak özel yaşama ilişkin diyaloglar bile ayıklanmadan dava dosyalarına alınmış. Siyasal İslamcıların yandaş medyasında, akıllarınca karalama adına çarşaf çarşaf yayımlanmış. Sahi, yeri gelmişken Ergenekon davası kapsamında kimi sorgular tamamlanmadan devletin ajansında tutuklama kararı haberinin yayımlanması nasıl açıklanabiliyor? Ya da ünlü medyada polis sorgulaması aşamasından satır satır haberler, dinlenmiş telefon konuşmalarının suç niteliğindeki tüm özelleri de içeren biçimde nasıl yer alabiliyor? Başbakan’ın dinlemelere takılmış aile finansörü ünlü işadamı ile konuşmasını yayımlayan gazeteciler hemen tutuklanıyorlar, Ergenekon davası kapsamındaki tüm yasalar gereği gizli kalmış olması gereken sorgulamalar, virgülü notası ile yandaş medyaya suç işlenerek ulaştırılıp yayımlanırken hiçbir şey olmuyor... Hiç kuşkum yok, isteyenle iddiaya da girerim; askeri darbeler sürecinde yaşandığı üzere, sivil darbe hukukunun işletildiği, yasaların, yargılama hukukunun insan hakları aleyhine işletildiği sayısız konu ortada dururken, Ergenekon davasında da en azından çoğunluk zanlı için yargılama sürecindeki insan hakları ihlalleri, tutuklanma, sorgu süreçleri cezanın ta kendisi olarak kalacak. Bu kadar toptancı, kanıtları telefonlar da dinlenerek sonradan yaratılmak istenen yargılamalar birbirlerine çok benzer. 12 Mart, 12 Eylül süreçlerinde çok ağır bedeller ödemiş dava sanıklarının on binlercesinin yargılamalar sonunda mahkûm bile olmadıklarını, çektikleriyle kaldıklarını unutmadık. Bu kadar çok insan hakkı, hukuk ihlalinin baştan var olduğu bu yargılama sürecinin sonunda da, kimi gerçek suçlar, suçlular ortaya çıkarılsa bile, çoğunluk için çok büyük haksızlıklar ortaya çıkacaktır. Zaten davanın amacının da gerçek suçluları ortaya çıkarmaktan çok, yargılama süreci ile cezalandırmayı amaçladığı gidişatından ortada.. Tıpkı Madanoğlu, Barış, DİSK... davalarında yaşandığı üzere, hedef seçilmiş kitleler, bireyler, örgütlenmelerin korkutulması, yıldırılmaları, teslim alınmalarını sağlamak önemlidir. Yoksa AKP iktidarına karşı bir askeri darbeyi ortaya çıkarma gerekçesi ile başlatılmış bir operasyonda, yargılamanın içinde, gazetecilerin, yargıçların telefonlarının dinlenip suç kanıtı bulunmaya çalışılmasının açıklaması, mantığı olabilir mi? soner@cumhuriyet.com.tr Kredi kartõ borcunu ödemeyenlerin sayõsõ eylülde yüzde 8 artarak, yõlbaşõndan bu yana ilk defa psikolojik sõnõrõ geçti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kredi kartõ borcunu ödeme- yenlerin sayõsõ eylül ayõnda, 2009 yõlõ başõndan bu yana ilk defa psi- kolojik sõnõr olan 100 bini geç- ti. Söz konusu ayda, kredi kartõ borcunu ödemeyenlerin sayõsõ bir önceki aya göre yüzde 8 ar- tarak 103 bin 94’e çõktõ. Aynõ dönemde ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayõsõ yüzde 33.4 artarak, 48 bin 704’ten 64 bin 954’e yükseldi. Kredi kartõ borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren nega- tif nitelikli ferdi kredi ve kredi kart- larõ sisteminde yer alan kişi sayõsõ, ey- lül ayõnda, bir önceki aya göre yüzde 16.5 oranõnda artarak 144 bin 186’dan 168 bin 48’e çõktõ. Borçlu sayısı 1.9 milyon kişi Verilere göre 2009 yõlõnõn dokuz ayõnda ferdi kredi ve kredi kartlarõ borçlarõnõ ödememiş kişilerin sayõsõ 1 milyon 157 bin 548 olarak belirlenirken, bunun 722 bin 473’ü kredi kartõ bor- cunu, 435 bin 75’i de ferdi kredi bor- cunu ödememiş kişilerden oluştu. 608 bin kişi krediyi ödemedi Bir kişinin tüm yõllar içinde bir kez sayõlmasõ durumuna göre, 2004 yõ- lõndan bu yana ferdi kredi ve kredi kartlarõ borçlarõnõ ödememiş kişilerin sayõsõ 1 milyon 896 bin 674 oldu. Bu kişilerin 608 bin 597’sini ferdi kredi borcunu, 1 milyon 288 bin 77’sini de kredi kartlarõ borcunu ödemeyenler oluşturdu. Eylül ayõnda, kredi kartõ borcunu ödemeyenlerin sayõsõ bir ön- ceki aya göre yüzde 8 artarak 103 bin 94’e çõktõ. Aynõ dönemde ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayõsõ yüzde 33.4 artarak, 48 bin 704’ten 64 bin 954’e yükseldi. SANAYİCİNİN SİPARİŞİ YÜZDE 10 DÜŞTÜ Ekonomi Servisi - TÜİK, eylül ayõ Aylõk Sanayi Ciro ve Sipariş Endeksleri sonuç- larõnõ açõkladõ. Buna göre, Aylõk Sanayi Ciro Endeksi, eylül ayõnda 149.2 oldu. Sanayicinin cirosu Eylül 2009’da geçen yõlõn aynõ ayõ- na göre yüzde 9.3 azalõrken siparişleri yüzde 10.3 ora- nõnda geriledi. Eylül ayõnda ise bir önceki aya göre sana- yicinin cirosu yüzde 1.8, si- parişleri yüzde 8.4 oranõnda artõş gösterdi. TÜİK verile- rine göre, aylõk Sanayi Ciro Endeksi’nde sanayinin alt sektörleri düzeyinde, 2009 yõlõ Eylül ayõnda, bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre değişim oranlarõ incelendiğinde, ma- dencilik ve taşocakçõlõğõ en- deksi yüzde 22.6 artarak 197.9’dan 242.6’ya yükseldi. İmalat Sanayi Endeksi yüz- de 10.2 azalarak 163.9’dan 147.2’ye düştü. Ana Sanayi Gruplarõ sõnõflamasõna göre Aylõk Sanayi Ciro Endeksi incelendiğinde, en yüksek düşüş yüzde 24.7 ile enerji- de görüldü. EYLÜLDE, YÜZDE 18 DAHA UCUZA İHRAÇ ETTİK Ekonomi Servisi - Eylül ayõnda ihracat birim değeri ge- çen yõl aynõ aya göre yüzde 17.7, ithalat birim değeri yüz- de 21.9 oranõnda azalõrken, ay- nõ dönemde ihracat miktar en- deksinde yüzde 19.3, ithalat miktar endeksinde yüzde 10.8’lik bir gerileme yaşandõ. TÜİK, eylül ayõ dõş ticaret en- dekslerini açõkladõ. Buna göre, eylülde ihracat birim değer en- deksleri, geçen yõlõn aynõ ayõna göre tarõm ve ormancõlõk sek- töründe yüzde 16 artarken, ba- lõkçõlõk sektöründe yüzde 5.7, madencilik ve taşocakçõlõğõ sektöründe yüzde 23.9 ve ima- lat sanayii sektöründe yüzde 18.7 geriledi. İthalat birim değer endeksleri geçen yõlõn aynõ ayõna göre, ta- rõm ve ormancõlõk sektöründe yüzde 15.5, madencilik ve ta- şocakçõlõğõ sektöründe yüzde 38.2, imalat sanayii sektöründe yüzde 15.8 oranõnda azalõş gös- terdi. Temmuz-eylül dönemin- de geçen yõlõn aynõ dönemine göre, ihracat birim değer en- deksi yüzde 21, ithalat birim de- ğer endeksi yüzde 25.9 azaldõ. Alman ekonomisi şaşõrtõyor Ciliv: 15 yõl önce olduğu gibi birçok olasõlõk söz konusu ancak değişmeyecek tek konu var: Şirketin ortaklõk yapõsõyla ilgili açõklama yapan Turkcell Genel Müdürü Ciliv, hissedarlar arasõnda olaylar olabileceğini ama bunun performansõ etkilemeyeceğini dile getirdi. Turkcell Türkiye’nin kalacak Ekonomi Servisi - Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Turk- cell’in ortaklõk yapõsõyla il- gili 15 yõl önce olduğu gi- bi şimdi de birçok olasõlõk bulunduğunu, 10 yõl son- ra da hisselerin değişme- si konusunda birçok ola- sõlõk olacağõnõ fakat de- ğişmeyecek bir konu ol- duğunu belirterek, “Turk- cell Türkiye’nin Turk- cell’i olarak kalmaya de- vam edecek” dedi. Turkcell’in halka açõk bir şirket olduğunu ve his- sedarlarõ arasõnda olaylar olabileceğini ifade eden Ciliv, “Onlar hissedarlar arasındaki olaylardır. Biz yöneticiler olarak kendimizi Türkiye’nin Turkcell’i olarak görü- yoruz. O yüzden çalış- malarımıza devam edi- yoruz. Hissedarlar ara- sındaki olaylar açısın- dan, geçmişte bizim per- formansımızı etkilemedi, bundan sonra da etkile- meyecek diye düşünü- yoruz” dedi. “Kontrat hisselerin Türk grubu dışında farklı bir gruba geçme olasılığı belirdi. Turk- cell’in Türk şirketi ol- mama durumu, çalışan- ların moralini ve sizi na- sıl etkiler” sorusu üzeri- ne de Ciliv şunlarõ söyle- di: “Bundan 15 sene ön- ce de birçok olasılık var- dı, şimdi de birçok ola- sılık var. Fakat değiş- meyecek bir konu var. Turkcell Türkiye’nin Turkcell’i olarak kal- maya devam edecek. İşi- mizi çok seviyoruz, odaklıyız. Sadece müş- terilerimiz değil, mille- timize faydalı işler yap- tığımızı, fark yarattığı- mızı düşünüyoruz. O yüzden yola devam...” Ciliv, “İMKB’den çıksa bile mi” sorusunu da, “Öyle bir konunun mev- zu bahis olduğunu dü- şünmüyorum” dedi. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Federal Al- manya’nõn resesyon göstergele- rinden kurtulduğu, ancak yeni dö- nemde işsizlikte ciddi bir artõş yaşanacağõ belirtildi. Federal İsta- tistik Dairesi’nin son rakamlarõ, özellikle ihracatçõ sektörlerde üre- timin büyüdüğünü gösterirken, Federal Almanya tarihinin en bü- yük ekonomik gerilemesinin “ke- sinlikle sona erdiği” ileri sürüldü. İstatistik Dairesi, bu yõlõn üçüncü çeyreğinde Alman GSYİH’sinin bir önceki çeyreğe göre binde 7’lik bir artõş sağladõğõnõn, bunun 2008 başõndan bu yana en büyük artõş olduğunun altõ çizdi. Bu ara- da hükümet danõşmanlarõnõn bu yõlki raporunda, gerilemenin yüz- de 5 olacağõ, ancak 2010’da 2009’a göre yüzde 1.6’lõk bir bü- yüme yaşanabileceği belirtildi. Avro” ülkelerini de resesyondan çekip aldõğõ ileri sürülen Alman re- el ekonomisindeki son büyüme, uzmanlara göre, ihracatçõ sektör- lerle şirketlerin yatõrõmlarõndan kaynaklandõ. Özel tüketimdeki düşüş sürüyor. Turkcell’in, çalı- şanları arasında kapsamlı bir ku- rum kültürü geliş- tirmek üzere haya- ta geçirdiği “Turkcell Benim” projesi, Tür- kiye Personel Yönetimi Derneği’nin (PER- YÖN) İnsan Yönetimi Ödülleri’nde “Fark Yaratan Uygulama” ödülünü aldı. PER- YÖN, iş dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan jürisiyle bu yıl 5 dalda en iyileri seçti ve geçen yıl başlattığı İnsan Yönetimi Ödül- leri’ni bu sene ikinci kez verdi. Ödüle değer bulunan “Turkcell Benim”, her bir çalışanın davranı- şının Turkcell’in itibarına, marka değerine olan etkisini vurgulamak amacıyla tasarlandı. Bu kapsamda Turkcell’in değer- leri, şirket vizyonunu hayata geçirmek için yeniden tanımlandı. Turkcell’in iştirakleri, iş ortakları, bayileri ve hissedarlarını, kısa- ca tüm ekosistemini etkileyen bu proje, kap- samlı bir kurum kültürü yaratma hedefiyle gerçekleştirildi. (Fotoğraf: Pelin ÜNKER) Bankacõlar aşõrõ regülasyondan şikâyetçi Ekonomi Servisi - Active Aca- demy’nin düzenlediği 7. Uluslararasõ Finans Zirvesinin ‘CEO`lar Krizi Nasıl Yönettiler’ başlõklõ kapanõş oturumunda Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanõ Hakan Ateş, Türk Ekonomi Bankasõ Genel Müdürü Varol Civil, Ziraat Banka- sõ Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Garanti Bankasõ Genel Müdürü Er- gun Özen ve Finansbank Genel Müdürü Sinan Sarıbaş Türkiye’nin krizde nerede olduğunu, krizi nasõl yönettiklerini ve gelecekte neler olacağõnõ tartõştõlar. Çağlar geçmiş dönemlerdeki kriz- lerde aşõrõ regülasyonun da etkili ol- duğunu dile getirerek, “Önümüzde- ki süreçte bir regülasyon çılgınlığı yaşanıyor. Aşırı regülasyonların etkisiyle bilanço içinde çok rahat yapılabilecek işlemlerin bilanço dı- şı Ünlü En-Ron skandalı buradan kaynaklanmıştı. Bu büyük bir ris- ki beraberinde getiriyor. Regulas- yonlar o kadar arttı ki akşam eve gi- derken izin alır hale geldik” dedi. Garanti Bankasõ Genel Müdürü Er- gun Özen, krize iyi bir şekilde gir- diklerini ifade ederek, “Krizin önce- sinde akıllı davranarak gaza gel- medik. Krize iyi bir bilançoyla gir- diğimiz için krizin yönetimi daha ko- lay oldu. G20 kararlarını sektör ola- rak iyi okuduk. Menkul kıymetler oranını arttırdık, kredi politikalarını sıkılaştırdık. Böylece mevduat sa- hibini de koruduk” dedi. ‘Krizde çok reklam yaptım’ Denizbank Finansal Hizmetler Gru- bu Başkanõ Hakan Ateş de, “Krizde reklam bütçelerini arttırdık. Unu- muz var ünümüz yok diye düşün- dük. Maliyetleri denetledik ama ne üretimden ne inovasyondan vaz- geçtik. Yatırım şirketlerimizin ban- kalarımızdan ayrılması da olumlu etkiledi” diye konuştu. Finansbank Genel Müdürü Sinan Sarıbaş ise, yeni krizler de görü- lebileceğinin altõnõ çizerek önemli olanõn krize etraftakilerden daha iyi durumda girmek olduğunu vurgu- ladõ. Sarõbaş, bankacõlõkta geçmiş tecrübelerin de önemli olduğuna dikkat çekti. Türk Ekonomi Bankasõ Genel Mü- dürü Varol Civil, önleyici tedbirle- rin önemine işaret ederek “Hasta ol- duktan sonra tedbir almak zor. Türkiye`de denetleyen ve gözetle- yen kurumlar sistemi çok iyi yö- netti” şeklinde konuştu. Fark yaratan uygulama ödülünü aldı Zorlu, rüzgâra 210 milyon Avro yatõrdõ Ekonomi Servisi - Zorlu Enerji Grubu krize rağmen 2009’da elektrik üretimini artõrarak rüz- gâr enerjisine 210 milyon Avro’luk yatõrõm ya- parken 2013 yõlõnda 4 bin 200 megavat kurulu gü- ce ulaşma hedefini değiştirmedi. Zorlu Enerji Gru- bu Başkanõ Murat Sungur Bursa beş doğalgaz, ye- di hidroelektrik bir jeotermal bir rüzgâr ve bir ter- mik santralla kurulu güçlerini 638 megavata çõ- kardõklarõnõ belirterek Adana Gökçedağ Rüzgâr Santralõ’nõn tam kapasiteyle devreye girmesiy- le bu gücün 738 megavata çõkacağõnõ söyledi. Borçlu sayõsõ 100 bini aştõ N E T K Â R Y Ü Z D E 2 7 A R T T I Turkcell Grup konsolide gelirleri geçen çeyreğe göre yüzde 7.4’lük artış ve yıllık 3.7 azalmayla 2.368 milyon lira oldu. Grup net kârı geçen yıla oranla yüzde 31.4 gerileme ve bir önceki çeyreğe göre, yüzde 27.6 artış ile 497 milyon lira olarak gerçekleşti. Faturalı abone sayısı 482 bin abone alımı ile 9.1 milyona ulaşırken; toplam abone sayısı 338 bin düşüşle 36 milyon oldu. Abone başı aylık kullanım bir önceki çeyreğe göre yüzde 16’lık artışla 148.6 dakika oldu. Abone başı aylık ortalama gelir yıllık bazda düşerek 19.7 lira olarak gerçekleşti. Avro bölgesi toparlanõyor Avro bölgesi ekonomisi yõlõn üçüncü çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.4 büyüye- rek durgunluktan çõktõ. AB ista- tistik kurumu Eurostat’õn verile- rine göre, 16 üyeli Avro bölgesi, geçen yõlõn aynõ dönemine göre üçüncü çeyrekte yüzde 4.1 kü- çüldü. Avro bölgesi yõlõn ikinci çeyreğinde, ilk çeyreğe göre yüz- de 0.2 ve 2008’in ikinci çeyreğine göre yüzde 4.8 daralmõştõ. Euro- stat, 27 üyeli AB’nin de üçüncü çeyrekte, bir önceki çeyreğe gö- re binde 2 büyüyerek durgun- luktan çõktõğõnõ bildirdi. IMF çifte durgunluk beklemiyor Asya Pasifik Ekonomik İş- birliği Forumu’na katõlan Ulus- lararasõ Para Fonu (IMF) Baş- kanõ Dominique Strauss- Kahn, ABD ekonomisindeki toparlanmanõn yavaş olacağõnõ, ancak durgunluğun çifte dip yapmasõnõ beklemediğini vur- guladõ. Kahn, sadece ABD’nin değil, dünyanõn tüm ekonomi- lerinin, gelecek yõl toparlana- cağõnõ söyledi. Ziraat Bankasõ Genel Müdürü Can Akõn Çağlar, regülasyonlarõn aşõrõlõğõna dikkat çekerek “Öyle bir regülasyon çõlgõnlõğõ yaşanõyor ki, artõk akşam eve giderken izin alõr hale geldik” dedi. Ergun Özen, Hakan Ateş, Emre Ülken, Sinan Sarıbaş, Varıl Civil, Can Akın Çağlar kriz deneyimlerini anlattılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear