26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Hiç kuşku yok; böylesine yüklü miktarda silahı gizli yollardan edinmek ve saklamak suçtur. Ele geçirilen silahların Susurluk soruşturması dö- neminde gündeme gelen “kayıp silahlar” olduğu bilgisi var. Resmi olarak doğrulanmadan bu bağ- lantıları peşin hükümle kurmak erken. Ancak, or- tada bir suç var. Nedir o? Silah ve mühimmat bulundurmak... Bu silahlar herhangi bir eylemde kullanıldı mı? Hangi amaçla saklandı? Kim ya da kimler sakladı? Nereden alınıp getirildi? Bütün bu soruların yanıtlanması gerekir. Cumhuriyet gazetesi olarak öteden beri Erge- nekon soruşturması kapsamında değerlendirilen bu ve benzeri olayların ayrıca enine boyuna araştırılması gerektiğini vurguladık, vurgulamaya da devam ediyoruz. Cumhuriyet’in bu konulardaki bakışı ve yayın an- layışı nettir: Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun, teröre ve terör araçlı bütün faaliyetlere hayır! Ankara’da dünkü sıcak gelişmelerin bir adresi Gölbaşı ise öteki de Ümitköy’dü. Yani, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana- doğlu. Kanadoğlu kimdir? Hukukçudur... Hukukun üstünlüğüne sonuna kadar inanmış, hukuktan sapmamak gerektiğini en zor durumlarda bile savunmuş kişidir. Görev yaptığı zaman dilimi içinde “dönemimi ka- zasız-belasız atlatayım da ötesi ne olursa olsun” dememiş, siyasi iktidarın doğrularını yanlışlarını ka- palı kapılar ardında değil, açık mikrofonlar önün- de söylemiş bir kişidir. Bununla da yetinmemiş, görevi sona erdikten sonra da adeta bir “hukuk paratoneri” gibi hare- ket etmiş, nerede hukuka ters giden bir şey var- sa, görevdeymiş gibi sorumluluk bilip dile getir- miş kişidir. Hukukun emeklisi değil, emekçisi olmuştur. Bu özellikleri nedeniyle, kendisini sevmeyen ki- şilerin bile saygı duyma zorunluluğu hissettiği bir kişidir. “Söz uçar yazı kalır” deyişiyle, söylediklerini si- yasi tarihimizin arşivlerine de armağan etmiş, hu- kuk savaşımını kitaplaştırmış bir kişidir. Alaturka Demokrasi kitabı, bugünlere nasıl geldiğimizin bir başka anlatımıdır. Bu özelliklerdeki bir kişinin evi; Danıştay’da mes- lektaşlarının öldürülmesinden yazı yazdığı Cum- huriyet’in bombalanmasına, Ümraniye’de el bom- bası bulunmasından halkı hükümete karşı zorla is- yana teşvik etmeye kadar bir dizi “şüpheden” ara- nıyor. Yukarıda aynı soruşturma kapsamına sokulan iki kimlik aktardık. Kamuoyu vicdanı bu iki fotoğrafı yan yana ko- yar mı? Sanmıyoruz... Eğer Ergenekon soruşturmasının, davasının amacı devletin içine yerleşmiş, dışına da taşmış hukuk dışı unsurları ortaya çıkarmaksa, yukarıdaki dağınıklık buna hizmet etmez, edemez... Olayla- rı daha karmaşık ve içinden çıkılmaz hale getirir. Ergenekon dalgalarının medya sorumluluğunu üstlenenler, “bazı hatalar var ama, o kadar da olur” deyip geçiyorlar... Türkiye çok ciddi bir hukuk sınavından geçiyor. Sınavlarda 4 yanlış 1 doğruyu götürür ama... Hukukta öyle değildir... Bir yanlış bütün doğruları götürür! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada en önemli faydası; Türkiye’de artık hiç kimsenin ba- na dokunulmaz diyemeyeceğini” söyledi ve fakat: Bu saptamanın gerçeğe aykırı olduğunu ve do- kunulmasına izin verilmeyenlerin AKP çoğunluğu içinde barındığını unutmuş görünüyor. RTE, 2002 seçimlerinden önce milletvekili do- kunulmazlıklarına “dokunmaya” söz verdi. Fakat altı yıldır kıvırıyor. Gereğini yerine getir- memek için yalnız milletvekillerinin değil, büro- kratların da dokunulmazlığını kaldırmak koşulu ile konuya sıcak yaklaşacağını söyledi. Ana muhalefet, bu koşulu da kabul edince.. kö- şeye sıkıştı, sustu. Yüzsüzlüğün ölçüsü yok. Şimdi çıkıyorlar ekranlara; “Türkiye’de artık kimse bana dokunulamaz diyemez” diyor, önem- li görevler üstlenmiş orgenerallerin gözaltına alın- masına destek veriyorlar. Savcılık ise, hükümetin hoşgörü bakışlarından destek alıyor. Dalga dalga “şüpheli” damgası yi- yen kimilerinin, hangi nedenle bu davanın içine çe- kildiğini açıklamadan gözaltına alıyor, tutukluyor. Aylarca iddianameyi yazmadan tutuklu, tutuk- suz onlarca insana adeta Çin işkencesi uygula- nıyor. Devletin işkence yapmadığını açıklayanların kulakları çınlasın. Nihayet patlak verdi. Gözaltına alınanlar Emniyet’te bir başka model işkence ile karşılaşıyorlar. Emekli orgenerallerin, bilim adamlarının İstan- bul Emniyeti’nde ilk geceyi soğuktan titreyerek ge- çirdikleri.. bir kazak, bir çorap istemlerinin “pro- sedüre uygun değil” gerekçesiyle geri çevrildiği.. bu koşullar altında hatta orgenerallerin Emniyet’te ifade vermek istemedikleri avukatları tarafından ka- muoyuna duyuruldu. Hatta ve hatta gözaltına alınanların bir başka tür- den, örneğin “önünü ilikle, bana bak, sağa bakma” gibi ifadelerle baskı altına alındığından söz edili- yor. Maddi kimi yöntemler dışında psikolojik baskı… Ha (katı din inançlarına karşı geldiği ileri sürü- lenleri yargılamak için kurulan kilise mahkemele- rinin işlediği) engizisyon dönemlerinde uygulanan usturaya vurulan saçsız bir başa eşit zaman ara- lıklarıyla su damlatılarak tutuklunun çıldırmasına neden olmuşsun.. ha yetmiş yaşına gelmiş insanları soğukta titremeye zorlamışsın… Fark etmez! Tabii hükümet ve yalakaları derhal yadsıya- caklardır. Bir AKP milletvekili -İzmir, İbrahim Hasgür- Ergenekon soruşturmasını geç kalmış bir operasyon diye nitelediği gibi “müjde verir gibi”, üç beş kişiyle yetinilmemesini, “daha alınacak çok kişi olması” gerektiğini söylüyor. Bu açıklama ülkenin daha nelere gebe olduğuna işaret. Şeffaflığın önde giden savunucuları ise; Orge- neral Başbuğ’un Başbakan’la, Çankaya’daki ile görüşmesinden ve Yargıtay Başkanlar Kurulu toplantısından sonra açıklamalar yapılmamasını, “konuşmadan konuşmanın” erdemi diye yorum- layan yazılar döktürüyorlar. Böylece AKP iktidarının, hele olan biteni kendi anlayışına dönüştürmekte mahir olan RTE’nin eli- ne son olayları dilediği gibi saptıran yorumlar yap- ma olanağı veriliyor. İkili görüşmeler sonunda TSK gibi, Yargıtay gi- bi kurumların Türkiye’yi ayağa kaldıran olaylar kar- şısında görüşlerini açıklamamaları, beraberinde ki- mi söylentilerin, aslı astarı olmayan söylentilerin çıkmasına hizmet edeceği neden hiç dikkate alınmıyor? Nitekim, konuşmadan konuşma gibi yeni bir de- mokratik yöntemi keşfeden genel yayın müdürü- nün gazetesinde aynı gün Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Başbuğ’un RTE’ye üç önemli mesaj verdiğini içeren bir haber yer aldı. Fazla önemsenmeyecek nitelikte mesajlar… Şimdi bu köşede Genelkurmay Başkanı’nın Baş- bakan’a “yedi generalle yirmiden fazla emekli ve- ya muvazzaf subayın gözaltına alınması Ergene- kon davasını TSK’ye bulaştırma niyetini açığa çı- karıyor” dediğini ve buna TSK olarak asla rıza gös- teremeyeceklerini ifade ettiğini yazsak… ...Bu bilgi üzerine bina edilecek söylentileri, yo- rumları hükümet veya askersel yalanlamalar ön- leyebilir mi? Anayasal ve yasal sınırlar içinde kalalım... Ka- lalım ama üstünkörü bir gerekçeyle böylesine önemli, ülkeyi bir baştan öteki başa dalgalandı- ran -üstelik TSK’yi, yargı bağımsızlığını doğrudan ilgilendiren- olayları medya aracılığıyla konuş- mamak gibi zayıf bir ilkeye de sarılmayalım! Başımızı kuma sokmayalım! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA10 OCAK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 5 Edirne B 3 Kocaeli Y 5 Çanakkale B 7 İzmir PB 11 Manisa PB 11 Aydın PB 12 Denizli PB 11 Zonguldak Y 6 Sinop Y 4 Samsun Y 5 Trabzon Y 6 Giresun Y 5 Ankara S 2 Eskişehir S 2 Konya S 3 Sıvas S 0 Antalya PB 17 Adana PB 14 Mersin PB 12 Diyarbakır S 5 Şanlıurfa PB 9 Mardin S 6 Siirt S 4 Hakkâri B - 2 Van B 2 Kars K - 1 Oslo PB - 2 Helsinki PB - 1 Stockholm PB - 2 Londra PB 0 Amsterdam PB - 2 Brüksel PB - 3 Paris PB - 1 Bonn PB 3 Münih PB 2 Berlin B - 2 Budapeşte B 0 Madrid Y 6 Viyana B 1 Belgrad PB - 2 Soyfa B 0 Roma Y 15 Atina Y 14 Zürih B - 1 Moskova B -10 Aşkabat PB 8 Astana B -10 Taşkent B 12 Bakû B 8 Bişkek PB 11 Tiflis K - 3 Kahire Y 18 Şam B 16 Yurdun kuzey kesim- leri parçalı çok bulut- lu, Marmara’nın do- ğusu, Batı Karade- niz, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Kara- deniz ve Ardahan çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu ge- çecek. Hava sıcaklığı yurdun iç ve doğu bölgelerinde 3-5 de- rece azalacak. Ermenilerden ‘özre’ soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, bazõ aydõnlar ta- rafõndan düzenlenen “Erme- nilerden Özür Dileme” kam- panyasõ ile ilgili olarak “Türk milletini alenen aşağılama” suçu kapsamõnda soruşturma başlattõ. Ankara’da yaşayan Hasan Hüseyin Satır, Sabahat Öz- gür, Mehmet İnal Kolburan, Hüseyin Erdoğan, Serdar Or- haner ve Kürşat Karacabey hazõrladõklarõ ortak dilekçeyle “Ermenilerden Özür Dile- me” kampanyasõnõ organize edenler ve bildiriye imza atan- larõn, Türk Ceza Yasasõ’nõn 301. maddesinde düzenlenen “Türk milletini alenen aşağı- lama” suçu kapsamõnda ceza- landõrõlmalarõ istemiyle suç du- yurusunda bulundu. Web sayfası Dilekçede, “kendilerine ay- dın sıfatı verilen bir kısım kişilerin internette www.ozur- diliyoruz.com adıyla bir web sayfası düzenleyip 1915 olay- ları nedeniyle Ermenilerden Özür Dileme kampanyası başlattıkları, bu doğrultuda hazırladıkları bir metni ka- muoyunun imzasına açtıkla- rı ve bu bildiri metnini bir kı- sım kişilerin de imzaladıkla- rı” belirtildi. İmzaya açõlan metinde; “1915’te Osmanlı Ermenile- rinin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınma- sını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, ken- di payıma Ermeni kardeşle- rimin duygu ve acılarını pay- laşıyor, onlardan özür dili- yorum” ifadesinin yer aldõğõ anõmsatõlan suç duyurusu di- lekçesinde şunlar kaydedildi: Dilekçede ne var? “Aynı tarihlerde Ermeni çete örgütlerinin, emperyalist işgalcilerin işbirlikçisi sıfa- tıyla yüz binlerce Türk insa- nına vahşice katliam uygula- malarına vicdanları kör ve kapalı bulunan bu sözüm ona aydınların, ‘inkâr edilmesini vicdanõm kabul etmiyor’ de- dikleri olgunun; Türklerin Ermenilere soykırım yaptık- ları iddiasından ibaret oldu- ğu, dünya âlemce bilinen bir olgudur. Çünkü şu ana kadar hiçbir geçerli delile dayandı- rılmamış bulunan sözde soy- kırım iddiasının, çirkin bir if- tiradan ibaret olduğu, Türk devletinin haklı olarak vaz- geçilmez bir politikası ola- gelmiştir. İşte aydın geçinen bildiriciler bu politikayı inkâr olarak tanımlamakta; ken- dileri bu inkâra katılmadık- larını beyanla, sözümona, Türk milletini soykırım yap- makla suçlamaktadırlar.” Suç duyurusu dilekçesini iş- leme koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, bazõ aydõnlar ta- rafõndan düzenlenen “Erme- nilerden Özür Dileme” kam- panyasõ ile ilgili olarak soruş- turma başlattõ. Basõn Suçlarõ Soruşturma Bürosu tarafõndan gerçekleştirilecek soruşturma, “Türk milletini alenen aşağı- lama” suçu kapsamõnda yürü- tülecek. Soruşturma çerçeve- sinde, söz konusu kampanyayõ düzenleyenlerin ifadelerine baş- vurulacak ve kampanyanõn yü- rütüldüğü web sayfasõ incele- necek. İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti’nden (TGC) 10 Ocak Çalõşan Gazeteciler Günü nedeniyle yapõlan açõklama- da, gazetecilerin yetersiz ka- lan yasalardan doğan kimlik sorunlarõnõn giderilmesinde hiçbir adõm atõlmadõğõna dik- kat çekilerek sorunlara, bu yõl yõpranma haklarõnõn kaldõ- rõlmasõ, Başbakanlõk’ta ya- şanan akreditasyon sorunla- rõ ve ekonomik krizin olum- suz etkilerinin de eklendiği vurgulandõ. TGC’den yapõlan açõklamada 10 Ocak 1961 günü yürürlüğe giren 212 Sayõlõ Yasa ile yeni bir dö- nem başladõğõ anõmsatõlarak “12 Mart 1971 ara döne- minde anayasa ve yasalar- da gerçekleştirilen geriye gidişler gazetecileri de önemli ölçüde etkilemiştir. Bu nedenle de ‘Çalõşan Ga- zeteciler Bayramõ’ tanımı 1972’den bu yana ‘Çalõşan Gazeteciler Günü’ne dönüş- türülmüştür” denildi. 10 Ocak 1961’in 48. yõldönü- münde, gazetecilerin sorun- larõnõn giderilmemesinin ya- dõrgandõğõ ifade edilen açõk- lamada, sorunlara her yõl ye- nilerinin eklendiği belirtildi. Yurt Haberleri Ser- visi - Kötü hava koşul- larõ yurtta yaşamõ olum- suz etkiledi. Yurt gene- linde yüzlerce köy ile ulaşõm sağlanamazken Van’da bir kişi donarak öldü. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde kõş “beyaz esarete” dündü. Yüz- lerce köy ile ulaşõm sağ- lanamazken, yetkililer, bölgede cenaze ve has- ta bulunan köylere ön- celik verilerek kapalõ köy yollarõnõn ulaşõma açõlmasõ için çalõşmala- rõn sürdürüldüğünü be- lirttiler. Hava koşullarõ- nõn yol açtõğõ elektrik ve telefon arõzalarõnõn giderilmesi için de ça- lõşmalara devam edildi. Van’da bir kişi ise do- narak öldü. Şabaniye Mahallesi Eski Edremit Sokak’ta kar yõğõnlarõ üzerinde, bir erkek ce- sedi ile karşõlaşan yurt- taşlar, polise haber ver- di. Üzerinde kimlik bu- lunmayan kişinin dona- rak öldüğü açõklandõ. Cenaze olay yeri ince- lemesinin ardõndan Van Eğitim ve Araştõrma Hastanesi morguna kal- dõrõldõ. Emniyet Müdür- lüğü yetkilileri, cesedin yabancõ uyruklu bir ki- şiye ait olabileceğini ifa- de ettiler. Ardahan’da soğuk hava nedeniyle bazõ araçlarõn yakõt de- polarõ dondu. Doğu Anadolu Böl- gesi’nde en düşük hava sõcaklõğõ ise sõfõrõn al- tõnda 29 dereceyle Er- zurum’da ölçülürken, meteoroloji yetkilileri önümüzdeki günlerde kar yağõşõnõn sürüceğini, sõcaklõklarõn da aynõ se- viyede seyredeceğini be- lirttiler. Kar yağõşõ Ka- radeniz Bölgesi’nde de etkili oldu. Rize’nin Çamlõhemşin ilçesinde eğitime ara verildi. Kay- makam İsmail Çiçek, köy yollarõnõn kapanma olasõlõğõna karşõ ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verildiğini açõkladõ. Bolu’daki Abant Ta- biat Parkõ’nda da yoğun kar yağõşõ nedeniyle ağaçlar devrildi. Ağaç- larõn devrilmesi bölgede 6 saat elektrik kesintisi- ne de neden oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazõnõ AKP Genel Merkezi yakõnõndaki Başyazõcõoğlu Ca- misi’nde kõldõ. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlõ- ğõ’nõn başlattõğõ Filistin halkõna yardõm kampan- yasõna 40 TL ile katõldõ. Erdoğan dün öğleden önce parti genel merke- zine gelerek bir süre çalõştõktan sonra, cuma na- mazõnõ kõlmak üzere genel merkezin yakõnõndaki Başyazõcõoğlu Camisi’ne geçti. Camiden ayrõlõr- ken, gazetecilerin, “Gündeme ilişkin soruları- mız var” diye seslenmeleri üzerine Erdoğan, “Soruların cevaplarını arkadaşlarım verdi, teşekkürler” dedi. Bu arada, Diyanet İşleri Baş- kanlõğõ’nõn başlattõğõ Filistin’e yardõm kampan- yasõ için Erdoğan’õn namazõnõ kõldõğõ camide de para toplandõ. Yardõmõ toplayan görevli, Başba- kan Erdoğan’õn 40 TL yardõm yaptõğõnõ söyledi. ŞAHAP AVCI ALİAĞA - Aliağa’da kurulmak istenen ter- mik santralõn hem Midilli hem de Ege kõyõ- larõna zarar vereceğini vurgulayan Türk ve Yu- nan siyasetçileri, çevre için ortak mücadele ka- rarõ aldõ. Aliağa’da Enka firmasõ tarafõndan kurulmasõ planlanan termik santralõn yaratacağõ kirlilik, Türk ve Yunan siyasetçilerin katõldõğõ “Ter- mik Santralın Ege’nin İki Kıyısına Etkile- ri” konulu panelde ele alõndõ. Bakõrçay Çev- re Platformu tarafõndan düzenlenen etkinlik- te, CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Millet- vekili Kemal Anadol, Yunanistan’õn Midil- li Adasõ Valisi Pavlos Voyacis, Ege’de Do- ğal Yaşamõ Yaşatma Derneği Başkanõ Stra- tis Potas ve yöre halkõndan yazar Hüseyin Yurttaş konuşmacõ olarak yer aldõ. Anadol, 1989 yõlõnda termik santral kurma girişimlerinin Bakõrçay Havzasõ belediyeleri, sivil toplum örgütleri ve halkõn gösterdiği kit- lesel tepkiyle engellediğini anõmsatarak, “Bu- gün havza yine aynı tehditle karşı karşıya. Halen EPDK’den bir firmanın ön lisans al- dığını, 4 firmanın da başvurusunun bu- lunduğunu biliyoruz. Bu girişim karşısın- da gerekli davalar açıldı. Hukuksal müca- dele başlatıldı. Aliağa mevcut sanayileşme sorununun üzerine bir de bu yükü kaldı- ramayacak” dedi. Midilli’deki evinin balkonuna her çõktõğõnda Aliağa’yõ gördüğünü belirten Midilli Valisi Voyacis de, “Aliağa benim balkon komşum. Bizim isteğimiz hem Midilli’de hem Alia- ğa’da yapılanların çevreye uyumlu olma- sı. Çünkü aynı çevrede yaşıyoruz. Bu gün bildiğiniz gibi bütün dünyada bir kriz ya- şanıyor. Bu krizin nedeni tüm şirketlerin yalnızca kâr düşüncesinden doğuyor. Böy- le bir termik santralın yapılmaması için eli- mizden gelen ne varsa yapacağız. Bunu Av- rupa Parlamentosu’na kadar götürüp sa- vaşacağız” diye konuştu. Potas ise, “Alia- ğa’da yapılması düşünülen bu termik sant- rala bizde dernek olarak karşıyız. Ve yö- re halkına destek vereceğiz” dedi. Bakõrçay Çevre Platformu Sözcüsü Hüse- yin Yurttaş, Aliağa’nõn yeni kirlilik unsurla- rõnõ kaldõramayacak durumda olduğunu vur- guladõ. Erdemirsonyolculuğunauğurlandõ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ge- çirdiği beyin kanamasõ sonucu yaşamõnõ yitiren İzmir Barosu Başkanõ Nevzat Erdemir son yol- culuğuna uğurlandõ. Ani ölümünün derin üzün- tüsünü yaşayan sevenlerinin ruh hali cenaze tö- renine de yansõdõ. Katõlõmcõlar gözyaşlarõnõ tutamazken mesai arkadaşlarõ Erdemir’in ül- küsünü her zaman yaşatacaklarõnõ vurguladõlar. İzmir Adliyesi, İzmir Barosu ve Alsancak Ho- cazade Camisi’nde gerçekleştirilen törenlere eşi Gülperi, kõzlarõ Duygu ve Yeşim’in yanõ sõra DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, Türkiye Barolar Birliği Başkanõ Özdemir Özok, İzmir Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu, İz- mir Cumhuriyet Başsavcõsõ Emin Özler, Ege Ordu Komutanõ Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, milletvekilleri, ilçe belediye başkanlarõ, meslek odasõ yetkilileri, sivil toplum kuruluş temsilci- leri, önceki dönem İzmir Barosu Başkanlõ- ğõ’nõ yapan isimler ve çok sayõda yurttaş katõl- dõ. Adliye önündeki törende konuşan İzmir Cumhuriyet Başsavcõsõ Emin Özler, kentte sav ve savunma arasõnda dengeli ilişkinin oluşma- sõnda Erdemir’in büyük emeğinin olduğunu vur- gularken Baro Başkan Yardõmcõsõ ve DSP İl Başkanõ Özdemir Sökmen de “Cesur yüreği kaybettik” dedi. Burada söz alan İzmir Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu da Erdemir için, “İnanmış bir yurtseverdi” yo- rumunu yaptõ. TBB Başkanõ Özok da “Erde- mir katkısız Anadolu insanıydı. Yüreği dı- şarıda, cesur, hareket halinde olan can bir dostumuzdu. Zamansız ve ani biçimde ara- mızdan ayrıldı. Erdemir’in yurtseverliği, uygarlık ve aydınlık Türkiye ülküsü hepi- mizin yolu olacak” diye konuştu. Erdemir’in cenazesi adliyedeki törenin ar- dõndan İzmir Barosu’nun önüne getirildi. Er- demir’in tabutu Türk bayrağõna sarõlõrken avu- katlõk cüppesi de tabutun üzerine konuldu. Burada söz alan İzmir Barosu Yönetim Kuru- lu Üyesi Erdoğan Öztürker, “Nevzat’ın ar- dından böyle bir konuşma yapacağım hiç ak- lıma gelmezdi. Yüreğimiz kan ağlıyor. Omuz omuza çalıştık ama onun temposuna yetişe- medik. İçimizin titremesinden ne söyleyece- ğimi bilemiyorum” dedi. Yargõtay Onursal Başkanõ Mehmet Handan Surlu da Erdemir’in, hukuk adamlõğõ, devrim- ciliği ve bağõmsõz Türkiye özlemini öne çõkar- dõğõnõ anõmsattõ. İzmir Barosu Yönetim Kuru- lu Üyesi Erdoğan Özer, Erdemir’in, cumhu- riyet devrimlerinin hukukçusu olduğunu söyledi. (Fotoğraf:OZANYAYMAN) Erdoğan’dan Filistin’e 40 TL Çevre için dayanışma Çalõşan Gazeteciler Günü YUSUF BAŞTUĞ ADANA - Çukurova 2. Kitap Fuarõ bugün başlõyor. 187 yayõnevi ve 350 edebi- yatçõyõ okurla buluşturacak fuarda 86 etkinlik düzenle- necek. Fuar kapsamõnda Mi- zah ve Altõn Koza Edebiyat Festivali gerçekleştirilecek. Cumhuriyet Kitap Kulü- bü’nün de yer alacağõ fuarõn Onur Konuğu olarak Mu- zaffer İzgü belirlendi. TÜ- YAP Adana Uluslararasõ Fuar ve Kongre Merke- zi’nde düzenlenecek olan ve Cumhuriyet yazarlarõnõn da katõlacağõ kitap fuarõ 18 Ocak’ta sona erecek. TÜYAP, Türkiye Yayõn- cõlar Birliği ve Çukurova Fuarcõlõk AŞ işbirliğinde, Adana Büyükşehir Beledi- yesi’nin katkõlarõyla düzen- lenen Çukurova 2. Kitap Fuarõ bugün 12.00’de açõla- cak. Fuarla ilgili hazõrlõklarõn tamamlandõğõnõ belirten ga- zetemiz yazarõ ve TÜYAP Kültür Fuarlarõ Genel Ko- ordinatörü Deniz Kavuk- çuoğlu, geçen yõl ilk kez dü- zenlenen fuarõn büyük ilgi gördüğünü anõmsattõ. Kitap Fuarõ başlõyor Van’da bir kişi donarak öldü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear