24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 2009 CUMA 16 KÜLTÜR K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K kultur@cumhuriyet.com.tr G enç yönetmen İnan Temelkuran’õn, ilk filmi “Made in Europe”la uyan- dõrdõğõ umutlarõ boşa çõkarmadõğõnõ gösteriyor, Antalya’da en iyi film seçildikten sonra bugün gösterime giren ikinci filmi “Bornova Bornova”. Avrupa başkentlerinde tutunmaya çabalayan, gariban göçmenlerin ezik ve sefil yaşamlarõna kamera tutan ilk fil- mini takip eden “Bornova Bornova”da bu kez İzmirli kenar mahalle gençlerinin işsiz güçsüz yaşamlarõndan gerçekçi saptamalarla kesitler sunuyor Temelkuran. Antalya’da en iyi film, erkek oyuncu (Öner Erkan), yardõmcõ kadõn oyuncu (Damla Sön- mez) ve montaj (Erkan Tekemen) Altõn Portakal’larõna değer görülen filmin başõnda, yaşlõ annesiyle mezar ziyaretinden dönüşün- de tanõdõğõmõz, askerliğini yeni tamamlamõş ama bir baltaya henüz sap olamamõş, Fare la- kaplõ, halim selim ve saftorik delikanlõ Hakan (Ö. Erkan), yaşlõ başlõ taksici abisinden ‘kö- tü arkadaşa uyma, belaya bulaşma, serse- rileşme’ zõlgõtlarõ yiyor. Altay genç takõ- mõnda futbol oynarken dizinden sakatlan- mõş, lise diplomasõ bile olmayan Hakan’õn kö- tü arkadaşõ ise, mahallenin torbacõsõ olan, ‘vu- racak ve alacaksın’ şeklindeki o 1980’lerin bir an önce köşe dönücülüğünün pompalandõğõ, Özal tarzõnõ iyi bellediğine tanõk olduğu- muz, muhabbeti koyu, bõçkõn bisiklet tamir- cisi ve mahallenin torbacõsõ Salih (Kadir Çermik). Bilgisayardan grev haberlerini iz- leyen, gördüğü felsefe eğitimine karşõn sade- ce ondan bundan dinleyerek yazdõğõ pespaye porno hikâyeleriyle ev kirasõnõ doğrultan, Salih’in çocukluk arkadaşõ, eski solcu Murat (Erkan Pektaş) da, karõsõnca hor görülen, pa- lavracõ bir başka lümpen. Alelacele hemen bi- rini kafeslemeye bakan, mahallenirn fettan kõ- zõ, lise sondaki Özlem’se (D. Sönmez), ona fe- na halde kesik ve evlilik hayalleri kuran saf Hakan’õ parmağõnda oynatan, cin gibi, hõnzõr ve hõrslõ bir küçük ‘me- şum kadın’. Bir mizah dergisinden fõr- lamõşçasõna, sövgülü argolu diyaloglar eşli- ğinde, omuz ka- merasõnca sap- tanmõş görüntüler ve deneysel mü- ziklerle gelişerek habire köşedönücülüğün ve fõrsatçõlõğõn pom- palandõğõ, başõndan sonuna kadar sanattan kül- türden hiç nasibini almamõş, maço ve acõklõ bir erkekler dünyasõnõ betimleyen “Bornova Bornova”, uzun planlar, sabit çekimler ve akõ- cõ diyaloglara dayanan, Türk işi bir bağõmsõz sinema anlatõmõ tutturuyor. Başõndaki peruğu kimi zaman iğreti kaçsa da Antalya’da en iyi erkek oyuncu seçilen Öner Erkan, evlilik garantisini alõnca hemen hamile kalmõş, zorba ve zilli Özlem’de Damla Sönmez, biti- rim cõgaralõk satõcõsõ Salih’te Kadir Çermik ve filozof porno yazarõndaki Erkan Pektaş dört- lüsünün başarõlõ oyunlarõyla sürüklediği “Bornova Borno- va”, sinemamõzõn kuşkusuz izlenmesi gereken, yolu açõk, yeni bir yönetmen daha ka- zandõğõnõ örnekliyor. Bundan böyle İnan Temelkuran adõna dikkat. ‘Bornova Bornova’, sinemamõzõn yolu açõk yeni bir yönetmen daha kazandõğõnõ gösteriyor O lasõ büyük felaketleri konu edinen, “Kurtuluş Günü” (1996), “Ya- rından Sonra” (2004) gibi büyük bütçeli, gişesi garantili, gözalõcõ üstün ya- põmlarõyla tanõnan, kendini Hollywood’a ka- bul ettirmiş Alman yönetmen Roland Em- merich’in, Maya uygarlõğõnõn 2012’de dünyanõn sonunun geleceğine ilişkin malum kehanetinden yola çõkarak Harald Kloser’le birlikte yazdõğõ senaryodan çektiği 2.5 sa- atlik yeni filmi “2012”, hep büyük oyna- maya meraklõ bu işini bilir yönetmenin 200 milyon dolarlõk son fantezisini karşõmõza ge- tiriyor. 1970’lerden itibaren akõma dönü- şerek 10 yõl boyunca süren ve salonlarõ sü- rekli doldurup para basan felaket filmleri tü- rüne yeni bir soluk katan Emmerich’in yi- ne (genelgeçer ahlaki değerlerden dem vu- rup ailenin kutsallõğõna filan vurgu yaparak) tüm film süresince kahraman(lar)la özdeş- leşerek bütün tehlikeleri yaşayan seyircinin nabzõna göre şerbet verdiği son eseri, fela- ketten de öte tam bir kõyamet filmi aslõnda. Ailesini hayatta tutmak için çabalayan, ka- rõsõnõn (Amanda Peet) terk edip 2 çocu- ğuyla birlikte başka bir erkeğe takõldõğõ, El- veda Atlantis adlõ bir çeşit bilimkurgusal ki- tabõ sadece 400 adet satmõş, başarõsõz bir ya- zar müsveddesinin (John Cusack) hikâ- yesiyle, neredeyse kõyamete yol açacak, ölümcül bir tehdit boyutlarõna erişen gü- neşteki patlamalarõn altüst ettiği gezegeni- mizdeki yönetici kesimin, parayõ bastõrarak seçilmiş ayrõcalõklõ kişileri Çin’de hazõr- lanmõş gemilere bindirerek kurtarma uğra- şõnõ harmanlayan “2012”, dünyanõn ve za- manõn sonunu getiren, mahşerden farksõz kü- resel bir mahvoluş sürecini, son derece gör- kemli dijital görsel efektlerle perdeye yan- sõtõyor. Belli başlõ karakterlerin sunumuyla, yak- laşmakta olan felakete hazõrlanmamõzla geçen ilk yarõdan sonra perdede dünyanõn altüst oluşuna aşama aşama tanõk olduğu- muz ürkütücü sahnelerle süren, kahraman- larõn olabildiğince az telefat vererek kur- tuluşlarõnõ izlediğimiz, oldukça uzun tutul- muş bu iddialõ bilimkurgusal epik-aksiyon, sonuçta beylik deyişle sinemaseverlerce pek ilgisiz kalõnamayacak cinsten, (yönet- menin de belirttiği gibi) Nuh tufanõnõn modern bir versiyonu sayõlabilir. Gemiye binmeyip vatandaşlarõyla kalan Siyah ABD başkanõnõn (Danny Glover) ter- sine genelkurmay başkanõnõn (Oliver Pratt) şahsõnda, toplumlarõna durumu açõk seçik bildirmeyen kirli politikacõlarõ eleştiren filmde koca koca kentleri göçerten yer ka- buğunun hareketlenmesi, yanardağ patla- malarõ, toprak kaymasõ, sularõn Everest’i bi- le aşacak kadar yükselmesi (tsunami) ve depremlerle dünyayõ mahveden bir kõyamet ortamõ görüntüleniyor ki, eh bu kadar olur, dedirtiyor. Kõyamette hayatta kalmaya çabalayan bir grubun hikâyesini anlatõrken yalõnkatlõğõ pek aşamayõp büyük ölçüde etkileyici efekt- lerin sarsõcõlõğõna yaslanan bu kaotik filmin içeriği bir yana, yetkin görselliğine doğru- su diyecek yok. Özetle, Amerikan anaakõm sinemasõnõn gişe rekortmeni yönetmenle- rinden Emmerich’ten, hantal, yorucu, yõp- ratõcõ ve biz ne kadar önemsemesek de ye- ni bir olay-film daha gösterimde. Kehanettendoğankõyametfilmi Maçoveacıklıerkekdünyası TURNUVA S apõk zevklere sahip bir zengin- ler grubu tarafõndan 7 yõlda bir düzenlenen ve çok büyük para ödülünün kazanõlacağõ özel bir turnuvada dünyanõn en tehli- keli katil ve suikastçõlarõ ölümü- ne mücadeleye girişir. Zenginler cinayetleri yarõşmacõlara takõl- mõş çipler sayesinde takip et- mekte ve kimin hayatta kalacağõ, kimin öleceği konusunda iddiaya girmektedirler. Hem komik hem de şoke edici, kanlõ şiddet sahne- leri içeren, vurdulu kõrdõlõ, şama- talõ bir aksiyon temposunda sey- reden “Turnuva”, İngiliz yönet- men Scott Mann’õn eseri. Robert Carlyle, Ving Rhames, Kelly Hu, Ian Somerhalder oynuyor. Komik vesarsõcõ SULUBOYA (Watercolor) K arikatürist ve illüstratör Cihat Hazardağlı’nõn dijital efektli suluboya tekniğiyle, İngilizce olarak çektiği ilk filmi “Suluboya”, resme yetenekli 12 yaşõndaki Mar- co’nun (Sarp Alemdaroğlu) hi- kâyesi. Filmde Haluk Bilginer, Al- tan Erkekli, Ahmet Gülhan, Sa- vaş Dinçel, Cansel Elçin, Tamer Karadağlı gibi ünlüler de rol almõş. Marco’nun hikâyesi FestivalFatihAkõn’laaçõlõyor ASLI SELÇUK SELANİK- Bu yõl 50. yaşõnõ kutlayan Selanik Uluslararasõ Film Festivali bugün Fatih Akın’õn Venedik jüri özel ödüllü “Soul Kitchen” filmiy- le açõlõyor. Açõlõş töreninin ardõndan popüler Yu- nan reggae grubu Locomondo’nun canlõ perfor- mansõndan sonra Fatih Akõn disk jokeylik yapa- cak. Bu yõl uzun, kõsa metrajlar ve belgesellerle bir- likte 250 film izleyiciyle buluşuyor. On beş ulus- lararasõ ilk ve ikinci yapõm Altõn İskender (37 bin avro) ve Gümüş İskender (25 bin avro) ödülleri için yarõşõyor. Uluslararasõ seçici kurulun başkanõ us- ta yönetmen Theo Angelopoulos. Festivalin yan bölümleri Bağõmsõzlõk Günleri, Yeni Filipin Si- nemasõ, Odakta Postromans, Pinku Eiga, Yunan Sinemasõ, Amerikan Bağõmsõzlarõ, Deneysel Fo- rum, Özel Gösterimler, Balkanlar’a Bakõş’tan olu- şuyor. TÜRK FİLMLERİ VE PROJELERİ Türkiye’den iki çalõşma “Uzak İhtimal” (Mah- mut Fazıl Coşkun) ve “Köprüdekiler” (Aslı Öz- ge) Balkanlar’a Bakõş bölümünde gösteriliyor. Türk filmleri doğrudan doğruya İzleyici Ödülü’ne de aday oluyorlar. Ortak yapõm fonu Crossroads bu yõl 17 projeyi ön elemeye seçti. Balkanlar ve Ak- deniz bölgesinden ortak yapõmcõlarõ olduklarõndan ya da öykülerinin bu bölgelerle ilintisinden ötü- rü seçilen projeler arasõnda üç Türk yapõmõ var: “The Future Lasts Forever” (yönetmen Öz- can Alper, yapõmcõ Ersin Çelik/Nar Film), “Shadows and Faces” (yönetmen-yapõmcõ Der- viş Zaim/Marathon Film), “Two Sides of the Ramparts” (yönetmen Kazım Öz, yapõmcõ Sun- cem Koşer/Mezopotamya Film). En iyi projeye 10 bin avro ödül veriliyor. Bal- kan Fonu’nun desteklediği senaryo geliştirme fo- nuna 10 ülkeden 11 proje seçildi. Kazanan her pro- jeye 10 bin avro verilecek. Türkiye’den “Oran- ge Gardens” (yönetmen Özkan Küçük/Mezo- potamya Film) aday. Toplu gösterimleri yapõlacak olan yönetmenler Werner Herzog ile Goran Pas- kaljevic, bir de atölye çalõşmasõ düzenleyecekler. Festivale katõlacaklar arasõnda yapõmcõ Je- remyThomas (Son İmparator, İyi Seneler Bay Lawrence), Oscar ödüllü sanat yönetmeni Euge- nio Caballero (Pan’õn Labirenti), şarkõcõ-oyuncu Jane Birkin, besteci Alexandre Desplat (Ben- jamin Button,Coco Chanel’den Önce) da yer alõ- yor. Festival, 22 Kasõm’daki ödül töreninin ardõndan Fransõz usta Alain Resnais’nin “Les Herbes Fol- les”uyla sona erecek. Kültür Servisi- “Arabesk- Her Acının Tiryakisi”, “Yakın Ada Uzak Ada Bur- gazada”, “Kuştepe Blues” gibi belgesel- leriyle tanõdõğõmõz yönetmen Nedim Ha- zar, çağdaş sanatõn önde gelen adlarõndan Sarkis’le ilgili bir belgesel film gerçek- leştirdi. Sarkis’in İstanbul Modern Sanat Müzesi’ndeki “Site” sergisine koşut olarak gerçekleştirilen “Sarkis’in Sitesi ve Bir Pi- yano” adlõ film, aynõ zamanda sanatçõnõn güncel bir portresini çiziyor ve iç dünya- sõna ayna tutuyor. Sponsorluğunu Garanti’nin üstlendiği 50 dakikalõk filmde, “Aslında benim özgeç- mişim yapıtlarımdır” diyen Sarkis’in Türkiye’deki en kapsamlõ sergisi düzen- lenirken yaşanan tüm süreç yansõtõlõyor. İs- tanbul Modern’in, başta şef küratör Levent Çalıkoğlu olmak üzere tüm ekibi, sanatçõ- nõn isteği doğrultusunda, serginin “inşa edil- mesi”ne ortak olarak, “doğuş”unun tanõk- lõğõnõ yaşõyor, Sarkis’in dünyasõna katõlõyor. Sarkis, çekim ekibine Talimhane’de Çay- lak Sokak’ta doğduğu ve şu anda nerdey- se bir müzeye dönüştürdüğü, düşünürlerin buluştuğu bir konuşma yeri olarak düşlediği baba evini gezdiriyor. Filmde, Sarkis’in õşõk, ses ve mimari açõsõndan hayranlõk duydu- ğu Mimar Sinan‘õn Edirne’deki Selimiye Camii, Üç Şerefeli Camii, Eski Camii ve So- kollu Hamamõ‘nõn yanõ sõra Ayasofya’ya bir gezi yapõlõyor. Nedim Hazar’õn filmi, aynõ zamanda Sarkis’in “sergilerimin sergisi” olarak tanõmladõğõ, Alman sanat tarihçisi Prof. Uwe Fleckner‘in “Bir tiyatro, bir operanın sahnelenmesi” diye nitelediği “Si- te” sergisinin büyülü, şaşõrtõcõ dünyasõnõn keşfedilmesine olanak sağlõyor. Filmde Prof. Fleckner’in seslendirmesi- ni tiyatro sanatçõsõ Cüneyt Türel gerçek- leştirdi. Warhol tablosu rekor fiyata satıldı Kültür Servisi - Andy Warhol’un “200 One Dollar Bills” (200 Bir Dolar Banknotu) adlõ baskõ tablosu, Sotheby’s güncel sanat müzayedesinde 43.76 milyon dolara satõldõ. 1962 tarihli devasa boyutlu tablo, pop sanat eserleri müzayedeleri tarihindeki en yüksek ikinci fiyata satõlmõş oldu. Warhol’un Michael Jackson portresi de bu hafta 812 bin 500 dolara satõlmõştõ. Cumbul ve Bağdadi’ye ödül İSTABUL (AA) - New York’un Queens semtinde 2003 yõlõndan beri düzenlenen 7. Queens Uluslararasõ Film Festivali’nin ‘Frank Sinatra Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapõlan açõlõş töreninde yönetmen Tolga Örnek’in ‘Devrim Arabalarõ’ filmi de gösterildi. Festivalde oyuncu Meltem Cumbul ve yapõmcõ Işõl Bağdadi’ye de Maverick Ödülü verilecek. Festival kapsamõnda Anthony Quinn’in kendisi gibi oyuncu oğlu Francesco Quinn ve oyuncu Martin Kove ‘Yaşam Boyu Başarõ Ödülü’ alacaklar. ‘Orhan Kemal’e başvuru Kültür Servisi - “2010 Yõlõ Orhan Kemal Roman Armağanõ” için başvurular başladõ. Adaylar yarõşmaya ilk baskõsõnõ 2009 yõlõnda yapan romanlarla katõlabilecek. Seçici kurulu Tahsin Yücel, Osman Şahin, İnci Aral, Özdemir İnce, Turhan Günay, Erol Şadi Erdinç ve A. Kemali Öğütçü’den oluşan yarõşmaya başvurular 10 Ocak 2010’a dek yapõlabilecek. Ödüle değer görülen roman, 2010 yõlõnõn Mayõs ayõnda belirlenecek. 2009 yõlõ Orhan Kemal Roman Armağanõ’nõ Zülfü Livaneli “Son Ada” ile kazanmõştõ. Ayrõntõlõ bilgi “www.orhankemal.org” adlõ web sitesinden alõnabilir. (0 212 292 92 45) En yüksek fiyat L.S. Lowry’nin LONDRA (AA) - İngiliz sinema yönetmeni Richard Attenborough’un orta çağlardan 20. yüzyõla kadar İngiliz resim sanatõnõn örneklerini içeren koleksiyonundan 50 parçanõn dün gece Londra’da yapõlan satõşõndan, toplam 4,6 milyon sterlin (7,7 milyon dolar) elde edildi. Açõk artõrmada en yüksek fiyat verilen L.S. Lowry’nin ‘Old Houses’ adlõ tablosu, 881 bin sterline satõldõ. Satõlan eserler arasõnda Attenborough’un, en iyi yönetmen ve en iyi film dahil 8 Oscar’lõ filmi ‘Gandi’nin çekimleri sõrasõnda para sõkõntõsõna düşüp sattõğõ Christopher Wood’un ‘The Card Players’ adlõ tablosu da bulunuyor. Oscar Ödülleri’nde animasyon savaşı Kültür Servisi - Bu yõl 82.’si düzenlenecek olan ve sinema dünyasõnõn en prestijli ödüllerinden biri sayõlan Oscar Ödül Törenleri’ne animasyon filmlerin damga vurmasõ bekleniyor. “En İyi Animasyon Film” kategorisinde ilk kez 20 aday adayõ bulunmasõ sebebiyle, bu sene 3 değil, 5 aday belirlenecek. Oscar için gösterilen adaylar arasõnda ‘Yukarõ Bak’, ‘Buz Devri 3’, ‘Ponyo’, ‘Fantastic Mr. Fox’, ‘The Dolphin: Story Of A Dreamer’ ve ‘Canavarlar Yaratõklara Karşõ’ filmleri de bulunuyor. Üç kıtanın üstatları aynı sahnede Kültür Servisi - Dünyaca ünlü darbuka üstadõ Mõsõrlõ Ahmet, kurduğu Galata Ritimhanesi’nin ikinci yõlõnõ, dünyaca ünlü müzisyenler ve ritimhane öğrencileriyle vereceği bir konserle kutluyor. Yunanistan’dan, dünyaca ünlü davulcu Kostas Anastasiadis ve klarnet virtüözü Manos Achalinotopulous; Mõsõr’dan darbuka ustasõ Sait el Artist ve kaval üstadõ İbrahim Kavala gibi önemli isimlere dans ve performans sanatçõlarõnõn eşlik edeceği konser, bu akşam saat 21.00’de garajistanbul sahnesinde sanatseverlerle buluşuyor. Gorillaz aralıkta Türkiye’de Kültür Servisi - Blur’un solisti Damon Albarn ve çizgi roman yazarõ Jamie Hewlett’in önderliğinde kurulan ilk sanal müzik grubu Gorillaz dünya turnesi kapsamõnda 12 Aralõk tarihinde Ankara 312 Arena’da müzikseverlerle bir araya gelecek. İkinci stüdyo albümleri ‘Demon Days’de yer alan “Feel Good Inc.” adlõ parçalarõyla Grammy ödülüne uzanan Gorillaz, dünyanõn ilk sanal müzik grubu olma özelliğini de taşõyor. 50. SELAN İK ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ Fatih Akın’ın “Soul Kitchen” filminden bir kare. N E D İ M H A Z A R ’ D A N ‘ S A R K İ S ’ B E L G E S E L İ Sarkis’iniçdünyasõnaayna MaskeliSarkisyadahamurdanyapılmışbüst. ‘Geçici Kentler’ Kültür Servisi - Aralarõnda İstanbul’un da bulunduğu, 2010 yõlõnda Avrupa Kültür Başkenti unvanõnõ taşõyacak üç şehrin (İstanbul, Pecs ve Ruhr) ortaklaşa düzenlediği “Geçici Kentler –2010 Avrupa Kültür Başkentleri Arasõnda Diyalog” adlõ programõn Türkiye ayağõ dün başladõ. 17 Kasõm’a dek devam edecek olan çalõşmalardan oluşan programõn sonunda öğrenciler, İstanbul’a dair projeler hazõrlayarak uluslararasõ jürinin değerlendireceği yarõşamaya katõlabilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear