24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Adalet ve Siyaset: 60 Yılda Hiç mi Ders Almadık? New York Times gazetesinin Türkiye temsilciliğini de yapmış olan Stephen Kinzer, Hilal ve Yıldız, İki Dünya Arasında Türkiye adını taşıyan kitabında çok ilginç bir tespitte bulunur: Türkiye’nin sanat, edebiyat ve bilim alanlarında çok nitelikli insanlar yetiştirdiğini, bunların uluslararası büyük başarılara imza attıklarını, ama toplumun en yeteneksiz, en kalitesiz insanlarının siyasetle uğraştığını söyler. Bir başka deyişle Kinzer, Türkiye’nin sorununun “insan malzemesi” değil, “politikacı malzemesi” olduğuna işaret eder. “Çok Partili Demokrasi” tarihimize bakınca Kinzer’in teşhisini haksız bulabilir miyiz? 1946 yılından beri Cumhuriyet’in çağdaş kurumlarıyla ve “Demokratik Düzenle” bir hesaplaşmaya tanık olmaktayız: Esas kavga, çağdaş, demokratik, kentli, endüstriyel kültürü hedefleyen kurucu kadroların, toplumdaki sermaye ve işçi sınıflarını yeterince geliştirememiş ve din- tarım toplumunun feodal yapısını değiştirememiş olmasından kaynaklanıyordu. Gerek siyaset, gerek hukuk, gerekse eğitim bu dönüştürme işlevi için kullanıldı... Ama toplumsal ve ekonomik yapı yeterince gelişmediği için tam başarıya ulaşılamadı. Kentleşme ve endüstrileşme, demokratik bir toplum üretme yolunda yeterince yol alamadan... Hem “Çoğunluk Diktatörlüğü” anlayışıyla sakatlanan “Çok Partili Düzen”... Hem de “Kentlileşme” yerine “Gecekondulaşma” yani kentlerin “köylüleşmesi” süreçleri... Türkiye’nin çağdaşlaşma serüvenini kesintiye uğrattı: “Çok Partili Düzen” sayesinde iktidara gelenler, ne yazık ki toplumu demokratik ve çağdaş bir çizgide geliştirmediler. “Temel hak ve özgürlüklere dayanan demokrasi” yerine din-tarım toplumunun feodal değerlerini yansıtan “Çoğunluk Diktatörlüğü” anlayışına yöneldiler. Kentlere de egemen olan din-tarım toplumunun feodal değerleri... Tarikatları, cemaatleri, ağalık ve aşiret ilişkilerini siyasete taşıdı. Böylece siyaset, bir anlamda “çağdaşlıktan”, “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” anlayışından geri dönüşün bir aracı haline geldi. Bu geri gidiş süreci sadece 1961 Anayasası ile durdurulmaya çalışıldı... Ama arkadan gelen siyasal iktidarlar ve askeri darbeler bu anayasanın getirdiği güvenceleri de aşındırdı. Tabii eğitim ve hukuk, gerek yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda gerekse bu Cumhuriyetin yeniden din-tarım toplumunun feodal değerlerine göre geriye götürülmesinde en önemli iki araçtı. Bu nedenle toplumu yönlendirmek isteyen politikacılar sürekli olarak bu iki kurumla oynadı. İşte şimdi, AKP iktidarının yeniden adalet mekanizmasına müdahale etmesinin altında bu temel süreçler yatıyor. Ama doğrusu insan, Çok Partili Düzenimizin tarihine bakınca aklına şu sorular geliyor: “Politikacıların demokratik kurumları ve değerleri içlerine sindirmeleri neden bu kadar zor?” “Politikacılar, ne yaparlarsa yapsınlar bir gün iktidarlarının mutlaka biteceğini neden göremiyorlar?” “Bir avuç yönetici, kendi hırsları ve çıkarları için milyonlarca insanın kaderiyle oynarken hiçbir sorumluluk duygusu hissetmiyor mu?” “Topluma yapılan soyut kötülüklerin yanında, birtakım insanların işlerini kaybetmelerine, hapse atılmalarına, mallarına mülklerine el konulmasına yol açan somut kötülüklerden hiç mi vicdanlar sızlamıyor?” ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Domuz gribinden ölenlerin sayõsõ 40’a ulaştõ. Ölenlerden 20 kişide hiçbir kronik rahatsõzlõk yok Çocuklara aşı başlıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Sağlõk Ba- kanlõğõ, domuz gribinden yaşamõnõ yitirenlerin sa- yõsõnõn 40’a yükseldiğini bildirirken, hayatõnõ kay- beden 20 kişide hiçbir kro- nik rahatsõzlõğõn tespit edil- mediğini açõkladõ. Sağlõk Bakanlõğõ Müsteşar Yar- dõmcõsõ Turan Buzgan da yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada domuz gribine kar- şõ aşõlanacak risk grupla- rõnõn yaş sõnõrõnõn 25’ten 45’e, hatta 50’ye çõkarõla- bileceğini bildirdi. Kay- seri’de de okullar önlem amaçlõ yarõndan itibarn bir hafta süreyle tatil edildi. Sağlõk Bakanlõğõ halen domuz gribi nedeniyle has- tanelerde yatan hasta sayõ- sõnõn 145 olduğunu, bu has- talardan 33’ünün takip ve tedavisinin yoğun bakõm ünitelerinde sürdürüldüğü- nü ve 9 hastanõn da solu- num cihazõna bağlõ olarak takip edildiğini bildirdi. Bakanlõk yaptõğõ açõkla- mada, yaşamõnõ yitiren 19 kişide domuz gribi açõ- sõndan risk taşõyan, altta yatan kronik hastalõğõn bu- lunduğunu belirtirken 1 kişide gebelik olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Açõklamada 20 yurttaşta ise altta yatan bir hastalõk olmadõğõnõn anlaşõldõğõ ifa- de edilerek bu 20 kişinin 2’sinin sağlõk çalõşanõ, 10’unun ise 25 yaşõndan küçük olduğu belirtildi. Sağlõk Bakanlõğõ, domuz gribi nedeniyle hayatõnõ kaybeden yurttaşlarõ, 0-4 yaş arasõnda 6, 5-14 yaş arasõnda 9, 15-24 yaş ara- sõnda 2, 25-44 yaş arasõn- da 16, 45-65 yaş arasõnda 4, 65 yaş ve üstünde ise 3 kişi olarak sõraladõ. Aşı 16 Kasım’da Bakanlõk 16 Kasõm Pa- zartesi gününden itibaren 5 yaşõn altõndaki çocuklar ile domuz gribi açõsõndan risk taşõyanlara aşõ uygu- lamasõnõn başlanacağõnõ bildirdi. Açõklamada aşõ- nõn sağlõk ocaklarõ ile ai- le sağlõğõ merkezlerinde yapõlacağõ belirtildi. Kayseri’de tatil Kayseri İl Hõfzõssõhha Kurulu, domuz gribi ön- lemleri kapsamõnda, ilk ve orta dereceli okullarõn ya- rõndan itibaren 1 hafta sü- reyle tatil edilmesini ka- rarlaştõrdõ. Eğitim-öğretime 19 Kasõm’da başlanacak. MAHMUT LICALI ANKARA - Sağlõk Bakanlõğõ’nõn domuz gribinin yayõlma hõzõnõ değerlendirerek aralõk ayõndan itibaren Türkiye genelin- deki ya da virüsün salgõna dönüştüğü il- lerdeki “tüm ilköğretim ve ortaöğretim okullarının 1-2 ay süreyle tatil edilmesi- ni” tartõştõğõ belirtildi. Milli Eğitim Ba- kanlõğõ da (MEB) 22 Ocak 2010’da baş- layacak sömestr tatilini daha erken bir tarihe almayõ değerlendirirken, okullarõn kapatõlmasõ durumunda eğitime televiz- yon aracõlõğõyla devam edilecek. Türkiye genelindeki bütün ilk ve orta- öğretim okullarõ da günlük olarak okula gelmeyen öğrenci sayõlarõnõ il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri aracõlõğõyla bakanlõ- ğa bildiriyor. Henüz mevsimsel grip sezo- nunun başlamadõğõ kasõm ayõnda okula devam etmeyen öğrenci sayõsõnda ciddi bir düşüş yaşanmadõğõ belirtiliyor. Okullara 2 ay tatil gündemde Marmara denizin altından izlenecek İstanbul Haber Ser- visi - Marmara Deni- zi’nde fay hattõyla ilgili çalõşmalar yapan Fran- sõz Le Suroit gemisi, AB’nin “Avrupa De- nizleri Gözlem Ağı İs- tasyonları Projesi” çer- çevesinde Marmara De- nizi’nde kurulacak 6 de- nizaltõ gözlem istasyonu için yer arõyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Ma- den Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, ilk pilot istasyo- nun Körfez’de kurulaca- ğõnõ söyledi. Görür, “Denizaltı gözlem is- tasyonları, özellikle tsunami konusunda erken uyarı hizmeti verecek” dedi. Tsunami izleri Kandilli Rasathanesi Deprem Araştõrma Enstitüsü’nün ev sa- hipliğinde dün yapõlan toplantõda konuşan Başbakanlõk Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanõ Hasan İpek de Türkiye kõyõlarõn- da “tsunami” izlerine rastlandõğõnõ ifade etti. BOLU (Cumhuriyet) - Abant İzzet Baysal Üniversi- tesi’nin, 12 Kasõm 1999 dep- reminin 10. yõlõ nedeniyle kül- tür merkezinde düzenlediği ve 2 gün sürecek “Ulusal Dep- rem Sempozyumu”na ko- nuşmacõ olarak katõlan Türki- ye Jeofizik Kurumu Derneği Onursal Başkanõ Prof. Dr. Ah- met Ercan, İstanbul’da olasõ bir depremin Küçükçekmece ile Silivri arasõnda olacağõnõ ve 6.5’in üzerinde bir deprem beklediklerini belirtti. Ercan, İstanbul’un asla bir Gölcük gibi olmayacağõnõ açõk- layarak, “Deprem Gölcük’ün altında olmuştur. İstanbul’un altında olmayacaktır. Kent- ten yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bir deprem olacak ve İstanbul depremden etki- lenme bölgesi içinde olacak. İnsanların yüzde 98’inin ya- pılardan sağ olarak çıkaca- ğını düşünüyoruz” dedi. ‘İstanbul Gölcük gibi olmayacak’ PROF. DR. ERCAN 6 İSTASYON 10. YILDÖNÜMÜ Özel halk otobüsü trene çarptı MANİSA (AA) - İzmir-Bandõrma hattõnda sefer yapan Ekrem Çil (46) idaresindeki 6 Ey- lül Ekspresi, Recep Duran’õn (43) kullandõğõ özel halk otobüsünün ters yoldan geçmeye ça- lõşmasõ sonucu otobüsle çarpõştõ. Kazada, oto- büs yolcularõndan Salih Tokatlõ (50) olay ye- rinde, Gürkan Salkõm (22) ise hastanede öldü. Tesisatçı, avukatı öldürdü BODRUM (AA) - Muğla’nõn Bodrum ilçe- si Gümüşlük beldesinde, evindeki arõzalõ su te- sisatõnõ tamir ettirdiği tesisatçõsõ H.K’nin (29) bõçaklõ saldõrõsõnda 5 yerinden yaralanan kadõn avukat Tansel Araz (60), kaldõrõldõğõ hastane- de yaşamõnõ yitirdi. H.K. gözaltõna alõndõ. Küçük kızlara tecavüz iddiası Haber Merkezi - İzmir’in Bergama ilçe- sinde 14 yaşõndaki kõz çocuğuna tecavüz ettiği iddiasõyla yakalanan zanlõ Ş.A.T. (21) tutuk- landõ. Ankara Sincan’da da kendilerini polis olarak tanõtarak evniden aldõklarõ 14 yaşõndaki kõz çocuğuna tecavüz ettikleri iddiasõyla 3 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlar adliyeye sevk edildi. Ege’de etkili sağanak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Başta İzmir ile Muğla ve ilçelerinde dün etkili olan yağõş, çok sayõda ev ve işyerinde su baskõnla- rõna yol açtõ. Milas’ta da imam hatip lisesi ile kaymakamlõk lojmanõ bahçeleri su altõna kaldõ. Yurt Haberleri Ser- visi - Düzce’de 12 Ka- sõm 1999’da 845 kişinin yaşamõnõ yitirdiği, 4 bin 849 kişinin de yaralan- dõğõ depremin 10. yõldö- nümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bugün Prof. Dr Ahmet Mete Işıkara, Uzun- mustafa İlköğretim Okulu’nda “Depremle Birlikte Yaşamak” ko- nulu söyleşiye katõla- cak. Kaynaşlõ’da Kõzõ- lay Batõ Karadeniz Böl- ge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi hizmet binasõ açõlõşõ yapõlacak. ‘Depremle Yaşamak’ (Fotoğraf:AFP)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear