26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2009 PAZARTESİ 8 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Gazze Savaşının Ardında Utanılası Hesaplar Var! Gazze’de şimdiden sayıları bine dayanan ço- ğu çocuk, kadın ve sivilin ölümü, binlerce yaralı ve az rastlanan yıkımıyla gerçek bir katliama dö- nüşen İsrail saldırısı, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘acil ateşkes’ kararına karşın şu anda bile şiddetini art- tırarak sürmektedir. İsrail’in, Güvenlik Konseyi’nin kararlarına kar- şın bildiğini okuması, kuşkusuz yeni değil. Soru- nun kırk yılı aşan tarihi, aynı zamanda ABD des- tekli müstevli İsrail’in benzer sabıkalarının da ta- rihidir. İsrail, Güvenlik Konseyi’nin sorunun çö- zümüyle ilgili düzineyle kararını dün olduğu gibi bugün de yok sayarak, BM’nin güvenilirliğine dar- be üstüne darbe indirmekte sakınca görmemek- tedir. Şu sıralarda ateşkesin yürürlüğe girmesi için taraflar arasında görüşmeler sürmektedir. Örne- ğin İsrail’in BM yardım konvoylarına ateş açarak iki kamyon sürücüsünü öldürmeleriyle askıya alınan yardımlar, kısıtlamalarla da olsa kaldığı yer- den yeniden başlamıştır. Buna karşılık İsrail sal- dırısı Gazze Şeridi’nin içlerine doğru derinleşerek sürmektedir. Anlaşılan İsrail bu kez, Lübnan sa- vaşındaki başarısızlığından ders alarak Hamas’ı bütünüyle saf dışı etmeden saldırıyı durdurmaya niyetli görünmemektedir. Bunun için zamanının fazla olmadığının da bilincindedir. Bu zaman W. Bush’un yerini Barack Obama’ya terk edeceği 20 Ocak 2009’la sınırlıdır. Nitekim, W. Bush yö- netiminin Fransa ve Mısır tarafından Güvenlik Kon- seyi’ne sunulan ateşkes karar suretini önce ‘İs- rail kendisini savunuyor’ gerekçesiyle veto edip, ardından bu kez Rice’ın aynı metnin görüşülme- sinde geri adım atarak ‘çekimser’ kalmasıyla ateşkes kararı alınmasında Obama’nın dolaylı et- kisinin olduğu söylenebilir. Obama’nın İran’la ve Hamas’la diplomatik ilişki kuracağıyla ilgili söy- lemleri de, esasen, bu konuda fazla hayale ka- pılmadan, İsrail’i W. Bush gibi ‘kayıtsız şartsız’ desteklemeye niyetli olmadığının ipuçlarını verir gibidir. Ne var ki İsrail, Hamas’ın ‘ateşkes’i uzatmama kararı alarak yeniden İsrail’e ‘sıfır zararlı’ birkaç der- me çatma roket fırlatarak İsrailli şahinlere tepsi içinde Gazze’ye saldırı bahanesi sunmaları da, kuşkusuz nedensiz değil. Hamas, iki yıla yakın İs- rail ambargosu yüzünden, Tel Aviv, ABD ve Ba- tı’nın Filistin’i bölüp parçalamak amacıyla Gazze halkını her şeyden yoksun bırakarak Filistin Kur- tuluş Örgütü’nü zayıflattığı bir ortamda seçim da- yatmış, buna karşılık Hamas’a yaptıkları yoğun ekonomik ve politik destekle de dinci rejim se- çimleri yüzde üç oy fazlasıyla alarak tarihinde ilk kez Gazze’de yönetimi ele geçirmesinin yolunu aç- mış, sonrasında da kardeşlerine karşı şiddete de başvurarak, bölgede tek başına iktidar olmuştur. Ancak iktidara gelmesinin ardından, İsrail ve ABD dinci Hamas konusunda hata yaptıklarını geç de olsa anlamış ve bu kez yeni bir ambargoyla onun Gazze halkı nazarındaki prestijini yok edip, dahası işi Gazze’ye saldırarak bizzat yarattıkları Hamas rejimini ortadan kaldırmaya kadar vardır- mıştır. Hamas’ın ateşkesi uzatmayacağını açık- layarak yeniden İsrail’e roket fırlatmasının ardın- da ise ambargonun da etkisiyle yoksunluk ve yok- sulluktan bunalan halk nezdinde tükenen presti- jiyle iktidarı kaybetme korkusu mevcut bulun- maktadır. Ancak Hamas’ın yeniden silaha sarıla- rak İsrail’in ambargo konusunda geri adım at- masını sağlayacağıyla ilgili hesabı tutmamış, ter- sine bu, İsrail’in Gazze’ye saldırmasına bahane oluşturmuştur. Görülen o ki, Hamas hesabında yanılmıştım. Şe- riatçı rejimin bir başka değerlendirme hatası ise İsrail’deki Kadima iktidarının seçim hesabıdır. Şu- bat başlarında yapılacak seçimlerde Kadima ik- tidarı, sırada bekleyen aşırı sağ Likud ve dinci it- tifakı karşısında pek fazla şansa sahip değildir. Lübnan başarısızlığı, başbakan Olmert’in yol- suzluk skandalı, daha da önemlisi muhalefetin Ha- mas karşısında ‘pasif’ kaldığı savları, Kadima koa- lisyonunu ciddi ölçüde zora sokmuştur. Bu yüz- den İsrail yönetimi Hamas’ın ateşkesi sona er- dirme kararını az bulunur bir fırsat olarak görmüş ve Gazze saldırısını, belki de Gazze’nin işgaline yönelik saldırıyı başlatmıştır. İki haftalık saldırı, Ka- dima’nın halk nezdindeki prestijinin yüzde dok- sanlara fırlamasına yol açmış, seçimlerden zaferle çıkma olasılığını ise ciddi ölçüde güçlendirmek- le kalmamış, Annapolis’te filizlenen barış umut- larının da, dünya uluslarının, Arap ülkeleri başta olmak üzere Filistin halkının bu bitip tükenmeyen çilesine duyarsızlıkları sürdüğü sürece Tanrı bilir ne kadar bir yıl daha rafa kaldırılmasının yolunu açmıştır, ki bu da İsrail şahinlerinin değişmeyen hedefleri arasındadır. Acı olan, ibret alınması gereken, dinci Hamas’ın ve müstevli İsrail’in seçmenleri etkileyerek ikti- darda kalma adına halklarını fütursuzca ateşe at- makta zerrece tereddüt etmemeleridir. B Yaşanan insanlık dramını en iyi Gazze’deki Filistinliler anlatıyor ombalar altõndaki Gazze FİDA KİŞTA G azze’deki durum İsrail Savaş Bakanlõğõ tarafõndan oldukça akõllõ bir şekilde kullanõlõyor. Evet, İsrail Savaş Bakanlõğõ. İsrail’in güvenliğini savunduğunu iddia eden, ancak Filistinlilere karşõ 1931’den 2009’a uzanan kanlõ bir savaş suçu tarihi bulunan askerlerden bahsediyorum. Kara harekâtõnõn başladõğõ son iki günden beri olaylar inanõlmaz bir boyut aldõ, izlemesi ve hakkõnda konuşmasõ çok zor. İsrail ordusu insanlarõ Cebaliye kampõndan tahliye ettiğinde, insanlar Birleşmiş Milletler okullarõna sõğõndõ. Buralarõn güvenli olacağõnõ düşünüyorlardõ ancak yanõldõlar. İsrail tank mermileri onlarõ da vurdu. Çoğu çocuk 42 kişi öldü, 95 kişi de yaralandõ. Bu saldõrõ, -benim bunlarõ yazdõğõm ana kadar- toplam kurbanlarõn sayõsõnõ 665’e çõkardõ. Bunlarõn 215’i çocuk, 89’u da kadõn. 2950’den fazla insan da yaralõ. Sayõlar gerçeği görmenize yardõmcõ olabilir. Ebu Eşa ailesi, kuzey Gazze Şeridi’ni terk ederek güvenli olduğunu düşündükleri Deyr el Balah’a doğru yola çõkmõştõ. Gazze sahilindeki yoldayken İsrail gemileri üzerlerine ateş açtõ ve hepsi öldü. Aynõ ailenin 7 üyesi daha güvenli bir yer ararken öldü. Ancak Gazze’de güvenli bir yer yok, bu katiller varken güvenlik de yok... Birçok Filistinli sağlõk görevlisi öldürüldü. Yalnõzca geçen hafta 6 sağlõk görevlisi öldürüldü, birçoğu da yaralandõ. İtfaiye binalarõnõn çoğuna saldõrõ düzenlendi. Bu insanlar veya itfaiye binalarõ Hamas’õ mõ temsil ediyor? Gazze Şeridi’nde olan insanlõk suçu; dünyadaki dürüst insanlarõn bunu durdurmasõna ihtiyacõmõz var. Dünyanın demokrasisi... Durum hayli gergin. Gazze’de olup bitenler 14 yõllõk başarõsõz müzakerelerin bir sonucu. İsrail’in barõşõ ve dünyanõn demokrasisi bu işte. Hâlâ anlamõyorum, eğer dünya Hamas’õ Filistinli bir siyasi parti olarak benimsemediyse, neden seçimlere katõlmasõnõ kabul etti? Kazandõklarõnda; bu dünyanõn hoşuna gitmedi. Neden BM seçimleri izlemek üzere gözlemciler yolladõ? Gazzelilerin aklõnda, onlarõ dünyada, en azõndan ABD ve AB’den gelecek olanõn demokrasi olmadõğõna inanmaya iten birçok soru var. Dünya, Ortadoğu’daki sağ partileri İslamcõ olduklarõ için terörist olarak tanõmlayõp, sonra da İsrailli sağ veya sol görüşlü partilerin Gazze’de Filistinlileri öldürmesini kabul mü ediyor? Şimdi Gazze’de mülteci konumunda olan Filistinlilerden İsrailli yerleşimcilerin 1948 yõlõnda çaldõğõ topraklarõn üzerindeki Sderot kentine düşen roketler büyük bir mesele oldu. Ama kimse, dünyanõn ateşkes olduğunu düşündüğü süre boyunca Gazze’de öldürülen kadõn ve çocuklara dikkat etmedi. Ortada ateşkes filan yoktu çünkü 21 Filistinli İsrail ordusu tarafõndan öldürülmüş, 70’ten fazla kişi de yaralanmõştõ. Bunlarõ duymuş muydunuz? Hiç sanmõyorum. Sadece Sderot’a düşen roketleri, yaralanan İsrailli kadõnõ ve öldürülen 42 yaşõndaki kadõnõ duydunuz. Filistinliler ve Gazzeliler konusunda endişe yok. Yardımlar ulaşmıyor Gazze Şeridi’nde insani koşullar gitgide kötüleşiyor. Yiyecek ve tõbbi malzeme sõkõntõsõ düşünülürse insani yardõm hâlâ büyük bir sorun. İsrail hükümeti, Filistinlilerin tõbbi yardõm için Mõsõr’a gidebilmeleri ve insani yõrdõmõn Gazze Şeridi’ne girmesi için sõnõr geçişlerini açtõğõnõ söylüyor. Bu bir kurdun koyunu öldürüp postunu satmasõna benziyor. Sağlõklõ olmalarõnõ istiyorlarsa neden vurdular, neden hava saldõrõlarõnõ bütün bu sivilleri yaralamadan önce durdurmadõlar? Dünyaya gõda taşõyan kamyonlarõn Gazze Şeridi’ne girdiğini söylüyorlar. Kaç kamyon var biliyor musunuz? Gazze Şeridi’nin İsrail ordusu tarafõndan şu an ikiye bölünmüş bir halde olduğunu biliyor musunuz? Bu insani yardõm Mõsõr sõnõrõndaki Refah’tan Gazze Şeridi’ne girse bile, Gazze kentine asla ulaşmayacağõ anlamõna geliyor, çünük anayol ikiye bölünmüş durumda. Bu bana eskiden Gazze Şeridi’ni ikiye bölen kontrol noktasõnõ hatõrlattõ. Ben ve arkadaşlarõm üniversiteye gidebilmek için orada saatlerce beklerdik. Ve günün sonunda hiçbir derse giremeden eve geri dönmüş olurduk. Bizim dersimiz “nasıl bekleneceği” üzerineydi. Annem evimizin kapõsõnda oturuyor ve insansõz uçaklarla F-16’larõ sayõyor. Sanõyorum ki hava saldõrõlarõnõ saymasõnõ istesem onu da sayar. Buradaki insanlar hâlâ bazen şakalar yapõyorlar. Bir arkadaşõm bana bir kõsa mesaj yollayarak şunlarõ söyledi: “Dışarı bak, F-16 sana gülümsüyor, Füzeler gözünün önünde dans ediyor, Zanana (insansız uçak) senin için şarkı söylüyor, Çünkü İsrail ulusu onlardan sana ‘mutlu yõllar’ dilemesini istiyor.” İngilizceden çeviren: Onur Uygun (Fida’nın internet günlüğü: http://www.sunshine208.b logspot.com, Gazze/Filistin, 7 Ocak 2009) Kan banyosunun bedeli SEUMAS MILNE İsrail Gazze Şeridi’ni son 12 gündür Irak savaşõnõn en karanlõk günlerini aratmayan bir kan gölüne çevirdi. ABD tarafõndan sonuna kadar desteklenen bu saldõrõda, İsrail aralarõnda en az 200 çocuğun da olduğu 650’den fazla kişiyi öldürdü, 3 binden fazla kişiyi de yaraladõ. Dün (çarşamba) BM okuluna sõğõnan 50 sivili öldürdükten sonra -BBC’nin bu büyük yõkõmla ilgili sorduğu sorulara İsrailli bakan Meir Şitrit, “Savaş bu” diye yanõt verdi- ateşkes için artan diplomatik çabalar sonucunda İsrail hükümeti katliama “insani amaçlar” için her gün 3 saatlik bir ara verme kararõ aldõ. Bütün bunlarõn bedeli yalnõzca altõsõ asker olan 10 İsraillinin ölümü oldu. Ancak ezici askeri üstünlüğünü kanõtlamasõna rağmen, İsrail 2006’da Lübnan’da olduğu gibi bir kez daha askeri ve siyasi başarõsõzlõkla karşõ karşõya. İsrail’in abluka altõndaki bölgeye yönelttiği en yõkõcõ saldõrõdan sonra Hamas hâlâ ayakta, yönetimi el değmemiş durumda ve roketleri de İsrail topraklarõnda daha öncekilerden daha uzağa gidiyor. Gazze halkõnõn Hamas’a olan desteğini azaltmak bir yana, İsrail katliamlarõ bu desteği güçlendiriyor. Şu ana kadar ortaya konan tek somut şey, Fransa Cumhurbaşkanõ Nicolas Sarkozy ve Mõsõr tarafõndan ortaya konan, Mõsõr sõnõrõnda tünellerdeki kaçakçõlõğõ kontrol edecek uluslararasõ bir gücü ve -Hamas’õn kendi şartlarõnda öne sürdüğü gibi- Gazze’nin sõnõr geçişlerinin açõlmasõnõ öngören bir ateşkes antlaşmasõ. Hamas’õn yetkisini zedelemedikçe ve Gazze’ye yabancõ askerler sokmayõ planlamadõkça, örgüt böyle bir anlaşmayõ kabul edebilir. İsrail hükümeti dün (çarşamba) ateşkesin esaslarõnõ kabul ettiğini, ancak detaylarõn görüşülmesi gerektiğini söyledi. Ancak, savaşõn Hamas’õn zaferi olduğu görülmeden bir anlaşmaya varmak zor. Bu durumda Tzipi Livni ve Ehud Barak’õn yol açtõklarõ yangõnla İsrail içinde kazandõklarõ seçmen desteği de kõsa sürede kaybolacaktõr. Bu mantõkla başlattõklarõ şey, İsrail hükümetini kabul edilemez şartlar öne sürmeye, yõkõm için Hamas’õ suçlamaya ve katliamlarõnõ daha da ileri götürmeye itecektir. Eğer İsrail’in liderleri Lübnan’da kazanamadõklarõ zaferi şimdi ilan etmek istiyorlarsa, Hamas’õn gücünü ve cazibesini, güçlendirmek bir yana, aynõ düzeyde tutmalõ. En azõndan birkaç Hamas liderini tutuklamalõ veya öldürmeli, ele geçirilen savaşçõlarõ da aşağõlayõcõ bir geçit töreniyle ifşa etmeyi, belki de bunlarõn yanõ sõra şeridin kuzeyinde bir tampon bölge kurmak istiyor olmalõlar. Hamas’a destek artıyor Ancak bu, İsrail askerlerinin kara harekâtõnõ, daha ağõr kayõplar ve azalacak kamuoyu desteği pahasõna Gazze Şeridi’ndeki şehirlerin ve mülteci kamplarõnõn kalbine doğru genişletmesini gerektiriyor. Bu noktadan sonra da, Hamas’õ yeraltõna iterek tekrar tam ölçekli bir işgal mi gerçekleştirileceği, yoksa tõpkõ 1990’larda Lübnan’da olduğu gibi İsrail hedeflerine karşõ yürütülecek yoğun bir gerilla savaşõnõn mõ bekleneceği konusunda bir ikileme düşeceklerdir. Livni ve Barak’õn ne yapõlacağõ konusunda fikir ayrõlõğõnda olmalarõna şaşmamalõ. Seçimleri ne olursa olsun, savaş şimdiden bölgedeki İsrail ve Batõ politikalarõnõn altõnõ oyuyor. Ayrõca Filistinliler arasõnda da, Hamas’a yönelik desteğin giderek arttõğõ Batõ Şeria’da ABD eğitimli, AB destekli güvenlik güçlerinin Hamas gösterilerini yasaklayõp yüzlerce göstericiyi gözaltõna aldõğõ düşünülürse, başkanlõk süresi yakõnda tamamlanan Mahmut Abbas’õn da ayağõnõ kaydõrõyor. Bu ayrõca El Fetih içindeki Filistinliler arasõnda Batõ tarafõndan dayatõlan iki başlõlõğõ reddeden grubu da güçlendiriyor. Batõ Şeria’daki El Fetih’in “Genç Muhafız” önderlerinden Hüssam Kader, Hamas ile birleşme görüşmelerinin başlatõlmasõnõ ve El Fetih bağlantõlõ El Aksa Tugaylarõ’nõn İsrail katliamlarõna karşõ Hamas ile birlikte savaşmasõnõ istiyor. “İsrail büyük bir hata yaptı, çünkü İsrail Gazze Şeridi’ni tekrar işgal etse bile savaşın sonunda Hamas güçlenmiş, El Fetih zayıflamış olacak” diyor. Hamas’õn Gazze’deki direnişini, İsrail güçlerinin Filistin Kurtuluş Örgütü ile savaştõğõ ve Yaser Arafat’õn Filistinlilerin önderliği konumunu garantileyen 1968’deki Karameh Savaşõ’na benzeten Kader, “Bu savaştan sonra, FKÖ’ye Hamas önderlik edecek” diyor. Aynõ eğilim Hamas’õn demokratik Türkiye gibi güçlü yeni destekçiler kazandõğõ ve İsrail’i üstü kapalõ şekilde destekler gibi görünen Mõsõr ve Suudi diktatörlükleri gibi Batõ müttefiklerinin popülarite kaybettiği Ortadoğu’da daha geniş ölçekte de görülebilir. Filistinlilerin çoğu, mülteci veya Hamas’õn hedef aldõğõ Aşkelon ve Aşdod’dan 1948’de etnik temizlik nedeniyle kovulan mültecilerin çocuklarõ. Ancak Batõlõ medyanõn büyük çoğunluğu bizi şuna inandõrmaya çalõşõyor: İsrail, her ülke gibi, Hamas’õn kendisine fõrlattõğõ ev yapõmõ roketlere kayõtõsõz kalamazdõ. Ancak görme bozukluğundan mustarip bu fantezi diyarõnda, 61 yõllõk ulusal bir tahliyeden, mülteci kamplarõndan, işgalden, kuşatmadan, BM Güvenlik Konseyi kararlarõnõn ve Cenevre sözleşmelerinin İsrail tarafõndan ihlal edilmesinden, yasadõşõ bir çitten, alõşõlagelmiş suikastlardan, tutuklulardan veya Batõ Şeria’dan bahsedilmiyor. Akiva Eldar’õn İsrail gazetesi Haaretz’de bu hafta yazdõğõ gibi, “Gazze’nin hâlâ, pratikte ve uluslararası hukuka göre işgal altında olduğunu” anlayamazsõnõz. Veya şimdi ateşkes sözcülüğü yapan ABD, İngiltere ve AB’nin, iki devletli çözümü öngören tutarlõ bir plan gözlerimizin önünde yok olup giderken, para, silah ve diplomatik destek temin ederek bu barbarlõğa zemin hazõrladõğõnõ da bilemezsiniz. Şimdi yalnõzca İsrail üzerinde değil, onu destekleyen ve aralarõnda İngiltere’nin de olduğu hükümetler üzerinde de baskõ kurulmalõ. Liberal demokrat lider Nick Clegg’in İsrail’e yönelik bir silah ambargosu uygulanmasõnõ ve AB ile İsrail arasõndaki yeni işbirliği antlaşmasõnõn askõya alõnmasõnõ önermesi bu yüzden bu kadar kayda değer. Dõşişleri Bakanõ David Miliband, öneriyi safça buluyor. Ancak saflõk aslõnda Batõ’nõn, bir bedel ödemeden Filistinlilere soluk aldõrmayan kan dökümünü ve adaletsizliği destekleyebileceğine inanmakta yatõyor. İngilizceden çeviren Onur Uygun (Guardian, İngiltere, 8 Ocak 2009) , İsrail’in bölgedeki sõkõ kontrolü nedeniyle Gazze’deki insanlõk ayõbõnõn boyutunu tam olarak bilebilmek güç. Ambulanslar, okullar, kadõnlar ve çocuklar bombalarõn hedefi olurken, Filistinli Fida Kişta, Gazze’deki durumu kendi internet günlüğünde anlatmaya çalõşõyor: “Kaplana acõmak, koyuna haksõzlõk yapmak olur.” Gazze’ye yönelik saldõrõlar ikinci haftayõ geride bõrakõrken, İsrail hâlâ amaçlarõna ulaşabilmiş değil. Ne Gazzelilerin Hamas’a yönelik desteği azaldõ ne de Hamas’õn yönetici kadrosu büyük bir zarar gördü. Şu anki ateşkes görüşmeleri başarõya ulaşsa da ulaşmasa da, Hamas ABD destekli saldõrõlardan güçlenerek çõkacak. Gazze’deki insanlõk dramõna kayõtsõz kalamayanlar ise, katliamõ yapanlar kadar buna göz yumanlarõ da suçluyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear