28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2009 PAZARTESİ 12 PAZARTESİ SÖYLEŞİSİ CMYB C M Y B Dr. Gökalp, ‘Türkiye biogaz ve hidrojenle zenginleştirilmiş doğalgaz gibi çevreci, katma değeri yüksek ürünlere geçmeli’ dedi Enerjide zihniyet değişmeli ÖZLEM YÜZAK Enerjide özellikle de petrol ve doğal- gazda dõşa bağõmlõ bir ülke Türkiye. Bu- na karşõn bu enerji kaynaklarõnõn coğra- fi olarak tam ortasõnda. Yani stratejik bir noktada. Ayrõca yenilenebilir enerji kay- naklarõ açõsõndan da zengin. Buna karşõn bir türlü geniş vizyona sahip bir enerji po- litikasõ oluşturamõyoruz. Fransõz Ulusal Bilimsel Araştõrma Merkezi (CNRS) Yanma, Aerotermik, Reaktivite ve Çev- re Enstitüsü (ICARE) Müdürü Dr. İs- kender Gökalp ile enerji konusunu ma- saya yatõrdõk. Gökalp bize enerji strate- jilerinin yanõ sõra gerek enerji kaynakla- rõnda verim yükseltmek, gerekse yeni tek- nolojileri kullanarak fosil yakõtlardan da- ha temiz kaynaklar elde ederek tüketmek için neler yapõlmasõ gerektiğini anlattõ. - Türkiye’nin enerjide özellikle de pet- rol ve doğalgazda ciddi bir dışa bağım- lılık sorunu yaşadığı bir gerçek. Türki- ye’nin sizce nasıl bir strateji izlemesi ge- rekir? Neden bugüne kadar vizyoner bir enerji politikası oluşturulamadı? - Bu konuda kötümser olmamak elde değil gerçekten. Türkiye’nin bugün bü- yük bir enerji açõğõ var; petrol ve doğal- gazda dõşa bağõmlõlõk yüzde 90’larõn üzerinde. İkisinin de musluklarõ kapanõrsa, Türkiye’de hayat duracak. Öte yandan enerji kaynaklarõ ithaline ayrõlan mali kay- naklar ülkenin diğer sektörlere yatõrõm yapmasõnõ önlüyor. Ayrõca, güç üretimi ve de taşõt yakõtõ olarak önümüzdeki uzun yõllarda fosil yakõtlarõn kapsamlõ bir şekilde yerini alabilecek alternatifler de gözükmüyor. Bir de şunu ilave edelim: Türkiye’nin enerji konusundaki dõşa ba- ğõmlõlõğõ sadece kaynaklarla da sõnõrlõ de- ğil. Türkiye bu kaynaklarõ enerjiye dönüştürecek teknolojiye de bağõmlõ. Hem ithal doğalgaza bağõmlõsõnõz hem de doğalgazõ enerjiye çevirecek ithal gaz tür- bini teknolojisine; hem ithal petrole ba- ğõmlõsõnõz hem de ithal içten yanmalõ mo- tor teknolojisine... Bunlar bugünün veri- leri; istediğimiz kadar hayõflanalõm, ve- rileri değiştirmek imkânsõz gibi gözükü- yor. O zaman ne yapmalõ, daha doğrusu ne yapõlabilir? ‘ENERJİDE SEFERBERLİK’ Elbette Türkiye’nin enerji sektörü için bir strateji üretmesi gerekiyor. Her alan- da olduğu gibi enerji stratejisinin de kõ- sa, orta ve uzun dönemli yol haritalarõ ol- malõ. Ayrõca bütünsel bir strateji olmalõ. Bütünsellik hem enerji sorununun çok bo- yutluluğuna cevap vermeli, hem de ül- kenin büyüme stratejisiyle uyumlu olmalõ. Bir ülkenin enerji stratejisini kim üre- tebilir? Ülkenin bütünsel ekonomik ve sosyal verilerine sahip merciler, yani il- gili bakanlõklar ve kamu kuruluşlarõ; enerji teknolojileri ve sistemleri konu- sunda ehil kişiler, yani bilim adamlarõ ve mühendisler; gerekli yatõrõmlarõ, insan kaynaklarõnõ ve de organizasyonu sağla- yabilecek sõnai ve finansal kuruluşlar. Enerji konusunun bir ülkenin yaşamõ için önemi düşünülürse, enerji stratejisi- ne katkõda bulunacak kişilerden ve ku- ruluşlardan bazõ asgari beklentiler ola- caktõr elbette: Siyasal yani ülkenin gele- ceği için karar verme yetkisi olan mer- cilerden enerji konusu ile ilgili kararlarõ mümkün olduğu kadar kişisel veya siyasal düşüncelerden bağõmsõz tutmak gibi; bi- lim ve üniversite mercilerinden ehil ol- madõklarõ konularda fikir yürütmemele- ri ve bilimsellik etiğinden uzaklaşma- malarõ gibi; sõnai, ticari ve finansal ku- ruluşlardan enerji pazarõnõ ve ticaretini sa- dece bir para kazanma yolu olarak gör- memeleri gibi... Sözünü ettiğiniz vizyo- ner stratejinin oluşmasõ için yukarõdaki koşullarda beraber çalõşabilecek kişileri ve kurumlarõ bulmak ve bir araya getir- mekten başka çare yok. Bu seferberliğe katõlma çağrõsõnõn Türkiye Cumhuriye- ti’nin karar verme mekanizmalarõnõn en üstündeki kişiden gelmesi gerektiği açõk. ‘BAŞARILI ÇALIŞMALAR VAR’ - Türkiye’de bu bağlamda ne tür ça- lışmalar ve projeler yürütülüyor? - Bu konuda Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü’nde son derece başarõlõ bilimsel ve teknolojik çalõşmalar sürdü- rülüyor. Ancak acilen yapõlmasõ gereken Türkiye’nin biogaz potansiyelinin belir- lenmesidir. Bunun için de ilgili bakanlõklar görevlendirilmeli. Bu türden çalõşmalar kõ- sa dönemli strateji örneği olarak verilebilir ve biogaz üretimi ve kullanõmõ dünyanõn her yerinde gelişmektedir. Biogaz gaz mo- torlarõnda olduğu gibi gaz türbinlerinde de ya doğrudan ya da doğalgaza karõştõrõla- rak kullanõlabilir. Bu motorlarõn ve gaz tür- binlerinin yanma özellikleri açõsõndan doğalgazdan epeyi farklõ olan biogazla ça- lõştõrõlma çabalarõ, aynõ zamanda Türk mü- hendislerinin bu teknolojilerle yakõndan tanõşmasõnõ ve bazõ yenilikçi gelişmeleri de getirebilir. ‘YERLİ DOĞALGAZ HİDROJENLE ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR’ Enerji tasarrufu da bir kõsa dönemli ener- ji stratejisi örneği. Enerji Bakanlõğõ’nõn başlattõğõ Enerji Verimliliği Projesi “EN- VER” güzel bir gelişme. Bu türden pro- jelerin hayata geçmesi, geniş kitleler ta- rafõndan benimsenmesi için kapsamlõ olumlu örneklere ihtiyaç vardõr; bu Av- rupa’da da böyle. Dolayõsõyla kamu ku- ruluşlarõnõn, üniversitelerin, silahlõ kuv- vetlerin, büyük şirketlerin bu projeyi be- nimsemeleri, uygulamaya koymalarõ ve so- nuçlarõnõ geniş kitlelerle paylaşmalarõ ge- rekir. Doğalgazõn bir diğer ikame şekli de doğalgaza hidrojen katarak zenginleşti- rilmesidir. Hidrojenin yüksek reaktivitesi sayesinde az miktarda hidrojen katarak aynõ güç doğalgaz tüketiminde hissedi- lebilir bir tasarruf ile elde edilebilir. La- boratuvar çalõşmalarõ ve uygulamalar bunu göstermiştir. Bir sene kadar önce bi- ten ve benim yürütücülüğünü yaptõğõm büyük kapsamlõ bir AB projesinde, TUR- BOMECA/SNECMA, SIEMENS, GE/NuovoPignone gibi gaz türbini üre- tici firmalarõyla bunu gösterdik. Bu yak- laşõm orta dönemli enerji stratejisi örne- ği olarak verilebilir. İthal doğalgaz ikamesi stratejisi çerçevesinde böyle bir girişimin anlamlõ olmasõ için hidrojenin yerli kay- naklardan üretilmesi gerekir elbette. TPAO’nun Trakya’daki bazõ doğalgaz ku- yularõndan elde edilen gazõn reformaj tek- nolojisi ile hidrojene çevrilmesinin fizi- bilite çalõşmalarõ yapõlmalõdõr. Suyun elektrolizi veya yüksek sõcaklõkta ay- rõşmasõ yolu ile de hidrojen elde edi- lebilir. Güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi bu süreçlere gereken elek- triği veya õsõyõ vermek için kulla- nõlabilir. Ayrõca bu türden proje- ler uzun zamandõr Türkiye’de üzerinde konuşulan, ama somut projelere yöneltilemeyen, hid- rojen ve yenilenebilir enerji kökenli elektrik ve yüksek õsõ üretimi konularõna da bir odak- lanma ve somut amaç getire- bilir. Enerji Bakanlõğõ’nõn, TPAO’nun, BOTAŞ’õn, çe- şitli üniversitelerin ve de DPT’nin içinde olacağõ bir konsorsiyum böylesi projeleri vakit geçirmeden oluşturabilir. Bu konuda son olarak şu da söylenebilir. Eğer Türkiye do- ğalgazõn yerli hidrojenle zengin- leştirilmesi projesini hayata geçi- rebilirse dünyada bir ilke imza atmõş olur. Buradan kalkarak, Türkiye’den transit olarak geçen doğalgazdan sa- dece bir ayakbastõ parasõ alõnacağõna, yerli hidrojenle zenginleştirilmiş, yani kat- ma değer eklenmiş ve kõsmen yerlileşti- rilmiş bir kaynak olarak taşõnmasõ ve kul- lanõlmasõ, satõcõ ve kullanõcõ uç ülkelerin de içinde bulunacağõ konsorsiyomlar çer- çevesinde uzun dönemli bir strateji ola- nağõ olarak değerlendirilebilir. T ürkiye’nin enerji konusundaki dışa bağımlılığı sadece kaynaklarla da sınırlı de- ğil. Türkiye bu kaynakları enerjiye dönüştürecek teknolojiye de bağımlı. Hem it- hal doğalgaza bağımlısınız hem de doğalgazı enerjiye çevirecek ithal gaz türbi- ni teknolojisine; hem ithal petrole bağımlısınız hem de ithal içten yanmalı motor tek- nolojisine. İthal doğalgaz ve petrol açısından Türkiye’nin yapabileceği tek şey, bun- ların yerine geçebilecek, kısmen bile olsa yerli ve yeni kaynak üretmek... D oğalgazın kısmi ikamesi için kullanılabilecek fosil olmayan yerli kaynaklar ara- sında en kapsamlı olanı her çeşit organik atığın ve artığın çürütülmesi ile elde edilen biogaz. Bu atıkların biogaza çevrilmesi, hem atıkların bertaraf edilmesi- ni sağlıyor hem de karbonik gaz salımına net etkisi olmuyor. Üstelik bu gazın üretil- me teknolojisine Türkiye sahip olmak üzere. Bu konuda Ege Üniversitesi Güneş Ener- jisi Enstitüsü’nde son derece başarılı bilimsel ve teknolojik çalışmalar sürdürülüyor. - Kömürün enerji kaynaklarõ içinde dünyada ve Türki- ye’deki yeri ne? Nasõl daha temiz bir enerji kaynağõ haline getirilebilir? Türkiye, Avrupa Birliği’nin enerji politikalarõn- da nasõl bir rol alabilir? Ortak yürütülen projeler var mõ? - Kömür fosil kaynaklar içinde Türkiye’de en kapsamlı ve yaygın olarak bulunan enerji kaynağı. Elektrik üreti- minde, sanayide ve ısınmada kullanılıyor. Ancak kömür bugün dünyada sadece ısı ve elektrik üretiminde değil diğer başka ürünlerin eldesinde de kullanılıyor: Gazlaştırma yo- luyla hidrojen, sıvılaştırma yoluyla sıvı yakıt gibi. TKİ ve MTA bu konularla ilgilenmeye başladı. Ancak gerçekçi ol- malıyız. Kömür Türkiye için uzun dönemli bir enerji strate- jisi dahilinde düşünülüyorsa, her şeyden önce arama çalış- malarına ağırlık verilmelidir. Bugün var olduğu söylenen 9 veya 11 milyar ton linyit rezervinin, elektrik, ısı, hidrojen ve sıvı yakıt üretilmesinde kullanılması düşünülüyorsa, bu re- zervlerin çok uzun seneler dayanmayacağı hemen hesapla- nabilir. Türkiye linyitlerinin çoğunlukla düşük ısıl değerli ve yüksek kükürt ihtiva ettiklerini biliyoruz. Ayrıca kömü - rün yanması sonunda salınan karbonik gazın da tutulması gerekiyor; önümüzdeki yıllarda hayata geçirilecek küresel yaptırımlar bunu zorunlu kılacak. Temiz kömür teknoloji- leri burada devreye giriyor ve bütün dünya bu konularda yenilikçi yöntemler ve teknolojiler geliştirmeye çalışıyor. Azot ve kükürt oksitlerinin baca gazı içindeki oranlarının azaltılması hatta sıfırlanması teknolojileri bugün gelişmiş teknolojiler. Bunların kullanılması gerek. Kullanılmadığı takdirde cezai yaptırımların devreye girmesi şart. Karbonik gazın tutulmasına yönelik teknolojiler yeni geliştiriliyor. Mesela oksijenli yakma teknolojileri. Ayrıca bu teknoloji, ısıl değeri zaten düşük olan linyitlerin ihtiva ettikleri karbo- nun son gramına kadar ısıya çevrilmesini sağlar yani ve- rimliliği arttırır. Oksijenli yakma teknolojisinin en büyük sorunu gerekli oksijen üretiminin gerektirdiği enerji mali- yeti. Bu gereksinim bir kömür santralının enerji verimlili- ğini yüzde 30 kadar azaltabilecek önemli bir maliyettir. Bu soruna dünyanın her tarafında çözümler aranmaktadır. AB programları bu yönde önemli destekler vermektedir. ‘Mikro yosun üretilmeli’ ABD’nin temsilcisi Türkiye’ye geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, Çek Cumhuriyeti AB Dönem Başkanlõğõ’nõn Gazze ile ilgili toplantõsõna katõlmak için Belçika’nõn başkenti Brüksel’e gitti. Havalimanõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Babacan, ABD’nin yeni Orta Doğu temsilcisi George Mitchell’õn bu hafta bölgeye yapacağõ ziyaret çerçevesinde Türkiye’ye gelmesinin öngörüldüğünü söyledi. Babacan, “Tarih üzerinde mutabõk kalõrsak, ki bir tarih buluruz önümüzdeki hafta için, kendisi buraya gelecek” diye konuştu. Tarımda gen değiştirme DENİZLİ (AA) - Denizli Ziraat, Kimya ve Gõda Mühendisleri Odalarõ tarafõndan Denizli Esnaf Sarayõ‘nda düzenlenen “Genetiği Değiştirilmiş Ürünler ve Yaşam Riskleri” konulu konferansta konuşan Yõldõz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Şeminur Topal, tarõm ve tõpta yaygõn olarak kullanõlan genetik değişiminin, kazancõ çok olduğu için tarõmda daha yaygõn olduğunu bildirdi. Topal, genetik transferlerin Alzheimer’dan kalp hastalõklarõna dek birçok hastalõğõ tetiklediğini belirtti. 20 bin megavat yatırım İstanbul Haber Servisi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler, Türkiye’nin rüzgâr potansiyelinin 48 bin megavat olduğunu belirtererek 2020 yõlõna kadar bu potansiyelini 20 bin megavatõnõ kurmaya karar verdiklerini söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Okulu’nda dün düzenlenen toplantõda konuşan Güler, çõkardõklarõ yasa ile 500 kilovata kadar istenilen her türbinin izin almadan Türkiye’de kurulabileceğini, böylece tüketicilerin üretici haline geldiğini vurguladõ. BOTAŞ’a ilişkin haberleri de değerlendiren Güler, “BOTAŞ şu ana kadar 1 kuruş zarar etmemiştir” dedi. Genç kız şofben kurbanı İstanbul Haber Servisi - Sarõyer Etiler Cengiz Topel Caddesi 37 numaralõ binada oturan Hatice Kaya (39), kõzlarõ Tuba (16), Yeşim (18) ve annesi Melek Kaya (59), şofbenden sõzan karbonmonoksit gazõndan etkilenmeleri üzerine ambulansla İstinye Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Yeşim Kaya kurtarõlamazken, diğer 3 kişi tedavi altõna alõndõ. Tuba Kaya’nõn Şişli Etfal Hastanesi’ne sevk edildiği öğrenildi. - Enerji bağõmsõzlõğõ konusuna ve fosil yakõtlarõn çevresel etkilerini azaltmaya nasõl yaklaşabiliriz? Dünyadaki çalõşmalarõ özetleyebilir misiniz? - Evet, fosil yakıtlara bağımlılık daha uzun süreler devam edecek. Bu kaynaklar tükenmez bile olsalardı, sal- dıkları karbonik gaz ve bunun sera gazı et- kisi, yani küresel ısınma ve iklim değişikli- ğine etkisi yüzünden, fosil kaynakların şim- diye kadarki umursamaz kullanılma şekillerini değiştirmemiz gerekiyordu. Dolayısıyla hem çev- re sorunları açısından hem de fosil kaynakların tükenebilirliği açısından yeni yaklaşımlar ve teknolojiler geliştirmek gerekiyor. Bir de bu kay- naklara sahip ol- mayan Türkiye gi- bi ülkelerin özel durumları var. İt- hal doğalgaz ve petrol açısından Türkiye’nin yapa- bileceği tek şey bunların yerine geçebilecek, kıs- men bile olsa, yerli ve yeni kaynak üretmektir. TPAO’nun sürdürmekte ve hızlandırmakta ol- duğu arama çalışmaları desteklenmeli. Do- ğalgazın kısmi ikamesi için kullanılabilecek fo- sil olmayan yerli kaynaklar arasında en kap- samlı olanı her çeşit organik atığın ve artı- ğın çürütülmesi ile elde edilen biogazdır (metan gazı ve karbonik gaz karışımı). Bu atıkların biogaza çevrilmesi hem atık- ların bertaraf edilmesini sağlıyor hem de atıklar biokütle kaynaklı olduk- ları için karbonik gaz salımına net etkisi olmuyor. Üstelik bu gazın üretilme tekno- lojisine Türkiye sahip olmak üzere. Doğalgaz yerine biogaz - Siz ICARE olarak Türkiye ile ne tür ortak projeler yürütüyorsunuz? - Benim koordinatörlüğüm altõnda yani ICARE-CNRS olarak Türki- ye’den de TKİ (Türkiye Kömür İş- letmeleri), EÜAŞ ve HABAŞ’õn da içinde bulunduğu büyük bir kon- sorsiyom oluşturduk; TÜBİTAK’õn da yardõmõyla AB çerçeve prog- ramlarõnõn kapõlarõnõ çalmaya baş- ladõk. Projenin konusu EÜAŞ’nin TKİ linyiti yakan santrallarõndan birini oksijenli yakma sistemine dönüştürmek. Yabancõ ortaklar Fran- sa, İtalya, Yunanistan, Almanya, İn- giltere ve Hollanda’dan RWEPower, AEA, CKD (ex Skoda) gibi firmalar, üniversiteler ve araştõrma enstitüle- ri var. Bunun yanõ sõra METU Ma- kina Fakültesi ile linyit parçacõkla- rõnõn yanmasõ üzerine bir ortak araş- tõrma devam ediyor; TPAO ile do- ğalgaza hidrojen katõlmasõ projesi ise yazõlma aşamasõnda... Karbonik ga- zõn tutulmasõndan sonra önemli bir soru elbette bu gazõ ne yapacağõmõz. Bugün en gelişmiş fikir bu gazõ yer- altõnda depolamak. Bu fikrin teknik, ekonomik ve de toplumsal kabul açõsõndan fizibilitesi dünyanõn çeşitli yerlerinde yapõlmaktadõr. Diğer bir yaklaşõm da tutulan karbonik gazõ de- polamak yerine akõllõ bir şekilde kullanmak. Bu konuda da çeşitli fi- kirler ve çalõşmalar var. Karbonik gazõ doğalgaz ve petrol kuyularõna basarak kuyularõn üretim verimli- liklerinin arttõrõlmasõ veya derin kö- mür yataklarõnda barõnan metan gazõnõn yeryüzüne çõkarõlmasõ bu fikirler arasõnda. HEM BESİN HEM ENERJİ Benim tercih ettiğim yaklaşõm tu- tulan karbonik gazõn mikro yosun üretiminde kullanõlmasõ. Mikro yo- sun dediğimiz mikro organizmalar õşõk, karbonik gaz ve bazõ besleyici- ler kullanõlarak yoğun bir şekilde üretilebiliyorlar. Üretim teknolojisi olarak havuzlar veya kapalõ reak- törler kullanõlõyor. Mikro yosunlar bol miktarda protein ve lipid yani yağlõ maddeler ihtiva eder. Protein elbette gõda maddesi olarak, lipidler de bioyakõt üretiminde kullanõlabilir. Kanola ile karşõlaştõrõnca, mikro yosunlardan hektar başõna defalar- ca daha fazla bioyakõt üretilebiliyor. Bu yaklaşõmõn diğer önemli bir ya- nõ da mikro yosunlarõn ürerken kar- bonik gazõn karbonunu alõp oksije- nini salmalarõdõr. Yani bu oksijen, oksijenli yakma teknolojisine gere- ken oksijeni getirebilir. Mikro yo- sunlarõn atõk sularõn temizlenme- sinde kullanõlma potansiyeli de var. Gõda üretiminde kullanõlan arazi ve suyla rekabet etmeyen bir biokütle. Üstelik hem yenilebilir hem de ye- nilenebilir bir kaynak! YERLİ VE YENİLENEBİLİR Türkiye’nin uzun dönemli enerji stratejilerinde mikro yosun üretil- mesine yer verilmelidir. Başarõlõrsa tam anlamõyla yerli ve yenilenebilir sõvõ yakõt üretilebilir. Linyit sant- rallarõndan çõkan karbonik gazõn, Türkiye’nin güneşinin kullanõlaca- ğõ en akõllõ yaklaşõmlardan biri bu. Bilimsel ve teknolojik çalõşmalar için gerekli birikim Türkiye’de var- dõr; mesela Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde ve Ege Üniver- sitesi’nde. Ben de ICARE’de uygun mikro yosun çeşitlerini seçme ça- lõşmalarõnõ yürütüyorum ve şimdi de Türkiye konsorsiyomunu oluşturu- yorum. Ege Üniversitesi de projede olacak. Sonuçta, bu ve buna benzer yeni- likçi konularda hamle yapma zamanõ geldi, hatta geçiyor bile. 1951 İstanbul doğumlu olan İskender Gökalp, Saint-Joseph Lisesi’ni ve İTÜ Maki- na Fakültesi Uçak Bölümü’nü bitirdikten sonra 1974 yılında Paris Üniversitesi’ne doktora yapmaya gitti. 1983 yılında CNRS’ye araştırmacı olarak alındı ve Orle- ans’daki Yanma Laboratuvarı’na atandı. 2003 yılında bu laboratuvarın müdürü ol- du. 2007 yılında Yanma, Aerotermik, Reaktivite ve Çevre Enstitüsü’nü kurdu. 100 kadar araştırmacı ve destek personelinin çalıştığı bu enstitünün iki büyük Ar-Ge ala- nı Enerji&Çevre ve Uzay&Uzaya ulaşma. İskender Gökalp’in 80’in üzerinde citati- on endeksli yazısı, 500’den fazla makale ve sunumu var. İskender Gökalp 2001’de Avrupa Yanma Enstitüleri Federasyonu’nu kurdu, halen bu federasyonun başkanlı- ğını yürütüyor. Çeşitli AB programlarında proje yürütücüsü olarak çalıştı; şu anda AB 7. Çerçeve Programı’nın uzay alanında değerlendirici olarak görev yapıyor. P O R T R E / D R . İ S K E N D E R G Ö K A L P Santrallara oksijenli yakma sistemi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear