Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
çökecek... Siz zaten göreceksiniz de, ben de göre-
ceğim...”
ABD’den gelen haberleri dinledikçe Çakırhan’la
2000 yılındaki sohbetimiz gözümün önüne geliyor.
20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak adım adım
tek kutuplu bir dünya kurmak için her şeyi yapan
ABD’de, kapitalist sistemle bütünleşmiş kurumlar sal-
lanıyor. Dünyaya, sermayenin sınırsız özgürlüğünü ve
liberalizmi dayatan Amerika, son bir haftadaki uy-
gulamalarıyla devletçiliğin zirvesine oturdu.
150 yılı aşan geçmişe sahip Lehman Brothers dev-
letleştirilemeyecek kadar büyük bir felaket haline ge-
lince, kaderine terk edildi. Böylece bir yıl içinde ba-
tan banka sayısı 13’e ulaştı.
Çöküşün daha da derinleşmemesi için Amerikan
sigorta şirketi AIG, “ne kadar para gerekiyorsa vere-
lim” mantığı içinde kurtarıldı. Daha doğrusu devlet-
leştirildi.
Demek ki, Amerika’da da statükocu ulusalcılar var!
Kimi ülkesel değerlerin göz göre göre batmasına izin
vermediler!
1990’larda küreselleşme çok yaygın bir deyimdi.
Her derde devaydı. Dünya artık küçülüyor, bir köy ha-
line geliyordu. 21. yüzyıl pespembe hayallerle baş-
lıyordu.
Oysa madalyonun öteki yüzü öyle değildi. Dün-
yadaki gelir dengesizliği küreselleşmeyi değil, küre-
de selleşmeyi gösteriyordu. 1970’lerde zengin Kuzey
ülkeleri dünyadaki refahın yüzde 65’ine sahipti. Kü-
renin kalan kısmına ancak yüzde 35’lik refah düşü-
yordu. 1980’lerde bu oran 75’e 25 oldu. 90’larda da-
ha da derinleşti; 85’e 15...
Dünyanın pek çok bölgesinde zengin topraklara sa-
hip fakir insanlar yaşıyor. Yoksulluğun kontrollü bir
şekilde yaygınlaşması ve bu ülkelerin her dem zen-
gin ülkelere muhtaç halde tutulması, 21. yüzyılın ti-
pik politikalarından biri.
ABD’de kurtarılan iki şirkete verilen para, yüz mil-
yonlarca insanın uzun süre sağlıklı yaşamasını sağ-
layacak düzeyde.
Böyle gidebilir mi?
Aklın yolu şöyle diyor:
Her şeyin devletleştirilmesini öngören Sovyetik ya-
pının uzun süre devam etmesi olanaksızdı, çöktü. Her
şeyin özelleşmesini öngören vahşi liberal yapının da
devam etmesi çok zor.
Küreselleşmenin sonuçlarından biri de Irak’tan Af-
ganistan’a dünyanın pek çok bölgesinin kan gölüne
dönmesi... Milyonlarca ölü, bir o kadar yerinden yur-
dundan edilmiş insan...
ABD’deki son krizin ardından bütün dünya borsaları
için şu tanım kullanılıyor:
Borsalar kan kaybediyor!
Bir başka anlatımla şöyle de diyebiliriz:
Fakir ve zengin ülkeler kan gölüne dönmüş du-
rumda!
Türkiye bu süreçten nasıl etkilenecek?
Kimi, sahte kârlar peşinde koşan danışmanlık ku-
ruluşları, Türkiye’nin bu krizden etkilenmeyeceğini ilan
ediyor, hatta kârlı çıkacağını söylüyor ama, bize gö-
re çok zor!
Geçmişte bize “mükemmelsiniz” diyenler krize gir-
dikten sonra “belliydi” dediler...
Kapitalizmin kalesindeki çöküşler, dileriz aklın yo-
lunu öne çıkarır... Dünyanın daha eşit ve daha yaşanır
hale gelmesi duygusuna da yer açılır...
Sefaletin olduğu dünyada sefahatın sürmesi ola-
naksızdır!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
AKP’yi (RTE’yi) yolsuzlukla sorumlu tuttuğunu id-
dia eden mantıksız, saldırgan demeçler, konuşma-
lar... Nerede kaldı?
Oysa ortaya şimdilik fazla yazılmayan, söylenme-
yen bir başka gerçek çıktı.
Meğer RTE Deniz Feneri’ni savunayım derken ken-
dini savunmaya soyunmuş.
Frankfurt Mahkemesi kararı açıkladı: RTE’nin id-
diaları, saldırıları balon gibi bir anda sönüverdi.
On gün önce Deniz Feneri haberleri ile AKP’yi hak-
sız yere yolsuzlukla suçlayanların yalancı, müfteri, al-
çak olduğunu söyleyen RTE gitti.
Bakanlar Kurulu’nda ve AKP Merkez Yönetim Ku-
rulu’nda Deniz Feneri’nin Türkiye ayağı ile ilgili ola-
sı soruşturmaya destek veren RTE geldi.
Hükümet sözcüsü Çiçek Cemil, günlerden son-
ra savcıları göreve çağırıyor. Üstelik Deniz Feneri ile
ilgili soruşturma başlatmazlarsa sorumlu ve suçlu du-
ruma düşeceklerini söyleyerek…
Ya genel merkez adına konuşan genel başkan yar-
dımcıları?
Sanki Genel Başkanları hazret, Deniz Feneri’ni do-
laylı biçimde savunmamış, saldırgan bir tavır izlememiş
gibi… soruşturma nereye varırsa oraya kadar gitmesini
istiyorlar.
Bu aymazlığa pes doğrusu!
Şu soru şimdi yanıt arıyor: Çiçek Cemil’in, genel
merkez sorumlularının soruşturma isteyen ve destek
veren son açıklamalarına neden öncelik vermediniz?
Almanya’da yüzyılın dolandırıcıları cezalandırıl-
madan önce Başbakanınız Deniz Feneri olayını ört-
bas etmek için medyaya olanca gücüyle neden sa-
vaş açtı?
Deniz Feneri gerçeğini başka yönlere saptırmak,
din iman edebiyatı ile halkı dolandıranların marifet-
lerini kamuoyunun gözünden kaçırmak için savaş ala-
nı olarak seçtiği medyanın o gün de bugün de
görevini yerine getirdiğini artık kabul etmek zorunda
değil mi?
Bu nedenle, haksız yere suçladığı başta Doğan gru-
bundan, medyadan özür dileme gereğini duyuyor mu
acaba?
Yoksa devlet olanaklarını kullanarak dünkü saldırgan
davranışlarına yarın başka yöntemlerle devam etmek
için türlü çeşit senaryolar, planlar mı üretiyor?
Alman yargıcın işaret parmağı RTE yönetimdeki
AKP’yi gösteriyor.
Yargıç büyük bağış skandalında “bütün iplerin” Ka-
nal 7’nin elinde olduğunu söylüyor. Hüküm giyen
Mehmet Gürhan ile Mehmet Taşkan’ın Kanal 7’nin
sahibi Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mus-
tafa Çelik ile Zahid Akman’dan “gelen talimatlara gö-
re hareket ettiklerini, baş sorumluların Türkiye’de ol-
duğunu” açıklıyor.
Eğri oturuyorsun, bari doğru konuş RTE: Anka-
ra’daki dörtlünün önde gideni içli dışlı olduğun Ka-
raman yakın akraban değil mi? Almanya’daki ve Tür-
kiye’deki Deniz Feneri’ne ve Deniz Fenercilere Alman
Kanal 7’sinin açılış törenine gidecek kadar yakın dur-
madın mı?
Hukuksal açıdan önümüze ne gibi yeni olasılıklar
çıkacak, bilemeyiz ama RTE, siyasal açıdan Deniz Fe-
neri ile ilgili sorumluluğunun hesabını vermek zorunda.
Üstelik Alman yargıcın kimi irdelemeleri RTE’ye çok
yakışıyor.
Diyor ki: (Tabii Türkiye’den yönetilen) “Buradaki do-
landırıcıların basit bir eylemi söz konusu değildir. Si-
yasi ve İslami bir ideoloji vardı.”
RTE düşünce biçiminin siyasal ve İslami bir hare-
ketin içinde olmadığı düşünülebilir mi?
RTE gerçekten Deniz Feneri’nin Türkiye ayağının
soruşturulmasına gönüllü ise öncelikle RTÜK gibi gör-
sel medyaya akıl, dürüstlük, ahlak dersi veren ve ne
ki, Almanya’daki dolandırıcılık ve arsa davalarında adı
sorumlular arasında baş sırada geçen Zahid Akman
adındaki yöneticinin -soruşturmanın selametini ba-
hane ederek- görevinden ayrılmasını sağlamalı.
Bu görevi yerine getirirse ufak da olsa bir ölçüde
Deniz Feneri soruşturmasına yeşil ışık yaktığı, baş-
ka hesapların peşinde olmadığı varsayılabilir.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 19 EYLÜL 2008 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 23
Edirne PB 24
Kocaeli Y 22
Çanakkale PB 21
İzmir PB 27
Manisa PB 27
Aydın PB 29
Denizli PB 28
Zonguldak Y 21
Sinop Y 24
Samsun Y 22
Trabzon Y 21
Giresun Y 19
Ankara PB 29
Eskişehir PB 22
Konya PB 26
Sıvas Y 24
Antalya B 29
Adana B 29
Mersin B 29
Diyarbakır PB 33
Şanlıurfa B 33
Mardin B 30
Siirt B 33
Hakkâri B 23
Van PB 23
Kars Y 21
Oslo Y 12
Helsinki Y 12
Stockholm Y 12
Londra Y 18
Amsterdam B 17
Brüksel Y 15
Paris Y 16
Bonn Y 16
Münih Y 16
Berlin Y 15
Budapeşte Y 15
Madrid B 29
Viyana Y 17
Belgrad Y 15
Soyfa B 18
Roma PB 24
Atina B 27
Zürih Y 17
Moskova Y 10
Aşkabat Y 29
Astana Y 10
Taşkent B 28
Bakû PB 22
Bişkek Y 24
Tiflis Y 20
Kahire B 34
Şam B 34
Yurdun kuzey ve iç ke-
simleri parçalı ve çok
bulutlu; Karadeniz, İç
Anadolu’nun doğusu Or-
ta ve Doğu Akdeniz’in iç
kesimleriyle Kocaeli, Sa-
karya, Erzincan, Kars,
Ardahan ve Antalya çev-
releri sağanak yağışlı, di-
ğer yerler parçalı az bu-
lutlu geçecek. Hava sı-
caklığı iç ve doğu bölge-
lerde azalacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar
ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu, AB Müktesebatõnõn Üstle-
nilmesine İlişkin Ulusal Program Taslağõ’nõn
yargõ bağõmsõzlõğõ konusunda tek bir olumlu
adõm içermediğini vurgulayarak, yargõ bağõmsõz-
lõğõnõn nasõl yok edileceğine ilişkin takvimin or-
taya konulduğunu kaydetti.
YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu yaptõğõ açõk-
lamada, AB ilke, kural ve kararlarõnõn, Ulusal
Program Taslağõ’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin
erkler ayrõlõğõna dayanan hukuk devleti anlayõşõ-
nõn geliştirilmesi biçiminde yansõtõlmak yerine,
yürütme merkezli bir yapõlandõrmaya dayanak
yapõldõğõnõ belirtti. Bu durumun, 6 Mayõs
2008’de AB temsilcisine sunulan Yargõ Reformu
Strateji Taslağõ’ndaki iradenin, kararlõlõkla yaşa-
ma geçirilmesi düşüncesinin terk edilmediğini
gösterdiğine dikkat çeken Eminağaoğlu, “Evren-
sel normların, anılan Ulusal Program Taslağı
ile yaşama geçirilmesi olanaklı değildir” dedi.
‘Tek bir olumlu adım bile yok’
Taslağõn yargõ bağõmsõzlõğõ konusunda tek bir
olumlu adõm içermediğini aksine “yargı bağım-
sızlığının nasıl yok edileceğinin takvimini” or-
taya koyduğunu anlatan Eminağaoğlu şunlarõ
kaydetti: “Taslakta YARSAV’ın kapatılması-
nı öngören ve halen TBMM’de bulunan yasa
tasarısının, yargı alanında 2008 yılının dör-
düncü çeyreğinde atılacak ilk adım olarak ön-
görülmesi, demokrasi, insan hakları ve AB
normlarının içselleştirilemediğinin ve taslakta
amaçlananın da AB müktesebatı olmadığının
çok somut bir örneğidir. Yargıç ve savcıların
ilk ve tek sivil meslek örgütü olan YAR-
SAV’ın son örneği 12 Eylül döneminde rastla-
nan bir yasa tasarısı ile ortadan kaldırılacak
ilk hedef olarak seçilmesi, bu tabloda gerçek
hedefin bağımsız yargı olduğunun da işareti-
dir. YARSAV, hukukun üstünlüğünü her ko-
şulda savunmaya devam edecektir.”
Üniversitelerde sular durulmuyor
GÜRSU KUNT /
CEMİL CİĞERİM
ANTALYA / SAMSUN -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün tartõşmalõ rektör atama-
larõnõn ardõndan üniversitelerde
sular durulmuyor. Akdeniz Üni-
versitesi Mühendislik Fakültesi
Dekanõ Prof. Hikmet Rende ve
Samsun Ondokuz Mayõs Üni-
versitesi (OMÜ) Fen Bilimleri
Enstitüsü Müdürü Prof. Nur
Onar görevlerinden istifa etti.
Akdeniz Üniversitesi Tõp Fa-
kültesi Organ Nakli Merkezi Mü-
dürü Alper Demirbaş’õn eki-
biyle birlikte üniversiteden istifa
etmesinin ardõndan Rektör İsra-
fil Kurtcephe hakkõndaki iddia-
lar bitmedi. Mühendislik Fakül-
tesi Dekanõ Prof. Rende, öğretim
üyelerine istifa etmeleri konu-
sunda baskõ yaptõğõ gerekçesiyle
Kurtcephe hakkõnda suç duyuru-
sunda bulundu. Ancak baskõlara
daha fazla dayanamayan Rende
de istifa kararõ aldõ.
OMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Müdürü Onar da hukuka aykõrõ
uygulamalar nedeniyle istifa et-
tiğini açõkladõ. OMÜ Rektörü
Hüseyin Akan’õn istemiyle se-
natoda öğrenci kabul şeklinin
değiştirilerek mülakat sistemi-
nin kaldõrõldõğõnõ, tezsiz yüksek li-
sans süresinin iki yarõ yõla indi-
rildiğini belirten Onar, “Rektör,
senatoda görüşülmeden, görü-
şülmüş gibi karar aldırarak
yönetmeliği değiştirdi” dedi.
Onar, hukuksuz uygulamalarõn ip-
tali için, Yüksek Öğretim Denet-
leme Kurulu’nun inceleme yap-
masõnõ isteyeceğini söyledi.
MAHMUT LICALI
ANKARA - AKP’nin üniver-
siteden atõlan öğrencilere yönelik
çõkarmayõ planladõğõ affõn baş-
langõç tarihini önceki afla aynõ ta-
rihe çekerek türbanlõlara ikinci
şans yaratmaya çalõştõğõna dikkat
çekiliyor. Türbanlõ öğrencilerin
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün atadõğõ rektörlerle bu
haktan daha işlevsel yararlanabi-
lecekleri savunuluyor. AKP’nin
ilk affõ çõkardõğõ 2005’te rektör-
lerin çoğunluğu türbana sõcak
yaklaşmazken Gül’ün atadõğõ rek-
törlerin büyük bölümü “türbana
özgürlük bildirisine destek”
açõklamasõ yapmõştõ.
Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn iki
aydõr üzerinde çalõştõğõ öğrenci af-
fõna ilişkin tasarõ taslağõ önceki
gün Bakanlar Kurulu’na sunuldu.
Daha önce 2005 olarak belirlenen
affõn kapsamõ Bakanlar Kuru-
lu’nda genişletilerek 29 Haziran
2000 olarak belirlendi. Tasarõ
taslağõna göre, yükseköğretim
kurumlarõnõn bütün sõnõflarõnda ön
lisans ve lisans düzeyinde öğre-
nim yapan öğrencilerden 29 Ha-
ziran 2000 tarihinden yasanõn
yürürlüğe gireceği tarihe kadar
kendi isteği ile ilişiği kesilmiş
olanlar da dahil, “her ne sebep-
le olursa olsun” ilişkileri kesil-
miş öğrenciler yararlanabilecek.
AKP’nin 15 Mart 2005’te 10.
Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet
Sezer’in vetosuna karşõn çõkardõğõ
öğrenci affõnõn kapsamõ da 29 Ha-
ziran 2000 olarak belirlenmişti.
Yeni affõn kapsadõğõ tarihin
Bakanlar Kurulu tarafõndan ge-
nişletilmesiyle 2005 yõlõndaki af-
tan türban nedeniyle yararlana-
mayan öğrencilere ikinci bir şans
daha tanõnmõş olacak. İlk aftan
türbana karşõ net tutumlarõyla ta-
nõnan rektörlerin izin vermeme-
si nedeniyle faydalanamayan tür-
banlõ öğrenciler, Gül’ün atadõğõ,
türbana özgürlük bildirisine im-
za atan rektörlerle birlikte aftan
yararlanabilecek.
Muhalifler elendi
Gül, cumhurbaşkanõ seçildikten
sonra 51 rektör atadõ. Başkanõ ve
yapõsõ değişen YÖK de, hükümete
muhalif olan ve türbana karşõ tu-
tumlarõyla bilinen birçok rektörü
eledi. Geçen ağustos ve eylül
aylarõnda 44 rektör atayan Gül’ün
seçtiği adaylarõn büyük kõsmõ ya
“AKP’ye yakın” ya da “türba-
na özgürlük bildirisine imza
atan” isimlerden oluştu. Gül’ün
türbana özgürlük isteyen rektör-
leri üniversitelerin başõna getir-
mesiyle 2005’teki aftan yararla-
namayan türban nedeniyle ilişiği
kesilen öğrenciler yeni düzenle-
meyle üniversitelere daha rahat
dönebilecek. AKP dönemindeki
2. öğrenci affõndan 640 bin ön li-
sans ve lisans öğrencinin yarar-
lanmasõ bekleniyor.
Eski CHP milletvekili ve Mil-
li Eğitim Komisyonu üyesi Mus-
tafa Gazalcı, TBMM’nin üni-
versitelerin özerkliğine karõşa-
rak af çõkarmasõnõn ve öğrencilere
yeni hak vermesinin yanlõş oldu-
ğunu belirterek, dünyanõn hiçbir
yerinde öğrenci affõ gibi düzen-
lemelerin parlamentolar tarafõn-
dan yapõlmadõğõnõ söyledi.
Çayanları
anmaya 5 ay ceza
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - 68 kuşağõ liderlerinden Mahir Ça-
yan ve arkadaşlarõnõn Kõzõldere’de öldürüldükleri
evi ziyaret eden Samsun 78’liler Derneği üyesi
30 kişi, 5’er ay hapisle cezalandõrõldõ. 26 kişinin
cezasõ 5 yõl denetime tabi tutulmalarõ şartõyla er-
telenirken Samsun 78’liler Derneği Başkanõ Or-
han Ocak, avukat Recep Kaygusuz, 78’liler Fe-
derasyonu üyesi Hayati Bozer ve öğretmen ada-
yõ Sevil Topaloğlu’nun cezalarõ daha önce mah-
kûmiyetleri bulunduğundan ertelenmedi.
Samsun 78’liler Derneği yönetici ve üyelerin-
den oluşan grup, 30 Mart 2007’de Çayan ve 9
arkadaşõnõn öldürüldüğü eski adõ Kõzõldere olan
Tokat’õn Ataköy beldesindeki Hõdrellez Şenlik-
leri’ne katõldõ. Burada, Çayan ve arkadaşlarõnõ
saklayan köy muhtarõ Emrullah Aslan’õn evini
ziyaret eden ve eşi Gülbeyaz Aslan ile sohbet
eden dernek üyeleri jandarma tarafõndan gözal-
tõna alõndõ. Bir gece nezarethane tutulan dernek
üyeleri Almus Cumhuriyet Savcõlõğõ’nda ifade-
lerinin alõnmasõnõn ardõndan serbest bõrakõldõ.
Ancak Cumhuriyet Savcõsõ’nõn konuyla ilgili
fezleke hazõrlamasõ üzerine dava açõldõ. Al-
mus’ta Ağõr Ceza Mahkemesi olmadõğõ için da-
va Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde gö-
rüldü. Mahkeme heyeti “Yasadışı THKO, si-
lahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda
suç ve suçluyu övmek” gerekçesiyle dernek
üyesi 30 kişiyi 5’er ay hapisle cezalandõrõldõ. 26
kişinin cezasõ ertelenirken Kaygusuz, Ocak, To-
paloğlu ve Bozer’in cezalarõ infaz edildi.
AKP’nin çõkardõğõ ilk aftan rektörlerin geçit vermemesi nedeniyle yararlanamayan
türbanlõlar, Gül’ün atadõğõ türban yandaşõ rektörler sayesinde okullarõ dolduracak
CHP Yalova Milletvekili Mu-
harrem İnce, AKP milletveki-
li İlhan Evcin’in taşımalı eğitim
ihaleleri için tartıştığı Yalova İl Milli Eğitim Müdürü Şevki Genç’i tartakladığını doktor ra-
porlarıyla kanıtladı. İnce, geçen hafta düzenlediği basın toplantısıyla AKP’li Evcin’in taşı-
malı eğitim ihalesini eniştesine vermediği gerekçesiyle Genç’i makamında tartakladığını be-
lirtti. İnce’nin iddialarının üzerine yazılı bir açıklama yapan Evcin ise taşımalı eğitim ihale-
lerinde usulsüzlük olduğunu öne sürerek Genç ile eğitim sorunlarına duyarsız kaldığı için tar-
tıştıklarını, ancak kendisine şiddet uygulamadığını ifade etti. (Fotoğraf: FARUK KIRTAY)
AKP şiddetine doktor kanıtı
ÜAK TOPLANDI
Özcan
tehlikeleri ve
‘rüyalarını’
anlattı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - YÖK Başkanõ Prof. Dr.
Yusuf Ziya Özcan, eğer tedbir
alõnmazsa 5 ya da en fazla 10 yõl
içinde Türk yükseköğretiminin
hiçbir rekabet gücünün kalma-
yacağõnõ belirterek “Tedbir al-
mazsak biz sonunda kendi li-
se öğrencilerimize ancak eği-
tim veren, hiç dışarda rekabet
gücü olmayan bir ülke haline
geleceğiz. Bu büyük bir tehli-
ke arz etmektedir” dedi.
ÜAK, yeni kurul başkanõ ve
Van Yüzüncü Yõl Üniversitesi
Rektörü Prof. Hasan Ceylan
başkanlõğõnda ilk toplantõsõnõ
Ankara Üniversitesi Morfoloji
Binasõ’nda yaptõ. YÖK Başka-
nõ Özcan, konuşmasõna başlar-
ken “ABD’de de özgürlükçü
vaziyet alışıyla tanınan Martin
Luter King 1963’te yaptığı bir
konuşmaya, çok veciz bir ifa-
deyle başlar. ‘I have a dream’
(Bir rüyam var) der. Şimdi
ben de, rüyalarımı paylaşmak
istiyorum” dedi. En büyük idea-
linin ülkedeki herkesin yüksek
öğretim hakkõnõ kullanabilmesi
olduğunu anlatan Özcan, sis-
temde 1.2 milyon öğrenci fazlasõ
bulunduğunu, bunun en acil çö-
zülmesi gereken sorun olduğu-
nu belirtti. Özcan, ikinci arzu-
sunun gerekli öğretim üyesi ve
elemanõnõ temin etmek, diğer bir
arzusunun ise yeni kurulan üni-
versitelerin yapõlandõrõlmasõ ol-
duğunu dile getirdi. Erasmus
benzeri bir programõn Türki-
ye’de de uygulanmasõnõ istedi-
ğini belirten Özcan, “Bunun
için bütün altyapı çalışmalarını
tamamladık” dedi.
Akdeniz ve Ondokuz Mayõs’ta iki istifa kararõ daha
MEB KONSERVATUVARI TANIMIYOR
Denklik yok
CAN HACIOĞLU
ESKİŞEHİR - Milli Eği-
tim Bakanlõğõ’nõn geçen yõl
kapatmak üzere harekete geç-
tiği devlet konservatuvarla-
rõnõn ilk ve ortaöğretim bö-
lümlerinin denkliğini kabul
etmediği ortaya çõktõ.
Anadolu Üniversitesi Dev-
let Konservatuvarõ Müzik ve
Bale İlköğretim Okulu 8. sõ-
nõf öğrencisi Candeniz Gök-
taş, meslek derslerindeki ba-
şarõsõzlõk nedeniyle eğtimini
Mehmet Gedik İlköğretim
Okulu’nda sürdürmek istedi.
Okul Müdürü Kemal Durak,
öğrencinin kaydõnõ yaptõ an-
cak bir hafta sonra veli Meh-
met Göktaş’õ çağõrarak Mil-
li Eğitim Bakanlõğõ’nõn dev-
let konservatuvarlarõnõ tanõ-
madõğõnõ söyledi. İl Milli
Eğitim Müdürü İbrahim
Ceylan da öğrencinin başka
okulda eğitim göremeyece-
ğini belirtti. Vali Yardõmcõsõ
Ekrem Ballı’nõn talimatõyla
durum bakanlõğa bildirilir-
ken Candeniz Göktaş Meh-
met Gedik İlköğretim Oku-
lu’na geri döndü. Bakanlõğõn
vereceği yanõt merak konusu.
ÖĞRENCİ VE VELİLERE YENİ YÜK
Harçlara zam
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğrenci harçlarõ-
na 2008-2009 akademik yõlõ
için yüzde 7 ile 8 arasõnda de-
ğişen oranlarda zam yapõldõ.
En fazla katkõ payõnõ tõp fa-
kültesi, en düşük katkõ payõ-
nõ ise Açõköğretim Fakülte-
si öğrencileri ödeyecek. Ye-
ni düzenlemeyle, öğrenciler
tõp fakültesi için 547, diş
hekimliği ve eczacõlõk fa-
külteleri için 457, veteriner
fakültesi için 357 YTL harç
ücreti ödeyecek. Mühendis-
lik-mimarlõk fakülteleri için
358 YTL, güzel sanatlar fa-
külteleri için 358 YTL, hu-
kuk, iktisat, işletme, siyasal
bilgiler, iktisadi ve idari bi-
limler için 290 YTL katkõ pa-
yõ verilecek. Açõköğretim
fakültesi öğrencileri 66 YTL
harç ödeyecek.
Yüksekokullar içerisinde
ise en yüksek harç bedelini
devlet konservatuvarõ ve si-
vil havacõlõk ile yabancõ dil-
ler yüksekokulu öğrencileri
ödeyecek. Konservatuvar öğ-
rencileri 545 YTL, sivil ha-
vacõlõk ve yabancõ dil öğ-
rencileri ise 435 YTL harç
bedeli ödeyecek.
Türbana rektör avantajlõ af
YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU
SAMSUN 78’LİLER DERNEĞİ
‘Yargı bağımsızlığını
yok etmek istiyorlar’