26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Biz bu sütunlarda “Obama siyah ama saray be- yaz” yorumuyla, Beyaz Saray gerçeklerine gön- derme yaptık. Bu düşüncemizde değişiklik yok. ABD, yaşama geçmeyeceğini anladığı politika- lardan vazgeçmek yerine, Obama cilasıyla yeni- leme yöntemleri belirliyor olabilir. Bu bağlamda Türkiye’nin durumunu sütuna ya- tıralım... Ankara, arada bir ikincil telefon görüş- meleri bir yana Obama yönetimiyle henüz köşe- li bir temas kurabilmiş değil. Umut, 28 Ocak’taki Davos, 1-4 Nisan’daki NATO ve 30 Nisan’daki G- 20 zirvelerinde. Bunların tümü gündemi çok ön- ceden belirlenmiş toplantılar. Ayaküstü görüşmeler “teğetsel temas” sayılırsa, her birinde ABD ile “stra- tejik ilişkilerin” konuşulacağı söylenebilir! Bush yönetimi ile AKP son derece uyumluydu. İki taraf birbirini biliyordu, takıyye yapılması gereken yerlerde taraflar birbirini anlıyordu. Başta da vurguladığımız gibi, Obama yönetimiyle henüz nasıl bir ilişki biçimi oluşturulacağı belli de- ğil. Bunun ilk ipuçlarından birini ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey verdi. Şöyle dedi: “ABD’nin yeni yönetimine karmaşık konularda karmaşık politikalar geliştirmesi için biraz zaman vermeliyiz. Türkiye’nin önemli müttefik olduğunu bilerek başladık. Ortadoğu giderek artan ABD-Tür- kiye işbirliğine sahne olacak. Türkiye bölgede iş- birliği konusunda en çok potansiyele sahip ülke.” Bu sözler, akla ister istemez rahmetli Büyük Or- tadoğu Projesi’ni (BOP) çağrıştırıyor. Bu projenin ölü doğduğunu ABD’liler de kabul ediyor. Bunun yanında şu da bir gerçek: ABD gibi küresel güçler, hiçbir zaman temel stra- tejilerinden vazgeçmezler, sadece araç değiştirirler! Şu aşamada elbette demeç altında strateji aramıyoruz ama, Jeffrey’nin sözleri Erdoğan’ın eş- başkanlıkla övündüğü BOP’un temellerinin yerinde olduğunu gösteriyor. Bu noktada akla ister istemez Erdoğan’ın oran- tısız demeçleriyle karmaşık hale getirdiği Türkiye- İsrail ilişkileri geliyor. Geçen hafta ABD’nin 5 etkili Musevi lobisi Er- doğan’ın demeçlerini eleştiren ve “gönül alması” gerektiğini anımsatan bir mektup kaleme aldı. Lo- bi, Erdoğan’ın sadece İsrail’i eleştiren değil, Ha- mas’ı öven demeçlerine de gönderme yaptı. Hamas, AB ve ABD katında terör örgütleri lis- tesinde yer alıyor. Erdoğan’ın buna karşın Hamas hamaseti Obama döneminde Türk-Amerikan, Türk-İsrail ilişkilerinin nasıl olacağı sorusunu be- lirsiz kılıyor. ABD-İsrail eğer Erdoğan’ın bölgede işlerine ya- rayacağını düşünürse demeçleri görmezden de ge- lebilir. Ne demişler? Beni sevmen gerekmez, işime yara yeter! Türkiye’nin yönü, Türkiye’de Türkçe yayımlanan yabancı yayın organlarında da çok tartışılıyor. Neden? Çünkü iktidar her tarafa oynamaktan onları da şaşkına çevirdi. Kim ne derse desin; Türkiye’nin yönü çevresiyle dengeli ilişkilere dayalı bir merkez ülke olma stratejisine dönük olmalı. Bunun için döne döne Barack yönetimiyle temas aramak yerine Türki- ye’nin geleneksel çizgisiyle temas halinde olma- sı ve kendi içinde barışık olması yeterli! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA26 OCAK 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI 1. KOŞU: F: Always Winner (2), P: Ege Han (5), PP: Kõraçköylü (10), S: İbramağa (6). 2. KOŞU: F: Şahlan (5), P: Sudenaz (3), PP: Tumbul Fa- toş (2), S: Saçanõm (4). 3. KOŞU: F: Servet Yõldõzõ (2), P: Hakkõ Baba (15), PP: Soykurt (4), S: Ağacanşah (8). 4. KOŞU: F: Mega Bucks (6), P: Platin (12), PP: Win My Son (5), S: Hasköylü (9). 5. KOŞU: F: Dereyüzlü (2), P: Spider Man (5), PP: Gö- rele (3), S: Uğurstar (12). 6. KOŞU: F: Lovely Hunter (1), P: Sorgun Çavuşu (2), PP: Şirinhat (3), S: Burat (4). 7. KOŞU: F: Bostan- yerli (1), P: Ojala (4), PP: Boystar (6), S: Santa Lucia (2). 8. KOŞU: F: Keski- nay (7), P: Pusu (9), PP: Bayõrsoy (10), S: Ceyhun (12). ALTILI GANYAN 2 6 2 1 1 7 15 12 5 4 9 4 5 6 10 8 9 12 İstanbul Y 13 Edirne Y 12 Kocaeli Y 16 Çanakkale Y 13 İzmir Y 16 Manisa Y 13 Aydın Y 15 Denizli Y 12 Zonguldak B 15 Sinop B 14 Samsun PB 18 Trabzon PB 16 Giresun PB 14 Ankara Y 13 Eskişehir Y 9 Konya B 12 Sıvas PB 7 Antalya Y 19 Adana B 17 Mersin B 18 Diyarbakır B 12 Şanlıurfa B 15 Mardin B 11 Siirt B 11 Hakkâri S 2 Van B 5 Kars S - 3 Oslo K - 1 Helsinki K 2 Stockholm K 3 Londra Y 7 Amsterdam Y 6 Brüksel 5 Paris Y 8 Bonn K 4 Münih K 4 Berlin K 5 Budapeşte K 5 Madrid Y 16 Viyana B 5 Belgrad Y 6 Soyfa Y 11 Roma Y 16 Atina B 16 Zürih Y 8 Moskova K 0 Aşkabat K 0 Astana K -11 Taşkent PB 7 Bakû A 7 Bişkek PB 4 Tiflis B 8 Kahire B 22 Şam B 16 Yurdun kuzey ve batı- kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, gece saat- lerinde Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Bolu, Düz- ce ve Karabük çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bu- lutlu geçecek. Hava sı- caklığı, Batı bölgelerinde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Pusula C Atatürk Türkiye’si emperyalizme savaş ve uygarlıkla barış üstüne kurulmuştur. Tüm bunalımlar an- cak bu pusulanın gös- terdiği rotada yürüne- rek aşılabilir. Laikliği doğal top- lum yaşamı olarak çok- tan benimsemiş Avru- pa’da sağ-sol yelpaze- sini ekonomik formül- ler oluşturmaktadır. Türkiye’de ise bu- gün, çok partili rejim, ne yazık ki, laiklik tar- tışması üzerine otur- muş, bir tür uygarlık sınavına dönüşmüştür. Yaşadığımız yoğun bunalımın ve gerilimin itici gücü bu çelişki- den kaynaklanıyor. Öyleyse elimizdeki pusulaya ikirciksiz bir bakışla yaklaşalım; sa- ğı da solu da aşan bir uygarlık savaşımında buluşmak gereği Tür- kiye Cumhuriyeti’nin yaşayabilmesi için ön şart olmuştur. Baştarafı 1. Sayfada Beyaz ölüm 10 can aldõ Trabzon Dağcılık Kulübü üyeleri Gümüşhane’deki Kadırga Yaylası’na giderken çığ altında kaldı GÜMÜŞHANE (Cumhuriyet) - Türkiye dün güne çõğ felaketiyle başladõ. Gümüşhane’nin Kadõrga Yaylasõ’nda çõğ düşmesi sonucu 10 dağcõ yaşamõnõ yi- tirdi, 2’si yaralõ 7 dağcõ ise sağ kurtarõldõ. Gümüşhane ile Trabzon’u bağlayan Zigana Geçidi’nde düzenlenen Kõş Şen- liği’ne katõlan Trabzon Tenis Dağcõlõk Kayak Kulübü üyeleri dün sabah saat- lerinde kaldõklarõ otelden ayrõlõp Kadõrga Yaylasõ’nda yürüyüşe çõktõ. Dağdan aniden kopan çõğ, grubun üzerine düş- tü. Olayõn duyulmasõnõn ardõndan böl- geye arama kurtarma ekipleri sevk edil- di. Olayda, Burçak Sevim, Davut Ak- deniz, Erhan Terzi, Özlem Timur- cuoğlu, Hüseyin Karaosmanoğlu, Gülhanım Piyale, Yasemin Aktaş, Hasan Ali İsoğlu ve Dursun İnan olay yerinde, Hüsniye Sarıbıyık da te- davi gördüğü hastanede yaşamõnõ yitir- di. Yaralõ olarak kurtarõlan Rahmi Ke- leş (61), Yonca Yılmaz, Elmas Aykaç, Ural Ayar, Hasan Anahar, Hasan Çiftçi ve Emel Şimşek, çevredeki has- tanelere kaldõrõlarak tedavi altõna alõn- dõ. Durumlarõ ağõr olan Keleş ve Yõl- maz’õn tedavileri devam ederken çõğdan fazla etkilenmeyen diğer 5 dağcõ ayak- ta tedavileri yapõlarak taburcu edildi. Olaydan yaralõ kurtulan Rahmi Ke- leş (60) yürüyüş yaptõklarõ sõrada üzer- lerine gelen kar kütlesinden kaçama- dõğõnõ, kendisini çõğ altõndan grupta bu- lunan Yonca Yılmaz’õn kurtardõğõnõ söyledi. Keleş, “Ben orta sıralar- daydım, çığ beni sürükledi. Sağ elim altta kaldı, sol elimle yüzümü açtım. Nefes almaya başladım ve ‘İmdat’ di- ye bağırmaya başladı. Yonca olma- sa kurtulamazdım. Melek gibi ye- tişti” dedi. Arkadaşõ Erhan Terzi’nin kurtarõlamadõğõnõ belirten Keleş, “Be- nim kurtulduğumu görenler de di- ğerlerini kurtarmaya doğru gittiler. Erhan Terzi’yi çıkardılar. Ona kalp masajı yaptılar, ancak kurtarıla- madı” diye konuştu. Zigana’da kur- tulan dağcõlardan Emel Şimşek’in çõğ düşmesinden önce 2 el silah sesi duy- duklarõnõ iddia etmesine karşõn Keleş, “Herhangi bir ses duymadık. Böyle bir şey yok” diye konuştu. Olayda ya- şamõnõ yitiren Karadeniz Teknik Üni- versitesi Yabancõ Diller Yüksek Oku- lu’nda okutman olarak görev yapan Er- han Terzi’nin ölümünden önce bir in- ternet sitesine ise “Dağlar beni çağı- rıyor, ama kızım bırakmıyor...” di- ye not yazdõğõ belirtildi. Üniversitedeki öğrencilik yõllarõndan bu yana dağcõ- lõk faaliyetlerine katõlan Terzi’nin çe- şitli dağcõlõk kulüplerinde yöneticilik yaptõğõ ifade edildi. Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Faruk Nafiz Özak, jandarmaya yapõlan ihba- rõn ardõndan valilik, sivil savunma ve Karayollarõ ekiplerinin derhal olay ye- rine sevk edildiğini, daha sonra da Trabzon’dan AKUT ekibinin bölgeye ulaştõğõnõ belirtti. Erzincan Ordu Ko- mutanlõğõ’nõn 2 helikopterle, arama kurtarma ekipleri ve köpeklerini bölgeye gönderdiklerini ifade eden Özak, acõlõ ai- lelere baş sağlõğõ diledi. Erzurum’dan bir hava ambulansõ ve 2 sivil savunma uz- manõ da arama kurtarma çalõşmalarõ için bölgeye hareket etti. Torul Kaymakamõ Şafak Gürçam ise son bir haftadõr ha- va koşullarõnõn mevsim normalleri üze- rinde seyrettiğine dikkat çekti. ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz Onur Kurulu önceki üyelerinden, Türk Hikâyeciliğinin önde gelen isimlerinden, Sürekli Basõn Kartõ sahibi değerli arkadaşõmõz. ORHAN DURU’yu 25 Ocak 2009 Pazar günü kaybettik. Kaybõ topluluğumuzda üzüntü yaratan Duru’nun cenazesi 27 Ocak 2009 Salõ günü Teşvikiye Camii’nde kõlõnacak öğle namazõnõn ardõndan Aşiyan Mezarlõğõ’nda toprağa verilecektir. Orhan Duru’yu sevgi ve saygõ ile anarken ailesine, basõn topluluğuna başsağlõğõ dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ Hıfzı Topuz’a onur ödülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Gazete- ciler Derneği (ÇGD), dün “2008 Yılı Başarılı Gaze- teciler” ödüllerine layõk görülenleri açõkladõ. Açõk- lamaya göre, “Özel Onur Ödülü” Türk basõnõ ve kültür yaşamõnõn tanõtõl- masõna yaptõğõ katkõlarõ nedeniyle gazeteci-yazar Hıfzı Topuz’a verildi. Ga- zetemiz dõş politika muha- biri Bahadır Selim Dilek, “Küresel tuzak, ılımlı İs- lam” başlõklõ araştõrmasõy- la “Uğur Mumcu Araş- tırmacı Gazetecilik Ödü- lü”ne değer görüldü. Mus- tafa Ekmekçi Ödülü “An- kara’da İSKİ patladı” haberiyle Hürriyet gazete- sinden Nurettin Kurt’a, Mahmut Tali Öngören Ödülü “Türkiye’nin Ha- tıra Defteri” programõyla CNN Türk’ten Nebil Öz- gentürk’e, Haber Ödülü “Taşlamak terör, bomba atmak değil” haberiyle Milliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu’na, Rafet Genç Ödülü “Una- kıtan’lar 600 milyon do- larlık enerji santralı ku- ruyor” haberiyle Vatan gazetesinden Gülümhan Gülten ve “Sincan Ceza- evi’nde erkek ziyaretçiye zorla etek giydiriliyor” haberiyle Birgün gazete- sinden Zehra Şahindoku- yucu’ya verildi. Çığ testi yapılmalı AKUT Başkanõ Nasuh Mahruki, bölge- de hava koşullarõnõn õsõnmasõ nedeniyle çõğ riskinin artmõş olabileceğini belirterek “Bel- li ki çığ testini yapmadan yola çıkmışlar. Elbette biraz tecrübe de gerek. Ama 16- 17 kişinin aynı anda çığ altında kalması çok zor görülen bir durum. Ekip başındaki insanların kar testi yapması gerekirdi. Bu- rada bir ihmalden söz edilebilir” dedi. Fe- laketin bir dağcõlõk kazasõ olmadõğõnõ kay- deden Mahruki, “Bu bir yürüyüş grubu ka- zası, dağcılık kazası değil. Dağcılar daha dikkatli olur. Dağcılar, çığ riskinde geçmek gerekiyorsa teker teker geçerler, çığ dü- şerse korunma ve yardım imkânını sağ- lamak için” diye konuştu. Olayõn mevsim geçişleri nedeniyle ya- şandõğõ iddialarõna da tepki gösteren Mahruki, “Mevsim geçişinde değiliz. Ocak ayında- yız. Mevsim geçişi mart sonunda olur. Bu- rada küresel ısınmayla ilgili faktörler var. Mevsimler değişti. Dağa gidenlerin bu- na her zamankinden daha fazla dikkat et- meleri gerekir. Bugün yaşanan beklen- medik bir ısı artışı olduğu için çığı tetik- lemiş. Aşırı ısı farkıyla kar tabakaları ko- pabilir hale gelir” dedi. ‘Kendileri tetiklemişler’ Silah sesi iddialarõnõn da doğru olmadõğõ- nõ kaydeden Mahruki, “Bunun düşünüle- bilmesi için yamaçtaki karın sesle düşe- bilecek kadar kaygan olması gerekirdi. Kendileri çığı kesmişler ve tetiklemişler. Islak kar çığı bu. Bu çığ içine aldığı insa- nın vücudunu çok ağır hasara uğratır, ke- miklerini bile kırabilir” diye konuştu. NASUH MAHRUKİ: Marmara’da sıra dışı hareketlilik İstanbul Haber Servisi - Mar- mara Denizi açõklarõnda 3 gün için- de hafif şiddette 21 sarsõntõ kayde- dildi. Büyüklükleri 2.5 ile 4.2 ara- sõnda değişen depremler daha çok Tekirdağ ve Edirne civarõnda his- sedildi. İstanbul Üniversitesi Jeofi- zik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gün- doğdu, depremleri “sıra dışı ha- reketlilik” olarak değerlendirdi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Ra- sathanesi ve Deprem Araştõrma Ens- titüsü’nün verilerine göre, uzun sü- redir sessiz olan Marmara Deni- zi’nde özellikle son 2 gün yoğunla- şan depremlerin ilki 23 Ocak’ta sa- at 18.34’te 3.5 olarak kaydedildi. Bu- nun hemen ardõndan saat 18.37’de 2.3, 19.58’de 2.7, 21.51’de 2.9 bü- yüklüklerinde sarsõntõlar meydana geldi. 24 Ocak’ta saat 01.07’de Gü- zelköy açõklarõ ve Tekirdağ mevki- inde 2.7 büyüklüğünde bir deprem öl- çüldü. Aynõ gün 17.50’de 2.7, 17.58’de 4.2 büyüklüğünde dep- remler oluştu. 3 gün içinde kayde- dilen en büyük deprem olan 4.2’nin ardõndan büyüklükleri 2.5 ile 3.6 arasõnda değişen 14 adet sarsõntõ meydana geldi. Yrd. Doç. Dr. Gün- doğdu, söz konusu sarsõntõlarõn İs- tanbul’u etkileyecek büyük depremin meydana geleceği fay üzerinde oluş- tuğunu belirterek “Bu sarsıntıları olağan kabul edemeyiz. Aktif fay üzerinde hareketlilik var ve iz- lenmesi gerek. Ancak istasyonlar kurulmadığı için çok küçük dep- remleri izleyemiyoruz. Oysa küçük depremler kırılmayı ifade eder ama o küçük depremleri olanak- sızlıklar nedeniyle takip edemi- yoruz. Bu sarsıntılar sıra dışı bir hareketliliği gösteriyor” dedi. TÜRKİYE’DE SON 50 YILDA 850 KİŞİ ÇIĞ ALTINDA CAN VERDİ ANKARA (ANKA) - Türkiye’de yaşanan çõğ olayla- rõna ilişkin ilk kez 1958’den bu yana tutulan resmi ista- tistiklere göre, son 50 yõlda çõğ olaylarõnda toplam 850 ki- şi yaşamõnõ yitirdi. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Afet Etüt ve Hasar Tes- pit Daire Başkanlõğõ’nõn verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’deki çõğ olaylarõnõn büyük kõsmõ aralõk ve mart aylarõnda meydana geliyor. Çõğ olaylarõ ağõrlõklõ ola- rak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dağlõk kesimle- ri ile Karadeniz Bölgesi’nin bazõ kesimlerinde yaşanõ- yor. Arazi yapõsõ, güneşin etkisi ve bölgede esen hâkim rüzgârlarõn yönleri aralõk-mart aylarõnda çõğ felaketle- rinin meydana gelmesinde etkili oluyor. Türkiye top- raklarõnõn yaklaşõk yüzde 35’inin çõğ afetine maruz kal- dõğõ da yapõlan araştõrmalar sonucu saptandõ. Yapõlan araş- tõrmalara göre, Doğu, Güneydoğu ve Kuzey Anadolu yer- leşim bölgelerinde meydana gelen çõğ olaylarõ, can kay- bõ açõsõndan deprem felaketinden sonra ikinci derecede yeralõyor. Verilere göre, Türkiye’de 1958 yõlõndan beri afet kayõtlarõna geçmiş 448 çõğ olayõ bulunuyor. Türki- ye’de çõğ felaketinin en yoğun yaşandõğõ yõllar ise 1991-1992 kõş mevsimi olarak belirlendi. Bu yõllarda ya- şanan çõğ felaketlerinde toplam 328 kişi hayatõnõ kaybetti. Değerlendirmelere göre, çõğ olaylarõ en fazla Bingöl, Tun- celi ve Bitlis’te meydana geliyor. Ölümcül çõğ olaylarõnõn büyüklüğü açõsõndan sõralamada ise Şõrnak ilk sõrada. Çığ felaketinde yaşamını yiti- renlerin yakınları acı haberle adeta yıkıldı. Olay yerine ge- len aileler güçlükle ayakta durabildi. (Fotoğraf: AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear