24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 2009 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI ABD ve Obama - 2 Obama’nın konuşmasını dinliyorum. Ekran- daki yorumcular da konuşmadaki “şifreleri” he- yecanla “çözüyor.” Obama dünyaya güller aç- tıracak vurgusu var. “Başkan”ın konuşması etkileyici. Süslü ve de- rin duygular. Ama sokağa, sıradan Amerikalı- ya yazılmış. ABD’ye güç, umut, gelecek, güzellik vaat ediyor. Düşündüm: Bu konuşma, içeride ve dışarıda pek çok alanda önemli ölçüde yenilmiş, güç kay- betmiş, başarısızlıkla tanışmış, dünya egeme- ni bir ülke halkı için yapılıyor! O, bilim ve tek- nolojide dünyaya öncülük etmiş, büyük, başa- rılı, hayaller ülkesinin, bugün, onuru ve düşü kı- rık. Sayalım mı: Yaşamayı asla hayal edemeye- ceği bir ekonomik kriz... Kriz sonucu rüyasını bi- le görmesi olanaksız iflaslar, işsizler, yoksul- laşmalar... Yüksek teknoloji üretim ve pazarın- da büyük güç kaybı... Tarihinde yaşamadığı dış açık... Irak’ta vitrinde galibiyetmiş gibi duran, as- lında büyük yenilgi, 3000’den fazla asker kay- bı... Irak hapishanelerinde büyük işkenceha- neler... İnsan hak, onur ve özgürlüklerinin çiğ- nenmesi... Durdurulamayan İran ve atom bom- bası yayılışı... ABD müthiş bir askeri güce sahip hâlâ, ama herhangi bir ülkeyle savaşacak parasal lojisti- ğe sahip değil. Irak gibi İran’a saldıramaz. An- cak dünya bir çanak açar ve bir trilyon dolar içi- ne atarsa, belki! Ama artık o da imkânsız. Çün- kü ABD bir ülkenin işgal edilemeyeceğini artık kesin öğrenmiş durumda. Ama ne pahasına?.. Demokratlar, 8 yıllık koyu bir yeni muhafazakâr (neocon) yönetimin yarattığı karanlık bir tablo- nun sonucu iktidara geliyor. Baba Bush 1989-1993 arası yine savaşçı ve saldırgan politika sonucu iktidarı Bill Clin- ton’a devretmişti (1993-2001). ABD ve halkı, Clinton döneminde belki de ta- rihinin ekonomik açıdan en başarılı, dış açığın bile sıfırlandığı yıllarını yaşadı! Dünyada yüksek bir itibar, göreceli daha ılımlı ve insan hakları- na daha önem veren bir süper güç; doğa ve çev- reye daha çok saygı ve silah satışlarına sınırlama çabası; hasta çocuklara bedava bakım, sağlık reformu, ırk ayrımına karşı önlemler ve eğitime harcamaları gibi sosyal adımlar.. Ancak 8 yıl iktidardan uzak kalmış yeni mu- hafazakârlar “Büyük Amerikan Yüzyılı” stra- tejisiyle, Roma İmparatorluğu’nu bile gölgede bırakacak, yeryüzünde bir -ebedi ve ezeli- Amerikan İmparatorluğu planlarını dayattılar ABD’ye! Bu plan, petrolcü, silahçı, askeri sanayii sektörünün görülmemiş paralarıyla yürütüldü; sonuçta Bush, Al Gore karşısında 5’e 4 Yük- sek Mahkeme kararı ile başkan olabilmişti! 2001 İkiz Kuleler saldırısı, Bush’un ikinci dö- nemde seçilmesi için ortamı yarattı! “terorizme karşı” savaş, Afganistan ve Irak’ı işgal.. yaşa- nılan “Amerikan uygarlığı” kepazelikleri, eko- nomideki yükselen ülkeler olgusu ile birleşince... üstüne üstlük ekonomik kriz, işi bitirdi! Kimin işini? Şüphesiz, “Amerikan Yüzyılı”nın! Neocon’ların savaş stratejilerinin... Onlar (Per- le, Rumfeld vb) zaten, olanaksızlıklarını görün- ce ve stratejileri çökmeye başlayınca daha ön- ce bir bir iktidarı terk etmişlerdi... Peki Obama neyin adı? Büyük Geriçekiliş’in! Yani çöken neocon Yüzyıl Rüyası’nın ve gerileyen Amerikan He- gemonyası’nın Büyük Restorasyon Döne- mi’nin! Öyle mi? Öyle olması gerekir. Obama’nın ko- nuşması bunun mesajlarıyla dolu! Fakat uygu- lamalarla bunu göreceğiz! Özellikle askeri stra- tejilerini, programlarını ve bölgemizdeki stra- tejilerini izleyeceğiz. (“Obama - 3”, gelecek..) Not: Star gazetesi, bir çift yönlü itirafçıyı ye- niden tetikçiliğe soyundurarak Albay Kırca’nın intihar ortamını hazırladı. Star kimin? “Erdoğan fanatiğiyim” diyen, bir zamanlar Doğu Perinçek fanatiği Ethem Sancak’ın. Ne kadar gazeteci kılığında tetikçi varsa almış. Vicdanının sızla- dığına ve kimlerin eline düştüğüne yandığına eminim... Güney için düğmeye basıldı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ergene- kon soruşturmasõnõ yü- rüten İstanbul Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ, Adalet Bakanlõğõ’na başvura- rak, Kanada’da yaşayan Tuncay Güney’in ifade- sinin alõnmasõ için 1.5 yõl gecikmeyle Kanada hükümetinden adli yar- dõm talebinde bulunul- masõnõ istedi. Başvuru üzerine Adalet Bakanlõ- ğõ da Dõşişleri Bakanlõğõ ile temasa geçti. Dõşişle- ri Bakanlõğõ, Türki- ye’nin Kanada Büyükel- çiliği kanalõyla Gü- ney’in ifadesinin alõn- masõnõ sağlayacak. Ka- nada hükümeti onay ve- rirse alõnacak olasõ ifade aynõ yolla yeniden Tür- kiye’ye ulaştõrõlacak. Patlayıcıyla yakalanan kadın İstanbul Haber Ser- visi - Şişli’de çantasõnda patlayõcõyla yakalanan Gönül Erdoğan ile ken- disine yardõm ettiği öne sürülen diğer 5 sanõk hakkõnda, 7.5 ile 33 yõl arasõnda değişen hapis cezalarõ istemiyle dava açõldõ. İstanbul Cumhu- riyet Savcõlõğõ’nca ha- zõrlanan iddianamede, 11 Ekim 2008’de gözal- tõna alõnan Erdoğan’õn çantasõnda 8 kilo 800 gram patlayõcõ, 15 adet fünye ve bir el butonu bulunduğu belirtildi. Ücretli yemeğe protesto ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türk Sağlõk-Sen üyeleri, sağ- lõk çalõşanlarõna hasta- nelerde verilen yemek- ten ücret alõnmasõ uygu- lamasõnõ bugün yurt ge- nelinde protesto edecek. Sendika Genel Başkanõ Önder Kahveci, yaptõğõ yazõlõ açõklamada bugün tüm Türkiye’de saat 12.30 ile 13.30 arasõnda sağlõk hizmetinin dura- cağõnõ belirtti. Başbakanlığa yürüdüler ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - KESK’e bağlõ Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçi- leri Sendikasõ (SES) üyeleri, sorunlarõnõ dile getirmek ve taleplerini iletmek üzere Başbakan- lõk’a yürüdü. SES An- kara Şube Başkanõ İbra- him Kara, Sosyal Hiz- metler ve Çocuk Esirge- me Kurumu’nda çalõşan tüm çalõşanlarõn yararla- nacağõ şekilde katsayõya bağlõ Başbakanlõk taz- minatõ uygulamasõna bir an önce geçilmesi ge- rektiğini söyledi. Kara ve beraberindeki iki kişi toplanan imzalarõ, Dev- let Bakanõ Nimet Çu- bukçu’ya iletti. Mühendisin intiharı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Enerji ve Tabi Kaynaklar Ba- kanlõğõ’nda görevli bir mühendis intihar etti. Cebeci İlter Mahalle- si’nde oturan İlker Y. adlõ mühendis evinde ölü bulundu. Olay yerin- de inceleme yapan polis, İlker Y’nin barfiks boru- suna kendisini asarak in- tihar ettiğini belirledi. Yetkililer, mühendisin iki haftadõr bir hastane- de psikolojik tedavi gör- düğünü bildirdiler. İstanbul Haber Servisi - İstanbul 13. Ağõr Ce- za Mahkemesi, Ergenekon davasõndaki mü- dahil avukatlarõnõn, mahkeme heyetinin reddi istemini kabul etmedi. Silivri Cezaevi Kam- pusu’nda bugün devam edilecek olan Ergene- kon davasõnda savunma sõrasõ gelen Aydõnlõk Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Serhan Bolluk hazõr olmazsa İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in savunmasõnõn alõnmasõ bekleni- yor. Ergenekon davasõnõn 19 Ocak günkü du- ruşmasõnda İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’ne müdahil Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nõn avukatlarõ Ali Koç ve Özkan Yücel tarafõndan tarafsõzlõğa şüphe düşürül- düğü gerekçesiyle mahkeme heyetinin reddi istemini içeren dilekçe nedeniyle dava bugü- ne ertelenmişti. Mahkemenin resen davadan çekilmesi, bunun olmamasõ durumunda da heyetin reddi istemine ilişkin dilekçeyi ince- leyen aynõ mahkemenin diğer heyeti Ergene- kon davasõna bakan Başkan Köksal Şengün, üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk’tan oluşan heyeti reddi konusundaki talebi yerinde gör- meyerek kabul etmedi. Engin Çeber’in ölümüne neden olan devlet görevlileri yargõç karşõsõna çõktõ Çeber davasõ başladõİstanbul Haber Servisi - Engin Çe- ber’i Metris Cezaevi’nde işkenceyle öl- dürdükleri öne sürülen devlet görevlileri Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde yargõç karşõsõna çõktõ. Barolarõn ve insan haklarõ savunucularõnõn dava- ya katõlma istemleri reddedildi. Polislerin açtõğõ ateş sonucu felç olan 17 yaşõndaki Ferhat Gerçek için yapõ- lan basõn açõklamasõna katõldõğõ için tu- tuklanan Engin Çeber’in cezaevinde işkenceyle öldürülmesine ilişkin dava başladõ. Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nde görülen davanõn ilk oturu- muna 6’sõ tutuklu 41 sanõk katõldõ. Ev- rakta sahtecilik suçundan yargõlanan cezaevi doktoru ile İstinye Karako- lu’nda görevli sanõk polisler ise oturu- ma katõlmadõ. Kameralõ sistemle kay- dedilen oturumda, müştekiler Engin Çeber’in babasõ Ali Tekin, ablasõ Şerife Çeber ve Çeber’le birlikte işkence gö- ren Aysu Baykal, Cihan Gün ve Öz- gür Karakaya da hazõr bulundu. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanõ Sami Evren, Van Barosu Başkanõ Ayhan Çabuk, İn- san Haklarõ İzleme Örgütü, Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ, İnsan Haklarõ Der- neği İstanbul Şubesi’nin de aralarõnda bulunduğu çok sayõda sivil toplum ör- gütü temsilcisi de duruşmayõ izledi. ‘TOPLUMSAL BİR DAVA’ KESK Genel Başkanõ Sami Evren, bu davanõn toplumsal bir dava olduğunu ifa- de ederek, “Muhalifler devlet tara- fından kurumsal öldürülüyorsa, bu rejimin adı tartışılır. Bu rejimin tek- nik olarak adı faşizmdir. Çeber’in ölü- müyle toplumsal vicdan yaralanmış- tır. KESK olarak davanın tarafıyız. Zarar gördük. Davaya katılmak isti- yoruz” dedi. Van Barosu Başkanõ Ayhan Çabuk da Avukatlõk Yasasõ’nõn kendilerine insan haklarõnõ savunma görevi de ver- diğine dikkat çekerek, müdahale tale- binde bulundu. Diyarbakõr Barosu Yö- netim Kurulu üyesi Cihan Aydın da sa- nõklarõn işlediği suçun toplumun de- mokratik düzenine yönelik olduğunu, Türkiye’deki herkesin bu suçun mağ- duru olduğunu savunarak davaya katõl- mak istediklerini bildirdi. TİHV adõna davaya katõlmak isteyen Hürriyet Şe- ner de “İddianame sanıklar lehine ha- fifletici nedenlerle bezenmiş. Bun- dan suçluların cezalandırılması ko- nusunda kaygı duyuyoruz” dedi. BAROLARIN MÜDAHİL OLMA TALEBİ REDDEDİLDİ İstanbul, Ankara, Mersin, Bitlis, Şõr- nak, Bursa barolarõ ile İHD İstanbul Şu- besi, Çağdaş Avukatlar Derneği de da- vaya müdahil olma talebinde bulundu- lar. Mahkeme heyeti, barolarõn ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin müdahil olma taleplerini “suçtan doğrudan za- rar görmedikleri” gerekçesiyle reddetti. Çeber’in babasõ Ali Tekin, ablasõ Şeri- fe Çeber, arkadaşlarõ Aysu Baykal, Ci- han Gün ve Özgür Karakaya, davaya müdahil olarak kabul edildi. Müdahil- ler ve sanõklara, duruşma salonunun fi- ziki koşullarõnõn yetersizliği gerekçe gösterilerek, üç avukat sõnõrlamasõ ge- tirildi. Müdahiller adõna 800 avukat, mahkemeye yetki belgesi sundu. Çeber ailesinin avukatlarõndan Selçuk Kozağaçlı, iddianamede 4 sanõğõn iş- kence suçundan, diğerlerinin ise eziyet etmekten cezalandõrõlmasõnõn istendiğine dikkat çekti. Eziyet, kasten yaralama, su- çu bildirmeme iddiasõyla yargõlanan sanõklarõn da aslõnda işkence suçunu iş- lediklerini belirterek, “Bir kamu gö- revlisi görevi başındayken TCK’nin 96. maddesindeki eziyet suçunu işle- miş sayılamaz. Görevi sırasında işle- diği suç TCK’nin 94. maddesindeki iş- kence suçudur. Bu nedenle huzurda- ki sanıklara işkence suçundan ek sa- vunma hakkı verilmelidir. Yargılama aşamasında bu açığa çıkacak, ancak daha sonra sanıkları bulamama ihti- malimiz var. Bu da zamanaşımı teh- likesi doğurur” diye konuştu. SOPALARA İLGİNÇ SAVUNMA Ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis cezasõna çarptõrõlmasõ istenen tutuklu sanõk, ce- zaevi ikinci müdürü Fuat Karaosma- noğlu, “İşkence insanlık suçudur. Varsa böyle suç ortaya çıkartılsın” de- di. Çeber’e yönelik kötü muameleyi gör- mediğini ifade eden Karaosmanoğlu, Çe- ber’in darplõ olarak cezaevine alõnma- sõ ve koğuşa yerleştirilmesinin kendi var- diyasõnda olmadõğõnõ kaydetti. Duruşmada İnfaz Koruma Başme- muru Selahattin Apaydın, Çeber’i sa- yõm için oturduğu yerden kaldõrmaya çalõştõklarõ sõrada kendini geri çektiği için düştüğünü ileri sürerken, tutuklu sanõk Murat Çişe, kamera görüntülerinde elinde görülen sopaya ilişkin savunma- sõnda “koğuştan çıktığında lambanın söndüğünü, sigortanın attığını dü- şündüğü için iki süpürge sapı alarak sigortaya baktığını ancak sigortanın atmadığını fark ettiğini” belirtti. Duruşma sonrasõ açõklama yapan Çeber’in babasõ Ali Tekin, “Bakanın özür dilemesi oğlumu geri getirmiyor. Suçlular cezalandırılsın” dedi. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, bu davanõn Türkiye’de işkenceyle ölüm- lerin nasõl gerçekleştiğinin bir tescili ol- duğunu ifade ederek, bu anlamda Ada- let Bakanõ’nõn özür dilemesinin bu tescilin bir kanõtõ olduğunu vurguladõ. Demokrasi kahramanları Beşiktaş’ta anıtlaştı Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Bedrettin Cömert, Orhan Cavit Tüten- gil, Çetin Emeç, Doğan Öz, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Uğur Mumcu, Ümit Doğanay ve Asım Bezirci’nin heykelleri Abbasağa Parkı’na yerleştirildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Bakırköy Adliyesi önünde çok sayıda demokratik kitle örgütü ve insan hak- ları savunucuları gösteri yaparak suçluların cezalandırılmasını istedi. (AA) Mahkeme, ret talebini kabul etmedi ERGENEKON DAVASI İstanbul Haber Servisi - İşadamõ Üzeyir Ga- rih’i öldürme suçundan hükümlü Yener Yermez’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ta- nõk sõfatõyla ifadesi alõndõ. Savcõ Zekeriya Öz’ün Yener Yermez’i sorgularken askerliğini yaparken komutanlarõnõn sõk sõk verdiği çarşõ izinlerinde kendisini bulduğunu söylediği “Meral” isimli kadõnõn teşhis ettirileceği öne sürüldü. Kõrõkkale Cezaevi’nden yazdõğõ mektup üzeri- ne Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz’ün talebiyle İs- tanbul’a getirilen Yener Yermez 19 Ocak günü Kõrõkkale Cezaevi’nden Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Nöbetçi İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin “Ergenekon soruşturması kapsamında bilgisi- ne başvurulmak üzere hükümlü bulunduğu Kırıkkale Cezaevi’nden çıkarılarak 4 gün bo- yunca İstanbul’daki bir ceza- evinde geçici olarak kalabil- mesine” imkân sağlayan kara- rõnõ bekleyen Yermez, daha sonra Metris Cezaevi’ne konul- du. Yeni Şafak gazetesinde dün yayõmlanan habere göre Emniyet Müdürlüğü’nde tanõk sõfatõ ile önceki gün ilk sorgusu yapõlan Garih cinayeti hüküm- lüsü Yermez’i Savcõ Öz’ün sor- gulamasõ bekleniyor. Sorgu için emniyet müdürleri ve amirlerden oluşan özel bir ekip kuran Savcõ Öz’ün Garih cinayetindeki esra- rengiz kadõn “Meral”i fotoğraflardan Yermez’e teşhis ettireceği öne sürülüyor. Savcõ Öz’ün sor- guda Yermez’e bazõ görüntüler izlettirileceği ve fotoğraflar göstereceği öğrenildi. Görüntülerle Yermez’e, Hasdal Kõşlasõ’nda askerliğini yapar- ken komutanlarõnõn sõk sõk verdiği çarşõ izinlerin- de kendisini bulduğunu söylediği “Meral” isimli kadõnõn teşhis ettirileceği belirtildi. Ergenekon Savcõsõ Zekeriya Öz’ün Yener Yer- mez’i sorgulamak için oluşturduğu ekipte 2001’deki Garih cinayeti soruşturmasõna katõlan amir ve müdürler de yer alõyor. Yermez’in 4 gün sürmesi planlanan sorgusunda Meral isimli kadõ- nõn yanõ sõra cinayetten bilgisi olan diğer kişilerin de tespit edilmeye çalõşõlacağõ belirtildi. Yer- mez’in Ümit Sayın ile ilgili iddiasõnõn da araştõrõ- lacağõ belirtiliyor. Yermez’in avukatõ Mustafa Yalçınkaya, müvekkilinin Emniyet’te “tanık” sõfatõyla ifadesinin alõndõğõnõ söyledi. İstanbul Haber Servisi - Türkiye’de demokra- sinin yerleşmesine katkõ sağlayan, bu yolda yaşa- mõnõ yitiren 12 aydõnõn heykeli yapõlarak Beşik- taş’taki Abbasağa Parkõ’na yerleştirildi. Beşiktaş Belediyesi’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni- versitesi Heykel Bölümü işbirliğinde yapõlan “Demokrasi Kahramanlarına Saygı” heykelle- rinin açõlõşõ dün düzenlenen törenle gerçekleştiril- di. Heykeli yapõlan Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Bedrettin Cömert, Or- han Cavit Tütengil, Çetin Emeç, Doğan Öz, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Uğur Mumcu, Ümit Doğanay ve Asım Bezirci bundan böyle Abbasağa Parkõ’nda yaşayacaklar. Heykellerin açõlõş törenine CHP İstanbul İl Baş- kanõ Gürsel Tekin, Beşiktaş Belediyesi Başkanõ İsmail Ünal’õn yanõ sõra heykeli dikilen aydõnlarõn aileleri, sevenleri, iş ve kalem arkadaşlarõ ile çok sayõda yurttaş katõldõ. Törende konuşan Ünal, Türkiye’nin son 30-40 yõlõnõ bilim, sanat ve kültür insanlarõnõn kõyõmõna tanõk olarak geçirdiğini anõmsatarak, “İnsanca yaşama haklarını savu- nan, özgürlükleri ve erdemli yaşamayı savunan pek çok aydınımızı yitirdik. Bugün bu değerli insanların eksikliği, ülkemizin üzerindeki ay- dınlığının giderek azalmasından da belli olu- yor” dedi. Demokrasi kahramanlarõnõn “insanca yaşamı, akıl ve bilgi rehberliğini, çağdaş ve laik anayasal düzeni” savunduklarõnõ anõmsatan Ünal şöyle devam etti: “Onlar bilginin, kamu yararı- nın ve toplumsal aydınlanmanın birer gönüllü öncüsü olarak yaşadılar. Çıkarcılar ve karanlık güçler için değil, insanlığın ve ülkemizin esenliği için çalıştılar. Her türlü tehlikeyi göze alarak kör bir kurşunla, hain bir pusuyla susturulmak pahasına sözün eri, bilginin eri, kalemin eri ola- rak direndiler.” Demokrasi için ödenen bedelle- rin unutulmasõ durumunda kentlerin aydõnlõğõndan söz edilemeyeceğini savunan Ünal, şunlarõ söyledi: “Önümüzdeki süreçte demokrasi kahramanla- rının heykellerini kent içinde çoğaltacağız. On- ları unutmak onlara ve demokrasiye ihanettir.” Heykellere Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rahmi Aksungur ve öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Ferit Özşen, Prof. Dr. Vedat So- may, Doç. Dr. Neslihan Pala, Yrd. Doç. Dr. Ön- der Büyükerman ile Yrd. Doç. Dr. Yıldız Güner Turan hayat verdiler. 12 aydõnõn heykeli Abbasağa Parkõ’nda törenle açõldõ SAVCI ÖZ, YENER’İ SORGULAYACAK Esrarengiz kadõn ‘Meral’i teşhis edecek obursali@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear